Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/733 E. 2022/681 K. 02.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/733
KARAR NO: 2022/681
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2015/903
KARAR NO: 2018/1046
KARAR TARİHİ: 25/10/2018
DAVA: Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali
KARAR TARİHİ: 02/06/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalı kooperatifin 26/06/2011 tarihinde yapılan 2010 yılı Olağan Genel Kurul Toplantısına 2255 ortaktan toplam 903 ortağın katıldığını, yine davalı kooperatifin 30/06/2013 tarihinde yapılan 2012 yılı Olağan Genel Kurul Toplantısına da 2202 ortaktan toplam 757 ortağın katıldığını, her iki toplantıda da görev süresi biten yönetim ve denetleme kurulunun yerine yenisinin seçimi için görüşülen gündemin 8.maddesinin karar yeter sayısına (toplantılarda hazır bulunan ortaklar sayısının yarısından bir fazlasına) ulaşamadığını, dolayısı ile toplantıda alınan bütün kararların mutlak butlanla batıl olduğunu ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle karar yeter sayısı sağlanmadan 26/06/2011 tarihli 2010 yılı Olağan Genel Kurul Toplantısında alınan 3,4,5,6,7,8,9,10,11,12 numaralı kararların, 30/06/2013 tarihli 2012 yılı Olağan Genel Kurul Toplantısında alınan 3,6,7,8,9,10,11,12 numaralı kararların mutlak butlanla batıl olması sebebiyle iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın süresinde açılmadığını, 26/06/2011 tarihinde yapılan 2010 yılı Olağan Genel Kurul Toplantısında ve 30/06/2013 tarihinde yapılan 2012 yılı Olağan Genel Kurul Toplantısında 2 yıllık süreler ile seçilen Yönetim ve Denetim Kurulu üyelerinin görev sürelerinin sona erdiğini, bu nedenle davanın konusuz kaldığını, davacıların iptal davası açma yönünde aktif dava ehliyetleri bulunmadığını, davacıların özellikle dava ve iptal konusu yaptığı Yönetici ve Denetçi Seçimi yönündeki kararlar ve yapılan oylamaların kanuna, ana sözleşme hükümlerine uygun ve yasal kararlar olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; “Dava; kooperatif genel kurul kararlarının iptali istemine ilişkindir. 25/10/2018 tarihli duruşmadaki tarafların beyanlarına göre; davacılardan …’nun, yargılama devam ederken davalı kooperatif üyeliğinden ayrıldığı anlaşılmaktadır. Bu durum adı geçen davacının da kabulündedir. Bu durumda eldeki davaya ilişkin olarak adı geçen davacının davasında, artık kooperatif üyeliği sıfatı bulunmadığına göre hukuki yararı kalmadığından kendisi yönünden hukuki yarar dava şartı yokluğundan davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Diğer davacı …’un davası yönünden yapılan yargılama sonrasında ise; İddia ve savunmaların ileri sürülüş biçimine göre, uyuşmazlığın niteliği itibari ile çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden 26/06/2011 tarihinde yapılan 2010 yılı Olağan Genel Kurul Toplantısında ve 30/06/2013 tarihinde yapılan 2012 yılı Olağan Genel Kurul Toplantısında alınan kararların iptal koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda bilirkişi kurulu raporu alınmasına karar verilerek, davalı kooperatif ticari defter ve kayıtları, getirtilen-sunulan belgelerle birlikte dosya konusunda uzman bilirkişi Malimüşavir …, Kooperatifler uzmanı Prof. Dr. … ve …’ye tevdi edilmiş, adı geçen bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen ve bilirkişi Prof. Dr. …’nın mualif olarak imzaladığı ve muhalif görüşünü bildirdiği 11/05/2016 tarihli bilirkişi kurulu raporunun ve taraf vekillerinin itirazı üzerine aynı bilirkişi kurulundan alınan 03/05/2017 tarihli ek raporun ve muhalif bilirkişi Prof. Dr. … tarafından düzenlenen 03/05/2017 tarihli ek raporun dosya arasında olduğu görülmüştür. Alınan bilirkişi kurulu kök ve ek raporlarında; kooperatifin 26/06/2011 tarihli Genel Kurul Toplantısına, ortaklar defteri kayıtlarına göre, 2255 ortaktan 306 ortağın asaleten, 597 ortağın vekaleten iştirakiyle toplam 903 ortak iştirak ettiği ve toplantıda 12 gündem maddesinin bulunduğu, 30/06/2013 tarihli Genel Kurul Toplantısına da, 2202 ortaktan 164 ortağın asaleten, 593 ortağın vekaleten iştirakiyle toplam 757 ortak iştirak ettiği ve toplantıda 9 gündem maddesi bulunduğu, genel kurul toplantılarında 8.gündem maddeleri dışındaki tüm kararların oy çokluğu veya oy birliği ile alındığı, organ seçimine ilişkin 8.gündem maddesinin en çok oy alan listenin seçilmesiyle sonuçlandığı, Kooperatifin 26/06/2011 ve 30/06/2013 tarihli Olağan Genel Kurul Toplantılarında alınan kararların, kanun, ana sözleşme hükümlerine ve iyiniyet kurallarına uygun olduğu bildirilmiş; sadece organ seçimine ilişkin her iki toplantıda alınan 8 nolu gündem maddesine ilişkin bilirkişi kurulunda görev alan … tarafından “yok hükmünde” oldukları gerekçesiyle karşı oy kullanılmıştır. Muhalif görüşteki bilirkişi kök ve ek raporlarında 8.maddelere ilişkin olarak; Anasözleşmenin 42.maddesine dayanılarak mevcudun yarıdan fazlasının oyunu arayan Koop K. 51/1 hükmü, anasözleşmenin gerisinde bırakıldığı, anasözleşme ile söz konusu nisabın ağırlaştırılabileceği, kanunun, çok sayıdaki ortakların oyu ile organ seçimi gibi önemli işlemin yapılmasına cevaz verecek tarzda yorumlanamayacağı, anasözleşmenin daha aşağı bir karar yeter sayısı öngörmesi yönünde bir düzenleme caiz olamayacağı, aksi takdirde azınlığın çoğunluğa hakim olması sonucunu doğuracağı, bunun da kabul edilemeyeceği, ama kanunda zikredilen yeter sayının ağırlaştırılması mümkün olduğu, dava konusu genel kurullarda kazandığı söylenen listelere olumlu oy verenlerin içinde vekaleti geçersiz olanların bulunması da muhtemel olduğu, açıklanan nedenlerle olaydaki organ seçiminin geçerli olduğunun söylenemeyeceği bildirilmiştir. Alınan 03/05/2017 tarihli bilirkişi kurulu raporundaki dava konusu yapılan 8.gündem maddeleri dışındaki diğer dava konusu yapılan gündem maddelerinde alınan kararlar yönünden bilirkişi kurulu rapor ve görüşleri gerekçeli, denetlenebilir, dosya içeriğine uygun ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli görüldüğünden, mahkememizce de benimsenmiş ve hükme esas alınmıştır. Buna göre her iki toplantıdaki organ seçimine ilişkin 8.madde dışında alınan diğer kararların, bilirkişi kurulu raporunda da vurgulandığı gibi; oybirliği veya oyçokluğu ile alındığı, gerek davalı kooperatif ana sözleşmesinde gerekse yasada öngörülen toplantı ve karar yeter sayısına ulaşıldığı, dolayısı ile kanuna, ana sözleşmeye ve iyiniyet kurallarına aykırı olmadıkları anlaşıldığından 8.maddeler dışındaki gündem maddelerine ilişkin istemin reddine karar vermek gerekmiştir. Yönetim ve denetim organlarının seçimine ilişkin dava konusu yapılan her iki genel kurul toplantısında alınan 8.maddelere ilişkin olarak yapılan yargılamada; Alınan bilirkişi kurulu raporuna göre; 26/06/2011 tarihli genel kurula 903, 30/06/2013 tarihli genel kurula 757 ortağın katıldığı; yönetim ve denetim organlarının seçimlerine ilişkin olarak 8.gündem maddesi ile yapılan oylamalarda ilk toplantıda 309 oyu alan, 2.toplantıda 276 oyu alan listedekilerin yönetici ve denetici seçildikleri anlaşılmaktadır. Diğer bir anlatımla yönetim ve denetim organlarının oybirliği veya oyçokluğu ile değil; en çok oyu almak suretiyle oluşturuldukları anlaşılmaktadır. Davalı kooperatifin asa sözleşmesinin 42.maddesinde, genel kurulda organ seçimine ilişkin en çok oyu alma koşulu öngörülmüş ve az yukarıda açıklandığı şekliyle her iki genel kurulda en çok oyu alan listenin yönetim ve denetim kurulu olarak seçilmesi karar altına alınmış ise de; bilirkişi kurulundaki ayrık görüşte de vurgulandığı üzere; bu yöndeki düzenleme, 1163 sayılı Kooperatifler Yasasının 51.madde hükmüne uygun değildir. Çünkü anılan yasal düzenleme ile kararların, toplantı yeter sayısına ulaşıldıktan sonra salt çoğunlukla alınabileceği öngörülmüştür. Yasayla toplantı ve karar yeter sayısının ana sözleşmede düzenleneceği öngörülmüş ise de; bunun karar nisabına ilişkin yasanın aradığı salt çoğunluk altında bir sayı olarak yorumlanması olanaklı değildir. Bu nedenle anasözleşme ile ancak, karar alınması için oy çokluğu nisabı ağırlaştırılabilir. Bu bilgilere göre somut olaya bakıldığında; yönetim ve denetim organlarının seçilmelerine ilişkin olarak alınan 8.maddelerdeki kararların, yasanın aradığı toplantıya katılanların salt çoğunluğu ile alınmadığı, dolayısıyla bu yöndeki emredici nitelikteki yasal düzenlemeye uygun düşmeyen kooperatif ana sözleşmesinin ilgili hükümlerine göre alınan kararların butlan ile batıl olduğu kanaatine varıldığından, bilirkişi kurulundaki bu konuya ilişkin ayrık görüş benimsenmek suretiyle….”, “1-Davacılardan … yönünden açılan davanın adı geçenin kooperatif üyeliğinden ayrılmış olması dikkate alınarak hukuki yarar dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine, 2-Davacı … tarafından açılan davanın Kısmen Kabulü ile, İstabul Ticaret Sicil Müd.nün … sicil numarasına kayıtlı Davalı … Yapı Kooperatifi’nin dava konusu yapılan 2010 yılına ait 26/06/2011 tarihli genel kurulu toplantısında alınan 8 nolu karar ile 2012 yılına ait 30/06/2013 tarihli genel kurul toplantısında alınan 8 nolu kararların ayrı ayrı butlanına, Davacı tarafın fazlaya ilişkin isteminin reddine,” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süre içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Genel kurullarda alınan tüm maddelerin iptali gerektiğini, yönetici ve denetçi olmayan kooperatifte alınan kararların geçerliliğinden bahsedilemeyeceğini, kooperatif ana sözleşmesinin 33.maddesi gereğince genel kurulda kararların ortaklar cetvelinde imzası bulunanların yarıdan 1 fazlasının oyu ile alınması gerektiğini, bu durumda oy çokluğu ile alınan diğer maddelerin de geçersiz olduğunu, 26/06/2011 tarihli 2255 ortaklı kooperatifin 2010 yılı olağan genel kurul toplantısına hazirun listesi imzalarına göre 306 ortağın asaleten 597 ortağın vekaleten olmak üzere toplam 903 ortağın katıldığını, 309 oy ile yönetim ve denetim üyeleri seçildiğinden 452 olması gereken karar yeterlilik sayısına ulaşılamadığını, yine aynı şekilde 30/06/2013 tarihli 2202 ortaklı 2012 yılı olağan genel kurul toplantısına hazirun listesi imzalarına göre 164 ortağın asaleten 593 ortağın vekaleten olmak üzere toplam 757 ortağın katıldığını, 276 oy ile yönetim ve denetim üyeleri seçildiğinden 379 olması gereken karar yeterlilik sayısına ulaşılamadığını, her iki genel kurulda da gerek toplantı gerekse karar yeter sayısına ulaşılamadığından mutlak butlan durumu oluştuğunu beyan ederek, reddedilen kısım yönünden kararın kaldırılmasını ve her iki genel kurul yönünden tüm maddelerin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili yasal süre içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece 3 kişilik bilirkişi heyetinden rapor alındığını ancak bilirkişiler arasındaki görüş farklılıkları olduğunu, çelişki giderilmeden münhasıran muhalif bilirkişi Prof. Dr. …’nın muhalif raporuna dayandırmak suretiyle hatalı karar verildiğini, muhalif bilirkişi Prof. Dr. …’nın 03/06/2010 kabul tarihli 5983 sayılı kanun ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanununda yapılan değişiklikleri gözardı etmek suretiyle son derece hatalı rapor tanzim ettiğini, mahkemece bilirkişi raporunun çoğunluk görüşünü oluşturan ve her iki genel kurulda da alınan tüm kararların Kooperatifler Kanunu ve ana sözleşme hükümlerine uygun olduğunu beyan eden diğer 2 kooperatif uzmanı bilirkişinin görüşlerini değerlendirmeye almadığı gibi talepte bulunmalarına rağmen bilirkişi raporunundaki çelişkilerin giderilmesi için yeni bir heyetten rapor almadan karar verdiğini, Her iki genel kurulda alınan kararların 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 45/2, 48, 49, 51.maddeleri ile Kooperatifler Kanunu ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 1. Maddesi ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanunun 48. Maddesine eklenen hükme, Kooperatif ana sözleşmesinin 42.maddesine uygun olduğunu, Davaya konu 26/06/2011 tarihinde yapılan 2010 yılı olağan genel kurul toplantısında ortaklar defterine kayıtlı üye sayısının 2255, toplantı yeter sayısı 564, salt çoğunluk 283 üye olup yasal düzenleme gereği kullanılabilecek azami oy 612, salt çoğunluk 307, kabul oyu 309 olduğundan Kooperatifler Kanunun 51. Madde hükmüne uygun olarak yönetim ve denetim kurulu seçimi yapıldığını, Yine aynı şekilde dava konusu olan 30/06/2013 tarihinde yapılan 2012 yılı olağan genel kurul toplantısında ortaklar defterine kayıtlı üye sayısının 2202, toplantı yeter sayılı 551, salt çoğunluk 276 üye olup yasal düzenleme gereği kullanılabilecek azami oy 328, salt çoğunluk 165 olup kabul oyu 276 olduğundan Kooperatifler Kanunun 51. Madde hükmüne uygun olarak yönetim ve denetim kurulu seçimi yapıldığını, Her iki genel kurulda da yönetim ve denetim kurulu seçiminde 1163 sayılı kanun hükümlerine uygun seçimler yapılmış olup iptali gerektirir bir eksiklik bulunmadığını, Eldeki dava genel kurul kararının iptali istemiyle açılmış olup hükümsüzlük davası olmadığından, dava açma süresi genel kurulun yapıldığı tarihten itibaren 1 aylık hak düşürücü süreye tabi olduğundan hak düşürücü süre içerisinde açılmayan davanın reddi gerektiğini, İptali talep edilen 26/06/2011 tarihinde yapılan 2010 yılı olağan genel kurul toplantısında Yönetim ve Denetim Kurulu üyelerinin 2 yıl süre ile görev yapmak üzere seçildiklerini, görev sürelerinin 2 yıl sonunda sona erdiğini ve 30/06/2013 tarihli toplantıda ibra edildiklerini, yine aynı şekilde 30/06/2013 tarihinde yapılan 2012 yılı olağan genel kurul toplantısında Yönetim ve Denetim Kurulu üyelerinin 2 yıl süre ile görev yapmak üzere seçildiklerini, görev sürelerinin 2 yıl sonunda sona erdiğini ve 14/06/2015 tarihli toplantıda ibra edildiklerini, söz konusu genel kurullarda alınan ve uygulaması halen devam eden bir karar bulunmadığını bu nedenle yapılan genel kurullardan 4,5 ve 2,5 yıl sonra alınan kararların iptali istemiyle açılan eldeki davanın konusu kalmadığından bu nedenle reddi gerektiğini, 1163 sayılı yasanın 53.maddesi TTK’nın 446.maddesi kapsamında davacıların aktif dava ehliyetlerinin bulunmadığını, davanın bu nedenle de reddi gerektiğini, Eldeki dosyada tek bir dava ile iki ayrı genel kurulda alınan kararların iptalinin talep edildiğini ancak her genel kurul için ayrı ayrı iptal davası açılması gerektiğinden mevzuata aykırılık nedeniyle davanın bu nedenle de reddini talep ettiklerini beyan ederek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re’sen gözetilmiş ayrıca HMK’nın 357. maddesindeki “İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz” kuralı nazara alınmıştır. Dava, davalı … Yapı Kooperatifi’nin 26/06/2011 tarihli olağan genel kurulu toplantısında ve 30/06/2013 tarihli olağan genel kurul toplantısında toplantı ve karar yeter sayısı sağlanamadığından alınan kararların mutlak butlanla batıl olduğu iddiası ile iptallerine karar verilmesi istemine ilişkindir. Mutlak butlan (kesin hükümsüzlük) hali işlemin, başta Kooperatif Kanunu, Ticaret Kanunu ile ilgili kanunların emredici hükümlerine aykırı olmasıdır. Genel kurul kararlarının yokluğu, bunda hukuki yararı bulunan herkes tarafından ve bir süreye bağlı olmaksızın ileri sürülebilir. Bir genel kurul kararı şekil ve usul açısından geçerli olmakla birlikte, konusu bakımından TBK m. 27.maddesi uyarınca emredici hukuk kurallarına yahut ahlak ve adaba aykırı veya imkansız ise sonucu yine yokluktur. İptal edilebilirlik ise kanuna, esas mukaveleye ve afaki objektif iyi niyet kurallarına aykırılıktır. İptal edilebilir kararlar yönünden ise davanın 1 aylık hak düşürücü süre içerisinde açılması, red oyu kullanılması ve iptali talep edilen her bir madde bakımından muhalefet şerhinin sunulması gerekmektedir. “Genel kurul kararlarının oluşması için yasanın öngördüğü koşulların hiçbirisi yoksa veya karar içeriği ve esasa ilişkin ögeleri yönünden kamu düzeni, yasanın koruyucu kurallarına veya ahlak ve adaba aykırı yada konusu imkansız ise mutlak butlanla batıldır ve yok hükmündedir. Bu tür kararlar baştan beri hükümsüzdür. Sonradan geçerli duruma getirilemez. Her ilgili süreye bağlı olmadan geçersizliğin tespiti isteyebilir… Batıl genel kurul kararları baştan itibaren hüküm doğurmazlar ve daha sonra sağlığa kavuşturulamazlar; mahkemece re’sen dikkate alınırlar; bir davada itiraz olarak ileri sürülebilecekleri gibi süreye bağlı olmaksızın bir tespit davasının konusunu da oluşturabilirler. Diğer yandan söz konusu kararlar işlem güvenliği yönünden bir önemli sakıncayı içerirler. Kooperatifin bir kararının, kararın alınmasından yıllar sonra bile butlanının ileri sürülebilmesi tehlikesi ve tehdidi, kooperatifin yönetiminde, pay sahiplerinde ve alacaklılarda büyük tedirginliğe neden olabilir. Yıllar sonra mahkemece butlanın tespiti, o kararın kurduğu birçok ilişkiyi çoğu kez geriye etkili olarak ortadan kaldırır. Bu sakıncası sebebiyle mahkemelerin, geçersizlik kararlarını sıkı değerlendirmeler sonucu vermeleri gerekir… Kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı veya konusu imkansız olan genel kurul kararları kesin olarak hükümsüzdür. Genel kurul kararlarının bir kısmının hükümsüz olması, diğerlerinin geçerliliğini etkilemez, ancak kesin olarak hükümsüz kararlar olmaksızın diğer kararların alınmayacağı açıkça anlaşılırsa, kararların tamamı kesin olarak hükümsüz olur (TB m.27 kıyasen). Mutlak butlanla batıl olan genel kurul kararları kooperatif ortakları ve üçüncü kişiler açısından hiçbir hak ve borç doğurmaz. Genel kurulun bu tür kararlarının iptali, her zaman istenebilir, bir aylık hak düşürücü süreye tabi değildir. Ortakların mutlak butlanla sakat kararların iptalini isteyebilmesi için genel kurul toplantısında hazır bulunması, itirazını tutanağa yazdırması da gerekmez… Kooperatifler Kanunu’nun; toplantı nisabı sağlanmadan alınan kararları (KK m.45, 21, 22); temsile ilişkin hükümlere uyulmaksızın alınan kararları (KK m.49) ve karar nisabına uyulmaksızın alınmış kararlar (KK m.22, 51, 52, 84) emredici kanun hükümlerine aykırılık teşkil ettiğinden mutlak butlanla batıl kararlardır (Kooperatifler Hukuku, Mahmut Coşkun, sayfa 741, 742, 743, 744).” Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2015/2561 E. 2016/1050 K. sayılı 24/02/2016 tarihli ilamı; “…1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 45/2. maddesi, “Genel kurul sözleşmede gösterilen şekil ve surette toplantıya çağrılır. Toplantı nisabı sözleşmede gösterilir. Ancak yapı kooperatiflerinin genel kurul toplantısında ortakların en az 1/4’ünün şahsen veya temsilen hazır bulunmaları şarttır.” hükmünü; aynı Kanun’un 51/1. maddesi ise “Kanun veya anasözleşmede aykırı hüküm bulunmadıkça, genel kurul kararlarında ve seçimlerde oyların yarıda bir fazlasına itibar olunur” hükmünü; anasözleşmenin 33. maddesinin 1. fıkrası, “Genel kurulun toplanabilmesi ve gündemdeki konuları görüşebilmesi için, kooperatife kayıtlı ortaklardan genel kurula katılma hakkına sahip olanların en az 1/4’ünün şahsen veya temsilen toplantıda hazır bulunması gerekir. İlk toplantıda nisap temin edilmediği takdirde ikinci toplantıda nisap aranmaz.” hükmünü; 2. fıkrada ise “Genel kurulda kararlar, ortaklar cetvelinde imzası bulunanların yarıdan fazlasının oyu ile alınır.” hükmünü içermektedir. Aynı Yasa’nın “Ek ödeme Yüklemi” başlıklı 31. maddesinde “Anasözleşme, ortakları ek ödemelerle yükümlendirebilir. Ancak, ek ödemelerin yalnız bilânço açıklarını kapatmada kullanılması şarttır. Ek ödeme yüklemi sınırsız olabileceği gibi, belirli miktarlarda veya iş hacmi ile veya paylarla orantılı olarak sınırlandırılabileceği” öngörülmüştür. Aynı şekilde, söz konusu Yasa’nın 52/1. maddesinde, ek ödeme ihdası hakkında alınacak kararlar için bütün ortakların 3/4’ünün rızasının gerektiği düzenlenmiştir. Anılan hükümler emredici nitelikte olup, bu hükümlere aykırılık teşkil eden genel kurul kararları, BK’nın 19 ve 20. maddeleri hükümlerine göre mutlak butlanla batıldır. Yok hükmünde olan kararlar, baştan beri hüküm ifade etmezler ve bunların yok hükmünde olduğunun tespiti için açılacak davalarda genel kurulda muhalefette bulunmuş olma şartı aranmayacağı gibi, bir aylık hak düşürücü süre içinde açılmış olmaları da dinlenmeleri yönünden zorunlu değildir. Sonradan icazetle dahi geçerli hale gelmezler. Yokluk halinde, hukuki işlem bir veya daha fazla unsurunun yokluğu nedeniyle şeklen dahi olsa mevcudiyet (varlık) kazanamamaktadır. Hukuken yok olan bir işleme hiçbir hukuki sonuç bağlanabilmesi mümkün değildir. İptali kabil kararlar ise, daha çok ortakların menfaatlerini koruyan düzenlemelere aykırılık teşkil eden, emredici kurallar dışında, yorumlayıcı ve şekle ilişkin kuralların ihlal edildiği kararlardır. İptali gereken kararlar, baştan itibaren geçersiz olmadıklarından, iptal edilinceye kadar geçerli bir kararın hüküm ve sonuçlarını doğururlar. Bu nitelikteki kararların yokluğunun tespiti davası açabilmek için kararlara muhalif olmak gerekmediği gibi, açılacak dava da herhangi bir süreye tabi değildir…” şeklinde mutlak butlanla batıl ve iptale tabi kararlar açıklanmıştır. 1163 sayılı yasanın 45/3.maddesinde; “Toplantı nisabı anasözleşmede gösterilir. Ancak yapı kooperatiflerinin genel kurul toplantılarında ortakların en az 1/4’ünün şahsen veya temsilen hazır bulunmaları şarttır.”, 48.maddesinde; “Genel Kurulda her ortak yalnız bir oya sahiptir. (Ek fıkra: 3/6/2010-5983/1 md.) Esnaf ve sanatkârlar kredi ve kefalet kooperatifleri hariç olmak üzere, ortak sayısı 500’den fazla olan kooperatiflerin ve üst kuruluşlarının genel kurul toplantılarındaki yönetim ve denetim kurulu belirleme seçimleri, gizli oy açık tasnif esasına göre yapılır. Kooperatiflerin organ seçimlerinde her ortak, en fazla bir ortağı temsilen oy kullanabilir.Anasözleşmelerin bu fıkraya aykırı hükümleri uygulanmaz.”, 51. maddesinde; “Kanun veya anasözleşmede aykırı hüküm bulunmadıkça Genel Kurul kararlarında ve seçimlerde oyların yarıdan bir fazlasına itibar olunur. Kooperatifin dağılması veya diğer bir kooperatifle birleşmesi ve anasözleşmenin değiştirilmesi kararlarında fiilen kullanılan oyların 2/3ü çoğunluğu gereklidir. Anasözleşme, bu kararların alınması için oy çoğunluğu hakkında daha ağır hükümler koyabilir.” hükümleri yer almaktadır. Kooperatif ana sözleşmesinin 24/2. maddesi ”Ortak sayısı 1000’i geçtiğinde her ortak en çok 9 olmak üzere 1’den fazla ortağı temsil edebilir.”, 33. maddesinin 1. fıkrası “Genel kurulun toplanabilmesi ve gündemdeki konuları görüşebilmesi için, kooperatife kayıtlı ortaklardan genel kurula katılma hakkına sahip olanların en az 1/4’ünün şahsen veya temsilen toplantıda hazır bulunması şarttır. İlk ve müteakip toplantılarda da aynı nisap aranır. Genel kurulda kararlar, ortaklar cetvelinde imzası bulunanların yarıdan fazlasının oyu ile alınır.”, 42/3 maddesi “Yönetim kurulunun asil ve yedek üyeleri, genel kurulda en çok oyu alanlar arasından sıra ile belirlenir. Oylarda eşitlik halinde kuraya başvurulur.”, denetim kurulu seçimine ilişkin 52.maddesinin 2.fıkrası “Bu ana sözleşmenin 4.maddesinin 3 üncü ve 4 üncü fıkraları hükümleri denetim kurulu üye seçimlerinde de uygulanır.” hükümlerini içermektedir. Kooperatif ana sözleşmesinde, 1163 sayılı yasanın 48.maddesine paralel bir düzenleme mevcut değildir. Yönetim kurulu ve denetim kurulu seçimlerinde ana sözleşmenin 24/2 maddesinin esas alınması ise Kanunun 48. maddesindeki organ seçimlerinde her ortağın en fazla bir ortağı temsil edebileceği hükmüne aykırı olup, bu durumda uygulanacak düzenleme anasözleşmenin 24/2 maddesi değil, 1163 sayılı Kanunun 48.maddesidir. Yönetim kurulu ve denetim kurulu seçimlerinde toplantı ve karar nisabının bu hüküm esas alınarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2014/10664 E. 2015/6310 K. sayılı 06/10/2015 tarihli ilamı; “…Somut olayda, kayıtlı 3799 ortaktan 210 asaleten, 891 vekaleten olmak üzere toplam 1101 ortağın katılımı ile toplantıya başlandığı anlaşılmakla birlikte, iptali istenen 8 nolu maddeden bir önceki gündem maddesi olan 7 nolu maddenin görüşülmesine 1093 sayıda ortağın katıldığı, bir sonraki gündem maddesi olan dava konusu 8 nolu maddenin görüşülmesi sırasında ayrı bir sayım yapılmadığı ve çekimser oy kullanıldığı tespitine yer verilmediği, dolayısıyla diğerlerinin toplantı salonunu terk ettiği anlaşıldığından, dava konusu 8 nolu gündem maddesinin görüşülmesine asaleten ve vekaleten toplam 1093 ortağın katıldığının kabulü gerekir. Yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler karşısında davalı kooperatifin yönetim ve denetim organlarının seçimine ilişkin 8. gündem maddesinin görüşülmesine asaleten katılan 210 ortaktan her biri, en fazla bir ortağı temsilen oylamaya katılabilecek olduğundan, 210 ortağın da vekaleten temsil edilebileceği, böylece toplam 420 ortak katılabilecekken katılmaya hakkı olmadığı halde 1093-420=673 ortağın vekaleten toplantıya katıldığı, böylece 3799/4=950 olan toplantı nisabının sağlanamadığı, bu durumda katılmaması gerekenlerin toplantıya katılmasının toplantı nisabını, karara katılmalarının karar nisabını etkilediği anlaşılmaktadır.” Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 2021/1814 E. 2022/122 K. sayılı 19/01/2022 tarihli ilamı; “Somut olayda genel kurulda ilk sayımdan sonra yeni bir sayım yapılmamıştır. Bu durumda Bölge Adliye Mahkemesince eldeki davada 29.06.2014 tarihli genel kurul toplantısında yazılı kararlarda toplantı nisabının sağlanıp sağlanmadığının denetlenemediği ve böylece genel kurulda alınan 3, 4, 5, 6 (sadece “Aidatlarını zamanında ödemeyen üyelere aylık % 3 gecikme zammı uygulanması oy çokluğu ile kabul edildi” kısmı yönünden olmak üzere), 8, 9 (sadece denetim kurulu seçimine ilişkin son paragraf yönünden olmak üzere), 12 ve 15 nolu kararlarının yoklukla malul olduğunun tespitine karar verilmiştir. Genel kurul toplandıktan sonra önceden görüşülen gündem maddelerindeki toplantı nisabının diğer gündem maddelerinde korunduğu kabul edilmelidir. Toplantı devam ederken genel kurul toplantısından ayrılan üyeler olduğu, toplantı nisabının düştüğü, yeniden yoklama ve sayım yapılması gerektiği iddia edilerek, yeniden sayım yapılarak nisabın kaybedildiği tespit edilmedikçe, toplantı boyunca başlangıçtaki nisabın korunduğu kabul edilmelidir. Aksini iddia eden davacının bunu ispatlaması gerekir ise de, davacı tarafça bu durum ispatlanamadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile yukarıda yazılı şekilde kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.” 26/06/2011 tarihinde yapılan 2010 yılı olağan genel kurul toplantısı yönünden inceleme; Davaya konu 26/06/2011 tarihinde yapılan 2010 yılı olağan genel kurul toplantısında ortaklar defterine kayıtlı ortak sayısı 2255 olup toplantı nisabı ise bu sayının 1/4’ü olan 564 ortaktır. Toplantıya 306 ortak asaleten 597 ortak vekaleten olmak üzere toplam 903 ortak katılmıştır. Toplantı nisabının sağlandığı anlaşılmaktadır. Davacı tarafından 2010 yılı Olağan Genel Kurul Toplantısında alınan 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12 numaralı kararların yeterli nisap sağlanamadığından batıl olduğu iddia edilmektedir. Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 2021/1814 E. 2022/122 K. sayılı 19/01/2022 tarihli ilamında da ifade edildiği gibi toplantı sırasında nisabın düştüğüne ilişkin bir iddia ve bu yönde bir delil olmaması halinde başlangıçtaki nisabın korunduğuna, oylamalarda başlangıçtaki nisabın dikkate alınması gerekmektedir. Genel kurul toplantısının 3. maddesinin faaliyet raporunun okunmasına, 4. maddenin ise gelir gider hesaplarına ilişkin olduğu, 3. maddenin görüşülmesi sırasında gelir gider hesaplarının da faaliyet raporunun devamı mahiyetinde olması nedeniyle birlikte görüşülmesine oybirliği ile karar verildiği, 5.maddenin denetleme kurulu raporunun okunmasına ilişkin olduğu, bu maddelere ilişkin bir oylama yapılmadığı, 6.maddenin bilanço, gelir gider hesapları, yönetim kurulu faaliyet raporu ile denetim kurulu raporlarının görüşülmesi ve oylamasına ilişkin olduğu, bilanço ve gelir gider hesaplarının 51 ret oyuna karşılık diğer ortakların kabul oyu ile oyçokluğuyla, yönetim kurulu raporunun 51 ret oyuna karşılık diğer ortakların kabul oyu ile oyçokluğuyla, denetim kurulu raporunun 58 ret oyuna karşılık diğer ortakların kabul oyu ile oyçokluğuyla kabul edildiği, toplantı ve karar nisabının yeterli olduğu, 7.maddenin yönetim ve denetim kurullarının ibrasına ilişkin olduğu, yönetim kurulu raporunun 35 ret oyuna karşılık diğer ortakların kabul oyu ile oyçokluğuyla, denetim kurulu raporunun 50 ret oyuna karşılık diğer ortakların kabul oyu ile oyçokluğuyla kabul edildiği, toplantı ve karar nisabının yeterli olduğu, 9.maddenin yeni seçilen yönetim ve denetim kurulu üyelerine verilecek aylık ücretin görüşülmesine ilişkin olduğu, teklifin oybirliği ile kabul edildiği, 10.maddenin 2011 yılı tahmini bütçesinin görüşülmesine ilişkin olduğu oybirliği ile kabul edildiği, 11.maddenin İBB ve … Ltd. Şti ile kooperatif arasında mevcut inşaat sözleşmelerinin feshi, tadili ve benzeri gelişmelere göre yönetim kuruluna alternatifli yetki verilmesine ilişkin olduğu, 11 alt madde halinde görüşülen konulara ilişkin yönetim kuruluna yetki verilmesi konusunda ayrı ayrı yapılan oylamalarda 8 ret oya karşılık diğer ortakların kabul oyu ile oyçokluğu sağlanarak karar alındığı, toplantı ve karar nisabının yeterli olduğu, 12.gündem maddesinin kooperatifin 2010 yılında elde ettiği karın ortaklara dağıtılmayıp kooperatifin menfaati doğrultusunda değerlendirilmesi amacıyla yedek akçe olarak ayrılmasına ilişkin olduğu ve oybirliği ile kabul edildiği anlaşılmakla, bu kararların gerek toplantı gerekse karar yeter sayısı bakımından emredici kanun hükümlerine aykırılık teşkil etmediği anlaşılmaktadır. Mahkemece butlan kararı verilen 8.madde ise yönetim kurulu ve denetim kurulu üyelerinin seçimlerine ilişkindir. 1163 sayılı Kanunun 48.maddesinde her ortağın en fazla 1 ortağı temsilen oy kullanabileceği düzenlendiğinden, yönetim kurulu ve denetim kurulu seçimlerinde toplantıya asaleten katılan ortak sayısı kadar vekaleten temsil mümkündür ve toplantıya asaleten katılan ortak sayısı 306 olduğundan, bu durumda 306 X 2 = 612 olarak hesap edilmiştir. Bu sayı 1163 sayılı Kanunun 45/3 maddesinde öngörülen toplantı nisabı olan 564 (kooperatifin toplam ortak sayısı olan 2255’in 1/4’ü) ortak sayısından fazla olduğu için toplantı nisabı sağlanmıştır. Oylama neticesinde kullanılan oylarda ise 1.liste için 309 ve 2.liste için 135 olmak üzere toplam 444 geçerli oy sayılmıştır. Toplam kullanılabilecek oy sayısı 612 olarak hesap edildiğinden, bu sayısının salt çoğunluğu olan 307 oyun nazara alınması gerekmektedir. Yönetim kurulu ve denetim kurulu 309 oyla seçildiklerinden, 8.gündem maddesinin gerek toplantı gerekse karar yeter sayısı bakımından emredici kanun hükümlerine aykırılık teşkil etmediği anlaşılmakla butlan kararı verilmesi hatalıdır. 30/06/2013 tarihinde yapılan 2012 yılı olağan genel kurul toplantısı yönünden inceleme; Davaya konu 30/06/2013 tarihinde yapılan 2012 yılı olağan genel kurul toplantısında ortaklar defterine kayıtlı ortak sayısı 2202 olup toplantı nisabı ise bu sayının 1/4’ü olan 551 ortaktır. Toplantıya 164 ortak asaleten 593 ortak vekaleten olmak üzere toplam 757 ortak katılmıştır. Toplantı nisabının sağlandığı anlaşılmaktadır. Davacı tarafından 2012 yılı Olağan Genel Kurul Toplantısında alınan 3, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12 numaralı kararların yeterli nisap sağlanamadığından batıl olduğu iddia edilmektedir. Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 2021/1814 E. 2022/122 K. sayılı 19/01/2022 tarihli ilamında da ifade edildiği gibi toplantı sırasında nisabın düştüğüne ilişkin bir iddia ve bu yönde bir delil olmaması halinde başlangıçtaki nisabın korunduğuna, oylamalarda başlangıçtaki nisabın dikkate alınması gerekmektedir. Genel kurul toplantısının 3. maddesinin faaliyet raporunun okunmasına ilişkin olduğu, raporun tüm ortaklara dağıtılmış olması nedeniyle okunmuş sayılmasına 1 ret oyuna karşılık diğer ortakların kabul oyu ile oyçokluğuyla karar verildiği, 6.maddenin bilanço, gelir gider hesapları, yönetim kurulu faaliyet raporu ile denetim kurulu raporlarının görüşülmesi ve oylamasına ilişkin olduğu, bilanço ve gelir gider hesaplarının 1 ret oyuna karşılık diğer ortakların kabul oyu ile oyçokluğuyla, yönetim kurulu raporunun 1 ret oyuna karşılık diğer ortakların kabul oyu ile oyçokluğuyla, denetim kurulu raporunun 1 ret oyuna karşılık diğer ortakların kabul oyu ile oyçokluğuyla kabul edildiği, toplantı ve karar nisabının yeterli olduğu, 7.maddenin yönetim ve denetim kurullarının ibrasına ilişkin olduğu, yönetim kurulu raporunun 1 ret oyuna karşılık diğer ortakların kabul oyu ile oyçokluğuyla, denetim kurulu raporunun 1 ret oyuna karşılık diğer ortakların kabul oyu ile oyçokluğuyla kabul edildiği, toplantı ve karar nisabının yeterli olduğu, 9.maddenin yeni seçilen yönetim ve denetim kurulu üyelerine verilecek aylık ücretin görüşülmesine ilişkin olduğu, teklifin oybirliği ile kabul edildiği, 10.maddenin 2011 yılı tahmini bütçesinin görüşülmesine ilişkin olduğu oybirliği ile kabul edildiği, 11.maddenin İBB ve İstanbul İmar Ltd. Şti ile kooperatif arasında mevcut inşaat sözleşmelerinin feshi, tadili ve benzeri gelişmelere göre yönetim kuruluna alternatifli yetki verilmesine ilişkin olduğu, 12 alt madde halinde görüşülen konulara ilişkin yönetim kuruluna yetki verilmesi konusunda ayrı ayrı yapılan oylamalarda 2 ret oya karşılık diğer ortakların kabul oyu ile oyçokluğu sağlanarak karar alındığı, toplantı ve karar nisabının yeterli olduğu, 12.gündem maddesinin üst birliğe üye olmaktan kaynaklanan vergi vb avantajların ortadan kalkmış olması nedeniyle üst birlik üyeliğinden ayrılma ve bununla ilgili tüm işlemleri yapma konusunda yönetim kuruluna yetki verilmesine ilişkin olduğu ve oybirliği ile kabul edildiği anlaşılmakla, bu kararların gerek toplantı gerekse karar yeter sayısı bakımından emredici kanun hükümlerine aykırılık teşkil etmediği anlaşılmaktadır. Mahkemece butlan kararı verilen 8.madde ise yönetim kurulu ve denetim kurulu üyelerinin seçimlerine ilişkindir. 1163 sayılı Kanunun 48.maddesinde her ortağın en fazla 1 ortağı temsilen oy kullanabileceği düzenlendiğinden, yönetim kurulu ve denetim kurulu seçimlerinde toplantıya asaleten katılan ortak sayısı kadar vekaleten temsil mümkündür ve toplantıya asaleten katılan ortak sayısı 164 olduğundan, bu durumda 164 X 2 = 328 olarak hesap edilmiştir. Bu sayı 1163 sayılı Kanunun 45/3 maddesinde öngörülen toplantı nisabı olan 551 (kooperatifin toplam ortak sayısı olan 2202’in 1/4’ü) ortak sayısının altında kaldığı için yukarıda yer verilen emsal Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2014/10664 E. 2015/6310 K. sayılı 06/10/2015 tarihli ilamı da dikkate alındığında toplantı nisabı sağlanamamıştır. Toplantı nisabının sağlanmadan alınan kararlar mutlak butlanla batıl olup, 30/06/2013 tarihinde yapılan 2012 yılı olağan genel kurul toplantısında alınan 8 no.lu karar yönünden mahkemece verilen kararda bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, 26/06/2011 tarihinde yapılan 2010 yılı olağan genel kurul toplantısında alınan 8 no.lu kararın butlanı yönünde hüküm tesisi hatalı olduğundan davalı vekilinin istinaf isteminin bu yönden kabulü ile kararın kaldırılmasına ve 6100 sayılı HMK’nın 353/1.b.2 bendi gereğince yeniden hüküm tesis edilmesine, davalı vekilinin sair istinaf taleplerinin reddine, davacı vekilinin istinaf taleplerinin yukarıda açıklanan gerekçelerle 6100 sayılı HMK’nın 353/1.b.1 bendi gereğince reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1.b1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Davalı tarafın istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1.b.2 bendi uyarınca KABULÜNE, 3-İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/903 E. 2018/1046 K. Sayılı 25/10/2018 tarihli kararının KALDIRILMASINA ve YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE, a-Davacılardan … yönünden açılan davanın adı geçenin kooperatif üyeliğinden ayrılmış olması dikkate alınarak hukuki yarar dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine, b-Davacı … tarafından açılan davanın Kısmen Kabulü ile; İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil numarasına kayıtlı davalı … Yapı Kooperatifi’nin 2012 yılına ait 30/06/2013 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan 8 no.lu kararın mutlak butlanla batıl olduğunun TESPİTİNE, davacının fazlaya ilişkin isteminin REDDİNE, c-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70 TL harçtan, peşin alınan 27,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 53,00 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, ç-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, d-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalıya verilmesine, e-Davacılar tarafından yatırılan 27,70 TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, f-Davacılar tarafından yatırılan 27,70 TL başvuru harcı ve yargılama aşamasında yapılan 2.255,00 TL bilirkişi ücreti, tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 2.282,70 TL yargılama giderinden, davanın kabul/ret oranına göre hesaplanan 126,81 TL’nin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine, bakiye kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına, g-Davalı tarafından yapılan 55,00 TL yargılama giderinden, davanın kabul/ret oranına göre hesaplanan 51,95 TL’nin davacılardan tahsili ile davaya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına, ğ-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine, 4-İstinaf yargılama giderleri yönünden, a-Davacı ve davalı tarafça ayrı ayrı yatırılan 98,10 TL istinaf başvuru harçlarının Hazineye irat kaydına, b-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından, davacı tarafça yatırılan 35,90 TL’nin mahsubu ile bakiye 44,80 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, c-Davalı tarafça yatırılan istinaf karar harcının iadesine, ç-Davacı tarafça yapılan istinaf giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının davacıya iadesine, d-Davalı tarafça yapılan 98,10 TL istinaf başvuru harcı ve 41,50 posta masrafı olmak üzere 139,60 TL istinaf giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, artan gider avansının davalıya iadesine, e-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361/1 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 02/06/2022