Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/726 E. 2022/235 K. 02.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/726
KARAR NO: 2022/235
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2016/460
KARAR NO: 2018/827
DAVA TARİHİ: 08/04/2016
KARAR TARİHİ: 25/09/2018
DAVA: İtirazın İptali (Sigorta Poliçesinden Kaynaklanan Rücu)
KARAR TARİHİ: 02/03/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline … nolu Yangın Sınai İşletme Sigorta Poliçesi ile sigortalanan binasının girişinde bulunan mermer sütuna, davalı şirketin işleteni olduğu … plaka sayılı araç ile diğer davalı sürücünün çarpması nedeniyle maddi zarar meydana geldiğini, bu hususun 14/01/2015 tarihli ekspertiz raporu ve sigortalı çalışanları tarafından tutulan 30/12/2014 tarihli tutanakla tespit edildiğini, zarar nedeniyle 9.292,00 TL’lik tazminatın sigortalıya temlikname mahiyetindeki ibraname ve makbuz karşılığı 26/02/2015 tarihinde ödendiğini, sigortalıya yapılan hasar tazminatı ödemesi dolayısıyla hasara ilişkin dava ve talep hakları müvekkil şirkete devir olduğunu, ödenen hasar bedelinin davalılardan tahsili için İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile başlatılan takibe davalılar tarafından itiraz edildiğini belirterek, itirazın iptaline karar verilerek icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı … Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kazanın olduğu tarihte araç zmm sigortası ile … Sigorta A.Ş. nezdinde sigortalı olduğundan davanın ihbarını talep ettiklerini, araç müvekkiline ait ise de araç ile kazayı yapan ve zarara sebebiyet veren diğer davalı … olduğundan illiyet bağının kesildiğini, ödenen bedelin fahiş olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu olayda müvekkilinin sevk ve idaresindeki … plakalı araçla dava dışı hastaneye ait mermer sütuna çarpması neticesinde mermer sütunda meydana gelen hasarın müvekkilinin tedbirsizliğinden ve dikkatsizliğinde oluşmadığını, olayın kış ayında İstanbul’da kar yağışı ve buzlanmanın etkili olduğu bir günde meydana geldiğini, dava dışı hastanenin giriş kısmının mermer döşemeden yapılmış olmasının buzlanmaya ve araçların kaymasına zemin hazırladığını, müvekkiline ait araçta kış lastikleri takılı olmasına rağmen zeminin kaygan olması sebebiyle aracını durduramadığını, dava konusu olayın meydana geldiği yerde herhangi bir uyarı veya ikaz levhası bulunmadığını, müvekkilinin elinden gelen bütün gayreti göstermesine rağmen aracın kontrolünü sağlayamadığını, kazanın meydan gelmesinden sonra tutulan tutanakta ismi geçen kişiler dava dışı hastane personeli olduğundan ve müvekkilinin imzası olmadığından tutanağı kabul etmediklerini ve yeniden bir kusur incelenmesi yapılması gerektiğini, araç zmm sigortası ile … Sigorta A.Ş. nezdinde sigortalı olduğundan davanın ihbarını talep ettiklerini beyan ederek davanın reddi ile davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine talep etmişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; “Bilirkişi heyeti tarafından ibraz edilen raporun olayın oluşumuna ve dosya kapsamına uygun bulunması nedeni ile mahkememizce rapora itibar edilmiş ve makul süre de yargılama (en az masrafla ve adil yargılama süresi içersinde yargılama ödevi) ilkesi kapsamında mahkememizce dosyanın davacı vekilinin itirazları doğrultusunda başkaca heyete veya Atk’ya tevdinin sonuca etkili olmayacağı anlaşılmış ve davanın reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süre içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Bilirkişi raporu eksik ve hatalı olduğu, hükme esas alınan raporda kusur açısından yeterli inceleme ve değerlendirme yapılmadığını, sigortalı açısından %100 kusura nasıl ulaşıldığının da açıklanmadığını, raporda kar yağışı nedeniyle zeminin kaygan olduğu tespit edilmiş ise de hava koşullarına, zemin durumuna dikkat etmeden araç kullanan davalı araç sürücüsüne kusur atfedilmemesinin son derece hatalı ve hakkaniyete aykırı olduğunu, davalı … sabit konumda olan hastane sütununa çarptığından bu durumda tüm kusurun hastaneye yüklenmesinin ne hukuk mantığı ne de vicdan ve adalet ilkeleriyle bağdaşır bir yanı bulunmadığını, davalı …’ın kendi dikkatsiz ve tedbirsiz davranışı ile kazanın meydana gelmesinde ve zararının oluşmasında tam kusurlu olduğunun dosya içindeki belgeler, tanık beyanı, kazaya ilişkin görüntüleri içeren ve dosyaya ibraz edilen CD ile sabitt olduğunu, müvekkil şirket sigortalısı hastanenin ise, hava koşulları nedeniyle tüm önlemleri aldığı için kazanın meydana gelmesinde kusuru bulunmadığını, davalı …’ın Karayolları Trafik Kanununun 52/b ve Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 101/c maddesinde ; Sürücülerin hızlarını, kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurması gerektiği kuralını ihlal ederek, dikkatsiz ve özensiz davranarak hızını yol ve hava durumuna göre ayarlamaması nedeniyle, dava konusu kazanın meydana gelmesinde tam kusurlu olduğunu, kaldı ki davalı tarafın 17/05/2016 tarihli cevap dilekçesi ile aslında davadaki haklılıklarını teyit ve açıkça ikrar ettiğini, mahkemece dosyaya ibraz edilen hatalı bilirkişi raporuna itibar edilmemesi, dosyanın kusur bakımından incelenmek üzere Adli Tıp Kuruluna sevkine karar verilmesi gerekirken hatalı, haksız, mesnetsiz ve hakkaniyete aykırı bilirkişi raporu doğrultusunda davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu beyan ederek bir başka bilirkişi heyetinden ya da adli tıp kurumundan kusur konusunda yeniden rapor alınmak üzere kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nun 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re’sen gözetilmiş ayrıca HMK’nun 357. maddesindeki “İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz” kuralı nazara alınmıştır. Dava; sigortacının, dava dışı sigortalısına aralarındaki sigorta poliçesine dayanarak ödediği hasar bedelinin, hasardan sorumlu olduğunu iddia ettiği davalılardan 6102 sayılı TTK’nun 1472. maddesi uyarınca rücuen tahsili istemiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı sigorta şirketi tarafından, dava dışı sigortalı … AŞ’ye ait hastane için 23/10/2014-2015 tarihlerini kapsayan … nolu Yangın Sınai İşletme Sigorta Poliçesi düzenlenmiş, dava konusu hasar 30/12/2014 tarihinde meydana gelmiş ve davacı sigorta şirketi tarafından sigortalısına 14/08/2015 tarihinde 9.292,00 TL ödeme yapılmıştır. Rücu ve halefiyet, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 22/03/1944 Tarih E. 37, K. 9, R.G. 03/07/1944 sayılı kararında “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava olmayıp; aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmıştır. 6102 sayılı TTK’nun “Halefiyet” başlığı altındaki 1472.maddesinde ise “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder.” hükmüne yer verilmiştir. Dosya kapsamında yer alan sigorta sözleşmesi ve ödeme belgesi dikkate alındığında, davacının aktif dava ehliyetinin bulunduğu anlaşılmıştır. Dava konusu ihtilaf, dava konusu olay nedeniyle davalıların kusur ve sorumluluğunun olup olmadığı, meydana gelen hasarın miktarı noktasında toplanmaktadır. İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasında, davacı tarafından 9.292,00 TL asıl alacak ve 284,11 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 9.576,11 TL alacağın, asıl alacağa uygulanacak yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsili istemiyle başlatılan icra takibine ilişkin ödeme emrinin davalı şirkete 20/07/2015 tarihinde tebliğ edildiği, davalı asile çıkartılan tebligatın 27/07/2015 tarihli mazbataya göre bila tebliğ iade edildiği, davalı asile yeniden ödeme emri tebliğe çıkartılmamış ise de, davalılar vekili tarafından 24/07/2015 tarihinde itiraz edildiği, itirazın süresinde yapıldığı ve davanın İİK’nun 67.maddesi uyarınca yasal süre içerisinde açıldığı tespit edilmiştir. Mahkemece sigorta uzmanı, inşaat mühendisi ve makine mühendisi bilirkişi heyetinden alınan raporda; davacı şirket tarafından sigortalı olan … Hastanesinin ana giriş kapısı önünde yer alan kanopiyi tutan 4 adet kolondan sağ iç kısmında ana giriş kapısının hemen önünde bulunan kolona, 30/12/2014 tarihinde ve saat 15.20 sularında, hasta ziyaretine gelen davalı …’un idaresinde bulunan … plaka nolu … marka aracının ön kısımları ile çarpması sonucu hasar meydana geldiği, hasarın kar yağışının etkili olduğu bir günde meydana geldiği, hastanenin giriş kapısı önünde yetkili personel tarafından hastane önünde kar küreme çalışmalarının yapıldığı ancak yol üzerinde hastaneye ait bölgede kar birikmesinin oluştuğu, giriş kapısı önünde bulunan bölgede kar yağışından dolayı sürücüleri ve yayaları uyaran tabela/ışıldak tarzı bir uyarıcının bulunmadığı, dolayısıyla hasarın oluşmasında kar yağışının etkisi ile ilgili mahalde dava dışı hastane tarafından alınması gereken (yol ikaz ışık ve ışıldakları / kaygan zemin uyarıcı tabelası / kar küreme çalışmalarının yoğunlaştırılması gibi) önlemlerin alınmadığı/yetersiz kaldığı dosya içeriğinde bulunan CD içeriğindeki ekran görüntülerinden anlaşılması ile 30/12/2014 tarihinde meydana kazanın oluşmasında ilgili mahalde yeterli güvenlik önlemlerinin alınmamış olması nedenleri ile dava dışı hastanenin asli kusurlu olabileceği, davalı …’un sevk vc idaresinde bulunan aracı ile hastane önüne geldiği anda seyir hızının yüksek olmadığı, aracı ile hastanenin giriş kapısına yanaşması esnasında yol zemini üzerinde bulunan kar nedeniyle ilgili mahalde aracın kaydığı ve kolona çarptığı CD görüntülerinden anlaşıldığından, meydana gelen kazada alabileceği herhangi bir tedbirinin bulunmadığı, kendisine kusur izafe edilmesinin uygun olmadığı için atfı kabil kusurunun bulunmadığı, hasara uğrayan kolonun yüksekliğinin 375 cm, çapının 240 cm ebadında olduğu, hasarlı parçalarının sağ iç kısmı, alt ve orta kısmında yer alan parçaları ile 2 adet kemerinin çarpmanın etkisi ile kırılarak hasarlandığı, hastanenin ana giriş kapısı önünde yer alan kanopiyi tutan 4 adet kolondan sağ iç kısmında ana giriş kapısının hemen önünde bulunan kolonun 2 adet kaplaması ve 2 adet kemeri üzerinde sigorta eksperizi tarafından yapılan hasarlı parçaların tamir-onarım ve harcanacak işçilik bedellerinin kaza tarihi olan 30/12/2014 tarihi itibari ile hasar bedeli olarak belirlenen 9.292,00 TL’nin serbest piyasa koşullarına uygun olduğu, davacının TTK 1472 maddesi gereğince halefiyet hakkını elde edebilmesi için sigortalısının zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkının bulunması gerektiği ancak davalı …’un kusursuz olması nedeniyle sigortalının davalılara karşı herhangi bir dava hakkının bulunmadığı yönünde görüş ve kanaat sunulmuştur. Davacı vekili tarafından gerek bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde gerekse istinaf dilekçesinde, davalı sürücünün zemin durumuna, hava koşullarına dikkat etmediğinin, aracın hızını yol ve hava durumuna göre ayarlamadığının dosya kapsamında olay anını gösteren CD ile sabit olmasına rağmen davalı araç sürücüsüne kusur atfedilmemesinin hatalı ve hakkaniyete aykırı olduğunu belirterek kusur tespitine itiraz etmiştir. Mahkemece davacı vekilinin itirazları değerlendirilmeksizin karar verilmesi hatalıdır. Dosya kapsamında yer alan CD, Dairemizce incelenmiş, hastane önünün görevli personel tarafından sürekli olarak temizlenmekte olduğu, hastane önüne gelen diğer araç sürücülerinin hızı ile davalı araç sürücüsünün hızı gözlemlendiğinde, davalı sürücünün hızının diğer araçlara göre daha fazla olduğu görülmüştür. Ancak hızının hava koşullarına uygun olup olmadığı, davalı sürücünün kusurunun bulunup bulunmadığının uzman bir bilirkişi tarafından gerekçeleri de belirtilerek tespiti gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin itirazlarını karşılacak ve tarafların olay nedeniyle kusur oranlarını tam olarak tespit edecek şekilde İTÜ Trafik Kürsüsünde görevli bir bilirkişiden kusur raporu alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK 353/1.a.6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/460 E. 2018/827 K. sayılı 25/09/2018 tarihli kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1.a.6 bendi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dairemizin kararı doğrultusunda işlem yapılması için dosyanın mahkemesine İADESİNE, 3-Davacı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına, davacı tarafından yatırılan 35,90 TL istinaf karar harcının ilk derece mahkemesince iadesine, 4-Davacı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 6-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davacıya ilk derece mahkemesince iadesine, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1.g bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 02/03/2022