Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/722 E. 2022/492 K. 20.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/722
KARAR NO: 2022/492
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/772
KARAR NO: 2018/1266
KARAR TARİHİ: 15/11/2018
BİRLEŞEN DOSYA
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ 2017/993 E.
BİRLEŞEN DOSYA
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ 2017/902 E.
DAVA: Tazminat (Rücuen Tazminat)
KARAR TARİHİ: 20/04/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin sigortalısı olan ve ayakkabı boyası ve türevleri üretimi işi ile iştigal eden … A.Ş.’nin Tekirdağ Ergene’deki fabrikasında, davalı tarafından kurulumu gerçekleştirilen yangın sprinklerinin patladığını ve işyerinde su hasarı meydana geldiğini, büyük çapta zarar oluştuğunu, rizikonun gerçekleştiği işyerinde yapılan incelemelerde hava sıcaklığının aşırı düşmesi nedeniyle sprinklerin patlaması sonucu hasarın meydana geldiğinin tespit edildiğini, yangın söndürme sisteminin bu gibi sorunları aşacak şekilde tasarlanması, üretilmesi ve kurulması gerektiğini, bu nedenle davalı firmanın ürün sorumluluğu bulunduğunu, ekspertiz çalışmaları sonrasında sigortalının tespit edilen 164.356,00 TL’lik zararının 15/03/2016 tarihinde müvekkili şirketçe tazmin edildiğini, davalının kurulumunu hatalı yaptığı yangın sistemindeki patlama nedeniyle genel hükümlere göre zararı tazmin etmekle yükümlü olduğunu iddia ederek 164.356,00 TL’nin ödeme tarihi olan 15/03/2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya ürün üreticisi …nin ve projelendirme ve kurulumu gerçekleştiren … Tic. Ltd. Şti.’nin dahil edilmesi gerektiğini, müvekkili şirket ile davacı sigortalısı arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığını, müvekkili tarafından hasar oluşturan ürünlerin satışının davacının sigortalısına yapılmadığını, yine davacı vekilinin dilekçesinde belirttiği şekilde hasarın gerçekleştiği işyerinde yangın söndürme ile ilgili her hangi bir kurulum gerçekleştirmediğini, müvekkil şirketin ayıplı olduğu iddia edilen ürünleri … Ltd. Şti.’ye sattığını, ürünlerin bu şirkete teslimi ile birlikte sözleşmesel yükümlülüğünün kalmadığını, ürünün ayıplı olup olmadığının tespiti için laboratuvar ortamında incelenmesi gerektiğini ancak olayda bu yönde bir inceleme yapılmadığını, ayrıca olayın hangi sebeple gerçekleştiğine dair kesin bir tespit yapılmadığını, patlamanın kuru borunun içine su kaçması veya birikmesi sonucu olabileceğini, yine komperesörün ne sıklıkla devreye girdiğinin belirlenmesinin gerektiğini, sık sık devreye girme söz konusu ise sistemde hava kaçağı olacağını ve bununda iyi sıkılmamış tesisat malzemesi veya springler bulunduğunun belirtisi olduğunu, bunun tespit edilmesi içinde kazan dairesinde sürekli bir personel olması gerektiğini, düzenli bakımların da yapılması gerektiğini ancak sigortalının bunlara ilişkin her hangi bir belge ve bilgi dosyaya ibraz etmediğini belirterek öncelikle davaya üretici firma … S.A.’nın ve projelendirme/kurulumu gerçekleştiren firma … Tic. Ltd. Şti.’nin dahil edilmesin ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ 2017/902 ESAS SAYILI DOSYASI;
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin sigortalısı olan ve ayakkabı boyası ve türevleri üretimi işi ile iştigal eden … A.Ş.’nin Tekirdağ Ergene’deki fabrikasında, davalı tarafından kurulumu gerçekleştirilen yangın sprinklerinin patladığını ve işyerinde su hasarı meydana geldiğini, büyük çapta zarar oluştuğunu, rizikonun gerçekleştiği işyerinde yapılan incelemelerde hava sıcaklığının aşırı düşmesi nedeniyle sprinklerin patlaması sonucu hasarın meydana geldiğinin tespit edildiğini, yangın söndürme sisteminin bu gibi sorunları aşacak şekilde tasarlanması, üretilmesi ve kurulması gerektiğini, bu nedenle davalı firmanın ürün sorumluluğu bulunduğunu, ekspertiz çalışmaları sonrasında sigortalının tespit edilen 164.356,00 TL’lik zararının 15/03/2016 tarihinde müvekkili şirketçe tazmin edildiğini, davalının kurulumunu hatalı yaptığı yangın sistemindeki patlama nedeniyle genel hükümlere göre zararı tazmin etmekle yükümlü olduğunu iddia ederek, davanın Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/772 E sayılı dosyası ile birleştirilmesine, 164.356,00 TL’nin ödeme tarihi olan 15/03/2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davacı sigortalısı arasında imzalanan 31/03/2014 Tarihli “Otomatik Yangın Söndürme Sistemi Yapım Sözleşmesi” gereğince yangın söndürme sisteminin kurulumunun gerçekleştirildiğini, sözleşmenin akdedilmesi akabinde müvekkili şirketin ürün tedarikçisi olan davalılardan … Tic. AŞ. teknik ekibiyle birlikte yangın söndürme sisteminin kurulacağı fabrikaya gidilerek keşif gerçekleştirdiğini, keşif neticesinde davalılardan … şirketi tarafından bahse konu yangın söndürme sistemi için gerekli olan malzemelerin belirlendiğini, belirlenen malzemeler çerçevesinde müvekkili şirket tarafından dilekçe ekinde yer alan projenin … şirketi yetkilileri ve teknik ekibiyle birlikte hazırlandığını, hazırlanan proje çerçevesinde davalılardan … şirketi nezdinde NFPA standarlarında olan bir takım ürünler bulunmadığı için bahse konu ürünlerin … dan … tarafından tedarik edilmak suretiyle projenin 2014 yılında hayata geçirildiğini, sigortalıya ait fabrikada projede kullanılacak malzemelerin … Tic. A.Ş. tarafından belirlediğini, malzemelerin … tarafından üretildiğini, müvekkili şirketin yalnızca projeyi uygulayıcı şirket konumunda olduğunu, sistemin yaklaşık 4 yıl önce kurulduğunu ve sistemin kurulmasının ardından bakım işlerinin ise müvekkiline verilmediğini, sigortalı tarafından ilgili mevzuata göre düzenli olarak bakımının yaptırılıp yaptırılmadığının mahkemece değerlendirilmesi gerektiğini, sigortalının fabrika kapılarını sürekli açık tutması nedeniyle kapalı olan ortamdaki hava sıcaklığı düşeceğinden bu hususun hasara etkisinin araştırılması gerektiğini, hasara sebebiyet veren parçaların metalurjik açıdan incelenmesi gerektiğini, yaşanan olayda yapılan projenin uygulanmasından kaynaklanan bir nedenle yangın söndürme sisteminin aktif hale gelmesi gibi bir durum yaşanmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ 2017/993 ESAS SAYILI DOSYASI;
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin sigortalısı olan ve ayakkabı boyası ve türevleri üretimi işi ile iştigal eden … Ticaret A.Ş.’nin Tekirdağ Ergene’deki fabrikasında, davalı tarafından kurulumu gerçekleştirilen yangın sprinklerinin patladığını ve işyerinde su hasarı meydana geldiğini, büyük çapta zarar oluştuğunu, rizikonun gerçekleştiği işyerinde yapılan incelemelerde hava sıcaklığının aşırı düşmesi nedeniyle sprinklerin patlaması sonucu hasarın meydana geldiğinin tespit edildiğini, yangın söndürme sisteminin bu gibi sorunları aşacak şekilde tasarlanması, üretilmesi ve kurulması gerektiğini, bu nedenle davalı firmanın ürün sorumluluğu bulunduğunu, ekspertiz çalışmaları sonrasında sigortalının tespit edilen 164.356,00 TL’lik zararının 15/03/2016 tarihinde müvekkili şirketçe tazmin edildiğini, davalının kurulumunu hatalı yaptığı yangın sistemindeki patlama nedeniyle genel hükümlere göre zararı tazmin etmekle yükümlü olduğunu iddia ederek, davanın Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/772 E sayılı dosyası ile birleştirilmesine, 164.356,00 TL’nin ödeme tarihi olan 15/03/2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın rücu edilecek tarafları doğru belirlemediğini, husumeti doğru tanımlamadığını, müvekkili şirketin davaya konu ürünün satışını gerçekleştirmediği gibi satış sonrası bakım hizmeti vermediğini, müvekkili şirket ile davalının sigortalısı arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığını, davacının sigortalısına veya diğer davalı … Mamuller A.Ş’ne ürün satışı yapmadığını, kurulum ve satış sonrası bakım hizmetleri vermediğini, … A.Ş’nin sattığını bildirdiği ürün kodunun müvekkili ticari defterlerinde stoklarında bulunmadığını, ürün satışının müvekkilinin şubesinden yapılmadığını, şirket kayıtlarında yer almayan ürünün alış yerinin davalı … şirketi tarafından beyan edilmediğini, montajının ayıplı olduğu iddia edilen ürünler … A.Ş. tarafından … Tic. Ltd.Şti.’ye satılmış olmakla sistem seçimi ve kurulumunu yapan şirketin dava konusu yere uygun sistem ve kullanılacak ekipman önerisini yaptıktan sonra muhtemel riskleri ve tedbirleri aldırması veya en azından bu konularda yazılı uyarıları yaptığını kanıtlaması gerektiğini açıklanan nedenlerle müvekkili şirket yönünden husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmesi talep ettiklerini, davacı tarafından dava dilekçesinde “kurulumun hatalı yapılmış olması” sebebiyle tazmin talep edilmekle müvekkilinin danışmanlık, proje tasarım, ürün satış, kurulum ve satış sonrası bakım destek hizmetlerinden hiçbiri vermediğini, her türlü yangın söndürme sisteminin Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelikte belirtilen standartlara uygun olarak tasarlanması, tesis edilmesi ve işletilmesi gerektiğini, Yönetmeliğe göre kurulacak söndürme sistemlerinin periyodik kontrolü, test ve bakım gerektiren sistemlerin ve cihazların kontrolü, çalışır vaziyette tutulması bina sahibi, yöneticisi veya bunların yazılı olarak sorumluluklarını devrettiği bina yetkilisince yaptırılacağını, kurulumu yapan şirketin binanın özelliklerine ve bulunduğu yerdeki hava şartlarına göre uygun bir şekilde sistemin seçilerek proje tasarımı ve montajının yapılması gerektiğini, binanın özelliklerine ve binada yürütülen işlemin ve faaliyetlerin niteliğine bağlı olarak kurulması gereken sistemin kurulmadığını ve proje tasarımı ile uygulamasının hatalı olduğunu, ancak müvekkili şirket yangın erken algılama ve müdahale sisteminin seçim tavsiyesi veya proje tasarım ve yapım aşamalarının hiçbirinde bulunmadığı için bir sorumluluğundan bahsedilemeyeceğini ve bu nedenle zarar ile illiyet bağının da bulunmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; “Dava sigorta şirketinin sigortalısına ödediği tazminatın sorumlulara rücuuna yönelik tazminat davasıdır. Yangının çıkış sebebi, tarafların yangın çıkışı nedeniyle oluşan zararda sorumluluklarının tespiti yönünde bilirkişi incelemesi yaptırılması gerekmiştir. Dosyaya sunulan belge ve kayıtlarla birlikte dosya bilirkişi heyeti …, … ve …’a tevdii edilmiş, bilirkişi heyeti düzenlemiş oldukları 28/09/2018 tarihli raporlarında “davalıların hasarın oluşmasında kusurlu davranışlarının bulunmadığı, olayın oluşmasında tamamen dava dışı sigortalı şirketin sevkiyat deposunun kapılarının sürekli açık tutulmasından kaynaklı çevre ve hava şartlarına bağlı olarak cereyan ettiğini” teknik kanaatleri olarak belirtmişlerdir. Dava ve birleşen dava dosyaları kül halinde incelendiğinde, Springlerin kurulum, montaj ve işçiliğinde davalı …LTD ŞTİ nin kusurlu olmadığı, …A.Ş ‘nin olay yerinde kullanılacak ürün nitelikleri ve adedini davalı …LTD ŞTİ ile tespit edip ürün satışının yapıldığı, springler sisteminin patlayarak devreye girmesindeki önemli husus olay yerinin konumu, kapalı alana montajı yapılan springler sisteminin olayın olduğu 4 ocak 2016 tarihinde depo kapılarının açık olması nedeniyle içeri giren fırtına ile birlikte kar zerreciklerinin toz halinde dahile girmesi ve spring başlıklarının içinde birikmesi, bilahare hava şartlarına bağlı olarak biriken karların donmaya dönüşmesi nedeniyle civalı ampülün çervesindeki prinç döküm spring başlığına basınç uygulaması nedeniyle başlıkları bıçak kesiği gibi koparması, aynı zamanda civalı ampülün de kırılmasıyla birlikte devreye giren motopompun ortalama 9 bar şiddetinde köpüklü su basmasıyla birlikde depoda bulunan kimyasal ürünlere sirayet ederek maddi hasara sebebiyet verdiği, bunun ne ürün hatası ne montaj hatasına bağlı olarak oluştuğu yönünde delil bulunmadığı anlaşıldığından bu yöndeki bilirkişi heyeti mütalaasına katılmak suretiyle, Davalıların kusurlu olmadıkları, bu nedenle de haksız fiil sorumluluğu bulunmadığı…” gerekçesiyle asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süre içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Bilirkişi raporunda hasarın spring başlığı çevresinde biriken kar tanelerinin yoğunlaşması ve gecenin soğuğunda karın donması nedeniyle cam bulbların çevresine basınç yapmasıyla birlikte pirinç döküm başlığın koparak cam bulbı kırması ve akabinde suyun sirayeti sonucu oluştuğunun tespit edildiğini, Bu noktada uyuşmazlığın söz konusu cam bulbın bu türden bir soğukluğa karşı dayanıklı olarak üretilebilmesinin/tasarlanabilmesinin mümkün olup olmadığı ve bu şekilde üretilmesi/tasarlanması halinde sigortalının diğer mallarında meydana gelen hasarın önlenebilip önlenemeyeceği olduğunu, Cam bulbın daha dayanıklı veya başka nitelikte bir malzemeden üretilmiş/tasarlanmış olması halinde dava konusu hasarın gerçekleşmeyeceğini ve ürünü kullanan kişinin güvenliğinin zedelenmeyeceğini düşündüklerini, ekspertiz raporunda da söz konusu üretimin/kurulumun hatalı yapıldığının belirlendiğini, bilirkişi raporunda spring başlığının kusuru konusunda kimyasal ve metalurjik açılardan bir laboratuvar incelemesi yapılmadığı ifade edilmiş ise de bu tespitin dosyadaki çekişmenin çözümü bakımından yeterli olmadığını, Dosyadaki çekişmenin çözümünün yukarıda açıklanan hususa ek olarak sistemin kurulumu yapılırken deponun tespit edilen şekilde kullanıldığı göz önüne alınarak gerekli önlemler alınsa idi dava konusu hasarın önlenip önlenemeyeceği sorusunun cevabına bağlı olduğunu, bu sorunun bilirkişi heyeti tarafından cevaplandırılması gerektiğini, bir an için ürünün standartlara uygun olduğu ortaya konulsa dahi bunun çekişmenin çözümü bakımından yeterli olmadığını, olayın öngörülemezlik olarak değerlendiremeyeceğini, bu gibi şartların tasarlanma/üretim ve kurulum aşamalarında öngörülmesi gerektiğini beyan ederek, ekspertiz raporunun sigortacılık kanununa göre kanuni delil niteliği bulunduğu ve ürün/üreticinin sorumluluğu kuralları da nazara alınarak yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınmasını, neticeten davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nun 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re’sen gözetilmiş ayrıca HMK’nun 357. maddesindeki “İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz” kuralı nazara alınmıştır. Dava; sigortacının, dava dışı sigortalısına aralarındaki sigorta poliçesine dayanarak ödediği hasar bedelinin, hasardan sorumlu olduğunu iddia ettiği davalılardan 6102 sayılı TTK’nun 1472. maddesi uyarınca rücuen tahsili istemine ilişkindir. Rücu ve halefiyet, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 22/03/1944 Tarih E. 37, K. 9, R.G. 03/07/1944 sayılı kararında “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava olmayıp; aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmıştır. 6102 sayılı TTK’nun “Halefiyet” başlığı altındaki 1472.maddesinde ise “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder.” hükmüne yer verilmiştir. Dosya kapsamında ekspertiz raporu ile sigortalının temlik beyanı mevut ise de gerek asıl gerekse birleşen dosyalar kapsamında ve UYAP sisteminde sigorta poliçesi ve ödeme belgesi bulunmadığından davacının aktif husumet ehliyeti olup olmadığı tespit edilememiştir. Dava dışı sigortalı … A.Ş. ile … Şirketi arasında 31/03/2014 tarihinde Otomatik Yangın Söndürme Sistemi Yapım Sözleşmesi imzalanmış, dosya kapsamında yer alan beyanlara göre sözleşme uyarınca sistemin kurulması için gerekli keşif ve ürün/malzeme belirleme çalışmaları … şirketi ile … Şirketi tarafından ortak gerçekleştirilmiştir. Ayrıca sistemin kurulması için gerekli ürünlerin … Şirketi tarafından satıldığı, üretici firmanın ise … olduğu ifade edilmiştir. Dava dışı sigortalı ile birleşen dosya davalısı … şirketi arasında 31/03/2014 tarihinde Otomatik Yangın Söndürme Sistemi Yapım Sözleşmesi imzalanmıştır. Sözleşmenin konusunun; sigortalıya ait binada elektrik pano odası CO2 (karbondioksitli) otomatik söndürme sistemi, sundurma alanı otomatik köpüklü kuru springler sistemi, bilgi işlem odası otomatik FM200 gazlı söndürme sistemi olmak üzere (malzeme + işçilik) yapım işi olduğu, sözleşmenin amacının; sözleşme kapsamında belirtilen işlerin tamamının iş sahibinin beklediği yarar ve haklara uygun olarak gerekli tüm özen ve dikkatle yüklenici tarafından ifası ile tüm teknik, ticari ve hukuki vecibelerin yerine getirilmesinin temin edilerek işin anahtar teslimi esasına göre teslim edilmesi, buna karşılık ise iş sahibi tarafından sözleşme bedelinin ödenmesi olarak açıklanmıştır. Teknik şartnamenin sözleşmenin eki olduğu ve işin teknik şartnameye uygun olarak yerinde getirileceği sözleşmede ifade edilmiş, işin telim tarihi 15/05/2014 olarak kararlaştırılmıştır. Ekspertiz raporunda; olayın, springler hattında mevcut boru sisteminde bulunan bir miktar suyun etkisiyle genleşerek basınç meydana getirmesi ve springler kollarında cam bulbların kırılması sonucu patlayan sistem içindeki sıvıların mamul ve yarı mamullerin hasarına sebebiyet vermesi şeklinde meydana geldiği, rapor ekinde yer alan … firmasına ait kendilerince oluşturulmuş teknik raporda malzeme ve işçilikte herhangi bir hata olmadığı, böyle bir olasılık tespit edilmediği, beklenenin dışında bir basınçtan ötürü açmanın olduğunun ifade edildiği, ekspertiz görüşünün ise işletmede … sistemini kuran/tesis eden … AŞ’ye hasarın rücu edilebileceği yönünde olduğu, çünkü bu sistemlerin aşırı sıcak/soğuk atmosfer koşullarında belli bir dayanım proof savunma sisteminin olması gerektiği, (sensörleme ile takviyeli, donatılmış) dolayısıyla mevcut zarar ziyana sebep olması sebebiyle ilgili uygulayıcı firmanın kusurunun olduğu, ayakkabı boyası ve türevleri üretimi yapan ve kimyevi maddeler işleyen sigortalı imalathanede olay nedeniyle raflarda bulunan ithal hammadde ve kimyasallar ve bir kısım paketlenmiş mamul emtiada hasar meydana geldiği, hasar miktarı 176.356,12 TL olup, 12.000,00 TL sovtaj ile toplam tazminat tutarının 164.356,12 TL hesap edildiği ifade edilmiştir. Mahkemece bakım teknolojileri ve yangın uzmanı …, sigorta hakemi … ve mali müşavir …’tan oluşturulan bilirkişi heyetinden alınan raporda özetle; Yerinde inceleme sırasında yapılan gözlem ve teknik incelemede; Depolama ve Sevkiyat alanının yan beden duvarları ile tavan örtüsünün 5 cm kalınlığında sac poliüretan paneller ile kapalı olduğu, 4 cephesi kapalı olan bahse konu bölümün sundurma olarak da adlandırıldığı, bahse konu sundurmanın kuzey ve güney cephesinden karşılıklı olarak tır ve kamyonların girebileceği şekilde geniş giriş ve çıkış kapısının bulunduğu, kapıların üzerinde otomatik branda şeklinde kapı olmasına rağmen sürekli açık olarak tutulduğu, zira bölgede ağır kış şartları ve çevre şartları bakımından aşırı rüzgar aldığından branda kapıların zorlandığı, (bombe) yaptığı bu nedenle de kapının sürekli açık tutulduğu şeklinde depo sorumlusundan bilgi edinildiği, olay yerinde yapılan inceleme sırasında da güney ve kuzey bölümündeki kapıların açık olduğunun gözlenlendiği, sprigler sistemi üzerinde yapılan incelemede ise, spring borularının tavana yakın konumda dizayn edildiği, yine sprink başlıklarının tavana doğru boru uçlarına monte edildiği, depolama alanında çelik konstrüksiyon rafların bulunduğu, bahse konu raflar üzerindeki ürünlerin foklift ile istiflendiği, spring boru ve başlıklarının tavana yakın konumda yer alması ve tavan altında yuvarlak boru kostrüksiyonlarının bulunması vb. nedenlerle istifleme ve indirme sırasında spring başlıklarına her hangi çarpma/kırma vb. durumları yaşanmasının mümkün olmadığı, spring boruları ucunda takılı bulunan … marka başlıkların demir borulara diş açılarak monte edildiği, sundurma bölümü tabir edilen kapalı alanda eksper raporunda belirtildiği üzere (tavanında ve yer yer askılı) şekilde değil springler sisteminin deponun tavanının tüm alanında askılı bir şekilde dizayn edildiği, springlerin patladığı belirtilen alanın her ne kadar sundurma alanı denilmiş olsada, yaklaşık 2600 m2 alanın 5 cm kalınlığından yan beden duvarları ile tavan örtüsünün poliüretan sanviç paneller ile kapalı olduğu ancak kuzey ve güney cepheden açılan kapıların sürekli açık tutulduğu, esasen poliüretan sanviç panellerin ısı ve soğuk hava girişini engelleyen veya belirli bir şekilde sabit tutan sistem olduğu, her ne kadar ekspertiz raporunda “Meydana gelen olay springler hattında mevcut boru sisteminde bulunan bir miktar suyun etkisiyle genleşerek basınç meydana getirmesi ve springler kollarında cam bulb’ların kırılması sonucu patlayan sistem içindeki sıvıların mamul ve yarı mamullerin hasarına sebebiyet vermesi şeklinde meydana geldiği anlaşılmıştır.” şeklinde görüş belirtilmiş ise de, bahse konu sistemin bu şekilde çalışmadığı, zira her springler sisteminin devreye girmesini gerektirecek ve gerektirdiği hangi bir durumdan önce sprinler sistemini besleyen boruların içerisinde kesinlikle su bulunmasının mümkün olmadığının bilindiği ifade edilmiştir. Raporun devamında ise sistemin devreye girmeden önce ve devreye girdikten sonra nasıl çalışacağına teknik bilgilere yer verilerek, kuru boru yangın yağmurlama sistemi “bir kuru boru sprinkler sistemi, boruların su yerine basınçlı hava ile doldurulduğu bir sistemdir. Boruların içerindeki suyun donma riskinin oluğu yerlerde kullanılır, sistemdeki kuru olarak kalması istenen bölüm bu sistem için özel üretilmiş kuru alarm vanası ile ayrılır kuru alarm vanası ısıtması yapılan bir bölümde montaj uygulaması yapılır, ısıtılmayan mahaldeki boruların içerisi hava ile basınçlandırılır, bu sistemde kullanılan … model g-3 model vananın min. 40psı max 45 psı hava ile basınçlandırıldıktan sonra kuru alarm vanasından önceki kontrol vanası açılarak sistem devreye alınır. Sistemin çalışma prensibi yangının başladığı noktada tavanda biriken 1sı 689C”’ye ulaştığında sprinkler başlıklarındaki cam tüp kırılarak sistemdeki basınçlandırılırmış hava sprinkler başlıklarından dışarıya salınır ve beraberinde sistemdeki basınçlı su kuru olarak bırakılmış yangın tesisat borularına dolarak açılan sprinkler başlıklarından yangına müdahale başlar.” şeklinde açıklanmıştır. Spring başlığı (springler kollarında cam bulb’ların) çevresinde biriken kar tanelerinin yoğunlaşması ve gecenin soğuğunda karın donması nedeniyle cam bulb’ların çevresine basınç yapmasıyla birlikte prinç döküm başlığın koparak cam bulb’u kırması akabinde köpüklü ve basınçlı suyun ortama sirayet etmesiyle hasarın oluştuğu ifade edilmiş, hasarın sprink başlığının kusurundan (gizli ayıp) kaynaklandığına dair her hangi bir laboratuvar incelemesi ve raporun dosyada mevcut olmadığı, gizli ayıbın tespitinin olayın akabinde İstanbul Teknik Üniversitesi Kimya Metalürji Mühendisliği Fakültesi Laboratuvarında veya TÜBİTAK’ta ücreti mukabilinde donma ve çekme kuvveti bakımından incelenmesi gerekirken böyle bir işlemin yapılmadığı, esasen bu tip ürünlerin gerek … ve NFPA (National Fire Protection Associaton) uluslararası standartlar esas alınarak üretilmiş oldukları, aynı zamanda ithal edilen bu tip ürünlerde uluslararası CE (Conformity of European) yani Avrupa’ya uygunluk belgeli ürünler olduğu, Bu açıklamalar çerçevesinde springler sisteminin kurulum, montaj işçiliğini üstlenen davalı … Tic. Ltd. Şti. yetkililerinin herhangi bir kusurunun bulunmadığı, zira sistemin montajı ve kurulumunun uygun şekilde yapıldığı, sistemin çalışır vaziyette olduğu, herhangi bir olumsuz durumda motopomp’un devreye girdiği ve spring başlıklarının açıldığı, davalı … Tic. AŞ. yetkililerinin olay yerinde kullanılacak ürün niteliklerini ve adetini davalı … Tic. Ltd. Şti. yetkilileri ile birlikte tespit ederek sistemin kurulumunu yapan …’a ürün satışını yaptığı, her ne kadar davalılardan … bahse konu ürüleri … A.Ş.’ye satmadığını beyan etmiş ise de spring başlıklarının üzerinde … (…) ve 17 kod numarası yazılı olduğu ancak …. firmasından satın alındığı ispatlanmış olsa bile bu ürünün ayıplı ürün olduğunun kanıtlanabilmesi için dava dışı sigortalının sundurma bölümünde patlayan başlıkların metalürjik incelemesinin yapılması ve bu husuta teknik rapor alması gerekirken böyle bir işlemin yapıldığına dair dosya kapsamında her hangi bir belge ve bilgi görülemediği, keza bu ve benzeri ürünlerin standartlara uygun belgesi olmadan üretilmediğinin de bilinmesi gerektiği, Bu durumda, springler sisteminin patlayarak devreye girmesindeki en önemli hususun olay yerinin konumu, yani kapalı alana (sundurma) montajı yapılan springler sisteminin olayın olduğu 4 Ocak 2016 tarihinde depo/sevkiyat bölümünün kapılarının açık olması nedeniyle kuzey ve güneyden açık olan büyük boyutlu kapılardan içeri giren fırtınayla birlikte kar zerreciklerinin toz halinde dahile girmesi ve spring başlıklarının içinde birikmesi, bilahere hava şartlarına bağlı olarak biriken karların donmaya dönüşmesi nedeniyle civalı ampulün çevresindeki prinç döküm spring başlığına basınç uygulaması nedeniyle başlıkları adeda bıçak kesiği gibi koparması, aynı zamanda civalı ampulün de kırılmasıyla birlikte devreye giren motopompun ortalama 9 bar şiddetinde köpüklü su basmasıyla birlikte depoda bulunan kimyasal ürünelere sirayet ederek maddi hasasara sebebiyet verdiğinin değerlendirildiği ayrıca kurulumu yapılan sistemin 2014 kış ayında sebebinin tespit edilemediği bir şekilde spring başlıklarının kırılarak deforme olması sonucu devreye girdiği, ortaya çıkan tadilat ve revizyon bedeli olan 12.000 TL’lik giderin davalılardan … firması tarafından karşılandığı, keza dava konusu olayın 2014 yılında meydana gelen hasarla aynı özellikleri barındırdığı, tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde hasarın ürün hatası, yada montaj hatası olarak delillendirilememiş olması ve kapıların sürekli açık tutulmasından ve kış aylarında çevre şartlarının olumsuzluğundan ötürü öngörülemezlik faktörüyle oluştuğu kanaatine varıldığı ifade edilmiştir. Sigortacılık yönünden yapılan değerlendirmede; geçerli bir sigorta poliçesi bulunduğu, rizikonun teminat kapsamında olduğu, poliçe süresi içerisinde rizikonun gerçekleştiği, sigortacının rücu hakkını kazanması için sigortalısına ödeme yapması gerektiği ve ödeme belgesinin fotokopisinin dosya kapsamında olduğu, davalıların meydana gelen olayda bir kusuru bulunmaması ve hasara davalıların neden olmadığı tespit edildiğinden, dava dışı sigortalının dava hakkı olmadığı için davacının da rücu hakkının bulunmadığı, Mali muhasebe yönünden yapılan değerlendirmede; Ekspertiz raporunda toplam 176.356,12 TL hasar bedelinden 12.000,00 TL sovtaj yapılarak 164.356,12 TL hasar tespit edildiği, teknik bilirkişinin yaptığı incelemede davalılara atfedilebilecek herhangi bir kusur izafe edilemediği, sigortacılık yönünden de yapılan değerlendirmenin bu yönde olduğu, mali muhasebe tespitinin de benzer özellik taşıdığı ifade edilmiştir. Dosya kapsamında alınan bilirkişi heyet raporu ile ekspertiz raporu arasında olayın meydana geliş şeklinin tespiti açısından farklılık bulunmaktadır. Ekspertiz raporunda “…bu sistemlerin aşırı sıcak/soğuk atmosfer koşullarında belli bir dayanım proof savunma sisteminin olması gerektiği, (sensörleme ile takviyeli, donatılmış)…” belirtilmiş olmasına rağmen, bilirkişi raporunda bu hususta bir değerlendirme yapılmamıştır. Davacı vekili tarafından bilirkişi raporuna karşı süresi içerisinde istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle itiraz edilerek ek rapor yada yeni bir heyetten rapor alınması talep edilmiş ancak mahkemece bu talebin reddine karar verilmiştir. Ekspertiz raporu ve bilirkişi raporu karşılaştırıldığında; her iki rapor arasında çelişki bulunduğu sabittir. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2019/745 E. 2020/7620 K., 2020/3528 E. 2020/6614 K. sayılı ilamlarında da ekspertiz raporu ile bilirkişi raporu arasında çelişki oluştuğu takdirde bu çelişkinin giderilerek hüküm tesis edilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Bu durumda rapora yönelik haklı itirazlar değerlendirilmeden ve çelişki giderilmeden hüküm kurulması isabetli değildir. Sigorta poliçesi ve ödeme belgesi gerek dosya kapsamında fiziki olarak gerekse UYAP sisteminde bulunmadığından, sigortacı bilirkişinin raporda “geçerli bir sigorta poliçesi bulunduğu, rizikonun teminat kapsamında olduğu, poliçe süresi içerisinde rizikonun gerçekleştiği, sigortacının rücu hakkını kazanması için sigortalısına ödeme yapması gerektiği ve ödeme belgesinin fotokopisinin dosya kapsamında olduğu” şeklindeki tespitlere nasıl ulaştığı da anlaşılamamış olup bu belgeler temin edilmeksizin ve incelenmeksizin karar verilmesi de hatalıdır. Ayrıca ekspertiz raporunda … şirketinin hazırladığı ifade edilen teknik raporun Türkçe tercümesi de dosya kapsamında bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, mahkemece öncelikle yukarıda ifade edilen eksikliklerin ikmal edilmesi, ekspertiz raporu ile bilirkişi raporu arasındaki çelişkinin giderilmesi için yeni bir heyetten rapor alınarak davacı vekilinin itirazlarının değerlendirilmesi gerekirken, eksik inceleme neticesinde karar verilmesi hatalı olduğundan, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK 353/1.a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına, Dairemizin kararına uygun şekilde yargılama yapıldıktan sonra yeniden karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine iadesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemenin 2017/772 E. 2018/1266 K. sayılı 15/11/2018 tarihli kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1.a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dairemizin kararı doğrultusunda işlem yapılması için dosyanın mahkemesine İADESİNE, 3-Davacı tarafından asıl dosya ve birleşen dosyalar yönünden ayrı ayrı yatırılan (98,10 TL, 121,30 TL ve 121,30 TL) istinaf başvuru harçlarının Hazineye irat kaydına, 4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harçlarının ilk derece mahkemesince iadesine, 5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 6-Davacının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 7-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davacıya ilk derece mahkemesince iadesine, 8-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1.g bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 20/04/2022