Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/715 E. 2022/491 K. 20.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/715
KARAR NO: 2022/491
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/7
KARAR NO: 2018/572
KARAR TARİHİ: 24/05/2018
DAVA: İtirazın İptali (Sigorta Poliçesinden Kaynaklanan Rücu)
KARAR TARİHİ: 20/04/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı … Ticaret A.Ş.’nin … AVM’deki işyerinin müvekkili şirket nezdinde “Tüm İş Yeri Sigorta Poliçesi” ile sigortalı olduğunu, 26/04/2014 tarihinde sigortalı iş yerinin üst katında yer alan davalı … AŞ firmasının faaliyet göstereceği işyerinde (olay tarihinde işyerinin henüz açık olmadığı) davalı … Ticaret Limited Şirketi alt taşeronu olan davalı … Ticaret AŞ çalışanı davalı … tarafından sürdürülen dekorasyon çalışmaları esnasında kaynak yapıldığı sırada temiz su tesisat vanasının patlatılması sonrasında akan suların sigortalı mahale sirayet etmesi sonucu maddi hasar meydana geldiğini, meydana gelen işbu hasardan davalıların sorumlu olduğunu, müvekkilli şirkete vaki hasar ihbarına müteakip yaptırılan ekspertiz raporuna istinaden 23/07/2014 tarihinde sigortalıya 87.524,62 TL ödendiğini, yapılan ödeme ile müvekkili şirketin sigortalısı haklarına halef olduğunu, rücuen tazminat alacakları olan 87.524,62 TL’nin ödeme tarihi olan 23/07/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsili istemiyle İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını davalıların yasal süresi içerisinde borca itiraz ettiklerini beyanla İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalılar … Anonim Şirketi, … Tic. Ltd. Şirketi ile … vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı … Anonim Şirketi tarafından açılacak olan spor salonlarının inşaat, elektrik, mekanik tesisatı, aydınlatma malzemeleri ve montajı, imalat ve uygulama işlerinin yapımı için asıl işveren olan … ile davalı … arasında bir anlaşma yapıldığını, davalı …’ın yüklendiği işlerden mekanik işlerinin tamamının yapımı için davalı … ile anlaştığını, diğer davalı …’nin ise davalı … şirketinin o tarihte sigortalı çalışanı olduğunu, 26/04/2014 tarihinde … tarafından temiz su tesisatı üzerinde çalışma yapılırken, tesisatın başlangıçta hatalı ve ayıplı olarak imal edilmesi nedeniyle vananın su sızdırmaya başladığını, temiz su tesisat vanasının ilk yapım aşamasında hatalı ve ayıplı olarak imal edildiğini, bu nedenle basit bir müdahale ile su sızdırdığını, aksi halde hasarın meydana gelmeyeceğini, hasarın oluşmasında davalı şirketlerin ve çalışan …’nin hiçbir kusuru ve ihmali bulunmadığını, avm yönetiminin olayın derhal ihbar edilmesine rağmen suyu kesmekte gecikmesi nedeniyle hasarın büyüdüğünü, dava konusu alacağın dayanağını teşkil eden hasar tespit raporu ve eklerinin gerçeği yansıtmadığını, gerek zarar gördüğü iddia edilen demirbaşlar, gerekse aydınlatma ve zarar gören malların ve bedelinin abartıldığını, belirlenen 87.524,62 TL zarar bedelinin fahiş olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla gerçek zararın tespit edilmesi gerektiğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Anonim Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, davacının da kabulünde olduğu üzere müvekkilinin hasara konu yeri olay tarihinde kullanmaya başlamadığını, müvekkili ile davalı … arasında anahtar teslimi götürü bedelli sözleşme akdedildiğini, sözleşmeye göre sorumluluğun davalı …’da olduğunu, dosyaya sunulan ve davaya dayanak olarak gösterilen tutanakların davacının tek taraflı olarak yaptırdığı tespit sonucunda tutulduğunu, bu yönüyle tek taraflı hazırlanmış tutanaklarda belirtilen bedele itiraz ettiklerini, kabul alamına gelmemek kaydıyla sigortalı mahalde oluşan zararın bakım, onarım ve temizleme yoluyla giderilebilecek bir zarar olup olmadığının, zarar gören emtiaların tamamen değiştirilmesi ve yenilenmesinin gerekli olup olmadığının tespiti gerektiğini, su vanasının patlaması akabinde herhangi bir önlen alınmadan geçen 2 aylık süre varsa mal sahibinin uğradığı zararı artıracağını, makul süre içinde hasar tespiti yaptırılmaması ve ekspertiz raporunun hazırlanmamış olmasından davalı şirketin sorumlu olmadığını, davacının ve mal sahibinin açık ihlali sebebiyle uğradığı zararın bedelinin müvekkil şirkete ödetilemeyeceğini beyan ederek davanın reddini, davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Dava asliye hukuk mahkemesinde açılmış, İstanbul 25. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 10/03/2016 tarih 2015/294 E. 2016/93 K. sayılı kararı ile görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi olduğundan bahisle görev dava şartı yokluğundan ret kararı verilmiş, kararın davalı … Anonim Şirketi vekili tarafından temyiz edilmesi neticesinde Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 31/10/2016 tarih 2016/11733 E. 2016/8549 K. sayılı onanarak dosya İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesine tevzi edilmiştir. İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/05/2018 tarih 2017/7 E 2018/572 K. sayılı kararı ile; “Taraflarca sunulan deliller toplanmış, sigorta poliçesi, hasar dosyası, davalılar arasındaki sözleşmeler incelenmiştir. 24/10/2017 Tarihli bilirkişi raporunda özetle; sigortalı … Ticaret A.Ş’nin 11/10/2013-11/10/2014 tarihleri arasında davacı … Sigorta A.Ş tarafından … nolu Tüm İş yeri Sigorta Poliçesi kapsamında sigortalı olduğunu, davacının sigortalı iş yerinde meydana geldiği tespit olunan dava konusu 87.524,62 TL toplam hasar tazminatının olay tarihi itibariyle rayiç piyasa değerine denk ve dolayısıyla gerçek zarar olduğu, dosya kapsamında yer alan mutabakat name ibraname örneğinden dava konusu hasar tutarının davacı tarafça sigortalısına ödenmiş olduğunun anlaşıldığı, iş veren sıfatına haiz anahtar teslim iş devir ettikleri tespit edilen davalılar … A.Ş ile diğer davalı … Tic Ltd Şti’ne kusur atfedilemeyeceği, yüklenici sıfatına haiz davalılar … AŞ ile diğer davalı …’nin davacının uğradığı zarardan %100 oranında müşterek müteselsil sorumlu oldukları, davalılarca İstanbul … İcra Müdürlüğüne yapılan itirazın yerinde olmadığı, takip tarihine kadar işlemiş faizin 2.188,12 TL olduğu belirtilmiştir. Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacının sigortalısına ait işyerinde 26/04/2014 tarihinde su basması sonucu hasar meydana geldiği, davacının ihbar üzerine ekspertiz çalışması yaptığı ve bu kapsamda dava dışı sigortalısına … numaralı tüm sigorta iş yeri poliçesi kapsamında 23/07/2014 tarihinde 87.467,62-TL hasar ödemesi yaptığı, sigortalısının haklarına halef olarak davalılar aleyhine rücuan tazminat talepli ilamsız icra takibine giriştiği, dosyada mevcut sözleşmeler ve alınan bilirkişi raporuna göre; davalı … A.Ş. ile davalı … Ltd. Şti arasında, … şirketi tarafından işletilecek … salonunun inşaat elektrik, mekanik aydınlatma imalat ve uygulama işletine dair anahtar teslim götürü bedel eser sözleşmesi yapıldığı, akabinde yüklenici …mbay Şirketi tarafından diğer davalı … Anonim Şirketi ile bu salonun mekanik tesisat işlerinin yapımı ve tüm tesisatların devreye alınması işlerinin yapılması için alt eser sözleşmesi akdedildiği, davalı … şirketi çalışanı …’nin bu sözleşme kapsamında üstlenilen işin yapımı esnasına kaynak yaparken temiz su tesisat vanasını patlattığı ve akan suların alt katta bulunan davacının sigortalısına ait işyerinde hasara neden olduğu, teknik bilirkişiler tarafından tanzim edilen bilirkişi raporunda hasar tutarının 87.467,62-TL olduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır. Davalı … A.Ş. Vekilince müvekkilinin anılan işlerin davalı … Şirketi’ne anahtar teslim götürü bedel üzerinden verildiğini, bu nedenle tüm davacının sigortalısına ait işyerinde meydana gelen hasardan sorumlu tutulamayacağını savunmuş; yine mahkememizce alınan bilirkişi raporunda davalı … Şirketi’nin … Şirketi ile yapılan işi anahtar teslim götürü bedel üzerinden davalı … Şirketi’ne alt yüklenici sıfatıyla verdiği, bu nedenle her … ve … Şirketleri’nin hasardan sorumlu olmayacakları tespit edilmiştir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin yerleşik içtihatlarına göre anahtar teslim götürü bedel üzerinden yapılan eser sözleşmelerinde; sözleşmenin yerine getirilmesinde iş sahibinin yüklenici üzerinde denetim ve gözetim yetki ve görevinin bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Böyle bir yetki ve görevin varlığı halinde iş sahibinin de yüklenici ile birlikte üçüncü kişilere verilen zararlardan kusursuz sorumluluğunun kabulü gerekir. (Yargitay 11 HD. 2008/4871 esas, 2009/9354 karar) Davalı … Şirketi ile … Şirketi tarafından yapılan sözleşme’nin 4. Ve 11. maddelerine taraflar arasındaki sözleşmenin yerine getirilmesinde sözleşme süresince davalı … Şirketinin gözetim ve denetim yetkisi bulunmakta; yine sözleşmenin 19. Maddesi’ne göre işin ancak … tarafından kabul edilecek alt yüklenicilere tevdii edilebileceği ve …’ın alt yüklenicinin bütün eylemlerinden ötürü sorumluluğunun devam edeceği düzenlenmektedir. Davalı … ile … Şirketleri arasında yapılan ve … tarafından yapımı üstlenilen işlerden mekanik işlerin …’a alt yüklenici sıfatıyla yaptırılması konulu sözleşmenin 3.1 ve 3.2 maddeleri, mekanik işlerin … ile … arasında yapılan asıl sözleşme ve eklerine göre yapılması gerekmektedir. Başka ifade ile asıl sözleşmeye göre … Şirketi’nin sözleşmenin yerine getirilmesi sürecindeki gözetim ve denetim yetki ve görevi … tarafından gerçekleştirilen mekanik işler içinde aynen caridir. Alt eser sözleşmesinin 6. Maddesine göre de … sözleşmenin yerine getirilmesinde … İnşaatın iş programına harfiyen uyacak iş programı da asıl eser sözleşmesinin eki olan Uygulama İşleri Genel Şartnamesi’ne göre yapılacaktır. Tüm bu sözleşme hükümleri birlikte değerlendirildiğinde gerek iş sahibi … Şirketi’nin diğer davalı şirketler üzerinde; gerekse asıl yüklenici … Şirketi’nin alt yüklenici üzerinde sözleşmelerin yerine getirilmesi sürecinde gözetim ve denetim yetki ve görevlerinin bulunduğu, sözleşmelerin götürü bedel üzerinden yapılmış olmasının tek başına üçüncü kişilere verilen zararlardan sorumluluğu ortadan kaldırmayacağı mahkememizce kabul edilmiştir. Mahkememizin bu kabulüne göre; meydana gelen hasardan davalı …’nin TBK’nun 49 maddesi uyarınca haksız fiil faili sıfatıyla; diğer davalıların ise TBK’nun 66 ve 61 maddeleri uyarınca adam çalıştıranın sorumluluğu kapsamında müteselsilen sorumlu oldukları ve davacı tarafından başlatılan takibe vaki itirazlarının asıl alacak yönünden haksız olduğu, davacı sigorta şirketinin takipten önce rücu alacağı için davalılara başvurarak onları temerrüde düşürmediği anlaşılmakla davanın kısmen kabulü ile; davalıların İstanbul … icra müdürlüğünün … esas sayılı takibine yaptıkları itirazın 87.467,62 TL asıl alacak yönünden iptali ile, takibin takip tarihinden itibaren asıl alacağa işletilecek yasal faiz ile birlikte devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine; haksız fiile dayalı alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine, davacının takipte kötü niyetli olmadığı anlaşıldığından davalı … Şirketi vekilinin kötü niyet tazminatı talebinin reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı … A.Ş. vekili yasal süre içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; cevap dilekçesindeki savunmalarını tekrar ederek, zararın meydana geldiği 26/04/2014 tarihinde müvekkilinin ilgili alanda faaliyete başlamadığını, müvekkili şirket ve/veya herhangi bir personeli mezkur olayın gerçekleştiği alanda bulunmadığı gibi alanda bulunan çalışanlar ve/veya çalışmalar üzerinde müvekkilinin sözleşmesel bir sorumluluğu olmadığını, mecurda faaliyete başlayabilmesi için gerekli inşaat, elektrik, mekanik tesisatı, aydınlatma malzemeleri ve montajı vb. işler yapılması yönünde Davalı … İnşaat ile 31/05/2014 tarihinde anahtar teslim götürü bedel niteliğinde bir sözleşme (“Uygulama Sözleşmesi”) akdettiğini fakat Yerel Mahkemece Uygulama Sözleşmesi’nin niteliği konusunda hatalı değerlendirmede bulunularak anahtar teslim götürü bedel olmadığı gerekçesiyle müvekkilinin kusursuz sorumluluğu cihetine gidildiğini, taraflar arasındaki sözleşme ve somut olayın özellikleri dikkate alındığında haksız fiilin faili ile müvekkili şirket arasında TBK 66 anlamında adam çalıştıranın sorumlululuğuna sebebiyet verecek herhangi bir hukuki ilişki olmadığını, bilirkişi raporunda da müvekkilinin sorumlu olmadığı açıkça belirtilmiş olmasına rağmen rapora aykırı olacak şekilde hüküm tesis edilmesinin de hatalı olduğunu beyan ederek kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Ltd. Şti. vekili yasal süre içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; olayın olduğu tarihte, müvekkilinin ne davalı … firması ile ne de diğer davalı olan … firması ile hiçbir bağı ve sözleşmesi bulunmadığını, olay 26/04/2014 tarihinde gerçekleşmesine rağmen … firması ile … firmasının ilgili olay sonrası aralarında anlaştığını, 13/05/2014 tarihinde yapım işine karşılıklı olarak onay verildiğini ve … Sigorta firmasına ilgili projenin sigorta ettirildiğini, … firması ile yapılan anlaşmanın ardından … firması ile 13/05/2014 tarihinde sözleşme imzalandığını, cevap dilekçesinde ve sunulan delillerde de hiçbir şekilde olayın sorumluğunun taraflarınca kabul edilmediğini, bilirkişi raporunda müvekkiline herhangi bir kusur atfedilemeyeceğine ilişkin kanaat belirtildiğini, dosyada usuli eksiklikler bulunduğunu, taleplerin rağmen davanın … Sigorta firmasına ihbar edilmediğini, tanıklarının dinlenmediğini, bilirkişi raporunun tam aksine karar verildiğini, mahkemece yapılan hukuki değerlendirmenin hatalı olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte eğer eser sözleşmesi söz konusu ise müvekkilinin bu kapsamdaki sorumluluğunun iş sahibine karşı olduğunu, … firması ile müvekkili arasında alt-üst ilişki olmadığını, iş yapılırken ve de ilgili olaydan sonra başlayan bir işten dolayı müvekkilinin herhangi bir şekilde talimat vermediğini, iş sonunda denetim yapılarak işin uygunluğunun kontrol edildiğini, bu nedenle müvekkilinin bir sorumluluğunun bulunmadığını, ayrıca zarar miktarının hatalı hesaplandığını beyan ederek kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nun 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re’sen gözetilmiş ayrıca HMK’nun 357. maddesindeki “İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz” kuralı nazara alınmıştır. Dava; sigortacının, dava dışı sigortalısına aralarındaki sigorta poliçesine dayanarak ödediği hasar bedelinin, hasardan sorumlu olduğunu iddia ettiği davalılardan 6102 sayılı TTK’nın 1472. maddesi uyarınca rücuen tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı sigorta şirketi tarafından, dava dışı sigortalı … A.Ş.’ye ait işyeri için 11/10/2013-2014 tarihlerini kapsayan, Yeni Tüm İşyeri Sigorta Poliçesi düzenlenmiş, dava konusu hasar 26/04/2014 tarihinde meydana gelmiş, dosya kapsamında ödeme belgesi yer almamakla birlikte, “mutabakatname ve ibraname” başlıklı belgeye göre, davacı tarafından sigortalısına 87.524,62 TL ödeme yapılmış, bu ödemeye istinaden sigortalının davaya konu hasar nedeniyle ödeme yapılan miktar dahilinde sorumlulara karşı talep ve dava haklarını davacı sigorta şirketine devir ve temlik etmiş ayrıca sigorta şirketini ibra etmiştir. İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasında; davacı tarafından 31/10/2014 tarihinde 87.467,62 TL asıl alacak, 2.188,12 TL işlemiş faiz (23/07/2014-31/10/2014 tarihleri arası) olmak üzere toplam 89.712,74 TL’nin hasardan sorumlu olduğu iddia edilen davalılardan tahsili için icra takibi başlatılmış, davalıların süresinde itirazı üzerine takip durmuş ve dava yasal sürede açılmıştır. Rücu ve halefiyet, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 22/03/1944 Tarih E. 37, K. 9, R.G. 03/07/1944 sayılı kararında “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava olmayıp; aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmıştır. 6102 sayılı TTK’nun “Halefiyet” başlığı altındaki 1472.maddesinde ise “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder.” hükmüne yer verilmiştir. Dosya kapsamında yer alan sigorta poliçesi ile “mutabakatname ve ibraname” başlıklı belge dikkate alındığında, davacının aktif husumet ehliyetinin bulunduğu anlaşılmıştır. Somut olayda uyuşmazlık, davacı şirket sigortalısı … A.Ş.’nin … Avm’deki züccaciye mağazasında 26/04/2014 tarihinde iş yerinin üst katından su akması neticesinde oluşan hasar nedeniyle davalıların kusur ve sorumluluğunun yada kusursuz sorumluluğunun bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. Ekspertiz raporunda; Vialand alışveriş merkezinde işyeri bulunan sigortalının züccaciye ve dekoratif eşyalar satışı üzerine faaliyet gösterdiği, sigortalı işyerinin üst katında yer alan … A.Ş. firmasının faaliyet göstereceği (işyerinin henüz açık olmadığı) işyerinde … firması alt taşeronu olan … Mühendislik firmasınca sürdürülen dekorasyon çalışmaları esnasında kaynak yapıldığı sırada temiz su tesisat vanasının patlatılması sonrasında akan suların sigortalı işyerine sirayet etmesi neticesinde hasarın meydana geldiği, üst katta yapılan incelemede zeminin hali hazırda ıslak vaziyetle bulunduğu, tesisat patlaması sonrasında tabliyeden ve özellikle diletasyon bölgesinden sızan suların direkt sigortalı işyerinin tavanlarından sirayet ettiği, tavanların nemli olduğu, işyerinin tavanı boyunca akan sular sonucunda tavan alçı kaplamaları ve boyalarının hasarlandığı, elektrik tesisatında sorunlar yaşandığı, işyerinin dış cephesindeki ahşap dekoratif kaplama boyalarının zarar gördüğü, tavanlardan yağmur şeklinde akan suların zemin parkesine ulaşmasının engellenemediği, parke üzerine yayılan sular sonucunda tüm zemin laminat parkelerinin deformasyona uğradığı ve yer yer kabarmaların başladığı, tavanlardan akan suların duvarlara sirayet ederek boyalarda bozulmaya yol açtığı, arka depo kısmında da benzer hasarların oluştuğu ve depoya giriş kapısının şiştiği, suyun asma tavan içerisindeki havalandırma sistemi içine girdiği hali hazırda sistemin çalışmadığı, akan suların işyerinin orta kısmında bulunan ahşap teşhir standlarında ve yan kısımlardaki ahşap teşhir raflarında da zarara yol açtığı, gerek standların gerekse rafların gövdelerinde şişmeler, kaplamalarında atmalar ve kalkmalar oluştuğu, mağazanın güvenlik sistemine bağlı kullanılan kameralar ve ses algılayıcılarında da su temasına bağlı hasar meydana geldiği ve bahse konu kamera ve ses algılayıcılarının kullanılamaz durumda olduğu, sigortalı mağazadaki raflar, standlar üzerinde teşhirde ve depoda bulunan muhtelif züccaciye emtiasında kurtarma çalışmaları esnasında kırılmalar meydana geldiği gibi, kimi ürünlerin ambalajlarının ıslandığı, kimi ürünlerin de su temasına bağlı renklerinde sorunlar oluştuğu belirtilmiş, boya badana sabit dekorasyon teminatı kapsamında (duvarlar, parkeler, tavan, elektrik ve mekanik işler vs) oluşan hasarın 78.435,40 TL, demirbaş teminatı kapsamında (ses ve kamera sistemi, havalandırma sistemi) oluşan hasarın 2.756,50 TL, emtia teminatı kapsamında (züccaciye ve dekoratif eşyalar) oluşan hasarın (hasar miktarı 7.332,72 TL olup 1.000,00 TL sovtaj indirimi ile) 6.332,72 TL olmak üzere toplam hasarın 87.524,62 TL hesap edildiği, hasarın poliçe kapsamında olduğu ve … firmasına rücu imkanı bulunduğu yönünde rapor tanzim edilmiştir. Mahkemece elektrik mühendisi, inşaat mühendisi ve sigortacı bilirkişi heyetinden alınan raporda; Hasar bedeli; -Emtia hasarları ile ilgili olarak; sigortalı mağazadaki raflar, standlar üzerinde teşhirde ve depoda bulunan muhtelif züccaciye ürünlerinin kimisinin ambalajlarının ıslandığı, kimi ürünlerin su temasına bağlı renklerinde sorunlar oluştuğu, kimilerinde kurtarma çalışmaları esnasında kırılmalar meydana geldiği, eksper tarafından ambalaj ıslanması ve ürün kırılması ayrımı yapılmadığı, sigortalı şirket elemanlarınca yapılan kurtarma çalışmalarının davalıların kusuru ile nedensellik bağı bulunduğu kanaatine varıldığı, -Demirbaş hasarları ile ilgili olarak; Üst kattan sızan suların sigortalı işyerinin asma tavan üzerine konumlandırılmış kamera sistemine hasar vermesinin olağan karşılanabileceği, özellikle asma tavan arasına konumlandırılmış olan klima ünitelerine ait elektronik kart ve sensörlerinde arızaya sebebiyet vermesinin kaçınılmaz bir sonuç olduğu, üst kattan sızan suların sigortalının kamera ve klima havalandırma sistemlerine vermiş olduğu hasarın, elektrik tesisatında oluşabilecek kısa devreler nedeniyle sigortalı tarafından kullanılan taşınmazda oluşabilecek voltaj dalgalanmalarının olağan karşılanması gerektiği ayrıca durumun olaydan birkaç gün sonra düzenlenen servis formları ile belgelendiği, -Taşınmaz hasarları ile ilgili olarak; üst kattan sigortalının bulunduğu taşınmaza sızan sular nedeniyle taşınmazın tavan ve tabanında yer alan alçıpan tavan kaplamaları, müdahale kapakları, tavan boyaları, MDF duvar kaplamaları, tavan ahşap kartonpiyerler, MDF süpürgelikler, zemin parkeleri, dış cephe dekorasyon boyaları, alçıpan tavanlar, duvar lambrilerinin hasara uğraması olağan karşılanabilecek bir durum olup sirayet eden su nedeniyle bu imalatların yapısının bozularak kullanılamayacak duruma geldikleri, ekspertiz raporunda elektrik tesisatının yer yer sorunlar çıkarmakla olduğu belirlenmiş olup özellikle taşınmazın tavan kısmına ürünler için konumlandırılan aydınlatma tesisatı amaçlı trifaze raylar, led spot aydınlatma armatür ve ampulleri, SMD şerit led ve besleme trafolarının suya sirayet nedeniyle hasara uğramaları olağan bir durum olduğu, Yapılan açıklamalar uyarınca ekspertiz raporunda belirlenen hesaplamaların, onarım, değişim bedellerinin piyasa rayiçlerine uygun olduğu, Tarafların kusur durumu; -Davalılar …, … ve …’nin olaydaki durumu; Davalı … ile diğer davalı … arasında eser sözleşmesi olan “… Projesi Mekanik İşleri Sözleşmesi”nin imzalandığı, …’ın sözleşmede yüklenici konumunda bulunduğu, eser sözleşmesinde yüklenicinin üstlenmiş olduğu sözleşme konusu işi kural olarak iş sahibine tabi olmadan, onun emri (buyruğu) altında olmaksın, bağımsız olarak yaptığı, bu nedenle yüklenici ile iş sahibi arasında kural olarak TBK.md.66 anlamında adam çalıştıran (istihdam eden) – çalışan (müstahdem) ilişkisi bulunmadığı, bu nedenle yüklenicinin sözleşme ile üstlenmiş olduğu işi yaparken üçüncü kişilere verdiği zararlardan, kural olarak yüklenicinin TBK 66 maddesi uyarınca sorumluluğunun bulunmadığı, somut dosya yönünden de iş sahibi durumundaki davalı … ile yüklenici durumundaki davalı … arasında TBK.md.66 anlamında adam çalıştıran ilişkisinin varlığı anlaşılmadığından, davacının uğradığı zarardan davalı … şirketinin TBK.md.66 uyarınca sorumlu olmadığı, davalı …’ın ise diğer davalı … ile TBK 49.maddesi uyarınca haksız fiil nedeniyle sorumlu olduğu, -Davalı …’ın olaydaki durumu; Davalı … ile diğer davalı … arasında eser sözleşmesi olan … Spor Salonu İnşaat Elektrik Mekanik Aydınlatma İmalat Ve Uygulama Sözleşmesi imzalandığı, sözleşmenin 5.maddesinde “anahtar teslim götürü bedel” olarak belirtildiği, …’ın bu sözleşmenin yüklenicisi olduğu, her ne kadar sözleşmenin 4.1 ve 4.3.maddeleri uyarınca … şirketinin, … şirketi çalışanları üzerinde denetim gözetim yetkisi bulunmakta ise de … şirketine kusur atfedilmediğinden davacının uğradığı zarardan, davalı … şirketinin de TBK.md.66 uyarınca sorumlu olmadığı yönünde görüş bildirilmiştir. … Spor Salonu İnşaat Elektrik Mekanik Aydınlatma İmalat ve Uygulama Sözleşmesinde davalı … iş sahibi, davalı … ise yüklenicidir. Sözleşmenin ilgili hükümleri incelendiğinde; “3.1.İşin adı: …’ın … Avm içindeki spor salonları şantiyesinde ekli listeye (açıklanan tüm detayları ile) göre, spor salonu inşaat, elektrik, mekanik tesisat ve aydınlatma malzemeleri ve montajı, imalat ve uygulama işlerinin yapımıdır. 4.1.Spor salonları inşaat, elektrik, mekanik tesisatı, aydınlatma malzemeleri ve montajı, imalat ve uygulama imalat işlerinin yapımı, Yüklenici tarafından sağlanacak malzemelerin kullanılması, imal ve tesisi suretiyle projelere ve taahhüde uygun olarak gerçekleştirilecektir. Yüklenici tarafından temin edilecek/kullanılacak malzemelerin 1.sınıf ve kalitede olması, teknik yönden, kalitesi bakımından, tesis yeri şekli ile sair bütün unsurları yönünden …’ın veya atayacağı yetkili kişilerin ön yazılı iznin alınmış olması şarttır. Uygulama sırasında ekli projeye kıyasla herhangi bir şekilde değişiklik yapılması için …’ın yazılı onayı şarttır. Yüklenici uygulama sırasında yazılı onay almadan projeye uymayan bir değişiklik yapması halinde … bu değişikliği projeye uygun hale getirilmesi talebinde bulunabilecek olup, Yüklenici bu iş için …s’tan herhangi bir ek süre ve bedel talep etmemeyi kabul ve taahhüt etmiştir. 4.3.Yüklenici, …’ın, spor salonları inşaat, elektrik, mekanik tesisatı ve aydınlatma malzemeleri ve montajı, imalat ve uygulama işlerinin yapımının her safhasında inşaat, elektrik, mekanik tesisatı, aydınlatma malzemeleri ve montajı, imalat ve uygulama mahallinde inceleme ve denetlemeler yapmak yetkisini haiz olduğunu ve bu inceleme-denetimler sırasında, … yetkililerince veya …’ın atayacağı yetkili kişilerce yazılı olarak bildirilecek düzeltme ve değişiklik talimatlarının gereğini derhal yerine getirmeyi ve çalışma planını …’ın inşaat, elektrik ve mekanik tesisatı, aydınlatma malzemeleri ve montajı, imalat programı ile ilgili önceliklerine göre planlamayı kabul etmiştir. 11.1. Yüklenici, sözleşmenin imzalandığı tarihten itibaren 7 (yedi) gün içinde, …’a verilen Şartnamelerde belirtilen -bitirme tarihleri ile birlikte- İş kalemlerini ve iş gruplarını ve iş miktarlarını ve bunların dağılımını gösterir ayrıntılı iş programlarını hazırlayarak onaylanmak üzere …’a teslim edecektir. 11.3.Yüklenici tarafından verilecek iş programına göre, madde 10.2.1’de adı geçen projeler … tarafından hazırlanarak, bu programa uygun tarihlerde Yüklenici’ye teslim edilecektir. Yüklenici, …’ın kabul ettiği formatta, detayda ve zamanda günlük/haftalık iş programı ve faaliyet raporunu …’a teslim edecektir. 19.Yüklenici tarafından yüklenilen işin bir kısmı ya da tamamı için alt Yüklenici kullanılacak olması halinde, Yüklenici taşeronun tüm bilgilerini …’a verecek ve …’ın yazılı onayı vermesi halinde bu taşeronu çalıştırabilecektir. Bu halde dahi Yüklenici, kendisi gibi taşeronun da eylem ve edimlerinden aynen sorumlu olacak ve her ne sebeple olursa olsun …’a gelebilecek sorumluluk ve yükümlülükleri aynen telafi ile tazmin edecektir.”… Projesi Anahtar Teslim Mekanik İşleri Sözleşmesi; davalı … ana yüklenici, davalı … yüklenicidir. Sözleşmenin ilgili hükümleri incelendiğinde; “2.5. … Sportif AŞ’ye karşı ana yüklenici, müteahhit …Ltd. Şti’dir. …AŞ ise mekanik işleri alt yüklenicisidir. Bu sözleşmede …AŞ yüklenici olarak geçecektir. 3.1.Sözleşmenin Esası ; İşin sahibi olan … AŞ’nin … adındaki alışveriş merkezinde spor salonu olarak belirlenen alanda Ek 1 Sözleşme ile müteahhit …Ltd. Şti’ne inşai işlerini yaptıracağı … spor salonunun …Ltd.Şti tarafından üstlenilen yapım işlerinden olan mekanik işlerinin tamamının …AŞ tarafından “Anahtar teslim götürü bedel” esasına dayalı olarak eksiksiz, kusursuz ve süresi içinde ynı şartlarla yapmayı kabul ve taahhüt etmiştir. 3.2.İşin Tanımı : … tarafından işletilecek … Alışveriş Merkezi içerisinde yer alacak spor salonlarının ekli proje, keşif, sözleşmeler, mahal listeleri, iş matrisleri listesine, tüm şartnamelerin ve birim fiyat tariflerinin tamamına (… A.Ş.nin ve … Alışveriş Merkezi teknik ve idari şartnamelerine, Bayındırlık Bakanlığı ve benzeri tüm teknik ve idari şartnamelere ve birim fiyat tariflerine) göre mekanik tesisat (sıhhi tesisat, yangın tesisatı, havalandırma tesisatı v.s) işlerinin yapım ve tüm tesisatların devreye alma işlemlerinin tamamlanarak İş sahibi … veya …’ın belirteceği kişilere istedikleri şartlarda teslim edilmesidir. 6.1.Yüklenici, işin ifası ile ilgili … inşaatın iş programına harfiyen uyacak ve istenilen sürede işi eksiksiz teslim edecektir. 6.2.İş programının hazırlanması ve uygulanması ile ilgili diğer hususlarda uygulama işleri genel şartnamesi hükümleri uygulanır. 7.18.Yüklenici kendisine yer teslimi yapılmasından geçici kabul yapılana kadar günlük çalışma raporlarını yazılı veya dijital kopya olarak … İnşaat şantiye sorumlusuna verecektir. 7.20.Yüklenici iş programını hazırlayarak … İnşaat yetkililerine sunacaktır. Hazırlanacak iş programı … İnşaatın iş programına uygun olacaktır. İş programının yürütülmesine yönelik yapılacak toplantılarda mutlaka teknik personeli katılacak, gerekli değişiklikleri derhal yapacak, ekip ekipman programının yapılmasını ve takibini, akış tablolarının yapılmasını, güncellenmesini sağlayacaktır. 7.24.İşbu sözleşmenin eki olan tüm proje, bilgi, cetvel, teknik şartnamelere diğer dokümanlar müştereken cari olacak ve herhangi birinde beyan olunan bir husus her ikisinde de beyan olunmuş kabul edilecektir. Projeler, şartnameler ve diğer ekler arasında herhangi bir uyumsuzluğun olması halinde … inşaata işverenin tercihi alınmak üzere derhal bildirilecek. Olur alınmadan kesinlikle imalat yapılmayacaktır. Olur alınmadan imalat yapılması ve bu imalatın işveren tarafından kabul edilmemesi halinde olur alınmadan yapılan imalat için hiçbir bedel talep edilmeyecektir.” Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2016/7621 E. 2017/13439 K. sayılı ilamında; “Dava haksız fiilden kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. Eser sözleşmelerinde kural olarak, iş sahibi ile yüklenici arasında bağımlılık ilişkisi bulunmamakta, yüklenici iş sahibinden bağımsız olarak üstlendiği işi sözleşme koşullarına uygun olarak tamamlayıp teslim etmeyi üstlenmektedir. Bu özellik dikkate alındığında bağımlılık ilişkisi, bir başka deyişle iş sahibinin adam çalıştıran sıfatı bulunmadığından eser sözleşmelerinin yerine getirilmesi ve işin yapımı sırasında yüklenicinin üçüncü kişilere zarar vermesi halinde iş sahibinin zarardan sorumlu tutulamayacağı kabul edilmektedir. Ancak bu kesin bir kural değildir. İş sahibi ile yüklenici arasındaki sözleşmede iş sahibine yükleniciye emir ve talimat verme, yapılan işi kontrol ve denetleme yetkisinin tanınmış olması halinde, iş sahibi ile yüklenici arasında bağımlılık ilişkisi kurulmuş olacağından iş sahibinin Türk Borçlar Kanunu’nun 66. maddesi gereğince “adam çalıştıran” sıfatıyla zarardan sorumlu tutulması gerektiği ve sorumluluk türünün de müteselsil (zincirleme) sorumluluk olacağı kuşkusuzdur. Toplanan delillerden davalı … ile dava dışı … arasında eser sözleşmesi imzalandığı, davaya konu zararın bu işin yapımı sırasında meydana geldiği anlaşılmaktadır. Davalı ile dava dışı yüklenici arasında düzenlenen sözleşme niteliği bakımından eser sözleşmesidir. Tanık beyanları değerlendirildiğinde; davalının yurt dışında yaşadığı, fiilen inşaat işlerini kardeşi …’ın takip ettiği, kendisinden para ve malzeme istendiğinde bu işleri yerine getirdiği anlaşılmakla, bu kapsamda sözleşme konusuna giren işleri kontrol, denetleme ve yükleniciye talimat verme yetkisi tanınmıştır. Bu olgu dikkate alındığında davalı iş sahibinin işin yapımı sırasında yüklenici tarafından üçüncü kişilere verilen zararlardan dolayı zincirleme (müteselsil) olarak sorumlu olduğunun kabul edilmesi gerekir.” şeklindedir. 6098 sayılı TBK’nun 66.maddesinde; “Adam çalıştıran, çalışanın, kendisine verilen işin yapılması sırasında başkalarına verdiği zararı gidermekle yükümlüdür. Adam çalıştıran, çalışanını seçerken, işiyle ilgili talimat verirken, gözetim ve denetimde bulunurken, zararın doğmasını engellemek için gerekli özeni gösterdiğini ispat ederse, sorumlu olmaz.” hükmü yer almaktadır. Adam çalıştıranın sorumluluğu, kusursuz sorumluluk türlerinden özen sorumluluğudur. Kanun koyucu TBK m.66’da adam çalıştırana genel nitelikte objektif bir özen yükümlülüğü yüklemiştir. Sorumluluğun kaynağı, adam çalıştıranın özen yükümlülüğünü yani çalışanlar üzerindeki denetim ve gözetim ödevini yerine getirmemesine, kanun tarafından kendisine yükletilen bu tür objektif bir ödevi ihlal etmesine dayanmaktadır… Adam çalıştıranın sorumluluğu bir kusur sorumluluğu değildir. Zira burada adam çalıştıranın sorumluluğu, kendisinin veya emrinde çalıştırdığı kişinin kusurlu olup olmamasına bakılmaksızın kusurdan bağımsız olarak doğmaktadır. Gerçekten sorumluluğun doğması için objektif özen yükümlülüğünün ihlaliyle meydana gelen zarar arasında uygun illiyet bağının bulunması yeterlidir (Fikret Eren, Ünsal Dönmez, Eren Borçlar Hukuku Şerhi, Cilt II, s. 1479, 1480). TBK’nun 61.maddesinde; “Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır.”, TBK’nun 49.maddesinde; “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” hükümleri düzenlenmiştir. Somut olayda, davacı şirket sigortalısı … A.Ş.’nin … Avm’deki mağazasında 26/04/2014 tarihinde iş yerinin üst katından su akması neticesinde hasar oluştuğu, üst kattaki işyeri davalı … AŞ firması tarafından kiralanmakla birlikte olay tarihi itibariyle henüz faaliyete geçmediği, zira işyerinin kullanıma hazır hale gelmesi yönünde yüklenici … ile eser sözleşmesi düzenlendiği, davalı …’ın ise bu sözleşme kapsamındaki mekanik işlerin yapımı içi davalı … ile anlaştığı, davalı … AŞ çalışanı davalı … tarafından yapılan çalışmalar esnasında kaynak yapıldığı sırada temiz su tesisat vanasının patlatılmasıyla akan suların sigortalı işyerine sirayet etmesi sonucu hasar oluştuğu sabittir. Yukarıda yer verilen sözleşme hükümleri nazara alındığında, davalı …’ın imzalanan sözleşme konusu işlerin yapımı sırasında denetim, kontrol, talimat verme yetkisinin bulunduğu, davalı … ile davalı … arasındaki sözleşmenin alt yüklenici sözleşmesi olduğu ve bu sözleşmenin de ana sözleşmeye bağlı olup, …’ın diğer davalı …’a sorumluluğu kapsamında denetim ve kontrol yetkisinin bulunduğu, bu kapsamda davalı şirketlerin TBK 66.maddesi uyarınca adam çalıştıran sorumlulukları, davalı …’nin ise TBK 49.maddesi uyarınca haksız fiil sorumluluğu nedeniyle tüm davalıların meydana gelen zarardan TBK 61.maddesi uyarınca sorumlu oldukları anlaşılmaktadır. Açıklanan nedenlerle gerek davalı …’ın gerekse ..’ın meydana gelen hasardan adam çalıştıran sıfatları nedeniyle sorumlu oldukları kanaatine varılmakla bu yöndeki itirazları yerinde değildir. Alınan bilirkişi raporunda, ekspertiz tarafından yapılan hasar bedelinin tespitine ilişkin değerlendirme ve hesaplamaların kadri maruf olduğu tespit edilmekle davalıların hasar bedelinin tespiti yönündeki itirazlarının yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır. Yine alınan bilirkişi raporundaki kusur belirlemesi hukuki değerlendirme mahiyetinde olup bu değerlendirmenin mahkemece yapılacak olması, gerekçeli kararda hukuki açıdan yeterli açıklamaların bulunması da nazara alındığında davalıların rapordaki tespitin tersi yönünde karar verildiğine yönelik itirazlarının reddi gerekmektedir. Davalı …’ın ana yüklenici, davalı …’ın yüklenici olarak yer aldığı … Projesi Anahtar Teslim Mekanik İşleri Sözleşmesi 13/05/2014 tarihinde imza altına alınmış, sözleşmede projenin tamamlanma süresi 14/05/2014 tarihinden itibaren 70 takvim günü olarak belirlenmiş, 14/05/2014 tarihi itibariyle işe derhal başlayacağı ifade edilmiş ise de, hasara konu işin taraflar arasındaki sözleşme kapsamında diğer davalı …’ın çalıştığı esnada meydana geldiği gerek davalılar (…, … ve …) vekilinin cevap dilekçesindeki beyanları gerekse dosya kapsamı ile sabit olup, davalı …’ın vekilinin istinaf aşamasında ileri sürdüğü bu yöndeki itirazlarına itibar edilmemiştir. Davalı … vekilinin diğer itirazı ise ihbar talebine rağmen davanın … Sigorta şirketine ihbar edilmediği yönündedir. Davanın ihbarı 6100 sayılı HMK’nun 61-64. maddelerinde düzenlenmiştir. Taraflardan biri davayı kaybettiği takdirde, üçüncü kişiye veya üçüncü kişinin kendisine rücu edeceğini düşünüyorsa, tahkikat sonuçlanıncaya kadar davayı üçüncü kişiye ihbar edebileceği açıklanmıştır. Bir davada ihbar talebi olduğu takdirde mahkemece yapılması gereken, ihbar dilekçesinin talep olunana tebliğidir. Ancak somut dosyada dava ihbar edilmemiştir. İhbar olunan kişi hakkında hüküm kurulmaması, ancak davayı kazanmasında hukuki yararı olan taraf yanında davaya katılabileceği, ihbar edilen davada verilen hükmün ihbar eden kişiye etkisi hakkında fer’i müdahaleye ilişkin HMK’nun 69/2 fıkrası hükmünün kıyasen uygulanacağı hususları bir arada değerlendirildiğinde mevcut yargılama yönünden ihbarın somut bir etkisi bulunmamaktadır. “Her halükarda, mahkemenin davanın ihbarı talebini kabul veya redde ilişkin kararlarının tek başına kanun yoluna götürülmesi mümkün değildir. Nihai kararla kanun yoluna götürülmesi halinde de bunun bir bozma sebebi teşkil etmemesi gerekir. Zira, ihbar talebi reddedilmişse ilgili taraf bunu mahkeme dışı yolla yapabilecek durumdaydı. İhbar talebi kabul edilmişse bu mevcut dava bakımından kendi başına büyük bir önem taşımamaktadır çünkü vaki ihbar üzerine üçüncü kişi otomatik olarak fer’i müdahil sıfatını kazanmamaktadır, bilakis ihbar üzerine bile olsa başvurusu üzerine, fer’i müdahalenin koşulları ayrıca değerlendirilecektir (Pekcanıtez Usul, Prof. Dr.Hakan Pekcanıtez, Prof.Dr. Muhammet Özekes, Doç.Dr.Hülya Taş Korkmaz, Doç.Dr.Mine Akkan, Cilt.I, s761, 762).” Yapılan açıklamalar uyarınca ihbarın yapılmamış olması kararın kaldırılma nedeni olarak değerlendirilmemiştir. Açıklanan nedenlerle; dosya kapsamına göre ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu ulaşılan maddi olay ve hukuki değerlendirme usul ve yasaya uygundur. HMK’nun 355. maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık olup olmadığı hususunda re’sen ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak inceleme yapılmış, kamu düzenine aykırı herhangi bir husus tespit edilmemiştir. Davalı … A.Ş. ve davalı … Ltd. Şti. vekillerinin istinaf dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçeler yerinde olmadığı anlaşılmakla, istinaf başvurularının HMK 353/1.b.1 bendi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir. Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 14/09/2021 tarihli 2021/10 E. 2021/61 K. sayılı ilamında; 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 2. maddesinde ifade edilen (1) sayılı tarifenin 1/e bendinde belirtilen işin esasının hüküm altına aldığı kararlardan anlaşılması gerekenin, ilk derece mahkemesi yerine geçilerek verilen ve icra kabiliyeti söz konusu olan kararlar olduğu, ilk derece mahkeme kararlarına dair istinaf başvurusunun esastan reddi yönündeki kararların ise icra edilebilir karar niteliğinde olmadığı için maktu harca tabi olduğu ifade edilmiştir. Somut dosya yönünden Dairemizce yapılan inceleme neticesinde verilen istinaf başvurusunun esastan reddi kararı icra edilebilir bir karar niteliğinde değildir ve ilk derece mahkemesi kararının geçerliliği devam etmektedir. İlk derece mahkemesi kararı kaldırılarak esas hakkında yeni bir karar verilmediği için emsal ilamda açıklanan hususlar Dairemizce de uygun bulunarak, davalılar yönünden istinaf karar harcının maktu olarak belirlenmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalı … A.Ş. ve davalı … Ltd. Şti. vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b.l bendi uyarınca AYRI AYRI ESASTAN REDDİNE, 2-Davalılar tarafından ayrı ayrı yatırılan 98,10 TL başvuru harcının Hazineye irat kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcının, davalı … A.Ş tarafından yatırılan 1.492,90 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.412,20 TL’nin istemi halinde davalı tarafa iadesine, 4-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcının, davalı … Ltd. Şti. tarafından yatırılan 1.494,00 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.413,30 TL’nin istemi halinde davalı tarafa iadesine, 5-İstinaf yargılama giderlerinin davalılar üzerinde bırakılmasına, 6-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davalılara ilk derece mahkemesince iadesine, 7-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 8-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1.a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.20/04/2022