Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/713 E. 2022/519 K. 27.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/713
KARAR NO: 2022/519
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2016/315
KARAR NO: 2018/961
KARAR TARİHİ: 27/09/2018
DAVA: Kooperatif Üyeliğinin Tesbiti, Devir Sözleşmesinin İptali, El Atmanın Önlenmesi
KARAR TARİHİ: 27/04/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının, davalı kooperatifin işletmesini üstlendiği taşınmazda önceki malik … ile yapmış olduğu sözleşmeler sonucunda malik sıfatıyla zilyet olduğunu, davacının yaptığı inançlı işlemler sonucunda bütün edimlerini yerine getirdiğini, davalı kooperatife bütün işletme giderlerini ve aidatlarını ödediğini, davalı …’in yaptığı sözleşmeleri hiçe sayarak davacının kiracı olduğunu ve kira bedeli ödemesi gerektiğini ileri sürerek icra takibine giriştiğini ancak buna ilişkin davanın reddedildiğini, daha sonra davalı …’un müvekkilinin tahliyesini sağlamak için diğer davalı … ile 27.05.2013 tarihinde kooperatif hisse devir sözleşmesi imzaladığını, müvekkilinin bu kez …’in tahliye tehdidi ile karşılaştığını, dava konusu bağımsız bölümün yer aldığı taşınmazın tapu kaydında tarla vasfında olduğunun yazılı olduğunu, davalı kooperatifin amacını gerçekleştirme ihtimalinin kalmadığını, binalar bakımından yıkım kararı bulunduğunu, davalı …’in tüm bedeli tahsil etmiş olmasına rağmen kooperatif üyeliğinin devretmediğini, toplam 700 bin TL ödeme yaptığını, sözleşme konusu 2 gayrimenkulün kooperatif hissesinin devredilmesi anına kadar muhafaza edilmek üzere … adlı şahsa yediemin olarak devredildiğini, bu nedenle müvekkilinin kooperatif üyesi kabul edilmesi gerektiğini, …’in hisseyi muvazaalı olarak devraldığını ileri sürerek davalı kooperatifin 65 nolu üyeliğinin davacıya ait olduğunun ve kooperatif üyeliğinin tespitine, davalılar arasında imzalanan 27.05.2013 tarihli kooperatif hisse devir sözleşmesinin muvazaa ve kötü niyet nedeniyle iptaline, davalılar … ve …’in müvekkilinin zilyetliğine yönelik müdahalelerinin menine karar verilmesini istemiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde; 27.05.2013 tarihli sözleşmenin muvazaalı olmadığını, davacının kooperatif üyesi olduğunun tespitine karar verilemeyeceğini, harcın eksik yattığını, kooperatiflerde hisse devrinin noterde yapılması gerektiğini, ayrıca hisse devir sözleşmesi ile birlikte kooperatif yönetimine yazılı bildirim yapılması ve kooperatif yönetim kurulunun bu konuda karar alması gerektiğini, davacının …’in kiracısı olduğunu, yapılan binalar bakımından iskan izni alınamadığını ancak kooperatifin tüzel kişiliğini sürdürdüğünü, davacının aidat ödemiş olmasının üye olduğu sonucunu doğurmayacağını, kiracıların aidattan sorumlu olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davalılar … ve … vekili sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacı ile … arasında 01.09.2004 başlangıç tarihli kira sözleşmesi bulunduğunu, daha sonra 15.07.2009 tarihinde hisse satış sözleşmesi imzalandığını ancak davacının bu sözleşmeden kaynaklanan edimlerini yerine getirmediğini, bunun üzerine 07.01.2010 tarihli yeni bir hisse devir sözleşmesi imzalandığını, sözleşmede satış bedelinin 700.000.-TL olarak belirlendiğini, bunun 310.000.-TL’sinin davacı tarafından yediemine ödenmiş olması gerektiğini, kalan kısmın ise davacıya ait Büyükçekmece’de bulunan 2 dairenin davalı …’e intikali suretiyle ödenmesi gerektiğini ancak 310 bin TL’nin gerek davacı gerekse Yediemin tarafından müvekkiline ödenmediğini, yine sözleşmede belirtilen dairelerin müvekkiline devredilmediğini, bunun üzerine 31.10.2011 tarihinde sözleşmenin müvekkili tarafından feshedildiğini, bu tarihten sonra davacının bir kısım kira ödemeleri yaptığını, buna ilişkin 2 dekontun cevap dilekçesinin ekinde olduğunu, bu durumun davacının taşınmazda kiracı olarak olduğunun kanıtı olduğunu, …’in taraf olduğu sözleşmenin muvazaalı olmadığını, bu davalının, kızının mesken ihtiyacı için hisseyi satın aldığını, davacının kooperatif üyesi olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. … yargılama sırasında vefat etmiş, davaya mirasçıları katılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece ”… kooperatif üyeliğinin tespiti, muvazaa nedeniyle hisse devir sözleşmesinin iptali ve el atmanın önlenmesi talebine yöneliktir. Davalılardan … ile davacı … arasında İstanbul 8. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2013/580 Esas sayılı itirazın iptali davasında davacı …’ın taşınmazı satın aldığı savunması değerlendirilmiş ve sözleşmede belirtilen bedelin ödendiğini gösteren delillerin sunulmadığı, muvazaa iddiasının kanıtlanamadığı, …’in kooperatif üyesi olduğu kabul edilmiş, verilen karar kesinleşmiştir. Yine taraflar arasında İstanbul 15. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/389 esas sayılı davası bulunmakta ise de bu davanın kooperatif hissesinin iptaline ilişkin olduğu mahkememizdeki davanın ise inançlı işlem ve muvazaa sebebiyle hisse devrinin iptaline ilişkin olduğu değerlendirildiğinden derdestlik itirazının yerinde olmadığı, sonucunun beklenmesine de gerek bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Davacı ile davalılardan … arasında 22.03.2009 tarihinde kooperatif hisse devir sözleşmesi imzalanmış ancak bu sözleşme hükümlerinin yerine getirilmemesi üzerine daha sonra 21.12.2010 tarihli ikinci bir hisse devir sözleşmesi imzalanmıştır. 21.12.2010 tarihli sözleşmenin incelenmesinde; davalı kooperatifte üye olan …, bu hissesini 700.000.-TL karşılığında davacıya satmıştır. Sözleşme kapsamına göre 310 bin TL’lik kısmı yediemin olarak belirlenen …’e ödenmiş, ayrıca 75.000.-TL kaparo aynı kişiye verilmiştir. Kalan kısım için ise davacıya ait olup halen inşaat halindeki 2 dairenin davalı …’e devredilmesi, devredilemediği takdirde bakiye borç olan 390 bin TL’nin nakit olarak ödenmesi öngörülmüştür. Dava dilekçesinde yer alan taleplerden ilki, davacının kooperatif üyesi olduğunun tespiti’dir. Taraflar arasında buna ilişkin yazılı sözleşme düzenlendiği, sözleşme kapsamına göre hisse devir bedelinin bir kısmının ödendiği sabit ise de davacı tarafça kalan kısmın nakit olarak ödendiği, yahut sözleşmede belirtilen iki dairenin devri suretiyle davacının üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiğini kanıtlayamadığı, bu nedenle davacının kooperatif üyeliğinin tespiti talebinin reddine karar vermek gerektiği sonucuna ulaşılmıştır. Davacının ikinci talebi; davalılar … ile … arasında imzalanan 27.05.2013 tarihli hisse devir sözleşmesinin muvazaa nedeniyle iptali talebidir. Bu sözleşme incelendiğinde, kooperatif hissesinin 300.000.-TL bedel karşılığında davalı … tarafından diğer davalı …’e devredilmiş olduğu görülmektedir. Bu sözleşmenin muvazaalı olduğu konusunda somut kanıt sunulamamış, dinlenen tanıklar da muvazaa iddiası yönünden somut bir olgu ortaya koyamamışlardır. Davacının üçüncü talebi ise el atmanın önlenmesidir. Yukarıda açıklanan sebep ve gerekçelerle kooperatif üyeliğine dayanan taşınmaz zilyetliği bakımından davacının üstün hak sahibi olmadığı kabul edildiğinden bu talebin de reddine ”kararı verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Dava konusu hisse devir sözleşmesine bakıldığında 300.000 TL bedelle devredildiği, bilirkişi raporunda ise devir tarihindeki değerinin 720.000 TL olduğu olarak tespit edildiği ve bu haliyle muvazaa olgusunu kesinlik kazandığı, davacının sonra taşınmazdan çıkarıldığı ve usulsüz bir işlem yapıldığı, dava konusu bağımsız bölümün tapuda kayıtlı olmayan yıkıma muhtaç bir gecekondu içeriğinde olduğundan zilyetliğe itibar edilmesi gerektiği, dava açıldığı sırada davacının zilyetliğinde bulunduğu belirtilen taşınmazdan davanın açılması ile birlikte kooperatif yönetimi tarafından davacının atıldığı ve maddi kaybı uğradığı, mahkemenin gerekçeli kararında incelemeye yer verilmediği ve davalı kooperatifin davalı şahıslar adına üyelik kaydı yaparken usulsüz, yasa dışı ödeme kabul ettiği hususun açık olduğu fakat bunlar göz ardı edilerek hüküm tesisi yoluna gidildiği belirtilmiştir
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan incelemede; Dava, Ankara … Noterliği’nin 27.05.2013 tarih, … yevmiye numaralı kooperatif hisse devir sözleşmesinin muvazaa nedeniyle iptali, davacının davalı kooperatifin ortağı olduğunun tespiti ile müdahalenin men-i istemine ilişkindir.22.03.2009 tarihli satış sözleşmesinde; davalılardan …’in (satıcı), davacının (alıcı) olarak düzenlediği sözleşmede … Evleri … sokak No … adresindeki taşınmaza ait davalı kooperatifteki hisselerinin devrinin belirtildiği, kooperatif hisselerinin devir bedeli 650.000.00 TL olarak belirtilerek bu bedelin 25.000.00 TL’sinin sözleşme imzalandığında kapora olarak, 50.000.00 TL’sinin 13.04.2009 tarihinde 4. maddede yazılı hesaba kapora olarak, 400.000.00 TL’sinin 30.04.2009 tarihine kadar 4. maddede yazılı hesaba, 225.000.00 TL’sinin 29.05.2009 tarihine kadar 4. maddede yazılı hesaba, 250.00.00 TL’sinin 30.06.2009 tarihine kadar 4. maddede yazılı hesaba ödemelerin yapılacağı, kooperatif hisselerinin devir esnasında ortaya çıkacak vergi resim ve harçlar ile ve vekalet ücreti giderlerinde alıcı tarafından ödeneceği, alıcının ödeme yapacağı hesabın … Küçükyalı şubesindeki …’e ait hesap olduğu belirtilmiştir. 21.12.2010 Tarihli adi yazılı şekilde düzenlenmiş Hisse Devir Sözleşmesinde; sözleşmenin konusunu … (devreden) ile davacı (devralan) arasında … … sokak No … adresindeki taşınmaza ait … Konut Yapı Kooperatifi hisselerinin devrine ilişkin olduğu ve kooperatif hisselerinin devir bedeli 700.000.00 TL olup 75.000.00 TL’nin kapora olarak alındığı, 14.000.00 TL’nin 26.06.2009 tarihinde, 86.00.00 TL’nin 30.06.2009 tarihinde, 55.000.00 TL’nin 04.09.2009 tarihinde, 80.000.00 TL’nin 16.12.2009 tarihinde … … Küçükyalı … numaralı hesaba peşinat olarak yatırıldığı, yatırılan ve ödenen meblağın yekünü 75.000.00 TL kapora bedeli olmak üzere 310.000.00 TL olduğu, hisse devir bedelinin tamamı olan 700.00.00 TL için gerekli olan 390.000.00 TL bakiye borcun ödenmesi konusunda devreden ve devralanın ” 2-Devralan İstanbul ili Beylikdüzü ilçesi … mahallesinde kain tapunun … ada … parsel numarasında kayıtlı bulunan inşaat halindeki gayrimenkulden iki adet daireyi satış sözleşmesi ile iş bu sözleşme tarihinde devir edene satış yapmayı ve adı geçen bu gayrimenkul üzerinde satış tarihinden itibaren 120 gün içinde kat irtifakı tesis etmek suretiyle tapuda satış yapmayı kabul ve taahhüt eder. Devir alan 120 gün içinde tapudan satışı gerçekleştirilemediği takdirde bakiye borcu 390.000 TL’yi nakden ve defaten ödemeyi taahhüt eder. Devir alan 2. maddede zikredilen taahhütlerin tamamını yerine getirmediği takdirde devir eden işbu taahhütnameyi işbu sözleşmenin 9. maddesindeki zikredilen şartlar çerçevesinde tek taraflı olarak fesih hakkına sahiptir. 3-Devralan tarafından 2. maddede bahsi geçen toplam 2 adet gayrimenkul için beheri 195.000.00 TL olmak üzere toplam 390.000.00 TL rayiç bedel tespit edilmiştir. Devralan adı geçen bu gayrimenkullerin işbu sözleşme tarihinden itibaren rayiç bedelden satılabilmesi için gerekli çalışmayı yapmakla yükümlüdür. Gayrimenkullerin belirlenen süre içinde belirlenen rayiç bedellerin satılamaması halinde devralan tespit edilen rayiç bedel 390.000.00 TL ödeyerek gayrimenkulleri tüm devir ve satış masrafları kendisine ait olmak üzere geri almak veya üçüncü şahıslara devretmekle yükümlüdür. 8-Devralanın yukarıda yazılı şartları belirtilen süre içinde yerine getirmesi halinde, yedimin uhdesinde bulunan 310.000,00 TL’yi devir edenin belirteceği bir banka hesabına yatıracak ve devreden sözleşme konusu hisse devri işlemine 15 gün içinde yerine getirecektir. 10-Devralanın 10. maddeden ibaret işbu sözleşme hükümlerini süresi içinde yerine getirmemesi halinde devir eden işbu sözleşmeyi feshederek kapora olarak alınmış bulunan 75.000,00 TL’yi irat kaydedecek ve toplam ödemeli 310.000,00 TL’nin bakiye 235.00,00 TL’si yediemin tarafından devralana iade edilecektir” hükümlerinde belirtilen şartlar çerçevesinde anlaşmaya varıldığı belirtilmektedir. 07.01.2010 Tarihli adi yazılı şekilde düzenlenmiş Hisse Devir Sözleşmesinde; sözleşmenin konusunu … (devreden) ile davacı (devralan) arasında … … sokak No … adresindeki taşınmaza ait … Konut Yapı Kooperatifi hisselerinin devrine ilişkin olduğu ve kooperatif hisselerinin devir bedeli 700.000.00 TL olduğu belirtilmiş, davalı … tarafından davacıya yönelik Ankara … Noterliği vasıtasıyla gönderilen 31.10.2011 tarih ve … numaralı ihtarnamede taraflar arasında 07.01.2010 tarihinde akdedilen hisse devir sözleşmesi başlıklı sözleşmenin sözleşme şartlarına … tarafından uyulmadığı belirtilerek feshedildiği ihtar edilmiştir. Ankara … Noterliği vasıtasıyla 27.05.2013 tarih ve … yevmiye numaralı kooperatif hisse devir sözleşmesinin incelenmesinde; … (devir eden) … (devir alan) olarak belirtilerek hissesinin devredenin üyesi bulunduğu davalı kooperatifteki … nolu üyeliğe ait … Blok … nolu blok üzerindeki hak ve hissenin tamamının aktif ve pasifler ile birlikte 300.00 TL bedel mukabilinde devredildiği ve bedelin tamamen ödendiği belirtilmektedir. Sözleşmenin feshini bildirir ihtarnameler: Ankara … Noterliği vasıtasıyla 31.10.2011 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamede:davalı … ile davacı arasında 07.01.2010 tarihli 10 maddeden ibaret hisse devir sözleşmesi yapıldığı, ancak sözleşmenin imzalanmasından itibaren 21 ay geçmiş olmasına rağmen sözleşmede belirtilen edimlerin yerine getirilmediği ve yapılan araştırmada sözleşmede bahsi geçen gayrimenkullerin 3. kişiye devredildiği, bu nedenle sözleşmenin 10. maddesi gereğince feshedildiği belirtilmiştir. Ankara … Noterliği vasıtasıyla 31.10.2011 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamede: davalı … tarafından dava dışı …e çekilen işbu ihtarnamede 07.01.2010 tarihli … ile düzenlenen hisse devir sözleşmesinin sözleşme şartlarının yerine getirmemesi nedeniyle feshedildiği ve bu nedenle sözleşme gereği ödenen kapora ücretinin irat kaydedilmek üzere iadesi istenmiştir. Davalı vekilince sunulan havale belgelerin incelenmesinden … Bankası aracılığıyla 04.04.2013 işlem tarihli dekont örneklerinin davacı tarafça davalı … adına ” kira ödemesi” açıklamalı havale yapıldığı anlaşılmaktadır. (04.04.2013, 18.12.2012 işlem tarihiyle) Dava dilekçesinde ekli ve fotokopi şeklinde sunulan İstanbul ili Beylikdüzü ilçesi … mahallesi … ada … parsel de kayıtlı … ve … numaralı bağımsız bölümlerin tamamının dava dışı … Şirket adına kayıtlı iken … adına satış işleminden devredildiği anlaşılmaktadır. Beyoğlu … Noterliği vasıtasıyla davalı … tarafından davacıya çekilen ihtarnamede; taşınmazdaki kiracının 01.09.2004 başlangıç tarihi kira sözleşmesine dayandığı ve bu sözleşmenin 31.08.2013 tarihinde sona ereceği, taşınmazın bu tarih itibariyle mesken olarak kullanmak mecburiyetinde olduğu belirtilerek yenilenmeyeceği ve Borçlar Kanununun 351. Maddesi uyarınca taşınmazın tahliye edilmesi, tahliye anına kadar geçerli olmak üzere 2.372 kira bedelinin de posta havale yoluyla gönderilmesi talep edilmiştir. Kira alacağının ödenmemesi nedeni dayalı olarak davacı hakkında 4.744 TL (2013 yılı Haziran Temmuz aylarında ilişkin olarak aylık 2.372 TL’nin toplamı ) Talepli haciz ve tahliye istemiyle başlatılan takibe … tarafından işbu takibe itiraz edilmesi üzerine İstanbul 8. Hukuk Mahkemesi’nin 2013/580 esas sayılı dosyasında taşınmaz kira sözleşmesinden kaynaklı itiraz davası açılmıştır. İstanbul 13. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/389 esas sayılı dava dosyasında; … tarafından … ve …’e yönelik satın almaya dayalı tapu iptal ve tescil davası açılmış olup işbu açılan davada, davacının gayrimenkulden tahliyesinin ihtiyati tedbir yoluyla önlenmesine karar verilmesi ve 28 nolu bağımsız bölüme isabet eden, davalı … adına kayıtlı kooperatif hissesi iptali ile davacı adına kayıt edilmesi, … adına kayıtlı olan kooperatif hissesinin iptali ile davacı adına kayıt edilmesini kabul görmesi halinde ise davacı tarafından yapıldığı belirtilen 310.000 TL’nin yasal faiziyle birlikte …den tahsili ile davacıya ödenmesine, davacı tarafça devri gerçekleştirildiği belirtilen İstanbul ili Beylikdüzü ilçesi … mahallesi … ada … parselde kayıtlı … ve … nolu 2 adet gayrimenkulün dava tarihindeki rayiç değerlerinin tespiti ile dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı …den tahsiline ve davacıya ödenmesine karar verilmesi talep edilmiştir. Davalı … tarafından davalı kooperatife 25.06.2013 tarihinde yapılan yazılı başvuru ile 65 nolu üyeliğin devraldığı ve üyeliğin kabulünü talep edildiği ve 26.06.2013 tarihli toplantıda alınan karar ile …in kooperatifteki …’e ait tüm yasal hakları ve yükümlülükleri ile 65 nolu ile kabul edildiği belirtilmiştir (dosyada 26.06.2013 tarihli toplantıya ait tutanağın bir fotokopisinin sunulduğu ve fotokopi üzerine el yazısıyla ”noter belgesi ile … nolu Ankara … Noterliği” ibaresinin yazılmaktadır. 01.09.2004 tarihli kira sözleşmesinde davalı davacı arasında düzenlendiği ve 1 yıl süreli olup kiralanan yerin … … sokak no … olarak belirtildiği anlaşılmaktadır. Davaya konu İstanbul ili Sarıyer ilçesi … ada … parsel numaralı 52.649,00 m2 yüzölçümüne sahip taşınmazın tarla vasfına haiz ve tam hisse ile davalı kooperatif adına kayıtlı olup, 15.01.2016 tarih … yevmiye numarasıyla beyanlar hanesinde yıkım kararı bulunduğu (Boğaziçi İmar Müdürlüğü) tapu kayıt bilgisinden anlaşılmaktadır. Davacı vekilince sunulan bilgi ve belgeler arasında tahsilat makbuzu örnekleri de yer almakta olup buna göre, 2012 yılında ödenen aidatlardan Nisan ve Mayıs aidatı olmak üzere 480 TL, Şubat ve Mart aidatı olmak üzere 3.046,40 TL, devreden ödenmemiş borç olarak 1.000,00 TL, 2012 yılı Kasım aidatı, Aralık aidatı gecikme bedeli, 2013 yılı Ocak, Şubat, Mart, Nisan ve Mayıs aidatı gecikme bedeli olarak toplam 3.518, 40 TL’nin davacı tarafından ödendiğini belirtir kasa aidat makbuzu ve tahsilat makbuzları örnekleri sunulmuştur. Yine işbu makbuzların incelenmesinde 2014 yılına ait site aidatı dönemlerinin belli tarihlerde davalılardan … tarafından … bankası İnternet bankacılığı aracılığıyla yatırıldığına dair dekont örnekleri de sunulmuştur. Davacı tarafça sonra … Bankası aracılığıyla yapılan ödemelerde davacının davalılardan …’e 01.04.2013-01.05.2013 dönemi için bir aylık kira bedeli ve Ocak 2013 dönemi için 2.000 TL havale ödemesi yapıldığına dair dekont fotokopileri sunulmuştur. İstanbul 14. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2012/1075 E 2013/94 K sayılı ilamının incelenmesinde: Dava taraflarının … (davacı sıfatıyla ) ve … (davalı sıfatıyla ) Olduğu, davaya konu uyuşmazlığın kiralananın tahliyesi istemine ilişkin olduğu ve takibin 01.09.2004 başlangıç tarihli kira sözleşmesine dayanıldığı, davacı tarafça İstanbul … İcra müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası ile ilgili olarak davanın temerrüt sebebi ile taşınmazdan tahliyesine karar verilmesi amacıyla açılan davada mahkemece dosya içerisinde 13 örnek nolu imzasız ödeme emri tebliğ belgesi mevcut ise de tebliğe ilişkin resmi belgede 7 örnek nolu ödeme emrinin tebliğ edilmiş olması karşısında 13 nolu ödeme emrinin tebliğ edildiğinin açıkça kabul edilmediği sürece ileri sürülemeyeceği ve davalıya usulüne uygun ihtarlı ödeme tebliği bulunmadığından temerrüt oluşmadığı belirtilerek davanın reddine dair karar verildiği belirtilmiştir. (iş bu dava dosyası ile ilgili sunulan bilgi ve belgelerin incelenmesinde davalı kooperatif yönetim kurulu tarafından İstanbul 8. Hukuk Mahkemesi hakimliğine sunulan 06.05.2014 tarihli cevabi yazıda, davacının taşınmazda kiracı olarak bulunduğu ve yönetime kendisinin taşınmazın devir aldığına dair herhangi bir başvurusu bulunmadığı belirtilmiştir) İstanbul 8. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2013/580 E 2015/77 K sayılı ilamının incelenmesinde: Dava taraflarının … (davacı sıfatıyla) ve … (davalı sıfatıyla) Olduğu, davaya konu uyuşmazlığın davalı kooperatif de … nolu üyeliğe ait … Blok … nolu villada 01.09.2004 başlangıç tarihli kira sözleşmesi istinaden davacının kiracı sıfatıyla oturduğu, taşınmazın Ankara … Noterliği’nin 27.05.2013 tarih ve … yevmiye numaralı hisse devir sözleşmesi ile önceki malik olduğu belirtilen …e’den devraldığını ve … adına kaydedildiği, iş bu devir işleminin …’a de noter kanalıyla ihtar edildiği, aynı zamanda ihtarnamede mesken ihtiyacı sebebiyle taşınmazın tahliye edilmesi ve tahliye tarihine kadar 01.09.2004 başlangıç tarihli kira sözleşmesinde ve belirtilen kira artış oranına göre 2.372 TL kira bedelinin ödenmemesi üzerine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile başlatılan takibe yapılan itirazın iptali, davalının uyuşmazlık konusu taşınmazdan tahliyesine karar verilmesi talep edilmiştir. İş bu dosyada düzenlenen bilirkişi raporunda, taşınmazın dava dışı önceki maliki …’ in davalı ile olan 07.10.2010 tarihli hisse devir sözleşmesine davalının sözleşme şartlarına uymadığını gerekçe göstererek Ankara … Noterliği vasıtasıyla çekilen … yevmiye numaralı ihtarname ile feshettiğini bildirdiği, ancak davalının kooperatif hissesinin 700.000 TL’ye satın aldığını ve o tarihten beri malik sıfatıyla gayrimenkulü kullandığını belirtmiş ise de iş bu bedelin ödendiğini gösteren belgenin dosyaya sunulmadığı, dava dışı malik … ile … arasında yapılan satışın muvazaalı olduğunun da kanıtlanamadığı, davalı kooperatifin 26.06.2013 tarihli toplantısında da 65 nolu üye …’in üyeliğinin ve kendisine tahsis edilen … Blok … nolu bağımsız bölümü tüm yasal hakları gayri kabili rücu olarak 27.05.2013 tarihinde kooperatif hisse devir sözleşmesi ile …’e devrettiği ve kooperatifteki …’e ait tüm yasal hak ve yükümlülükleri 65 nolu üyeliğe kabul edildiğini belirtildiği, bu haliyle 2004 başlangıç tarihli kira sözleşmesine göre …’ın kiracı olduğu belirtilerek davanın kabulüne dair karar verildiği verilmiş ve Yargıtay 6 Hukuk Dairesi’nin 2016/2070 E 2016/1898 K sayılı ilamıyla onanmıştır. Ankara 1.İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2013/326 E 2013/603 K sayılı ilamının incelenmesinde: Dava taraflarının … (davacı sıfatıyla) ve … (davalı sıfatıyla ) olduğu, dava dilekçesinde temerrüt sebebiyle kiralananın tahliyesini talep edildiği ve mahkemece yapılan yargılamada davanın kabulü ile uyuşmazlığa konu mecurdan davalı temerrüt sebebiyle tahliyesine, davacıya teslimine dair karar verilmiştir. Yargılama aşamasında davalılardan …’in 08.07.2016 tarihinde vefatı ile İstanbul Anadolu 9. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2016 /740 sayılı mahkeme ilamında düzenlenen veraset ilamı dosya arasına alınmıştır. İş bu veraset ilamına göre mirasçılar …, …, … ve … olarak belirtilmiştir. Tanık beyanları: … özetle beyanında; davacıyı tanıdığını, 2007 yılında davacının kiracı olarak çamlık kooperatifinde oturduğu binayı satın almak istediğini söylediğini ve villayı Ankara’da oturan bir bayanla karşılığında 2 daire devretme hususunda anlaşma yaptığını, ne kadar para verdiğini hatırlamadığını, ancak para ve 2 daire karşılığında bu villayı satın aldığını, tapusu olmayan bir yeri satın almasının iyi olmadığını o dönemde kendisine söylediğini, 2007 yılından önce davacının 1,5 yıl kadar kiracı olarak burada oturduğunu, ancak 5- 6 yıl öncesine kadar mal sahibini arayarak devir yapma konusunda talepte bulunduğunu, ödemeleri nasıl yapıldığını bilmediğini ve davacının 2007 yılından sonra artık evinde tadilat yaparak oturmaya başladığını ondan sonra hiç kira bedeli ödeyemediğini, muvazaalı satışla ilgili herhangi bir bilgisinin bulunmadığını, telefonundan mal sahibi ile yapılan konuşmalarında mal sahibinin sürekli geleceğini söylediğini ve telefonda mal sahibinin davacının edimini yerine getirmediği yönünde bir cevap verdiğini hiç duymadığını belirtmiştir. Tanık … özetle beyanında; davacıyı tanıdığını bankada çalıştığı dönemde Tarabya’da kirada oturduğunu, 2009-2010 yılında davacı evi satın aldığını söyleyerek evinde yemekli bir organizasyon yaptığını ve orada evi satın alındığını öğrendiğini, davalı …’u bizzat görmediğini ancak davalıya 350.000 TL verdiğini duyduğunu, bu parayı elden veya bankadan verip vermediğini bilmediğini beyan etmiştir. Tanık … beyanında: davalı …’u tanıdığını, eşine çok güvendiği için eşini yediemin olarak seçtiğini, 2009-2010 yılında davacının kiracı olarak oturduğu bağımsız bölümü davalı …’dan satın almak istediğini ve bir anlaşmaya varıldığını, anlaşma için birlikte buluşturulduğunu ve evin hatırladığı kadarıyla 700.000 TL civarında bir miktara satışı konusunda anlaşıldığını, daha doğrusu bir kısım nakit para ve 2 daire karşılığında bağımsız bölümü satmayı kabul ettiğini, o anda … e davacının 350.000 TL civarında para verdiğini, bu para verilirken kendisinin orada olduğunu, ayrıca davacının kararlaştırılan 2 adet daireyi de yaklaşık 15- 20 gün içinde …’e devrettiğini, daha sonra kooperatif hissesi ve kabul edilen bağımsız bölümün davacıya devredilmediğini duyduğunu ve bunun dışında başka bir bilgisinin bulunmadığını belirtmiştir. Bilirkişi raporu: bilirkişi heyetince düzenlenen raporda özetle davalı kooperatifin … Blok … nolu bağımsız bölümünün güncel alım satım piyasa değeri emsal karşılaştırma ve gelir kapitilizasyonun yöntemlerinin kullanıldığı ve buna göre -dava konusu taşınmazın 22.03.2009 sözleşme tarihindeki değeri 450.00000 TL -27.05.2013 devir tarihindeki değeri 720.000,00 TL – 24.03.2016 dava tarihindeki değeri 1.250.000,00 TL olarak hesap takdir edilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın reddine dair karar verilmiş ve iş bu kararı yönelik davacı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur. Kooperatif üyeliğinin devri konusunda; Ortaklığın devir biçimi yasada gösterilmemiştir. Ancak pay devrinin alacağın temliki yolu ile yapılması, temlikin de BK’nun 163. maddesi maddesi uyarınca yazılı olması gerekmektedir. Üyeliğe bağlı hak ve alacakların borçlusu kooperatif, alacaklısı ise üyeliği devir alan yeni ortaktır. Eğer devir eden ortak pay yönünden borçlu ise borcun nakli hükümleri uygulanır (BK 173 vd), borç devir alana geçer. Ancak pay devri için resmi şekle bile gerek bulunmamaktadır. Her ne kadar yapı kooperatifinde, ortakları mal sahibi yapmak amacı olsa bile pay devri, bir satış vaadi de değildir. Bu nedenle, adi yazılı devir dahi geçerlidir. Devredenin borçları, devre ve devrin kabulüne engel değildir, devredenin borçları devir alana geçer ve ödemediği takdirde devralanın ihraç edilme olanağı da her zaman vardır. Daire satımında üyelik kendiliğinden alıcıya satım ile birlikte geçmez. Satıcının üye olması ve üyeliğinin alıcı tarafından ayrıca devir alınması gerekmektedir. Üyelik ayrıca devredilmedikçe satıcının üyeliği kooperatif nezdinde devam eder. Satıcının üye olması, alıcının bu üyeliği ayrıca devir alması, devir alanın kooperatif üyelik koşullarını taşıması halinde kooperatifin bu kişiyi 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 14/3. ve ana sözleşmenin 17/2. maddesi uyarınca ortaklığa kabul etmesi zorunludur. Üyelik devir sözleşmesi yapıldığı tarih itibariyle sözleşmenin yanları arasında geçerli sonuç doğurmasına karşın, kooperatif bakımından ise 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 14/3. ve ana sözleşmenin 17/1. ve 2. maddeleri hükümleri gereği, devrin kooperatife bildirilmesi ve yönetimin makul sürede yapacağı inceleme sonunda devir alanın ortaklık şartlarını taşıması durumunda devir alanı makul süre içerisinde üyeliğe kabulü kararı verdiği tarihte hüküm ifade eder. 17/1. madde hükmünde yer alan yazılı başvuru koşulu, devrin geçerliliğine ilişkin olarak değil, devrin kooperatife iletilmesi ve kabulü için ispat bakımından sevk edilmiştir. Bu nedenle, kooperatif üyelik hakkının devredildiğinin davadan önce davalı kooperatife bildirilmemesi, devir alanın hakkına olumsuz bir etki yapmaz. Devir alanın açtığı üyeliğin tespiti davası ile davalı kooperatife üyelik başvuru yapılmış gibi olduğundan, üyelik koşullarını taşıdığının belirlenmesi halinde devir alanın üyeliğinin tespitine karar verilmesi gerekir. (Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 03.11.2014 gün ve 2014/2015 E 2014/6905K sayılı ilamı) Yukarıdaki bilgiler ışığında dava konusu olay incelendiğinde, davacı ile davalılardan … arasında 10 01.09.2004 başlangıç tarihli kira sözleşmesi bulunduğu, davaya konu 28 numaralı bağımsız bölümün davacı tarafça konut vasfı ile kiralandığı konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlığa konu kooperatif hissesi Ankara … Noterliği vasıtasıyla davalı …’e 27.05.2013 tarihli hisse devir sözleşmesiyle devredilmiş, davalı tarafça davacıya taşınmazı tahliye etmesi ve tahliye tarihine kadar oluşan aylık 2.372 TL kira bedeli ödenmesi talep edilmiş, İstanbul 8. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2013/580 esas sayılı dosyasında da davacı hakkında kira bedelleri nedeniyle başlatılan takibe yönelik yapılan itirazın iptali amaçlı açılan davada yapılan yargılama sonucunda 2004 başlangıç tarihli kira sözleşmesine göre …’ın, …in kiracısı olduğu belirtilerek itirazın iptaline, takibin devamına, temerrüt nedeniyle akdin tespiti ile davalının kiralanandan tahliyesine dair karar verilmiş ve işbu ilan Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 2016/2070 esas 2016/1898 karar ile ilamı ile onanmıştır. Kooperati pay devrinin alacağın temliki yolu ile yapılması, temlikin de BK’nun 163. maddesi maddesi uyarınca yazılı yapılması gerekmektedir. Davacı ve davalı taraf arasında adi yazılı sözleşmeler yapılarak davalının davalı kooperatif de bulunan hissesinin devri konusunda anlaşma sağlanmış ve kooperatif hisselerinin devri ile ilgili taraflarının yükümlendiği edimler hisse devir sözleşmesinde belirtilmiştir .Öncelikle taraflar arasında birden fazla hisse devri sözleşmesi yapılmış ise de her düzenlenen bir sonraki sözleşmede önceki sözleşmelerin geçersiz olduğu da belirtilmiştir. En son düzenlenen 21. 12 2010 tarihli sözleşmede, hisse devri bedeli tespit edilerek bu bedel dışında ayrıca 2 adet gayrimenkulün devredenin satış yapılması konusunda mutabık kaldığı belirtilmiştir. Davalı tarafından fesih iradesi Ankara … Noterliği’nin 31.10.2011 günlü ihtarnamesi ile gerek davacı gerekse dava dışı ve sözleşmede yediemin sıfatıyla imzası bulunan …’e bildirilmiş olup, sözleşmeyle yükümlülüğünden 2 adet dairenin 21.10.2010 tarihinde … Limited Şirketi tarafından dava dışı …’e devredildiğine dair tapu senet örnekleri dosyaya ibraz edilmiştir. HMK nun 355. Maddesi uyarınca yapılan inceleme: Taraf Ehliyeti: Taraf ehliyeti davada taraf olabilme yeteneğidir. Taraf ehliyeti, medeni (maddi) hukuktaki hak ehliyetinin, medeni usul hukukunda büründüğü şeklidir. Gerçekten, kimlerin taraf ehliyetine sahip bulundukları Medeni Kanuna göre belirlenir.( HMK m.50; MK m.8, m.48) buna göre hak ehliyetine sahip olan her gerçek (MK m.8) ve tüzel (MK m.48) kişi davada taraf (olabilme) ehliyetine de sahiptir (m.50) (Prof.Dr Baki kuru, Medeni Usul Hukuku El Kitabı , Yetkin Yayınları Cilt I, s:296 ) Her gerçek kişi yaşadığı sürece taraf ehliyetine sahiptir. Dava açıldıktan sonra yani yargılama sırasında taraflardan birinin ölmesi halinde ölen kişinin taraf ehliyeti MK 28 maddesi uyarınca son bulur. Bu nedenle onun adına da davaya devam edilebilmesine imkan yoktur. Yalnız mirasçıları ilgilendiren mirasçıların mal varlığı haklarını etkileyen davalar mirasbırakanın ölümüyle konusuz kalmaz, bu davalara mirasçılar tarafından devam edilir. Taraflardan birinin ölümü üzerine miraçların mirası kabul veya reddetmemiş ise bu hususta kanunda belirlenen süreler (MK m. 605 vd) geçinceye kadar davanın ertelenmesi gerekmektedir. Mirasın reddi süresinin MK m. 606-607 uyarınca geçmesinden sonra ölen tarafın bütün mirasçıları duruşmaya çağrılmalı, miraçların duruşmaya gelmesi veya yeni bir vekili göndermesi halinde davaya devam edilmeli, ölen tarafın mirasçılarının bazısının duruşmaya gelmemesi durumunda ise gelmeyen mirasçı/mirasçılar davaya katılması, olmazsa MK 640/3 maddesi uyarınca miras ortaklığına temsilci atanmasını sağlamak üzere gelen mirasçıları mahkemece bir süre verilmesi gerekmektedir. Miras ortaklığına bir temsilci atanınca, miras ortaklığında, miras ortaklığı temsilcisi davaya devam eder. Bu haliyle ölen tarafın miraçları, davayı mecburi dava arkadaşlığı olarak hep birlikte takip ederler. Davaya konu uyuşmazlıkta ise; UYAP sisteminden alınan nüfus kayıt örneğinde, davacının 26.11.2021 tarihli ölüm kaydı bulunduğu anlaşıldığından davalının yargılama aşamasında vefatı nedeniyle yukarıda belirtilen bilgiler ışığında taraf teşkilinin sağlanması gerekmektedir. Aynı zamanda dosyada mübrez vekaletnamelerinin incelenmesinde Bodrum … noterliğince 21.07.2016 tarih ve … yevmiye sayılı ve Ankara … Noterliği’nce 22.07.2016 tarih ve … yevmiye sayılı vekaletnameler ile mirasçı … ile …’a Av. …nin vekil olarak tayin edildiği, dosyaya düzenlenen gerekçeli kararın ” davalı … ve diğerleri vekili olarak Av. …” ye tebliğ edildiği ancak İstanbul Anadolu 9. Hukuk Mahkemesi’nin 2016/740 Esas Sayılı dosyasında muris …’in diğer mirasçıları olan … ve … yönünden sunulan bir vekaletname olmadığı gibi işbu mirasçılara dava dilekçesi, gerekçeli kararın tebliğ edildiğine dair tebligat parçası yer almadığından taraf teşkilinin sağlanması yönünden HMK’nun 355. maddesi uyarınca yapılan incelemede bu eksikliğin de giderilmesi gerektiği anlaşılmaktadır. Sonuç olarak; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; kararın açıklanan gerekçeler doğrultusunda kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için 6100 sayılı HMK’nın 353-(1).a.6 ve 355. maddeleri gereğince dosyanın mahkemesine iadesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı tarafın istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin, 2016/315 Esas ve 2018/961 Karar sayılı ve 27/09/2018 tarihli kararının HMK’nun 353/1a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılamak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İadesine, 4-Harçlar Kanunu gereğince davacı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye GELİR KAYDINA, istinaf karar harcının talep halinde davacıya İADESİNE, 5-Davacının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-g bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.27/04/2022