Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/712 E. 2022/427 K. 06.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/712
KARAR NO: 2022/427
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/313
KARAR NO: 2018/938
KARAR TARİHİ: 18/09/2018
DAVA: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 06/04/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı ile müvekkili şirketin “…, “…”, “…” ve “… (Facebook ve Twitter) Hesaplarının Yönetimi” işlerinin yapılmasına karşılık KDV dahil 45.430-TL ödenmesi konusunda anlaştıklarını, müvekkilinin söz konusu anlaşmadan doğan edimlerini tam ve gereği gibi yerine getirdiğini ancak davalının kendi edimini yerine getirmediğini, davalının anlaşma konusu iş gereği ödemesi gereken tutarı müvekkiline ödemediğini, bu nedenle davalı tarafa Beyoğlu … Noterliği’nin 24/06/2015 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi keşide edildiğini, ihtarnameye rağmen davalının herhangi bir ödeme yapmadığını, bunun üzerine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile icra takibine başlandığını, davalının böyle bir borcu olmadığı gerekçesiyle icra takibine itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, davalının itirazlarının haksız ve dayanaksız olduğunu, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davanın kabulü ile itirazın iptaline, takibin devamına, alacağın %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde; taraflar arasında 01/02/2014 tarihinde imzalanmış bir sözleşme ve buna bağlı bir ticari ilişki olduğu konusunda husumet bulunmadığını, taraflar arasında yaşanan işbu davaya konu husumetin sebebinin davacının sözleşmede açık ve kesin şekilde belirtilmiş yükümlülüklerine aykırı şekilde davranmış olması ve yine sözleşmede üzerinde kesin şekilde mutabakata varılmış ücretlerden çok farklı, net ya da şeffaf olmayan ve üzerinde mutabakat varılmamış bedellerinin hukuka aykırı şekilde ısrarla talep etmesinden kaynaklandığını, müvekkili şirketin sözleşmeye aykırı şekilde sunulmuş olan hiçbir hizmeti kabul etmediğini, davacının zaten kabule ilişkin tek bir delil ibraz edemediğini, bu nedenle sözleşme kapsamında müvekkili şirket açısından hiçbir borç muaccel olmadığını, zira sözleşme çerçevesinde tüm hakedişlerin müvekkili şirketin yazılı ve açık kabulüne bağlı olduğunu, bu nedenlerle fiili ve hukuki dayanaktan yoksun iş bu davanın reddine, davacının dava değerinin %20 sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece ”… Taraflarca ibraz edilen deliller ,dosya kapsamı ile uyumlu bulunup hükme esas alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; Taraflar arasında akdedilmiş sözleşme ile davacı şirketin reklam ajansı, Davalı şirketin ise reklam veren konumunda olduğu,davacının sözleşmenin akdedilmesinden sonra, sözleşme konusu işleri yapmaya başlayıp sonrasında davalıya, takip ve dava konusu 4 adet fatura gönderdiği, davalı tarafça fatura konusu işlerin eksik ve ayıplı yapıldığı, faturaların sözleşme hükümlerine aykırı olarak düzenlenmesi nedeniyle fatura bedellerinin ödenmediğini iddia etmiş olup, taraflar arasındaki sözleşme davalı şirketin … markasına ait sosyal medya hesaplarının Davacı ajans tarafından takibini içerdiği, bilirkişi heyeti içerisinde yer alan sektör bilirkişisi tarafından inceleme neticesinde, “… projesi açıklamalı … no’lu 8.000TL tutarındaki faturada belirtilen işin davacı tarafından yerine getirildiği,… no’lu 8.000 TL tutarındaki faturayla ilgili alacak talebinin yerinde olduğu, “… bedeli açıklamalı … no’lu 17.000 TL tutarındaki faturada belirtilen işin davacı tarafından yerine getirildiği, … no’lu 17.000 TL tutarındaki faturayla ilgili davacının alacak talebinin yerinde olduğu ,“… facebook Medya Bütçesi bedeli’ açıklamalı … no’lu 10.000 TL tutarındaki faturada belirtilen reklam tasarımının taraflar arasındaki sözleşmeye istinaden davacı tarafın davalı taraftan aylık olarak talep ettiği ücret (free bedeli) kapsamında yapıldığı, fatura edilen kısmın ise sözleşme kapsamına girmeyen medya satın alma, reklam yayınlatma ücreti olduğu davacının … no’lu 10.000 TL tutarındaki faturaya konu alacak talebinin yerinde olduğu , “…’ açıklamalı … no’lu 3.500TL tutarındaki faturaya konu hizmetin …’in … markasına ait elektrik, tıraş makinesi, ütü, aydınlatma ürünlerinin dışında kalan Bebek ve Anne ürünlerini konu alan ayrı bir markası için yapıldığı iddia edilmiş ise de … markasının sosyal medya hesaplarında paylaşılan gönderilerin, yazılan reklam metinleriyle yapılan grafik tasarımların ekran görüntüleri ile mümkün olmadığı,davacının … no’lu 3.500TL tutarındaki faturayla ilgili alacak talebinin yerinde olmadığı, bu itibarla söz konusu 9.440,00 + 20.060,00 + 11.800,00 = 41.300 TL bedelli faturaların 3 tanesinin içeriğinde yer alan işlerin davacı tarafından gereği gibi yapıldığı ve dolayısıyla da davacının, 3 adet faturanın bedelini talebe hak kazandığı, Taraflar arasındaki sözleşmenin 6/2 nolu maddesine göre; ödemeler faturanın davalıya teslim tarihinden itibaren 60 gün içinde yapılağı kararlaştırılmış olmakla faturaların ödeneceği tarih belirli vadeye bağlandığı bu koşulda davalının faturaları vadesinde ödemediği takdirde, ihtara gerek olmaksızın temerrüde düştüğü, (TBK.md.117/f.2) faturaların davalıya 08.06.2015 tarihinde teslim edildiği dolayısıyla davalının, 08.06.2015 tarihinden 60 gün sonraki tarihten itibaren, her bir fatura bedelini ödemede temerrüde düştüğü kabul edilerek bilirkişi raporu ile yapılan her bir fatura yönünden takip tarihine kadar dönem ki temerrüt faiz hesabına itibar edilerek takip tarihi itibariyle 41.300,00TL asıl alacağının ve takip tarihine kadar işlemiş 807,90TL temerrüt faizi alacağının olduğu; asıl alacağın, takip tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte tahsili gerektiği” kararı verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; husumet itirazının mahkemece değerlendirilmediği, ”… … Bedeli” faturası dışında kalan dava konusu 3 faturadan doğan alacak taleplerinin yerinde olduğu yönündeki tespitin dayanaksız olduğu, sözleşme uyarınca davalı şirket tarafından onaylanmamış fatura tutarlarının kesinlikle kabul edilmediği, … facebook… açıklamalı faturanın tespitinde bilirkişiler tarafından yapılan iş ve içeriğin değerlendirilmediği, sadece ekran görüntülerinden yola çıkılarak fatura konusu bedelin uygun olduğu sonucuna varıldığı, ”…” açıklamalı fatura bedeline ilişkin olarak ise davalı şirket tarafından davacıya çalışmanın finale yakın hale gönderildiği ve bununla ilgili e postanın bildirildiği, sözleşme kapsamında davacı tarafından yapılıp davalı şirket tarafından onaylanan bir çalışmanın olmadığı, yapılan müzakereler esnasında da belirlenen bedellerin daha düşük olduğu, faturaların davalı şirket tarafından kabul edilmeyip 08.06.2015 tarihinde davacıya iade edildiği, ayrıca dava şirket aleyhine hükmedilen icra inkar tazminatında usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek mahkemece verilen kararın kaldırılması talep edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılmıştır Dava, fatura bedellerinin tahsili amacıyla davalı aleyhine başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminat talebine ilişkindir. İstanbul Anadolu … İcra Dairesi’nin … E. sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacının takip alacaklısı sıfatıyla davalı aleyhine (…-… Projesi bedeli-,… -… facebook app bedeli-,… -… … Bedeli- … no lu – … Bütçesi bedeli-) 45.430 TL alacağa yönelik takip başlattığı, ödeme emrinin davalıya 06.10.2015 tarihinde tebliğ edildiği ve davalı vekilince 13.10.2015 tarihli itiraz dilekçesi sunulduğu anlaşılmıştır. Davacı (reklam ajansı) ile davalı (reklam veren) arasında düzenlenen 01.02.2014 tarihli sosyal medya hizmet sözleşmesi konusunun davalının 01.02.2014 tarihinden başlayarak 31.12.2014 tarihine dek sosyal medyanın yönetimi, sosyal ağlarda topluluk oluşturma, içerik oluşturma ve içeriğin yayılması, sosyal medya stratejisi oluşturma stratejiyi uygun aksiyonların hayata geçirilmesi, sosyal medya takibi ve raporlanması uygulamaları için davacının görevlendirildiği, davacıya hizmet aldığı aya ilişkin olarak ilgili faturanın kendisine teslimine müteakip 60 gün içinde aylık 18,600 TL+ KDV bedel ödeneceği ve davacının davalıya verdiği sosyal medya yönetimi hizmetleri doğrultusunda hazırlanacak olan e- posta,facebook uygulaması, web sayfası tasarım işlemleri, fotoğraf ve video çekimi gibi işlemleri için sözleşme ekinde yer alan fiyat listesi uyarınca anlaşılmış birim fiyatı üzerinden gerekirse ayrı bütçe gönderileceği, davalı tarafından yazılı olarak onaylanan bütçeler üzerinden faturalandırma yapılacağı, davacının, davalının aylık ücret faturalarına hizmet verilen ayı müteakip sonraki ayın başında keseceği, ödemelerin faturaların davalıya teslim tarihine itibaren 60 gün içinde davacının sözleşmede yer alan banka hesabına ödeme gerçekleştirileceği belirtilmektedir. Davalı tarafça davacıya yönelik Üsküdar … noterliği vasıtasıyla 08.06.2015 tarihinde çekilen ihtarnamede icra takibine konu toplam 45.430 TL tutarındaki faturaların hiçbir ticari veya sözleşmeye dayanmaksızın gönderildiği ve işbu faturalara itiraz edildiği belirtilmiş ve davacı tarafça davalıya çekilen 24.06.2015 tarihli ihtarnamede takibe konu fatura bedellerinin ödenmesini talep edilmiştir. Bilirkişi heyetince düzenlenen raporda özetle; taraflarının ibraz olunan ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, davacının ticari defterine göre takip tarihi itibari ile davacının 45.430 TL davalıdan kayden alacaklı göründüğü, davalının ticari defterine göre ise takip tarihi itibari ile davacının davalıdan borç ya da alacağının bulunmadığı, davacı tarafın kestiği fıkralarının tek tek incelenmesi sonucunda; -… facebook app projesi bedeli açıklamalı 8.000 TL faturada davacı reklam ajansı çalışanı tarafından 12.10.2014 tarihinde davalı şirket personeline mail gönderildiği, mail de davacının, davalı şirketin … modellerinin tanıtımı için facebook uygulama fikirleri geliştirdiği ve uygulama fikrinin kullanıcıların istedikleri kumaş resimlerini facebook’a yüklemesi akabinde kullanıcılar için de haftanın kazananı seçilip ödül vermesi şeklinde olduğu, bu mail yazışmalarında ödül olarak … model 10 adet ütü verilmesine karar verildiğinin görüldüğü ve … reklam çalışmaları ile ilgili davalı tarafın bilgi ve haberinin bulunduğunun anlaşıldığı, nitekim … ütüleri için facebook sayfa sekme uygulaması işine ait arayüz tasarımı yapıldığı ve bunun davalıya gönderilen ekran görüntülerinden tespit edildiği belirtilmiştir. Bu nedenle davalı taraflar işin yapılan kısmıyla ilgili düzenlenen … no’lu ve 8.000 TL tutarındaki faturayla ilgili alacak talebinin yerinde olduğu, -… facebook … projesi bedeli açıklamalı 17.000 TL faturada belirtilen işin yapılıp yapılmadığının incelenmesinde; davacı çalışanı … tarafından davalı çalışanı …’e gönderilen 08.09.2014 tarihli mailde … çalışması için davalı taraftan onay istenildiği ve davalı çalışanının ”… (facebook) tarafı … dir” şeklinde cevabıyla çalışmaya onay verdiğini tespit edildiği ve 24.09.2014 tarihli mailde davalı çalışanından bu alacak kalemi yönünden bağlantı linki istenildiği, davacı şirketin … çalışmasını resmi facebook hesabından yayınladığı ve işi teslim ettiği, bu nedenle düzenlenen 463874 no lu ve 17.000 TL tutarındaki faturayla ilgili alacak talebinin yerinde olduğu, -… facebook Medya Bütçesi projesi bedeli açıklamalı 10.000 TL faturada belirtilen işin yapılıp yapılmadığının incelenmesinde, davalı şirket çalışanının davacı ajansa gönderdiği 23.05.2014 tarihli mailde davalı şirketin babalar günü ile ilgili 4 farklı model numaralı ürünlerini ön plana çıkarmak istedikleri bununla ilgili facebook postları için 10.000 TL bütçenin olduğu ve facebook için reklam anlaşması siparişi verdiklerini anlaşıldığı, davalının talebinin üzerine davacının reklam çalışmalarını başlattığı ve yayınlanan reklamlarla ilgili birim başında maliyet gibi detayların yer aldığı reklam maliyet raporunu davalı tarafa gönderdiği ve babalar günü özel tasarım yaptığının tespit edildiği fatura edilen kısmının sözleşme kapsamına girmeyen medya satın alma ve reklam yayınlatma ücreti olduğu tespit edildiğinde düzenlenen … no lu ve 10.000 TL tutarındaki faturayla ilgili alacak talebinin yerinde olduğu -… bedeli açıklamalı 3.500 TL faturada belirtilen işin yapılıp yapılmadığının incelenmesinde,bu faturaya konu hizmetin … markasına ait elektrik, tıraş makinesi, ütü ve aydınlatma ürününün dışında kalan bebek-anne ürünlerini konu alan ayrı bir marka için yapıldığı, gönderilen mailler ibraz edilmiş ise de yazılan reklam metinlerinde yapılan grafik tasarımlarının ekran görüntülerini dosya muhteviyatında rastlanılmadığı ve bu nedenle … no lu ve 3.500 TL tutarındaki faturayla ilgili alacak talebinin yerinde olmadığı görüş ve tespitinde bulunulmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda … nolu ve 3.500 TL bedelli fatura dışındaki diğer fatura bedellerinin yapılan itirazın iptaline ve 41.300 TL asıl alacak, 807,90 TL işlenmiş faiz olmak üzere toplam 42.107,90 TL üzerinden takibini devamına dair karar verilmiş, iş bu karara yönelik davalı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davalı vekilince ileri sürülen husumet itirazının incelenmesi: Davalı vekili sonra cevap dilekçesinde davanın öncelikle husumet yokluğu nedeniyle reddedilmesi gerektiği zira davalı şirketin 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 19. maddesi ile TTK’nun 159 ve devamı maddelerinde öngörülen bölünme hükümlerine uygun olarak tüm aktif ve pasif kalemlerinin … Ticaret A.Ş. unvanlı şirkete devrederek bölündüğü belirtilmiştir. Bölünme TTK m.159 vd. hükümlerinde düzenlenmiş olup, bölünmede, sermaye şirketleri ve kooperatiflerin mal varlıklarını tam veya kısmen ayırarak oluşturdukları bölünme ürünü tasfiyesiz olarak ve külli halefiyet yoluyla başka sermaye şirketine veya kooperatiflere intikal eder ve bunun karşılığında da bölünen şirketin ortakları devralan şirketlerde ortak, kooperatiflerde ise üyelik hak ve sıfatını tek işlem ile iktisap ederler. Bu itibarla, bölünmenin hukuki açıdan geçerli olması ile birlikte, bölünme ürününe bağlanmış olan tüm hak ve yükümlülükler kendiliğinden devralan şirkete ya da kooperatife geçer. Kısmi bölünmede şirketin tüm ve hak ve yükümlülüklerinin geçişi söz konusu olmaz ve devreden şirketin hukuki kişiliği devam eder. Fakat bölünmenin pratik uygulanabilirliği bakımdan en önemli husus, bölünmenin geçerli olması ile birlikte hukuki geçişin de kendiliğinden sonuçlanmasıdır. Böylelikle, bölünme ürününe bağlanmış bulunan tüm sözleşmeler, tek bir işlem ile, bölünmenin ticaret siciline tescili ile, yasa gereği kendiliğinden devralan şirkete veya şirketlere geçerler. Bölünmenin tescili ile ayni haklar da tapu siciline tescil edilmeksizin sicil harici, devralan ortaklıklara intikal etmektedir. (Hasan Pulaşlı, Şirketler Hukuku Genel Esaslar, 6. Baskı, 2020, s.107, 136) Cevap gerekçesinde ekli olarak sunulan Türkiye Ticaret Sicili gazete örneklerinin incelenmesinde; dava dışı … sicil numaralı … Aydınlatma Ticaret Anonim Şirketi’nin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine uygun olarak ve müdürlükteki vesikalara dayanarak 01.02.2016 tarihinde tescil edildiği belirtilmiştir. Bu haliyle 08.01.2016 tarihinde icra takibine konu fatura bedellerinin ödenmesi talepli ve davalı adına düzenlenen faturalar dayanak kılmak suretiyle açılan bu itirazın iptali davasında husumetin davalı şirkete yöneltilmesinin yerinde olduğu anlaşılmaktadır. İş bu nedenle davalının husumet itirazının yerinde olmadığı anlaşılmaktadır. Davalı vekilinin sunduğu diğer istinaf sebeplerinin incelenmesi: Dosyada mübrez ihtarnamelerden dava konusu edilen faturaların davalı şirket tarafından kabul edilmediğini anlaşıldığı, bilirkişi heyetince tarafların ticari defter ve kayıtların incelenmesi sonucunda düzenlenen heyet raporunda davacının ticari defterlerine göre takip tarihi itibariyle 45.430 TL alacaklı göründüğü, davalı ticari defterine göre ise alacak ve borç kaynağı rastlanılmadığı, her iki tarafın ibrazından ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, e-defter beraatının süresinde alındığı, envanter defterlerini süresinde noter tasdikli yapıldığı ve bu haliyle her iki taraf defterlerinin de sahibi lehine delil vakfına ait olduğunun tespit edilmiştir. Taraflar arasında düzenlenen mail yazışmaları ve sözleşme, icra takibine fatura konu edilen faturalar nazara alındığında … no lu 3.500 TL bedeli fatura dışındaki diğer faturaların taraflar arasında düzenlenen sözleşme hükümlerinde belirtilen ve davacı tarafın yükümlendiği edimlerin yerine getirildiği, nitekim davacı tarafça yapılan hizmetlere ilişkin davalı şirket çalışanlarına mail gönderildiği ve onlardan onay alındığı, reklam yayın raporlarının davalı tarafa gönderildiği, özel tasarımların yapıldığı, yine çalışmaların yapılması için link adresini istenildiği, davalı tarafın link adresi gönderdiği bu haliyle davacının, taraflar arasında düzenlenen 01.02.2014 tarihli sözleşmede belirtilen reklam çalışmaları nedeniyle düzenlenen faturadan kaynaklı alacağının bulunduğu tespit edilmiştir. Bu haliyle davacının reklam ajansı davalının ise reklam veren konumunda olarak düzenlediği sosyal medya hizmet sözleşmesinde davacının davalı şirketin … markasına ait ve sosyal medya hesaplarından davacı şirket tarafından üretimi ve takibi işini üstlenildiği, bu sözleşme nedeniyle yukarıdaki belirtilen açıklamalar nazara alındığında davacı tarafın davalı için verilen hizmetlerden dolayı takip tarihi itibariyle 3 adet faturadan kaynaklı olarak toplam 41.300 TL alacağının bulunduğu, davalının davacıya 08.06.2015 tarihli ihtarnamesi ile takip konusu edilen 4 adet faturayı tebliğ aldığını kabul ettiği nazara alındığında 08.06.2015 tarihinden başlayarak taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin 6/2 nolu maddesine göre 60 gün sonraki tarihten itibaren her bir fatura bedeli yönünden davalının (25.07.2015 tarihi) temerrüde düştüğünün kabulü ile 01.10.2015 takip tarihine kadar işlemiş faizin hesap edilmesi sonucunda tespit edilen toplam 807,90 TL işlemiş avans faizinin davalıdan tahsilini gerektiği sonucuna varılmasının dosya kapsamına uygun olduğu anlaşılmaktadır. Davalı tarafça icra inkar tazminatına hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu yönündeki istinaf sebebinin incelenmesinde ise ;davaya konu takibin fatura alacağından kaynaklı likid alacak olması nazara alındığında icra inkar tazminatına hükmedilmesinin dosya kapsamına uygun olmadığı anlaşılmaktadır. HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, hükme esas alınan ve denetime elverişli bilirkişi raporuna, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına göre; kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b.1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine dair karar verildi. Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 14/09/2021 tarihli 2021/10 E. 2021/61 K. sayılı ilamında; 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 2. maddesinde ifade edilen (1) sayılı tarifenin 1/e bendinde belirtilen işin esasının hüküm altına aldığı kararlardan anlaşılması gerekenin, ilk derece mahkemesi yerine geçilerek verilen ve icra kabiliyeti söz konusu olan kararlar olduğu, ilk derece mahkeme kararlarına dair istinaf başvurusunun esastan reddi yönündeki kararların ise icra edilebilir karar niteliğinde olmadığı için maktu harca tabi olduğu ifade edilmiştir. Somut dosya yönünden Dairemizce yapılan inceleme neticesinde verilen istinaf başvurusunun esastan reddi kararı icra edilebilir bir karar niteliğinde değildir ve ilk derece mahkemesi kararının geçerliliği devam etmektedir. İlk derece mahkemesi kararı kaldırılarak esas hakkında yeni bir karar verilmediği için emsal ilamda açıklanan hususlar Dairemizce de uygun bulunarak, davalı yönünden istinaf karar harcının maktu olarak belirlenmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince davalıdan alınan 98,10 TL’nin başvuru harcının hazineye GELİR KAYDINA,3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcının, davalı tarafından yatırılan 3.032,27 TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.951,57 TL’nin istinaf eden davalı tarafa İADESİNE, 4-İstinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, 5-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davalıya ilk derece mahkemesince iadesine,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1.a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.06/04/2022
MUHALEFET ŞERHİ 492 sayılı Harçlar Yasası’nın 2. maddesinde “Yargı işlemlerinden bu kanuna bağlı (1) sayılı tarifede yazılı olanların yargı harçlarına tabi olduğu ” belirtilmiştir.Harçlar Kanunu Genel Tebliği , (1) Sayılı Tarife Yargı Harçlarının III- karar ve ilam harcı başlıklı 1/a maddesinde “Konusu belli bir değerle ilgili bulunan davalarda esas hakkında karar verilmesi halinde hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu değer üzerinden binde 68.31 oranında nisbi harç alınacağı”,1/e maddesinde “(değişik:5235/m. 52) yukarıdaki nisbetlerin Bölge Adliye Mahkemeleri, Bölge İdare Mahkemeleri, Danıştay ve Yargıtay’ın tasdik veya işin esasını hüküm altına aldığı kararları içinde aynen uygulanacağı” belirtilmektedir. Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 27.12.2021 tarih ve 2021/9035 E 2021/7367 K sayılı ilamında da ”… Bölge Adliye Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan temyiz başvurusu üzerine HMK’nın 344 maddesi uyarınca, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekiline usulüne uygun şekilde tebliğ edilen muhtıra kapsamında 1 haftalık kesin süre içerisinde gerekli harç ve giderlerin yatırılmadığı gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesince HMK’nin 366/1 maddesi yollamasıyla aynı Kanun’un 344/1 maddesi uyarınca davacının temyiz başvurusunun yapılmamış sayılmasına ilişkin olarak verilen 05/11/2021 tarihli ek kararda hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK’nin 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi 05/11/2021 tarihli ek kararının onanmasına ”dair karar verildiği nazara alındığında; nisbi değere tabi bulunan davalarda, davanın kabulüne/kısmen kabulüne ilişkin ilk derece mahkemesi kararı aleyhine davalı tarafça istinaf yasa yoluna başvurulması halinde Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf başvurusunun esastan reddi ile nisbi karar ve ilam harcına hükmedilmesi gerektiği düşüncesiyle, sayın çoğunluğun bu konuya ilişkin görüşüne katılmamaktayım.