Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/710 E. 2022/627 K. 25.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/710
KARAR NO: 2022/627
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2013/66
KARAR NO: 2017/321
DAVA TARİHİ: 06/03/2013
KARAR TARİHİ: 02/05/2017
DAVA: Kayıt Kabul
KARAR TARİHİ: 25/05/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/03/2012 tarih ve 2009/669 E. 2012/76 K. sayılı ilamı ile davalı müflis şirketin iflasına karar verildiğini, iflas işlemlerinin İstanbul … İflas Müdürlüğü’nün … İflas sayılı dosyasından yürütüldüğünü, müflis davalı şirketin davacı banka ile akdedilen genel kredi sözleşmeleri gereğince asaleten ve müşterek borçlu müteselsil kefil olduğunu, davacı banka alacağının 3.294,00 TL’lik kısmının 08/05/2009 tarihli meri teminat mektubundan kaynaklandığını, davacı bankanın alacağının İİK hükümleri gereğince 19/09/2012 tarihinde iflas masasına kaydedildiğini ancak iflas idaresi tarafından kısmen ret kararı verildiğini, iflas idaresinin kefalet dışında kalan miktarın dışındaki tutarı reddetmesi ve müflisin asıl borçlu sıfatıyla imzalandığı sözleşme gereği davacı bankaya borçlu olduğu miktarın nazara almamasının hukuka aykırı olduğunu belirterek, davacı banka alacağının reddedilen 3.494.481,68 TL’lik kısmının da kayıt ve kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı bankanın, müflis şirketten olduğunu iddia ettiği, halen tasfiyesi İstanbul … İflas Müdürlüğünce … İflas dosyası ile takip edilen müflis … Tic.AŞ’ye olan kefaletinden doğan alacağı için İstanbul …İflas Müdürlüğü’ne alacak kaydı talebinde bulunduğunu, iflas masasına 43 no.lu kaydının yapıldığını, İİK 233.maddesi gereğince iflas idaresince davacı bankanın alacağın kısmi reddine karar verilirken amir hükme göre hareket edilerek ret gerekçesinin belirtildiğini, gerekçede kullandırılan krediler ve yapılan ödemeler hakkında davacı banka tarafından belge ibraz edilmediği dolayısıyla borcun tam olarak tespit etme imkanının bulunmadığı ve müflis şirketin kefaleten imzaladığı kredi sözleşmesindeki sorumluluğunun sınırlı olmakla çözümün mahkeme yoluyla halledilmesi gerektiği belirtilerek alacağın kısmi reddi yoluna gidildiğini beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; “…Mahkememizce yapılan yargılama sırasında toplanan deliller ve hükmü esas alınan ve bankacı bilirkişiler … ve … tarafından düzenlenen kök ve ek raporlar ile tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesi neticesinde davacı banka tarafından her ne kadar dava dilekçesinde davalı müflis şirket iflas idaresi tarafından davalı müflisin kefaletten kaynaklı alacağının masaya kaydedildiği, ancak davalının asıl borçlu olarak imzalamış olduuğu genel kredi sözleşmelerinden kaynaklanan kredi borcunun da bulunduğu, bu nedenle müflis iflas masası tarafından reddedilen bakiye kısmınında iflas masasına kayıt ve kabulüne karar verilmesi talep edilmiş ise de, davacı banka tarafından müflis şirket iflas masasına müracaat edilen dilekçenin incelenmesinden sadece müflis davalı şirketin kefaletinden kaynaklanan alacağın iflas masasına kayıt ve kabulü için talep de bulunulduğu, davalının asaleten imzalamış olduğu genel kredi sözleşmelerinden dolayı herhangi bir talebin bulunmadğı, bu nedenle iflas masası tarafından da sadece dilekçe ekinde davalının kefil olarak imzalamış olduğu genel kredi sözleşmeleri esas alınarak, bu sözleşmelerde ki kefalet limiti ile bağlı kalınarak talebin kabulüne karar verildiği, esasen mahkememizce yapılan yargılama sırasında davacı banka vekili tarafından sunulan 30/12/2015 tarihli dilekçe de de davaya konu genel kredi sözleşmelerinin 04/11/2002, 21/10/2002, 16/02/2004 ve 12/03/2004 olmak üzere 4 adet sözleşme olduğunun bildirildiği, her ne kadar hükmü esas alınan ve Bankacı bilirkişi … tarafından düzenlenen 19/01/2014 tarihli kök rapor ve … ve … tarafından düzenlenen 05/10/2015 tarihli raporda kefalet limiti bu dilekçede belirtilen 21/10/2002,16/02/2004 ve 12/03/2004 tarihli sözleşmelerdeki kefalet limitleri esas alınarak toplam 1.807.360 TL olarak esas alınmış ise de, daha sonra bilirkişiler … ve … tarafından düzenlenen 27/04/2016 tarihli ek raporda davacı banka vekilince daha sonra dosyaya sunulan dilekçe de belirtilen 04/11/2011 tarihli sözleşme ve bu sözleşmeye ilişkin limit arttırımları da dikkate alınarak davalının kefalet limiti USD krediler TL’ye çevrilmek kaydıyla toplam 3.038.000 TL olarak bulunmuş ve iflas tarihi olan 20/03/2012 itibarıyla nakit kredilerden dolayı davacı bankanın müşterek borçlu mütelsil kefil … Tic. A.Ş’den kefalet limiti altında kaldığı tespit edilen 2.523.863,88 TL asıl alacak, 1.881.119,88 TL işlemiş faiz, 94.055,99 TL BSMV olmak üzere toplam 4.499.039,75 TL alacaklı bulunduğu tespit edilmiş olup, davalı müflis iflas masası tarafından kabul edilen 2.001.340 TL nin maksubuyla (4.499.039,75 TL-2.001.340)=2.497.699,75 TL daha davacı bankanın davalının kefaletinden kaynaklanan alacağının bulunduğu sonucuna varılmış olmakla, Davanın kısmen KABULÜNE, Müflis davalı şirket … Tic. A.Ş’nin, davacı banka ile dava dışı asıl borçlu şirket olan … Tic. A.Ş arasında imzalanan genel kredi sözleşmlerindeki kefaleteni nedeni ile iflas tarihi olan 20/03/2012 tarihi itibarıyla davacı bankaya 2.523.863,88 TL asıl alacak, 1.881.119,88 TL temerrüt faizi ve 94.055,99 TL %5 BSMV olmak üzere toplam 4.499.039,75 TL borçlu olduğu anlaşılmakla iflas masasınca daha önce kabul edilen kısmın mahsubu ile (4.499.039,75 TL – 2.001.340,00 TL) = 2.497.699,75 TL nin davalı müflis … Tic A.Ş nin iflas masasına kayıt ve kabulüne, fazlaya ilişkin istemin yerinde görülmediğinden reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süre içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece son alınan bilirkişi raporu hükme esas alınarak masaya kaydedilecek alacağın 2.497.699,75 TL olduğuna karar verilmiş ise de raporda asıl alacak tutarına ihtarname hesap kat tarihinden (22/02/2010 ve 31/03/2010) itibaren %39 temerrüt faizi uygulanarak değil de ihtarnamenin tebliğ tarihinden sonra olmak üzere 02/05/2010 tarihi itibariyle temerrüt faizi uygulandığı, bilirkişilerce asıl alacak tutarlarına ihtarname hesap kat tarihleri olan 22/02/2010 ve 31/03/2010 tarihlerinden 02/05/2010 tarihine kadar hiç faiz işletilmediği, müvekkili bankaca keşide edilen 29/04/2010 tarihli ihtarnamede yer almayan ancak takibe konu edilen 26/04/2010 tarihli 2.673,68 TL tutarındaki … nolu riskin, 29/04/2010 tarihli 97.997,30 TL tutarındaki … nolu TKM riskinin, 24/05/2010 tarihli 2.407,56 TL tutarındaki … nolu riskin, 25/05/2010 tarih 134.363,83-TL tutarındaki … nolu TKM riskinin hesaplamaya dahil edilmediği, 29/04/2010 tarih … vevmiye nolu ihtarnameye konu edilen 76.500,00 EURO değerli teminat mektubu için 187.279,65 TL’nin dava, mahkeme masraflarının ve 203.711,24 TL tutarındaki vekalet ücretinin hesaplamaya dahil edilmediği, raporda dosya davalısı Müflis … Tic. A.Ş.’nin müşterek borçlu müteselsil kefil olduğu Esentepe Şubesi ile … Tic. A.Ş. arasında imzalanmış Kredi Genel Sözleşmeleri sıralanmış ise de 150.000 Euro ve 310.000 Euro’luk Kredi Genel Sözleşmelerinin yer almadığı, rapora karşı itirazlar incelenmeksizin, itiraza konu rapor doğrultusunda karar verildiği beyan edilerek, eksik incelemeye dayalı olarak verilen kararın kaldırılmasını talep edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nun 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re’sen gözetilmiş ayrıca HMK’nun 357. maddesindeki “İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz” kuralı nazara alınmıştır. Dava, İİK 235. maddesi gereğince açılmış olan sıra cetveline itiraz (kayıt kabul) davasıdır. İİK 235. maddede, sıra cetveline itiraz edenlerin, cetvelin ilanından itibaren 15 gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecbur oldukları, 223. maddenin üçüncü fıkrası hükmünün mahfuz olduğu belirtilmiştir. Maddede düzenlendiği üzere, sıra cetveline itiraz davası açma süresi 15 gündür. Süre, sıra cetvelinin ilanından itibaren başlar. İİK 166. maddedeki gazetelerde yapılan ilanlardan en son ilan tarihinden itibaren işlemeye başlar. İflas masasına alacak yazdırırken, tebligatı kabule elverişli adres gösterilerek, Adalet Bakanlığınca çıkarılan tarifede gösterilen yazı ve tebliğ giderlerini avans olarak vermek suretiyle, İflas idaresince alınacak kararların kendisine tebliğ edilmesini istemiş olan alacaklılara, alacaklarının kabul veya ret edildiği ayrıca tebliğ edilir (İİK 223). Bu alacaklılar için sıra cetveline itiraz davası açma süresi, sıra cetvelinin ilanından itibaren değil, bu tebligatın yapıldığı tarihten itibaren işlemeye başlar. Somut olayda, İstanbul … İcra Dairesinin … İflas sayılı dosyası ile ilgili vermiş olduğu cevabı yazısına göre, davacı 43 kayıt numarası ile iflas masasına 5.495.821,68 TL alacak kaydı yaptırarak tebligat masrafını yatırmış, iflas dairesince düzenlenen sıra cetvelinde alacağın2.001.340,00 TL’si kabul edilerek kalan miktarın reddine karar verilmiştir. Sıra cetveli 27/02/2013 tarihli davacı vekiline tebliğ edilmiştir. Davacı vekili tarafından tebligat masraf avansı yatırıldığından 15 günlük yasal sürenin tebliğ tarihinden itibaren hesaplanması gerekmektedir. Davanın 06/03/2013 tarihinde yasal 15 günlük hak düşürücü süre içerisinde açıldığının anlaşılması üzerine işin esasının incelenmesine geçilmiştir. İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/03/2012 tarihli 2009/669 E. 2012/76 K. sayılı kararı ile … Tic. A.Ş.’nin iflasına karar verilmiştir. Mahkemece davacının talebine konu alacağın belirlenmesi için bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir. Bankacı … tarafından düzenlenen 19/01/2014 tarihli 1.bilirkişi raporunda; davacı banka ile dava dışı asıl borçlu şirket olan … Tic. A.Ş arasında 21/10/2002 tarihli 400.000,00 TL’lik sözleşmenin imzalandığı ve 12/06/2003 tarihinde 350.000,00 TL limit artırımı yapıldığı, yine 16/02/2004 tarihinde 160.000,00 TL, 12/03/2004 tarihinde ise 600.000 USD’lik genel kredi sözleşmelerinin imzalandığı, bu sözleşmelerin tamamında davalı müflis şirketin müşterek borçlu müteselsil kefil olarak sözleşmede yer aldığı, sözleşmelerden dolayı davalının toplam kefalet limitinin 910.000,00 TL ve 600.000,00 USD olduğu, 600.000 USD’nin hesap kat tarihi olan 29/04/2010 tarihli kurdan TL’ye çevrilmesi ile 1 USD = 1.4956 TL olup toplam kefalet limitinin (910.000,00 + 897.360,00) = 1.807.360,00 TL hesaplandığı, taraflar arasındaki sözleşmenin 19. Maddesi gereğince davacı bankanın 01/12/2009 tarih ve 2009/79 sayılı faiz genelgesine göre ticari kredi genel cari faiz oranının yıllık %26 olarak belirlenmiş olması nedeniyle bu faiz oranına %50’sinin ilavesi neticesinde %39 temerrüt faiz oranının bulunduğu, davacı banka tarafından kat ihtarnamesinde de bu oranda faiz talep edildiği, Ankara … Noterliği’nin 29/04/2010 tarihli kat ihtarnamesinin davalıya 30/04/2010 tarihinde tebliğ edildiği, 1 gün içerisinde ödenmesi ihtar edildiğinden davalının 02/05/2010 tarihinde temerrüdünün gerçekleştiği, temerrüt tarihi itibarıyla yapılan hesaplamaya göre davacı bankanın toplam 2.516.286,08 TL asıl alacağının bulunduğu, davalı müflis şirket kefalet limitinin ise 1.807.360,00 TL olması nedeniyle bu miktar üzerinden iflas tarihi itibarıyla %39 temerrüt faizi üzerinden yapılan hesaplama neticesinde davacı banka alacağının 3.217.688,18 TL olduğu, iflas masası tarafından bu alacağın 2.001.340 TL’lik kısmının kabul edilmesi nedeniyle, bakiye (3.217.688,18-2.001.340)=1.216.348,18 TL’lik kısmın iflas masasına davacı banka alacağı olarak kayıt ve kabulüne karar verilebileceği sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir. Rapora yönelik itirazlar üzerine aynı bilirkişiden alınan 14/03/2014 tarihli ek raporda; her ne kadar taraflarca kök rapora itirazda bulunulmuş ise de gerekli ticari defter ve kayıtların sunulmamış olduğunu, bu nedenle kök raporda varılan sonuca ilişkin değerlendirmelerin aynen geçerli olduğu yönünde görüş bildirmiştir. Mahkemece bilirkişiler SMMM … ve Prof.Dr. …’dan yeni bir rapor alınmasına karar verilmiş ve 06/11/2014 tarihli 2.bilirkişi raporunda; dava konusu alacağın müflis şirketin kefaletinden kaynaklandığı, kredi borçlusu … AŞ hakkında da iflas kararı verildiği ve işlemlerin İstanbul … İflas Müdürlüğü’nün … nolu dosyasından yürütüldüğü, alacağın tamamının müflis … AŞ’nin kefaletinden kaynaklandığının beyan edildiğini, sunulan sözleşmenin 2002, 2004 yıllarında imzalandığı, borcun kaynağı olarak hesap ekstreleri özetinin eklendiği, hangi sözleşmeden kaynaklı kullandırılan kredinin miktarı, kullanma tarihi, ödeme bilgileri, faiz oranı vb. gibi bilgilerin dosyada mevcut olmadığı, davacı vekiline banka şubesinde bu belgelerin hazır edilmesi ve yerinde inceleme için haber verilmesi konusunda 2 kere bilgi verildiği ancak davacı tarafça bilgi verilmediğinden inceleme yapılmadığı, müflis … AŞ’nin iflas masasında bulunan defterlerinin incelendiği ve davacı bankanın herhangi bir alacağının olmadığının görüldüğü, TMS esaslarına göre tutulan muhasebe kayıtlarında olmamasının normal olduğu, Türkiye Muhasebe Standartlarına göre düzenlenen mali tablolarda bilanço dipnotlarında kefalet yükümlülüğü olarak açıklanması gerektiği, dosyada ve iflas masasında bilançolar mevcut olmadığından dipnotlarda bu bilginin kontrol edilemediği, sonuç olarak davacının iddiasının ispatlanamadığı sonuç ve kanaatine bildirildiği bildirilmiştir. Mahkemece Bankacı … ve Bankacı Bilirkişi …’dan alınan 05/10/2015 tarihli 3.bilirkişi raporunda; dava dışı … Tic. A.Ş’nin asıl borçlu, davalının ise müşterek borçlu müteselsil kefil olarak imzalamış bulunduğu, sözleşmelerden dolayı davalının kefalet limitinin toplam 1.807.360,00 TL olduğu, davacı bankanın iflas masasına alacağın kaydına ilişkin dilekçesinin 2. kısmında sadece davalı müflis şirketin bankaya kefaleten kaynaklanan borcu nedeniyle talepte bulunulması nedeniyle daha önceden düzenlenen her iki bilirkişi raporunda da davalı müflisin kefaletinden kaynaklanan borçların esas alındığı, davalı iflas idaresi tarafında red gerekçesiyle iflas masasına ibraz edilen sözleşmelerde müflisin kefalet miktarıyla sınırlı olarak 20/03/2012 iflas tarihiyle yabancı para USD’nin TCMB efektip satış kuru olan 1.8189 TL üzerinden alacağın toplamının 2.001.340 TL olduğu belirtilerek, bu kısmın kabulüne bakiye kısmın ise reddine karar verildiği, daha önceki raporda da belirtildiği üzere davalı müflis şirketin temerüde düştüğü 20/03/2012 iflas tarihi itibarıyla %39 temerrüt faizi dikkate alınarak 1.807.360 TL kefalet limiti üzerinden yapılan hesaplama neticesinde davacı bankanın iflas tarihi itibarıyla 1.807.360 TL asıl alacak, 1.347.085,65 TL temerrüt faizi ve 67.354,28 TL BSMV olmak üzere toplam 3.221.799,94 TL alacağının bulunduğu, buna göre davacı bankanın 3.221.799,94 – 2.001.340 = 1.220.459,94 TL daha alacaklı olduğu yönünde görüş bildirilmiştir. Davacı banka vekili tarafından sözleşmelerin tamamının dikkate alınmadığı belirterek itiraz edilmiş ve itiraz dilekçesi ekinde müflis şirketin müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzaladığı 04/11/2002 tarihli 600.000,00 USD’lik genel kredi sözleşmesi ile 12/03/2003 tarihli 150.000,00 USD limit arttırımı ve 01/05/2003 tarihli 50.000,00 USD limit arttırımına ilişkin sözleşmeler ile müflis şirketin asıl borçlu olarak imzaladığı sözleşmeler ibraz edilmiştir. Mahkemece Bankacı … ve Bankacı Bilirkişi …’dan alınan 29/04/2016 tarihli ek raporda; davacı vekili tarafından ibraz edilen, müflis şirketin kefil olarak imzaladığı toplam 800.000,00 USD’lik sözleşmenin de nazara alınması neticesinde davalı müflis şirketinin kefalet limitinin 1.400.000,00 USD + 910.000,00 TL olduğu, 29/04/2010 tarihli davacı banka kur bilgisine göre 1 USD = 1,5200 TL hesabı ile davalının toplam sorumlu olduğu miktarın 3.038.000,00 TL hesap edildiği, TL cinsi krediler nedeniyle 1.872.963,28 TL ve USD cinsi krediler nedeniyle 428.224,08 USD davacı bankanın dava dışı …AŞ’den alacaklı olduğu, 428.224,08 USD X 1,5200 = 650.900,60 TL hesaplandığı ve 650.900,60 TL + 1.872.963,28 TL =2.523.863,88 TL nakit alacak hesap edildiği, ayrıca davacı bankanın muhatabı T. Jokey Kulübü Genel Müdürlüğüne hitaben düzenlenmiş olan 29/08/2008 tarih … nolu 76.500,00 EURO’luk limit dışı süresiz teminat mektup riski bulunduğu, iflas tarihi itibariyle EURO banka döviz satış kuru 2.4481 TL üzerinden 187.279,65 TL’ye baliğ olduğu, davacı bankanın teminat mektubundan kaynaklanan alacağını nakit alacak olarak talep ettiği, teminat mektubunun mer’i olması kayıt talebininde mer’i olması nedeniyle bu tutarın depo olarak talep edilmesi gerektiği, her iki alacak toplamı 2.523.863,88 TL + 187.279,65 TL Depo = 2.711.143,53 TL olarak belirlendiği, Davacı vekilinin, banka alacağının iflas masasına kaydına ilişkin dilekçesinin 2.maddesinde, “Müflisin müvekkili bankaya kefaleten kaynaklanan borcu nedeniyle talepte bulunmuş olduğu, önceden düzenlenen her iki bilirkişi raporunda da davalı müflisin kefaletten kaynaklanan borçlarının esas alındığı, davacı banka vekilinin, önceki bilirkişi raporlarına yönelik itirazlarında, müflis şirketin aslı borçlarının hesaplamalarda dikkate alınmadığı, oysaki bu şirketle imzalamış oldukları 15/01/2003 tarihli 400.000,00 TL, 15/01/2003 tarihli 1.500.000 USD (12/03/2003 limit arttırımı ile) 150.000 EURO sözleşmeler olduğu ve krediler kullandığı bu nedenle davalının aslı borçlarının da masaya kaydı gerektiğinin” beyan edildiği, konuya ilişkin olarak yapılan incelemede, davacı bankanın müflisin lehtarı olup muhatap Devlet Malzeme Olisi Basım İşletme Müdürlüğüne 08/05/2009 tarih ve … nolu 3.294,00 TL tutarında Kesin Teminat Mektubu riski bulunduğu, muhatabın tazmin talebine binaen iflas tarihi 20/03/2012 sonrası 05/11/2013 tarihinde tazmin tutarının muhataba ödendiği, davacının masaya kayıt talebinde gayri nakdi kredilere ilişkin depo talebi bulunulmadığı, yine müflis şirketin kısa vadeli banka kredi borçları hesabının incelenmesinde, bankalara olan borç tutarının 6.205.365,78 TL olup alacaklıların … Bankası A.Ş., …, … Bankası, … Bankası ve … A.Ş. olduğu, müflisin kayıt tarihi öncesi davacı bankaya nakit kredi borcu bulunmadığı, davacı bankanın Ankara … Noterliği’nin 29/04/2010 tarihli ihtarnamesi ile hesabı kat ettiği, bu ihtarnamenin davalı tarafa 30/04/2010 tarihinde tebliğ edildiği, davalının 02/05/2010 tarihinde temerrüde düştüğü, davalı müflis kefilin kefalet toplamı olan 3.038.000,00 TL, borç miktarı olarak hesaplanan 2.523.863,88 TL nakit + 187.279,65 TL depo = 2.711.143,53 TL’nin üzerinde olması nedeniyle bundan sonra hesaplanacak nakit alacak tutarına tahakkuk ettirilecek faiz ve Bsmv’den sorumlu olacağı, davacının temerrüt tarihi 02/05/2010 itibarıyla hesaplanan 2.523.863,88 TL alacağına % 39 oranında temerrüt faizi işletilmek suretiyle iflas tarihi 20/03/2012 itibariyle davalının sorumlu olduğu alacak miktarının 2.523.863,88 TL asıl alacak + 1.881.119,88 TL temerrüt faizi + 94.055,99 TL BSMV = 4.499.039,75 TL hesaplandığı, iflas idaresi tarafından kabul edilen miktarın maksubu ile davacı bankanın iflas tarihi itibarıyla (4.499.039,75 TL – 2.001.340,00 TL) = 2.497.699,75 TL daha alacaklı bulunduğu bu miktarında iflas masasına kayıt ve kabulünün gerektiği yönünde görüş bildirilmiştir. İflas anına kadar doğmuş alacaklar yine bu tarihe kadar işlemiş faizi ile birlikte masaya kaydedilir. İflasın açılmasından sonra da faiz işlemeye devam eder ancak tahakkuk edecek faiz ödemeleri 195.maddeye göre hesaplanan anaparalar ödendikten sonra bakiyesi üzerinden yapılabilir (İİK 195 ve 196.maddeleri). Adi tasfiyenin ilanından itibaren bir ay içinde alacakların kaydettirilmesi gerekir (İİK 219.madde). Alacak istemi kısmen veya tamamen reddolunursa sıra cetvelinin ilanından itibaren 15 gün içinde ticaret mahkemesinde dava açılabilir (İİK 235.madde). Öte yandan geç kalınmasından doğan masraflar alacaklıya ait olmak üzere vaktinde deftere kaydettirilmeyen alacaklar iflasın kapanmasına kadar kabul olunur (İİK 236.madde). Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2012/5755 Esas, 2013/36 Karar sayılı 14/01/2013 tarihli ilamında; “…Öncelikle iflas idaresine müracaat edilmemiş olsa bile kayıt kabul iddiasının doğrudan mahkeme önüne getirilmesi İİK’nun 236.maddesine göre mümkündür. Bu durumda, tarafların gösterdiği deliller toplandıktan sonra ticari defter ve kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle İİK’nın 195 ve 196.maddeleri de dikkate alınarak, davacının iflas tarihi itibariyle müflis şirketten alacağı olup olmadığı üzerinde durulmalıdır. Bu husus gözetilmeksizin yanılgılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi hatalı olmuştur…”, Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2014/1500 Esas, 2014/6007 Karar sayılı 26/09/2014 tarihli ilamında; “…İİK’nın 236.maddesi uyarınca iflasın kapatılmasına kadar masaya alacak yazdırmak mümkün olduğu gibi, masaya kayıt davası açılması için iflas idaresine başvuru yapılması da bir ön şart değildir. Davacının doğrudan dava açmasında hukuka aykırı bir yön olmadığından mahkemece uyuşmazlığın esası incelenip alacağın varlığı üzerinde durulmak ve davacı yanca alacağın usulüne uygun delillerle ispatlanması halinde masaya kayıt kararı vermek gerekirken, yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır…” şeklinde karar verilmiş olup, masaya kayıt davası açılması için iflas idaresine başvuru yapılmasının bir ön şart olmadığına, doğrudan mahkemeye başvurulabileceğine işaret edilmiştir. Somut dosya kapsamında davacı vekilinin iflas masasına yaptığı başvuruda sunulan kayıtlar, dava dilekçesindeki talepleri incelendiğinde; iflas masasına yapılan başvuruda “müflis müvekkil bankaya kefaleten borçlu bulunmaktadır” ifadesine yer verilerek, kefil olduğu sözleşmeler için kat ihtarı sunulmuş ise de talep dilekçesi ekinde kredi sözleşmeleri incelendiğinde müflis şirketin asıl borçlu olduğu sözleşmelerinde eklendiği, dava dilekçesinde müflis şirketin hem asaleten hemde müteselsil kefil olarak borçlu olduğunun ifade edilerek kayıt kabul isteminde bulunulduğu ve kredi sözleşmelerinin ibraz edildiği anlaşılmakla, davacının kayıt kabul isteminin sadece kefil olarak imzaladığı sözleşmelere ilişkin olduğu söylenemeyeceğinden, ibraz etmiş olduğu tüm kredi sözleşmeleri çerçevesinde alacaklı olduğu miktarın hesap edilmesi gerekmektedir. Bu nedenle davacı vekiline dayandığı tüm sözleşmeler yönünden (gerek kefil olarak imzaladığı gerekse asıl borçlu olarak imzaladığı her bir sözleşme yönünde ayrı ayrı) alacak miktarlarına ilişkin açıklama yaptırılması, beyan dilekçesi ekinde yer alan kayıtlara göre alacağa ilişkin İstanbul 12. İcra Dairesi’nin… E sayılı dosyası ile takip başlatıldığı anlaşılmakla bu dosyanın getirtilmesi, davacı vekilinin beyanı alınarak başka takip dosyaları mevcut ise dosya kapsamına alınması, davacı vekili tarafından 29/04/2010 tarih … vevmiye nolu ihtarnameye konu edilen 76.500,00 EURO değerli teminat mektubu için 187.279,65 TL’nin dava, mahkeme masrafları ile birlikte 203.711,24 TL olarak talep edildiği de aşamalarda beyan edildiğinden bu mektubun nakde çevrilip çevrilmediğinin tespiti ve dava dosyasının getirtilmesi, bilirkişi heyetinden banka kayıtları ve müflis şirket kayıtlarında inceleme yaptırılarak, davacı vekilinin rapora karşı sunmuş olduğu itirazları ayrı ayrı değerlendirilerek alınacak ek rapor neticesinde karar verilmesi gerekirken eksik inceleme neticesinde verilen karar hatalıdır. Kabule göre; bilirkişi raporunda 76.500,00 EURO değerli teminat mektubundan kaynaklanan 187.279,65 TL’nin depo edilmesi gerektiği de tespit edildiğinden, bu alacağın şartlı olarak masaya kayıt kabulüne karar verilmemesi ayrıca müflis şirketin mahkemenin kısmen kabul kararına konu borcunun kefaletten kaynaklanıyor olması sebebiyle tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla iflas masasına kayıt ve kabulüne karar verilmesi gerekirken, bu husus dikkate alınmaksızın hüküm kurulmuş olması da doğru görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, mahkemece eksiklikler ikmal edildikten sonra yeni bir heyetten rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK 353/1.a.6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, Dairemizin kararına uygun şekilde yargılama yapıldıktan sonra yeniden karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine iadesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/66 E. 2017/321 K. Sayılı 02/05/2017 tarihli kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1.a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahal mahkemesine İADESİNE, 3-Davacı tarafça yatırılan istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına, 4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine, 5-Davacının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1.g bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 25/05/2022