Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/684 E. 2022/339 K. 23.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/684
KARAR NO: 2022/339
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2015/622 Esas
KARAR NO: 2018/808
KARAR TARİHİ: 17/07/2018
DAVA: Kayıt Kabul
KARAR TARİHİ: 23/03/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … A.Ş’den olan işçilik alacakları için İstanbul … İflas Müdürlüğünün … sayılı dosyasına alacak kaydı için başvuru yaptığını, ancak müvekkilinin müflis şirket … A.Ş çalışanı olmadığı gerekçesiyle talebinin reddedildiğini, müvekkilinin çalıştığı … A.Ş ile müflis … A.Ş’nin, … Holding A.Ş’ye ait grup şirketi olup, aralarında organik bağ bulunduğunu, şirketin borçlarından kurtulmak için ana şirkete yahut diğer tali şirkete … A.Ş.’ye) mal kaçırılmasının kanun tarafından himaye görmeyeceğini, aralarında organik bağ bulunan … A.Ş. ile müflis … A.Ş.’nin “nimet ve külfette eşitlik” ilkesi gereğince şirket borçlarından müteselsilen sorumlu olmaları gerektiğini belirterek Gebze 1. İş Mahkemesinin 2011/48 E. ve 2009/875 E. Sayılı ilamlarına dayalı ücret alacağı, yargılama gideri ve avukatlık ücreti ile işlemiş faizi olmak üzere toplam 75.201,57 TL alacaklarının iflas masasına kaydını talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP Davalı müflis … San. A.Ş. İflas idaresi cevabında özetle; davanın 15 günlük hak düşürücü süre içinde açılmadığını, davacı müflis şirkette çalışmadığından, müflis şirkete husumet yöneltilemeyeceğini, davacının, diğer davalı … Otomotiv Sistemleri A.Ş.’de işçi olarak çalıştığını, çalıştığı işyerinin, müflis şirkete ait olmadığını, davacının dilekçesinde belirttiği “tüzel kişilik perdesinin kaldırılması” ya da şirketler arasındaki “nimet ve külfette eşitlik” olarak ifade ettiği ilkelerin olayda geçerlilik ve uygulanabilirliğinin olmadığından müflis şirkete karşı açılan davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, ” Alınan Bilirkişi raporunda ayrıntısı ile açıklandığı üzere; ticaret sicil kaydına göre, davalı … Otomotiv Sis. A.Ş ile davalı … Makine San A.Ş nin … Holding A.Ş bünyesindeki şirketler olduğu, her iki şirket merkezinin aynı adreste bulunduğu, şirket defterlerine göre şirketler arasında işçilerin hakları ile birlikte diğer şirkete geçirilme ve çalıştırılma uygulamasının yapıldığı tespit edilmiştir. Ödeme kabiliyeti olmayan … Sis. A.Ş bünyesinde sigortalı gösterilen aslında diğer davalı … Makine A.Ş ye de hizmet veren davacı işçiye karşı, … Sis. A.Ş nin “perdeleme” yaptığı anlaşılmıştır.Yargıtay içtihatlarındada açıklandığı üzere; birlikte istihdam şeklindeki çalışmada işçilerin bir kısmının aynı anda birden fazla işverene birlikte hizmet verdikleri kuruluşlarda her iki şirket arasında organik bağ bulunduğu kabul edilmektedir.Aralarında organik bağ bulunan davalı … Otomotiv Sistemleri A.Ş. ile … A.Ş.’nin evveliyatla “nimet ve külfette eşitlik” ilkesine göre, davacı işçi alacaklarından müteselsilen sorumlu olmaları gerektiği kanaatine varılmıştır. Bu nedenle davacı işçi … nun bilirkişi raporu ile tespit edilen; Gebze 1. İş Mahkemesinin 2011/48 Esas sayılı dosyasında ;17.393,69 TL Kıdem Tazminatı ,3.372,56 TL İhbar Tazminatı 4.908,70 TL İkramiye alacağı, 1.154,96 fazla mesai alacağı, 280,00 TL bayram harçlığı, 148,20 TL yıllık izin alacağı 692,12 Tl yakacak yardımı olmak üzere toplam 27.952,23 TL, Gebze 1. İş Mahkemesinin 2009/875 E sayılı dosyasında Ücret Alacağı 9.834,72 TL , 266,60 TL Yargılama Gideri 1.180,16 TL Vekalet Ücreti olmak üzere toplam 39.231,71 TL alacağının işlemiş 35.969,86 TL faizi ile birlikte toplam 75.201,57 TL’nin davalı … Makine A.Ş nin sıra cetveline kayıt ve kabulüne ” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili yasal süresinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; dosyaya sunulan itiraz ve beyanlarının hiçbir surette nazara alınmadan ve eksik inceleme ile hakkaniyete aykırı karar verildiğini, her şeyden önce şirketlerin yönetim kurullarının birbirinden farklı olduğunu, … A.Ş. ‘nin traktör üreten bir fabrika olmasına rağmen … A.Ş. ‘nin çeşitli kamyon ve otobüs firmalarına yaprak ray üreten bir yan sanayi olduğunu, tek müşterisinin de … A.Ş. olmadığını, iki ayrı tüzel kişilik ve bunun devamında ticari kazanç sağlama hadisesinin söz konusu olduğunu, davacının … A.Ş. de hiçbir biçimde çalışmadığını, davacı gibi müflis şirkette çalışmadığı halde İflas masasına kayıt yaptıran bazı işçilerin mevcut olduğunu, ancak bahsi geçen işçilerin davacı İle aynı konumda olmadığını, işçi protokolü kapsamında yer alan işçiler olduğunu, aralarında davacının yer almadığı protokolde 303 adet … A.Ş. işçisinin bu işverenden doğan alacaklarının protokol kapsamına alınarak … A.Ş. tarafından da bu alacaklara garantör olduğunu, davacının protokol kapsamında ki işçiler arasında olmadığını, aynı durum ve kapsamdaki bir başka İşçinin İstanbul 13 ATM ‘nin 2015/610 Esas, 2017/548 Karar sayılı dosyasında açılan davada mahkeme tarafından red kararı verildiğini, bu kararın incelenmesi taleplerinin reddedildiğini, her şeyden önemlisinin, … San. A.Ş. nin İflas masasına bu şirketin doğrudan kendi işçilerinden oluşan 1. 000 kişi civarındaki alacaklı çalışanın tarafından alacak kaydı yapıldığını, bu işçilerin şirketin malvarlığından kendilerine işçilik alacağı ödeneceği yönünden beklenti içinde olduğunu, şirketin kendi işçilerinin mağduriyetine sebep olacağı gibi diğer alacaklılarında zararına yol açacağını belirterek kararın kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRME: Dava, İİK’nın 235. maddesine istinaden açılmış kayıt kabul davasıdır.Uyuşmazlık, müflis şirket ile davalı şirket arasında organik bağ olup olmadığı, bu anlamda, müflis çalışanı olmayan davacı alacağının müflis masasına kayıt ve kabulüne dair verilen hükmün usul ve yasaya uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamına göre; Müflis … Sanayi A.Ş’nin İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 12/06/2013 tarihli 2011/415 Esas 2013/124 karar sayılı kararıyla iflasına karar verildiği, iflas işlemlerinin İstanbul … İflas Müdürlüğünün … İflas sayılı dosyasında yürütüldüğü, davacının talebi üzerine … kayıt numarasıyla 75.201,57 TL’lik alacak kaydı yapıldığı iflas idaresince, davacının, müflis şirket çalışanı olmadığı, … A.Ş çalışanı olduğu gerekçesiyle alacağın tamamını reddedildiği, ek sıra cetveli 31/05/2015 tarihli Posta Gazetesinde ve 04/06/2015 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiği, masrafı davacı tarafça karşılandığından ayrıca red kararı 01/06/2015 tarihinde davacı alacaklı vekiline tebliğ edildiği, iş bu davanın İİK’nın 235. maddesi gereği 15 günlük yasal süresi içinde 15/06/2015 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. Davacı, müflis şirketlerden … A.Ş’de çalıştığını açıkça bildirerek, her iki müflis şirketinde aslında … Holding A.Ş’nin bağlı ortaklığı olduğunu, her iki şirketin ortaklarının aynı şahıslar olduğunu, kardeş şirketler arasında iktisadi bütünlük bulunduğunu, dolayısıyla şirketler arasında organik bağ bulunması sebebiyle, nimet ve külfette eşitlik ilkesi uyarınca her iki şirketin borçlarından müteselsilen sorumlu olduklarını beyanla, Gebze 1. İş Mahkemesi ilamlarına dayalı işçi alacaklarının Müflis … Sanayi A.Ş iflas masasına kayıt kabulüne karar verilmesini talep etmiş, davalı ise, davacının çalışmasının ve alacağının, …A.Ş.’den olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerektiği savunmasında bulunmuştur. 26.03.2018 tarihli bilirkişi heyet raporunda, sonuç olarak, davalı müflis şirketlerin ortaklarının ve adreslerinin “… Cad. No:.. Rami/İstanbul” adresi olması, şirketlerin iç içe geçmiş ortak ticari faaliyette bulunmaları, şirketler arasında işçilerin hakları ile birtikte bir şirketten diğer şirkette geçirilmesi ve çalıştırılması gibi işlemlerin karşılıklı yapılması ve … Holding A.Ş. Bünyesinde faaliyette olmaları gibi faktörler birlikte değerlendirildiğinde müflis … Sanayi A.Ş. ve … A.Ş. arasında grup şirketi/kardeş şirketler oldukları, 31.07.2008 tarihinde imzalanan “İşçi Alacakları Yapılandırma ve Tasfiye Protokolü” başlıklı belgeye göre; ayrıca Müflis Şirket İdaresinde … Sanayi A.Ş.’nin, … Sistemleri A.Ş’de çalışan işçilerin kayıt ve kabulünü yaptığı görüldüğü, Yüksek Yargıtay’ın yerleşik kararlarında; “işveren ile organik bağ içinde olan şirketler de isçi alacaklarından müteselsil olarak sorumlu” olduğu bu nedenle iş mahkeme ilamları alacağının müflis şirket masasına kaydının gerektiği belirterek, mahkeme kararına esas masaya kaydı gereken alacak miktarı tespit edilmiş olup mahkemece, bilirkişi raporuna göre davanın kabulüne karar verilmiştir.Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22/09/2021 tarih 2017/(22)9 -31 Esas 2021/1075 Karar sayılı ilamında ifade edildiği şekilde ” Uygulamada işverenler iş hukukundan doğan yükümlülüklerden kaçınmak için bazı durumlarda bir holding veya şirketler topluluğunda ya da bunların dışında kalan şirketlerde işçiler görünüşte bir şirketin işçisi olarak gösterilmektedir. Bu duruma engel olmak için tüzel kişilik perdesinin kaldırılması teorisi geliştirilmiştir. Borçlu şirketin yanında aynı ana şirkete bağlı bir kardeş şirketin sorumluluğuna gidilebilmesi tüzel kişilik perdesinin aralanması suretiyle mümkün olabilmektedir. Bu durum sadece ana ve kardeş şirket için değil, aynı zamanda grup veya holding sistemi içinde yer alan kardeş şirketler arasında da söz konusu olabilmektedir. Tüzel kişilik perdesinin aralanması genellikle kardeş şirketler arasında söz konusu olduğundan, ana şirket ile kardeş şirket ve ortaklar arasındaki karmaşık ilişkiler zinciri net bir şekilde ortaya konulmalıdır. Bu noktada bu şirketlerin ekonomik anlamda bağımsız şirket vasfında olup olmadığının araştırılması büyük önem taşımaktadır. Çünkü kardeş şirketler arasında perdenin aralanması teorisine başvurabilmek için tek bir iktisadi işletmenin yürütüldüğü farklı faaliyetler için birbirinden bağımsız tüzel kişiliklerin kurulmuş olması gerekmektedir. Hukuken iki farklı tüzel kişilik gibi görünen bu şirketler aslında özdeştir, alacaklılardan mal kaçırmak ya da sorumluluktan kurtulmak amacıyla kötü niyetli olarak iki farklı tüzel kişilik gibi kurulmuştur. Ayrıca bunların üretim, pazarlama ve ihracat faaliyetleri birbirini tamamlayıcı nitelikte olup, şirketler aslında tek ve aynı iktisadi işletmeye vücut vermektedir (Öztek, S./Memiş, T.: Şirketler Hukuku ve İcra İflas Hukuku İlkeleri Karşısında Borçlu Şirketin Alacaklılarının Hakim Ortağa Karşı Korunması, Erol Ulusoy (Editör), I. Uluslararası Ticaret Hukuku Sempozyumu, Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi, İstanbul, 2008, s. 209). Tüzel kişilik perdesinin çapraz aralanmasına benzeyen bir başka kavram organik bağ kavramıdır. Tüzel kişilik perdesinin aralanmasında olduğu gibi organik bağ kavramında da bir tüzel kişinin borçlarından bir başka tüzel kişinin sorumluluğuna gidilmektedir. Bu hâliyle organik bağ kavramının da kaynağını TMK’nin 2. maddesinde yer alan dürüstlük kuralı ve hakkın kötüye kullanılması yasağı oluşturmaktadır (Öztek/Memiş, s. 210) Şirketler arasında organik bağ olup olmadığı; şirketlerin adreslerinin aynı olması, ortaklık yapılarının ve yönetim kurullarının benzer olması veya temsilcilerinin aynı olması, faaliyet alanları, hisse devirleri, muvazaalı işlemler gibi hususlar ve somut olayın özellikleri de gözetilerek tespit edilebilir. Ancak tüzel kişilik perdesinin çapraz aralanmasında her iki şirketin faaliyet alanı, ortaklık yapısı, ortakları gibi konularda öyle büyük ve derin bir kesişme vardır ki; bu şirketlerle iş yapan kişiler nezdinde iktisadi bir bütünlük içerisinde tek bir şirketle iş yapılıyor algısı oluşmaktadır.” Yukarıda ifade edildiği üzere, organik bağın genel ve kapsayıcı bir tanımı bulunmamakla birlikte, her somut olayın özelliğine göre tespit edilmesi gerekir. Emsal Yargıtay kararlarında, şirketlerin ortaklarının aynı olması, şirketlerin iç içe geçmiş olarak ticari faaliyet yürütmeleri, firmalar arasında sıklıkla işçi geçişi olması, şirketin faaliyet konularının aynı olması gibi durumlarda şirketler arasında organik bağın bulunduğu kabul edilmektedir. Emsal Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 15.11.2016 Tarihli, 2016/29064 Esas, 2016/20166 Karar sayılı ilamında, tüzel kişilik perdesinin aralanması sureti ile gerçek işveren veya organik bağ içinde olan tüm işverenlerin sorumlu tutulması gerektiği, organik bağın ise şirketlerin adresleri, faaliyet alanları, ortakları ve temsilcilerinin aynı olmasından, aralarındaki hukuki ilişkilerin tespitinden anlaşılacağı, bu şirketler arasında bulunan organik bağ sebebiyle davalının da işçilik alacaklarından sorumlu olduğu belirtilmiştir. Somut olayda, müflis şirket ile davacı şirket yönetim kurulu başkanlarının aynı olması, şirketlerin iç içe geçmiş ortak ticari faaliyette bulunmaları, müflis şirketin davacının çalıştığı ve dava dışı grup şirketlerle ilgili işlemleri, dava dışı grup şirket çalışanı hakkındaki tasarrufu gibi faktörler birlikte değerlendirildiğinde müflis … Sanayi A.Ş. ve … A.Ş. arasında grup şirketi/kardeş şirketler oldukları anlaşılmakla bu konuda Yargıtay Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin emsal ilamları uyarınca “işveren ile organik bağ içinde olan şirketler de isçi alacaklarından müteselsil olarak sorumlu” olduğu gözetilerek açılan davanın kabulü ile işçi alacağının müflis şirketin masaya kayıt kabulüne karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık olmadığı kanaatine varılmakla davalı vekilinin istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir.Açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesinin kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, HMK 353/1.b.1 bendi uyarınca davalı vekilinin istinaf başvusunun esastan reddine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-HMK’ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davalının istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2-Davalı tarafından yatırılan istinaf 98,10 TL başvuru harcının Hazineye irat kaydına,3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından, davalı tarafından yatırılan 35,90 TL’nin mahsubu ile bakiye 44,80 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,4-Davalının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına, 5- Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.23/03/2022