Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/682 E. 2022/207 K. 23.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/682
KARAR NO: 2022/207
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2015/957 Esas
KARAR NO: 2018/717
KARAR TARİHİ: 26/06/2018
DAVA: Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
KARAR TARİHİ: 23/02/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava dışı …’ın müvekkili şirket nezdinde 14.01.2014/2015 vade tarihleri arasında ve … numaralı 3S Sağlık Sigorta Poliçesi kapsamında sigortalı bulunduğunu, dava dışı sigortalının 19/07/2014 tarihinde Ezine’den Edremit istikametine göre yolun sağından kavşak içinden yolun karşısına geçmek isterken … plakalı hususi otomobilin sağ dikiz ayna kısmından çarparak kaçması sonucu yaralanmalı, tek taraflı maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kazada sigortalı olan …’ın yaralandığını, kaza ile ilgili tutulan kaza tespit tutanağı incelendiğinde kazanın oluşumunda … plakalı aracın asli 6/8 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiğini, sigortalının tedavisinin … Hastanesinde yapıldığını, sigortalının tedavisine ilişkin olarak müvekkili şirket tarafından söz konusu hastaneye 9.617,28 TL tedavi gideri ödendiğini, davalıların ödenen tedavi giderinden kusurları oranında sorumlu olduklarını, sigortalı ile müvekkili şirket arasında mün’akit ve delil anlaşması mahiyetinde olan Sigorta Poliçesi Umumi Şartları ve TTK’nın 1481. maddesinin amir hükmüne göre müvekkil şirketin tedavi giderlerini ödedikten sonra sigortalısının haklarına halef olduğunu beyanla 9.617,28 TL’nin 09.01.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan sorumlulukları oranında tahsiline, dava konusu alacağın temini amacıyla ve üçüncü kişilere devrinin önlenmesi için davalılara ait … plakalı aracın kaydına ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı … Sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket nezdinde kaza tarihi itibariyle … plakalı araca ait herhangi bir poliçe tespit edilememiş olduğundan ve kaza tarihi itibariyle davaya konu aracın … Sigorta Şirketi nezdinde … poliçe numarasıyla sigortalı olması sebebiyle; müvekkil şirket yönünden işbu davanın husumet nedeniyle reddine, müvekkili şirket dava açılmasına sebep olmadığından tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı SGK vekili cevap dilekçesinde özetle; İş bu davaya bakmakla görevli mahkeme İş Mahkemesi olduğunu, görev itirazlarının kabulü ile davanın görevsizlik nedeni ile reddine, dava dosyasının görevli İş Mahkemesi’ne gönderilmesine, haksız ve hukuka aykırı açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı vekilinin dilekçesinde konu edilen dava dışı … ‘ın sağlık harcamalarına ait taleplerinin yerinde olmadığını, dava dışı … ‘ın müvekkili tarafından maddi kayıtlarının karşılanması, karşılıklı sulh ve ibralaşma ve bunun neticesinde … ‘ın davasından feragat etmesi neticesinde; davacı sigorta şirketinin halef sıfatıyla hukuki yarar ve menfaati de son bulduğundan davacı vekilinin davasının reddine, mahkeme masrafları ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece ”…Taraflarca gösterilen deliler toplanmış, özel … Hastanesi kayıtları, Ayvacık Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2015/187 E. Sayılı dosyası, … sig. Hasar dosyası, trafik kayıtları celp edilmiş, rücuen tazminatın varlığı ve miktarı yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve rapor alınmıştır. Bilirkişi heyeti dosyaya sunduğu 13/03/2017 tarihli raporda ” Dava konusu olayda davalı sürücü …’nın % 75 oranında birinci derecede kusurlu olduğu, davacı şirkete sigortalı yaya … ‘ın olayda % 25 oranında ikinci derecede kusurlu olduğu, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı’nın herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığı, davalı … Sigorta A.Ş.’nin kazaya karışan aracın ZMMS’i olmadığından sorumluluğunun bulunmadığı, takdir ve değerlendirme sayın mahkemeye ait olmak üzere diğer davalıların sorumlu olduğu tutarın 7.212,96-TL olduğu ” görüşü bildirilmiştir. Tüm dosya ve deliler birlikte değerlendirildiğinde, açılan dava trafik kazası sonucu tedavi giderlerini ödeyen davacı sigorta şirketinin rücuen tazminat istemine ilişkindir. Davacı taraf ile dava dışı … arasında 35 Sağlık sigorta poliçesi düzenlenerek özel sağlık sigortası oluşturulmuştur. 19/07/2014 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu bu sigorta kapsamında tedavi giderlerinin karşılanması için dava dışı …’a 9.617,28-TL 09/01/2015 tarihinde ödenmiş, davacı sigorta şirketi TTK 1484 md. hükmü gereğince halefiyet yoluyla sigortalısının yerine geçerek rücuen tazminat talep etmeye hakkı bulunmaktadır. Ödenen bedelin ZMMS sigortacısı olduğu iddiasıyla … Sigorta’dan rücuen tahsili tahep edilmiş ise de kaza tarihi itibariyle ZMMS sigortacısının … Sigorta şirketi olduğu, … Sigortanın ZMMS sigortacısı olmadığından sorumluluğu bulunmayıp pasif husumet ehliyeti olmadığından bu davalı yönünden açılan davanın REDDİNE karar vermek gerekmiş, davalı SGK yönünden ise tedavi giderlerine ilişkin tazmin yükümlülüğünün 6111 sayılı yasa gereğince SGK tarafından karşılanması gerektiği iddia edilmiş ise de davacı sigorta şirketi ile sigortalı arasındaki ilişkinin tamamen özel sağlık sigorta poliçesine dayandığı, Trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin tahsiline ilişkin usul ve esasalar hakkında yönetmeliğin 7. madde ve bu yönetmeliğin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar hakkında genelgenin 6. bendine yöre davacı sigorta şirketinin SGK’dan rücuen zararın tazminini isteyemeyeceği anlaşılmakla davalı SGK yönünden açılan davanın reddine karar vermek gerekmiş diğer davalılar … ve … yönünden ise meydana gelen trafik kazasında yaptırılan ayrıntılı denetime açık bilirkişi incelemesi ile sabit olduğu üzere davalı sürücü …’nın %75 kusurlu, dava dışı sigortalı …’nın %25 kusurlu olduğu, bu kusur oranlaması da dikkate alınarak davacı sigorta şirketince ödenen tazminat bedelinin 7.212,96-TL lik kısmından araç malik ve sürücüsü olarak davalı … ve …’nın sorumlu olduğu, her ne kadar … vekili tarafından Ayvacık Asliye Ceza Mahkemesi Yargılaması devam ederken ibraname imzalandığı belirtilmiş ise de, 16/11/2015 tarihli ibranamenin … ile k… arasında Maddi – Manevi tazminat taleplerine ilişkin düzenlendiği fakat iş bu esas sayılı davanın ödenen tedavi giderlerin tazmini istemine ilişkin olduğu, davayla ilgisi bulunmayan ibranamenin mahkememizce hüküm kurulmasında dikkate alınmadığı, davalılar yönünden davanın KISMEN KÜBULÜNE kara vermek gerekmiş ve A)Davalı … Sigortanın pasif husumet ehliyeti bulunmadığından bu davalı yönünden açılan davanın husumet nedeniyle REDDİNE B)Davalı SGK yönünden açılan davanın REDDİNE C)Diğer davalı asiller yönünden açılan davanın KISMEN KABULÜNE” dair” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ 1- Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Davalı … ve … yönünden verilen karara bir itirazlarının bulunmadığı ancak davalı SGK üzerinden verilen ret kararının kabul edilemez olduğu, 6111 sayılı yasa ile SGK’nın tedavi giderlerinin tamamını ödemekle yükümlü olduğu, SGK’nın 6111 sayılı yasa ile doğrudan trafik sigortacısının yerine geçerek tedavi giderinin tümünden araç maliki sürücü ile birlikte sorumlu olduğu yargıtay kararında belirtildiğinden dava konusu tedavi gideri tamamında SGK’nın sorumlu olduğuna dair hüküm tesis edilmesi talep edilmiştir. 2- Davalı … vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişinin Edremit Devlet Hastanesindeki raporları dikkate almadan raporunu tamamen tek taraflı düzenlediği, SGK fiyat listesini de hiç dikkate almadan doğrudan fahiş olan özel hastane fiyatlarını nazara aldığı, dava dışı sigortalıya zarar ziyan ve hastane masraflarını karşılamak üzere 8.000 TL ödendiği ve makbuzun aslını dosyaya sunulduğunu, işbu makbuzu dikkate alınmadığını, en azından yapılan özel hastane masraflarından mahsup edilmesi gerektiği belirtilerek mahkemece verilen kararın kaldırılması talep edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılmıştır. Dava, sağlık sigortası poliçesi kapsamında trafik kazası sonucu ödenen tedavi giderinin rücuen tahsili istemine ilişkindir. Davanın açıldığı İstanbul 9. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce yapılan yargılama sonucunda 10.06.2015 tarih ve 2015/236 esas 2015/235 karar sayılı ilamı ile mahkemenin görevsizliğine karar verildiği ve işbu kararın 08.09.2015 tarihinde kesinleştiği ve yargılamaya İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesince 2015/957 esas sayılı dava dosyası ile devam edildiği anlaşılmaktadır. … no lu poliçenin 14.01.2014 ve 2015 dönemlerini kapsayan ve … Bankası EFT gönderimi dekontunu incelenmesinde, 09.01.2015 işlem tarihi ile 9.617,28 TL nin … A.Ş. hesabına havale edildiği … ve … nin dava dışı sigortalının yaralanmasına bağlı olarak düzenlenen hastane kayıtlarından anlaşılmıştır. Davaya konu haksız fiil ile ilgili olarak düzenlenen trafik kazası tespit tutanağının incelenmesinde; Ezine’den Edremit istikametine kavşak içinde yolun karşısına geçmek isteyen yaya …’ın, … plakalı hususi otomobil sağ kısmından çarparak kaçması sonucu yaralandığı, kazanın oluşumunda sürücü …’nın sürücülere ait kusurlardan kaza yerini terk, araç hızını kavşaklara yaklaşırken azaltmamak, yaya yönünden ise ışıklı işaret veya yetkili kişinin bulunduğu kavşaklarda yaklaşan aracın uzaklık ve hızını göz önüne almadan uygun zamanda geçmemek kusur ihlallerini işlediği kanaatine varıldığı belirtilmiştir . Davacı vekilince 05.12.2016 tarihli beyan dilekçesi ekinde dava dışı sigortalıya ilişkin tedavi evrakları, … hastanesi fatura, fatura onayı ve ödemeye ilişkin dekontlar mahkemeye sunulmuştur. Davacı sigorta şirketinin, davalı … arasında görülmekte olan tazminat davası ile şirket nezdindeki tutulan hasar dosyasının bir örneğinin mahkemeye ibraz edildiği belirtilmiş ise de; yapılan incelemede sürücüsünün …, müştekinin … olarak belirtilen 12.08.2014 tarihli maddi hasarlı trafik kazasına ilişkin kaza tespit tutanağı, adli sicil kayıtları, muayene raporları nüfus kayıt örneği gibi bilgi ve belgelerin mahkemeye sunulduğu anlaşılmaktadır. Kadıköy İlçe Emniyet Müdürlüğünce … plakalı aracın özet bilgileri mahkemeye gönderilmiş ve bu bilgilere göre 19.03.2015 tarihli sahiplik belgesine göre aracın maliki … olarak belirtilmektedir. Makine mühendisi ve hukukçu tazminat hesap uzmanı bilirkişisinden oluşan bilirkişi heyetince düzenlenen 13.03.2017 tarihli raporda; dava konusu olayda davalı sürücünün %75, dava dışı sigortalı yayanın %25 oranında kusurlu olduğu, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı’nın herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığı, davalı … sigorta AŞ’nin kazaya karışan aracın ZMMS’si olmadığından sorumluluğunun bulunmadığı ve takdir ve değerlendirmenin mahkemeye ait olmak üzere diğer davalıların sorumlu olduğu tutarın 7.212,96 TL olduğu tespit edilmiştir.Davalılardan … vekilince sunulan dilekçede, dava devam ederken Ayvacık Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen yargılama aşamasında davalı ile dava dışı sigortalarının sulh olduğu ve dava dışı sigortalıya bütün maddi ve manevi zararın ödendiği, söz konusu davadan feragat edildiği belirtilerek 16.11.2015 tarihli ibranamenin bir örneği cevap dilekçesi ekinde sunulmuştur. İncelenen ibranamede ”… 19.07.2014 tarihinde …’nın … plakalı araç ile Edremit Küçükkuyu’da meydana gelen trafik kazasında taksirle yaralama neticesinde müşteki …ın vekilleri bizler AV. …, Av. …, Ayvacık Asliye ceza mahkemesinde 2015/187 Esas no dosya ile yukarıda belirttiğimiz trafik kazasından dolayı açtığımız ve devam etmekte olan iş bu davadan , karşılıklı sulh olmakla feragat ettiğimizi, bu davadan dolayı vekalet ücreti dahil olmak üzere maddi ve manevi tazminat karşılığı olan toplam 8.000 TL almış bulunmaktayız. Tüm zararımız karşılanmış bulunmaktadır. İşbu uyuşmazlıktan dolayı başkaca bir maddi – manevi tazminat talebinde bulunmayacağımızı bir maddi ve manevi tazminat davası açmayacağımızı, davalı …’yı iş bu dava dosyası kapsamında maddi ve manevi tazminat ile yargılama harç ve masrafları, vekalet ücreti sair hakkı alacak talebinde bulunmayacağımızı kabul beyan ve taahhüt ederiz ”yazılı olup, müşteki vekili ile … vekillerinin isim- soy ad belirtilerek imza atıldığı anlaşılmıştır.Davaya konu somut olayda; davacı tarafça davalılardan SGK’nun dava dışı sigortalının 19.07.2014 tarihinde meydana gelen yararlanması nedeniyle ödenen tedavi masraflarını sorumlu olduğu belirtilmiş , davalılarda … vekilince sunulan istinaf dilekçesinde ise ödenen 8000 TL’nin nazara alınması gerektiği, dava dışı sigortalının tüm zararlarının karşılandığı ve fahiş olan özel hastane fiyatlarının somut olaya yansıtılmasının usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davalı …’nın istinaf sebeplerinin incelenmesi: Dava konusu zararın cevap dilekçesi ekinde yer alan ibraname ile ödendiği ve bu ödemenin oluşan hastane masraflarına mahsup edilmesi gerektiği belirtilmiştir . Yargıtay 11.Hukuk dairesinin 17.5.2010 tarih ve 2009/7018 E 2010/5495 K sayılı ilamında ”… Dava, trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davacı … yönünden, davacının cumhuriyet savcılığında şikayet hakkından vazgeçerek mali haklarını saklı tutmadığından tazminat talebinin yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, dava konusu kaza 17.03.2005 tarihinde meydana gelmiştir. Dava ise 11.10.2006 tarihinde açılmıştır. Kaza tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK’nun 111 nci maddesinde, “Hukuku amme davasının düşmesi, cürümden zarar gören şahsın davadan vazgeçmiş olmasından ileri gelmiş ve vazgeçtiği sırada davacı hukuku şahsiyesini ayrıca muhafaza eylememiş ise artık hukuk mahkemesinde dahi dava edemez” hükmüne yer verilmiştir. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 73/7. maddesinde göre “kamu davasının düşmesi, suçtan zarar gören kişinin şikayetten vazgeçmiş olmasından ileri gelmiş ve vazgeçtiği sırada şahsi haklarından da vazgeçtiğini ayrıca açıklamış ise artık hukuk mahkemesinde de dava açamaz” hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda davacı … jandarmada verdiği ifadesinde “meydana gelen bu kazadan dolayı yaralanmama sebebiyet veren her iki araç sürücüsünden de şikayetçi değilim” demiştir. Davacının bu beyanı kamu davası dışında verilmiş bir beyan olduğu gibi, ceza soruşturmasına yönelik bir şikayetten vazgeçme olup, hukuk davasına yönelik maddi tazminat isteminden vazgeçme olarak düşünülemez. Somut olayda ceza soruşturması sırasındaki vazgeçmenin hukuk mahkemesindeki tazminat haklarını düşürücü bir etkisi bulunmamaktadır. Davacı … ceza soruşturması sırasında şahsi haklarından da vazgeçtiğini ayrıca açıklamış değildir. O halde mahkemece işin esasına girilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde ceza soruşturması sırasında şikayetten vazgeçilmiş olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.” yer almaktadır. Somut olayda: taraflar arasında Ayvacık Asliye Ceza Mahkemesinde görülen 2015/187 esas nolu dosya yönünden karşılıklı sulh olunduğu ve feragat edildiği ve aynı zamanda dosyaya ibraz olunan ibranamede belirtilmiş ise de, gerekçeli kararda işbu ibranamenin davaya konu olaydaki etkisi irdelenmemiş ve incelenmemiştir. Feragat dava açıldıktan sonra hüküm kesince kesinleşinceye kadar 6100 sayılı HMK’nun 310 maddesi uyarınca her aşamada yapılabilmektedir. Henüz açılmamış yani ileride açılacak bir davadan ise feragat söz konusu olamaz. (Yargıtay 9.Hukuk Dairesi, 5.9.2019 ,5766/15267) Dava açılmadan yapılan feragat isteği davadan feragat değil esas haktan feragattir. Bir hak ( mesela alacak hakkı ) dava konusu yapılmadan önce veya yapıldıktan sonra hakkın sahibi, bu hakkından ( mahkeme dışında ) feragat edebilir. Esas haktan feragat edilince, ona bağlı olan dava hakkı düşer (son bulur). (bkz. Prof. Dr. Baki Kuru, Medeni Usul Hukuk El Kitabı Cilt:II, Ankara, s: 1067) Esas haktan feragat, gerek içeriği ve gerekse şekli bakımından maddi hukuka tabidir. Dolayısıyla esas tahttan feragat için maddi hukuk kuralı olarak geçerli bir şekil öngörmüş değildir. Bu nedenle esas halktan feragat için kural olarak özel bir şekil şartı bulunmamaktadır. Ancak esas haktan feragatinin tamamlanabilmesi için bu feragat beyanını karşı tarafa ulaşması gerekmektedir. Ve esas haktan feragat maddi hukuk anlamında bir itiraz olup, mahkeme hakimine sunulan dava konusu deliller içerisinde dava konusu yapılan hakkın mahkeme dışında da esas haktan feragat edilmiş olması nedeniyle son bulduğunu öğrenilmesi durumunda bu hususun kendiliğinden yani re’sen incelemesi gerekmektedir. Nitekim Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 18.2.2013, 17971/3804 Sayılı ilamında ”…Davacı kadın 31.05.2011 havale tarihli dava dilekçesinde “eşimden hiçbir maddi ve manevi talebim olmaksızın boşanmaya karar verdim” demiş, daha sonra davacı kadın vekili 13.03.2012 havale tarihli ıslah dilekçesi ile 15.000 TL manevi, 10.000 TL maddi tazminat talebinde bulunmuştur. Mahkemece tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile 3.000 TL maddi, 2.000 TL manevi tazminata hükmedilmiştir. Davacı kadının dava dilekçesindeki beyanı maddi ve manevi tazminatlardan feragat niteliğindedir. Feragatten dönülmesi mümkün değildir. Bu durumda maddi ve manevi tazminat talebinin reddine karar vermek gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.” belirtilmiştir., Yukarıda belirtilen emsal yargıtay içtihadından da anlaşılacağı üzere ,dava dışı sigortalı vekili ile davalılardan … vekillerinin isim- soy ad belirtilerek imzaları bulunan 16.11.2015 tarihli ibraname ile dava dışı sigortalının yaralanmasına neden olan 19.07.2014 tarihli trafik kazası sonucunda oluşan haktan (başkaca bir maddi – manevi tazminat talebinde bulunmayacağı belirtilerek ) feragat edildiği anlaşılmaktadır. Bu haliyle; davaya konu uyuşmazlıkla ilgili olarak, istinafa konu edilen ve 10.06.2015 tarihinde davacı sigorta şirketi tarafından açılan iş bu davada ,dava dışı sigortalının dava açıldıktan sonra 16.11.2015 tarihinde düzenlenen ibraname ile ( hakkın dava konusu yapıldıktan sonra ) esas haktan feragat ettiği ve bu durumda dava dışı sigortalının ve halefiyet ilkesi uyarınca dava açan sigorta şirketinin hakka bağlı olan dava hakkının son bulduğu anlaşılmaktadır. İş bu nedenle; Davalı … vekilinin sunduğu istinaf başvurusunun HMK 355 maddesi gereğince Kabulüne dair karar vermek gerekmiştir. Davacının istinaf sebeplerinin incelenmesi: Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 17/03/2016 tarih ve 2016/3872 E. 2016/3419 K. Sayılı ilamında ”… 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85. maddesinde bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa motorlu aracın işleteninin doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, aynı kanunun 91. Maddesinde ise işletenlerin, bu Kanunun 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmalarının zorunlu olduğu düzenlenmiştir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 6111 sayılı kanunla değişik 98. maddesinde Trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı ” belirtilmiştir. 25/02/2011 Tarih ve 27857 (Mükerrer) Sayılı Resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 13/02/2011 Tarih ve 6111 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun hükümleri gereğince yukarıda açıklandığı üzere tedavi giderlerinden dolayı davalı SGK sorumludur. Zira dava konusu trafik kazası, kanunun yürürlüğe girdiği 25/02/2011 tarihinden sonra 19/07/2041 tarihinde meydana gelmiştir. Danıştay 15. Dairesi’nin 16/03/2016 Tarih ve 2013/7713 E. 2016/1779 K.sayılı kararında Yönetmelikle tedavi giderlerinin Kurum tarafından Sağlık Uygulama Tebliğinde (SUT) yer alan hükümler doğrultusunda karşılanacağı belirtilerek, tedavi giderlerinin ödenmesi konusunda Kanun’da yer almayan bir kısıtlama getirilemeyeceği gerekçesi ile Trafik Kazaları Nedeniyle İlgililere Sunulan Sağlık Hizmet Bedellerinin Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 4. maddesinin 1. bendinde yer alan “… Sağlık Uygulama Tebliğinde (SUT) yer alan hükümler doğrultusunda” ibaresinin iptaline ilişkin olup, davalı SGK’nın sorumluluğunu kaldırmak bir yana kısıtlı olan sorumluluğu daha da genişletmektedir. Rücu ve halefiyet, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 22/03/1944 Tarih E. 37, K. 9, R.G. 03/07/1944 sayılı kararında “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava olmayıp; aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmıştır. 6102 sayılı TTK’nun “Halefiyet” başlığı altındaki 1472.maddesinde ise “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder.” hükmüne yer verilmiştir. Davaya konu somut olayda; hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre dava dışı sigortalının %25 oranında kusurlu olduğu, bu kusur oranı nazara alınarak yapılan hesaplamada davalı sürücü …’nın %75 oranında kusuruna binaen 7.212,96 TL tedavi giderinin oluştuğu, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 6111 sayılı kanunla değişik 98. maddesinde Trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağının hüküm altına alınmış ise de; yukarıda belirtilen ibraname nazara alındığında, dava dışı sigortalının , gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı maddi zararının karşılanmasını istemeyeceği , maddi zararının karşılandığı ve davalı SGK ‘ya yöneltilecek maddi zarar kaleminin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu haliyle, 6100 sayılı HMK’nun 310 maddesi, 6102 sayılı TTK’nun “Halefiyet” başlığı altındaki 1472.maddesi ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 22/03/1944 Tarih E. 37, K. 9, R.G. 03/07/1944 sayılı kararı gözetildiğinde , davacı sigorta şirketinin , dava dışı sigortalıya yapılan ödeme ve ibraname belgesi uyarınca maddi zararın karşılanmasını talep etme hakkı bulunmadığı, zira yukarıda açıklanmış olduğu üzere dava dışı sigortalının yaralanmasına neden olan 19.07.2014 tarihli trafik kazası sonucunda oluşan haktan sigortalının feragat ettiği ve halefiyet ilkesi uyarınca davacının sigorta tazminatını ödeyerek ve hukuken dava dışı sigortalının yerine geçerek iş bu davayı açtığı gözetildiğinde; davacı tarafça yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1. maddesi gereğince Esastan reddine karar vermek gerekmiştir. HMK’nın 353/(1)-b-2 maddesinde, “Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında …” duruşma yapılmadan karar verileceği hükmü düzenlenmiştir. İş bu nedenle, usuli kazanılmış haklar gözetilerek ve yapılan istinaf başvuruları nazara alınarak karar verilmesi gerekmekle 6100 Sayılı HMK’nın 353/(1)-b-2. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-A)Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, B)Davalının istinaf başvurusunun HMK 355 maddesi gereğince KABULÜ ile; İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin, 2015/957 Esas, 2018/717 Karar ve 26/06/2018 tarihli kararının HMK’nun 353/1-b.2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, Dairemizce esas hakkında yeniden hüküm kurularak; 2-Davanın KISMEN KABULÜNE, A)7.212,96 TL Rucüen tazminatın 09/01/2015 ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı … ‘den TAHSİLİNE, B)Davalı … Sigortanın pasif husumet ehliyeti bulunmadığından bu davalı yönünden açılan davanın husumet nedeniyle REDDİNE, C)Diğer davalılara açılan davanın esastan REDDİNE, İlk Derece Mahkemesi Yönünden: 3-Alınması gereken 492,72 TL harçtan peşin alınan 123,18 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 369,54 TL harcın davalılardan …’den alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,4-Davacının, davalılardan …, … Sigorta ve SGK için yaptığı yargılama giderleri hariç, yapmış olduğu 154,98 TL başvurma, peşin ve vekalet harcı, 18 tebligat ücreti 209,50 TL, 4 müzekkere ücreti 18,60 TL, 1 kep ücreti 0,35 TL, bilirkişi ücreti 1.400,00 TL olmak üzere toplam 1.783,43 TL yargılama giderinin davalılardan …’den alınarak davacıya VERİLMESİNE, 5-Davalılardan SGK tarafından yapılan 100,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine, 6-Davalılardan … tarafından yapılan 55,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine, 7-Davalılardan … Sigorta tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,8-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi asgari avukatlık ücret tarifesi hükümleri gereğince hesaplanan 5.100,00 TL ücreti vekaletin davalılardan …’den davacıya VERİLMESİNE, 9-Davalılardan SGK, … Sigorta, … vekillerini temsil ettirdiğinden karar tarihi asgari avukatlık ücret tarifesi hükümleri gereğince hesaplanan 5.100,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak bu davalılara VERİLMESİNE, 10 Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran taraflara iadesine, İstinaf yönünden:11-Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınan 98,10 TL başvuru harcının hazineye GELİR KAYDINA, 12-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından, davacı tarafından yatırılan 35,90 TL’nin harcın mahsubu ile bakiye 44,80 TL’nin istinaf eden davacıdan tahsili ile hazineye GELİR KAYDINA,13-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı … tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye GELİR KAYDINA, 14-İstinaf eden davalı … tarafından yatırılan 123,18 TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde bu davalıya İADESİNE, 15-İstinaf eden … tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf başvuru harcının davacıdan tahsili ile bu davalıya ödenmesine, 16-Yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde ilk derece mahkemesince yatıran taraflara iadesine,17-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,18-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1.a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.23/02/2022