Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/672 E. 2022/516 K. 27.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/672
KARAR NO: 2022/516
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2015/646 Esas
KARAR NO: 2018/605
KARAR TARİHİ: 08/05/2018
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)n)
KARAR TARİHİ: 27/04/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı … Tic. Ltd. Şti.’nin kiracısı bulunduğu İkitelli … Sitesi … Caddesi … Kooperatifi … Blok No: … – … – … Başakşehir İstanbul adresindeki iş yerinin müvekkili … Tarafından … nolu … Paket Sigorta Poliçesi ile 25/04/2014 – 25/04/2015 tarihleri arasında sigorta ettirildiğini, tapuda Başakşehir İkitelli – … Sulakdere … Ada … Parsel de kayıtlı betonarme atolye blokları ve arsa niteliğindeki 45.499,00 m2 alanlı … arsa paylı … blok ve … bağımsız bölüm nolu .. ve … Bodrum kat … kattan ibaret olan sigortalı taşınmazın davalı … Şirketi tarafından 01/03/2013 tarihli ve 2 yıl süreli kira sözleşmesi ile dava dışı sigortalı … Tic. Ltd. Şti’ye kiraya verildiğini, sigortalı şirket kullanımında bulunan iş yerinde 30/06/2014 günü saat 16:00 sıralarında iş yerinin en üst katının tavan aydınlatma elektrik tesisatında meydana gelen ark/kısa devre sonucunda oluşan yangının sigortalı iş yerine ait depo olarak kullanılan 4. kattaki ticari emtiaların yanması 2 ve 3. kattaki eşyalarında yangını söndürme sırasında kullanılan tazyikli su neticesinde ıslanması sureti ile hasar meydana geldiğini, davacının davaya konu hasar nedeniyle sigortalısına 01/10/2014 tarihinde 101.359,50 TL sigorta tazminatı ödediğini ve bu ödeme nedeniyle TTK.md. 1472 gereğince sigortalısının haklarına halef olduğundan zarar sorumlularına rücu hakkı doğduğunu, davalı şirket dava dışı … Sigorta A.Ş.’ye sigortalı olduğundan … Sigorta A.Ş.den ödenen sigorta tazminatının ilgili poliçelerden tazmininin talep edildiğini, … Sigorta A.Ş.’nin sigorta poliçesinde yer alan kloz uyarınca bina teminatının %15.ine karşılık gelen 34.845 TL.yi davacı şirkete 19/01/2015 tarihinde ödediğini, davalı şirketin bakiye 66.514,50 TL alacak ve ferilerinden sorumlu olduğunu, bina maliki ve kiraya veren durumunda olan davalı şirketin TBK.’nun 69.maddesi gereğince binanın yapımındaki bozukluklardan ve bakımındaki eksikliklerden doğan zararı gidermekle yükümlü olup buradaki sorumluluğun bina malikinin kusursuz sorumluluğu esasına dayandığını, bu konuda davalı bina malikinin sorumluluğunu gerektiren sebeplerin bilirkişi, İTÜ ve ekspertiz raporlarında açıklandığını, davalı bina sahibinin aynı zamanda sigortalı olan … Tic. Ltd. Şti.’ne binayı 01/03/2013 tarihinde iki yıllık süre ile kiraya vermiş olduğunun kira sözleşmesi ile sabit olduğunu, davalı kiraya verenin TBK.301 maddesi ve raporlarda belirtildiği üzere kiralananı kira sözleşmesi süresince sözleşmeden amaçlanan kullanıma elverişli bir durumda bulundurmadığından hukuki sorumluluğu olduğunu, kiraya veren davalının ayrıca kiraya veren sıfatıyla yangının çıkışının önlenmesi bakımından gerekli özeni göstermemiş olmasından dolayı da sorumluluğu bulunduğunu, zira TBK.112.maddesinde “Borç hiç veya gereği gibi ifa edilmezse borçlu, kendisine hiçbir kusurun yüklenemeyeceği ispat etmedikçe alacaklının bundan doğan zararını gidermekle yükümlü olduğu” öngörüldüğünden davalı kiraya verenin kira sözleşmesinden kaynaklanan kiralanan yerin bakım ve gözetimini gereği gibi yerine getirmediğinden davalı dışı davacı … şirketine sigortalı olan … Tic. Ltd. Şti.’ne ait ticari emtianın yanması ve ıslanması suretiyle hasarına sebebiyet verdiğinden kusurundan dolayı ayrıca sorumluluğu bulunduğunu, TBK.114 maddesi gereğince de davalının bu sebeple her türlü kusurundan sorumlu olduğunu, davalı şirketin sigortacısı olan dava dışı … Sigorta A.Ş.’nin davaya konu olaydan ötürü ödeme yapmasının davalı şirketin olaydan dolayı sorumlu bulunduğunu da açıkça ortaya koyduğunu, davacı şirket tarafından ödenen tazminatın davalıdan rücuen tahsili için gönderilen rücu ihtarlarından sonuç alınamaması üzerine davalı aleyhine İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile 66.514,60 TL asıl alacak ve ferilerinin tahsili için ilamsız icra takibi başlatılmış ise de davalının itarız üzerine takibin durduğunu, bu nedenlerle itirazın iptali ile takibin asıl alacak ve ferileri üzerinden devamına, %20.den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında ticari ilişki olmaması nedeniyle davanın görevli Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğini, davaya konu yangın olayının oluştuğu yer İkitelli idari sınırları içerisinde olduğundan yetkili yer Mahkemesinin Bakırköy Adliyesi yetki çerçevesinde olduğunu, davaya konu yangın olayı … Ltd. Şti. kullanımında olan İkitelli OSB … Cad. … Koop. … Blok …, …, … Başakşehir İstanbul adresinde vaki olduğundan işbu yangının işbu firma çalışanının çöp kutusuna bırakmış olduğu yanar vaziyette sigorta izmaritinden olduğundan davalı tarafın müvekkili şirket değil … Lojistik firması olduğu gerektiğini, davaya konu yangın olayının 1 yıllık zamanaşımı süresine uğradığını, davalı şirkete ait işyerinin 01/03/2013 tarihli kira sözleşmesi ile … Lojistik firmasına kiralandığını, kira sözleşmesi süresinin 2 yıl olarak belirlendiğini, kiralanan işyerinin teslim halindeki durumu olarak “kullanılmaya elverişli, eksiği olmayan temiz mağaza” ibaresinin açıkça sözleşme içerisinde yazıldığını, dosyaya sunulan taraf raporu başlıklı belgeleri kabul etmediklerini, bu nedenlerle davanın … Lojistik firmasına ihbarını, usul yönünden davanın taraf ve husumet yönünden, görev yönünden, yetki yönünden, zamanaşımı yönünden reddine, açıklanan nedenlerle davanın esas yönünden reddine, %20’den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece ‘… Tarafların iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı mevzuat ile birlikte değerlendirildiğinde; davalı şirkete ait, davacı … şirketi tarafından … Paket Sigorta Poliçesi ile sigorta ettirilen işyerinin dava dışı … Ltd. Şti. ye kira sözleşmesi ile 2 yıl süreyle kiralandığı, işyerinde 30/06/2014 günü saat 16:00 sıralarında işyerinin en üst katındaki depo alanında meydana gelen yangın sonucu ticari emtiaların yanması, 2. ve 3. katlardaki yangın söndürme çalışmaları sırasında ise kullanılan tazyikli su neticesinde eşyaların ıslanması suretiyle hasar meydana geldiği, davacı … şirketi tarafından alınan raporlar ile belirlenen 101.359,50 TL’nin sigortalısına ödendiği, davacının başvurusu üzerine davalı şirketin sigortacısı olan … Sigorta A.Ş. tarafından 34.845 TL ödeme yapıldığı, davacı tarafın bakiye 66.514,60 TL asıl alacak ve ferilerinin tahsili için İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip başlattığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, davacının süresi içinde itirazın iptali davası açtığı, her ne kadar davacı tarafça alınan raporlar kapsamında hasara sebebiyet veren yangının binaya ait tavan aydınlatma elektrik tesisatının yapımındaki eksikliklerden dolayı elektrik kablosunda meydana gelen aşırı ısınma sonucu kısa/devre ark sonucu çıktığı, davalının bina malikinin kusursuz sorumluluğu gereği davalının zarardan sorumlu olduğu iddia edilmiş ise de davacı tarafça yaptırılan ekspertiz incelemesi ve raporların teknik anlamda yetersiz olduğu, düzenlenen denetime elverişli bilirkişi raporların da belirtildiği üzere yangının çıkış nedeni olarak elektrik tesisatının gösterilmesinin mevcut deliller ile mümkün görülmediği, Başakşehir Bölge Grup Amirliği tarafından düzenlenen 16/06/2014 tarihli yangın raporunda da yangının çıkış sebebinin “söndü zannıyla çöpe atılan yanar bir sigara izmaritinin çöpte kolay tutuşabilen malzemeleri yakması”yla meydana geldiği ve gelişerek işyeri dahiline sirayet ettiğinin tespit olunduğu, iş bu tespitin aksini ispat eder nitelikte herhangi bir bilgi ve belge sunulamadığı dolayısıyla davacının yangın sebebiyle meydana gelen zarardan bakiye kalan kısmın rücuen tahsili istemiyle yapmış olduğu takipte davalı tarafça yapılan itirazın yerinde olduğu, davacının yangın sonucu oluşan zararından davalının sorumluluğunu ispatlayamadığı anlaşılmakla davanın reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Davaya konu yangının çıkış noktasının belirlenmesi hususunun özel bilgi ve teknik uzmanlık gerektirdiği, mahkemece 06.06.2009 tarihli celsede resen seçilecek bir yangın ve iş yeri güvenliği uzmanı ve elektrik mühendisi bilirkişisi eklenmek suretiyle yeni rapor düzenlenmesi yönünde karar oluşturulmuş ise de kararın aksine elektronik elektronik mühendisi ve inşaat mühendisi tarafından düzenlenen bilirkişi raporunun hükme esas alınmasının usul ve yasaya aykırı olduğu, yangın konusunda uzmanlığa sahip olmayan bilirkişiler tarafından düzenlenen raporda salt yangın raporu esas alınarak belirtilen görüşün dosya kapsamına uygun olmadığı nitekim yangın uzmanı tarafından olay yeri birebir görmek suretiyle düzenlenen bilirkişi raporunda binanın elektrik tesisatında kaynaklı olarak oluştuğu yönünde tespitin bulunduğu belirtilerek mahkemece verilen kararın kaldırılması talep edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılmıştır. Dava; sigortacının, dava dışı sigortalısına aralarındaki sigorta poliçesine dayanarak ödediği hasar bedelinin, hasardan sorumlu olduğunu iddia ettiği davalı kurumdan 6102 Sayılı TTK’nın 1472. maddesi uyarınca rücuen tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Dava dışı sigortalı … Lojistik (kiracı) ile davalı şirket arasında 01.03.2013 başlangıç tarihli kira sözleşmesi düzenlenmiş ve dava konusu hasar kiralanan adreste meydana gelmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 1. maddesinde; “Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir.” hükmü yer almaktadır. HMK 114/1.c maddesi uyarınca “Mahkemenin görevli olması” dava şartlarından olup, HMK 138 maddesi dikkate alınarak dava şartlarının öncelikle karara bağlanması gerekmektedir. HMK 115. maddesinde ise “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir…” düzenlemesi yer almaktadır. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 30/01/2017 tarihli, 2014/17930 E. 2017/720 K. sayılı ilamında; “… Davanın açıldığı Ankara 16. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; davacının sigortalısının halefi olarak davalıdan rücuen tazminat isteminde bulunduğu, davacının sigortalısı olan şirket ile davalı arasında kira ilişkisi bulunduğu ve kira ilişkisinden doğan uyuşmazlıkta HMK’nun 4/a maddesi gereği Sulh Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu gerekçesiyle, davanın görev yönünden reddine, kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde dosyanın Sulh Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiş; davacı vekilinin başvurusu ile dosya, temyize konu kararı veren mahkemeye gelmiştir. Mahkemece, davacının sigortalısının halefi olarak açtığı davada, BK’nun 58. maddesindeki (yeni TBK’nun 69. Md.) yapı malikinin sorumluluğu gereği dava açıldığı ve uyuşmazlığın kira sözleşmesinden kaynaklanmadığı, davanın genel hükümlere göre ilk açıldığı Ankara 16. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülmesi gerektiği gerekçesiyle, mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, işyeri sigorta poliçesi gereği ödeme yapan davacının ödediği bedelin, zarardan sorumlu olduğu iddia olunan davalıdan rücuen tahsili istemine ilişkindir. Davacı … şirketi, bu davayı sigortalısının halefi olarak açtığına göre, görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti nazara alınır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 22/03/1944 Tarih E. 37, K. 9, RG. 03/07/1944 sayılı kararında bu husus “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticarî dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” şeklinde vurgulanmaktadır. Öte yandan, TTK’nun “Halefiyet” başlığı altındaki 1472. maddesinde “sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder” hükmüne yer verilmiştir. 6100 sayılı HMK’nun “Sulh hukuk mahkemelerinin görevi” başlığı altındaki 4. maddesinde de “(1) Sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın; a) Kiralanan taşınmazların, 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları, b) Taşınır ve taşınmaz mal veya hakkın paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ilişkin davaları, c) Taşınır ve taşınmaz mallarda, sadece zilyetliğin korunmasına yönelik olan davaları, ç) Bu Kanun ile diğer kanunların, sulh hukuk mahkemesi veya sulh hukuk hâkimini görevlendirdiği davaları, görürler.” hükmüne yer verilmiştir. (1086 Sayılı HUMK’nun 8/II-1 maddesinde de dava konusu şeyin değerine bakılmaksızın, kira sözleşmesine dayanan her türlü tahliye, akdin feshi yahut tespit davaları, bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davaları ve bunlara karşılık olarak açılan davaların Sulh Hukuk Mahkemelerinde görüleceği” şeklinde benzer düzenlemeye yer verilmişti). Somut olayda, davacı … şirketinin, sigortalısının halefi olarak açtığı davada, dava dışı sigorta ettiren ile davalı arasındaki temel hukuki ilişkinin kira sözleşmesi olduğu açıktır.” denilerek, sigortalı ile davalı arasındaki temel hukuki ilişkinin kira ilişkisi olması halinde, görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğuna işaret edilmiştir. Yine sigorta şirketi tarafından, sigortalının halefi olarak açılan davada da, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 22/03/1944 tarih E. 37, K. 9, RG. 03/07/1944 sayılı kararı ve TTK’nun 1472. maddesi uyarınca görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesi’dir. Açıklanan nedenlerle, somut uyuşmazlıkta dava dışı sigortalı ile davalı arasındaki temel ilişki kira ilişkisi olduğundan, görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesi olup davacı vekilinin sair istinaf itirazları incelenmeksizin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın 6100 sayılı HMK’nun 353/1.a.3 ve 355. maddeleri uyarınca kaldırılmasına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı tarafın istinaf başvurusunun sair istinaf sebepler incelenmeksizin KABULÜ ile İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin, 2015/646 Esas, 2018/605 Karar ve 08/05/2018 tarihli kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1.a.3 bendi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dairemizin kararı doğrultusunda işlem yapılması için dosyanın mahkemesine İADESİNE, 3-Davacı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına, 4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının ilk derece mahkemesince iadesine, 5-Davacı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 7-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davacıya ilk derece mahkemesince iadesine, 8-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.a.3 ve 362/1.g bendi uyarınca kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 27/04/2022