Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/665 E. 2022/329 K. 16.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/665
KARAR NO: 2022/329
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2014/429
KARAR NO: 2018/447
KARAR TARİHİ: 15/05/2018
DAVA: Kooperatif Üyeliğinin Tesbiti
KARAR TARİHİ: 16/03/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesi ile; davalı … Kooperatifi’nin üyesi ve aynı zamanda yönetim kurulu başkanı bulunan …’ın Üsküdar … Noterliği’nce tanzim edilmiş bulunan 09/03/2007 tarihli …. sayılı kooperatif hisse devri sözleşmesi gereğince kooperatifteki … Blok … nolu işyerindeki üyelik hak ve hissesinin tamamını bütün aktif ve pasifi ile birlikte 20.000 TL bedelle müvekkillerinin murisi …’a devir ettiğini ve bedelini nakden ve tamamen aldığını, murisleri …’ın 22/03/2009 tarihinde vefat ettiği ve mirası (8) hisse kabul edilerek 2 hissesi eşi …’a 3 hissesi kızı …’a, 3 hissesi oğlu …’a intikal ettiğini, müvekkillerinin üyeliklerinin devir ve tescillerinin yapılması için davalı kooperatife yaptıkları müracaatların çeşitli bahanelerle bugüne kadar gerçekleşmediğini, davalı kooperatife Kadıköy … Noterliğince tanzim edilmiş bulunan 29/06/2010 tarihli ve … sayılı ihtarname keşide edilerek 3 gün içinde müvekkillerinin karar ve üye pay defterine kayıt ve tescillerinin yapılmasını ihbar ve ihtar ettiklerini, buna rağmen bugüne kadar üyelik devir işlemleri gerçekleştirilmemiş olduğundan, müvekkillerinin kooperatif üyeliklerinin tespiti ve tesciline, tedbir kararı verilere kooperatifteki hissenin 3. kişilere devrinin önlenmesi amacı ile kooperatif kayıtları ile tapu kayıtlarına tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile; şimdiye kadar gerek müteveffa …, gerekse davacı varisler taraından adı geçen hisse devir sözleşmesinin tescili için müvekkili kooperatife herhangi bir başvuruda bulunulmadığını, hisse devir sözleşmesinin 20.000 TL karşılığında 09/03/2007 tarihinde akdedilmesinden, …’ın 22/03/2009 vefat tarihine kadar (yaklaşık 2 yıl) müvekkili kooperatife bildirilmemesi ve tescil için başvuruda bulunmamasının son derece manidar olduğunu, bu davayı ikame etmelerinin anlaşılır olmadığını, kooperatifteki … Blok … nolu işyerinin, dava dışı …’ın adına kayıtlı olmadığını, bu nedenle dava konusu hisse devir sözleşmesinin müvekkili kooperatif kayıtlarına tescilinin mümkün olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, ” Tuzla İlçesi … Mah. … Ada … Parsel nolu 2167,06 m2 yüzölçümündeki dükkan vasfındaki bağımsız bölümleri içeren taşınmaz hakkında davacı … Yapı Kooperatifi, …, …, …, …, …, …, …,… tarafından davalılar … ve 24 arkadaşı aleyhine 16/12/2003 tarihinde ortaklığın giderilmesi davasının açıldığını, Oysa davalı Kooperatif Başkanı … tarafından davacılar murisi …’a yapılan noter hisse devir sözleşme tarihi (Üsküdar …. Noterlik … y.) 09/03/2007 tarihli olup kooperatif adına kayıtlı olan … Blok … Bağımsız bölüm nolu taşınmaz ve bunun yanı sıra diğer bağımsız bölüm dükkan işyerleri hakkında bağımsız bölümlerin maliki kooperatif tarafından 2003 yılında açılan İzale-i Şuyu davası devam ederken … mirasçıları tarafından işbu davanın 19/07/2010 tarihinde açıldığını, Davalı kooperatifin, 17/06/2008 tarihinde yapılan 2007 yılı hesap dönemine ilişkin olağan genel kurul toplantısı hazirun cetvelinde, o tarihte sağ olan davacılar murisi … adı geçmediğini gibi 22/03/2009 tarihinde vefat eden davacılar murisi … mirasçılarının ise 09/05/2009 tarihinde yapılan 2008 yılına ait hesap dönemi olağan genel kurul toplantısı hazirun cetvelinde ve 10/04/2010 tarihinde yapılan 2009 yılı olağan genel kurul toplantısı hazirun cetvelinde ise … mirasçıları olan davacıların da isimleri geçmediğini, Davalı kooperatifteki … Blok işyerinin davalı koop. başkanı … davacılar murisine devretmiştir. Noterden yapılan “Kooperatif hisse devir sözleşmesi”nde “Ben hissesini devir eden … Üyesi bulunduğum SS Kartal Barış Toplu İşyeri Yapı Koop. Ünvanlı kooperatifteki … Blok … nolu işyerindeki üyelik hak ve hissemin tamamını bütün aktif ve pasifi ile birlikte devir alan … isimli kişiye 20.000 YTL bedel mukabilinde devir ettim. Devir bedelini nakten ve tamamen aldım. Adı geçen kooperatifte hiçbir üyelik hak ve hukukum kalmadığını, devir alanın benim yerime üye olmasını ve kendi adına kayıt ve tescilini yaptırmasına, muvafakat ile ….” diyerek devrettiği görüldüğünü, oysa devir tarihinde … Blok … nolu bağımsız bölüm … adına değil davalı kooperatif adına kayıtlıdır ve aynı zamanda bu bağımsız bölümde dahil olmak üzere kooperatifte … Bloktaki toplam 50 bağımsız bölüm dükkan hakkında kooperatif tarafından 2003 yılında açılmış ve derdest olan ortaklığın giderilmesi davası mevcut olduğunu, … kooperatifteki … Blok … nolu bağımsız bölümü kooperatif adına değil kendisi maliki gibi devrettiğini, hiç kimse sahip olmadığı hakkında başkasına devredemeyeceğini, bu durumda hisse devrinden ve davadan önce mülkiyet ihtilafı bulunan bağımsız bölümün maliki olmayan dava dışı 3. şahıs tarafından kendi adına yapmış olduğu devir nedeniyle devreden kişiden alacak talep hakları bulunmakla, davacıların kooperatif aleyhine açmış oldukları davanın reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacılar vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; Yargılama aşamasında dosyada bilirkişi incelemesi yaptırıldığını ve hazırlanan raporunda, her ne kadar dava konusu bağımsız bölüm devrinin kabul edildiğine dair yönetim kurulu kararı bulunmasa da sözleşmenin noter huzurunda yapılması ve hisse devrini yapan kişinin devir tarihinde yönetim kurulu başkanı olması oldukça önem arz ettiği, yıllarca kooperatif yönetim kurulu başkanlığı yapan devreden şahsın hisse devrinin ne şekilde sonuçlanacağını bilmemesi mümkün olmadığı şeklinde tespit ve değerlendirmesinde açıkça davamızın haklılığı ortaya koyulduğunu, müvekkillerim noterde yapılan hisse devri sözleşmesinin davalı kooperatif kayıtlarına işlenmesi için Kartal … Noterliğince tanzim edilmiş 29/06/2010 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile talepte bulundukların, bu tarihte dava konusu bağımsız bölüm halen davalı kooperatif dışında … bir kişiye devredilmediğini, bu sebeple 2003 yılında açılmış olan ortaklığın giderilmesi davası müvekkillerimin haklarına ulaşması önünde bir engel olarak gösterilemeyeceğini belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususları da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava kooperatif üyeliğinin tespiti istemine ilişkindir. Dava dilekçesinin içeriğine göre, davacıların murisi …’ın, kooperatifteki … Blok 12 nolu iş yerindeki üyelik hak ve hisselerinin tamamını, o dönem yönetim kurulu başkanı olan …’dan devraldığından bahisle davacıların kooperatif üyeliğinin tespiti talep edilmiştir. Dosya kapsamına göre; davacıların murisi … ile dönemin yönetim kurulu başkanı … arasında Üsküdar … Noterliği huzurunda 09/03/2007 tarihinde yapılan hisse devir sözleşmesi ile devir eden …’ın üyesi bulunduğu kooperatifteki 12 nolu işyerindeki üyelik hak ve hissesinin tamamını 20.000,00 TL bedel mukabilinde devrettiği ancak devir işlemine ilişkin alınmış bir yönetim kurulu kararı bulunmadığı, öte yandan, adı geçen …’ın 10.06.2004 tarih, 141 sayılı yönetim kurulu kararı ile aynı iş yerini ( … Blok … nolu işyeri) daha önce de …’ne devrettiği, kooperatifin 25/12/2007 tarih 206 sayılı yönetim kurulu kararı ile yine …’ın … Blok … nolu işyerinin yarısını (%50) bu kez …’a devrettiği, bu karar üzerinde düzeltme ve ilaveler yapıldığı, … Blok ibaresi üzerinde sonradan oynama yapıldığı, farklı bir kalem ile %50 ilavesi bulunduğu, daha sonrasında kooperatifin 02/04/2012 tarihli kararıyla da … ile … birlikte paylarını, …’ya devrettiği, aynı zamanda 12 nolu bağımsız bölümün bulunduğu ana taşınmaz üzerinde davalı kooperatifin 39/80, dava dışı …’nun … oranında hissesi bulunduğu, ana taşınmaz üzerinde kat irtifakı yada kat mülkiyeti tesis edilmediğinden tüm ortaklarca 01/02/2010 tarihinde Sulh Hukuk Mahkemesinde ortaklığın giderilmesi davası açıldığı, mahkemece 2010/78 E. 2013/169 K. sayılı kararda … Blok … bağımsız bölüm nolu … arsa paylı 94,08 m2 brüt yüzölçümü olan dükkan cinsi taşınmazın … adına gösterildiği, Mahkemece verilen hükmün davalı … tarafından temyizi üzerine Yargıtay 18. Hukuk Dairesinin 02/06/2014 günlü kararı ile bozulması sonrası yapılan açık yargılamada mahkemece tekrar 09/07/2015 tarihli kararla, 50 adet olan bağımsız bölümlerin malikleri kararda ayrı ayrı gösterilmek sureti ile 46 bağımsız bölüm nolu dükkan ile ilgili de ayrıca hüküm tesis edildiği ve Yargıtay 20 Hukuk Dairesince onanarak kesinleştiği görülmüştür.1163 sayılı Kooperatifler Kanunun ikinci bölümünde, ortaklık sıfatının kazanılması ve kaybedilmesi üst başlığı ile, “8.” maddede ortaklığa girme şartları düzenlenmiştir. Birinci fıkrada, kooperatif ortaklığına girmek isteyen gerçek ve tüzel kişilerin, kooperatif ana sözleşmesi hükümlerinin bütün hak ve ödevleri ile birlikte kabul ettiklerini belirten bir yazı ile kooperatif yönetim kuruluna başvurulacağı, İkinci fıkrada, yönetim kurulunun, ortaklar ile ortak olmak için müracaat edenlerin anasözleşmede gösterilen ortaklık şartlarını taşıyıp taşımadığını araştırmak zorunda olduğuna yer verilmiştir. Yasanın 14/2. fıkrasında ise, ortaklığın devredilebileceği, yönetim kurulunun, ortaklığı devralan kişinin ortaklık niteliklerini taşıması halinde, bu kişiyi ortaklığa kabul edeceği düzenlenmiştir. Davalı kooperatifin ana sözleşmesinin incelenmesinden, ortaklık şartlarının “10”. maddede, ortaklığa kabulün ise “11.” maddede düzenlendiği, düzenlemede, gerekli şartları taşıyıp da, kooperatife ortak olmak isteyenlerin yazılı olarak yönetim kuruluna başvuracağı, ortaklığa kabulün yönetim kurulu kararı ile gerçekleşeceği, Yönetim kurulu, ortaklar ile ortak olmak için başvuranların 10. maddede gösterilen şartları taşıyıp taşımadığını araştırmak zorunda olduğu, “17.” maddede, ortaklığın devri düzenlenmiş ve ortaklığın yazılı olarak yönetim kurulun bildirilmek süreti ile ortaklık şartlarını taşıyan kişilere devredilebileceği, yönetim kurulunun bu şekilde ortaklığı devralan kişiyi ortaklığı kabulden kaçınamayacağı belirtilmiştir. Somut olayda, davacılar, Kooperatifler Kanunun 14/2 maddesi uyarınca ortaklığın devri nedeniyle üyeliğin tespitini talep etmiştir. Ancak davacıların yasanın 14/2 maddesi gereğince kooperatif üyeliğin tespitine karar verilebilmesi için geçerli bir devir sözleşmesi bulunması gerekmektedir. Diğer bir ifade ile davacıların, davaya konu 12 nolu bağımsız bölüme ilişkin üyeliği hak sahibinde devralması gerekmektedir. Dayanak yapılan Üsküdar … Noterliği huzurunda 09/03/2007 tarihinde yapılan hisse devir sözleşmesinde devreden …, kooperatifin değil kendi hissesini devrettiği görülmüştür. 12 nolu bağımsız bölüme ilişkin üyeliğin …’a ait olup olmadığı araştırılmamış ise de üyeliğin …’a ait olması durumunda dahi, aynı iş yerine ait üyeliğin öncesinde 10.06.2004 tarih, 141 sayılı yönetim kurulu kararı ile …’ne, …’nden de …’ya devredildiği, …’nun aynı zamanda ana taşınmazda hissesi bulunduğu, açılan ortaklığın giderilmesi davasında taşınmaz üzerinde bulunan ortaklığın kat mülkiyeti kurulmak suretiyle giderilmesine, 12 nolu bağımsız bölümün tespit gibi … adına tapuya kayıt ve tesciline karar verildiği görülmüştür. Bu nedenle, Kooperatifler Kanunun 14/2 maddesi uyarınca geçerli bir üyelik devir sözleşmesi bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi hukuka uygun bulunmuştur Açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesinin kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, HMK 353/1.b.1 bendi uyarınca davacılar vekilinin istinaf başvusunun esastan reddine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-HMK’ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2- Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacılarca yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından, davacılarca yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 44,80 TL’ nin istinaf eden davacılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-Davacıların yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 361/1. fıkrası gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.16/03/2022