Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/660 E. 2022/358 K. 23.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/660
KARAR NO: 2022/358
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2016/1
KARAR NO: 2018/381
KARAR TARİHİ: 22/03/2018
DAVA: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 23/03/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında … Residence Konut projesi kapsamında yapılacak her türlü cephe kaplamaları ile ilgili olarak verilecek danışmanlık hizmetleri için 19/01/2015 tarihinde sözleşme imzalandığını, iş bu sözleşme nedeniyle 3000 USD avansın ödendiğini, geçen zaman içerisinde hizmet alınmaması sebebiyle sözleşmenin feshedildiğini, ödenen 3000 USD ve sözleşmenin 10. maddesinin son paragrafında bahsi geçen cezai şart olan 1500 USD talep edildiğini, bu ihtara yanıt gelmemesi üzerine Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını ancak davalı şirketin icra takibine itiraz ettiğini beyanla icra takibine vaki itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, taraflar arasındaki sözleşmenin 13. maddesine göre yetkili mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, davacının iddialarının doğru olmadığını, sözleşmede yüklenen edimlerin müvekkili tarafından yerine getirildiğini, müvekkilinin davacıdan alacaklı olduğunu, bu nedenlerle davacının davasının reddi ile sözleşme kapsamında 21.000 USD alacağın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davacı/karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece ”… Asıl dava, taraflar arasındaki sözleşme uyarınca verilen avans miktarı ile cezai şartın tahsili, karşı dava ise sözleşme uyarınca yapılan işin bedelinin tahsiline ilişkindir.Taraflar arasında 19/01/2015 tarihli on altı maddeden oluşan eser sözleşmesi niteliğindeki danışmanlık hizmeti sözleşmesi ile davalı karşı davacı tarafça sözleşmenin karşı tarafı olan davacı karşı davalıya … Konut projesi ile ilgili iş kapsamında yapılacak her türlü cephe kaplamalarıyla ilgili olarak danışmanlık hizmetleri sunulması kararlaştırılmıştır.Asıl dava yönünden uyuşmazlık konusu; sözleşme gereği sunulması gereken edimin davalı karşı tarafça gereği gibi ifa edilip edilmediği, karşı dava yönünden ise sözleşmenin ifa edilmiş olduğu iddiası uyarınca davalı karşı davacının sözleşmenin 6. maddesinin (E) bendince sözleşmenin karşı tarafça feshedilmiş olmasından mütevellit kalan iş miktarına tekabül ettiği iddia olunan bedelin tahsili isteminin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Bu noktada konu teknik analizi gerektirmekle dosyada mübrez bilirkişi heyet raporları değerlendirildiğinde; her ne kadar sözleşmede süre öngörülmemekte ise de bilirkişiler Mali Müşavir …, … ile hukukçu … tarafından tanzim olunan raporda değinildiği üzere sözleşmenin 4. (B) bendince davacı tarafça karşı tarafa % 10’luk avansın ödenmesiyle davalının birincil edim niteliğindeki dizayn geliştirme çalışmalarını tamamlaması gerektiği, süre öngörülmemiş ise de bu işin 20 günlük makul süre içerisinde bitirilebileceği ancak davalı karşı davacının yine sözleşme uyarınca uzatılan süreye rağmen sözleşmenin 3 (A) bendinde yer alan işlerin çoğunu tamamlamayarak “keşif özeti ve alternatif bütçe çalışması” yaptığı ve bunu karşı tarafa gönderdiği, bu noktada değinmek gerekirse her ne kadar dosyada mübrez bilirkişiler Mimar …, Mali Müşavir … ve Yard. Doç. Dr. … tarafından hazırlanan ikinci heyet raporunda keşif özeti ve bütçe çalışmasının ön çalışma olarak kabul edilemeyeceği ifade edilmiş ise de dosyada mübrez hazırlanan döküman incelenmekle davalı karşı davacı tarafça sözleşme kapsamında … A-B-C blokları için keşif özeti, yaklaşık alternatifli bütçe ve mimari çizimler üzerinden kullanılan key planlarının hazırlanarak davacı karşı davalının bilgi ve görüşüne sunulduğu görülmekle iş bu çalışmanın belirli bir karşılığının olması gerektiği noktasında ve hakkaniyet ölçüsünde ilk heyet raporundaki tespite iştirak edilmiş, mahkememizde oluşan kanaat bu yönde olmakla başkaca bir araştırma yapılmasına gerek ve yer olmadığı kanaatiyle de davalı karşı davacının 1.000 USD’lik ücret hak ettiğinin kabulüyle ödenen avans miktarı itibariyle bakiye 2.000 USD’nin davacı karşı davalıya iadesi ve yine davalı karşı davacının sözleşme yükümlülüklerine aykırı davranması sebebiyle sözleşmenin 10. maddesince hesaplanan (sözleşme bedeli 4 (A) maddesince 30.000 USD olmakla % 5’i üzerinden) 1.500 USD’lik cezai şart bedelinin de davalı karşı davacıdan tahsiliyle davacı karşı davalıya verilmesi gerektiği, bunun yanında alacak miktarı likit ve belirlenebilir olmayıp tespiti yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatı isteminin reddiyle karşı davanın ise sübut bulmadığının takdiriyle reddine” dair karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ1- Davalı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz mahkemede açıldığı, ilk derece mahkemesi tarafından yetkisizlik kararına ilişkin davalı lehine herhangi bir vekalet ücretine hükmedilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, mahkemenin davacı – karşı davalının hizmet aldığını kabul etmiş olmakla bu kabule ilişkin bir itirazının bulunmadığı, davacının hiç hizmet almadığından sözleşmeyi fesih ettiği yönündeki beyanının gerçeği yansıtmadığı, bu nedenle mahkemece asıl davanın reddine karar verilmesi gerektiği, davacının gerek ihtarnamede gerekse dava dilekçesinde davalı tarafından verilen hizmetin eksik ya da ayıplı olduğu iddiasında bulunmadığını, mahkemenin davacının hizmet verdiğini kabul etmesine rağmen davacının iddiasını genişleterek bu hizmete ilişkin bedel tayinine gittiğini, cezai şart koşullarında gerçekleşmediğini taraflar arasındaki sözleşmenin niteliği itibariyle eser sözleşmesi olduğu , davacının temerrüt halinde ya da borcun ifası ile gecikme sebebiyle tazminat isteyebileceği yahut bu hakkından vazgeçtiğini bildirerek borcun ifa edilmemesinden kaynaklı doğan zararı talep etme hakkına sahip olduğunu, ilk derece mahkemesi yönünden davalı aleyhine cezai şarta hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, karşı dava yönünden ise bilirkişiler tarafından düzenlenen raporlardaki yanlış tespitler sonucunda yanlış sonuçlara ulaşıldığı, teknik şartnamenin davacı tarafça gönderilen projeye uygun olarak hazırlandığı, ancak teknik şartnamenin bilirkişiler tarafından usulüne uygun incelenmediği, dosyada yer alan bilirkişi raporlarının birbiriyle çeliştiği ve çelişkinin giderilmesi için yeni bir heyetten rapor alınması gerektiği, davanın yetkisiz mahkemede açıldığı, davacının yasal sürede dosyanın yetkili mahkemeye gönderme talebinde bulunmadığı, kararının kesinleşmesine müteakip kendilerince davanın yetkili mahkemeye gönderilmesine talep edildiği ve bu açıklamalar ışığında davacının davasının açılmamış sayılmasına karar verilmesi talep edilmiş ise de mahkemece bu yönde bir karar verilmediği belirtilerek mahkemece verilen kararın kaldırılması talep edilmiştir. 2- Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu katılma yoluyla istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece davalı karşı davacı şirketin hazırladığı keşif özeti – yaklaşık alternatifli bütçe çalışmaları – key payları iletilmiş olan eklerin mimari bir akışa göre hazırlanmadığı için teslim edilmiş olan çalışmaların sözleşme kapsamında gösterilen danışmanlık hizmeti kapsamında olmadığı ve davacının bir yararı olmadığı dikkate alınmadan 1.000 USD yedek ücretin yapılan işin karşılığı olarak karar verilmesinin dosya kapsamına uygun olmadığı, davacının söz konusu 3000 USD’yi sonuca ulaşmak amacıyla ödediği ve davalı tarafça sunulan dökümanların da davacı açısından hiçbir kıymetinin olmadığı, hiçbiri fayda sağlamadığı bu hususunda bilirkişi raporlarıyla sabit olduğu belirtilerek asıl davanın tümden kabulüne, karşı dava yönünden verilen ret kararının ise onanmasına dair karar verilmesi talep edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılmıştır. Asıl dava, taraflar arasındaki sözleşme uyarınca verilen avans bedeli ile cezai şartın tahsili talebiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali, icra inkar tazminatına hükmedilmesine ve karşı dava ise sözleşme uyarınca yapıldığı iddia olunan hizmet bedelinin faiziyle birlikte davacıdan tahsili istemine ilişkindir. Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyada; davacı tarafından 4.500 USD asıl alacak, 100,60 USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 4.701,20 USD üzerinden asıl alacağa takip tarihi olan 13.07.2015 tarihinden itibaren Merkez Bankası Kamu Bankalarınca uygulanan azami faiz işletmek kaydıyla tahsili talebi ile icra takibi başlatıldığı anlaşılmıştır. Taraflar arasında düzenlenen danışmanlık hizmetleri sözleşmesinin incelenmesinde: davacıya (işveren) iş bu sözleşmenin imza tarihine kadar verilmiş olan tüm danışmanlıkların ve işverene ait … Konut Projesi ile ilgili yapılacak her türden cephe kaplamaları ile ilgili olarak verilecek danışmanlık hizmetlerinin detaylarının, bedelinin ve ödeme koşullarına belirlenmesine ilişkin olduğu, sözleşmede davalı şirketin danışman olarak belirtildiği, danışmanın görevlerinin ise, yapıların projelere uygun giydirme cephe, her türlü malzeme ile yapılan cephe kaplamaları ve doğramaların en doğru ve en ekonomik şekilde projelendirilmesine ve uygulanmasına katkı sağlamayı edindiği, sözleşme bedelinin 30.000 USD + KDV olarak belirlendiği ve sözleşme bedelinin her iş kaleminin gerçekleşmesini müteakip kesilecek fatura karşılığında 15 gün içerisinde nakit olarak ödeneceği, işverenin işbu hizmet bedelini ödeme günündeki Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası döviz satış kuru üzerinden TL’ye çevirerek ödeyeceği, danışmanın hazırlayacağı dokümanları işverenin onayı için göndereceği ve işveren söz konusu dokümanları en geç 15 gün içerisinde onaylayıp görüşü varsa bildireceği, danışmanın söz konusu hizmetleri için teslim programındaki sürelerinin dışına çıkması durumunda her bölüm için ayrı ayrı 10 günden fazla gecikme halinde işverenin madde 10 da belirtilen gecikme cezasının talep etme hakkına ilaveten bu sözleşmeyi derhal feshetme, işi kendisi yapma veya başka bir şahıs veya kuruluşlara tamamlatma hakkına sahip olacağı(madde 6), şayet işin başkasına tamamlatıldığı takdirde kendisine ödenen bedeller toplamı ile yeni firmaya ödenecek bedeller toplamı iş bu sözleşmedeki proje bedelini geçerse danışmanın aradaki farkı işverene nakden ve defaatle ödemeyi kabul, beyan ve taahhüt ettiği, bu sözleşmede danışman tarafından yapılacağı yazılan ve uzatılan sürelerinin sonunda ve işlerin sözleşmede saptanan şekilde bitirilmemesi halinde, geciktirilen her takvim günü için toplam sözleşme bedelinin %0,015 oranında gecikme cezasının danışmandan tahsil edileceği, danışmanın geciktiği günlerin sayısı 15 takvim gününü aştığı takdirde ise işverenin yeni bir cezalı süre tanıyarak sözleşmeyi uzatmakta veya feshetmek de serbest olduğu (madde 10), ihtilafların mutabakat sonucu çözülememesi halinde İstanbul merkez mahkemeleri ve icra dairelerinin münhasıran yetkili olduğu 19.01.2015 tarihli sözleşmede belirtilmiştir. …bank aracılığıyla davalı şirkete gönderilen avans ödemesi açıklamalı dekont örneğinin incelenmesinde, 3.000 USD karşılığı 7.013 TL komisyon tutarının 26.01.2015 işlem tarihi ile davalının hesabına gönderildiği anlaşılmaktadır. 2015 Cephe Teknik Şartnamesi (…/A-B-C Blok ) dosya arasına alınmıştır. Davalı karşı davacı vekilince sunulan deliller arasında taraflar arasındaki mail yazışmalar sunulmuş ve buna göre 09. 02.2015 tarihli mailde ”Adana … projenin ilgili keşif özeti+yaklaşık alternatif bir bütçe çalışmamız ekte gönderilmektedir. Mimari çizimler üzerinden kullanılan malzemeleri gösteren key planlarda ektedir, bilgilerinize sunulur” belirtilmiştir. Bakırköy … Noterliği vasıtasıyla davacı tarafça davalıya gönderilen 19.01.2015 tarihinde imzalanan danışmanlık hizmetleri sözleşmesinin feshi ve yapılan ödemenin iadesi istemiyle ihtarname de; davacının sözleşmeyle yükümlendiği tüm edimleri yerine getirdiği proje gereğince davalıya %10 avans ödemesi yapıldığı, ancak aradan geçen zaman içerisinde hiçbir şekilde hizmet alınamadığı ve sözleşmenin 3. maddesinde belirtilen hizmetin yerine getirilmediği belirtilerek sözleşme tek taraflı olarak feshedildiği, ödendiği belirtilen 3.000 USD avans ve sözleşmenin 10. maddesi uyarınca sözleşme bedeli olan 3.000 USD’nin %5’i tutarında cezai şart olan 1.500 USD’nin ihtarnamede belirtilen hesaba 7 gün içerisinde gönderilmesi talep edilmiş ve ekinde yer alan tebligat mazbatasında ihtarnamenin davalı şirket daimi çalışanına 04.03.2015 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Yargılamayı yapan Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce 22.10.2015 tarih ve 2015/906 esas 2015/807 karar sayılı ilamı ile davacının açtığı davada yetkili ve görevli mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu belirtilerek mahkemenin yetkisizliğine, yetkisizlik nedeniyle dava dilekçesinin reddine dair karar verilmiş olup işbu kararın 21.12.2015 tarihinde kesinleşmesi ile yargılamaya İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/1 esas sayılı dava dosyası üzerinden devam edilmiştir. Mali müşavir …, …, ve hukukçu Av. … dan oluşan bilirkişi heyetince düzenlenen raporda özetle: davalının işe başlama tarihi 19.01.2015 olarak belirlendiği, dosya içerisinde bulunan mail çıktısında keşif özeti ve alternatif bütçe çalışmasının gönderildiği, ancak keşit özeti ve alternatif bütçe çalışmasının sözleşmenin sadece bir kısmını oluşturduğu, cephe teknik şartnamesi çalışmasının ise davacı şirkete teslim edilmediği ve gönderilmediği, bu haliyle davalının yükümlülüklerin çoğunluğu yapmayarak sözleşmeye aykırı davrandığı ve sadece keşif özeti ve alternatif bütçe çalışması hazırlayarak sadece 1.000 USD’lik bir ücret hak ettiği , bu haliyle davacıya 2.000 USD’nin iade edilmesi gerektiği, sözleşmenin 10. maddesi uyarınca cezai şart yönünden yapılan incelemede de 1500 USD’nin aynı zamanda davacıya ödenmesi gerektiği ve takibin 3.500 USD üzerinden devamına karar verilmesi gerektiği görüş ve tespitinde bulunulmuştur . Mahkemece 22.11.2016 tarihli celsede rapora karşı yapılan itirazlar yerinde görülerek yeni bir heyetten rapor alınmasına dair karar verilmiş ve mimar …, mali müşavir … ve Yrd. Doç. Dr. … tarafından düzenlenen raporda özetle: davalı firmanın davacıya gönderdiği e-posta ekleri incelendiğinde eklerde davacı firma tarafından verilmiş herhangi bir onay görünmediği, aynı zamanda mimari değerlendirme başlığı altında yapılan incelemelerde herhangi bir mimari çalışmaya dayanılmadan bir ön çalışma olarak kabul edilemeyecek nitelikte çalışmalar bulunduğu, bu kapsamda istenilen danışmanlık hizmeti kapsamında sunulan hizmetin değerlendirilemeyeceği, davacı tarafın ödemiş olduğu 3.000 USD tutarındaki avansı geri talep etme hakkının bulunduğu, aynı zamanda davalının sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmemesi sebebiyle sözleşmenin 10. maddesinde öngörülen 1.500 USD tutarındaki cezai şartı da ödemesi gerektiği, davalı şirketin sözleşmede vadettiği hizmetleri yerine getirmemesi sebebiyle sözleşme bedeli olarak talep ettiği 21.000 USD tutarını talep edemeyeceği kanaatine varıldığı belirtilmiştir. Davaya konu somut olayda, mahkemece yapılan yargılama sonucunda asıl davanın kısmen kabulüne, karşı dava yönünden ise davanın reddine dair karar verilmiş olup taraf vekillerince ayrı ayrı istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Yukarıda da belirtilmiş olduğu üzere mimar, mali müşavir, hukukçu bilirkişiden oluşan bilirkişi heyeti raporunda davalı tarafça key ve alternatif bütçe çalışması yapılmasının sözleşmede belirlenen işin sadece bir kısmını oluşturduğu, bu haliyle davalının sadece yapılan bu iş dolayısıyla 1.000 USD ücrete hak kazandığı, davalıya 3.000 USD avans ödenmesi nazara alındığında 2.000 USD’nin davacıya iade edilmesi gerektiği belirtilmiştir. Mimar, mali müşavir, hukukçu bilirkişiden oluşan yeni bilirkişi heyetince düzenlenen 05.06.2017 tarihli bilirkişi raporunda ise, sunulan bu çalışmaların ön çalışma olarak kabul edilemeyecek nitelikte olduğu, mimari akışa göre hazırlanmadığı için sözleşme kapsamında istenilen danışmanlık hizmeti kapsamında değerlendirilemeyeceği ve bu nedenle davacının ödemiş olduğu 3.000 USD tutarındaki avansın tamamını geri talep etme hakkı olduğu belirtilmiştir. Bu haliyle öncelikle taraflar arasındaki sözleşme uyarınca davalının üstlendiği edimler ile, dosyaya sunulan ve uyuşmazlığa konu sözleşme dolayısıyla yapıldığı iddia olunan hizmetler tekrar alanında uzman bilirkişilerce incelenerek davalının yapılan bu hizmetler karşılığında ücrete hak kazanıp kazanmadığını şüpheye mahal bırakılmaksızın tespiti gerekmektedir. Nitekim bu konuda her iki heyet raporu arasında çelişki açık olup, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 281/3. maddesi uyarınca raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi ve maddi gerçeğin açıklığa çıkarılması açısından dosyanın yeni bir bilirkişi heyetine tevdii edilmesi gereklidir. Kabule göre ise; uyuşmazlık ile ilgili olarak Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce 2015/906 esas 2015/807 karar sayılı ilamı ile verilen yetkisizlik kararı sonucunda yargılamanın dosyanın tevzi edildiği İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/1 esas sayılı dava dosyası üzerinden devam ettiği ve yargılama sonucunda vekalet ücretine hükmedileceği nazara alındığında, mahkemece uyuşmazlığa konu istemle ilgili olarak değerlendirmenin yapıldığı 22.03.2018 tarihli ilamda vekalet ücretinin ilişkin karar verilmesinin dosya kapsamına uygun olduğu anlaşılarak istinaf yoluna başvuran davalı – karşı davacı vekilinin bu yöndeki itirazlarının yerinde olmadığı anlaşılmaktadır. Aynı zamanda, Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce 2015/906 Esas 2015/807 Karar sayılı ilamı ile verilen yetkisizlik kararının 21.12.2015 tarihinde kesinleştiği, dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesinin istendiğine dair davacı vekilince sunulan beyan dilekçesinin yazı işleri müdürlüğü tarafından 22.12.2015 havale tarihi ile dosya arasına alındığı, 6100 sayılı HMK ‘nin 20. maddesi uyarınca yetkisizlik kararı verilmesi halinde süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak ilamın kesinleşmiş olması halinde kararın kesinleştiği tarihten itibaren 2 hafta içerisinde kararı veren mahkemeye başvurarak dava dosyasının yetkili mahkemeye gönderilmesinin talep edilmesi gerektiği kanunun amir hükmünden anlaşılmakla; istinaf yoluna başvuran davalı – karşı davacı vekilinin aksi yöndeki itirazlarının da yerinde olmadığı anlaşılmaktadır. O halde mahkemece yapılması gereken iş; 6100 sayılı HMK’nin 266 ve devamı madde hükümlerine uygun olarak seçilecek konusunda uzman bilirkişiler kurulunca inceleme yapılmak suretiyle bilirkişi heyetinden itirazı karşılar mahiyette ve davalının uyuşmazlığa konu sözleşmeden kaynaklı edimlerinin yerine getirip getirmediği, yerine getirilmiş olması halinde işbu edimlerin karşılığı bedelin şüpheye mahal bırakılmaksızın tespitinin sağlanarak hüküm ihdası yoluna gidilmesidir.Açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK 353/1.a.6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, dairemizin kararına uygun şekilde yargılama yapıldıktan sonra yeniden karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine iadesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı ve davalı tarafın istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin, 2016/1 Esas, 2018/381 Karar ve 22/03/2018 tarihli kararının HMK’nun 353/1a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılamak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İadesine, 4-Harçlar Kanunu gereğince davacı ve davalı tarafından ayrı ayrı yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye GELİR KAYDINA, ayrı ayrı yatırılan istinaf karar harcının talep halinde davacı ve davalı tarafa İADESİNE, 5-Davacının ve davalının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-g bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.23/03/2022