Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/651 E. 2022/346 K. 23.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/651
KARAR NO: 2022/346
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/921
KARAR TARİHİ: 23/03/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin iflasına karar verilmesi üzerine İstanbul Anadolu … İflas Müdürlüğü’nün … iflas sayılı dosyasına müvekkili alacağının kaydı için 27/02/2017 tarihli dilekçe ile talepte bulunduğunu, 110 kayıt numarası ile kaydedilen müvekkil alacağının dayanak belgelerinin iflas idaresince incelenmesi neticesinde toplam 936.292,48 TL’lik alacağın, müflis tarafından borcun bir kısmının kabul edildiğini ancak iflas idaresince alacağın miktarının yargılamayı gerektirdiğinden bahisle tamamının reddine karar verildiğini, verilen kararın hukuka aykırı olduğunu beyan ederek 936.292,48 TL alacağın davalı müflis şirketin iflas masasına kaydına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın öncelikle süre yönünden reddedilmesi gerektiğini, davacı tarafından alacağın kayıt kabulü ile iflas idaresine başvurulduğunda alacakla ilgili müflisin sorgusunun alındığını, alacaklının beyanı, belgeleri, şirket kayıtlarının incelendiğini ve masaya kaydedilen alacağın tamamının reddine karar verildiğini, iflas masasının kararının hukuka uygun olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; “Dava konusu alacağa dayanak yapılan her biri 31/08/2010 keşide tarihli 16/04/2011, 21/05/2011, 18/06/2011, 16/07/2011, 20/08/2011 vade tarihli 50.000’00 er TL bedelli ve 17/09/2011 vade tarihli 40.920,00 TL bedelli toplam altı adet bononun davacı şirkete ait ticari defterlerde 02/09/2010 tarihinde müflis şirkete alacak kayıt edildiği yani davacının alacağına karşılık tahsil edilmek üzere davalı müflis şirketten alındığı ve yasal defterlere bu şekilde kayıt edildiği, bonoların tahsil edildiğine dair defterlerde herhangi bir kayıt yada başkaca yazılı bir delil bulunmadığı gibi, bonoların halen davacının elinde olduğu mali bilirkişi incelemesi sonucunda tespit edilmiştir. Davacı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı bulunan iş bu yazılı bonolar dışında davacının müflis şirketten aldığı; 15/01/2011 vadeli 40.000.00 TL bedelli, 25/04/2011 vadeli 50.000.00 TL bedelli, 17/05/2011 vadeli 25.000.00 TL bedelli, 23/05/2011 vadeli 50.000.00 TL bedelli, 20/06/2011 vadeli 50.000.00 TL bedelli, 25/07/2011 vadeli 50.000.00 TL bedelli olmak üzere toplam 265.000.00 TL lik çek ve bononun halen davacı elinde bulunduğu ve bunların ödendiğine dair de davalı iflas idaresi tarafından herhangi bir yazılı delil sunulmadığı gibi, müflis şirketin yasal defter, kayıt ve dayanaklarında davaya dayanak olan iş bu bono ve çeklerin kayıtlı olmadığı gibi bunların ödendiğine dair de bir kayıt bulunmadığı tespit edilmiştir. Yapılan yargılama sonucunda alınan bilirkişi raporu ve dosya kapsamındaki tüm delillere göre; davacının davalı müflis şirketten çek ve bonolardan kaynaklı 555.920.00 TL asıl alacağı ile müflis şirketin iflas tarihine kadar işlemiş 390.959,04 TL faiz alacağı olmak üzere toplam 946.879,04 TL alacağı bulunduğu tespit edilmiş ise de, taleple bağlılık ilkesi uyarınca davanın 936,292,48 TL alacak yönünden kabulü gerektiği sonucuna varılarak…” gerekçesiyle, “Davanın kabulü ile; 936.292,48 TL alacağın Müflis … A.Ş’nin İstanbul Anadolu … İflas Müdürlüğündeki iflas masasına kayıt ve kabulüne” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili yasal süre içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; 6100 sayılı HMK md. 222/2, 222/4 hükmü ve bilirkişi raporundaki davacı defterlerinin usulüne uygun tutulmadığı tespiti bir arada değerlendirildiğinde davacı defterlerinin delil olarak kabul edilemeyeceğini, yine raporda “davalı müflis şirketin 2014 ve 2016 yılları arasındaki ticari defterlerinde ise dava konusu bono ve çeklerin kayıtlı olduğunu gösteren muhasebe kayıtlarına rastlanmamıştır.” denilerek müflis şirkette kayıt kabul talep edilen alacak ile ilgili herhangi bir kayıt bulunmadığının dile getirildiğini, bu tespit ve yasal düzenlemelere rağmen verilen kararın hatalı olduğunu beyan ederek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nun 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re’sen gözetilmiş ayrıca HMK’nun 357. maddesindeki “İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz” kuralı nazara alınmıştır.Dava, İİK 235. maddesi gereğince açılmış olan sıra cetveline itiraz (kayıt kabul) davasıdır. İİK 235. maddede, sıra cetveline itiraz edenlerin, cetvelin ilanından itibaren 15 gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecbur oldukları, 223. maddenin üçüncü fıkrası hükmünün mahfuz olduğu belirtilmiştir. Maddede düzenlendiği üzere, sıra cetveline itiraz davası açma süresi 15 gündür. Süre, sıra cetvelinin ilanından itibaren başlar. İİK 166. maddedeki gazetelerde yapılan ilanlardan en son ilan tarihinden itibaren işlemeye başlar. İflas masasına alacak yazdırırken, tebligatı kabule elverişli adres gösterilerek, Adalet Bakanlığınca çıkarılan tarifede gösterilen yazı ve tebliğ giderlerini avans olarak vermek suretiyle, İflas idaresince alınacak kararların kendisine tebliğ edilmesini istemiş olan alacaklılara, alacaklarının kabul veya ret edildiği ayrıca tebliğ edilir (İİK 223). Bu alacaklılar için sıra cetveline itiraz davası açma süresi, sıra cetvelinin ilanından itibaren değil, bu tebligatın yapıldığı tarihten itibaren işlemeye başlar. Somut olayda, İstanbul Anadolu … İcra Dairesi’nin … İflas dosyası dosyası ile ilgili vermiş olduğu 07/09/2017 tarihli cevabı yazısına göre, davacı vekili 27/02/2017 tarihinde … kayıt numarası ile iflas masasına 936.292,48 TL alacak için kayıt yaptırarak 50,00 TL tebligat masrafını yatırmış, iflas dairesince düzenlenen sıra cetvelinde alacağın tamamı reddedilmiştir. Sıra cetveli davacı vekiline 23/08/2017 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davacı vekili tarafından tebligat masraf avansı yatırıldığından 15 günlük yasal sürenin tebliğ tarihinden itibaren hesaplanması gerekmektedir. Davanın 05/09/2017 tarihinde yasal 15 günlük hak düşürücü süre içerisinde açıldığının anlaşılması üzerine işin esasının incelenmesine geçilmiştir.Müflis … A.Ş’nin, İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/272 E. 2016/764 K. sayılı kararıyla 19/10/2016 tarih itibariyle iflasına karar verilmiştir. UYAP sisteminde yapılan incelemede kararın Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 05/03/2020 tarihli 2017/994 E. 2020/1552 K. sayılı ilamı ile onandığı, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 20/01/2021 tarihli 2020/1950 E. 2021/142 K sayılı ilamı ile karar düzeltme isteminin reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Davacı alacağına dayanak olarak 1 adet çek ve 11 adet bono sunmuştur. -Çek … Bankası AŞ Tuzla Tersane Şubesine ait keşidecisi müflis şirket, lehtarı davacı şirket olan 17/05/2011 keşide tarihli ve 25.000,00 TL bedellidir. -03/03/2010 keşide 15/01/2011 vade tarihli 40.000,00 TL bedelli, 10/06/2010 keşide 25/04/2011 vade tarihli 50.000,00 TL bedelli, 10/06/2010 keşide 23/05/2011 vade tarihli 50.000,00 TL bedelli, 10/06/2010 keşide 20/06/2011 vade tarihli 50.000,00 TL bedelli, 10/06/2010 keşide 25/07/2011 vade tarihli 50.000,00 TL bedelli 5 adet bononun keşidecisi müflis şirket, lehtarı … olup bedelinin “hizmet olarak” alındığı, lehtar tarafından davacı şirkete ciro edildiği, -31/08/2010 keşide 16/04/2011 vade tarihli 50.000,00 TL bedelli, 31/08/2010 keşide 21/05/2011 vade tarihli 50.000,00 TL bedelli, 31/08/2010 keşide 18/06/2011 vade tarihli 50.000,00 TL bedelli, 31/08/2010 keşide 16/07/2011 vade tarihli 50.000,00 TL bedelli, 31/08/2010 keşide 20/08/2011 vade tarihli 50.000,00 TL bedelli, 31/08/2010 keşide 17/09/2011 vade tarihli 40.920,00 TL bedelli 6 adet bononun keşidecisi müflis şirket, lehtarı davacı şirket olup bedelinin “hizmet olarak” alındığı belirtilmiştir. Yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde tanzim olunan raporda özetle; davacı şirketin 2010 yılı yevmiye defterinin kapanış tasdikinin bulunmadığı, envanter defterinin ise ibraz edilmediği bu durumda defterlerinin birbirini teyit ettiğinin ifade edilmesinin mümkün olmadığı, davacının 31/12/2010 tarihi itibariyle davalı müflis şirketten herhangi bir alacağı veya borcunun görünmediği, her biri 31/08/2010 keşide tarihli olan 16/04/2011 vade tarihli 50.000,00 TL bedelli, 21/05/2011 vade tarihli 50.000,00 TL bedelli, 18/06/2011 vade tarihli 50.000,00 TL bedelli, 16/07/2011 vade tarihli 50.000,00 TL bedelli, 20/08/2011 vade tarihli 50.000,00 TL bedelli ve 17/09/2011 vade tarihli 40.920,00 TL bedelli toplam 290.920,00 TL bedelli 6 adet bononun davacı defterlerinde kayıtlı olup karşılıksız kaldığı ancak bunlar dışında diğer bonoların ve çekin davalıdan alacaklarına karşılık alındığına dair davacı şirket defterlerinde herhangi bir muhasebe kaydına rastlanmadığı, toplam 290.920,00 TL bedelli 6 adet bono nedeniyle iflas tarihine kadar işlemiş faizin 202.709,49 TL olduğu ve bu durumda toplam alacağın 493.629,49 TL hesap edildiği, davacı defterlerinde kayıtlı olmayan çek ve bonolar dahil edilerek hesaplama yapıldığında ise 1 adet çek ve 11 adet bononun toplam bedeli 555.920,00 TL iflas tarihine kadar işlemiş faiz 390.959,04 TL olmak üzere toplam alacağın 946.879,04 TL hesap edildiği, davalı müflis şirketin 2014 yılından önceki ticari defterleri iflas müdürlüğünde bulunmadığı, 2014-2016 yılları arasındaki ticari defterlerinde ise dava konusu bono ve çeklerin kayıtlı olduğunu gösteren muhasebe kaydına rastlanmadığı yönünde görüş bildirilmiştir. Dava, kayıt kabul istemine ilişkin olduğundan, ispat yükü alacaklı olduğunu iddia eden davacı üzerindedir. Ancak davacı tarafından sadece çek ve bonolar sunulmuş, defterleri üzerinde yapılan incelemede ticari defterlerinin lehine delil vasfına sahip olmadığı tespit edilmiş, alacağın varlığını gösteren başkaca bir kayıt sunulmamıştır. Buna rağmen mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş olması hatalıdır. Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 08/12/2014 tarihli 2014/10328 E. 2014/7923 K. sayılı ilamında; “…kayıt kabul davalarında, ispat yükü kural olarak, hakkının tanınmasını isteyen davacı alacaklıda olup, davacı alacağının mevcudiyetini gerçek bir hukuki ilişkiye dayandığını sonradan düzenlenmesi mümkün olmayan ve birbirini doğrulayan delillerle ispatlaması gerekir. Kambiyo senetleri kural olarak illetten mücerret sayılsalar da, bunlar tek başına alacağın varlığını ispat yeterli olmayıp, bunlara dayalı olarak iflas masasına kayıt isteyen alacaklının alacağını, yukarıdaki ilkelere göre ispatlaması gerekir. Çeklerin ve bonoların hangi alacak nedeniyle verildiği dayanağı davacı yanca kanıtlanmalıdır. 818 sayılı BK’nın 182. maddesine göre aksine sözleşme ya da örf yoksa satım sözleşmesinde taraflar edimlerini aynı anda ifa ederler. Çek de bir ödeme vasıtası olup, mevcut bir borcun tasfiyesi amacı ile verilir. Davacının davalıya iflasından önce satıp teslim ettiğini bildirdiği mallara ait belgeler sunulmalıdır. Bu durumda kayıt başvurusunda bulunulan çeklerin ve bonoların hangi hukuki ilişkiye dayanarak elinde bulundurulduğuna dair delillerinin ibrazı için süre verilmek ve varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir hüküm kurulmak gerekir…” denilmiştir. Kural olarak kıymetli evrakın illetten mücerret olması nedeniyle temel ilişkiden ayrı olarak tek başına senetten kaynaklanan hak talep edilebilir. Bono, mücerret borç ikrarı içeren bir kambiyo senedi olup bonoyu düzenleyen ile bononun lehtarı arasında bononun verilmesine neden olan hukuki işlemle bağlı değildir. Ancak bonoya bedel kaydı konulabilir. Böyle bir kayıt olması durumunda bononun bu nedenle düzenlendiği kabul edilecektir. Davacının alacağına dayanak olarak sunmuş olduğu bonolarda da “hizmet olarak” bedel kaydı yer almaktadır. Bu durumda davacı tarafından verilen hizmet karşılığında dava konusu bonoların düzenlendiğinin kabulü gerekmektedir. Yukarıda belirtilen emsal ilam ve açıklamalar ışığında, her ne kadar davacı alacağı çek ve bonolara dayanıyor olsa da, müflis ile mevcut ilişkinin ve alacağın ispat edilmesi gerekmektedir. Bu nedenle gerek davacının lehtar olarak elinde olan bonolar ve çek, gerekse ciro yoluyla devredilen bonolar yönünden bu ispat sağlanmalıdır. Davacı şirket defterlerinin yukarıda yer verilen bilirkişi raporunda ifade edildiği gibi lehine delil vasfını taşımadığı sabittir. Bu durumda davacıya çeklerin ve bonoların hangi hukuki ilişkiye dayanarak elinde bulundurulduğuna dair delillerinin ibrazı için süre verilmesi, müflis şirketin 2010 ve 2011 yıllarına ilişkin ticari defterlerinin nerede olduğu yönünde iflas idare memurlarının ve davalı iflas idare vekilinin beyanlarına başvurularak müflis şirket defterlerinin incelenmesi, yine bir kısım bonoların davacı şirkete ciro ile devredildiği anlaşılmakla lehtar konumunda olan dava dışı …’a ait ticari defter ve kayıtlar ile müflis şirket kayıtlarında inceleme yaptırılması, davacı şirket ile dava dışı … arasındaki ilişkinin belirlenmesi suretiyle davacının alacaklı olup olmadığı ve varsa alacak miktarının tereddüte mahal vermeyecek şekilde tespit edilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinden, mahkemece eksik inceleme neticesinde verilen karara karşı davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK 353/1.a.6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, dairemizin kararına uygun şekilde yargılama yapıldıktan sonra yeniden karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine iadesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/921 E. 2018/616 K. Sayılı 23/05/2018 tarihli kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1.a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahal mahkemesine İADESİNE,3-Davalı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına, 4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine,5-Davalının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1.g bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.23/03/2022