Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/631 E. 2022/295 K. 09.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/631
KARAR NO: 2022/295
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ:İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2014/1810 Esas
KARAR NO: 2018/669
KARAR TARİHİ: 26/06/2018
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
KARAR TARİHİ: 09/03/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalıların yapılan inşaat nedeniyle oluşan borçlarını dava dışı kooperatiften temlik aldığını, protokol ve temlik sözleşmesi uyarınca ödenmeyen alacağın tahsili amacıyla icra takibi başlattıklarını iddia etmiş; davalı ise, kooperatifin borcundan dolayı kendisinin sorumlu tutulamayacağını, kat mülkiyetine geçilmiş olduğunu, ferdi mülkiyete geçilene kadar tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini ve borcunun bulunmadığını savunmuştur
CEVAP: Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde: davalıya ait daire kat mülkiyeti ile verdiği mülkiyete geçmiş olup kooperatif borcundan dolayı sorumlu tutulamayacağı, tasfiye halindeki kooperatife ek bütçe yapıp üyelerinin borçlandırma yetkisinin bulunmadığı kooperatif ana sözleşmesinde yönetim kurulu üyelerinin kendi kusurlarından ileri gelen zarardan müteselsilen sorumlu olduğu belirtilerek davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece ” hukuki niteliği itibari ile cari hesap alacağından kaynaklanan icra takibine yapılan itirazın iptali davasına ilişkindir.İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası getirtilerek dosyamız içine konmuştur. İcra takibi incelendiğinde, ödeme emrinin 11/03/2013 tarihinde borçlu/davalıya tebliğ edildiği, borçlunun 14/03/2013 tarihinde borca ve faize itiraz ettiği ettiği, hem icra takibine itirazın hem de iş bu itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, uyuşmazlığın borca, faize kısaca esasa ilişkin olduğu, icra müdürülüğünün yetkisine bir itirazın olmadığı anlaşılmıştır. İddiaya konu 06/12/2012 tarihli protokolün arsa sahipleri …, … ve davacı … ile dava dışı … Kooperatifi arasında imzalandığı, sözleşmenin konusunun davalardan doğan borçların tasfiyesi olduğu, kooperatifin arsa sahiplerine borcunun alacaklar mahsup edildikten sonra 1.200.000,00 TL bakiye olduğu konusunda tarafların mutabık olduğu, borcun üyelerden 01/01/2013 tarihinde başlamak üzere 12 eşit taksit ile ödeneceğinin belirtildiği, her üyenin protokol konusu borcun 5.797,10 TL’sinden sorumlu olduğu, senet vermekten kaçınan kooperatif üyeleri için aynı miktarda temlik sözleşmesi düzenleneceğinin kararlaştırıldığı; 04/01/2013 tarihli temlik sözleşmesi ile; 06/12/2012 tarihli protokole istinaden temlik sözleşmesinin düzenlendiği, temlik verenin kooperatif, temlik alanın ise davacı olduğu, 11/11/2012 tarihli kooperatif olağan üstü genel kurulunun 5. ve 6. maddeleri gereğince ödenmesine karar verilen 5.797,10 TL’nin temliğe konu edildiği anlaşılmıştır. Yukarıdaki açıklamalar ışığında; genel kurul kararlarının tüm üyeler için bağlayıcı olması, 11/11/2012 tarihli olağanüstü genel kurulda üyelerin oy birliği ile almış olduğu kararların 6. maddesi uyarınca yönetim kuruluna ”kooperatif aleyhine sonuçlanıp kesinleşen ve halen devam eden davalarla ilgili olarak yönetim kuruluna yetki verilmesine, ödemelerin belirlenmesi için yönetim kuruluna arsa sahipleri adına … ile en fazla 1.200.000,00 TL’ye kadar sözleşme yapma ve ödeme yapma yetkisi verilmesi” şeklinde yetki verilmiş olduğu, bu yetki çerçevesinde kooperatif yönetim kurulunun protokol ve temlik sözleşmeleri yaptığı, kooperatif üyesi olan davalının yukarıda açıklanan nedenlerle 5.717,84 TL asıl alacak 84,34 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 5.802,18 TL borçlu olduğu anlaşıldığından davanın bu kapsamda kısmen kabulüne ”dair karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafça ileri sürülen davaların ferdi mülkiyete geçtikten sonra açıldığı ve ferdi mülkiyete geçen üyelere sorumluluğun yükletilemeyeceği, davalının kooperatifin ferdi mülkiyete geçene kadar tüm aidat borç ve yükümlülüklerini ödediği, dolayısıyla herhangi bir borcunun bulunmadığı, yargıtay kararına göre de ferdi mülkiyete geçen kooperatiflerde üyelerinin şahsi sorumlu olamayacağı belirtildiği, basiretli, dürüst davranmayan ve tasfiyesi bir türlü gerçekleşmeyen kooperatifin kat mülkiyetine geçmesinden sonra hiçbir surette üyeleri borçlandıramayacağı ve bu nedenle açılan davanın reddini gerektiği, davalıya herhangi bir ihtarda da bulunulmadığından faizin hesaplanamayacağı belirtilerek mahkemece verilen kararın kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, 11/11/2012 tarihli kooperatif olağanüstü genel kurulu kararı uyarınca yapılan borçlandırma işlemi nedeniyle davalı aleyhine başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davanın açıldığı İstanbul Anadolu 25. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce yapılan yargılama sonucunda 11.09.2014 tarih ve 2013/1494 Esas 2014/364 Karar sayılı ilamı ile davaya konu uyuşmazlıkta 1163 sayılı kooperatifler yasasının 99. Maddesi uyarınca görevli mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye ticaret mahkemesi olduğu belirtilerek görevsizlik kararı verilmiş, bu kararın 12.11.2014 tarihinde kesinleşmesi üzerine yargılamaya İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/1810 Esas sayılı dava dosyası üzerinden devam etmiştir İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası incelendiğinde; davacı tarafından, davalı aleyhine, 06.12.2012 tarihli temlik sözleşmesine istinaden 5.797,00 TL asıl alacak, 121,50 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 5.918,50 TL borcun ödenmesi amacıyla 01/03/2013 tarihinde icra takibi başlatıldığı, davalının yasal süresinde ödeme emrine itiraz ettiği, davanın yasal 1 yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Takip dosyasında yer alan 04.01.2013 tarihli temlik sözleşmesinin incelenmesinde; temlik edenin dava dışı … Kooperatifi ve temlik edenin davacı … olarak belirtildiği, sözleşmenin konusunun temlik edenin 11.11.2012 olağanüstü genel kurul toplantısında oy birliğiyle alınan 5 ve 6 numaralı kararlar gereği borçlusunun temlik edene ödemesi gereken 5.797 TL tutarın 01.01.2013 tarihi itibari ile doğan alacağın temellük edene devredilmesine ilişkin koşulların düzenlendiği ve işbu temlik sözleşmesinin taraflar arasındaki 06.12.2012 tarihli protokolün ayrılmaz bir parçası olduğu belirtilmiştir . Dava dışı … Yapı Kooperatifinin 11.11.2012 tarihli olağanüstü genel kurul kararı: dosya içerisinde yer alan bilgi ve belgeler ile bilirkişi tarafından yapılan tespitler uyarınca, olağanüstü genel kurul toplantısı tutanağını içeren çağrı mektuplarının 10.10.2012 tarihinde 98 üyeye iadeli taahhütlü olarak gönderildiği, aynı tarihte 99 üyeye imza karşılığı tebliğ edildiği ve bu haliyle ortaklar kayıt defterine kayıtlı 197 ortaktan 57 ortağın asaleten, 38 ortağın vekaleten katılımı ile 95 ortağın olağanüstü genel kurulda hazır bulunduğu, gündem maddesinin 5. Maddesinde Kooperatif aleyhine kesinleşip sonuçlanan davalar ile ilgili olduğu ve görüşmeler sonucunda kooperatif aleyhine sonuçlanıp kesinleşen ve halen devam eden davalarla ilgili olarak anlaşma sağlanması konusunda yönetim kuruluna yetki verilmesi ve ödemelerin belirlenebilmesi için yönetim kuruluna arsa sahipleri adına …’a en fazla 1.200.000 TL’ye kadar sözleşme yapma ve ödeme yapma yetkisi verilmesine dair oy birliğiyle karar verildiği belirtilmiştir.Olağanüstü genel kurulun 6. maddesinde toprak sahipleri ile kesinleşen davalarda icra takiplerinin ödenmesine karar verildiğini ödeme şekline göre; 1-Her üyenin kooperatif merkezinde 12 adet senet imzalayarak en geç 15.12.2012 tarihine kadar kooperatife teslim edileceği, 2-Senetler belirlenen tarihe kadar teslim edilmez ise borcun tamamı için icra işlemi başlatılacağı, 3-Senetlerden 2 adedinin ödenmemesi durumunda borcunun tamamının muaccel olacağı, bu nedenle tüm üyelerin belirlenen tarihe kadar senetleri imzalayarak kooperatife teslim etmeleri gerektiği belirtilmiştir. 06.12.2012 tarihli protokol; protokol taraflarının arsa sahipleri ile dava dışı kooperatif olduğu ve konusunun taraflar arasındaki davalardan doğan borcunun tasfiyesi işleminine ilişkin olduğu ve buna göre Kadıköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2009/950 E sayılı dosyasında arsa sahipleri tarafından Kartal İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında 827.558 TL asıl alacak, 65.542 tahsil harcı, 22.729 TL takip sonrası faiz, 43.879 TL icra vekalet ücreti, 45 TL masraf ve takibe konulmayan davayla ilgili olarak vekalet ücreti, işlenmiş faiz olmak üzere 38.105 TL’nin toplamı sonucunda 997.855 TL, Kadıköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2007/757 Esas sayılı dosyasında arsa sahipleri tarafından kooperatif aleyhine Kartal … İcra müdürlüğünün 2012/5493 sayılı dosyasında icra takibi yapıldığı ve takipte kesinleşen miktar 129. 050 TL, tahsil harcı 5.110 TL, takip sonrası faiz 3.741 TL, icra vekalet ücreti 12.193 TL masraf 25 TL ve takibe konulmayan vekalet ücreti,işlemiş faiz ve birlikte 11.049 TL’nin toplamı sonucunda 161.168 TL, Kadıköy 3.Asliye Ticaret Mahkemesi 2007/892 esas sayılı dosyasında arsa sahipleri tarafından kooperatif aleyhine Kadıköy … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile ilamlı takip yapıldığı ve takipte kesinleşen miktar 71.713 TL, tahsil harcı 5.679 TL, takip sonrası faiz 4.330 TL, icra vekalet ücreti 7.797 TL ve masraf 60 TL olmak üzere toplam 89.570 TL olduğu anlaşılmaktadır. Kooperatif tarafından arsa sahipleri aleyhine Kartal … İcra müdürlüğünün … sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığı ve arsa sahipleri tarafından kooperatif aleyhine Kartal 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2012/900 Esas sayılı dava dosyasıyla iflas davası açıldığı, yargılamanın devam ettiği, protokolün 4. maddesi uyarınca kooperatif ve arsa sahipleri arasında alacaklar mahsup edildikten sonra tarafların 1.200.000 TL bakiye ile mutabık kaldığı, sözleşmenin 5. maddesine göre 1. 200.000 TL’lik borcunun üyelerden 01.01.2013 tarihinde başlamak üzere vade farkı olmaksızın aylık 12 eşit taksit ile senet halinde ödeneceği, böylelikle her kooperatif üyesinin borçtan şahsen sorumlu olduğu ve sözleşme konusu borcu 5.797,10 TL’sinden sorumlu olduğu, senet vermekten imtina eden kooperatif üyeleri için kooperatifin bu miktar yani 5.797,10 TL’lik temlik sözleşmesiyle arsa sahiplerinden davacı …’a yazılı temlik vereceği ve kooperatif üyelerinin senetleri teslim ettikten ve senet vermeyenlerin arsa sahiplerinden davacıya alacaklarını temlik ettikten sonra iş bu protokol kapsamında borçtan kurtulacağı, sonrasında ise arsa sahipleri lehine taşınmaz üzerinde ipoteklerin kaldırılması amacıyla kurulu açılan ve derdest olan Kartal 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2011/198 esas sayılı dosyasının temyizinden feragat edileceği ve tapunun … ada … parsel , … ada … parsel üzerindeki ipoteklerin kaldırılacağı, arsa sahipleri tarafından kooperatif aleyhine açılan Kartal 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2012/900 E. sayılı dosyasında arsa sahiplerinin davadan feragat edeceği, taraftarın ileriye dönük protokol şartları gerçekleştiğinde sulh olacağını ve protokol kapsamındaki davalara ilişkin olarak masraf ve vekalet ücreti dahil olmak üzere herhangi bir hak ve alacakların kalmayacağı ve birbirlerini ibra edeceği, protokolün imzalanması ile taraflar arasındaki imzalanan tüm sözleşmelerin hükümsüz olduğu bilirkişi raporunda tespit edilmiştir. Bilirkişi tarafından düzenlenen raporda özetle; 11.11.2012 tarihinde olağanüstü genel kurul kararının alındığı ve tüm üyeler için bağlayıcı olduğu, işbu genel kurul toplantısı tutanağının 6. maddesinde yönetim kuruluna verilen kooperatif aleyhine kesinleşen ve halen devam eden davalarla ilgili olarak yönetim kuruluna yetki verilmesine, ödemelerin belirlenmesi için yönetim kuruluna arsa sahipleri adına … ile en fazla 1.200.000 TL’ye kadar sözleşme yapma ve ödeme yapma yetkisi verilmesine dair karar alındığı, borçlanma işleminin yapılmış olması nedeniyle takip tarihi itibari ile davalının ödemesi gereken tutar ve faizin hesaplandığı, kooperatifin olağanüstü genel kurulunda gündem maddesinin 5. maddesi de belirtildiği ve yönetim kurulu arsa sahipleri ile borcun tasfiyesi ve borç ödemesini koşullarını içeren protokolün 06.12.2012 tarihinde imzalandığı, üyelerin aksi şart koymadan oy birliğiyle almış oldukları genel kurul kararı uyarınca protokolde belirtilen Kartal 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2009/591, Kadıköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2007/757 Esas sayılı ve Kartal 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2007/892 Esas sayılı dosyasında verilen mahkeme ilamı ile buna bağlı olarak başlatılan icra dosyasındaki kalemler incelendiğinde, arsa sahibine lehine toplam 1.248.593 TL alacağın hesaplandığı, Kartal … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası ve Kadıköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde belirlenen mahkeme ilamı nazara alındığında ise, kooperatif lehine 65.000 TL’nin hesaplandığı ve buna göre 1.248.593 TL’den kooperatif lehine 65.000 TL’nin mahsup edildiğinde kooperatif üyelerinin sorumlu olduğu miktarın 1.183.593 TL olarak hesaplandığı, iş bu miktarın 207 üyeyi pay edilmesi ile her üyenin 5.717,84 TL’den sorumlu olduğu, protokolün 5. maddesine göre ödeme tarihi olarak belirtilen 01.01.2013 tarihinden takip tarihi olan 01.03.2013 tarihine kadar %9 yasal faiz oranında işlemiş faizin 84,34 TL olarak hesaplandığı ve buna göre takip tarihi itibariyle toplam alacağın 5.802,18 TL olduğu görüş ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir. Davalı vekilince davalı taraflar olan ve daha önce kararda çıkan emsal mahkeme ilanları sunulmuş olup ,sunulan mahkeme ilamları dairemizce incelenmiş olup, işbu ilamların yasa yolu incelemesi sonucunda verilen kararlar ise aşağıda belirtilmiştir. Buna göre; İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/1660 esas ve 2016/342 karar sayılı ilamı ile davacı tarafça dava dışı kooperatif üyesi aleyhine uyuşmazlığa konu dava ile ilgili mahkemece yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiş, iş bu kararın davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 23. Hukuk dairesinin 21.09.2017 tarih ve 2015/8206 Esas 2017/2325 Karar sayılı ilamı ile ”… Dava konusu temliğin dayanağı olan 11.11.2012 tarihli olağanüstü genel kurulun 5. maddesinde yönetim kuruluna arsa sahiplerine 1.200.000,00 TL’ye kadar ödeme yapma yetkisinin oybirliği ile verildiği, yönetim kurulunun da bu yetkiye istinaden temlikname düzenleyerek davacıya verdiği sabittir. Genel kurulun iptaline ilişkin herhangi bir iddia ve ispat mevcut olmadığı için verilen bu yetkiye istinaden yapılan temliklerin de geçersizliğinden bahsedilemez. Geçerli bir yetkiye dayanarak verilen temliğin geçerli olduğu anlaşıldığından yargılamaya bu kabul üzerinden devam edilip davalının borç miktarı belirlenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.”gerekçesi ile temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına bozulmasına dair karar verilmiş ve davacı tarafça dava dışı kooperatif üyelerine yönelik açılan aynı hukuki sebebe dayalı açılan davalarda Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nce, 16.12.2020 tarih ve 2018/1200 Esas 2020/4346 Karar, 22.02.2019 tarih ve 2016/147 Esas 2019/616 Karar, 15.01.2019 tarih ve 2016/3533 Esas 2019/54 Karar, 03.12.2018 tarih ve 2016/3073 Esas 2018/5602 Karar ve 11.01.2018 tarih, 2016/2091 Esas 2018/5108 Karar ilamlarında aynı şekilde davacı yararına mahkeme kararlarının bozulmasına dair karar verildiği anlaşılmaktadır. Kooperatifler Kanununun 83. maddesinde tasfiye muamelesinin paylaştırılması düzenlenmiş olup buna göre, tasfiye haline giren kooperatifin bütün borçları ödendikten ve ortak pay bedelleri geri verildikten sonra kalan malların ancak ana sözleşmede bu husus öngörülmüş olduğu takdirde, ortaklar arasında paylaşılacağı, ana sözleşmede başka bir hal tarzı kabul edilmiş olmadıkça paylaştırmanın, dağılma anında kayıtlı ortaklar veya hukuki halefleri arasında eşit olarak yapılacağı ve ortaklara paylaşımı yapılacağına dair ana sözleşmede açıklama olmadığı takdirde tasfiye neticesinde arta kalan miktarın kooperatifleşme amacına uygun olarak harcamak üzere Türkiye Milli Kooperatifler Birliğine bırakılacağı belirtilmiştir. Davaya konu somut olayda, davalının 207 üyesi bulunan dava dışı kooperatifin üyesi olduğu, dava dışı kooperatifinin yapıldığı arsanın sahipleri olan …, … ve davacı … ile kooperatif arasında 3 adet alacak davasının arsa malikleri lehine sonuçlandığı, kooperatif ve toprak sahiplerinin iş bu davalar sonucundaki borçlar konusunda anlaşma yapmak üzere kooperatifi 11.11.2012 tarihinde olağanüstü toplantıya davet ettiği, borçlar konusu ve ilgili kooperatif aleyhine sonuçlanan davalar gündemiyle ilgili toplantının yapıldığı, toplantı nisabı ve karar nisabının sağlanarak gündemin 5. Maddesi ile kooperatif aleyhine sonuçlanıp kesinleşen ve devam eden davalar ile ilgili olarak anlaşma yapılması, bu anlaşmalar ile ilgili olarak yönetim kuruluna yetki verilmesi ve ödemenin belirlenmesi için yönetim kuruluna arsa sahipleri adına davacı ile en fazla 1.200.000 TL’ye kadar sözleşme yapma ve ödeme yapma yetkisinin oy birliği verildiği, dolayısıyla 11.11.2012 tarihli olağanüstü genel kurulunun de alınan kararın tüm üyeler için bağlayıcı olduğu, bu toplantıda verilen yetki ile 06.12.2012 tarihli yönetim kurulunun kooperatif adına arsa sahipleriyle protokol imzaladığı, bu protokolde ödemenin ne şekilde yapılacağı, senet vermekten imtina eden üyeler bakımından temlik sözleşmelerinin yapılacağının hüküm altına alındığı, bilirkişi raporunda arsa sahipleri lehine ve kooperatif lehine sonuçlanan davaların dökümü yapıldığında her ne kadar olağanüstü genel kurulda en fazla 1.200.00 TL’ye kadar yönetim kuruluna davacı ile sözleşme yapma yetkisi verilmiş ise de, kooperatif üyelerinin toplam sorumlu olduğu tutarının 1.183.593 TL olarak tespit edildiği ve iş bu miktarın 207 üyeye pay edilmesi sonucunda her üyenin 5.717,84 TL ödemekle sorumlu olduğunun anlaşıldığı, protokolün 5. Maddesi uyarınca ödeme tarihinden takip tarihine kadar işleyecek %9 oranındaki yasal faiz nazara alınarak yapılan hesaplama sonucunda 84,34 TL faiz miktarı olmak üzere toplam 5.802,18 TL’nin takip tarihi itibari ile davalı tarafça davacıya ödenmesi gerektiği yönündeki tespitin dosya kapsamına uygun olduğu anlaşılmakla; HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, hükme esas alınan ve denetime elverişli bilirkişi raporuna, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına ve davacının kusurundan kaynaklı zarar meydana geldiği yönündeki iddianın ispatlanamadığı anlaşılmakla; kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b.1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine dair karar verilmiştir. Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 14/09/2021 tarihli 2021/10 E. 2021/61 K. sayılı ilamında; 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 2. maddesinde ifade edilen (1) sayılı tarifenin 1/e bendinde belirtilen işin esasının hüküm altına aldığı kararlardan anlaşılması gerekenin, ilk derece mahkemesi yerine geçilerek verilen ve icra kabiliyeti söz konusu olan kararlar olduğu, ilk derece mahkeme kararlarına dair istinaf başvurusunun esastan reddi yönündeki kararların ise icra edilebilir karar niteliğinde olmadığı için maktu harca tabi olduğu ifade edilmiştir. Somut dosya yönünden Dairemizce yapılan inceleme neticesinde verilen istinaf başvurusunun esastan reddi kararı icra edilebilir bir karar niteliğinde değildir ve ilk derece mahkemesi kararının geçerliliği devam etmektedir. İlk derece mahkemesi kararı kaldırılarak esas hakkında yeni bir karar verilmediği için emsal ilamda açıklanan hususlar Dairemizce de uygun bulunarak, davalı yönünden istinaf karar harcının maktu olarak belirlenmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Kanunu gereğince davalıdan alınan 98,10 TL’nin başvuru harcının hazineye GELİR KAYDINA,3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL’nin istinaf maktu karar harcının, davalı tarafından yatırılan 100,90 TL harçtan mahsubu ile kalan20,20 TL’nin ilk derece mahkemesince davalıya İADESİNE,4-İstinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, 5-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davalıya ilk derece mahkemesince iadesine,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1.a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy çokluğu ile karar verildi.09/03/2022
MUHALEFET ŞERHİ 492 sayılı Harçlar Yasası’ nın 2. maddesinde “Yargı işlemlerinden bu kanuna bağlı (1) sayılı tarifede yazılı olanların yargı harçlarına tabi olduğu ” belirtilmiştir. Harçlar Kanunu Genel Tebliği , (1) Sayılı Tarife Yargı Harçlarının III- karar ve ilam harcı başlıklı 1/a maddesinde “Konusu belli bir değerle ilgili bulunan davalarda esas hakkında karar verilmesi halinde hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu değer üzerinden binde 68.31 oranında nisbi harç alınacağı”, 1/e maddesinde “(değişik:5235/m. 52) yukarıdaki nispetlerin Bölge Adliye Mahkemeleri, Bölge İdare Mahkemeleri, Danıştay ve Yargıtay’ın tasdik veya işin esasını hüküm altına aldığı kararları içinde aynen uygulanacağı” belirtilmektedir. Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 27.12.2021 tarih ve 2021/9035 E 2021/7367 K sayılı ilamında da ”… Bölge Adliye Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan temyiz başvurusu üzerine HMK’nın 344 maddesi uyarınca, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekiline usulüne uygun şekilde tebliğ edilen muhtıra kapsamında 1 haftalık kesin süre içerisinde gerekli harç ve giderlerin yatırılmadığı gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesince HMK’nın 366/1 maddesi yollamasıyla aynı Kanun’un 344/1 maddesi uyarınca davacının temyiz başvurusunun yapılmamış sayılmasına ilişkin olarak verilen 05/11/2021 tarihli ek kararda hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK’nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi 05/11/2021 tarihli ek kararının onanmasına ”dair karar verildiği nazara alındığında; nispi değere tabi bulunan davalarda, davanın kabulüne/kısmen kabulüne ilişkin ilk derece mahkemesi kararı aleyhine davalı tarafça istinaf yasa yoluna başvurulması halinde Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf başvurusunun esastan reddi ile nispi karar ve ilam harcına hükmedilmesi gerektiği düşüncesiyle, sayın çoğunluğun bu konuya ilişkin görüşüne katılmamaktayım.