Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/623 E. 2022/382 K. 30.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/623
KARAR NO: 2022/382
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2014/113
KARAR NO: 2018/384
DAVA TARİHİ: 27/03/2014
KARAR TARİHİ: 19/03/2018
DAVA: İtirazın İptali (Sigorta Poliçesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 30/03/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili … A.Ş.’nin Yakuplu – Büyükçekmece adresinde yerleşik … Benzin İstasyonunun sahibi ve işletmecisi olduğunu, 11/11/2013 tarihli … numaralı sevk irsaliyesine istinaden istasyona getirilen 3994 lt (net) Kurşunsuz Benzin 95 Oktan ve 5992 LT (net) Kurşunsuz Benzin 97 Oktan cinsi yakıtın yer altı tanklarına hatalı boşaltım yapıldığını, bu durum fark edildiğinde hemen işlemin durdurulduğunu, … (…) cihazından çıkartılan tank ölçüm raporuna göre kurşunsuz benzin 95 oktan cinsi yakıtın 1400 litresinin sehven “…” deposuna boşaltıldığını, “…” deposunda farklı iki yakıt cinsinin karışması nedeniyle bozuk ve kullanılamaz nitelikte ve karışık muhteviyatta bir yakıt meydana geldiğini ve aynı gün hem … A.Ş.’ye hem de davalı … Sigorta A.Ş. hasar servisi yetkilileri aranarak bilgi verildiğini, davalı … Sigorta A.Ş./… Anonim Şirketi’ne yapılan ihbara binaen … isimli ekspertizin müvekkili şirkete ait akaryakıt istasyonuna gelerek, dolum öncesi-dolum sonrası raporları, ilgili sevkiyatın irsaliyesini, tank durum raporlarını gösterir belgelerin fotokopilerini alarak bir rapor oluşturduğunu ancak sözkonusu rapor da dahil olmak üzere müvekkili şirkete hiçbir bilgi ve belge verilmediğini, ihbar tarihi olan 11/11/2013’den bu yana mevcut zarara ilişkin davalı şirketçe müvekkiline hiçbir ödeme yapılmadığını, tanka yanlış yakıt boşaltılması sonucu meydana gelen zararın tespiti için Büyükçekmece 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2013/139 D. İş no.’lu dosyası ile “Delil Tespiti” talebinde bulunulduğunu, bilirkişi marifetiyle hazırlanan raporda yeraltı tankında hatalı dolumdan önce 6226 litre mazot olduğu, dolumdan sonra ise 7630 litre mazot tespit edildiği, 7630-6226 = 1404 litre benzinin sehven mazot tankına boşaltıldığının anlaşıldığı, KDV’li satış fiyat listesinde Kurşunsuz Benzin Fiyatı 4,79 TL ve (Dizel) Mazot fiyatı da 4,46 TL olarak hesaplandığını ve buna göre mazot zararı; 6226 (lt) x 4,46 (TL)= 27.767,96 TL, benzin zararı; 1404 (lt) x 4,79 (TL)= 6.725,16 TL olmak üzere toplamda 34.493,12 TL değerinde zarar meydana geldiğinin tespit edildiğini, hasarın poliçe kapsamında olduğunu, davalı şirketten toplam 40.218.97 TL’nin işleyecek ticari reeskont faizi ile birlikte 3 gün içinde müvekkil şirkete ödenmesi Kadıköy … Noterliği’nin 18/12/2013 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalı şirkete bildirilmiş olmasına rağmen ödeme yapılmadığını, müvekkili şirketin zararının 34.493,12 TL hasar bedeli, 950,85 TL değişik iş dosyası kapsamında yapılan masraf (55,05 TL mahkeme harcı, 50,00 TL gider avansı, 350,00 TL bilirkişi ücreti, 170,80 TL keşif harcı, 80,00 TL keşif araç kirası, 245,00 TL maktu vekalet ücreti toplamı), 152,30 TL ihtarname masrafı, 4.500,00 TL yakıt transferi ve atık bertaraf operasyonu (yeraltı tankındaki karışık muhteviyatlı ürünün transferi ve yeraltı tankının sterilizasyonu ile atığın bertaraf edilmesi işlerinin yürütülmesi için … Tic. A.Ş.’ye ödenen bedel) olmak üzere toplam 40.096,27 TL’nin tahsili için İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile icra takibine girişildiğini ve davalı şirketin icra takibine itirazı ile durduğunu beyan ederek, davalı tarafın itirazının iptali ile takibin devamına, asıl alacağa ihbar tarihi olan 11/11/2013 tarihinden ticari reeskont avans faizi işletilmesine, asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; “Tankerden Yanlış Boşaltım Mal Boşaltımı Sonucu Mal Kaybı” durumunda poliçe kapsamında azami 110.000 TL’ye kadar teminat verildiğini, ekspertiz raporu çerçevesinde tespit edilen 22.612,09 TL’yi ödemek üzere müvekkilinin davacı yana “ibraname” gönderdiğini, davacı taraf işbu tutarın ödenmesini reddettiği ve ibranameyi imzalamaktan imtina ettiği için alacaklı (davacı) temerrüdü oluştuğunu, bu sebeple davacı vekili dilekçesinde yer alan ihbar tarihinden bu yana ödeme yapılmadığı iddiasının gerçeği yansıtmadığını, 27/12/2013 tarihli ekspertiz raporunda yer aldığı üzere 6.226,00 LT dolum öncesi motorin miktarı ve 1.400,00 lt. tankerden boşaltılan benzin miktarı olmak üzere karışım yakıt sovtaj miktarı 7.626,00 lt. şeklinde hesaplandığını, bu çerçevede ekspertiz raporunda sigortalı talebi olduğu belirtilen 22.186,97 TL ile eksper kanaati arasında farklılık bulunmadığını ancak sigortalı tarafından yapılan “atık bertaraf organizasyonu” ve “keşif için araç kiralama bedeli” olan toplam 2.113,90 TL’nin ekspertiz raporunda da belirtildiği üzere söz konusu hasar ile ilgisi olmadığından ve hesaplamanın nasıl yapıldığının müvekkili sigorta şirketince tespiti zor olacağından müvekkili sigorta şirketi yönünden kabulünün mümkün olmadığını, dosya ile ilişkisi olmayan sair masrafların müvekkil sigorta şirketince kabul olunmayacağını, müvekkili sigorta şirketinin davaya konu edilen talepten sorumlu olduğunun düşünülmesi durumunda ancak dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizden sorumlu tutulabileceğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; “…TBK 50. maddesine göre zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. TTK 1409. maddesine göre, sigortacı sözleşmede öngörülen rizikonun gerçekleşmesinden doğan zarardan ve bedelden sorumludur. TTK 1459. maddesine göre, sigortacı, sigortalının uğradığı zararı tazmin eder. İtirazın iptali davası yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir. İspat yükü kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda ön görülen istisnalar dışında karşı taraf kanuni karinenin aksini ispat edebilir. (HMK m.190). İtirazın iptali davasında ispat yükü kural olarak davacı alacaklıdadır. Ancak borçlunun itirazındaki beyana göre ispat yükü yer değiştirebilir. Borçlu itirazın iptali davasına karşı vereceği cevapta ödeme emrine itiraz ederken bildirmiş olduğu itiraz sebepleri ile bağlı değildir, borçlu her türlü borca itirazını ödeme emrine itirazından bağımsız olarak ileri sürebilir. Somut olayda, davacının zararının bulunduğu kanıtlanmış, TTK 1409 ve 1459. maddeleri gereğince bu zararın sigorta kapsamında kaldığı ve davalı sigortacının bu zarardan sorumlu olduğu, sigorta tazminat hesabında sovtaj tenzili yapılması gerektiği, atık organizasyon bedeli 2.033,90 TL ile araç kiralama bedeli olan 80 TL olmak üzere toplam 2.113,90 TL’nin davalıdan tahsilinin talep edilemeyeceği anlaşılmış, dosya kapsamına uygun, ayrıntılı, açıklayıcı ve hüküm kurmaya elverişli 24/12/2015 tarihli kök ve 21/09/2016 tarihli ek bilirkişi raporları çerçevesinde davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile, davalı tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E sayılı icra dosyasına yöneltilen itirazın 22.619,09 TL asıl alacak yönünden iptaline ve takibin bu miktar üzerinden devamına, geçerli bir ilamsız genel icra takibinin varlığı, borçlunun yedi günlük süre içerisinde ödeme emrine itiraz etmiş olması, bir yıl içinde açılmış bir itirazın iptali davası bulunması, davacı alacaklının tazminat istemini dava dilekçesinde açıkça talep etmiş olması ve takip konusu alacağın miktarının belli (likit) olması dikkate alınarak borçlunun itirazının haksız olması nedeniyle asıl alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, asıl alacak tutarı üzerinden icra tarihinden itibaren TC Merkez Bankasınca kısa vadeli avanslar için uygulanan takip tarihindeki %11,75 ve değişen oranlardaki ticari faizin talep edilebileceğine” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süre içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Türk Ticaret Kanununda belirtildiği üzere sigortacının, sözleşmede öngörülen rizikonun gerçekleşmesinden doğan zarardan veya bedelden sorumlu olduğunu, riziko neticesinde oluşan her türlü kaybın zarar olarak değerlendirilebileceğini ve her türlü maddi zararın sigortacı tarafından tazmin edilmesi gerektiğini, dava konusu olay bakımından tankın temizlenmesi, atık yakıtın taşınması ve atık yakıtın mevzuat hükümleri uyarınca imhası meydana gelen kazanın doğal sonuçlarından olup bu kazanın etkisini ortadan kaldırmaya ve istasyonu olağan işleyişine döndürmeye yönelik zarar kavramı içerisinde değerlendirilmesi gerektiğini, poliçede “Enkaz Kaldırma Masrafları” ve “Taşıma All–Risk Teminatı” hükümleri gereğince zararların teminat kapsamında olduğunu, Büyükçekmece 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin tespit kararı dikkate alınmadan hatalı karar verildiğini, ekspertiz … tarafından rapor düzenlemiş olmasına rağmen raporun içeriği ve kapsamı hakkında müvekkili şirkete hiçbir şekilde bilgi vermediğinden hak kaybına uğramak istemeyen müvekkili şirketin meydana gelen rizikonun sebebiyet verdiği zararın tam ve eksiksiz olarak hesaplanması için Büyükçekmece 1 Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/ 139 D. İş sayılı dosyası üzerinden delil tespiti talebinde bulunduğunu ve davalı sigorta şirketi tarafından hasar kapsamında bir ödeme yapılmadığı için tespit dosyası dayanak gösterilerek ilamsız icra takibi başlatıldığını, yargılama esnasında bilirkişiler … ve … hem kök hem ek raporlarında müvekkili şirketin uğramış olduğu gerçek zararının 22.612,09 TL ve sovtaj bedelinin de 6.770,57 TL olduğu ile söz konusu tehlikeli karışımın imhası için sarf edilen 2.033,90 TL atık organizasyon bedeli ve 80,00 TL araç kiralama bedelinin davalı sigorta şirketinden talep edilemeyeceğini bildirdiklerini, tehlikeli atığın imhası konusunda yasal mevzuatta kesin bir hüküm olmamasına ve kanun koyucu tarafından tehlikeli maddenin imhasını gerçekleştirecek yasal mevzuata uygun olarak teşekkül etmiş birden çok kuruluş arasından atığın imhası konusunda herhangi bir fark gözetilmiyor olmasına rağmen, müvekkil şirket tarafından tehlikeli atığın imhası konusunda izlenen yola göre zarar tespiti yapılmasının kabul edilemeyeceğini, tehlikeli atığın imhası konusunda izlenen yol yasal mevzuata uygun olduğundan yapılan masrafların zarar kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini, ayrık raporun da bu yönde olduğunu, açıklanan hususlar karşısında müvekkil şirketin uğradığı ve ispatladığı gerçek maddi zararın varsayımsal birtakım gerekçelerle tenzil edilmesinin kabul edilemeyeceğini, diğer yandan davalı sigorta şirketi müvekkilinin alacaklı temerrüdüne düştüğünü beyan etmişse de hiçbir alacaklı eksik ifayı kabul etmek zorunda olmadığı için alacaklı temerrüdünü şartlarının oluşmadığını beyan ederek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nun 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re’sen gözetilmiş ayrıca HMK’nun 357. maddesindeki “İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz” kuralı nazara alınmıştır.Dava, davacıya ait petrol istasyonunda meydana gelen hasar nedeniyle oluşan zararların sigorta poliçesi kapsamında tazmini istemiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyasında; davacı tarafından 08/01/2014 tarihinde 40.096,27 TL asıl alacak ve 269,30 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 40.365,57 TL alacağın tahsili amacı ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya 24/01/2014 tarihinde tebliğ edildiği, davalının 28/01/2014 tarihli itiraz dilekçesi ile, filhal ödemesi gereken borcunun bulunmadığını ileri sürerek borcun ve ferilerinin tamamına itiraz ettiği, davanın bir yıllık yasal süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Davalı sigorta şirketi tarafından, davacı şirkete ait petrol istasyonu için … no.lu 03/03/2014/2015 vadeli … Yeni Nesil Akaryakıt Sigorta Poliçesi düzenlenmiş, poliçede “Tankerden Yanlış Boşaltım Sonucu Mal Kaybı” teminat kapsamına alınmıştır. Zarar, istasyona sevk edilen benzinin, motorin tankına boşaltılması nedeniyle meydana gelmiş olup teminat kapsamındadır ve bu hususta taraflar arasında ihtilaf bulunmamaktadır. Dava konusu uyuşmazlık ise; tankerden yanlış boşaltım sonucu mal kaybı bedeli, olay nedeniyle petrol istasyonunda kullanılamaz hale gelen yakıtın satışının mümkün olup olmadığı ve bu bağlamda sovtaj tenzili yapılıp yapılamayacağı, atıkların taşınması için davacı tarafça dava dışı şirkete ödenen bedelin ve taşıma masrafının poliçe kapsamında kalıp kalmadığı ve olay sonrasında davacı tarafça yaptırılan delil tespiti masraflarından, davalı şirkete gönderilen ihtarname giderlerinden davalının sorumlu olup olmadığı hususlarında toplanmaktadır. Sigorta şirketi tarafından yaptırılan ekspertiz incelemesi neticesinde tanzim olunan 27/12/2013 tarihli raporda özetle; tankta hatalı dolumdan önce 6226 litre mazot olduğu, dolumdan sonra ise 7630 litre mazot tespit edildiğinden 7630-6226 = 1404 litre benzinin mazot tankına boşaltıldığı belirtilmiş ve 6226 litre mazot bedeli (lt fiyatı 3,5636 TL) 22.186,97 TL, 1404 litre benzin bedeli (lt fiyatı 3,8686 TL) 5.416,04 TL olmak üzere yakıt bedeli toplamı 27.603,00 TL hesap edilmiş, ürün transferi ve atık bertaraf organizasyonu için … Petrol firmasının düzenlediği KDV dahil 4.500,00 TL bedelli faturadan sadece ürün transferi bedeli olan 1.779,66 TL hesaba katılarak toplam bedel 29.382,66 TL olarak belirlenmiş, davacı tarafından karışım ürünün …’a imhaya gönderildiği ancak karışımın imhaya gönderilmeksizin TÜPRAŞ’a verilerek değerlendirilmesi gerektiğinden, TÜPRAŞ birim fiyatları baz alınarak sovtaj bedeli 6.770,57 TL hesap edilmiş ve davacının zararı 29.382,66 TL – 6.770,57 TL = 22.612,09 TL olarak belirlenmiştir. Büyükçekmece 1 Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2013/ 139 D. İş sayılı dosyasında kimya mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen 22/11/2013 tarihli raporda; 1 numaralı yeraltı tankında hatalı dolumdan önce 6226 litre mazot olduğu, dolumdan sonra ise 7630 litre mazot tespit edildiğinden 7630-6226 = 1404 litre benzinin mazot tankına boşaltıldığı belirtilmiş ve KDV’li satış fiyat listesine göre 6226 litre mazot bedeli (lt fiyatı 4,46 TL) 27.767,96 TL, 1404 litre benzin bedeli (lt fiyatı 4,79 TL) 6.725,16 TL olmak üzere yakıt bedeli toplamı 34.493,12 TL hesap edilmiştir. Davacı şirket tarafından Kadıköy … Noterliği’nden keşide edilen 18/12/2013 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamede; 34.493,12 TL yakıt zayiat bedeli, 950,85 TL değişik iş dosyası kapsamında yapılan masraf (55,05 TL mahkeme harcı, 50,00 TL gider avansı, 350,00 TL bilirkişi ücreti, 170,80 TL keşif harcı, 80,00 TL keşif araç kirası, 245,00 TL maktu vekalet ücreti toplamı), 275,00 TL ihtarname masrafı, 4.500,00 TL yakıt transferi ve atık bertaraf operasyonu (yeraltı tankındaki karışık muhteviyatlı ürünün transferi ve yeraltı tankının sterilizasyonu ile atığın bertaraf edilmesi işlerinin yürütülmesi için … Tic. A.Ş.’ye ödenen bedel) olmak üzere toplam 40.218,97 TL’nin 3 iş günü içinde ödenmesi aksi halde yasal yollara başvurulacağı ihtar edilmiş, davalı tarafa 20/12/2013 tarihinde tebliğ edilmiştir. Mahkemece Mali Müşavir …, Sigorta Tahkim Hakemi Sigorta Eksperi bilirkişi … ve İTÜ Kimya Yüksek Mühendisi … (ayrık görüş ile)’dan oluşan bilirkişi heyetinden alınan 24/12/2015 tarihli raporda özetle; Davacıya ait benzin istasyonunda 11/11/2013 tarihinde tankerden yanlış boşaltım nedeniyle mal kaybı rizikosunun gerçekleşmesi sonucu oluşan maddi zararın, davalı sigorta şirketi nezdinde düzenlenmiş … no.lu 03/03/2014/2015 vadeli … Yeni Nesil Akaryakıt Sigorta Poliçesi ile teminat altına alınmış rizikolardan olduğu, poliçe vadesi içinde meydana geldiği, gerçek zararın 22.619,09 TL olduğu, davalı sigorta şirketinin TTK m.1409, m.1459 ve TBK m.50 hükümlerine göre gerçek zarardan sorumlu olduğu, temerrüt tarihi olan 26/12/2013 tarihinden icra takip tarihine kadar talep edilebilecek faizin 102,85 TL olarak hesaplandığı belirtilmiştir. … ayrık görüşünde; karışımdaki mazot miktarının 6226 litre, benzin miktarının 1404 litre olduğu, toplam 7630 litre karışık yakıtın yakıtı alan tesise kadar olan nakliye ücretinin zarara eklenmesi gerektiği, standart dışına çıkmış yakıta kolayca alıcı bulunamayacağı, yakıt atıklarının rafineriler, petrol ürünü dağıtan şirketler yada özel bertaraf etme tesislerine gönderilebileceği belirtilmiştir. Rapora yönelik tarafların itirazlarının değerlendirilmesi istenilerek alınan 21/09/2016 tarihli ek raporda bilirkişiler … ve … tarafından kök rapordaki görüşlerinde değişiklik hasıl olmadığını bildirmişlerdir. Bilirkişi … 08/09/2017 tarihli raporunda özetle; Davalının her bir akaryakıt istasyonu için en uygun yöntemin karşılıklı olarak onaylanabildiği bir sözleşme/poliçe (genel ve/veya özel şartlar içeren belge) hazırlayabilecekken bunu yapmamasının bir eksiklik olduğu, davacının kaza ile oluşan benzin – dizel karışımını Atık Yönetimi Genel Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin ” 13 07 3″ maddesinde doğrudan geçmesi nedeniyle (Yakıtlar Karışımlar Dahil) karşımını … şirketine göndermesinin yasa ve yönetmeliğe uygun olduğu, davalı … Sigorta A.Ş’nin tek yanlı ekspertiz raporlarını öne sürerek, ilgili yönetmelikte seçim yapılması zorunluluğu varmış gibi kendisine daha uygun gelen bir şirkete yakıt karışımının gönderilmediğini ileri sürerek ödemesi gereken bedelden indirim yapmasının iyi niyetli bir tacirin davranışına, yasaya ve bu yasaya göre çıkartılan yönetmeliğe uygun düşmediği belirtilmiştir. 6102 sayılı TTK’nın 1401. maddesinde sigorta sözleşmesi düzenlenmiştir. 1409.maddede, sigortacının sözleşmede öngörülen rizikonun gerçekleşmesinden doğan zarardan veya bedelden sorumlu olduğu, sözleşmede öngörülen rizikolardan herhangi birinin veya bazılarının sigorta teminatı dışında kaldığını ispat yükünün sigortacıya ait olduğu belirtilmiştir. TTK’nun 1448. maddesinde sigortalının zararı önleme, azaltma ve sigortacının rücu haklarını koruma yükümlülüğü düzenlenmiş, sigorta ettirenin bu yükümlülüğünün ifası için yaptığı masrafların, bu yükümlülük kapsamında alınan önlemlerin bir fayda sağlamamış bile olsa sigortacıya ait olacağı ifade edilmiş, TTK’nun 1459. maddesinde sigortacının sigortalının uğradığı zararı tazmin edeceği, 1461.maddesinde sigortacının sorumluluğunun sigorta bedeli ile sınırlı olduğu, 1471.maddesinde sigorta ettirenin hasarın saptanmasından önce hasar konusu yerde ve mahalde hasar sebebinin veya zarar miktarının belirlenmesini güçleştirecek veya engelleyecek bir değişiklik yapamayacağı, hususlarına yer verilmiştir. TTK’nun 1427. maddesinde ise, alacağın her halde 1446. maddeye göre yapılacak ihbardan itibaren 45 gün içinde muaccel olacağı düzenlenmiştir. Sovtaj tenzili mahkemece yerinde görülmüş ise de; davalının ileri sürdüğü gibi atık hale geldiği değerlendirilen karışık yakıtların … tarafından bedeli ödenmek suretiyle hasar tarihi itibariyle satın alınıp alınmadığı araştırılmaksızın, satın alınma koşulları, satın alınma usulü, birim fiyat bedelleri, bedel ödeniyor ise miktarı tespit edilmeksizin, sovtaj bedeli olarak hesap edilen miktarın uygun olup olmadığı denetlenmeden, ekspertiz tarafından belgelendirilmeden hesaplanan ve bilirkişi raporunda uygun bulunan bedelin hükme esas alınması hatalıdır. Mahkemece anılan hususlar …’tan sorularak, değerlendirme yapılmalı, yine bu kapsamda atık organizasyon bedeli talebi de değerlendirilmelidir. Bu bedelin … Petrol firmasının düzenlediği fatura nedeniyle talep edildiği, “ürün transferi bedeli 1.779,66 TL, atık bertaraf operasyonu 2.033,90 TL olmak üzere 3.813,56 TL + KDV (888,44 TL) = KDV dahil 4.500,00 TL bedelli faturadan” kaynaklandığı dosya kapsamında yer alan kayıtlar ve ekspertiz raporundan anlaşılmakla, bu faturanın ürün transferi bedeli 1.779,66 TL’sinin ekspertiz raporunda hesaplamalara dahil edildiğinin dikkate alınmaması ise hatalıdır. Davacının talebine konu hasara uğrayan yakıt bedeli ile ürün transferi bedeli ve atık bertaraf operasyonu olarak talep edilen bedellerin KDV dahil edilerek istenildiği tespit edildiğinden bu hususta da değerlendirme yapılması gerekmektedir. Davacının talep ettiği alacak kalemleri arasında, mahkemenin gerekçeli kararında değerlendirdiği yakıt bedeli ve atık organizasyon bedeli dışında değişik iş dosyası kapsamında yapılan masraflar ile ihtarname masrafları da olmasına rağmen, kararda bu talepler yönünden bir değerlendirme yapılmaması da 6100 sayılı HMK’nun 297. maddesine aykırıdır. Davacı tarafça icra takibinde 40.096,27 TL asıl alacak ve 269,30 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 40.365,57 TL alacak talebinde bulunulmuş, borçlu tarafından takibe itiraz edilmesi üzerine duran takibin devamını sağlamak amacıyla iş bu itirazın iptali davası açılmış, dava dilekçesinin harca esas değer bölümünde 40.096,27 TL asıl alacak gösterilerek bu miktar üzerinden peşin harç yatırılmış ancak konu bölümü ile sonuç ve istem bölümünde “itirazın iptali ile takibin devamına” denilerek takipte talep edilen işlemiş faizi de kapsayacak biçimde istemde bulunulmuştur. Hakimin aydınlatma ödevi (HMK’nun 31) çerçevesinde davacıya davası açıklattırılarak davanın, dava dilekçesinin sonuç ve istem bölümünde belirtilen asıl alacak ve işlemiş faize yönelik mi, yoksa harca esas değer bölümünde belirtilen asıl alacağa yönelik mi olduğu saptanarak, dava dilekçesinin sonuç ve istem bölümünde belirtilen asıl alacak ve işlemiş faize yönelik olduğunun belirlenmesi halinde 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 32.maddesi uyarınca eksik harç tamamlatılarak yargılamaya devam edilmesi gerekirken bu hususun değerlendirilmemesi hatalıdır. Açıklanan nedenlerle, mahkemece eksiklikler ikmal edildikten sonra gerekirse bilirkişi heyetinden ek rapor yada yeni bir heyetten rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK 353/1.a.6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, dairemizin kararına uygun şekilde yargılama yapıldıktan sonra yeniden karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine iadesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı tarafın istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin, 2014/113 Esas, 2018/384 Karar ve 9/03/2018 tarihli kararının HMK’nun 353/1a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılamak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal mahkemesine iadesine, 4-Harçlar Kanunu gereğince davacı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye GELİR KAYDINA, istinaf karar harcının talep halinde davacıya İADESİNE, 5-Davacının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1.g bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.30/03/2022