Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/621 E. 2022/345 K. 23.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/621
KARAR NO: 2022/345
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/117
KARAR NO: 2018/885
KARAR TARİHİ: 03/10/2018
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 23/03/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin bir kısım köprü ve otoyolların işletmesini aldığını, davalı şirkete ait … ve … plakalı araçların bu köprü ve otoyollarından ihlalli geçiş yaptığını, bu ihlalli geçişler nedeniyle ödenmeyen geçiş tutarları ve yasadan kaynaklı para cezalarının tahsili için davalı aleyhine Bakırköy … İcra müdürlüğünün … sayılı dosyası ile icra takibi başlatıklarını, davalının haksız bir itirazla takibi durduğunu bildirerek ;itirazın iptaline, takibin devamına ve davalıdan % 20 icra inkar tazminatı takibine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin merkezinin Esenyurt olduğundan bahisle Büyükçekmece Adliyesi’nin yetkili olduğunu, huzurdaki davanın ticari dava olmadığını, müvekkili şirkete ait araçların davacı şirket tarafından işletilen köprü ve otoyollardan geçtiği tarihlerde müvekkil şirketin HGS hesabında geçiş ücretlerini karşılayacak miktarda para olduğu halde, rağmen geçiş ücretleri davacı şirketin kusuru ile tahsil edilmediğini, bu nedenle cezanın tahakkuk etmesinin hukuka aykırı olduğunu beyanla öncelikle mahkemenin bulunduğu yerdeki icra dairesinde usulüne uygun takip yapılmadığından davanın usulden reddine, aksi takdirde izah edilen sebeplerden dolayı davanın esastan reddine ve dava değerinin %20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece “Yargılama sırasında 25/05/2018 tarihli 30431 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 7144 Sayılı Yasa ile 10 katı tutarındaki ceza miktarı 4 kata düşürülmüş olup anılan yasa değişikliği nazara alınarak açılan davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyasında davalının davalının 968,20-TL geçiş ücreti, 3.872,80-TL ceza tutarı olmak üzere toplam 4.841,00-TL yönünden itirazının iptaline takibin 4.841,00-TL üzerinden devamına, davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile alacak miktarının %20 sine tekabül eden 968,20-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine “karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili tarafından cevap dilekçesindeki nedenler tekrarlanarak istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası incelendiğinde davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 13/12/2016 tarihinde 968,20 TL geçiş ücreti, 9.682,00 TL ceza ücreti olmak üzere toplam 10.650,20 TL alacağın tahsili amacı ile takip başlattığı, ödeme emrinin 21/12/2016 tarihinde tebliğ edilmesi üzerine davalı süresine içerisinde 23/12/2016 tarihli itiraz dilekçesi ile alacaklı olduğu iddia eden davacı şirkete herhangi bir borcu olmadığı beyanla borcun aslına ve ferilerine itiraz ettiği, İİK 67. maddesi uyarınca yasal 1 yıllık sürede davanın açıldığı anlaşılmıştır. Davacı, davalı şirkete ait … ve … plakalı araçların davacının işlettiği köprü ve otoyollarından ihlalli geçiş yaptığından bahisle geçiş ücreti ve ceza tutarının tahsili talep etmiş, davalı ise müvekkili şirkete ait araçların davacı şirket tarafından işletilen köprü ve otoyollardan geçtiği tarihlerde müvekkil şirketin HGS hesabında geçiş ücretlerini karşılayacak miktarda para olduğu halde geçiş ücretleri davacı şirketin kusuru ile tahsil edilmediğinden davanın reddini savunmuştur. Konuyla ilgili olarak; 6100 sayılı HMK 297. Maddesinde; “mahkeme kararında tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepler, hüküm sonucu, varsa kanun yolları ve süresi, hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzaları ve gerekçeli kararın yazıldığı tarihin yer alması; ayrıca hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi” gerektiği hükme bağlanmıştır. Buna göre bir mahkeme hükmünde, tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin, sabit görülen vakıalarla, bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin birer birer, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde hükümde gösterilmesi gereklidir. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası 141. Maddesinde; bütün mahkemelerin her türlü kararının gerekçeli olarak yazılması gerektiği hüküm altına alınmıştır. Gerekçenin önemi Anayasal olarak hükme bağlanmakla gösterilmiş olup gerekçe ve hüküm birbirine sıkı sıkıya bağlıdır. Yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar; kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak; kısaca, maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir. Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve hukuka uygunluk denetiminin yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş; hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur. Mahkemece, yargılama sırasında 25/05/2018 tarihli 30431 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 7144 Sayılı Yasa ile 10 katı tutarındaki ceza miktarı 4 kata düşürülmüş olması nedeniyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de davanın neden kısmen kabul edildiği hususunda bir açıklamanın yer almadığı, delillerin tartışılarak değerlendirmesinin yapılmadığı, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin yer almadığı ve kararın denetlenebilirliğinin olmadığı görülmektedir. Yani, kararın gerekçe içermediği açık ve tartışmasızdır. Bu bakımdan; yasanın aradığı anlamda gerekçeli bir hüküm mevcut olmaması ve ortada denetlenebilecek usulünce düzenlenmiş gerekçeli bir karar bulunmaması nedeniyle, mahkemece verilen karar usul ve yasaya uygun görülmemiştir. O halde, mahkemece yapılacak iş; iddia, savunma ve deliller birlikte değerlendirilerek, özellikle Anayasanın 141/3. maddesi ve 6100 sayılı HMK’nın 27. ve 297. maddeleri kapsamında gerekçe oluşturularak, vardığı yargıyı içerir ve denetlenebilir hüküm kurmak olmalıdır. Bu nedenle davalı vekilinin istinaf talebinin kamu düzeni yönünden “ortada denetlenebilir gerekçeli karar yazılmamış olması” nedeniyle kabulü ile, diğer istinaf sebepleri ve işin esası bu aşamada incelenmeksizin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a.6 ve 355/1 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak belirtilen hususlara ilişkin olarak dairemizin kararına uygun şekilde karar verilmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalı tarafın istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin, 2017/117 Esas, 2018/885 Karar ve 03/10/2018 tarihli kararının HMK’nun 353/1a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılmak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İADESİNE, 4-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine, 5-Davalının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-g bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.23/03/2022