Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/585 E. 2022/139 K. 09.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/585
KARAR NO: 2022/139
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2015/1238 Esas
KARAR NO: 2018/301
KARAR TARİHİ: 01/06/2018
ASIL VE BİRLEŞEN DAVA: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 09/02/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Asıl davada davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin … plakalı aracın kasko sigortacısı olduğunu ve 16/05/2014 tarihinde davalı … Sigorta Şirketinin sigortalısının kusuru neticesinde meydana gelen yangın sebebiyle park halinde bulunan sigortalı araçta hasar meydana geldiğini, bu hasardan dolayı müvekkilince 29/08/2014 tarihinde 7.757,00-TL hasar bedeli ödendiğini, davalı tarafça takibin konusu bilinmesine rağmen yersiz ve haksız olarak takibe itiraz edildiğini beyan ederek Kocaeli … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline ve %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesi ile; Gebze … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile müvekkili sigorta şirketine olan borcuna binaen borçlular hakkında ilamsız icra takibine geçildiğini, davalı borçluların borca itiraz ederek takibi durdurduklarını, davalı borçluların yaptığı itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu, müvekkili tarafından … plakalı aracın 20/12/2013- 30/10/2014 tarihleri arasını kapsayacak şekilde kasko sigorta poliçesi tanzim edildiğini, davalılara ait petrol istasyonunda meydana gelen yangın nedeni ile park halinde bulunan sigortalı araçta maddi hasar meydana geldiğini, müvekkili sigorta şirketinin iş bu hasardan dolayı 7.757,00-TL hasar bedeli ödediğini, müvekkilinin TTK bağlamında ve halefiyet ilkesi gereğince rücu hakkını kullandığını beyan ederek itirazın iptaline, takibin devamına ve %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiş, Mahkememizin 2015/1238 esas sayılı dava ile birleştirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Asıl davada davalı vekili cevap dilekçesi ile; davanın hangi gerekçelerle müvekkiline yöneltildiğini anlamadıklarını, yapılacak ödeme miktarının belirlenebilmesi için kusur durumu ve aktüeryal hesabında belirlenmesi gerektiğini, davacıya kasko poliçesi ile sigortalı hasara uğrayan … plakalı aracın park halinde bulunduğu … Ltd Şti’nin akaryakıt servis istasyonları sigorta poliçesi ile sigorta örtüsü altına alındığını, poliçenin mevcut olmasının teminatın tamamen ve otomatik ödeneceği anlamına gelmediğini, hasarın ihbarı üzerine bahse konu hasarın Üçüncü Şahıs Sorumluluk Teminatı kapsamında değerlendirilmesinin uygun olacağı kanaatine varıldığını, …’a ait arsa üzerinde faaliyette bulunan müvekkili şirkete sigortalı … unvanlı iş yerinin arka tarafında bulunan tır parkında davacı tarafa sigortalı … ünvanlı firma adına kayıtlı bulunan araçlarda oto lastik tamirhanesine ait atıkların alev alması ile olayın vuku bulduğunu, … Ltd. Şti ile … San. Tic. Ltd. Şti ünvanlı şirket ortaklarının … ve … olduğunu, üçüncü şahıs sorumluluk istisnalarının 11. maddesinde sigortalılar tarafından bu poliçe kapsamında birbirlerine yöneltilen taleplerin karşılanmayacağının belirtildiğini, bu nedenle hasarın teminat dışı kaldığını beyan ederek davanın reddini talep etmiştir. Birleşen davada davalılar vekili cevap dilekçesi ile olay yeri raporuna bakıldığında dava ve hasara konu yangının çıktığı yerin müvekkili … tarafından üçüncü bir şahsa kiralanan lastik garajı olduğunu, bu alanın müvekkilinin tasarruf sahası dışında kaldığını, dolayısıyla husumetin bu kişiye yöneltilmesi gerektiğini, müvekkili …’a husumetin hangi vakıa ve olgularla yöneltildiğinin anlaşılamadığını, olayda müvekkillerine atfedilecek bir kasıt ve kusurun bulunmadığını, müvekkiline ait işletme sahası içinde meydana gelen üçüncü şahıslara ait maddi ve bedeni zararların Üçüncü Şahıs Mali Sorumluluk Sigortası kapsamında karşılanması gerektiğini beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, ” 6/05/2014 tarihinde … San. ve Tic. Ltd. Şti’ne ait park alanında çıkan yangın sebebiyle zarara uğrayan … plaka sayılı aracın … Ltd. Şti’ne ait olduğu, davacı tarafından kasko sigorta poliçesi ile teminat altına alındığı ve davaya konu yangının sebep olduğu zararın da davacı tarafından kasko poliçesi kapsamında ödendiği, davacı sigorta şirketinin yaptığı bu ödemenin rücuen tazminini davalılardan davaya konu edilen icra takip dosyası ile talep ettiği, itiraz üzerine duran takibin, itirazın iptali ile takibin devamı için bu davanın açılmış olduğu görülmektedir. Davacı tarafından davalılara yöneltilen talep halefiyete dayalıdır. Davalı … Sigorta şirketi ile davaya konu aracın hasarlandığı yangının meydana geldiği davalı … Ltd. Şti’nin kiracı olarak işlettiği tır parkı Akaryakıt Servis İstasyonları Sigorta Poliçesi ile teminat altına alınmış olup, sözleşmenin “üçüncü şahıs sorumluluk istisnaları” başlıklı bölümünün11. Maddesi hükmü ve getirtilen sicil kayıtları uyarınca davaya konu zarar nedeniyle … Tic. Ltd. Şti ile … Tic. Ltd. Şti arasında biribirlerine yöneltilen talep niteliğinde olup, söz konusu zarar davalı … Sigorta şirketi’nin teminatının istisnası içerisinde kaldığından bu davalıya karşı halefiyet şartları doğmadığından davalı Anadolu Anonim Türk Sigorta şirketi yönünden davanın reddine karar verilmiştir. Birleşen davanın davalısı …, davalı … Ltd. Şti ile dava dışı … Ltd. Şti’nin yetkili ortağı ortağı ise de; davaya konu zarardan ne bu sıfatı nedeniyle, ne de haksız bir fiili suretiyle sorumluluğunu gösterir her hangi bir delil ibraz edilmemiş olduğundan bu davalı yönünden de birlişen davanın reddine karar verilmiştir. Birleşen dava ile dava konusu edilen diğer davalı … Ltd. Şti, davacıya sigortalı aracın park halinde kendi sorumululuk sahasında bulundurulmasında gerekli gözetim ve korumayı sağlayamamış olmakla meydana gelen zarardan sorumlu olduğu, davacı şirketin sigortalısının zararın gidermiş olmakla sorumlu olana karşı halefiyet şartalarının doğduğu anlaşıldığından bu davalı yönünden açtığı davanın kabulüne karar verilmiştir. Takibe konu zarar haksız fiile dayalı olup alacak likit olmadığından icra inkar ve kötü niyet tazminatı koşulları bulunmamakla icra inkar ve kötü niyet tazminatı taleplerinin reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; hasara konu yangının çıktığı yer, müvekkil şirket tarafından üçüncü şahsa kiralanan lastik garajı olduğunu, müvekkilinin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, hasarın, Akaryakıt Sigorta Poliçesi kapsamında üçüncü şahıs mali sorumluluk sigorta poliçesi kapsamında karşılanması gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte sigortacının ödediği bedelden fazlasını, bu arada örneğin ekspertiz ücretini zarar sebebiyet veren üçüncü şahıstan isteyemeyeceği, bu nedenle rücuen tazminat talebine konu edilecek hasar kalemlerinden oluşması gerektiği belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Asıl ve birleşen dava; sigorta poliçesi kapsamında ödenen sigorta bedelinin, birleşen davalılardan … Şirketi ile şirket yetkilisi …’dan haksız fiil hükümleri, asıl davalı … Sigorta şirketinden Akaryakıt Servis İstasyonları Sigorta Poliçesi kapsamındaki Üçüncü Şahıs Sorumluluk teminatı uyarınca rücuen tazmini amacıyla başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Kocaeli … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası incelendiğinde; davacı tarafından, davalılar aleyhine davaya konu yangın sebebiyle ödenen hasar bedelinin rücuen tazmini amacıyla 7.757,00 TL asıl alacak, 319,98 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 8.076,98 TL alacak miktarı üzerinden takip başlatıldığı, borçlulardan … Şirketi ile şirket yetkilisi …’ın yetki itirazı üzerine yetkisizlik kararı verilerek takibe Gebze … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile devam edildiği, davalıların yasal süresinde ödeme emrine itiraz ettiği, davanın yasal 1 yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Davacıya sigortalı … plakalı araçta meydana gelen hasar sonucu oluşan zarar miktarı ile davacının davalı sigorta şirketine rücu şartlarının oluşup oluşmadığı ve Akaryakıt Servis İstasyonları Sigorta Poliçesi kapsamında sorumluluğu bulunup bulunmadığı hususlarında üniversitelerden seçilecek akademik ünvanlı makine mühendisi ve sigorta hukukunda uzman bilirkişisinden alınan raporda özetle; “… Ltd. Şti’ne ait park alanında çıkan yangın sebebiyle zarara uğrayan … plaka sayılı aracın … Ltd. Şti’ne ait olduğu, söz konusu aracın davacı tarafından kasko sigortası ile teminat altına alındığı ve davaya konu yangının sebep olduğu zararın da davacı tarafından kasko poliçesi kapsamında ödendiği, bu hale göre her ne kadar bu davanın konusu olmasa da söz konusu yangından kaynaklanan zarardan, … Ltd. Şti’nin karine olarak sorumlu göründüğü, işte bu noktada, yine dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşıldığı üzere bu zararın, aynı zamanda … Ltd. Şti ile davalı arasında yapılmış olan Akaryakıt Servis İstasyonları Sigorta Poliçesi kapsamında olup olmadığının tetkikinin son derece önemi haiz olduğu, zira dosyada mevcut bilgi, belge ve özellikle ticaret sicil gazetesi ile imza sirkülerinden anlaşıldığı üzere … ve …’ın, bahse konu iki şirketin de ortağı ve yöneticisi sıfatına sahip olduğu, bu durumun da davaya konu zarar sebebiyle karşılıklı (birbirlerine) yöneltilen bir talebin söz konusu olduğunu gösterdiğini, bu durumun ise yukarıda geçerli bir sözleşme şartı olarak ifade edilen davalı taraf ile … Ltd. Şti ile arasındaki sigorta sözleşmesinin “Üçüncü Şahıs Sorumluluk İstisnaları” başlıklı kısmının 11. maddesinde yer alan ve teminat dışında tutulan bir hal olduğu, dolayısıyla aynı şartın sigorta tazminatını ödemiş olmakla … Ltd. Şti yerine geçen davacı … Sigorta AŞ. için de geçerli olduğu, diğer bir ifade ile bu dava açısından TTK 1472 hükmü gereği aranan sigorta ettirenlerin üçüncü şahıslara karşı tazminat talebi hakkına sahip olma şartının, davalı … Sigorta Şirketi açısından gerçekleşmediği, davalının dava dışı … Ltd. Şti ile arasındaki sigorta sözleşmesinin yine dava dışı … Ltd. Şti ve dolayısıyla davacı … Sigorta AŞ’ye talep hakkı vermediği, Hasar yönünden yapılan incelemede, hasarın raporunun olaya uyduğu, çıkan parçaların bir hurda değeri söz konusu olmadığını, yenilen parça tutarları, kaporta, elektrik, boya işçilik tutarları dikkate alındığında toplam hasar bedeli kadri maruf olduğu” yönünde tespit ve görüşüne yer verilmiştir. Aldırılan bilirkişi raporunda birleşen dosyaya yönelik değerlendirme yapılmadığı görülmekle aynı heyetten bu nedenle aldırılan yeni raporda; “birleşen dosyanın davalılarından … Ltd. Şti’nin davaya konu zarardan karine olarak sorumluluğunun bulunduğu, birleşen dosyanın diğer davalısı …’ın ise ne haksız fiil, ne de başka herhangi bir sebeple sorumluluğundan bahsetmenin mümkün olmayacağı” mütalaa edilmiştir. Somut olayda, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanlığının 16/05/2014 tarihli raporuna göre …’e ait Tır parkında bulunan atık lastik ve çöplerin yandığı ve yangının park halinde bulunan … ve … plakalı tırların ön kısmına sirayet etmesi sonucunda hasarın meydana geldiği, davacı sigortacının, kasko sigorta poliçesi ile sigortalı … plakalı aracın hasar görmesi nedeniyle, 02/09/2015 tarihinde sigortalısına 7.757,00 TL ödeme yaptığı, davacının ödediği hasar bedelinin birleşen davalılardan … Şirketi ile şirket yetkilisi …’dan haksız fiil hükümleri, asıl davalı … Sigorta şirketinden Akaryakıt Servis İstasyonları Sigorta Poliçesi kapsamındaki Üçüncü Şahıs Sorumluluk teminatı uyarınca rücuen tazmini amacıyla takip başlattığı anlaşılmıştır. Davalı … Petrol şirketi vekili, hasara konu yangının çıktığı yer, müvekkil şirket tarafından üçüncü şahsa kiralanan lastik garajı olduğunu, müvekkilinin herhangi bir kusurunun bulunmadığını savunmuş ise de olayın petrol istasyonu olarak işletilen davalı şirketin sorumluluğunda bulunan Tır parkında meydana geldiği, yangın raporuna göre Tır parkında bulunan atık lastik ve çöplerin yandığı ve yangının park halinde bulunan … ve … plakalı tırların ön kısmına sirayet etmesi sonucunda hasarın meydana geldiği anlaşılmakla atık lastik ve çöplerin Tır parkında bulunmasına müsaade eden davalı şirket kusurlu görüldüğü gibi TBK 71/1 maddesinin ”önemli ölçüde tehlike arz eden bir işletmenin faaliyetinden zarar doğduğu takdirde bu zarardan işletme sahibi ve varsa işleten müteselsilen sorumludur.” düzenlemesi karşısında petrol istasyonu olarak işletilen davalı şirketin sorumluluğunda bulunan Tır parkında meydana zarardan davalı işletme sahibi sorumlu olduğu kabul edilmiştir. Davalı şirket vekili hasarın, Akaryakıt Sigorta Poliçesi kapsamında üçüncü şahıs mali sorumluluk sigorta poliçesi kapsamında karşılanması gerektiğini savunmuş ise de hasarın teminat kapsamında kalıp kalmadığı, sigortalısına halef olan davacı sigorta şirketine karşı davalı işletenin sorumluluğunu ortadan kaldırmadığından ve davacı tarafça bu husus istinaf edilmediğinden davalının bu yöndeki istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. Davalı vekili diğer bir istinaf nedeni olarak davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte sigortacının ödediği bedelden fazlasını, bu arada örneğin ekspertiz ücretini zarar sebebiyet veren üçüncü şahıstan isteyemeyeceği, bu nedenle rücuen tazminat talebine konu edilecek hasar kalemlerinden oluşması gerektiği yönündeki itirazı incelendiğinde, davacının eskpertiz ücreti talep etmediği, hasar kalemleri olarak yenilen parça tutarları, kaporta, elektrik, boya işçilik tutarları olduğu, alınan bilirkişi raporunda hasar raporunun olaya uygun olduğu ve hesaplanan hasar bedelinin kadri maruf olduğu görülmüştür. Açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesinin kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, HMK 353/1.b.1 bendi uyarınca davalı vekilinin istinaf başvusunun esastan reddine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-HMK’ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davalının istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2- Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf maktu karar harcından, davalı tarafından yatırılan 137,94 TL harcın mahsubu ile bakiye 57,24 TL’ nin istemi halinde davalı tarafa iadesine, 4-Davalının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına, 5- Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere oy çokluğu ile karar verildi.09/02/2022
MUHALEFET ŞERHİ 492 sayılı Harçlar Yasası’nın 2. maddesinde “Yargı işlemlerinden bu kanuna bağlı (1) sayılı tarifede yazılı olanların yargı harçlarına tabi olduğu ” belirtilmiştir. Harçlar Kanunu Genel Tebliği , (1) Sayılı Tarife Yargı Harçlarının III- karar ve ilam harcı başlıklı 1/a madddesinde “Konusu belli bir değerle ilgili bulunan davalarda esas hakkında karar verilmesi halinde hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu değer üzerinden binde 68.31 oranında nisbi harç alınacağı”, 1/e maddesinde ” (değişik:5235/m. 52) yukarıdaki nisbetlerin Bölge Adliye Mahkemeleri, Bölge İdare Mahkemeleri, Danıştay ve Yargıtay’ın tasdik veya işin esasını hüküm altına aldığı kararları içinde aynen uygulanacağı” belirtilmektedir. Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 27.12.2021 tarih ve 2021/9035 E 2021/7367 K sayılı ilamında da ”…. Bölge Adliye Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan temyiz başvurusu üzerine HMK’nın 344 maddesi uyarınca, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekiline usulüne uygun şekilde tebliğ edilen muhtıra kapsamında 1 haftalık kesin süre içerisinde gerekli harç ve giderlerin yatırılmadığı gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesince HMK’nın 366/1 maddesi yollamasıyla aynı Kanun’un 344/1 maddesi uyarınca davacının temyiz başvurusunun yapılmamış sayılmasına ilişkin olarak verilen 05/11/2021 tarihli ek kararda hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK’nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi 05/11/2021 tarihli ek kararının onanmasına ”dair karar verildiği nazara alındığında; nisbi değere tabi bulunan davalarda, davanın kabulüne/kısmen kabulüne ilişkin ilk derece mahkemesi kararı aleyhine davalı tarafça istinaf yasa yoluna başvurulması halinde Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf başvurusunun esastan reddi ile nisbi karar ve ilam harcına hükmedilmesi gerektiği düşüncesiyle , sayın çoğunluğun bu konuya ilişkin görüşüne katılmamaktayım.