Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/582
KARAR NO: 2022/160
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)
ESAS NO: 2014/341
KARAR NO: 2018/229
DAVA TARİHİ: 11/11/2008
KARAR TARİHİ: 31/05/2018
DAVA: Kayıt Kabul ve Alacak
KARAR TARİHİ: 16/02/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Ambarlı Kumport terminaline 20/09/2008 tarihinde … gemisinin 08/07 sefer sayısı ve … no.lu konişmentosu tahtında gelen, 1 nolu davalının ihbar adresi ve 2 no.lu davalının ise alıcısı olduğu yükün müvekkilinin … numaralı konteynerinden uyarılara rağmen davalılarca alınmadığını, TTK md. 1258 ile yük alacaklısı hakkının düzenlendiğini ve buna göre navlun alacağı gibi demuraj ücretinin de TTK md. 1077 hükmü gereği taşıyana yük üzerinde yük alacaklısı hakkı verdiğini, yük alacaklısı hakkının bir tür kanuni rehin hakkı olduğunu, müvekkilinin konteynerindeki davalılara ait yük üzerinde demuraj alacağından doğan rehin hakkının yükleme anında meydana geldiğini ve yükün teslimi anına kadar devam ettiğini, 20/09/2008 tarihinden davalılar tarafından teslim alınmayan yüklerin bekletildiği konteynerin demuraj faturalarının ödenmediğini ve ihtarnamelerinde sonuç vermediğini belirterek, demuraj ücret alacağının fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik toplam 12.845,00 Euro tutarının fatura tarihlerinden itibaren yabancı paraya bankalarca uygulanmakta olan en yüksek faizleriyle aynen bunun mümkün olmadığı takdirde yabancı paranın BK. md. 83 gereği ödeme tarihindeki TL karşılığının yine fatura tarihleri itibariyle TL’ye işleyecek en yüksek faiziyle birlikte kanuni rehin ve hapis hakkı tanınarak tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili hakkında İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2007/907 E. sayılı dosyasında 09/09/2008 tarihinde iflasın 1 yıl süreyle ertelenmesine karar verildiğini beyan ederek davacının tedbir taleplerinin reddi gerektiğini beyan etmiştir. Davalı … cevap dilekçesinde özetle; Dava dilekçesi ekinde davalıya tebliğ edilen … no.lu konişmento ve temsil ettiği emtianın … referans no.lu belgeli akreditif ile ilgili olduğunu, bu ilişkide davaya konu emtianın ithalatçısı davalı … olup müvekkili bankanın ise sadece davalı … lehine akreditif açan banka konumunda olduğunu, anılan konişmentonun müvekkili banka emrine düzenlenmiş olmasının davalı bankanın bu emtianın ithalatçısı/alıcısı olmasından değil akreditif ilişkisinden kaynaklandığını, akreditif işlemleri tahtında düzenlenen konişmentoların akreditifin tarafı olan banka emrine düzenlendiğini, banka tarafından da ithalatçıya ciro yoluyla devredildiğini, davaya konu edilen konişmentonun müvekkili banka tarafından diğer davalıya ciro edildiğini, konişmento ve temsil ettiği emtia üzerindeki her türlü tasarruf hak ve yetkisinin de diğer davalıya intikal ettiğini, ciro ve devir işleminden sonra müvekkili bankanın ilgili emtia üzerinde herhangi bir tasarrufta bulunabilmesinin hukuken mümkün olmadığını, huzurdaki davada müvekkili bankaya husumet yöneltilmeyeceğinden pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddi gerektiğini, davacının bugüne kadar davaya konu alacak iddiası hususunda müvekkili bankaya hiçbir talep yöneltmediğini, davacının iddia ettiği alacağın l yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğunu, konişmentonun 30/07/2007 tarihinde düzenlendiğini, müvekkili tarafından 13/08/2007 tarihinde diğer davalıya ciro ile devredildiğini bu nedenle 13.08.2007 tarihi itibariyle müvekkilinin dava konusu emtiayla ilgisinin kalmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; “…Yabancılık unsuru bulunan uyuşmazlığa MÖHUK m. 24 f, I uyarınca konişmentoda belirlenen taşıyanın işyeri hukuku olan Türk Hukukunun uygulanmasına karar verilmiştir. Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan tüm delillerden, davanın konusunun demuraj alacağına ilişkin olduğu, mahkememizce alanında uzman bilirkişilerce tanzim olunan 20/04/2018 tarihli rapor içeriğine dosya kapsamı deliller ile uyumlu olması nedeniyle itibar olunduğu, davacı … A.Ş. tarafından düzenlenmiş olan 03/09/2007 tarih ve … nolu konişmentoya göre, yükleyici … tarafından 1 kasa transformatör parçası malın alıcısı … A.Ş. şirketine teslim edilmek üzere … nolu 20’lik konteyner içerisine yüklenerek … isimli gemiyle Teesport limanından İstanbul limanına gönderildiği, bu konişmentonun devamında ücretlerle alakalı bölümde; bir 20’lik konteynerin gemiden boşaltılmasından itibaren boş konteynerin iadesine kadar, Pazar günleri ve tatillerde dahil 7 günlük ücretsiz süre (free time) belirlendiğinin görüldüğü, yani konteynerin teslim alınmasından itibaren 7 gün içerisinde iade edilmesi halinde herhangi bir ücret ödenmeyeceği, 7 günlük bu süreden sonra alıcının, 8.günden 14.güne kadar 15 Euro/gün, 15.günden 21.güne kadar 25 Euro/gün, 22.günden itibaren 35 Euro/gün demuraj ödemekle yükümlü olacağı, davacı … tarafından davalı alıcı … A.Ş. ne faks ile gönderilen 14/09/2007 tarihli ihbarnameye göre, … nolu 20’lik konteyner içerisindeki 8 palet … cinsi malının 16/09/2007 tarihinde Ambarlı/İstanbul limanına geleceğinin ihbar edilmiş olduğunun görüldüğü, bu şekilde 1 numaralı davalının demuraj ücretinden sorumlu olacağı, söz konusu konteynerin Kumport, İstanbul limanında 20/09/2007 tarihinde gemiden tahliye edildiği, davacı tarafından kesilen ilk demuraj faturası olan 07/11/2007 tarih ve … sayılı 1.260 Euro tutarındaki faturada da başlangıç tarihinin 20/09/2007 olarak kabul edildiğinin tespit edildiği, davacının en son kesmiş olduğu 21/10/2008 tarih ve 178113 sayılı faturadan ise, 21/10/2008 tarihine kadar olan demuraj ücretinin talep edilmiş olduğunun anlaşıldığı, bu durum karşısında konteyner demurajının 20/09/2007 tarihinden itibaren 21/10/2008 tarihine kadar hesaplanması gerektiği, konişmentodaki kayda göre konteyner demurajı; Dava konusu 1 adet 20’lik konteyner için 20/09/2007-26/09/2007 tarihleri arasındaki ilk 7 gün ücretsiz süre olup devamında, 27/09/2007- 03/10/2007 tarihleri arasındaki ilk 7 gün ödenecek demuraj, günlük 15 Euro üzerinden (7 gün x 15 Euro) 105 Euro, 04/10/2007- 10/10/2007 tarihleri arasındaki 7 gün için ödenecek demuraj günlük 25 Euro üzerinden (7 x 25 Euro) 175 Euro, 11/10/2007 tarihinden itibaren 21/10/2008 tarihleri arasındaki 377 gün için ödenecek demuraj günlük 35 Euro üzerinden (377 x 35 Euro) 13,195 Euro olmak üzere toplam demuraj alacağının; 13.475 Euro olarak hesaplanması gerekeceği, bu miktardan daha önce ödenen 2,275 Euro mahsup edildiğinde, davacının talep edebileceği demuraj alacağının 13.475 Euro -2.275 Euro = 11.200 Euro olduğu, davacı tarafından düzenlenen ticari faturaların akdi ilişkiye uygun ve ticari kayıtlara usulünce kaydedilmiş olduğu, davacının düzenlediği faturalara bakıldığında demuraj hesabının 20/09/2007 tarihinden itibaren 21/10/2008 tarihine kadar yani bir yıl, bir ay, bir gün üzerinden hesaplanmasının esas olduğu, zira varış ihbarının 16/09/2007 tarihi için Ambarlı limanı için yapılmasına karşın, mal Kumport limanına 20/09/2007 tarihinde iniş yapmış ve bu tarihten itibaren hesaplama yapılmasının yerinde olduğu, öte yandan, konişmento bilgileri ve demuraj talebi ile faturalar karşılaştırıldığında 15.120 Euro – 13.475 EURO= 1.645,00 EURO fark olduğunun belirlendiği, bu durumun da davacının düzenlediği faturaların konişmento ile uyumsuzluğuna işaret ettiği, faturalar ve demuraj hesap dönemleri baz alındığında dahi, davacı alacak bakiyesinin 11.200 Euro olarak hesaplandığı, dosyada mevcut bilirkişi raporları ile farklılık oluşması, demuraj hesabında sürenin ihtar ve ihbar ile tamamlanmış olduğu değerlendirmesinden kaynaklandığı anlaşılmakla 1 nolu müflis davalı … AŞ aleyhine açılan davanın kayıt kabul davası olarak kabulü ile 11.200 Euro alacağın dava tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/a madde ve fıkrası gereğince işleyecek faizi ile birlikte davalı müflis şirketin İstanbul … İflas müdürlüğünün … esas sayılı İflas dosyasındaki iflas masasına kayıt kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir. 2 no.lu davalının eşyanın boşaltma limanına varma tarihinden önce konişmentodan doğan haklarını 1 no.lu davalıya devrettiği, dolayısıyla kendisine husumet yöneltilemeyeceği kanaatine varılmakla hakkında açılan davanın reddine karar verilmiştir.” gerekçesiyle; “1-2 nolu davalı … aleyhine açılan davanın REDDİNE, 2-1 nolu müflis davalı … AŞ aleyhine açılan davanın kayıt kabul davası olarak kabulü ile 11.200 Euro alacağın dava tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/a madde ve fıkrası gereğince işleyecek faizi ile birlikte davalı müflis şirketin İstanbul … İflas müdürlüğünün … esas sayılı İflas dosyasındaki iflas masasına KAYIT KABULÜNE” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı Müflis … A.Ş. vekili yasal süre içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesi nezdinde yapılan yargılama sırasında tanzim edilen ilk iki kök raporda da davacının davalı müflisten demuraj ve tazminat talep edilemeyeceğinin belirtildiğini, dosya kapsamındaki diğer ek raporlarda ve 17/04/2018 tarihli bilirkişi raporunda bu hususa değinilmeksizin sadece faturalarla ilgili inceleme yapılarak, fatura alacaklarının istenip istenemeyeceği hususunda değerlendirme yapılarak davacının demuraj ve tazminat talep edeceği yönünde görüş bildirildiğini ancak ek raporların eksik ve hatalı inceleme sonucunda tanzim edilmiş olması nedeniyle hüküm kurmaya elverişli olmadığını, zira raporun 12. sayfasında davacının düzenlediği faturalar ile konişmentonun uyumsuzluğunun belirtilmiş olmasının da işbu yöndeki itirazlarını kanıtlar nitelikte olduğunu, TTK’nın ilgili hükümleri gereğince demuraj bedelinden gönderilenin sorumlu tutulabilmesi için konişmentoda ilgili klozun bulunması ve gönderilenin yani davalı müflisin malı teslim alması gerektiğini, somut olayda ise davalı müflis tarafından malın teslim alınmaması sebebiyle ikinci şartın gerçekleşmediği sabit olup, bu sebeple davacı tarafından davalı müflisten demuraj ve tazminat bedeli talep edemeyeceği hükme esas teşkil eden raporda açıkça yer almasına rağmen ilk derece mahkemesince kurulan hükümde işbu hususun göz ardı edildiğini, davalı Müflis … A.Ş.’nin 28/12/2007 tarihi itibari ile iflas erteleme sürecine girdiğini ve 14/04/2014 tarihinde iflasına karar verildiğini, davalı hakkında tasfiye işlemlerine başlanmış olması evleviyetle kusur karinesinin yokluğunu göstermiş olsa da ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sırasında alınan herhangi bir bilirkişi raporunda bu hususa yer verilmediğini, davalı Müflis … A.Ş.’nin ticari defterleri ticari defterleri tasfiye işlemlerini yürüten İstanbul … İflas Müdürlüğünde bulunmasına karşın, defterleri incelenmeden tek yanlı raporlar tanzim edilmesinin de hukuka aykırı olduğunu beyan ederek kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nun 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re’sen gözetilmiş ayrıca HMK’nun 357. maddesindeki “İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz” kuralı nazara alınmıştır. Dava, dava dışı … tarafından Teesport Limanından gönderilen, davacıya ait konteynerde taşınan yükün, davalılar tarafından teslim alınmadığı iddiası ile 12.845,00 Euro demuraj ücretinin tahsili istemine ilişkindir ancak davalı … A.Ş.’nin yargılama aşamasında iflas etmesi neticesinde bu şirket yönünde kayıt kabul davasına dönüşmüştür. Demuraj ücreti, dolu olarak gelen konteynerlerin gemiden tahliye edildiği gün ile içerisindeki eşyanın konteynerdan boşaltıldığı güne kadar geçen süre, belirlenen günden fazla ise taşıyana ödenen bir ücrettir. Davacı şirket tarafından düzenlenmiş olan 03/09/2007 tarih ve … nolu konişmentoya göre, yükleyici … tarafından 1 kasa transformatör parçası malın alıcısı … A.Ş. şirketine teslim edilmek üzere … nolu 20’lik konteyner içerisine yüklenerek … isimli gemiyle … limanından İstanbul limanına gönderilmiştir. Konişmentoda sürestarya ücretlerinin düzenlendiği kısımda 20’lik konteynerin gemiden boşaltılmasından itibaren boş konteynerin iadesine kadar pazar günleri ve tatillerde dahil 7 günlük ücretsiz süre (free time) belirlenmiş, 7 günlük bu süreden sonra alıcının 8.günden 14.güne kadar 15 Euro/gün, 15.günden 21.güne kadar 25 Euro/gün, 22.günden itibaren 35 Euro/gün demuraj ödemekle yükümlü olacağı hususu düzenlenmiştir. Davacı tarafından dava dilekçesi ekinde alacağa yönelik sunulan fatura ve ihtarnameler incelenmiştir. Kadıköy … Noterliğinin 13/02/2008 tarihli … yevmiye nolu ihtarnamesi ile; demuraj ücreti açıklamalı 24/12/2007 tarih … nolu 630,00 Euro bedelli, 31/12/2007 tarih … nolu 245,00 Euro bedelli, 31/01/2008 tarih … nolu 1.120,00 Euro bedelli, 11/02/2008 tarih … nolu 315,00 Euro bedelli faturaların 3 iş günü içinde ödenmesi talep edilerek 14/02/2008 tarihinde davalı müflis şirkete tebliğ edildiği, Kadıköy … Noterliğinin 14/03/2008 tarihli … yevmiye nolu ihtarnamesi ile; önceki ihtarnamedeki 4 adet faturaya ek olarak 12/03/2008 tarih … nolu 1.050,00 Euro bedelli demuraj ücreti açıklamalı faturanın3 iş günü içinde ödenmesi talep edilerek 17/03/2008 tarihinde davalı müflis şirkete tebliğ edildiği, Kadıköy … Noterliğinin 15/05/2008 tarihli … yevmiye nolu ihtarnamesi ile; önceki ihtarnamelerdeki 5 adet faturaya ek olarak 16/04/2008 tarih … nolu 1.470,00 Euro bedelli demuraj ücreti açıklamalı faturanın 3 iş günü içinde ödenmesi talep edilerek 16/05/2008 tarihinde davalı müflis şirkete tebliğ edildiği, Bu durumda davacının düzenlenmiş olduğu toplam bedeli 4.830,00 Euro olan 6 adet faturanın davalı tarafa noter ihtarı ile tebliğ edildiği tespit edilmiştir. Davacı tarafından düzenlenen 01/07/2008 tarihli … nolu 2.240,00 Euro bedelli, 06/08/2008 tarihli … nolu 3.500,00 Euro bedelli, 23/09/2008 tarihli … nolu 1.260,00 Euro bedelli ve 21/10/2008 tarihli … nolu 1.015,00 Euro bedelli faturaların ise kargo ve iadeli taahhütlü posta yoluyla gönderildiği ifade edilmiş ve kargo/posta gönderim belgeleri dosyaya sunulmuştur. Kargo/posta ile gönderildiği ifade edilen 4 adet faturanın toplam bedeli ise 8.015,00 Euro olduğu tespit edilmiştir. Davacının talep ettiği toplam bedel gerek ihtarnameler gerekse kargo/posta yolu ile gönderilen 10 adet faturadan kaynaklanan 12.845,00 Euro’dur. İlk derece mahkemesinin uzak yol kaptanı …’dan alınan 06/05/2010 tarihli 1. bilirkişi raporunda; konişmentonun alıcısının 2 no.lu davalı banka olduğu, 1 no.lu davalının ise sadece ihbar adresi olarak konişmentoda yer aldığı, bu nedenle sözleşmenin tarafı olmadığı ve demuraj ücretinden 2 no.lu davalı bankanın sorumlu olduğu, … A.Ş. lehine sürestarya hakkının doğduğu, geminin varış tarihi 20/09/2008 olup ilk bir hafta ücretsiz olduğu için 27/09/2008 tarihinde kadar konteyner ücreti alınmayacağı, 27/09/2008 tarihinden sonra konteynerin iade edildiği 18/02/2010 tarihine kadar toplam 509 gün için hesaplanan demuraj bedelinin konişmentoda yer alan tabloya göre hesaplama yapıldığında (8 ila 14.gün için günlük 15 Euro, 15 ila 21.gün için günlük 25 Euro, 22.gün ve üzeri için günlük 365 Euro hesabı ile) 17.635 Euro olduğu, genel denizcilik teamüllerine göre hesaplama yapıldığı takdirde ise 90 günden sonra konteyner şirketleri 5.000,00 USD talep ettiği için 90 günden önceki süre için 2.620 Euro + 90 günden sonrası için 5.000,00 USD olarak hesaplanabileceği, davacı yanın bahse konu konteynerin boşaltılması, nakliyesi, hamaliyesi, ardiye ücreti gibi ücretleri ödemiş olduğu, bu alacağına karşılık yükün satış bedelinden elde edilen ücrete öncelik kazanacağı yönünde görüş bildirilmiştir. Davacı vekili tarafından bilirkişinin ücreti yanlış hesaplamadığı, davalı banka vekili tarafından ise sorumluluk yönünden yanlış tespit yapıldığı yönünde itiraz edilmesi üzerine ilk derece mahkemesinin uzak yol kaptanı … ve hukukçu …’den aldığı 27/10/2010 tarihli 2. bilirkişi raporunda; Yabancılık unsuru bulunan uyuşmazlığa MÖHUK m. 24/1 uyarınca konişmentoda belirlenen taşıyanın işyeri hukuku olan Türk Hukukunun uygulanacağı, konişmentoda yer alan bilgilere göre teslim şekli “…” olarak kararlaştırıldığı, bu satış türü uyarınca TTK 1016 anlamındaki navlun sözleşmesini kurma borcunun dava dışı …’da olduğu, konişmentonun sağ üst köşesinde yer alan kayıt uyarınca davacının taşıyan sıfatına sahip olduğu, konteyner taşıması dikkate alındığında TTK 1016/1.2 uyarınca “kırkambar” sözleşmesinin taşıyan ile kurulduğu ancak navlun sözleşmesi kurma borcunun satıcı üzerinde olduğu dikkate alındığında TTK 1016 anlamında navlun sözleşmesinin tarafı olan taşıtan sıfatının dava dışı …’ya ait olduğu, dava dışı satıcının ayrıca konişmentodaki “shipper” kaydı uyarınca yükleten sıfatına sahip olduğu, konişmentonun gönderilen kısmında 2 no.lu davalı bankanın yer aldığı, 1 no.lu davalı şirketin ise “ihbar edilen” kısmında yer aldığı ve TTK 1052 uyarınca geminin vardığı ve boşaltmaya hazır olduğu kendisine bildirilecek olan kişi olduğu, 2 no.lu davalı bankanın dosyaya sunduğu kayıtlara göre ciro yoluyla konişmentoyu 13/08/2007 tarihinde 1 no.lu davalıya devrettiği, bu tarihten itibaren TTK 1102/1 uyarınca eşyayı teslim almaya yetkili kişinin 1 no.lu davalı şirket olduğu ve “gönderilen” sıfatına sahip olacağı, yine bu ciro nedeniyle 2 no.lu davalı bankanın ciro tarihi 13/08/2007 tarihinden sonra gönderilen sıfatı ile sorumlu olmayacağı, ciro tarihi konteyner gecikme ücretinin doğduğu tarihten yaklaşık 1 ay öncesine denk geldiği için 2 no.lu davalı bankanın gecikme ücretinden sorumlu olmayacağı, konteyner gecikme ücretine ilişkin tarifenin konişmentoda yer aldığı bu sebeple taşıyan sıfatına sahip davacı bakımından istenebileceği, tarifeye göre 20/09/2007-26/09/2007 tarihleri arasında 7 günün serbest süre olarak belirlendiği, 26/07/2007-03/09/2007 arası 7 gün günlük 15 Euro’dan 105,00 Euro, 03/09/2007-10/09/2007 tarihleri arası 7 gün günlük 25 Euro’dan 175,00 Euro, 10/09/2007-18/02/2010 tarihleri arası 891 gün günlük 35 Euro’dan 31.185,00 Euro hesabı ile toplam 105,00 Euro + 175,00 Euro + 31.185,00 Euro = 31.465,00 Euro olarak hesap edildiği, konişmentonun arka yüzünde “19.return of containers” kısmında bu kloz bakımından dava dışı satıcının “consignor”, davalının ise “consignee” olarak tanımlandığı ve ilgili klozun 3.paragrafının b bendinde boşaltma limanındaki konteyner gecikmesinden “consignor” ve “consignee” müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu için bu kaydın TTK 1069 madde hükmü ile birlikte değerlendirilmesi gerektiği, TTK 1069’da; “Gönderilen; malı teslim almakla navlun ve navlun teferruatından olan bütün masrafları ve sürastarya ücretini, teslim almanın dayandığı mukavele veya konişmento hükümlerine göre ödemeye…mecbur kalır.” düzenlemesi yer aldığı, navlun sözleşmesinin bu sözleşmeye taraf olmayan gönderilen bakımından üçüncü kişi lehine bir sözleşme olduğu ve üçüncü kişi gönderilenin konişmento veya navlun sözleşmesi ile borçlandırılmasının mümkün olmadığı, gönderilen sıfatına sahip olan 1 no.lu davalının konteyner gecikme ücreti dolayısıyla sorumlu tutulabilmesi için TTK 1069 uyarınca eşyanın gönderilen tarafından teslim alınmış olması ve konişmentoda söz konusu ücretin gönderilen tarafından ödeneceğine dair açık hüküm bulunması ve bu iki şartın birlikte gerçekleşmesi gerektiği, konişmentonun arka yüzünde bulunan klozlardan 19(3)(b)’de ikinci şartın gerçekleştiği ancak eşyanın gönderilen tarafından teslim alınmaması sebebiyle l no.lu davalının söz konusu ücreti ödemekle yükümlü olmadığı sonucuna varıldığı bildirilmiştir. Davacı vekili 2.raporda davalıların demuraj bedelinden sorumluluklarına ilişkin tespit yönünden rapora itiraz etmesi üzerine mahkemece hukukçu Prof. Dr. … ve liman işletme uzmanı …’den 08/03/2011 tarihli 3. bilirkişi raporu alınmıştır. Raporda özetle; Konteynerin gönderilen tarafından teslim alındıktan sonra boşaltılarak taşıyana iade edilmesine kadar geçen ve belirli bir zamana bağlanması gereken süre aşıldığında konteyner demurajı doğacağı, demurajın hukuki niteliğinin konteynerin kiralanması karşılığında alınan ücretten ibaret olduğu, konteyner demurajının talep edilebilmesi için borçlu olduğu iddia edilen taraf ile taşıyan/donatan arasında bir sözleşme kurulmuş olması gerektiği, genel uygulamanın bu sözleşmenin konişmento üzerine basılması veya bu tarifeye borçlandırılan tarafından nasıl ulaşılabileceğinin sözleşmenin kuruluş aşamasında borçlandırılan tarafça bildirilmesi şeklinde olduğu, dava konusu konişmentoda konteyner demuraj tarifesinin yer aldığı ve bu durumda konteyner demorajı talep edilebilmesi için gereken koşullardan ilkinin sağlandığı, TTK 1069’da gönderilen malı teslim almak ile navlun ve navlun teferruatından olan bütün masrafları ve sürastarya ücretini teslim almanın dayandığı mukavele veya konişmento hükümlerine göre ödemeye mecbur kalır denildiği, gönderilenin eşyayı teslim almasının eşya üzerindeki fiili hakimiyeti elde etmesi anlamına geldiğ, konişmentonun damgalattırılmak üzere veya ordino kestirmek üzere kaptana veya taşıyanın acentesine verilmesi, boşaltma yerinin tayini, navluna mahsuben ödeme yapılması eşyanın gönderilen tarafından teslim alınmaması halinde eşyanın ambara tevdiinin uyuşmazlıkta 1 numaralı davalı olan gönderilenin ordinoyu veya emtiayı teslim almadığı dava dosyasındaki belgelere göre sabit olup bu noktada konteyner demoraj talebinin yapabilmesi ile ilgili 2. şartın gerçekleşmediğinin anlaşıldığı, kırkambar sözleşmesinde yapılan davet üzerine gönderilen tarafından gecikmeksizin malın teslim alınmasının zorunlu olduğu (TTK 1059/1) ancak dosya kapsamında bu yönde bir ihbar bulunmadığı, bu nedenle en erken ihbar tarihinin davacının Kadıköy … Noterliğininden 13/02/2008 tarihinde gönderdiği demoraj faturasının ödenmesine ilişkin ihtarname olarak değerlendirilebileceği, davacının 13/02/2008 tarihinde gönderdiği ihtamamede ilk demoraj bedelinin 24/12/2007’ye kadar 630 Euro olarak belirtildiği, 630 Euro’luk demoraj tarifeye göre hesaplandığında demoraj ücretinin 23/11/2007’den başlatılarak hesaplandığının görüldüğü, demorajın 23/11/2007’de başlatılmasına dayanak olacak bir delile rastlanılmaması durumu mahkemenin takdirine ait olmak üzere şayet 23/11/2007 demoraj hesabının başlatılacağı tarih olarak mahkemece kabul edilirse, 13/02/2008’de Kadıköy … Noterliği’nden gönderilen ihtarnamenin 1 no.lu davalıya tebliğini izleyen tarihten itibaren 3 gün daha eklenmesi suretiyle ihtamamenin gönderildiği tarih 13/02/2008 tarihi 1 no.lu davalıya tebliğ tarihi olarak farz edilirse ihtamamede verilen süre karşılığı demorajın (35 Euro X 3 gün = 105 Euro) ihtarmamede talep edilen demoraja (2.310 Euro) eklenmesiyle toplamda 2.415 Euro olarak hükmedilebileceği, demoraj ücreti yükün gönderilen tarafından kabul edilmesi durumunda gönderilenden talep edilebilecek olup gönderilen yükü teslim almayı kabul etmediği takdirde taşıyanın gönderilenden demoraj talep edebilmesinin mümkün olmadığı ayrıca konişmentonun ciro edilmesi nedeniyle 2 no.lu davalı bankaya demurajla ilgili bir talepte bulunulamayacağı belirtilmiştir. Heyete mali müşavir … eklenerek alınan 17/06/2013 tarihli ek raporda; davacı defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, 24/12/2007 tarihli 630,00 Euro bedelli, 31/12/2007 tarihli 245,00 Euro bedelli, 31/01/2008 tarihli 1.120,00 Euro bedelli, 11/02/2008 tarihli 315,00 Euro bedelli, 12/03/2008 tarihli 1.050,00 Euro bedelli, 16/04/2008 tarihli 1.470,00 Euro bedelli olmak üzere toplam 4.830,00 Euro bedelli 6 adet faturanın ihtarname ile davalı müflis şirkete tebliğ edildiği, davalının süresi içerisinde itiraz ettiğini ispatlayamaması halinde bu fatura bedellerinin kesinleştiği ancak 01/07/2008 tarihli 2.240,00 Euro bedelli, 06/08/2008 tarihli 3.500,00 Euro bedelli, 23/09/2008 tarihli 1.260,00 Euro bedelli ve 21/10/2008 tarihli 1.015,00 Euro bedelli toplam 8.015,00 Euro faturaların noterden ihtarname ile değil iadeli taahhütlü kargo yoluyla gönderildiği içeriği belli olmadığı için bu faturaların tebliğ edilip edilmediğini hususunda takdirin mahkemeye ait olduğu, davacının ticari defterlerine göre davalıdan 31/12/2008 tarihi itibariyle 27.498,58 TL alacaklı olduğu, davalı tarafça ticari defterleri sunulmadığından inceleme yapılamadığı ifade edilmiştir. İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/04/2014 tarihli 2013/134 E. 2014/80 K. sayılı kararı ile davalı … A.Ş.’nin iflasına karar verilmiş, karar Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 02/04/2015 tarihli 2014/10119 E. 2015/2205 K sayılı ilamı ile onanmış, karar düzeltme talebi reddedilerek kesinleşmiştir. İstanbul … İflas Müdürlüğünün … iflas sayılı dosyasına davacı vekili tarafından 19/06/2014 tarihinde sunulan dilekçe ile; 12.845,00 Euro fatura alacağı ve dava tarihi 11/11/2008 tarihinden, iflas tarihi 14/04/2014 tarihine kadar geçen sürede işlemiş 5.004,02 Euro faiz olmak üzere toplam 17.849,02 Euro alacağın, iflas tarihindeki TCMB efektif satış kuruna göre karşılığı olan 52.683,16 TL alacağın iflas masasına kaydı talep edilmiştir. İflas masasının 137 sırasına kaydedilen talep yönünden 03/10/2014 tarihinde işin hallinin muhakemeyi gerektirdiği belirtilerek reddine karar verilmiş, karar davacı vekiline 27/10/2014 tarihinde tebliğ edilmiştir. Dosya kapsamında alınan raporlar arasında çelişki olduğu gerekçesiyle mahkemece taşıma uzmanı …, uzakyol kaptanı … ve smmm …’dan alınan 17/04/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı tarafından davalı adına 2007 yılında tanzim edilen 3.150,00 Euro toplam tutarındaki faturalar karşılığında tahsil edilen 2.275,00 Euro’nun tenzili ile davacının davalıdan 31/12/2007 tarihi itibarıyla 875,00 Euro karşılığı 1.496,43 TL alacaklı olduğu, davalı adına 2008 yılında tanzim edilen 15.050,00 Euro tutarındaki faturaların davalının hesabına borç kaydı ile 31/12/2008 tarihi itibarıyla (2007 yılı alacak bakiyesi 875,00 Euro + 2008 yılı tanzim edilen fatura toplamı 15.050,00 Euro ) 15.925,00 Euro alacaklı olduğu, davacının 21/10/2008 tarihi itibarıyla 12.845.00 Euro alacağını dava konusu ettiği, davalı şirket defterleri ibraz edilmediğinden inceleme yapılamadığı, davacı tarafından alıcı … A.Ş.’ne faks ile gönderilen 14/09/2007 tarihli İHBARNAME’ye göre; … nolu 20’lik konteyner içerisindeki 8 palet … cinsi malının 16/09/2007 tarihinde Ambarlı/İstanbul limanına geleceğinin ihbar edildiği ancak dosyada mevcut bilgi ve belgelerden, söz konusu konteynerin Kumport, İstanbul limanında 20/09/2007 tarihinde gemiden tahliye edildiği, davacı tarafından kesilen ilk demuraj faturası olan 07/11/2007 tarih ve … sayılı 1.260,00 Euro tutarındaki faturada da başlangıç tarihinin 20/09/2007 olarak kabul edildiği, davacının en son kesmiş olduğu 21/10/2008 tarih ve … sayılı faturadan ise 21/10/2008 tarihine kadar oları demuraj ücretinin talep edilmiş olduğu, bu durumda konteyner demurajının 20/09/2007 tarihinden 21/10/2008 tarihine kadar hesaplanması gerektiği, konişmentodaki kayda göre konteyner demuraj hesaplandığında; dava konusu 1 adet 20’lik konteyner için 20/09/2007-26/09/2007 tarihleri arasındaki ilk 7 gün ücretsiz süre olup devamında 27/09/2007- 03/10/2007 tarihleri arasındaki ilk 7 gün ödenecek demuraj günlük 15 Euro üzerinden (7 gün x 15 Euro) 105,00 Euro, 04/10/2007- 10/10/2007 tarihleri arasındaki 7 gün için ödenecek demuraj günlük 25 Euro üzerinden (7 x 25 Euro) 175,00 Euro, 11/10/2007 tarihinden itibaren 21/10/2008 tarihleri arasındaki 377 gün için ödenecek demuraj günlük 35 Euro üzerinden ( 377 x 35 Buro) 13.195,00 Euro olmak üzere toplam 105,00 + 175,00 + 13.195,00 =13.475,00 Euro olarak hesaplandığı, bu bedelden daha önce ödenen 2.275,00 Euro mahsup edildiğinde, davacının talep edebileceği demuraj alacağının 13.475 Euro – 2.275 Euro = 11.200,00 Euro hesap edildiği, bu miktarın dosya içeriği konişmento ve fatura dönemleri ile uyumlu olduğu, davacının bu alacağı için dava tarihinden itibaren Euro para birimine uygulanan kamu bankalarınca uygulanan en yüksek bir yıllık mevduat faizini ticari temerrüt faizi şeklinde talep edebileceği, davacı alacağının müflis davalı iflas masasına kaydedilebilir bir alacak olduğu, diğer davalı bankanın mal üzerinde konişmentodan kaynaklı haklarının mal limana gelmeden önce davalı müflis şirkete geçmiş olduğu, banka açısından pasif husumet ehliyeti bulunmadığı kanaatine varıldığı bildirilmiştir. Somut dosyada ihtilaf, dava dışı … S.A. tarafından gönderilen, davacı tarafından taşınan ve davalı müflis şirkete teslim edilecek olan yükün, davalı tarafından süresinde teslim alınmaması nedeniyle oluşan demuraj ücretinden davalının sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Uyuşmazlık tarihinde 6762 sayılı TTK yürürlükte olduğu için 6762 sayılı TTK’nun 1069 maddesi kapsamında değerlendirilecektir. 6762 sayılı TTK’nun 1069/1 maddesinde “Gönderilen; malı teslim almakla navlun ve navlun teferruatından olan bütün masrafları ve sürastarya ücretini, teslim almanın dayandığı mukavele veya konişmento hükümlerine göre ödemeye, kendi hesabına Gümrük Resmi ödenmiş ve başka masraflar yapılmış ise bunları da vermeye ve kendine düşen diğer bütün borçları ifaya mecbur kalır. Taşıyan navlunun ödenmesi ve gönderilene düşen diğer borçların yerine getirilmesi karşılığında malı teslime mecburdur.” hükmü getirilmiştir. Kural olarak sürestarya ücretinin borçlusu davacının akidi yani taşıma sözleşmesinin tarafı olan taşıtandır. Borçlar Kanununu hükümlerine göre sözleşmeye taraf olmayan üçüncü kişiye borç yüklenememektedir. TTK’nun 1069. maddesi gereğince ancak iki şartın birlikte gerçekleşmesi halinde sürestarya ödeme borcu, malın alıcısına geçmekte ve bu suretle de malın göndereni borcundan kurtulmaktadır. TTK’nun 1069.maddesine göre, alıcının sürestarya alacağından sorumlu olması için, navlun veya konişmentoda buna dair hüküm bulunması ve malın alıcı tarafından teslim alınması gerekmektedir. Navlun sözleşmesi veya konşimento hükümleri, yükü tesellüm eden alıcının TTK’nın 1069/1 maddesi uyarınca navlun ve diğer borçların borçlusu durumuna girip girmeyeceğini ve şayet girecekse, bunun kapsamını da tayin edecektir. Konşimento veya navlun sözleşmesinden kendisine böyle bir külfet yüklendiği anlaşılan alıcı, yükü teslim almakla gerek yükleme gerekse boşaltma limanında sürestarya ücretini ödemekle yükümlüdür. Ancak; alıcı yükü teslim almazsa taşıtan, navlun ve diğer tüm borçları taşıyana ödemekle yükümlü olacaktır. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 22/12/2014 tarihli 2014/9906 E. 2014/20194 K. sayılı ve 29/04/2015 tarihli 2014/17506 E. 2015/6002 K. sayılı ilamları) Yapılan açıklama uyarınca malın teslim alınmaması halinde esas olarak demuraj ücretinden gönderilen yani davalı müflis şirket sorumlu değil ise de; davalı şirkete bir kısım faturaların ihtarname ile bir kısım faturaların ise kargo/posta yolu ile gönderildiği anlaşılmıştır. Davalı şirket kayıtlarında inceleme yapılamadığı için faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olup olmadığı tespit edilememektedir. Son bilirkişi heyet raporunda yer alan tablolar incelendiğinde; davacı tarafından düzenlenen dava konusu faturalardan daha önceki tarihli 3 adet faturanın daha davacı defterlerinde kayıtlı olduğu, bu faturaların 07/11/2007 tarihli … nolu 1.260,00 Euro bedelli, 28/11/2007 tarihli … nolu 735,00 Euro bedelli, 06/12/2007 tarihli … nolu 280,00 Euro bedelli olduğu, yine davacı kayıtlarına göre davalı müflis tarafından 27/12/2007 tarihinde 3.847,48 TL (2.275,00 Euro) ödeme yapıldığı tespit edilmiştir. Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 08/02/2016 tarihli 2015/4521 E. 2016/549 K. sayılı ilamı; “…Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 27/062003 tarih ve 2001/1 E., 2003/1 K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere; Bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içerdiği bilgilere itiraz etme hakkına sahiptir. Aksi taktirde faturanın içeriğini kabul etmiş sayılır. (Faturalar ve dava tarihinde yürürlükte olan 6102 sayılı TTK’nın m. 21/2.) Bu hüküm, fatura içeriğinden kabul edilen hususlara ilişkin olarak, faturayı düzenleyenin lehine; adına fatura düzenlenenin aleyhine bir karine getirmektedir. Bu karine, faturanın ispat gücüne yönelik bir düzenlemeyi ortaya koymaktadır. Diğer anlatımla, fatura, düzenleyen aleyhine delil olduğu gibi, kendisi faturayı düzenlemediği halde tebliğinden itibaren sekiz gün içinde itiraz etmeyen aleyhine de delil olabilecektir. Faturanın adına tanzim edilen aleyhine ispat vasıtası olması, yani, faturayı alan kişinin fatura kendinden sadır olmamakla birlikte aleyhine delil teşkil etmesi TTK’nın 21. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenen ve yukarıda ayrıntısı açıklanan bu karineden kaynaklanmaktadır. Faturaya itiraz, faturanın teslim alındığı tarihten itibaren sekiz gün içinde yapılmalıdır. İtirazın sekiz gün içinde karşı tarafa varması şart değildir. Sekiz günlük süre, hak düşürücü süre veya zamanaşımı süresi değildir. Sadece ispat yükünün yer değiştirmesi açısından önem taşır. Sekiz günlük süre içinde itiraz edildiği taktirde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunu ispat külfeti faturayı veren tarafa ait iken, sekiz günlük sürenin geçmesinden sonra itiraz edilmesi halinde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığını ispat külfeti faturayı alan tarafa ait olur. Faturayı alan her türlü delille bu külfeti yerine getirebilir. (Geniş bilgi için Bkz: Prof. Dr. Sami Karahan, Ticari İşletme Hukuku, 23. Baskı, Eylül 2012, Konya; Sh 111 vd.)…Faturaların borçluya tebliğ edilip edilmediği, itiraza uğrayıp uğramadığı belirlenmeli, faturaların tebliğ edilmiş ve 8 günlük itiraz süresi içerisinde itiraz edilmemiş olduğunun tespiti halinde faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunun alacaklı tarafça kanıtlanmış olduğu ve sadece fatura içeriğinin kesinleştiği, bunun aksinin yani faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığının ve kesinleşmediğinin kanıt yükünün bu kez borçluya geçtiği kabul edilmelidir. Faturaların tebliğ edildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanamaması ya da kanıtlanıp da süresinde iade edildiğinin borçlu tarafça kanıtlanması halinde, borçlu taraf alacaklının hizmet vermediğini savunmakta ise, faturaya konu hizmetin verildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanması; borçlunun faturaları tebliğ alıp süresinden sonra iade etmesi halinde de faturanın alacaklı tarafça gönderilmesi şeklindeki icabı, borçlunun (faturayı defterine kaydetmemek ve hizmet almadığını savunmak suretiyle), kabul etmemesi ya da borçlunun faturayı kendi defterine kaydetmekle birlikte süresinde itiraz ve iade etmesi halinde hizmetin verildiğini yine alacaklının kanıtlaması gerekeceğinden, bu doğrultuda alacaklının delillerinin toplanıp değerlendirilmesi, şayet borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi (faturaları deftere kayıt öncesinde ya da sonrasında süresi geçtikten sonra itiraz ve iade etmiş olması) halinde alacaklının (hizmet vermiş olsun ya da olmasın) HMK’nın 222. (6762 sayılı TTK’nın 84. ve 85.) maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği gözetilmelidir..” şeklindedir. 6762 sayılı TTK’nın 23/2 maddesine göre; “Bir faturayı alan kimse aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde münderecatı hakkında bir itirazda bulunmamışsa münderecatını kabul etmiş sayılır.” Davalı şirket tarafından dava konusu faturaların ticari defterlerine kaydedildiği, faturalara davalı tarafından süresinde itiraz edildiği iddia ve ispat edilemediği takdirde, defterlerine kayıtlı faturalara konu demuraj ücretinin davalı tarafça kabul edilmiş sayılacağı açıktır. Bu durum karşısında, davaya konu edilen faturaların davalı şirket defterlerinde kayıtlı olup olmadığı husususun tespit edilmesi gerekmektedir. Davalı şirket iflas ettiği için defterlerinin tasfiye işlemlerine yürüten İstanbul 1. İflas Müdürlüğünde bulunuyor olması dikkate alınarak, davalı şirket ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak, dava konusu faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olup olmadığı belirlenmesi gerekirken bu yönde bir inceleme yapılmaksızın karar verilmesi hatalıdır. Kabule göre değerlendirildiğinde ise; Yabancı para alacaklarının iflas masasına kayıt şekli konusunda 2004 sayılı İİK’da açık bir hüküm bulunmamakla birlikte İİK’nın 198/1 maddesinde konusu para olmayan alacakların, ona eşit bir kıymette para alacağına çevrileceği öngörülmüş olup öğretide de konusu yabancı para olan alacakların anılan yasa hükümlerine göre iflasın açıldığı andaki döviz kuru üzerinden Türk Lirasına çevrilerek iflas masasına yazdırılacağı hususu kabul edilmiştir. (Kuru: B. İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, 2013, 2. Baskı, Ankara, sf.1244) İİK’nın 195. maddesinde iflasın açılması ile müflisin borçlarının muaccel olacağı ve iflasın açıldığı güne kadar işlemiş faiz ve takip masraflarının ana paraya ilave edilerek masaya kaydedileceği öngörülmüş olduğuna göre, iflas tarihinde masanın aktif ve pasiflerinin aynı zamanda belirlenerek müflisin tüm alacaklılarına eşit ödeme yapılması gerekmektedir. Bunun için de yabancı para alacaklarının Türk Lirasına çevrilmesi gerekir. Yabancı para alacakları ve konusu para olmayan alacakların Türk Lirasına çevrileceği tarih ise iflas kararının verildiği tarihtir. Ayrıca, yabancı para alacağının aynen kaydı alacaklılar arasında eşitliği ön planda tutan İflas Hukuku’nun bu prensibini de zedelemiş olacaktır. Zira, iflasta imtiyazlı alacaklar İİK’nın 206. maddesinde ilk beş sırada sayılmış olup, yabancı paranın masaya aynen kaydedilmesi halinde, yabancı para alacakları lehine kanunda öngörülmeyen bir imtiyaz yaratılmış olur. Bu durumda, aynı sırada bulunan ülke parası alacaklısı ile yabancı para alacaklısı arasında eşitsizlik meydana gelecektir. Bu sonuç her sıradaki alacaklıların eşit hakka sahip olduğunu belirten İİK’nın 207. maddesine aykırılık teşkil eder. Bu durumda, mahkemece, yukarıdaki ilkeler doğrultusunda davacının müflis şirketten olan alacağının iflasın açıldığı tarihteki Merkez Bankası’nın efektif satış kuru üzerinden Türk Lirası’na çevrilerek masaya kayıt ve kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi de doğru görülmemiştir. (Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 08/05/1997 tarih ve 2756 E. 4683 K. sayılı ilamı, Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 11/03/2014 tarih ve 2013/7176 E. 2014/1802 K. sayılı, 12/05/2015 tarih ve 2014/5224 E. 2015/3582 K. sayılı, 02/06/2015 tarih ve 2014/4900 E. 2015/4147 K. sayılı emsal ilamları) İİK’nın 195/1. maddesinde “Borçlunun taşınmaz mallarının rehni suretiyle temin edilmiş olan alacaklar müstesna olmak üzere iflasın açılması müflisin borçlarını muaccel kılar. İflasın açıldığı güne kadar işlemiş faiz ile takip masrafları anaya zammolunur.” hükmü yer almaktadır. Yukarıda da ifade edildiği gibi İİK’nın 195. maddesinde müflisin borçlarının iflasın açılması ile muaccel olacağı ve iflasın açıldığı güne kadar işlemiş faiz ve takip masraflarının ana paraya ilave edilerek masaya kaydedileceği öngörülmüş olduğuna göre, iflas masasına yazılacak alacakların iflas tarihi itibariyle hesaplanıp, belirlenmesi gerekmektedir. İflasın açılması ile ipotekle temin edilen alacaklar hariç, diğer alacaklar muaccel hale gelir ve iflasın açıldığı tarihe kadar işleyen faizler ve takip masrafları da asıl alacağa eklenerek masaya yazılır. Mahkemece bu hükme aykırı olarak “…11.200 Euro alacağın dava tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/a madde ve fıkrası gereğince işleyecek faizi ile birlikte…” iflas masasına kayıt kabulüne karar verilmiştir. 3095 sayılı Kanuni Faiz Ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanunun 4/a maddesinde “Sözleşmede daha yüksek akdi veya gecikme faizi kararlaştırılmadığı hallerde, yabancı para borcunun faizinde Devlet Bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı uygulanır.” hükmü yer almaktadır. Mahkemece işlemiş faiz talebi yönünden dava tarihinden iflas tarihine kadar Devlet Bankalarının Euro cinsinden yabancı paraya açtıkları bir yıl vadeli mevduat hesabına fiilen uyguladıkları en yüksek faiz oranları sorularak, faiz miktarının hesap edilmesi gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle, yukarıda yapılan açıklamalar uyarınca bilirkişi heyetinden rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK 353/1.a.6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, dairemizin kararına uygun şekilde yargılama yapıldıktan sonra yeniden karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine iadesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalı Müflis … A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin (Denizcilik İhtisas Mahkemesi Sıfatıyla) 2014/341 E. 2018/229 K. sayılı 31/05/2018 tarihli kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1.a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahal mahkemesine İADESİNE, 3-Davalı Müflis … A.Ş. tarafça yatırılan 98,10 TL istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına, 4-Davalı Müflis … A.Ş. tarafından yatırılan 35,90 TL istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine, 5-Davalı Müflis … A.Ş.’nin yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1.g bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 16/02/2022