Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/580 E. 2021/120 K. 10.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/580
KARAR NO: 2021/120
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2016/241 Esas
KARAR NO: 2018/671
KARAR TARİHİ: 20/06/2018
DAVA: Alacak (Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 10/02/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili hakkında, davalı … şirketi tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin söz konusu icra takibinden tebligat aşamasında hiçbir şekilde haberinin olmadığını ve bu sebeple icra takibinin kesinleştiğini, davalı … şirketinin müvekkilinin maliki bulunduğu … A.Ş adlı bir şirkete kiralandığı fabrika binasını sigortalayan şirket olduğunu, 18/06/2012 tarihinde … Firmasının kiralayıp faaliyet gösterdiği binada yangın çıktığını, bu nedenle müvekkilinin maliki olduğu binada hasar meydana geldiğini, hasarın 14.580,00 TL’lik kısmının davalı … şirketi tarafından müvekkiline ödendiğini, 19/06/2012 tarihli yangın raporunda yangına sebebiyet verenin … firmasının çalışanı olduğu belirtildiğinden davalının ödediği bedelin iade için müvekkili hakkında icra takibi başlattığını, icra takibinde müvekkilinin istirdadı talep edilen bedeli ödediğini, davalının hiç bir haklı gerekçesi olmaksızın ödediği bedeli müvekkilinden geri aldığını beyanla müvekkilinin borçlu olmadığı halde ödemek zorunda kaldığı 23.389,89 TL’nin ödeme tarihi olan 10/03/2015 tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte davalıdan istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile; müvekkili şirket nezdinde … numaralı “Yangın Sigortası Poliçesi” ile sigortalı bulunan davacı-sigortalı …’a ait “… Mah. … Cad. No:… D:… Tuzla-İstanbul” adresindeki fabrikada 18/06/2012 tarihinde meydana gelen yangın neticesinde sigortalı binada hasar meydana geldiğini, hasara konu olayın müvekkili şirkete ihbarı üzerine hasar ile ilgili gerekli soruşturmanın başlatıldığını, belgelerin toplandığını, yaptırılan ekspertiz incelemesi neticesinde davacıya hasar bedeli olan 46.001,43 TL’nin 07/12/2012 tarihinde ödendiğini, temin edilen itfaiye raporunda yangının çıkış nedeninin kimliği fabrika çalışanı ya da çalışanlarının yanar vaziyette attıkları sigara izmaritinin fabrika girşindeki sundurmanın altında bulunan kolay yanıcı maddeleri tutuşturması olarak belirtildiğini, hasara sebebiyet veren kiracı … firması olduğundan kiracının sigorta şirketi … Sigorta A.Ş.’den hasar bedelinin talep edildiğini, … Sigorta tarafından 31.421,00 TL’nin ödendiğini ancak 14.580,00 TL tutarlı yangın merdiveni ve sundurma onarımına ilişkin bedelin kiracı mali mesuliyet kapsamında sigortalı … firmasına ödendiğinin beyan edildiğini, müvekkili tarafından ödenmeyen bedel yönünden …’ın haklarına halef olan sıfatı ile … firmasına karşı icra takibi başlatıldığını, … Sigort tarafından söz konusu bedeli … firmasına ödemek için …, … ve …’dan muvafakat aldığının tespit edildiğini, …’ın hem bina maliki hem de kiralayan firmanın sahibi olduğunu, bu şekilde hem … Sigorta’dan hem de müvekkilinden mükerrer tahsilat yaptığını, muvafakat vermek suretiyle müvekkilinin rücu imkanını ortadan kaldırdığını beyanla davanın reddine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, ” davacının maliki olduğu ve davalı tarafından sigortalanan taşınmazda 18/06/2012 tarihinde çıkan yangın nedeniyle davalının poliçe kapsamında hasarı karşıladığı, hasarı ödeyen davalı … şirketinin TTK’nın “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir.” hükmünü içeren 1472. maddesi uyarınca sigortalısının yerine geçerek sorumlu olan dava dışı kiracı … firmasının sigortacısı olan … Sigorta’dan ödediği bedelin bir kısmını tahsil ettiği ancak poliçe kapsamında olan 14.580,00 TL binaya ait yangın merdiveni ve sundurma onarımı tutarının sigortalı olan davacının muvafakati ile dava dışı kiracıya ödenmesi nedeniyle tahsil edilemediği, TTK’nın “Sigortalı, birinci fıkraya göre sigortacıya geçen haklarını ihlal edici şekilde davranırsa, sigortacıya karşı sorumlu olur. Sigortacı zararı kısmen tazmin etmişse, sigortalı kalan kısımdan dolayı sorumlulara karşı sahip olduğu başvurma hakkını korur.” hükmünü içeren 1472/2 maddesi uyarınca sigortalı olan davacının, davalıya geçen haklarını ihlal edecek şekilde davranması halinde sorumlu olacağı, bu nedenle davalı tarafından kendisine ödenen 14.580,00 TL binaya ait yangın merdiveni ve sundurma onarımı tutarının kusurlu olan dava dışı … Firmasının sigortacısından almasını engellediği ve davalı tarafça bu bedelin icra yolu ile davacıdan tahsilinin haklı olduğu anlaşılmakla davanın reddine” karar verilmiştir
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; davalı cevap dilekçesini süresinde sunmadığını bu nedenle davalının cevap dilekçesinde belirtmiş olduğu vakıaların, açıklamaların, izahatların hiç birisi dikkate alınmadan davalı tarafın davayı inkar etmiş sayılması gerektiğini, müvekkilinin, davalı … şirketinin sigortalısı olup sigorta şirketi ödemiş olduğu zararı tekrar kendi sigortalısından tahsil ettiğini ancak yangının çıkmasına sebebiyet verdiğine dair müvekkilime atfedilecek herhangi bir kusur tespit edilmediği sürece sigorta şirketinin kendi sigortalısına rücu etme hakkı hukuken olmadığını, davalı … şirketinin halefiyet haklarını ihlal eden herhangi bir durum söz konusu olmadığını, çünkü davalı … şirketi ödemiş olduğu 14.580.-TL lik tazminat için dava dışı … A.Ş’ne rücu etme hakkına hukuken ve kanunen sahip olduğunu, bir yandan da müvekkilim 14.580.00 TL lik bedelin ödenmesine muvafakat vermemiş olsaydı bile bu durumda davalı … şirketi, sunmuş olduğumuz mahkeme kararında belirtilen kusuru nedeniyle dava dışı … A.Ş’ne rücu edebileceğini, dolayısıyla müvekkilimin muvafakatinin olması somut olayda davalı … şirketinin halefiyet ve rücu haklarında herhangi bir değişiklik yaratmadığını, bu yüzden mahkemenin tespiti doğru olmadığını belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususları da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava; sigorta poliçesi kaynaklanan ödenen hasar bedelinin iadesi için başlatılan icra takibinin kesinleşmesi nedeniyle takip dosyasına yatırılan bedelin istirdadı iştemine ilişkindir. İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası incelendiğinde davalı tarafından davacı aleyhine 14.580,00 TL asıl alacak, 2.493,87 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 17.073,87 TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya tebliği ile takibin kesinleştiği, 10/03/2015 tarihinde davacı tarafından herhangi bir ihtirazı kayıt ileri sürülmeksizin toplam 22.393,89 TL borcun dosyaya ödendiği anlaşılmıştır. Mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup alınan 29/01/2018 tarihli heyet raporunda özetle; davalı tarafından davacıya ait taşınmazın yangın ve diğer risklere karşı 26/10/2011-26/10/2012 tarihleri arası için sigortalandığını, poliçe genel şartlarına göre 18/06/2012 tarihli yangının poliçe teminatına dahil olduğunu, davalı tarafından taşınmazda meydana gelen hasar nedeniyle 46.001,43 TL ödeme yapıldığını, bu tutarın içinde 14.580,00 TL binaya ait yangın merdiveni ve sundurma onarımı tutarının bulunduğunu, dava dışı … Sigorta A.Ş tarafından düzenlenen poliçe limiti dahilinde dava dışı … şirketinin taşınmazda bulunan makine, demirbaş ve emtiaların 26/08/2011-2012 tarihleri arasında sigortalandığını, yangın riskinin yanında kiracı mali sorumluluk teminatının da verildiğini, bu nedenle kiracının kiralanan taşınmaza verdiği zararın teminat altında olduğunu, kiracı … şirketinin bina maliki olan davacıya karşı depo sundurması ve yangın merdiveninin hasarlanması nedeniyle 14.580,00 TL yönünden sorumlu olduğunu, davacının 20/09/2012 tarihli muvafakat yazısı ile söz konusu bedelin kiracıya ödenmesine muvafakat ettiğini, dava dışı … Sigorta şirketinin yangın nedeniyle sigortalısı kiracı … şirketinin sorumluluğunu kabul ederek hasar ödemesi yapmasına rağmen bina zararı olan 14.580,00 TL’nin kiracıya ödenmesi nedeniyle davalının bu bedeli … Sigorta şirketinden alamadığı ve rücu hakkını kaybettiğini bu nedenle söz konusu bedelin davacıdan tahsil edildiğini tespit etmiştir. Rapor taraflara tebliğ edilmiş, itirazlar yönünden ek rapor alınmıştır. Heyet ek raporda önceki tespitlerini tekrar etmiştir. Tüm dosya kapsamı incelendiğinde; davacıya ait taşınmazın 13/05/2012-2013 tarihleri arasında, “Yangın Sigorta Poliçesi “ kapsamında yangın ve diğer risklere karşı sigortalandığı sigortalı işyerinde 18/07/2012 tarihinde meydana gelen yangın neticesinde oluşan hasar nedeniyle davalı … şirketince sigortalısı davacıya 46.001,43 TL ödeme yapıldığı, ödeme yapılan bu tutar içinde 14.580,00 TL’si binaya ait yangın merdiveni ve sundurma onarım bedeline ilişkin olduğu, aynı zamanda kiracı dava dışı … şirketince, taşınmazda bulunan makine, demirbaş ve emtiaların 26/08/2011-2012 tarihleri arasında sigortalandığını, yangın riskinin yanında kiracı mali sorumluluk teminatının da verildiği, hasar bedelini ödeyen, davacının haklarına halef olan davalı … şirketince, ödenen hasar bedelinin iadesi için yangına sebebiyet verdiği iddiası ile dava dışı … şirketin sigortacısı … şirketine başvurduğu, … sigorta şirketince 31.421,00 TL’nin itirazsız ödendiği ancak “yangın merdiveni ve sundurma onarımına” ilişkin 14.580,00 TL hasar bedelinin, bina sahiplerinin muvafakati alınarak kendi sigortalısı … Seramik firmasına ödendiği gerekçesiyle talebin reddedildiği, davacının bu muvafakata yönelik bir itirazı olmadığı görülmüştür.Davacı vekili her ne kadar istinaf dilekçesinde davalı … şirketinin halefiyet haklarını ihlal eden bir durum olmadığını, müvekkilinin 14.580,00 TL bedelin ödenmesine muvafakat etmemiş olsaydı bile dava dışı … firmasına rücu edilebileceğini bu nedenle davalının halefiyet ve rücu haklarında herhangi bir değişiklik yaratmadığını iddia etmiş ise de dava dışı … Sigorta şirketince sigortalısına ödenen 14.580,00 TL hasar bedelin, yangın merdiveni ve sundurma onarımından kaynaklanan kiracı mali sorumluluk teminatı kapsamında ödenen bedeldir. Burada teminat altına alınan hasar, sigortalının değil, kiraya veren taşımaz malikinin zararıdır. Bu nedenle sigortalı … firması, kendi sigortacısı … şirketinden bu hasarı talep edebilmesi için bina sahibi davacının zararını karşılaması yada bina malikinin muvafakati gerekir aksi halde … şirketi kendisine yapılan başvuruyu henüz zarar karşılanmadığından reddetme imkanına sahiptir. Ancak olayımızda davacı tarafından muvafakat verildiğinden dava dışı … şirketince sigortalısına ödeme yapılmış olmakla …’nın sigorta poliçesinden kaynaklanan sorumluluğu kalmadığından davalı sigortanın rücu talebi reddedilmiştir. Dolayısıyla davacının, kiracı mali sorumluluk teminatı kapsamındaki yangın merdiveni ve sundurma onarımından kaynaklanan hasarın, dava dışı kiracı … firmasına ödenmesi için … şirketine muvafakat verdiğinden, davalının, … şirketine rücu hakkını kullanma imkanını hukuken ortadan kaldırdığı görülmüştür. TTK’nın 1472/2 maddesinin “Sigortalı, birinci fıkraya göre sigortacıya geçen haklarını ihlal edici şekilde davranırsa, sigortacıya karşı sorumlu olur.” hükmü uyarınca sigortalı olan davacının, davalıya geçen haklarını ihlal edecek şekilde davranması halinde sorumlu olacağından davalı tarafından kendisine ödenen 14.580,00 TL binaya ait yangın merdiveni ve sundurma onarımı tutarının kusurlu olan dava dışı … firmasının sigortacısından almasını engellediği ve davalı tarafça bu bedelin icra yolu ile davacıdan tahsilinin haklı olduğu anlaşılmakla davanın reddine karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunmaktadır. Davacı vekili diğer bir istinaf nedeni olarak davalı cevap dilekçesini süresinde sunmadığını bu nedenle davalının cevap dilekçesinde belirtmiş olduğu vakıaların, açıklamaların, izahatların hiç birisi dikkate alınmadan davalı tarafın davayı inkar etmiş sayılması gerektiğini ileri sürmüştür. “HMK’nın 128. Maddesine göre; süresi içinde cevap dilekçesi vermemiş olan davalı, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkar etmiş sayılır.” düzenlemesi bulunmaktadır. Süresinde davaya cevap vermeyen ve ön inceleme duruşmasına gelen bir davalı, ön inceleme duruşması bitimine kadar, inkâr kapsamı dışında kalan bir vakıa ve delil ileri süremez ise de, davacı bu duruşmaya gelse dahi davacının ileri sürdüğü vakıaları çürütmeye yönelik bir delili, ön inceleme duruşması bitimine kadar, hatta HMK’nın 145. madde hükmüne aykırı davranmadıkça tahkikat aşamasında dahi bildirebilir. Diğer anlatımla, yanıt vermeyip, ilk kez ön inceleme duruşmasına gelen ve ilk kez verdiği cevap dilekçesi ile çekişme çıkaran bir davalı, inkâra yönelik bir delili, davacı bu duruşmaya gelse dahi, bu aşamada gösterebilmelidir. Aksinin kabulü, cevap süresini bir kez kaçırmış veya davaya süresinde cevap vermemiş olan davalıya inkâr kapsamındaki savunmasını ispat etme hakkını tanımamak olur. Bu ise usul hukukunun vazgeçilmez bir ilkesi olan “hukuki dinlenilme hakkını” (…md.27) ortadan kaldırır. Bu nedenle, yanıt vermeyen ve ön inceleme duruşmasına gelen bir davalının, davacı ön inceleme duruşmasına gelse dahi, ön inceleme duruşması bitimine kadar gösterdiği deliller ile anılan 145. madde hükmü koşulları oluşmuşsa tahkikat aşamasında inkâr kapsamında gösterdiği deliller incelenip, davacının delilleri ile birlikte değerlendirilip varacağı sonuca göre hüküm verilmelidir” (Yargıtay 23.HD’nin 2015/6311-2016/3588 E.K.sayılı ilamı ve yine benzer şekilde Yargıtay 2.HD’nin 2013/12763-2014/1967 E.K.sayılı ilamı). Somut olayda davalı süresi içinde cevap dilekçesi sunmamış ise de davalı inkar kapsamı dışında kalan bir vakıa ve delil sunmadığı, davacının, kiracı mali sorumluluk teminatı kapsamındaki yangın merdiveni ve sundurma onarımından kaynaklanan hasarın, dava dışı kiracı … firmasına ödenmesi için … şirketine muvafakat verdiğinden, davalının, … şirketine rücu hakkını kullanma imkanını hukuken ortadan kaldırdığı gerekçesiyle TTK’nın 1472/2 maddesi uyarınca davanın reddine karar verildiği anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesinin kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, HMK 353/1.b.1 bendi uyarınca davacı vekilinin istinaf başvusunun esastan reddine karar verilmiş aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-HMK’ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2- Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından, davacı tarafından yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL’ nin istinaf eden davacı taraftan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-Davacının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına, 5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1a Maddesi gereğince kesin olarak oybirliği ile karar verildi.10/02/2021