Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/578 E. 2022/219 K. 23.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/578
KARAR NO: 2022/219
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/719 Esas
KARAR NO: 2018/621
KARAR TARİHİ: 30/05/2018
DAVA: Kayıt Kabul
KARAR TARİHİ: 23/02/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; davacı şirketin, müflis … A.Ş.’nden faturalar ve sevk irsaliyesi ile sabit olan … IMO numaralı … isimli gemiye sair tarihlerde yakıt tedarikinden kaynaklı olarak toplam 634.925,05 ABD doları (harç, faiz ve masraflar hariç) alacaklı bulunduğunu; davacının, bu alacağına istinaden müflisin iflas dosyasının yürütüldüğü İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … iflas sayılı dosyasına alacak kayıt talebinde bulunulduğunu; 14/06/2017 tarihinde tebliğ alınan 29/05/2017 tarihli iflas idaresi kararı ile davacı alacağının tamamen reddine karar verildiğini; faturalarda adı geçen … A.Ş’nin 30/03/2012 tarihli olağanüstü genel kurul kararıyla terkin edilerek müflis şirkete devrolunduğunu; bu nedenlerle, davacının 634.925,05 ABD doları alacağının iflasın açıldığı 09/11/2016 tarihi itibariyle karşılığı 2.029.855,38 TL’nin müflisin sıra cetveline kayıt ve kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile davacının alacak kayıt talebinin iflas müdürlüğünün kararı ile reddedildiğini, iflas müdürlüğünün bu kararı ve yargılamayı gerektirdiği gerekçesinin haklı ve yerinde bulunduğunu, zira, davacı tarafından sunulan belgelere göre alacağın kesin ve tam olarak belirlenmesinin mümkün olmadığını, tarafların ticari defterlerinin incelenmesi gerektiğini, bu nedenlerle, haksız davanın reddine karar verilmesini; talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, ” davacının sevk irsaliyesi ile teslim ettiği deniz motorinine ilişkin düzenlediği faturalar kapsamında; davalı şirketten 09/11/2016 iflas tarihi itibariyle müflis şirketten 393.962,23 USD (09/11/2016 tarihli gösterge niteliğindeki T.C. Merkez Bankası döviz kuru 1 USD= 3,1865 TL) 1.255.360,65 TL alacağının bulunduğu; müflis şirketin, iflas idaresindeki ticari defter ve kayıtlarında; davacı şirkete 31/12/2014 tarihi itibariyle 913.559,02 TL borcunun bulunduğu; (31/12/2014 tarihi itibariyle gösterge niteliğindeki T.C. Merkez Bankası döviz kuru 1 USD= 2,3189 TL) TL tutarı 31/12/2014 tarihli kura bölündüğünde 913.559,02 TL/2,3189 TL= 393.962,23 USD tutar borç hesap edildiği; bu tutarın, davalının 2015 yılı ticai defterlerinde herhangi bir kur değerlendirmesi yapılmadan aynı tutar üzerinden 913.559,02 TL olarak devir edildiği; davacı ile müflis şirket arasında mal bedelinin kesin ödeme vadesine ilişkin yazılı sözleşme ve iflas tarihinden önce TBK.na göre usulüne uygun olarak davanın temerrüte düşürüldüğüne ilişkin herhangi bir belgenin bulunmadığı; bu nedenlerle, davacının işbu davayı açmakta haklı ve hukuki yararının bulunduğu görülmekle; davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın sübut bulduğundan kısmen kabulü ile 1.255.360,65 TL davacı alacağının Müflis … A.Ş.’nin, sıra cetvelinde (4).sıraya kayıt ve kabulüne, fazlaya ilişkin istemin reddine ” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; dosyaya sunulan bilirkişi raporuna göre davacının ticari defterlerinde müflis şirketten bakiye alacağı olarak 393.962,23 USD cari borcu kaldığı, davalı müflis şirket ticari defterlerinde 913.559,02 TL olarak borcun kayıtlı olduğu belirlendiğini, alacak diğer yıllara ait ticari defterlerde de aynı miktar olarak görüldüğünü, bu nedenle raporda alacağa uygulanan kur değerlemesi tespitinin hatalı olduğunu, alacağı kabul anlamına gelmemekle birlikte davalı şirketin kayıtlarında yer alan miktarın kabulü gerektiğini, fatura bedellerini kabul etmemekle birlikte, düzenlendikleri tarihteki kurun esas alınması gerektiğini, kur farkının uygulanması için fatura bedeli ile ilgili kur farkı alınacağına dair sözleşmede açık bir düzenleme bulunması gerektiğini, kur farkının yansıtılacağına dair sözleşmenin bulunmaması durumunda taraflar arasında böyle bir teamülün olup olmadığına bakılmalı ve bu yönde bir uygulamanın olmadığı taktirde ise kur farkının yansıtılmaması gerektiğini, somut olayda müflis ile davacı şirket arasında kur farkının yansıtılacağına dair ne bir sözleşme ne de bir teamül olduğunu, dolayısıyla kur farkının müflis şirkete yansıtılmasının hukuka aykırı olduğunu, ayrıca faturaya konu emtianın teslim edilip edilmediği de belli olmadığını belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davacı vekili katılma yoluyla sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; müvekkil şirketçe 393.925,05 USD alacağın sözleşmede kararlaştırılan oran üzerinden hesaplanan faiziyle birlikte toplam 634.925,05 USD alacağın iflas açıldığı tarihteki kur karşılığı üzerinden alacağın masaya kaydı talep edilmiş ise de mahkemece davacı ile müflis şirket arasında mal bedelinin kesin ödeme vadesine ilişkin yazılı sözleşme ve iflas tarihinden önce TBK.na göre usulüne uygun olarak davanın temerrüte düşürüldüğüne ilişkin herhangi bir belgenin bulunmadığından müvekkilinin faiz talebinin reddine karar verildiğini ancak alacağın dayanağı olan faturalar incelendiğinde, fatura alacağın muaccel hale geleceği tarih, yani fatura borcu vadeleri kesin vade niteliğinde belirlendiğini, ödeme gününün kesin vade olarak borçluya bildirildiği hallerde, borçlunun temerrüde düşmesi için hiçbir ihtara gerek olmayacağını, keza TTK m. 1530 hükmünde, somut olayda olduğu gibi faturaya dayalı alacaklarda faturanın borçluya tesliminden belirli bir zaman sonra borçlunun ihtara gerek olmaksızın temerrüde düşeceği düzenlendiğini belirtereke işlemiş faiz alacağı yönünden karar istinaf edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, İİK 235. maddesi gereğince açılmış olan sıra cetveline itiraz ( kayıt kabul) davasıdır. İİK 235. maddede, sıra cetveline itiraz edenlerin, cetvelin ilanından itibaren 15 gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecbur oldukları, 223’üncü maddenin üçüncü fıkrası hükmünün mahfuz olduğu belirtilmiştir. Maddede düzenlendiği üzere, sıra cetveline itiraz davası açma süresi 15 gündür. Süre, sıra cetvelinin ilanından itibaren başlar. İİK 166. maddedeki gazetelerde yapılan ilanlardan en son ilan tarihinden itibaren işlemeye başlar. İflas masasına alacak yazdırırken, tebligatı kabulü elverişli adres gösterilerek, Adalet Bakanlığınca çıkarılan tarifede gösterilen yazı ve tebliğ giderlerini avans olarak vermek suretiyle, İflas idaresince alınacak kararların kendisine tebliğ edilmesini istemiş olan alacaklılara, alacaklarının kabul veya ret edildiği ayrıca tebliğ edilir (İİK 223. M). Bu alacaklılar için sıra cetveline itiraz davası açma süresi, sıra cetvelinin ilanından itibaren değil, bu tebligatın yapıldığı tarihten itibaren işlemeye başlar. Somut olayda, İstanbul Anadolu … İcra Dairesi’nin … İflas sayılı dosyasından gelen 03/07/2017 tarihli cevabı yazıda; Müflis … A.Ş.hakkında, İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/831 esas sayılı dosyasından 09/11/2016 tarihinde iflas kararı verildiği, davacı … A.Ş.tarafından 31/03/2017 tarihinde (…) kayıt numarası ile (634.925,05 USD’nin iflas tarihindeki karşılığı 2.029.855,38 TL) alacak kaydı yaptırıldığı ve tebliğ gideri için avans verildiği, iflas idaresince sunulan belgeler alacağın varlığını tevsik edici bulunmadığından ve yargılamayı gerektirdiğinden bahisle talebin tamamının reddedildiği, tanzim edilen sıra cetvelinin 01/06/2017 tarihinde … Gazetesinde, 08/06/2017 tarihide Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde yayınlandığı, sıra cetveli ilanı ve masa kararının davacı vekiline 14/06/2017 tarihinde tebliğ edildiği bildirilmiştir. Davacı vekili tarafından masraf yatırıldığından masa red kararın tebliğ tarihi olan 14/06/2017 tarihinden itibaren yasal 15 günlük hak düşürücü süre içerisinde 28/06/2017 tarihinde davanın açıldığının anlaşılması üzerine işin esasının incelenmesine geçilmiştir. Davacı ile müflis şirket arasındaki ticari ilişkinin belirlenmesi ve iflas tarihi itibariyle davacının alacağının tespiti noktasında mali müşavir bilirkişinden alınan 27/04/2028 tarihli raporda özetle, ” davacının sevk irsaliyesi ile teslim ettiği deniz motorinine ilişkin düzenlediği faturalar kapsamında, davalı şirketten 09/11/2016 iflas tarihi itibariyle müflis şirketten 393.962,23 USD (09/11/2016 tarihli gösterge niteliğindeki T.C. Merkez Bankası döviz kuru 1 USD= 3,1865 TL) 1.255.360,65 TL alacağının bulunduğunu; müflis şirketin, iflas idaresindeki ticari defter ve kayıtlarında, davacı şirkete 31/12/2014 tarihi itibariyle 913.559,02 TL borcunun bulunduğunu; (31/12/2014 tarihi itibariyle gösterge niteliğindeki T.C. Merkez Bankası döviz kuru 1 USD= 2,3189 TL) TL tutarı 31/12/2014 tarihli kura bölündüğünde 913.559,02 TL/ 2,3189 TL= 393.962,23 USD tutar borç hesap edildiğini; bu tutarın davalının 2015 yılı ticai defterlerinde herhangi bir kur değerlendirmesi yapılmadan aynı tutar üzerinden 913.559,02 TL olarak devir ettiğini; davacı ile müflis şirket arasında mal bedelinin kesin ödeme vadesine ilişkin yazılı sözleşme ve iflas tarihinden önce TBK.na göre usulüne uygun olarak davanın temerrüte düşürüldüğüne ilişkin herhangi bir belgenin bulunmadığı yönünde” tespit ve görüşüne yer verilmiştir. Dosya kapsamına göre, davacı şirketin, müflis şirketin kiralamış olduğu … isimli gemiye yakıt tedarik ettiği, akaryakıtın teslimine ilişkin düzenlenen sevk irsaliyeleri üzerinde teslim alan kısmında “…” kaşesi bulunduğu, malın teslimine yahut sevk irsaliyelerdeki teslim alan kısmına yönelik yargılama sırasında herhangi bir itiraz olmadığı anlaşılmıştır. Davacı, ticari defter ve kayıtlarına göre, müflis şirkete teslim ettiği deniz motorinine ilişkin 5 adet toplam 741.891,36 USD tutarlı fatura tanzim etmiş, müflis şirketçe yapılan toplam 347.929,23 USD havalenin mahsubu ile müflis şirketten bakiye 393.962,23 USD alacağı bulunduğu görülmüştür. Her ne kadar iflas idaresi nezdinde müflis şirketin muavin defter ve kayıtları veya dökümleri bulunmasa da 2014 yılına ait Envanter Defterinde davacı şirkete 31.12.2014 tarihi itibariyle 913.559,02 TL borcu bulunduğu, 31/12/2014 tarihi itibariyle gösterge niteliğindeki T.C. Merkez Bankası döviz kuru 1 USD= 2,3189 TL) TL tutarı 31/12/2014 tarihli kura bölündüğünde 913.559,02 TL/ 2,3189 TL= 393.962,23 USD tutar borç hesap edildiği, bu tutarın davalının 2015 yılı ticari defterlerinde herhangi bir kur değerlendirmesi yapılmadan aynı tutar üzerinden 913.559,02 TL olarak devir ettiği, dolayısıyla davacı ile müflis şirketin kayıtlarının birbiri ile örtüştüğü görülmüştür. Davalı iflas idaresi vekili, müflis şirketin kayıtlarında borç miktarı 913.559,02 TL olarak göründüğünü, bu nedenle alacağa kur değerlendirilmesi yapılacağına dair taraflar arasında bir anlaşma bulunmadığını savunmuş ise de müflis şirketin kısmı ödemelerini USD üzerinden gerçekleştirdiği, 31.12.2014 tarihi itibariyle borç miktarı, davacının kayıtlarında olduğu gibi 393.962,23 USD’ ye tekabül ettiği nazara alındığında davacı tarafça yapılan yakıt tedarikinin fiyatlandırılması USD üzerinden yapıldığı kabul edilmiştir. Yabancı para alacaklarının iflas masasına kayıt şekli konusunda İİK’da açık bir hüküm bulunmasa da İİK 198/1 maddesinde konusu para olmayan alacakların, ona eşit bir kıymette para alacağına çevrileceği öngörüldüğü, gerek öğretide gerek emsal yargıtay kararlarında yabancı para alacaklarının da iflasın açıldığı andaki döviz kuru üzerinden hesaplanıp masaya yazdırılacağı kabul edilmiş olmakla davalının vekilinin bu yöndeki istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Davacı şirket, 393.925,05 USD alacağın sözleşmede kararlaştırılan oran üzerinden hesaplanan faiziyle birlikte toplam 634.925,05 USD alacağın iflas açıldığı tarihteki kur karşılığı üzerinden alacağın masaya kaydını talep etmiş, mahkemece davacı ile müflis şirket arasında mal bedelinin kesin ödeme vadesine ilişkin yazılı sözleşme ve iflas tarihinden önce TBK.na göre usulüne uygun olarak davanın temerrüte düşürüldüğüne ilişkin herhangi bir belgenin bulunmadığından davacının faiz talebinin reddine karar verilmiş olup davacı vekilince işlemiş faiz alacağı yönünden karar istinaf edilmiştir. 6098 sayılı TBK’nın 117. maddesi hükmü gereğince bir alacağa temerrüt faizi yürütülebilmesi için alacağın muaccel olması yeterli olmayıp alacaklının usulüne uygun temerrüt ihtarı ile borçlunun temerrüde düşürülmüş ya da alacağın kararlaştırılan kesin vadede ödenmemiş olması gerekir. TTK 1530/4 maddesinde; “Sözleşmede ödeme günü veya süresi belirtilmemişse veya belirtilen süre beşinci fıkraya aykırı ise, borçlu aşağıdaki sürelerin sonunda ihtara gerek kalmaksızın mütemerrit sayılır ve alacaklı faize hak kazanır: a) Faturanın veya eş değer ödeme talebinin borçlu tarafından alınmasını takip eden otuz günlük sürenin sonunda, b) Faturanın veya eş değer ödeme talebinin alınma tarihi belirsizse mal veya hizmetin teslim alınmasını takip eden otuz günlük sürenin sonunda…” düzenlemesi yer almaktadır. Somut olayda; alacağın dayanağını oluşturan faturalar; – 25/03/2014 düzenleme tarihli, 11/05/2014 vade tarihli, … seri nolu 187.335 USD bedelli ( 25/03/2014 tarihli sevk irsaliyesine istinaden düzenlenen) – 25/03/2014 düzenleme tarihli, 11/05/2014 vade tarihli, … seri nolu 31.220 USD bedelli ( 25/03/2014 tarihli sevk irsaliyesine istinaden düzenlenen) – 25/03/2014 düzenleme tarihli, 11/05/2014 vade tarihli, … seri nolu 95.245 USD bedelli ( 25/03/2014 tarihli sevk irsaliyesine istinaden düzenlenen) – 10/03/2014 düzenleme tarihli, 24/04/2014 vade tarihli, … seri nolu 105.860,23 USD bedelli faturalar olduğu, Alacağa dayanak yapılan 10/03/2014 düzenleme tarihli, 24/04/2014 vade tarihli, … seri nolu 105.860,23 USD bedelli fatura haricinde diğer 3 faturaya istinaden düzenlenen mal teslimine ilişkin sevk irsaliyeleri davalıya teslim edildiği anlaşılmıştır. Her ne kadar 10/03/2014 düzenleme tarihli, 24/04/2014 vade tarihli, … seri nolu 105.860,23 USD bedelli fatura için düzenlenmiş sevk irsaliyesi dosyaya ibraz edilmemiş ise de yukarıda açıklandığı üzere söz konusu faturaların davalıya teslimi edildiği tarafların ticari defterlerinden anlaşılmıştır. Buna göre TTK 1530/4.a maddesi uyarınca faturanın borçlu tarafından alınmasını takip eden 30 günlük sürenin sonunda temerrüt oluşacağı düzenlenmiş ise de faturalardaki vade tarihi 30 günlük süreden daha uzun olduğu ve bu durum davalı borçlu lehine olduğundan bu faturalar yönünden muacceliyet tarihi faturalardaki vade tarihi olarak esas alınması gerekmektedir. Buna göre; 3 adet fatura toplamı : 313.800 USD alacak için muacceliyet tarihi, fatura vade tarihi olan 12/05/2014 olup temerrüt tarihi 13/05/2014, bakiye kalan 80.162,23 USD alacak için muacceliyet tarihi, fatura vade tarihi olan 25/04/2014 olup temerrüt tarihi 26/06/2014 tarihidir. İflas tarihi olan 09/11/2016 tarihine kadar davacı alacaklının İİK 195. Maddesi uyarınca işlemiş faiz talep edebileceğinden dairemizce, ilgili dönemlerde USD cinsinden bir yıllık mevduata uygulanan en yüksek faiz oranları kamu bankalarına sorulmuş olup dosyamızı gönderilen cevabı yazılara göre işlemiş faiz hesabı dairemizce yapılmıştır. 313.800 USD alacak için 13/05/2014 – 12/05/2015 dönemi için % 3, 13/05/2015 -12/05/2016 dönemi için % 2,60, 13/05/2016 – 09/11/2016 dönemi için % 4 faiz oranı üzerinden davacının: 23.144,00 USD işlemiş faiz, 80.162,23 USD bakiye alacak için 26/04/2014 – 09/11/2016 dönemlerinde aynı faiz oranları üzerinden : 6.052,80 USD olmak üzere toplam 29.196,80 işlemiş faiz alacağı hesaplamıştır. İİK’nın 195/1. maddesinin “Borçlunun taşınmaz mallarının rehni suretiyle temin edilmiş olan alacaklar müstesna olmak üzere iflasın açılması müflisin borçlarını muaccel kılar. İflasın açıldığı güne kadar işlemiş faiz ile takip masrafları anaya zammolunur.” hükmü uyarınca davacının, iflas tarihine kadar doğan 29.196,80 işlemiş faiz alacağın iflas tarihindeki Merkez Bankası döviz satış kuru karşılığı ( 3,1922 TL ) olan 93.202,00 TL’nin de iflas masasına kayıt ve kabulüne karar verilmesi gerekirken davacının işlemiş faiz alacağı yönünden talebin reddine karar verilmesi hatalı olmuştur. Açıklanan nedenlerler davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.1 bendi uyarınca reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK 353/b-2 madde uyarınca davanın esası hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalı tarafın istinaf başvurusunun HMK’ nın 351/1.b.1 Maddesi gereğince REDDİNE, 2-Davacı taraf yönünden istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.2 maddesi uyarınca KABULÜ ile, İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/719 Esas, 2018/621 Karar sayılı ve 30/05/2018 tarihli kararının KALDIRILMASINA ve YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE, 3- Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE, a-1.348.532,65 TL davacı alacağının, Müflis … A.Ş. hakkında İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … iflas sayılı dosyasında düzenlenen sıra cetvelinde (4).sıraya kayıt ve kabulüne, Fazlaya ilişkin istemin reddine, b-Alınması gerekli olan 80,70 TL karar ilam harcından peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 49,30 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, c-Davacı tarafından yatırılan 31,40 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bunun haricinde davacı tarafından sarf edilen başvurma ve vekalet harcı: 36,15 TL, bilirkişi ücreti : 1.500,00 TL, posta masrafı; 153,00 TL olmak üzere toplam 1.689,15 TL yargılama giderinden kabul-ret orana (% 66,40 ) üzerinden hesaplanan 1.122,00 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına, d-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, e-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan …Ü.T. ‘ne göre hesaplanan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, f-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan …Ü.T. ‘ne göre hesaplanan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, g-HMK’nun 333. Maddesi gereğince, karar kesinleştiğinde kalan gider avansının taraflara iadesine, İstinaf İncelemesi Yönünden; 4-Harçlar Kanunu gereğince istinaf edenler tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye gelir kaydına, 5-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70’ er TL istinaf maktu karar harcından taraflarca yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 44,80 TL harcın davalıdan ayrı ayrı alınarak hazineye irat kaydına, 6- Davacı tarafça sarf edilen 134,00 TL istinaf harcı, 123,30 TL posta davetiye gideri olmak üzere toplam 257,30 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilemesine, 7- İstinaf yargılaması duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 361/1. fıkrası gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.23/02/2022