Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/573 E. 2022/168 K. 16.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/573
KARAR NO: 2022/168
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2014/680
KARAR NO: 2018/610
KARAR TARİHİ: 25/06/2018
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 16/02/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili asıl dava dilekçesi ile karşı dava cevap dilekçesinde ; müvekkili ile davalı arasında 19/06/2013 tarihinde 22-26 Ağustos tarihlerinde davalı tarafından düzenlenecek olan … için Paket Tur Sözleşmesinin karşılıklı olarak imza altına alındığını, müvekkilinin sözleşme hükümlerine bağlı kalarak sözleşmede geçen 12.550 Euro bedeli davalı hesabına ödediğini, ancak davalının sözleşmeye aykırı hareket ederek bahsi geçen tur hizmetini yerine getirmediğini, davalının bu olaydan uzun bir süre sonra sanki tur hizmeti yerine getirmişcesine müvekkili adına fatura düzenleyip gönderdiğini, müvekkilinin ihtarname keşide ederek ödenen meblağın iadesi ve müvekkili adına kesilen faturanın davalıya gönderilmesinin istenildiğini, ancak iade ödemesinin yapılmadığını, açıklanan nedenlerle; alacağın tahsili için giriştikleri icra takibine borçlu davalının haksız yere itiraz ettiğini, itirazın iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatına hükmolunmasına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini, karşı davada ise müvekkilinin sözleşmeye uygun olarak tüm ödemeleri yaptığını ancak davalı tarafından tahahhütte bulunulmasına karşılık söz konusu turun gerçekleştirilemediğini, müvekkilinin eksik ödeme yapmasının mümkün olmadığını belirterek karşı davanın reddini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili asıl dava cevap dilekçesi ile karşı dava dilekçesinde; taraflar arasında paket tur sözleşmesi imzalandığını, uçak biletleri satın alındığını, otel rezervasyonları yapıldığını, rehber hizmet sözleşmesi yapıldığını, sözleşme gereği davacının müvekkiline 14.960 Euro ödemesi gerekirken 2.410 Euro eksik ödeme yaptığını, davacının paket tur kapsamında alınan uçak biletlerini bilgi vermeksizin tur tarihinden sonra değiştirdiğini, depozito olarak ödenen 5.316,18 TL ‘nin davacının kusurlu hareketiyle yandığını, bu zararın taraflarına ödenmesi gerektiğini, müvekkilinin basiretli bir tacir olarak tüm edimlerini yerine getirdiğini belirterek ana davanın reddine, sözleşme uyarınca eksik ödenen 2.410 Euro’nun sözleşme tarihinden itibaren işletilecek faizle birlikte davacıdan tahsiline, teminat bedeli olarak ödenen ve davacının hukuksuz davranışı neticesinde yanan teminatı olan 5.316,180 TL’nin davacıdan tahsiline, %20 tazminatın davalıdan alınarak taraflarına verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılması gerektiğini savunmuş ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, ” hükme esas alınan 2. Ana rapor ve bu raporun ek raporlarına göre, Taraflar arasında … katılımı konusunda bir paket tur sözleşmesi imzalandığı, 22-26 Ağustos 2013 tarihinde gerçekleşmesi planlanan tura göre davacının 12.380 Euro ödeme yaptığı, sözleşmeye göre 14.280 Euro ödeme yapması gerektiği, davacının tura katılacak kişilerin vize işlemleri konusunda kusurlu eylemleri nedeni ile evrakları tamamlamayarak tur için en önemli konuda kusurlu davrandığı, ödemeleri geç yaptığı ve bu nedenle de davalı karşı davacının bazı hazırlık ve harcamalar konusunda zorunlu olarak gecikme veya hiç yapmama yönünde tavır takındığı, davalının anlaşma yapılan otelin bulunduğu mahallerin anlaşmaya uygun yerlerde olmaması nedeni ile kusurlu olduğu, ancak kusurun ağır kısmının davacı yanda olduğu nedenle ücret iadesi talebinin kendi yaptığı eksik ödeme ve kusur nisabına göre yerinde olmadığı, davalı yanın da depozito bedelleri konusundaki istemi konusunda da alınar rapor ve ek raporlarda ve havayolu şirketlerinin cevap yazılarında kanıtlar delill bulunmamakla gerek ana davanın ve gerekse karşı davanın reddine ” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı-karşı davalı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; bilirkişi raporunda, vize işlemlerinin yapılamadığı belirtilerek bu hususun sözleşmenin iptalinde bir etken kabul edilmesi hukuka aykırı olup kesinlikle kabul etmediklerini, kaldı ki; müvekkil şirketin, vize hazırlık aşamasında işlemleri sekteye uğratacak bir eylemi olmadığını, tura katılacak olan kişilerin çoğunun yeşil pasaportu olduğundan vize alması söz konusu olmadığını, müvekkil tarafından yeşil pasaport sahibi olmayan yolcuların evrakları ise temin edilmiş ve teslim edildiğini, davalı da vizenin yapılmadığı iddiasına hiç dayanmadığını, söz konusu raporda, davacı müvekkilin tur ücretini eksik ödediği iddia edilmişse de bu husus kesinlikle doğru olmadığını, davacı müvekkil tarafından, davalının vize ve diğer işlemlerini hızlandırması için elden de ödeme yapıldığını, bu nedenle ödemelerin yapılmadığına yönelik kusur değerlendirmesi kabul edilemeyeceğini, kaldı ki kesinlikle kabul anlamına gelmemekle beraber; elden ödemelerin yapılmamış sayılması halinde bile müvekkil tur ücretinin %90 oranlık kısmını ödemiş olup % 10 luk bir kısmını ödenmeyerek tur ücretini yakmak hayatın olağan akışına da aykırı olduğunu, dava dosyasında yer alan bilgilerden de anlaşılacağı üzere THY nezdinde alınan biletler iade alınmadığını, 24.03.2016 tarihli bilirkişi raporunun 9. Sayfasında “davaya konu diğer uçak biletlerinin ise herhangi bir uçuş ve ücret iadesinin alınmadığı görülmektedir” ibaresi geçtiğini, iade ücreti alınmayan biletlerin bir ekonomik değeri bulunduğunu, bu husus dikkate alınmadan davanın reddedilmesi hatalı olduğunu, ayrıca mahkeme tarafından davalı lehine hükmedilen vekalet ücreti yasaya aykırı olup davacı lehine hükmedilen vekalet ücreti de eksik hesaplandığını ileri sürmüştür.Davacı-karşı davalı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; davacı şirket, seyahate katılacak kişilerin vize işlemleri için gerekli olan evraklarını zamanında temin etmediğini, sözleşmenin başından beri edimlerini yerine getirmeyerek sözleşmenin ifasına engel olduğunu, nihayetinde de havaalanına dahi gelmeyerek turun gerçekleşmesini imkansız hale getirdiğini, Paket Tur Sözleşmesine göre davacının tur bedelinin tamamını defaten ödemesi gerektiğini, bu ödemeleri alan müvekkilde uçak biletleri, otel, rehberlik vs. Hizmetlerinin bedellerini ödeyebileceğini, oysa davacı yine sözleşmeye aykırı olarak ödemeleri parça parça yaparak sözleşme koşullarına riayet etmediğini, buna karşın müvekkil şirket edimlerini yerine getirdiğini, sonuç olarak müvekkil şirket tüm edimlerini yerine getirmesine rağmen seyahat günü davacılara hava alanına gelmemesi, taraflar arasında akdedilen sözleşme hala ayakta olması, davacı tarafından hizmetin ayıplı olduğuna ilişkin herhangi bir ayıp ihbarı da olmaması, davacının seyahat günü alana gelmemesine ilişkin öne sürdüğü herhangi bir mücbir sebep vs sözkonusu olmaması nedeniyle tüm edimlerini yerine getirmiş olan müvekkilimin haklı davasının kabulü gerekirken reddine karar verilmesi hukuka aykırı olduğunu ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Asıl ve karşı dava Paket Tur Sözleşmesinden kaynaklanan, ifaya aykırılık nedeniyle uğranılan zararın tazmini amacıyla başlatılan takibe yapılan itirazın iptali ile alacak istemine ilişkindir.İstanbul … İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyası incelendiğinde; davacı tarafça davaya konu Paket Tur Sözleşmesi kapsamında yapılan ödemelere istinaden 32.481,67 asıl alacak, 1.641,07 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 34.122,74 TL alacağın tahsili için takip başlattığı, davalının yasal süresinde ödeme emrine itiraz ettiği, davanın yasal 1 yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Hükme esas alınan üçlü bilirkişi heyeti raporunda özetle; “Taraflar arasında 22.08.2013 – 26.08.2013 tarihleri arasında gerçekleşecek … için 19/06/2013 tarihli Paket Tur Sözleşmesi imzalandığı, 22 kişi için ve kişi başı 680 Euro olmak üzere toplamda 14.960 Euro ödeme yapılması kararlaştırıldığı fakat daha sonra, 22 kişilik grup içinden 1 kişi “ücretsiz/free” olarak sayıldığı, buna göre ödenecek ücretin 14.280 € olduğu, davacı şirketçe, 21/06/2013 tarihinde 2.500 €, 16/08/2013’de 6.250 €, 19/08/2013’de 1.630 € ve 19/08/2013′ de 2.000 € olmak üzere toplam 12.380 € ödeme yapıldığı, davacı şirketin dilekçesinde belirttiği diğer 170 €’luk ödeme ile ilgili herhangi bir ödeme belgesi bulunmadığı,Paket tur sözleşmesinde fiyata dahil olan hizmetlerin; *Havalimanı Vergileri, * 22 – 26/08/2013 tarihlerinde otellerde 4 gece oda kahvaltı konaklama, * İstanbul – Malaga – İstanbul parkurunda uçak bileti, * Alan Otel Alan transferleri, * Tur programında belirtilen gezi programları, * Profesyonel Türkçe rehberlik ve asistanlık hizmetleri olduğu, Tur hizmetinin uçuş kısmı için bilet ücreti (20.870,55 TL) ödeme yapıldığı, davalının, uçak biletleri rezervasyonunun depozito bedeli olarak (MCO) 5.316,18 TL ödeme yaptığı, sektör uygulamasında, grup biletler kesildiği anda biletlerin asıl fiyatları tahakkuk ederek MCO ücreti iade edildiği, dosyada yer alan bilgiye göre, biletler 19.06.2013 tarihinde kesildiği, daha sonra 27.01.2014 tarihindedeğişiklik yapıldığı, aradaki bu sürede MCO bedelinin çoktan iade alınması gerektiği, bu nedenle, davalının MCO ücretinin geri alınamamış olması ile ilgili belge sunması gerektiği ancak herhangi bir belge sunulmadığı, Otel rezervasyonları tur programında belirtildiği gibi yapılmadığı, Booking.com internet sitesi üzerinden yapılan rezervasyon, 22/08/13 ve 23/08/13 gecelerini içerecek şekilde İspanya’nın Cordoba şehrindeki bir otele (4 Yıldızlı …) yapıldığı, oysa tur programına göre grubun konaklaması; 22/08 gecesi …, 23/08 gecesi …, 25/08 gecesi …, 26/08 gecesi … olduğu, bu nedenle yapılmış olan otel rezervasyonu bu tur programıma uygun olmadığı, 25.06.2013 tarihinde Rehber … ile 22-26,08.2013 tarihinde hizmet vermek üzere Rehberlik hizmet sözleşmesi imzalandığı, fakat dava dosyasında davalının bu sözleşme neticesinde rehbere bir ödeme yaptığına dair bilgi bulunmadığı, İspanya’da turun gerçekleştirilebilmesi için 5 günlük bir otobüs organizasyonunun yapılmış olduğuna dair herhangi bir bilgi (yazışma/ödeme) dava dosyasında bulunmadığı, Avrupa Birliği Üyesi olan Ispanya Ülkesine girişler de schengen vizesi gerektiği, Seyahat Acenteleri vize alımında bir aracı kurum olup vizenin verilip verilmemesi İspanya Konsolosluğunun inisiyatifinde olduğu, zize alınamaması durumunda Seyahat Acentasına ödenen tur bedelinin tamamı yanmakta olduğu, davacı şirketin iddia ettiği gibi vize alınamadığı için turun gerçekleşemediği yönündeki izlenimlere dayanarak, dosya üzerinde yapılan incelemede vize işlemleri ile ilgili bilginin net olmaması ile birlikte davalı turizm şirketi tarafından davalı firma arasında 01.08.2013 tarihinde yapılan email yazışmalarında, vize evraklarının henüz davalı turizm şirketine ulaşmadığı, yüksek sezon olması nedeniyle vize alma sürecinin uzayabileceği, ellerine ulaşan vize için kullanılacak olan fotoğraf ölçülerinin konsolosluğun istediği ölçülerde olmadığı, listedeki evrakların neredeyse yarısının ellerine ulaşmadığı, imzalanması gereken kısımların boş bırakılarak gönderildiği ve acil hareket edilmezse vizelerin çıkmayacağına dair davalı şirket sorumlusu … tarafından davacı şirket sorumlusu …’e bilgi verildiği ve geri dönüş istendiği görüldüğü, aynı mail yazışması içinde …’un …’yı hizmet ödemesinin gecikmesi ve bunun servis alımlarında aksamaya yol açabileceği konusunda uyardığı tespit edildiği, Davacı şirketin seyahat katılımcılarının, tur günü havaalanında bulunmaması veya bulunamaması nedeni ile davaya konu olan seyahat gerçekleşmediği, THY’nin mahkemeye göndermiş olduğu evrak üzerinde yapılan incelemede, davacı şirket sorumlusu tarafından 30.01.2014 gidiş-03.02.2014 dönüş olmak üzere İstanbul-Malaga-İstanbul uçuş tarihlerinde değişiklik yapıldığı görüldüğü, Sonuç olarak; davacı ve davalı tarafın her ikisi de imzaladıkları sözleşme hükümlerini tam olarak yerine getirmediği, taraflar arasında kusur kısmının … tarafında ağır basması ile birlikte, …’un sözleşmede yer alan tam satış rakamını alması da hakkaniyetli olmadığı, kanaatlerine göre davalı tarafından hak edilen ücretin, en son takdiri mahkemenin olmak üzere, masraf yapmış olduğu kesin olan uçak bileti harcaması (20.870,55 TI, yani ödeme tarihindeki yaklaşık EURO karşılığı olarak 8.089 €) ile toplam satış rakamı (14.280 €) arasındaki ortalama bir meblağ olduğu ” yönünde görüş ve tespitine yer verilmiştir. 17/05/2017 tarihli ek rapor ile kök rapordaki görüşlere ek olarak tazminat hesaplamasının toplam tur bedeli üzerinden yapılaması imkanı bulunmadığı, belgelerle yapıldığı kesin olan ödeme/harcama rakamı ile toplam tur bedeli arasındaki fark üzerinden % 50 olarak hesaplama yapılması sonucunda toplam 1.195,50 Euro + 3 yıllık yasal faizin davacıya iadesi gerektiği kanaatine varıldığı bildirilmiştir. Somut olayda; Taraflar arasında 22.08.2013 – 26.08.2013 tarihleri arasında gerçekleşecek … için 19/06/2013 tarihli Paket Tur Sözleşmesi imzalandığı, sözleşmeye göre davacının bir kişi ücretsiz olmak üzere 22 kişi için toplam 14.280 Euro ödeme yapması kararlaştırıldığı, ancak davacının 12.380 Euro ödeme yaptığı, ödenen ücretten davalı tarafça tur için uçak bileti olarak 20.870,55 TL ( ödeme tarihindeki kur karşılığı 8.089 €) harcama yaptığı, vize işlemlerin tamamlanamaması ve davacı şirketin seyahat katılımcılarının, tur günü havaalanında bulunmaması veya bulunamaması nedeni ile davaya konu olan seyahat gerçekleşmediği, davacı şirket sorumlusu tarafından 30.01.2014 gidiş-03.02.2014 dönüş olmak üzere İstanbul-Malaga-İstanbul uçuş tarihlerinde değişiklik yapıldığı konusunda ihtilaf bulunmamaktadır. Turun gerçekleşmemesindeki en önemli husus vize işlemlerinin tamamlanamaması olduğu görülmüştür. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ifade edildiği gibi gerekli evrakların davacı şirket tarafından tamamlanamamasından dolayı vize işlemlerinin yapılamaması ve hizmet bedelinin tam olarak ödenmemesinden dolayı bazı hazırlık harcamaların yapılamamasından dolayı davacının kusuru nedeniyle turun gerçekleşemediği anlaşılmakla davacının ücret iadesi talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Davacı vekili diğer bir istinaf nedeni olarak davacı ve davalı lehine hükmedilen vekalet ücretinin hatalı hesaplandığına ilişkin olup asıl davada dava değeri 34.122,74 TL olduğu, karar tarihi itibariyle AAÜT tarifesi uyarınca davalı lehine hükmedilen 4.094,73 TL nispi vekalet ücretinde herhangi bir hesaplama hakası yapılmadığı, karşı dava yönünden dava değeri dikkate alındığından tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümündeki maktu vekalet ücretine hükmedildiği anlaşılmakla davacı vekilinin bu yöndeki istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. Davalı, karşı dava dilekçesinde sözleşme uyarınca eksik ödenen 2.410 Euro’nun ve MCO teminat bedeli olarak ödenen 5.316,18 TL ‘nin iadesini talep etmiş ise de Otel rezervasyonları tur programında belirtildiği gibi yapılmadığı, anlaşma yapılan otelin bulunduğu mahallerin anlaşmaya uygun yerlerde olmaması nedeniyle kusurlu olduğu, mahkeme gerekçesinde ifade edildiği gibi, davalının kusur nisabına göre eksik ödenen bedeli talep etme hakkı bulunmadığı, uçak biletleri rezervasyonunun depozito bedeli olarak (MCO) ödenen bedelin, grup biletler kesildiği anda biletlerin asıl fiyatları tahakkuk ederek MCO ücreti iadesi yapılması gerektiği, çünkü alınan depozitonun rezervasyonla yapılan işlem sonucunda satın alınan ürünün başka bir kimseye satılamaması sonucunda gerçekleşen haksız kayıp uygulaması olup bilet kesildiği anda iadesi gerektiği, iade edilmemesi durumda davacı şirkete sorumluluk yüklenemeyeceği anlaşılmakla karşı davanın da reddine karar verilmesinde hukuka aykırılık görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesinin kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, HMK 353/1.b.1 bendi uyarınca davacı-karşı davalı, davalı-karşı davacı vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Taraf vekillerinin istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince taraflardan alınan 98,10 TL’nin başvuru harçlarının ayrı ayrı hazineye gelir kaydına, davacı-karşı davalı tarafından fazla yatırılan 98,10 TL harcın istemi halinde davacı-karşı davalıya iadesine,3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL’nin istinaf karar harcından, davalı-karşı davacı yatırılan 35,90 TL’nin harcın mahsubu ile eksik kalan 44,80 TL’nin istinaf eden davalı-karşı davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL’nin istinaf karar harcından, davacı-karşı davalı yatırılan 71,80 TL’nin harcın mahsubu ile eksik kalan 8,90 TL’nin istinaf eden davacı-karşı davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,5-İstinaf yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına, 6-Yatırılan gider avansından kalan kısmın taraflara ilk derece mahkemesince iadesine,7-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,8-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.16/02/2022