Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/570
KARAR NO: 2022/66
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/06/2018
NUMARASI: 2017/887 E. 2018/758 K.
DAVANIN KONUSU: Kayıt Kabul
KARAR TARİHİ: 27/01/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin müflis … AŞ den olan alacağı sebebiyle kambiyo senetlerine mahsus takip yolu ile icra takibi başlattığını, müflis tarafından icra dosyasına sunulan tedbir kararı gereğince icra takibinin olduğu yerde durduğunu, iflas erteleme yargılamasının beklendiğini, 17/01/2017 tarihinde iflas masasına alacak kaydı için başvuruda bulunduklarını, ancak iflas masasına alacak kaydı taleplerinin, sunulan belgelerin alacağın varlığını tevsik edici bulunmadığı ve yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle reddedildiğini belirterek, müvekkilinin müflis şirketten olan toplam 414.069,24 TL alacağının masaya kayıt ve kabulüne ve sıra cetvelinin buna göre düzenlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı iflas idaresi vekili cevap dilekçesinde; davanın öncelikle süre yönünden reddi gerektiğini, çünkü davanın sıra cetvelinin ilanı yada tebliği tarihinden itibaren 15 gün içinde açılması gerektiğini, davacının alacak kaydı için yapmış olduğu başvurusu üzerine iflas msasınca 13 sıra nosuna kaydedildiğini, varlığı iddia edilen alacakla ilgili olarak müflisin sorgusunun alındığını ve alacaklının beyanı, belgeleri, şirket kayıtlarının incelenmesi sonucnda alacağın tamamen reddedildiğini, sunulan belgelerin alacağın varlığını tevsik edici nitelikte bulunmadığını ve kesin delillere dayanmayan alacak kaydının reddinin hukuka uygun olduğunu belirterek haksız davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece ”…Müflis şirket hakkında İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/272 esas sayılı dava dosyasında 19.10.2016 günü iflas kararı verildiği, davacının vekili aracılığıyla iflas müdürlüğüne 414.069.24 TL miktarlı alacağın kaydı için başvurduğu, iflas idaresince alacağın yargılamayı gerektirdiğinden bahisle reddedildiği, red kararının davacı vekiline 18.08.2017 tarihinde tebliğ edildiği, sıra cetvelinin 03.08.2017 tarihli Karar gazetesinde ve 08.08.2017tarihli Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlandığı, davacının iflas dosyasına tebliğ gideri için avans yatırdığından red kararının kendisine tebliğ tarihi olan 18.08.2017 tarihine göre iş bu davanın 21.08.2017 de 15 günlük yasal hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Tarafların tüm delilleri celbolunarak dava dosyası ve taraflara ait yasal defter, kayıt ve dayanak belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor alınmıştır. Alınan raporun dosyadaki verilere uygun ve denetime açık bulunduğu anlaşılmakla hükme esas alınmıştır. Davalı müflis şirketin yasal defter, kayıt ve dayanak belgelerinin mali bilirkişi aracılığıyla yapılan incelemesinde ; davalı müflis şirketin … Bankası Tersane Şubesindeki hesabına tanımlanmış çekin kayıtlı bulunmadığı, söz konusu çekin davacıya ciro ile geçtiği, dolayısıyla davalı müflis şirket ile davacı şirket arasında doğrudan bir ticari ilişkinin bulunmadığı , çek hamili davacının 3.kişi olduğu görülmüştür. İflas idaresinin alacağı red gerekçesinde; alacağın varlığını gösteren tevsik edici belgelerin davacı tarafça sunulmadığı belirtilmiştir. Oysa ki , kambiyo senetlerinin düzenlenmesi ile taraflar arasında mücerret bir borç ilişkisi doğmaktadır. Buna göre; davaya dayanak çekin ön ve arka yüzünü gösterir fotokopisinden çekin keşidecisinin müflis … AŞ , lehdarının … AŞ olduğu ve ciro yolu ile ulaşan çekin dışında müflis şirket ile doğrudan ilişki içinde bulunmayan davacının müflisten alacaklı olduğuna ilişkin başkaca delil sunmasına imkan olmadığı gibi gerekte yoktur. (Yargıtay 23 HD nin 27.03.2017 tarih 2015/9037 esas, 2017/920 karar sayılı vb içtihatları uyarınca) Yapılan yargılama sonucunda dosya kapsamındaki delillere ve alınan bilirkişi raporuna göre, davacının müflis şirketten mücerret borç ilişkisi doğuran ve kendisine ciro yolu ile geçen çek nedeniyle alacak talep etme hakkı bulunduğu, davalı müflis şirketin iflas tarihi 19.10.2016 tarihi itibariyle davacının 384.385,08 TL alacağı bulunduğu ” dair karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin davanın süresi içinde açıldığına dair karar verilmesinin doğru bir tespit olmadığı gibi kambiyo senedinin varlığının tek başına alacağın iflas masasına kaydı için yeterli olmadığı, kambiyo senedi niteliği taşıyıp taşımadığının müflis şirket yetkilisi tarafından süresi içerisinde imzalanıp imzalanmadığını araştırılması gerektiği, davacı tarafın var olduğunu ileri sürdüğü alacağın dayanağı belgeleri ibraz etmemesi ve bunun yanında söz konusu çekin davalı tarafın usulüne uygun olarak tutulan ticari defterlerinde yer almamasının da söz konusu alacağın mevcut olmadığını gösterdiği belirtilerek mahkemece verilen kararın kaldırılması talep edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, İİK.’nun 235. maddesine göre, alacağın iflas masasına kayıt ve kabul istemine ilişkindir. İİK 235. maddede, sıra cetveline itiraz edenlerin, cetvelin ilanından itibaren 15 gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecbur oldukları, 223’üncü maddenin üçüncü fıkrası hükmünün mahfuz olduğu belirtilmiştir. Maddede düzenlendiği üzere, sıra cetveline itiraz davası açma süresi 15 gündür. Süre, sıra cetvelinin ilanından itibaren başlar. İİK 166. maddedeki gazetelerde yapılan ilanlardan en son ilan tarihinden itibaren işlemeye başlar. İflas masasına alacak yazdırırken, tebligatı kabulü elverişli adres gösterilerek, Adalet Bakanlığınca çıkarılan tarifede gösterilen yazı ve tebliğ giderlerini avans olarak vermek suretiyle, İflas idaresince alınacak kararların kendisine tebliğ edilmesini istemiş olan alacaklılara, alacaklarının kabul veya ret edildiği ayrıca tebliğ edilir (İİK 223. M). Bu alacaklılar için sıra cetveline itiraz davası açma süresi, sıra cetvelinin ilanından itibaren değil, bu tebligatın yapıldığı tarihten itibaren işlemeye başlar. İstanbul Anadolu … İcra dairesinin … sayılı iflas dosyasında davalı müflis şirket hakkında tasfiyenin İİK 219 maddesi gereğince adi tasfiye olarak yapılmasına karar verildiği, 03.03.2017 tarihinde 1. Alacaklar toplantısı yapıldığı, müflis şirketinin tasfiye işlemlerinin devam ettiği, iflas kararının henüz kesinleşmediği, tanzim edilen sıra cetvelinin 03.08.2017 tarihli Karar gazetesinde ve 08.08.2017 tarihli Ticaret Sicili Gazetesinde yayınlandığı, müflis şirket hakkında verilen iflas kararı henüz kesinleşmemiş olup davacı vekili tarafından 13.01.2017 havale tarihli dilekçe ile 414.069,24 TL miktarlı alacak kayıt dilekçesi ile kayıt talebinde bulunulduğu ve 13 kayıt numarası ile alacağın kaydedildiği, iflas idaresince tanzim edilen sıra cetvelinde alacağının yargılamayı gerektirmesi nedeniyle talebinin reddedildiği, davacının dosyaya tebliğ gideri için avans yatırdığı ve kararın davacı vekiline 18.08.2017 tarihinde tebliğ edildiği , davanın 21.08.2017 tarihinde açılması nazara alındığında hak düşürücü süre içerisinde davanın açıldığı ve davalının, davanın süresi içerisinde açılmadığı yönündeki istinaf talebinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır. İstanbul … İcra dairesinin … sayılı icra dosyasının örneğinin incelenmesinde, davacı tarafça müflis şirket … A.Ş. ile …A.Ş. aleyhine … bankasının Tuzla tersane şubesine ait … seri numaralı, 15.08.2011 keşide, 19.08.2011 ibraz tarihli ve 210.000 TL tutarlı çekten kaynaklı olarak 210.000 TL çek bedeli, 8.112,33 TL işlemiş faiz, 10.500 TL çek tazminatı ve 630 TL komisyon bedeli olmak üzere toplam 229.242,33 TL’nin tazmini talepli kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip başlatıldığı 21.11.2011 tarihli ödeme emri düzenlendiği, çekin ön ve arka yüzünü gösterir fotokopi belgesinin dosya arasında yer aldığı, çekin keşidecisinin müflis şirket … A.Ş. Lehtarının …A.Ş. olduğu ve ciro silsilesinde en son hamilin davacı (…) olarak belirtildiği, Kadıköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/ 639 sayılı dosyasında … A.Ş hakkında iflasın ertelenmesi talebiyle dava açılması ve 25.04.2012 tarihinde iflas erteleme kararı alınması nedeniyle icra takibinin durdurulması yönünde borçlu şirket vekilince talepte bulunulduğu, 15.04.2016 tarihli dosyanın haksız olarak yenilenerek yeni kayıt altına alınmasına karar verildiği, 19.10.2016 hesap tarihinde yapılan kapak hesabına göre 229.242,33 TL takipte kesinleşen miktar, 19.704,54 TL vekalet ücreti miktarı, 154.666,44 TL toplam faiz miktarı ve 14 TL masraf miktarı olmak üzere toplam 403.627,31 TL’nin yekün alacak olarak ve bakiye borç miktarı olarak hesaplandığı dosyaya ibraz edilen belgelerde belirtilmektedir. Doç.Dr. … ve mali müşavir … tarafından düzenlenen bilirkişi heyet raporunda özetle; davacının inceleme gün ve saatinde mahkeme kaleminde hazır bulunmadığı ve ticari defterleri ibraz etmediği, mahkemenin verdiği yetkiye dayanarak davalı müflis şirketin ticari defterleri üzerinde inceleme yapıldığı ve müflis şirketin ticaret defterlerinin açılış, kapanış tasdiklerinin süresi içerisinde yapıldığı bu haliyle defterlerin usulüne uygun tutulduğunun tespit edildiği, davalı müflis şirket ticari defter kayıtlarında … numaralı 210.000 TL tutarlı 15.08.2011 keşide tarihli çekin ticari defterlerde kayıtlı bulunmadığı, söz konusu çekin davacıya ciro silsilesi ile geçtiği ve müflis şirket ile davacı arasında direkt bir ticari ilişkinin bulunmadığı , çek hamilinin 3. Kişi olduğu, kambiyo senetlerin düzenlenmesi ile taraflar arasında mücerret bir borç ilişkisi yaratıldığı ve takip konusu çek haricinde alacağın varlığını gösteren başkaca delillerin sunulmasına gerek bulunmadığı, bu haliyle davacının müflisten alacaklı olduğunu sair delillerle ispatlamasına da olanak bulunmadığı anlaşıldığından, davacının alacak kaydı talebinin kabul edilmesi gerektiği ve iflas tarihi itibariyle davacıya olan borcun 384.385,08 TL olarak hesaplandığı, icra müdürlüğünün kapak hesabında borcun 403.627,31 TL olarak hesap edilmesi nedeniyle oluşan farkın icra müdürlüğü tarafından yapılan kapak hesabında 22.11.2011 ile 19.10.2016 tarihleri arasında değişen oranlarda faiz hesabı yapılması yerine sabit %15 faiz oranının dikkate alınmasından kaynaklandığı görüş ve tespitinde bulunulmuştur. Çek, bir ödeme aracı olup, çeklerin mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla verildiği yolunda yasal karine mevcuttur. Bu durumda, davalının söz konusu çekleri mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla verdiğinin kabulü gerekir. Yasal karinenin aksini yani çekin borç ödenmesinden başka bir amaçla verildiğini, bedelsiz bir avans çeki olduğunu iddia eden tarafın bunu kesin delillerle ispatlaması gerekir. Dayanak yapılan çek, sebepten mücerret bir ödeme aracı olup, mevcut bir borcun tediyesi amacıyla verildiği anlaşılmaktadır. TTK’nın 818/1-e maddesi delaletiyle çekler hakkında da uygulanması gereken TTK’nın 687. maddesine göre, keşidecinin lehtarla aralarındaki def’ileri hamile karşı ileri süremeyecek olmasına, hamilin çeki iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket ettiğinin ispatlanamamış bulunmasına, çeklerin uygun ciro silsilesi içinde davacı hamile ciro edildiği anlaşılması gerektiği sonucuna varılmıştır. Davaya konu somut olayda, … numaralı 210.000 TL tutarlı 15.08.2011 keşide tarihli çekin mücerret bir ödeme aracı olduğu aksinin yazılı delille ispatlanmadığı ve buna göre davacının kayıtsız şartsız borç ikrarını içeren takip konusu çek dışında alacağın varlığını ispatlayacak başkaca delil sunmasına gerek bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davalı vekilince istinaf yasa yoluna başvuru dilekçesinde aynı zamanda davaya konu kambiyo senedinin müflis şirket yetkilisi tarafından imzalanıp imzalanmadığını araştırılması gerektiği belirtilmiştir. Davalı iflas masası vekilince 26.09.2017 havale tarihli cevap dilekçesinde istinaf dilekçesinde ileri sürülen iş bu hususun ileri sürülmediği ve HMK 357 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmanın dinlenemeyeceği nazara alındığında işbu istinaf sebebi değerlendirmesine yer olmadığı anlaşılmaktadır. HMK’nın 355.maddesi gereğince kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Davalı müflis şirket iflas idaresi aleyhine kayıt kabul isteminde bulunan davacı alacaklının, alacağına dayanak icra takibinde davalı müflis şirket ile birlikte müşterek müteselsil borçlu olarak yer alan başka borçlu tüzel kişinin de (… A.Ş. ) bulunduğu dikkate alınarak, tespit edilen alacağın, tahsilde tekerrür etmemek kaydıyla iflas masasına kayıt ve kabulüne karar verilmesi gerekirken, bu husus dikkate alınmaksızın hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir. HMK’nın 353/(1)-b-2 maddesinde, “Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında …” duruşma yapılmadan karar verileceği hükmü düzenlenmiştir. Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı avukatının istinaf kanun yolu başvurusunun kabulü ile, 6100 Sayılı HMK’nın 353/(1)-b-2. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere; Davalının istinaf başvurusunun HMK 355 maddesi gereğince KABULÜ ile; İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/887 Esas, 2018/758 Karar ve 20/06/2018 tarihli kararının HMK’nun 353/1-b.2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, Dairemizce esas hakkında yeniden hüküm kurularak; 1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; İstanbul Anadolu … İcra ve İflas Müdürlüğü’nün … İflas Sayılı dosyasından düzenlenen sıra cetvelinde, 384.385,08 TL davacı alacağının tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla MASAYA KAYIT VE KABULÜNE, 2-Fazlaya dair istemin REDDİNE, a-Harçlar Yasası uyarınca alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 31.40 TL harcın mahsubu ile eksik alınan 49,30 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, b-Davacı tarafından yapılan 67,40 TL peşin, başvurma ve vekalet harcı, 2.000,00 TL bilirkişi ücreti, 169,00 TL tebligat ve yazışma gideri olmak üzere toplam 2.236,40 TL yargılama giderinden kazanma oranına isabet eden 2.078,30 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, c-Davalı tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, ç-Hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davanın kabul edilen miktarı için davacı yararına tayin ve takdir edilen 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya, d-Reddedilen miktar nedeniyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı yararına tayin ve taktir edilen 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, e-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran taraflara iadesine, İstinaf yönünden: 8-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı tarafça yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 9- İstinaf eden davalı tarafından yatırılan 35,90 TL istinaf karar harcının talep halinde iadesine 10-İstinaf yargılaması duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 11-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına, 12-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, reddedilen miktar yönünden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 362/1.a maddesi gereğince kesin, kabul edilen miktar yönünden ise, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 361/1 maddesi ve İİK nun 164/2. bendi gereğince karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.27/01/2022