Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/542 E. 2021/1356 K. 22.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/542
KARAR NO: 2021/1356
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2016/767 Esas
KARAR NO: 2018/522
KARAR TARİHİ: 25/04/2018
DAVA: Deplase işleminden doğan alacak
BİRLEŞEN İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN
2017/745 ESAS, 2018/158 KARAR SAYILI DOSYASI
DAVA: Deplase işleminden doğan alacak
KARAR TARİHİ: 22/12/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalıların oluşturduğu … ortak girişimi tarafından 03/07/2017 tarih ve 337 sayılı yazı ile Ispartakule Köprülü Kavşak Viyadük Gişe Otomasyon Sistemi ve bağlantı yolları inşaatı işleriyle ilgili olarak müvekkili şirkete ait tesislerin deplasesinin istendiğini, söz konusu talebin protokol ile 18/07/2017 tarihli toplantıda tutanak altına alındığını, müvekkilince 05/09/2007 tarihinde deplase işlemlerinin tamamlandığını ancak deplase bedelinin kendilerine ödenmediğini belirterek 13.041,53 TL alacağın işin tamamlanma tarihi 05/09/2007 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir. Birleşen davada ise davalılar ortak girişiminin ortaklarından doğru hasım olan … A.Ş. yönünden 13.041,53 TL alacağın işin tamamlanma tarihi 05/09/2007 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesi ile, müvekkilinin diğer davalılarla herhangi bir iş ilişkisinin bulunmadığını, kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini, ayrıca zaman aşımı def’ilerinin bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesi ile, projeye ilişkin tüm işlemlerin tamamlanarak yüklenicilerle hesabın kapatıldığını, ayrıca talebin zaman aşımına uğradığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesi ile, davanın zaman aşımına uğradığını, ayrıca faiz oranı ve faiz başlangıç tarihine ilişkin talepleri de kabul etmediklerini belirterek davanın reddini savunmuştur. Birleşen davada …A.Ş. vekili, projenin alt yapı işlerinin dava dışı … A.Ş. tarafından yapılması nedeniyle kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini, davacı tarafa herhangi bir borcunun bulunmadığını, kendilerine fatura tebliğ edilmediğini, kaldı ki talebin de zaman aşımına uğradığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, “Taraflar arasındaki uyuşmazlık niteliği itibariyle eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Sözleşme tarihi 18/07/2007 olup, işlerin bitiş tarihi 05/09/2007 olduğundan TBK’nın 147/6. bendi uyarınca 5 yıllık zaman aşımı süresi uygulanacaktır. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin, 2012/9523 Esas, 2012/18159 Karar sayılı, 14/11/2012 tarihli; 2013/3180 Esas, 2013/7639 Karar sayılı 18/04/2013 tarihli içtihatları) Dolayısıyla, gerek asıl dava yönünden gerekse de birleşen dava yönünden davanın dava tarihi itibariyle zaman aşımına uğradığından reddine Asıl davadaki davalı … A.Ş. Yönünden ise dosya kapsamında diğer davalılarla ortak girişim içerisinde olmadığı, hasmın yanlış yöneltildiği ancak somut olay itibariyle HMK’nın 124/3 maddesi uyarınca kabul edilebilir bir yanılgıdan kaynaklanmadığı anlaşıldığından davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine ” karar verilmiştir
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; Deplase işleminden kaynaklanan dava konusu işin eser sözleşmesi niteliğinde olmadığından söz konusu olayda genel zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiğini, bu itibarla 10 yıllık genel zamanaşımı süresi dolmadığından davanın açıkça zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi hatalı olduğunu, ayrıca davalı taraf olarak gösterilen … A.Ş’nin unvanı sehven yanlış yazıldığını, gerçek davalı … A.Ş olduğundan davalı … A.Ş ‘nin taraf olmaktan çıkarılmasını, birleşen dava ile … A.Ş’nin dahil edilmesini talep edilmesine rağmen …A.Ş yönünden husumetten red kararı verilerek vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE: HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, deplase işlemlerinden doğan iş bedeli alacağının tahsili istemine ilişkindir.Davacı taraf, davalıların yapmış oldukları “Köprülü Kavşak Viyadük Gişe Otomasyon Sistemi ve Bağlantı Yolları İnşaatı” işleriyle ilgili olarak müvekkiline ait kabloların yerinin değiştirilmesinin, yani deplasesinin davalılar tarafından talep edildiğini, bu iş için yapılan harcamaların davalılar ortak girişim tarafından ödenmediğini belirterek işbu davayı açmış olup davalılar ise süresinde sunmuş oldukları cevap dilekçelerinde zamanaşımı def’inde bulunmuşlardır. Dosya kapsamına göre, dosyaya ibraz edilen 18/07/2007 tarihli toplantı tutanağında ” Ispartakule Köprülü Kavşağı ve Bağlantı Yolları inşaat alanı içinde bulunan …’a ait tesislerin etkilendiği, deplasesi zorunluğu olduğu, yer altı ile ilgili imalatlar bağlantı yolları şekillendikten sonra, kablo imalatının … tarafından yapılacağı, ücretin …ortak girişiminden talep edileceği” karalaştırıldığı, deplase işlemleri 05/09/2007 tarihinde tamamlandığı, davacının işin bitim tarihi olan 05/09/2007 tarihi itibariyle 13.041,53 TL alacak talebinde bulunduğu görülmüştür. Uyuşmazlık; yapılan deplase işleminin eser sözleşmesi niteliğinde olup olmadığına ve dolayısıyla huzurdaki davada Borçlar Kanunu’nun 146 maddesinde düzenlenen 10 yıllık genel zamanaşımı süresinin mi yoksa aynı yasanın 147/6 maddesinde düzenlenen eser sözleşmesinden doğan alacaklar için belirlenen 5 yıllık zamanaşımı süresinin mi uygulanması gerektiğine ilişkindir. Eser sözleşmesini düzenleyen 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. maddesi uyarınca yüklenicinin edimi bir eser meydana getirmek, iş sahibinin edimi ise, karşılığında bedel ödemektir. Deplase ise, kelime anlamı olarak “yer değiştirmek” anlamına gelmektedir. Taraflar arasındaki dava, eser sözleşmesinden kaynaklanmayıp, davalı tarafça yapılan yeni yol ve yol genişletme çalışmaları sırasında, davacıya ait tesislerin yine davacı tarafça deplase (yer değiştirme) bedelinin tahsiline ilişkindir. Buna göre 18/07/2007 tarihli protokolde yüklenici tanımına uyan taraf bulunmadığı gibi eser sözleşmesi kapsamında davalıya yapılıp teslim edilen bir imalatın da bulunmadığından taraflar arasındaki akdi ilişki, eser sözleşmesinden değil tacirler arası hizmet sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Nitekim aynı içerikli talepler için açılan davalarda verilen kararların Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulunun 28/02/2017 gün, 2017/760 Esas, 2017/452 Karar sayılı kararı ile uyuşmazlık deplase (yer değiştirme) bedeline ilişkin olduğu, 23/07/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 Sayılı Danıştay Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 21.maddesi gereğince yapılan inceleme sonucu hükme yönelik temyiz/karar düzeltme itirazlarının (eser sözleşmelerine bakan Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nce değil) Yargıtay 13. Hukuk Dairesince incelenip değerlendirileceği” belirtilmiştir. Bu itibarla, dava konusu olayda Borçlar Kanunu’nun 146 maddesinde düzenlenen 10 yıllık genel zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiği, işin tamamlandığı 05/09/2007 tarihinden itibaren 10 yıllık genel zaman aşımı süresi dolmadığından işin esasına geçilerek karar verilmesi gerekirken hukuki yanılgı ile zamanaşımı süresinin dolması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi hatalı olmuştur. Öte yandan davacı vekili sunmuş olduğu 25/08/2017 tarihli dilekçe ile davalı taraf olarak gösterilen … A.Ş’nin unvanı sehven yanlış yazıldığını, gerçek davalı … A.Ş olduğundan davalı … A.Ş ‘nin taraf olmaktan çıkarılmasını, birleşen dava ile … A.Ş’nin dahil edilmesini talep etmiş ise de mahkemece asıl davadaki davalı … A.Ş. yönünden hasmın yanlış yöneltildiği ancak somut olay itibariyle HMK’nın 124/3 maddesi uyarınca kabul edilebilir bir yanılgıdan kaynaklanmadığından davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir. 6100 sayılı HMK.nun tarafta iradî değişiklik başlıklı 124.maddesine göre, bir davada taraf değişikliği ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkün ise de maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edilebileceği düzenlenmiştir. Buna göre dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığı ve dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebinin karşı tarafın rızası aramaksızın kabul edilmesi gerektiğinden davalı … A.Ş yönünden husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi de hukuka uygun görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; kararın açıklanan gerekçeler doğrultusunda kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için 6100 sayılı HMK’nın 353-(1).a.6 maddesi gereğince dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/767 E. 2018/522 K. sayılı 25/04/2018 tarihli kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1.a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 4-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılamak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İADESİNE, 5-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafça yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının Hazineye gelir kaydına, istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 6-Davacı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 7-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,8-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-g bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.22/12/2021