Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/540 E. 2022/64 K. 27.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/540
KARAR NO: 2022/64
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ:İSTANBUL18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2015/619
KARAR NO: 2018/90
KARAR TARİHİ: 01/02/2018
DAVA: Kayıt Kabul
KARAR TARİHİ: 27/01/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin müflisin eski bayisi olduğunu, müflise sipariş ettiği ve bedelini çeklerle ödediği traktörleri teslim almadığını bu nedenle müflisten cari hesap alacağı olduğunu, alacakları için İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … ve… esas sayılı iki adet icra dosyası ile takibe başladıklarını, takiplerin kesinleştiğini, iflas masasınca İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasındaki iflas tarihi itibariyle alacak miktarları olan 683.082,00 TL ile İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasındaki alacakları olan 150.753,20 TL’nin tamamının reddedildiğini belirterek bu alacakların iflas masasının kayıt ve kabulünün karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın İİK’nun 235.maddesi gereğince, hak düşürücü sürede açılıp açılmadığının tespitinin gerektiğini, davacı tarafın faiz taleplerinin fahiş hesaplandığını, bu nedenle bilirkişi tarafından tekrar hesaplanmasının gerektiğini, ayrıca icra dairesinin resmi icra tahsil harcıda ilave ederek hesaplama yaptığını, bunun İİK hükümlerine aykırı olduğunu, tahsil harcının alacaklıdan alınan bir para olmayıp icra ödemelerinde devlet tarafından borçludan tahsil edilen bir harç türü olduğunu, yine davacının talep ettiği alacağın varlığı bakımından müflisin ticari defter ve belgelerinin bilirkişi tarafından incelenmesinin gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece ”… İİK 195. maddesine göre, iflasın açıldığı güne kadar işlemiş faiz ve takip masraflarında ana paraya eklenmesi gerekeceğinden iflas tarihi itibariyle kayıt kabulü gereken miktarın hesaplanması için dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi yapmış olduğu hesap neticesinde İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası yönünden işlemiş faiz ve takip masraflarının ilavesi suretiyle 692.550,58 TL olarak hesaplamış diğer dosyadan ise 152.803,90 TL olarak hesap yapıldığı taleple bağlılık kuralı gereğince 683.082,90 TL ile 150.753,20 TL’nin kayıt ve kabulü gerektiği belirtilmiştir. Toplanan tüm deliller alınan bilirkişi raporları icra dosyaları, dikkate alınarak, davacının davasının kabulüne, davacının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … nolu dosyasından 683.082,00 TL, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … nolu dosyasından 150.753,20 TL olmak üzere toplam 833.835,20 TL alacağın Müflis … AŞ’nin iflas tasfiyesinin yürütüldüğü (İstanbul … İflas Müdürlüğünün … nolu iflas dosyası) iflas masasına kayıt ve kabulüne” kararı verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; mahkeme kararının itirazlar incelenmeden gerekçesiz ve hakkaniyete aykırı olarak düzenlendiği, hak düşürücü süre geçtikten sonra davanın açıldığının tespit edilmesi halinde davanın süre yönünden reddi gerektiği, davalı müflis şirket adına görevi sona eren iflas idare memurlarına çıkarılan tebligatların usulsüz olduğu ve bu durumun şirketin savunma hakkını kısıtlamış olup sadece bu durumun bile mahkeme kararının ortadan kaldırılması için yeterli olduğu, dosyaya sunulan bilirkişi raporlarının hüküm tesisine elverişli olmadığı, müflis şirket bilgi, belge ve kayıtlarının incelenmediği belirtilerek mahkemece verilen kararın kaldırılması talep edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususları da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, İİK 235. maddesi gereğince açılmış olan sıra cetveline itiraz (kayıt kabul) davasıdır. İİK 235. maddede, sıra cetveline itiraz edenlerin, cetvelin ilanından itibaren 15 gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecbur oldukları, 223’üncü maddenin üçüncü fıkrası hükmünün mahfuz olduğu belirtilmiştir. Maddede düzenlendiği üzere, sıra cetveline itiraz davası açma süresi 15 gündür. Süre, sıra cetvelinin ilanından itibaren başlar. İİK 166. maddedeki gazetelerde yapılan ilanlardan en son ilan tarihinden itibaren işlemeye başlar. İflas masasına alacak yazdırırken, tebligatı kabulü elverişli adres gösterilerek, Adalet Bakanlığınca çıkarılan tarifede gösterilen yazı ve tebliğ giderlerini avans olarak vermek suretiyle, İflas idaresince alınacak kararların kendisine tebliğ edilmesini istemiş olan alacaklılara, alacaklarının kabul veya ret edildiği ayrıca tebliğ edilir (İİK 223. M). Bu alacaklılar için sıra cetveline itiraz davası açma süresi, sıra cetvelinin ilanından itibaren değil, bu tebligatın yapıldığı tarihten itibaren işlemeye başlar. Davacı vekilince sunulan dava dilekçesinde iflas idaresi tarafından reddedildiği belirtilen … ve … kayıt nolu 2 adet alacağın iflas masasına kaydının talep edildiği ve mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne dair karar verildiği, davalı müflis idare memurunca istinaf yasa yoluna başvurulduğu anlaşılmaktadır.Davalı vekilince sunulan istinaf başvuru dilekçesinde bu sebeple davanın süresi içerisinde açılmadığı ve bu nedenle mahkemece verilen kararın kaldırılması talep edilmiştir.İstanbul … İflas Müdürlüğü’nün … dosya numarasıyla mahkemeye gönderdiği yazı cevabında, müflis şirketin ticari defterlerinin çok hacimli olması nedeniyle ”… Caddesi, No:.. Rami/Eyüp/İstanbul” adresinde bulunduğu bilirkişilerin defterleri mahallinde inceleyebileceği belirtilmiş ve davacı tarafça müflis şirket masasına … kayıt numarası ile 683.082,39 TL’lik alacak kaydı yaptırıldığı, işbu alacak kaydının iflas idare memurları tarafından tamamının reddedildiği ve ret kararının 04.06.2015 tarihinde tebliğ edildiği, Yine davacı şirket tarafından müflis şirket masasına … kayıt numarası ile 150.753,00 TL’lik alacak kaydı yaptırıldığı ve iflas idari memurları tarafından alacağın tamamının reddedildiği, ret kararının 04.06.2015 tarihinde tebliğ edildiği ve davanın 18.06.2015 tarihinde hak düşürücü süre içerisinde açıldığı tespit edilmiştir. İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/415 esas 2013/124 karar sayılı ilamı ile davalı şirketin 12.06.2013 günü itibariyle iflasına dair karar verildiği ve işbu kararın 10.04.2015 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. İstanbul … İcra Dairesi … E. sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı tarafça müflis şirket aleyhine bedeli ödendiği fakat teslim edilmediği belirtilen 13 adet traktörün bedelinin bir kısmının iadesi talepleri 75.000 YTL alacağın davalıdan tazminine yönelik 11.06.2008 tarihli ödeme emrinin düzenlendiği, davalı müflis şirkete 16.06.2008 tarihinde ödeme emrinin tebliğ edildiği ve davalı vekilince 23.06.2008 tarihli itiraz dilekçesi sunulduğu anlaşılmaktadır. İcra takip dosyasında takibe konu alacağın tazmini talepli Tapu Sicil Müdürlüklerine, Türk Patent Enstitüsü Müdürlüğüne ihtiyati haciz kararının işlenmesi amaçlı müzekkereler yazıldığı ve 02.07.2008 tarihli beyan dilekçesinde borçlu vekilinin ödeme emrine yapmış olduğu itirazdan vazgeçtiği ve borcu kabul ettiğinin belirtildiği, 12.06.2013 hesap tarihli kapak hesabına göre 75.000 TL takipte kesinleşen miktar, 14 TL başvurma harcı miktarı, 8.050 TL vekalet ücreti miktarı, 67.654,20 TL toplam faiz miktarı ve 35 TL masraf miktarı olmak üzere toplam 150.753,20 TL’nin bakiye borç miktarı olarak hesaplandığı anlaşılmaktadır.İstanbul … İcra Dairesi … E. sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı tarafça müflis şirket aleyhine bedeli ödendiği fakat teslim edilmediği belirtilen 13 adet traktörün bedelinin bir kısmının iadesi talepleri 346.114,33 YTL alacağın davalıdan tazminine yönelik 11.06.2008 tarihli ödeme emrinin düzenlendiği, davalı müflis şirkete 16.06.2008 tarihinde ödeme emrinin tebliğ edildiği ve davalı vekilince 23.06.2008 tarihli itiraz dilekçesi sunulduğu anlaşılmaktadır. İcra takip dosyasında takibe konu alacağın tazmini talepli Tapu Sicil Müdürlüklerine, Türk Patent Enstitüsü müdürlüğüne ihtiyati haciz kararının işlenmesi amaçlı müzekkereler yazıldığı ve 02.07.2008 tarihli beyan dilekçesinde borçlu vekilinin ödeme emrine yapmış olduğu itirazdan vazgeçtiği ve borcu kabul ettiğinin belirtildiği, 12.06.2013 hesap tarihli kapak hesabına göre 346.114,33 TL takipte kesinleşen miktar, 14 TL başvurma harcı miktarı, 24.694,57 TL vekalet ücreti miktarı, 312.214,49 TL toplam faiz miktarı ve 45 TL masraf miktarı olmak üzere toplam 683.082,39 TL’nin bakiye borç miktarı olarak hesaplandığı anlaşılmaktadır. 31.12.2017 tarihli ve fotokopi şeklinde sunulan hesap mutabakatında tarafların cari hesap alacağından kaynaklı olarak davacının davalıdan 362.507,86 TL alacaklı belirtilmiştir. Bilirkişi raporları: davacı şirketin 2007-2008 dönemine ilişkin ticari defterlerin incelenmesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunda özetle, davacının müflis şirketin eski bayisi olduğu ve müflis şirkete sipariş ettiği, bedelini çekler ile ödediği traktörleri teslim alamadığı ve cari hesaptan alacağın doğduğunu belirterek İstanbul … İcra müdürlüğünün … ve … esas sayılı 2 adet icra dosyasıyla takibe başlatıldığı, takiplerinin kesinleştiği ve bu alacakların iflas masasına kaydının talep edildiği, davacı ticari defterlerinin usule uygun tutulduğu, açılış tasdiklerinin süresi içerisinde yaptırıldığı, davacı ticari defterlerine göre davacının davalıdan alacağının 14.04.2008 tarihinden itibaren 421.115,33 TL olarak göründüğü, davacının icra takip tarihinde alacağının 421.115,33 TL olduğu her iki icra takip dosyasındaki alacak tutarlarını toplamının davacı alacağı ile uyuştuğu, icra takip dosyalarında kesinleşen alacak tutarlarını değerlendirmesine ilgili icra dairesi ve mahkemeye ait olduğu belirtilmiştir . Dosya içinde yazılı bilgi ve belgeler nazara alınarak davacının müflis şirketten olan alacağının tespiti için dosyanın bilirkişi Enver Kalmış’a tevdi edilmekle, bilirkişi tarafından düzenlenen raporda özetle: İstanbul … İcra müdürlüğünün … E sayılı takip dosyası yönünden iflas tarihi itibarı ile masaya kaydedilebilir alacağın, icra tahsil harcı ilave edilmeyerek 346. 914,33 TL takip çıktısı, 45 TL icra gideri toplamı, 321.696,68 TL ticari anapara ticari faizi ve 24.694,57 TL icra vekalet ücreti olmak üzere toplam 692.550, 58 TL olduğu, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı takip dosyası yönünden iflas tarihi nazara alınarak 75.000 TL anapara, 45 TL icra masrafı, 69.708,90 TL ticari anapara faizi ve 8.050,00 TL icra vekalet ücreti olmak üzere 152.803,90 TL olduğu, İstanbul … İcra müdürlüğüne … E sayılı takip dosyasında taleple bağlılık gereği 683.082,90 TL olarak masaya kayıt ve kabulü ile İstanbul … İcra müdürlüğünün … sayılı takip dosyası yönünden taleple bağlı kalınarak 150.753,20 TL’nin kayıt ve kabulüne karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir.Müflis şirketin ticari defterlerinin incelenmesi gerektiği davalı vekilince cevap dilekçesinde, 04.07.2016 tarihli bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde ve istinaf dilekçesinde belirtilmiştir. 23.11.2016 tarihli celsede mahkemece , davalı müflis şirketin ticari defterlerini sunması ya da defterlerin getirttirilebilmesi amacıyla bu hususta beyanda bulunması için bir sonraki celseye kadar davalı vekiline süre verildiğini belirtir arar karar ihdas edilmiş ise de ; davalı vekilince sunulan beyan dilekçesinde müflisin ticari defterlerinin incelenmesi gerektiği ve alacağın kesin olarak ispat edilmesi gerektiğine dair yazılı beyan dilekçesi sunulmuştur. Öncelikle belirtmek gerekir ki ; davalı tarafın ticari defterlerinin incelenebilmesi amacına matuf usulüne uygun ihtaratları içeren ara karar ihdas edilmediği anlaşılmaktadır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 27. maddesinde yer bulan “Hukuki Dinlenilme Hakkı” gereğince davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir. Mahkeme, iki tarafa eşit şekilde hukukî dinlenilme hakkı tanıyarak hükmünü vermelidir. Anayasanın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olan hukukî dinlenilme hakkı, adil yargılanma hakkı içinde teminat altına alınmıştır. Bu hakka, tarafın, hâkime meramını anlatma hakkı ya da iddia ve savunma hakkı da denilmektedir. Ancak, hukukî dinlenilme hakkı, bu ifadeleri de kapsayan daha geniş bir anlama sahiptir. Bu hak çerçevesinde, tarafların gerek yargı organlarınca gerekse karşı tarafça yapılan işlemler konusunda bilgilendirilmeleri zorunludur. Kişinin kendisinden habersiz yargılama yapılarak karar verilmesi, kural olarak mümkün değildir. Bu kapsamda hukuki dinlenilme hakkı, bilgilenme/bilgilendirme, açıklama yapma, yargı organlarınca dikkate alınma ve kararların gerekçeli olması gibi hususları içerdiği açıktır. Bilgilenme hakkı, yargılamanın içeriğine dair tam bir bilgi sahibi olmanın yanında gerek karşı tarafın gerekse de yargı organlarının dosya içeriğine yapmış oldukları işlemleri öğrenmelerini kapsar. Bilgilenme/bilgilendirme hakkının etkin biçimde kullanılabilmesi için gönderilecek tebligat ve davetiyelerde kanunda öngörülmüş şekil şartlarına sıkı sıkıya uyulması gerekmektedir. Ayrıca bu hak sadece davanın başındaki iddia ve savunmalar açısından değil yargılamanın her aşamasında dikkate alınmalıdır. Bu kapsamda devam eden bir yargılamada, tarafların açıklamaları için bilgilendirme yeterli olmayıp yargılamada yer alan diğer kişilerin (tanık, bilirkişi gibi) açıklamaları açısından da önemlidir. Bilgilenme hakkının usulüne uygun kullanımı ile tarafların haklarında öğrendikleri isnat ve iddialara karşı beyanda bulunabilme, davaya yönelik bilgi ve belge verebilme yani açıklama yapma hakkı da hukuki güvenceye bağlanmaktadır. Böylece davanın her iki tarafına eşit şekilde açıklama yapma hakkı tanınması ile adaletin görünür kılınması sağlanacaktır. Açıklamada bulunma hakkı, tarafların, yazılı veya sözlü şekilde iddia ve savunmalara karşı itirazda bulunabilme, davaya ilişkin beyanda bulunmalarını sağlar. (Yargıtay 22. H.D. 22/06/2020 tarih 2017/29720 E. 2020/6157 K. Sayılı ilamı) Davaya konu somut olayda, davacı tarafın sunmuş olduğu ticari defter ve kayıtlar esas alınarak davanın kabulüne karar verilmiş ise de; bilirkişi incelemesi için ticari defter ve kayıtlarını sunması için davalıya usulüne uygun ihtar çıkartılarak ve İstanbul … İflas Müdürlüğü’nün … dosya numarasıyla mahkemeye gönderdiği yazı cevabı nazara alınarak, bilirkişiye HMK 278/4 maddesi uyarınca yerinde inceleme yetkisi verilebileceği göz önünde bulundurularak ek rapor alınmalı ve varılacak sonuç dairesinde karar ihdası yoluna gidilmesi gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun bu yönden kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK 353.1.a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına, dairemizin kararına uygun şekilde yargılama yapıldıktan sonra yeniden karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalı tarafın istinaf başvurusunun KABULÜNE,2-İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin, 2015/619 Esas, 2018/90 Karar ve 01/02/2018 tarihli kararının HMK’nun 353/1a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılamak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İADESİNE, 4-Harçlar Kanunu gereğince davalı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye GELİR KAYDINA, istinaf karar harcının talep halinde davalıya İADESİNE, 5-Davalının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-g bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.27/01/2022