Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/535 E. 2021/1354 K. 22.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/535
KARAR NO: 2021/1354
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2015/1054
KARAR NO: 2017/1109
KARAR TARİHİ: 18/12/2017
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ
BİRLEŞEN DAVA
DAVA: ALACAK TESPİTİ (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 22/12/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; , taraflar arasında imzalanan fuar katlım sözleşmesine istinaden davalı tarafça verilen ilk taksit bedeli 10.10.2012 tarih 1.792 Euro bedelli senedin tahsili amacıyla davalı aleyhine başlatılan icra takibine davalıların haksız itirazı sonucu takibin durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile %20 oranında icra inkâr tazminatının tahsilini talep ve dava etmiş olup birleşen davada sözleşme kapsamında verilen ilk taksit bedeli dışındaki diğer senetlerden dolayı alacaklı olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili cevap dilekçesi ile; müvekkillerinin davacı tarafa herhangi bir borcu olmadığını, sözleşmenin şirket kaşesi olmadığından dolayı geçersiz olduğunu, müvekkilinin iyi niyet göstergesi olarak ilk senedi ödeyeceğinin beyan ettiğini ve tarafların anlaşması ile ilk senet bedeli müvekkil iş yerine getirildiğini muhasebe tarafından elden ödediğini ve senedin imha edildiğini, bu senet ödendiği takdirde fuar katılım bedeli olarak sözleşmeye bağlanan diğer senetlerin de iade edileceği kararlaştırıldığından davaların reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, “Taraflar arasındaki ihtilafın fuar katılım sözleşmesi olduğu, sözleşmenin davacı taraf ile davalı …Ltd.Şti. arasında düzenlenmiş olduğu hususunun sözleşmenin içeriğinden açıkça anlaşıldığı, davalı …’ ın şirket yetkilisi sıfatıyla imza attığı hususu sabit bulunduğundan davacı tarafın davalı … aleyhine açmış olduğu davalarının husumet nedeni ile reddine, Davacı taraf birleşen dava dilekçesi ile davalı taraftan alacağının tespitine karar verilmesini talep etmiş ise de;6100 Sayılı Kanunun 114.md 1. bendinde dava şartlarının açık olarak sayıldığı,6100 Sayılı Kanunun 114.md 1./ h bendi uyarınca hukuki yarar şartının bulunmasının gerektiği anlaşılmakla birlikte davacı tarafın dava dilekçesinde yer alan talebin açılacak eda davası sırasında değerlendirilebilecek hususlardan olduğu, eda davası açılabilecek hallerde tespit davası açmakta davacının hukuki yararının bulunmadığı anlaşılmakla birleşen davanın reddine Taraflarca ibraz edilen ve talep edilen delillerin toplanılmasını müteakiben bilirkişi heyeti vasıtası ile yapılan inceleme sonucu düzenlenen raporun birlikte değerlendirilmesi neticesinde davalı tarafın sözleşmenin ilk senedin ödenmesi karşılığında karşı taraf ile sulh olunacağının kararlaştırıldığı yönünde ki beyanı dikkate alındığında icra takibine konu bedeli ödeme sorumluluğu olduğunu kabul ettiği ancak itirazının ödeme de bulunduğuna yönelik olduğu görülmüştür. Davalı taraf her nekadar ödeme yaptığı sırada senedi iade aldığını ancak imha ettiğini belirtmiş ise de; davacı tarafın senede değil sözleşme de belirtilen ödeme planına dayanarak talepte bulunduğu, davacı tarafın ödeme planı uyarınca yaptığı ödemeyi yazılı delil ile kanıtlanamasının gerektiği ancak bu konuda delil ibraz edemediği anlaşılmakla davalı tarafın ödeme yaptığı hususu mahkememizce kanıtlanamamış görülmüştür. Davacı taraf hernekadar takip tarihine kadar işlemiş faiz talebinde bulunmuş ise de; davalı tarafın icra takibi öncesinde temerrüde düşürüldüğünü gösterir delil ibraz edilememiş olmakla takip talebinde yer alan işlemiş faiz talebi mahkememizce yerinde görülmeyerek reddedilmiş, davacı tarafın davasının Kısmen Kabulü yönünde hüküm tesis edilmiş,davalı tarafın icra dosyasına yapmış olduğu itirazın haksız ve davacı tarafın alacağını geç almasına sebep olacak nitelikte bulunduğu anlaşılmakla davalı taraftan icra inkar tazminatının alınarak davacı tarafa verilmesi yönünde ” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; Asıl dava konusu 10.10.2012 vadeli, 1.792. Euro tutarlı senet aslının davalı müvekkile iade edildiği uyuşmazlık konusu olmadığını, bu durumda 6098 sayılı TBK’nun 103. ile 104.maddeleri gereğince senet aslının, borçlu tarafa iadesi ödeme belgesi (makbuz) hükmünde olduğunu, zira TBK 104/son fıkrasına göre “Borç senedi borçluya geri verilmişse, borç sona ermiş sayılır” hükmü mevcut olup senet aslının davalı borçlu şirkete iadesi, senedin itfa edildiği sonucunu doğurduğunu, davacı taraf dava konusu senedin hile yolluyla iadesinin sağlandığına dair beyanda bulunmuş ise de, buna ilişkin ispata elverişli bir delil sunamadığını, kaldı ki basiretli bir tacir olarak objektif özen yükümlüğü bulunan davacı şirketin, senet bedelini tahsil etmeden senedi iade etmesi de hukuken kabul edilebilir olmadığını, ayrıca davalı müvekkilimiz sözleşme konusu fuara davacının rızası dahilinde katılmadığını, esasen dosya münderacatında sözleşme konusu fuar hizmetinin yerine getirildiğine ilişkin davacı tarafın bir beyanı ve iddiası olmadığını, dolayısıyla davacı tarafça verilmiş bir hizmet olmadığını, gerekçeli kararın hüküm kısmının 10.maddesinde tek bir yasal avukatlık ücretine hükmedilmesi kanaatimizce doğru olmadığını, çünkü birleşen dosyanın 2 davalısı olup her bir davalı hakkındaki ret sebebi (biri husumetten, diğeri hukuki yarar yokluğundan) farklı olduğunu Bu sebeple her iki davalı hakkındaki ret sebebi farklı olduğundan, vekil aynı olsa bile ayrı ayrı yasal avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekirken, tek avukatlık ücretine karar verilmiş olması doğru olmadığını ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE: HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Asıl ve birleşen dava fuar katılım sözleşmesinden kaynaklanan sözleşme bedelinin ilk taksidi olan 1792 Euro bedelli senedin alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe yapılan itirazın iptali ile davacının ilk taksit dışındaki diğer taksitlerden kaynaklı alacaklı olduğunun tespiti istemine ilişkindir.Dosya kapsamına göre davalı şirketin 19-22 Şubat 2013 tarihlerinde Rusya’da yapılacak … fuarına katılımı konusunda davalı şirket yetkilisi … ile davacı şirket arasında 27/09/2012 tarihli fuar katılım sözleşmesi düzenlendiği, katılım ücreti olarak toplam 8,959 Euro’nun, 10/10/2012’de 1.792 Euro, 10/11/2012’de 1.792 Euro, 10/12/2012’de 1.792 Euro, 10/01/2013’de 1.792 Euro, 10/02/2013’de 1.791 Euro olmak üzere 5 taksit halinde ödeneceği kararlaştırıldığı, her taksit için aynı bedelli 5 adet senet düzenlendiği, ilk taksit bedeli olan 1.792 Euro’nun ödenmediğinden bahisle başlatılan takibe yapılan itirazın iptali amacıyla asıl davanın, diğer taksitlerden kaynaklanan alacağın tespiti amacıyla birleşen davanın açıldığı anlaşılmıştır. Mahkemece, davacı tarafın asıl ve birleşen davasında davalı … hakkındaki davasının husumet yokluğu nedeniyle reddine, birleşen alacaklı olduğunun tespiti davasının hukuki yarar yokluğu nedeni ile reddine, davalı ….Ltd. Şti hakkındaki itirazın iptali davasının kısmen kabulü ile, davalı tarafın İstanbul …İcra Dairesinin … sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın asıl alacak ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren fiili ödeme gününe kadar euro ile açılmış bulunan 1 yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranından faiz yürütülmesine karar verilmiş, verilen karar davalı şirket vekilince asıl davadaki itirazın iptali davası ve birleşen davada vekalet ücreti yönünden istinaf edilmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 104/son maddesine göre borç senedi borçluya geri verilmişse, borcun sona ermiş sayılacağı belirtilmiştir. Görüldüğü üzere kanun senedin borçluya geri verilmesine bazı sonuçlar bağlamıştır. TBK’nun 104. maddesi uyarınca borç senedi borçluya geri verilmişse, borç sona ermiş sayılır. Burada senedin geri verilmesi borcun tamamen ifa edildiği konusunda kanunî bir karine oluşturur. Ancak, burada olağan (adi) bir karine sözkonusu olup, bunun aksi alacaklı tarafından herzaman ispat edilebilir. Alacaklı, senedi borç ifa edilmeden geri verdiğini, borçlunun eline iradesi dışında geçmiş olduğunu veya borçlu tarafından düzenlenmiş bulunduğunu ispat ederse, karine çürütülmüş, senedin borçlunun eline borç ifa edilmeden geçmiş olduğu ispatlanmış olur (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 02/03/2021 tarih 2017/11(19)-926 Esas 2021/177 Karar sayılı ilamında atıf yapılan … Borçlar Hukuku Genel Hükümler, … Baskı, Ankara 2015, s:1008). Somut olayda, davalı şirket vekili, tarafların anlaşması neticesinde ilk taksit bedeli olan 1.792 Euro bedelli senedin teslim alınarak elden ödendiğini ve senedin imha edildiğini savunmuş, davacı da senedin güven ilişkisine dayanarak davalıya teslim edildiğini ancak ödeme yapılmadığını iddia etmiştir. Yukarıda açıklandığı üzere kural olarak, borç senedi borçluya geri verilmişse, borç sona ermiş sayılır. Çek/bono bir ödeme aracı olup borçlusuna iade edilmesi ve onun elinde bulunması borcun ödendiğine karine teşkil eder. Karinenin aksinin ispatı, senedin bedelsiz, tahsil edilmeden borçluya iade edildiğini savunan davalı alacaklıdadır. HMK’nın 290. maddesi uyarınca ispatın yazılı delille yapılması gerekmektedir. Her ne kadar, mahkemece, davacı tarafın senede değil sözleşme de belirtilen ödeme planına dayanarak talepte bulunduğu, davacı tarafın ödeme planı uyarınca yaptığı ödemeyi yazılı delil ile kanıtlanamasının gerektiği ifade edilmiş ise de bu tespit hatalıdır. Şöyle ki yazılı sözleşmede ödeme planında kararlaştırılan 5 taksit için 5 ayrı senet verildiği konusunda bir ihtilaf bulunmamaktadır. Nitekim davacı da sözleşmede kararlaştırılan bedelin verilen senetler ile ödeneceğini iddia etmiştir. Dolayısıyla takibe dayanak yapılan sözleşmeden doğan borcun senetlere dayandığı anlaşılmıştır. Kaldı ki davacı, ödeme planındaki ilk taksite bağlı senedi davalıya iade ettiğinden dolayı icra dosyasına sunamamıştır. Buna göre mevcut dosya kapsamından ispat yükü üzerinde olan davacı alacaklı, senet bedelinin tahsil edilmeksizin davacı borçluya iade edildiğini kanıtlayamadığından itirazın iptali davasının reddine karar verilmesi gerekirken hukuki yanılgı ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur. Kötüniyet tazminatı talebi yönünden yapılan incelemede; İİK 67/2.maddesine göre, alacaklı, takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse, diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” hükmü yer almaktadır. Buna göre alacaklının aleyhine tazminatına hükmedilmesi için takibinde haksız olmasının yanında kötü niyetli olması da gerekmektedir. Davacının takibinde kötü niyetli olduğunu gösteren bir delil dosyada bulunmamaktadır. Bu itibarla davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmemesi gerektiğine karar verilmiştir Davalı … Tesktil vekili diğer bir istinaf nedeni olarak birleşen dosyada iki davalı olduğu, red sebepleri farklı olduğundan dolayı iki farklı vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürmüş ise de birleşen dosyanın, davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığından dava şartı noksanlığından reddine karar verildiği, red sebebi ortak olduğundan davalı vekilinin bu yöndeki istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. Açıklanan tüm bu nedenlerle davalı vekilinin asıl dava yönünden istinaf başvurusunun kabulü ile HMK 353/b-2 madde uyarınca asıl davanın davalı şirket yönünden esası hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun asıl dava yönünden KABULÜ İLE, HMK’ nın 353/1-b-2 bendi İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/1054 Esas, 2017/1109 Karar ve 18/12/2017 tarihli kararının KALDIRILMASINA ve YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE, 2-Asıl davada davalı … yönünden açılan davanın PASİF HUSUMET YOKLUĞU NEDENİYLE REDDİNE, 3-Asıl davada davalı … Ltd. Şti. yönünden açılan itirazın iptali davasının esastan REDDİNE,
4-Davalının kötüniyet tazminat talebinin REDDİNE, 5-Birleşen tespit davasının HUKUKİ YARAR YOKLUĞU NEDENİYLE DAVA ŞARTI NOKSANLIĞINDAN USULDEN REDDİNE, 6-Asıl ve birleşen davada ayrı ayrı alınması gerekli olan 59,30 TL ret harcının davacı tarafça asıl davada yatırılan 63,20 TL, birleşen davada yatırılan 396,51 TL peşin harçtan mahsubu ile arta kalan toplam 341,11 TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine 7-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin kendi üzerine bırakılmasına,
8-Asıl davada davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden ve ret gerekçesi farklı olduğundan her bir davalı yönünden ayrı ayrı AAÜT uyarınca hesap ve taktir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,9-Birleşen davada davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden ve ret gerekçesi aynı olduğundan AAÜT uyarınca hesap ve taktir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,10-)Taraflarca yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine, İstinaf Giderleri Yönünden; 11-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına 12-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf maktu karar harcının istinaf eden davalı tarafından peşin olarak yatırılan 72,40 TL harçtan mahsubu ile arta kalan 13,10 TL harcın davalıya iadesine,13- Davalı tarafça sarf edilen 157,40 TL istinaf harcı 31,50 TL posta davetiye gideri olmak üzere toplam 188,90 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilemesine, 14- İstinaf yargılaması duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına,15-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1.b-2 bendi ile aynı kanunun 362/1.a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.22/12/2021