Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/53 E. 2020/31 K. 01.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/53
KARAR NO: 2020/31
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/10/2017
NUMARASI: 2015/776 Esas, 2017/961 Karar
DAVA: Toplu Yapı Temsilciler Kurulu Toplantısının İptali
DAVA TARİHİ: 01/03/2013
KARAR TARİHİ: 01/10/2017
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Beysan Sanayi Sitesi Toplu Yapı yöneticiliğine atanan …’nın 03/02/2013 tarihinde yaptığı Site Kat Maliki Temsilciler Kurulu toplantı hazirun listesine KMK 17. Maddesine gerekçe göstererek toplu yapı site içerisindeki davacı kooperatifin maliki bulunduğu.. ada 2 parsel , … ada 1 parsel ve … ada 2 parselin dahil etmeyerek ana gayrimenkulün yönetiminde kat mülkiyeti hükümlerinin uygulanmasını engelleyerek genel kurulda oy kullanma hakkından mahrum bıraktığını, Kat Mülkiyeti hükümleri uygularken bir kısım parsellerin KMK hükümleri dışında tutmanın hukuka aykırı olduğunu, KMK m. 17/3 hükmünü parsel başına uygularken fiili kullanım sağlamayan 1 ve 3 numaralı maliklerin oy kullanamamasının hukuka aykırı olduğunu, 03/02/2013 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında alınan kararlar tutanak halinde düzenlenmiş olup, bu durumun KMK’nun 30/4 hükmüne de aykırı olduğunu beyanla; davalı yönetimin yöneticisi tarafından başlattığı bu uygulamanın iptaline, 03/02/2013 tarihli Toplu Yapı Temsiciler Kurulu Toplantısının iptaline, müvekkiline ait parseller üzerinde kat irtifaklı yapılara KMK’nun yönetimine ilişkin hükümlerinin uygulanmasına karar verilmesini, olmazsa söz konusu parsellere ait ortak gider vesair giderlerden muaf tutulmasına, KMK’nun 30/4 maddesine uyulmadan yapılan genel kurul kararlarının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının doğrudan kurul temsilcisi olmadığından dava açma hakkının bulunmadığını beyanla davanın usulden reddini savunmuş, esasa ilişkin beyanlarında ise davacının dava açmakta iyi niyetli olmadığını, site içerisindeki bir kısım parsellerin fiili kullanımda olmadığından bu parsellerin KMK’nun 17. Maddede değerlendirilmesi ile kat mülkiyeti kapsamına alınmadığını, genel kurula verilen önerge uyarınca söz konusu parsellerden katılan birer temsilcinin genel kurulda oy hakkı kullandığını, sonuçta hakkaniyetli bir seçim yapıldığını, 03/02/2013 tarihli toplantıda nitelikli çoğunluğun sağlandığını ve bu kapsamda kararlar alındığını, genel kurul tutanağının divan üyeleri tarafından imzalandığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Dava, 01/03/2013 tarihli dilekçe ile Büyükçekmece Sulh Hukuk Mahkemesinde açılmış olup, Büyükçekmece 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/165 Esas, 2013/734 Karar sayılı ve 28/08/2013 tarihli kararı ile “siteye ait yönetim planı ve tapu kayıtlarının incelenmesinde; davaya konu sitenin birden çok parsel üzerine kurulduğu görülmüştür. Aynı siteye ilişkin olarak mahkememizin 2011/1204 Esas sayılı dosyasında verilen kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 18.Hukuk Dairesinin 2012/9697 Esas, 2012/13231 Karar sayılı 26/11/2012 tarihli ilamı ile eksiklikler nedeniyle dosya geri çevrilmiş ve kararda sitenin birden fazla parsel üzerinde kurulu olması halinde 5711 sayılı yasayla değişik 634 sayılı Kat Mülkiyeti Yasası’nın hükümlerine göre toplu yapı yönetimine geçilip geçilmediği, geçilmiş ise hangi tarihte geçildiği, 5711 sayılı yasayla değişik KMK.’nın 66 ve 67 maddeleri gereğince toplu yapıyı oluşturan imar parselleri ve ortak yerlerin tapuda birbirleriyle bağlantıları sağlanmak suretiyle irtibatlandırılıp irtibatlandırılmadığının araştırılmasının gerektiği belirtilmiş, dosyamızın da aynı siteye ilişkin olması nedeniyle belirtilen hususlarda Tapu Sicil Müdürlüğü’ne müzekkere yazılmış, Tapu Sicil Müdürlüğü’nün 03/05/2013 tarihli cevabi yazısında; dava konusu siteye ait yönetim planınında belirtilen … Ada … Parsel, … Ada … Parsel ve … Ada … Parsellerde kat irtifakının kurulmadığı, KMK.’nın 66 ve 67.maddeleri gereğince imar parselleri ve ortak yerlerin tapuda birbirleriyle bağlantı kurulup irtibatlandırılmalarına ilişkin tapu kütüğünde herhangi bir tescil işleminin yapılmadığı bildirilmiş, ayrıca aynı siteye ilişkin mahkememizin 2013/197 Esas sayılı dosyasına verilen ve bir örneği dosyamıza alınan 20/05/2013 tarihli cevabi yazıda da; tapu kütüklerinde toplu yapı yönetimine geçildiğine dair herhangi bir şerhe rastlanmadığı belirtilmiştir. Kural olarak Kat Mülkiyeti Kanunu tek parsel üzerinde bulunan kat irtifakı yada kat mülkiyeti kurulan taşınmazlar için uygulama alanı bulmaktadır. Yönetimin yada sitenin birden çok parsel üzerinde kurulu olması halinde yukarıda sözü edilen Yargıtay ilamında belirtilen koşulların gerçekleşmesi gerekir. Dosyadaki deliller ve tapu cevabı yazılarına göre birden çok parsel üzerine kurulan dava konusu siteye ilişkin olarak toplu yapı yönetimine geçilmediği, bir kısım parsellere ilişkin olarak kat mülkiyeti yada kat irtifakının kurulmadığı, ayrıca Kat Mülkiyeti Kanunun 66 ve 67 maddeleri gereğince toplu yapıyı oluşturan parseller ve ortak yerler arasında tapuda irtibatın kurulmadığı anlaşılmakla dava konusu uyuşmazlıkta Kat Mülkiyeti Kanununun uygulanma olanağı bulunmadığından bu nedenle Sulh Hukuk Mahkemesi görevli olmadığından mahkememizce görevsizlik kararı verilerek dosyanın görevli ve yetkili Büyükçekmece Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.” gerekçesi ile görevsizlik kararı verildiği, kararın temyiz edilmeksizin 03/01/2014 tarihinde kesinleştiği ve Büyükçekmece 4. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmiştir. Büyükçekmece 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/54 Esas 2014/161 Karar sayılı ve 28/04/2014 tarihli kararı ile “Davanın, ferdileşme yapılmayan davacı kooperatif ile mülkiyet hakkına dayalı olarak davalı yönetimin kooperatif olan malikleri temsilen 03/02/2013 tarihinde yapılan olağan genel kurul kararlarının iptali talebine ilişkin olduğu ve 1263 Sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 99.maddesinde kooperatif ile ortakları arasındaki davanın ticari mahiyette sayıldığından, davanın mahiyetine göre davaya bakma görevi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne ait olup, Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır. 6100 sayılı HMK nın 1. maddesi uyarınca göreve ilişkin kurallar kamu düzeninden olup yargılamanın her aşamasında resen gözetilmek gerektiğinden ve davaya bakma görevi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne ait olduğundan, mahkememizce görevsizlik kararı verilerek, dosyanın görevli ve yetkili Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.” gerekçesi ile görevsizlik kararı verildiği, kararın temyiz edilmeksizin 30/04/2015 tarihinde kesinleştiği ve Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmiştir. Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesince 2015/776 Esas sayılı dosyası kapsamında yapılan yargılama neticesinde dosya kapsamı ve toplanan deliller hep birlikte değerlendirildiğinde; İstanbul ile Beylikdüzü ilçesi … köyünde bulunan … Sanayi Sitesinin … ada … parsel üzerinde kurulu bir toplu yapı sitesi olarak faaliyet gösterdiği, sanayi sitesinde kat irtifakının kurulduğu, … ada … parsel , … ada … parsel ve … ada … parsel dışındaki tüm ada ve parseller için Toplu Yapı Yönetim Planı düzenlenerek tapuya tescil edildiği, … Sanayi Sitesinde henüz kat mülkiyeti kurulması aşamasına gelinmemiş ise de kat irtifakının kurulmuş durumda bulunmuş olması nedeniyle KMK’nun 17/3 maddesi uyarınca kat irtifakı kurulmuş gayrimenkullerde yapı fiilen tamamlanmış ve bağımsız bölümlerin üçte ikisi fiilen kullanmaya başlanmışsa kat mülkiyetine geçilmemiş olsa dahi ana gayrimenkulün yönetiminde kat mülkiyeti hükümlerinin uygulanacağı, bu durumda 03/02/2013 tarihli toplantıda alınan tüm kararların oy birliği ile alınmış olduğu, Yönetim Planının D.3 maddesinde belirtilen toplantı ve karar nisaplarının mevcut olduğu dikkate alındığında davacının kooperatifler birliği veya temsilcilerinin toplantıya kabul edilmemesinin toplantı ve karar nisabını etkilemediği, dolayısıyla alınan kararların iptal ve geçersizlik şartlarının mecut olmadığı, toplantıya katılanlar için düzenlenen hazirun cetveline imzaların alındığı ve toplantı tutanağının alınan karar uyarınca divan heyeti tarafından imzalanmış olmasının tek başına iptal sebebi teşkil etmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ İlk Derece Mahkemesince gerekçeli kararın davacı vekiline 15/11/2017 tarihinde tebliğ edildiği, davacı vekili 29/11/2017 tarihinde süresi içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Büyükçekmece 2. Sulh Hukuk Mahkemesince … Yöneticiliğine atanan …’nın 03/02/2013 tarihinde yaptığı … Sanayi Sitesi Toplu Yapı Kat Malikleri Temsilciler Kurulu toplantına ilişkin bir kısım malikler tarafından toplantıda alınan kararların ve toplantının iptali açılan davalarda ve toplu yapı oluşmadığı tespit edildiğinden …nin dosyada taraf olma ehliyetinin kalmadığını, yine toplu yapı oluşmadığından uyuşmazlığa KMK hükümlerinin uygulanamayacağını bu durumda ise tapuya şerhli yönetim planına, yönetim planında hüküm bulunmadığı durumlarda genel hükümlere göre inceleme yapmak gerektiğini, müvekkilinin oy kullanma hakkından mahrum bırakıldığını, davalının vermiş olduğu cevap dilekçesi ekinde Av. …, Ö. … ve … tarafından içlerinde dava dilekçesinde belirttiği … ada, … parsel, … ada … parsel ve … ada … parsel numaralı taşınmazların yer aldığı toplamda 20 parselin kat irtifakı olmasına rağmen 2/3 oranında fiili olarak kullanımda bulunmadığının tespiti yapıldığını, bu tespit sebebiyle KMK 17/3 maddesi gereğince bahsi geçen parsellerde Kat Mülkiyeti Kanunu uygulanmadığını, mevcut hazirun listesi oluşturulurken bu maddenin mefhumundan yola çıkılarak bu parsellerin listeye dahil edilmediğini, oysa yapıda toplu yapı oluşmadığından dolayı Kat Mülkiyeti Kanunu değil yönetim planına göre hazirun listesi oluşturulması gerektiğini, toplantıda alınacak kararlardan direk müvekkili kooperatif ve parselde bulunan diğer bağımsız bölümler etkileneceğinden toplantının ve alınan kararların iptali gerekirken yerel makkemece davanın reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, yerel mahkemece dava konusu yapılan ve liste dışı bırakılan müvekkilinin durumuna değinmediğini, keyfi bir uygulama ile yüzlerce bağımsız bölümün temsilcisinin listeye alınmadığını ve oy kullandırılmadığını, bilirkişi raporunda itirazların hiç dikkate alınmadığını ve ek rapor talebinin kabul edilmediğini, bilirkişi raporunda tüm yapının 2/3 den fazlasının fiilen kullanılmaya başlandığı sitede müvekkili kooperatifin toplantıya katılması gerektiğinin, ancak toplantıya katıldığı taktirde alınan kararların sonucunu değiştirmeyeceğinden talebinin yersiz bulunduğunu, seçilen yönetim grubunun kaderini değiştirecek şekilde temsilcilerin toplantıya alınmadığını ve yönetime seçilenlerin toplantıyı gerçekleştiren kişilerin seçtiğini, toplantıda kabul oyu kullananların 613 olan bağımsız bölüm sayı çoğunluğunu temsil edip etmediği ve arsa çoğunluğunu temsil edip etmediği tespitinin yapılması gerektiğini, yönetim planında açıkça kararların arsa payı ve bağımsız bölüm sayısı çoğunluğu alınacağının belirtildiğini, yerel makkeme kararının hukuka aykırı olduğunu belirterek saymış olduğu gerekçeler ve resen dikkate alınacak nedenlerle usul ve kanuna aykırı Mahkeme kararının kaldırılmasını ve yeniden esas hakkında davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılmıştır. Dava, davalı … Sanayi Sitesi Toplu Yapı Temsilciler Kurulunun 03/02/2013 tarihli toplantısının iptali ile toplantıda alınan kararların geçersiz sayılması istemine ilişkindir. … Sanayi Sitesi Toplu Yapı Temsilciler Kurulunun 01/02/2011 tarihli toplantısının yok hükmünde olduğunun tespiti istemiyle açılan emsal davalarda Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 2013/10039 Esas, 2013/12324 Karar sayılı ilamı ile “…Dosya içerisindeki bilgi ve belgeler ile özellikle dava konusu sitenin tapu kaydının incelenmesinde, dava konusu site birden fazla parsel üzerinde kurulu olup, Kat Mülkiyeti Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin 5711 Sayılı Kanunun 22. maddesi ile Kat Mülkiyeti Kanununun 66. ve devamı maddelerinde düzenlenen Toplu Yapılara İlişkin Özel Hükümler uyarınca, sitede henüz toplu yapı yönetimine geçilmediği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Bu nedenle uyuşmazlığa Kat Mülkiyeti Kanunu hükümleri değil, genel hükümlerin uygulanması gerektiğinden görev de buna göre tespit edilmelidir. Hukuki uyuşmazlıklarda asliye hukuk mahkemelerinin görevi asıl, sulh hukuk mahkemesinin görevi ise istisna olup, özel bir kanun hükmü ile açıkça sulh hukuk mahkemesinde bakılacağı bildirilmeyen bütün dava ve işler asliye hukuk mahkemesinde görüleceğinden mahkemece, genel hükümlere göre davanın asliye hukuk mahkemesinin görevine girdiği gerekçesi ile görev yönünden dava dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekirken, işin esası hakkında karar verilmesi doğru görülmemiştir…”, Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 2015/383 Esas 2015/12844 Karar sayılı ilamı ile “…Dava konusu ile irtibatlı bulunan ve Dairemizce yapılan değerlendirme ile bozma kararı verilen, Büyükçekmece 3. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2011/1204 Esas -2012/459 Karar sayılı dosyasına göre; birleşen dosya davacısının … Sanayi Sitesi Toplu Yapı Site Yönetimi olduğu, dava konusu sitenin birden fazla parsel üzerinde kurulu olup, Kat Mülkiyeti Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin 5711 Sayılı Kanunun 22. maddesi ile Kat Mülkiyeti Kanununun 66. ve devamı maddelerinde düzenlenen Toplu Yapılara İlişkin Özel Hükümler uyarınca, sitede henüz toplu yapı yönetime geçilmediği, uyuşmazlığa Kat Mülkiyeti Kanunu hükümlerinin değil, genel hükümlerin uygulanması gerektiği, genel hükümlere göre de davanın asliye hukuk mahkemesinin görevine girdiği gerekçesi ile görev yönünden dava dilekçesinin reddine karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir.” görevli mahkemenin genel mahkeme olan asliye hukuk mahkemesi olduğuna işaret etmiştir. Dava tarihi olan 01/03/2013 tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1 maddesinde, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın 4/1-a bendinde Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususlar ile diğer alt bendlerde belirtilen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı ve TTK’nın 5/1. maddesi gereği ticari davalara bakmakla görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğu belirtilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden itibaren Yasa’nın 5/3. maddesi gereği asliye hukuk mahkemeleri ile asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki işbölümü olmaktan çıkmış görev ilişkisi haline gelmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 1.maddesinde; “Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir.” hükmü yer almaktadır. HMK 114/1-c maddesi uyarınca “Mahkemenin görevli olması” dava şartlarından olup, HMK 138 maddesi dikkate alınarak dava şartlarının öncelikle karara bağlanması gerekmektedir. HMK 115.maddesinde ise “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir…” düzenlemesi yer almaktadır. Emsal nitelikteki Yargıtay ilamları ile dosya kapsamında yer alan tapu kayıtları incelendiğinde; Kat Mülkiyeti Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin 5711 Sayılı Kanunun 22.maddesi ile Kat Mülkiyeti Kanununun 66. ve devamı maddelerinde düzenlenen Toplu Yapılara İlişkin Özel Hükümler uyarınca birden çok parsel üzerine kurulan dava konusu siteye ilişkin olarak toplu yapı yönetimine geçilmediği, bir kısım parsellere ilişkin olarak kat mülkiyeti yada kat irtifakının kurulmadığı, Kat Mülkiyeti Kanunun 66 ve 67.maddeleri gereğince toplu yapıyı oluşturan imar parselleri ile ortak yerlerin tapuda birbiriyle bağlantı kurulup irtibatlandırılmadığı, bu nedenle Kat Mülkiyeti Kanunu hükümlerinin uygulanma olanağının olmadığı, dava konusu uyuşmazlığın 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1 maddesinde sayılan hususlara ilişkin olmaması ve 1163 sayılı yasadan kaynaklanmaması sebebiyle ticaret mahkemesinin de görevli olmadığı, dava konusu uyuşmazlığa ilişkin genel hükümlerin uygulanması gerektiği ve bu nedenle görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu tespit edilmiştir. Öncelikle bu tespit karşısında Büyükçekmece 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/54 Esas 2014/161 Karar sayılı ve 28/04/2014 tarihli görevsizlik kararı yerinde değildir. Bu kararın temyiz edilmeksizin kesinleşmesi nedeniyle dosya kendisine tevzi edilen Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesince karşı görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yargılamaya devam edilerek esas hakkında hüküm tesis etmesi de doğru olmamıştır. Ayrıca, Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesince dava konusu olan 03/02/2013 tarihli … Temsilciler Kurulu Olağan Genel Kurul Toplantısının İptali istemi, 1163 sayılı yasadan kaynaklanan genel kurul toplantısının iptali istemine ilişkin olduğu, bu nedenle ticaret mahkemesinin görevli olduğu kabulü ile yargılamaya devam edilerek karar verilmiş ise; 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun, 6545 sayılı Kanunun 45.maddesi ile değiştirilen 5/3-3 maddesinin “Şirketler ve kooperatifler hukukundan kaynaklanan genel kurul kararlarının iptali ve butlanına ilişkin davalara, yönetim organları ve denetim organları aleyhine açılacak sorumluluk davalarına, organların azline ve geçici organ atanmasına ilişkin davalara, fesih, infisah ve tasfiyeye yönelik davalara ilişkin tüm yargılama safhaları, bir başkan ve iki üye ile toplanacak heyetçe yürütülür ve sonuçlandırılır.” şeklinde düzenlenmiştir. İş bu davada ise yargılama tek hakim tarafından yürütülerek karara bağlanmıştır. Belirtilen yasal düzenleme gereğince davanın heyet halinde yürütülüp sonuçlandırılması gerektiğinden mahkeme kararı bu yönden de hatalıdır. Mahkemenin görevsizliği nedeniyle HMK’nun 114-115 maddesi uyarınca davanın usulden reddine karar vermesi gerekirken; yazılı olduğu biçimde işin esası hakkında karar vermiş olması, 6100 sayılı HMK’nun 353/1.a.3 maddesine aykırı olduğundan, istinaf sebebi olarak gösterilmese de bu husus re’sen incelenerek kararın kaldırılmasına ve görevsizlik kararı verilmek üzere dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE, 2-Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesince 2015/776 Esas 2017/961 Karar sayılı 10/10/2017 tarihli kararının HMK 353/1.a.3 maddesi gereği KALDIRILMASINA, 3-HMK’nın 114/1-c maddesindeki görev dava şartının yokluğundan HMK’nın 115/2.maddesi uyarınca görevsizlik kararı (davanın usulden reddi) verilerek dosyanın görevli Büyükçekmece 4. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesi için mahkemesine İADESİNE, 4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcının davacı tarafından yatırılan 117,10 TL harçtan mahsubu ile bakiye 33,60 TL harcın talep halinde davacıya İADESİNE 5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.a.3 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.01/10/2020