Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/519 E. 2021/1219 K. 24.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/519
KARAR NO: 2021/1219
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/688 Esas
KARAR NO: 2018/421
KARAR TARİHİ: 18/04/2018
DAVA: Kayıt Kabul
KARAR TARİHİ: 24/11/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; davacı bankanın Marmara Kurumsal Şubesi tarafından, Müflis …. A.Ş. Firması arasında kredi sözleşmesi imzalandığını; bu sözleşme kapsamında, davacı banka tarafından, müflis şirkete kredi kullandırıldığını; müflis şirketin kredi sözleşmesi koşullarına uymaması, borcunu zamanında ödememesi nedeni ile müflis şirket ve dava dışı borçlulara kredi hesaplarını katederek ihtarname ve ekli hesap özetleri keşide edildiğini; borçların ödenmesi ihtar edilmesine rağmen borçlarını ödemediklerini; iflas erteleme davası kapsamında verilen tedbir kararı uyarınca müflis şirket hakkında yasal takipte başlatılamadığını; borçlu şirket hakkında iflas kararı verilmesi üzerine bankanın, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … İflas sayılı dosyasına (4) kayıt sıra nosu ile 35.439.925,86 TL alacak kayıt talebinde bulunduğunu; müflis şirketin iflas idare heyetince davacı banka alacağının sıra cetveline kayıt ve kabulünün haksız olarak reddedildiğini; bu nedenlerle, davacı banka alacağının müflis şirketin sıra cetveline kayıt ve kabulüne, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacı tarafından sunulan belgelere göre alacağın kesin ve tam olarak belirlenmesinin mümkün olmadığını; tarafların ticari defterlerinin incelenmesi gerektiğini; bu nedenlerle, haksız davanın reddine karar verilmesini; talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, ” Yargılama sırasında bilirkişilerden alınan denetime elverişli rapor içeriklerine göre; davacı/alacaklı bankanın, …. ile Türk Lirası ve Amerikan Doları (USD) üzerinden Genel Kredi Sözleşmesi (GKS) imzaladığı; davacı bankanın imzalanan sözleşmelere istinaden müflis şirkete krediler kullandırıldığı; kullandırılan bu kredilerin geri ödemelerinin gerçekleşmemesi üzerine, 21/03/2014 tarihinde davacı bankanın nakit kredi hesapların kat edildiği ve müflis şirkete ihtarname keşide edildiği; keşide edilen ihtarnamenin, müflis şirket adresine gönderilmesi nedeniyle tebliğ edilmiş sayılmasının gerektiği; iflas tarihine kadar yapılan ödemelerin söz konusu olduğu; yapılan ödemeler neticesinde faiz, Bsmv ve kalan tutarın ana paradan düşüldüğü; bu hesaplamalar sonucunda; davacı/alacaklı bankanın, iflas tarihi itibariyle ana para alacağının 15.609.769,12 TL, faiz alacağının 18.689.250,61 TL ve [faizin % 5 olan] Bsmv alacağının 934.462,53 TL olmak üzere toplam: 35.233.482,26 TL olarak hesaplandığı; bu nedenlerle, davacı/alacaklı bankanın alacağının müflis şirketin sıra cetveline kayıt ve kabulü için işbu davayı açmakta haklı ve hukuki yararının bulunduğu görülmekle; davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın sübut bulduğundan kısmen kabulü ile 35.233.482,26 TL davacı alacağının Müflis … A.Ş.’nin sıra cetvelinde 4. sıraya kayıt ve kabulüne, fazlaya ilişkin istemin reddine ” karar verilmiştir
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı iflas idaresi vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; ihtarname tebliğ edilmediği halde temerrüt oluşmuşcasına hesaplama yapılması hatalı olduğunu, anaparanın kullandırılan kredi meblağı üzerinden hesaplanması, daha sonra bulunacak meblağa kullandırılan kredi için belirlenen faiz oranının ( temerrütün de oluşmadığı dikkate alınarak ) uygulanmasını gerektiğini, yapılan kısmı ödemelerin öncelikle faiz ve BSMV’ye sayılması doğru olmadını öncelikle ana paradan düşülmesi gerektiğini, bu nedenle bilirkişi raporundaki hesaplamanın hatalı olduğunu, müvekkilin ticari defterleri incelenmeden oluşturulan rapor esas alınarak karar verilmesi hukuka aykırı olduğunu belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, İİK 235. maddesi gereğince açılmış olan sıra cetveline itiraz ( kayıt kabul) davasıdır. İİK 235. maddede, sıra cetveline itiraz edenlerin, cetvelin ilanından itibaren 15 gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecbur oldukları, 223’üncü maddenin üçüncü fıkrası hükmünün mahfuz olduğu belirtilmiştir.Maddede düzenlendiği üzere, sıra cetveline itiraz davası açma süresi 15 gündür. Süre, sıra cetvelinin ilanından itibaren başlar. İİK 166. maddedeki gazetelerde yapılan ilanlardan en son ilan tarihinden itibaren işlemeye başlar. İflas masasına alacak yazdırırken, tebligatı kabulü elverişli adres gösterilerek, Adalet Bakanlığınca çıkarılan tarifede gösterilen yazı ve tebliğ giderlerini avans olarak vermek suretiyle, İflas idaresince alınacak kararların kendisine tebliğ edilmesini istemiş olan alacaklılara, alacaklarının kabul veya ret edildiği ayrıca tebliğ edilir (İİK 223. M). Bu alacaklılar için sıra cetveline itiraz davası açma süresi, sıra cetvelinin ilanından itibaren değil, bu tebligatın yapıldığı tarihten itibaren işlemeye başlar. Somut olayda, İstanbul Anadolu … İcra Dairesi’nin … İflas sayılı dosyasından gelen 30/06/2017 tarihli cevabı yazıda; Müflis … A.Ş.hakkında, İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/831 esas sayılı dosyasından 09/11/2016 tarihinde iflas kararı verildiği, davacı … Bankası A.Ş.tarafından 26/01/2017 tarihinde (4) kayıt numarası ile alacak kaydı yaptırıldığını ve tebliğ gideri için avans verildiği, davacı tarafından sunulan belgeler alacağın varlığını tevsik edici nitelikte bulunmadığından ve yargılamayı gerektirdiğinden talebin tamamının reddedildiği, tanzim edilen sıra cetvelinin 01/06/2017 tarihinde … Gazetesinde, 08/06/2017 tarihide Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde yayınlandığı, sıra cetveli ilanı ve masa kararının davacı vekiline 14/06/2017 tarihinde tebliğ edildiği bildirilmiştir. Davacı vekili tarafından masraf yatırıldığından masa red kararın tebliğ tarihi olan 14/06/2017 tarihinden itibaren yasal 15 günlük hak düşürücü süre içerisinde 16/06/2015 tarihinde davanın açıldığının anlaşılması üzerine işin esasının incelenmesine geçilmiştir. Davacı ile müflis şirket arasındaki ticari ilişkinin belirlenmesi ve iflas tarihi itibariyle davacının alacağının tespiti noktasında bankacı ve hukukçu bilirkişinden alınan nihai 06/03/2018 tarihli müşterek raporda özetle; ” davacı bankanın …. (müflis şirket) ile Türk Lirası ve Amerikan Doları (USD) üzerinden Genel Kredi Sözleşmesi (GKS) imzaladığını; imzalanan sözleşmelere istinaden müflis şirkete krediler kullandırıldığını; kullandırılan bu kredilerin geri ödemelerinin gerçekleşmemesi üzerine 21/03/2014 tarihinde bankanın nakit kredi hesaplarını katettiğini ve ihtarname keşide ettiğini; keşide edilen ihtarnamenin müflis şirket adresine gönderilmesi nedeniyle tebliğ edilmiş sayılmasının gerektiğini; iflas tarihine kadar yapılan ödemelerin söz konusu olduğunu; yapılan ödemeler neticesinde faiz, BSMV ve kalan tutarın ana paradan düşüldüğünü; bu hesaplamalar sonucunda bankanın iflas tarihi itibariyle ana para alacağının 15.609.769,12 TL ve faiz alacağının 18.689.250,61 TL olmak üzere toplam 34.299.019,73 TL olduğu” tespit ve görüşüne yer verilmiştir. Dosya kapsamına göre; davacı banka ile müflis şirket arasında TL ve USD üzerinden Genel Kredi Sözleşmeleri düzenlendiği, sözleşmelere istinaden müflis şirkete 20/02/2014 tarihinde 5.000.000,00 TL, 03/01/2014 tarihinde 2.500.000 USD nakdi kredi kredi kullandırıldığı, ancak hiç ödeme yapılmadığından 21/03/2014 tarihi itibariyle Kadıköy … Noterliği vasıtası ile hesabın kat edildiği, 1 gün ödeme süresi verildiği, 27/03/2014 tarihinde ihtarnamenin tebliğ edilmeden iade edildiği, ancak İİK 68/b-2 bendindeki, ” sözleşmede gösterilen adresin değiştirilmesi, yurt içinde bir adresin noter aracılığıyla krediyi kullandıran tarafa bildirilmesi hâlinde sonuç doğurir, yeni adresin bu şekilde bildirilmemesi hâlinde hesap özetinin eski adrese ulaştığı tarih tebliğ tarihi sayılır” düzenlemesi uyarınca müflis şirketin sözleşmede yazılı adresine tebligat çıkartıldığı gözetilerek 29/03/2014 tarihinde temerrütün gerçekleştiği, ayrıca müflis şirket talimatı ile 25/03/2013 tarihinde 2.505.000,00 USD’yi aşmayacak şekilde, yüklemeden itibaren 13 ay vadeli kömür ithalatı için vadeli akreditif açıldığı, müflis şirketin ödemelerinde sorun olması nedeniyle temditler yapılarak 25/02/2015 tarihinde 2.549.997,30 USD ödeme yapıldığı, böylece gayrinakit kredinin nakde döndüğü anlaşılmıştrı. TBK’nun 100. Maddesi uyarınca borçlu, faiz veya giderleri ödemede gecikmemiş ise, kısmen yaptığı ödemeyi ana borçtan düşme hakkına sahip olduğu, ancak borçlunun ödemesi temerrütten sonra gerçekleştiğinden kısmı ödemelerin öncelikle işlemiş faiz ve BSMV’den düşülmesinde bir isabetsizlik olmadığı, hükme esas alınan raporun dosya kapsamı somut delillere uygun, denetlemeye ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, bu şekilde davalı vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesinin kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, HMK 353/1.b.1 bendi uyarınca davalı vekilinin istinaf başvusunun esastan reddine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince davalıdan alınan 98,10 TL’nın başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL’nın istinaf karar harcından, davalı tarafından yatırılan 35,90 TL’nın harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL’nın istinaf eden davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, 5-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davalıya ilk derece mahkemesince iadesine, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361/1 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.24/11/2021