Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/517 E. 2021/1168 K. 17.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/517
KARAR NO: 2021/1168
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/06/2018
NUMARASI: 2015/1102 esas – 2018/632 karar
DAVANIN KONUSU: Kooperatif Üyeliğinden İhraç Kararının İptali
KARAR TARİHİ: 17/11/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;usulüne uygun çağrının yapılmadığını, toplantıda asgari nisabın temin edilmediğini, Genel Kurul Toplantısının ve alınan kararların yok hükmünde olduğunu, ibraların ve seçimlerin de geçersiz olduğunu, hakkında kooperatif üyeliğinden çıkarma kararının verilebilmesi için kendisinin kooperatif üye defterine üye olarak kaydının yapılmış olması gerektiğini, çıkarma kararından önce Yönetim Kurulu Karar defterinde, kendisinin üye olarak kaydının yapılmış olması, üye numarasının ve üye kaydının yapıldığının ve Yönetim Kurulu kararı ile birlikte tarafına bildirilmesi gerektiğini, kendisine öyle bir tebliğ yapılmadığını, üye kaydının da olmadığını, üye kaydı olmayan şahıs hakkında çıkarma kararının verilemeyeceğini, davalı Yönetim Kurulunun 02/07/2015 tarihli ve 737 sayılı Kooperatif üyeliğinden çıkarılması hakkındaki kararın iptaline, üye kaydının yeniden yapılmasına ya da var ise eski üye kaydının geçerliliğinin devamına, dava masrafların davalıya bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının ödemelerinin sabit olmasını istediğini, davacının tutum ve davranışlarından borcunu ödememekte direndiğini, davacının kooperatifle arasındaki sözleşmesin feshi ile kooperatif ortaklığından çıkarılması konusunda koopeatif yönetiminin tamamen haklı olduğunu, davacının tüm itiraz ve taleplerinin reddi gerektiğini, yasal dayanağı bulunmayan davanın reddi ile masraf ve ücreti vekaletin davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece ” Davalı kooperatifin İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil numarasında kayıtlı olduğu ve müseccel adresine nazaran mahkememiz yargı çevresi içerisinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacı tarafından kooperatifin işlemlerine cevaben gönderilen Beyoğlu … Noterliği’nin 06/04/2015 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesinde ve gerekse dava dilekçesinde yer verilen hususlar aidat borçlarının ödenmiş olduğu yönünde bir itiraz niteliğinde olmayıp kooperatif yönetiminin usulsüz iş ve işlemler yaptığı yönündeki iddiasına ilişkin bulunmaktadır. Davacı 10/09/2011 tarihinde davalı kooperatife üye olmuş ve davacıya 07/04/2012 tarihinde taşınmaz teslim edilmiştir. Ayrıca davacıdan teslimle birlikte üye aidatlarının ödenmesi amacıyla taahhütname almıştır. Kooperatif tarafından gönderilen iki ayrı ihtara rağmen davacı üye aidatlarını zamanında ödememiş ve 18/03/2013 tarihinde üyelikten çıkarılmış, davacının bu kez 06/05/2013 tarihinde birikmiş olan aidatları ödeyeceğine dair taahhütte bulunması üzerine tekrar üye yapılmış ancak aidatların davacı tarafından yine ödenmemesi üzerine dava konusu miktarlar keşide edilip en son 22/08/2015 tarihli yönetim kurulu kararı ile üyelikten ihraç edilmiştir. Davacıya gönderilen 03/03/2015 tarihli ve 13/04/2015 tarihli ihtarnamelerle aidat borcunun ödenmesi talep edildiği halde Kooperatifler Kanunu 27. Maddesi düzenlemesi uyarınca; ilk isteğe uymayan ve ikinci istemeden sonra da bir ay içinde yükümlülüklerini yerinde getirmeyenlerin ortaklığı kendiliğinden düşer hükmü uyarınca davacı ortaklığının ikinci istemeden sonra ve bir ay sonunda sona erdiği anlaşılmaktadır. Kooperatif yönetimin de var olduğu iddia olunan usulsüzlükler ve alınan genel kurul kararlarının iptali yönünde açılmış bulunan derdest davaların varlığı kooperatif ortağının aidat borcunu ödenmemesi bakımından haklı bir sebep teşkil etmemektedir. Kooperatif üyeliğinin doğurduğu hakların açılan davalar yoluyla kullanılmasında olduğu gibi, kooperatif üyeliğinin getirdiği yükümlülüklerin de ifa edilmesi zorunludur. Bu nedenle davacı tarafça ileri sürülen hususlar aidat borcunun ödenmemesine haklı gerekçe teşkil etmeyip bu nedenlerle ihraç kararının iptali istemi yerinde olmayıp davanın reddine ” dair kararı verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; kooperatif yönetiminin yapmış olduğu inşaatın tamamen kaçak yapı olduğu, İmar durumuna ruhsatı ve onaylı projeye aykırı olduğu, kooperatif müdürü ve daireye ruhsat veren belediye fen işleri müdürü hakkında dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik suçlarından dolayı İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/294 Esas sayılı dava dosyasında yargılamanın yapıldığı ve bunun derdest olduğu, kooperatifin davacıya tahsis edeceği meskenin bulunmadığı, kooperatif genel kurulu kararı ile belirlenen aidat miktarı dışına çıkmak suretiyle müvekkilden alacak talebinde bulunulduğu, davacının kooperatif genel kurul toplantılarına davet edilmemesi, kendisini usule aykırı olarak sözle sabit fiyatla satış adı altında mesken satışı yapıldığı hususunun dikkate alınmadığı, kaldı ki ayıplı meskenin Yargıtay içtihatlarına göre malı ve enkaz hükmündeki bir imalatı yıllardır iskan ruhsatı alamadığını ve iskan ruhsatı almanın de mümkün olmadığı hakkında kesinleşmiş yıkım kararı olan bir ana binada ki bir meskeni vatandaşa satmanın ya da vatandaşı üye kaydı yapmanın Kooperatifler Kanunu ve ceza yasalarına İmar mevzuatına aykırı olduğu, kooperatif yönetiminin edim ve taahhüdünde kusurun ve ihmalin muhtemelen kötü niyetin ve ayıplı imalatın varlığının mahkemece değerlendirilmediği ve dikkate alınmadığı belirtilerek mahkemece verilen kararın kaldırılması talep edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, kooperatif üyeliğinden ihraca ilişkin yönetim kurulu kararının iptali istemine ilişkin ilişkindir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun ortaklıktan çıkarılma esasları ve itirazı düzenleyen 16.maddesinde; “Kooperatif ortaklığından çıkarılmayı gerektiren sebepler anasözleşmede açıkça gösterilir. Ortaklar anasözleşmede açıkça gösterilmeyen sebeplerle ortaklıktan çıkarılamazlar. Ortaklıktan çıkarılmaya yönetim kurulunun teklifi ile genel kurulca karar verilir. Anasözleşme, çıkarılanın genel kurula başvurma hakkı saklı kalmak üzere, bu hususta yönetim kurulunu da yetkili kılabilir. Çıkarılma kararı gerekçeli olarak tutanağa geçirileceği gibi, ortaklar defterine de yazılır. Kararın onaylı örneği,çıkarılan ortağa tebliğ edilmek üzere, on gün içerisinde notere tevdi edilir. Bu ortak tebliğ tarihinden itibaren üç ay içerisinde itiraz davası açabilir. Tebliğ edilen karar, yönetim kurulunca verilmiş ise ortak, üç aylık süre içerisinde genel kurula da itiraz edebilir. Bu itiraz, ilk toplanacak genel kurula sunulmak üzere, yönetim kuruluna noter aracılığı ile tebliğ ettirilecek bir yazı ile yapılır. Genel kurula itiraz edildiği takdirde, yönetim kurulunun çıkarma kararı aleyhine itiraz davası açılamaz. İtiraz üzerine genel kurulca verilecek karara karşı itiraz davası hakkı saklıdır. Üç aylık süre içerisinde, genel kurula veya mahkemeye başvurmak suretiyle itiraz edilmeyen çıkarılma kararları kesinleşir…” hükmü düzenlenmiştir. Aynı Kanun’un 27.maddesi; “Ortakların yüklendikleri paylar için ödeyebilecekleri para tutarını anasözleşme belirtir.Kooperatif, sermaye yüklemlerinde borçlu veya sair ödemelerle yükümlü bulunan ortaklarından elden yazılı olarak veya taahhütlü mektupla, bu husus mümkün olmazsa ilanla ve münasip bir süre belirterek yükümlerini yerine getirmelerini ister. İlk isteğe uymayan ve ikinci istemeden sonra da bir ay içinde yükümlerini yerine getirmeyenlerin ortaklığı kendiliğinden düşer. Ortaklığın düşmesi alakalının, anasözleşme veya diğer suretlerle doğmuş borçlarının yok olmasını gerektirmez.” düzenlemesine yer vermiştir.Davalı kooperatif anasözleşmenin 14. maddesinin parasal yükümlülükler ile ilgili ihraç prosedürüne ilişkin 2. fıkrasında ise, ihraç kararı verilmeden önce parasal yükümlülüklerini 30 gün geciktiren ortakların noter aracılığıyla yapılacak ihtarı takip eden 10 gün içinde bu yükümlülükleri yerine getirmemeleri halinde ikinci kez ihtar edileceği, ikinci ihtarı takip eden bir ay içerisinde yükümlülükleri yerine getirmeyenlerin ihraç edileceği düzenlenmiştir.Özetlemek gerekirse 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 27. ve davalı kooperatif ana sözleşmesinin 14/2. maddelerinde parasal yükümlülüklerini yerine getirmeyen kooperatif üyelerinin ihracı prosedürü düzenlenmiş olup, bu tür davalarda, mahkemece öncelikle, aidat borcunun ödenmesi için üyeye iki ihtarın gönderilip gönderilmediği ve bu ihtarların usulüne uygun olarak tebliğ edilip edilmediği, ilk ihtarnamenin ödemesi 30 gün geciktirilmiş borcu içerip içermediği, böyle bir borcun ödenmesi için birinci ihtarda 10 gün, ikinci ihtarda 1 aylık sürenin verilip verilmediği, bu süre içerisinde ödememe halinde müeyyidenin ne olduğunun ve ödenmesi istenen borcun miktarının ve neye ilişkin olduğunun açık ve anlaşılır olarak belirtilip belirtilmediği, ihtarnamelerde ödenmesi gereken borç miktarlarının da birbirini tutup tutmadığı tespit edilmelidir. Tüm bu aşamalarda bir eksiklik bulunmaması halinde ihtarlarda istenen borcun gerçek borç olup olmadığının belirlenmesi gerekmektedir. ( Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 30/12/2015 tarih 2015/5149 E. 2015/8619 K. Sayılı ilamı) 03.03.2015 tarihli 1. İhtarname; Eyüp 1. Noterliği vasıtasıyla davalı kooperatif tarafından davacıya çekilen ihtarname de toplam 8.060 TL borcun vadesi geçtiği halde ödenmediği, İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan genel kurul kararının iptali davasında mahkemece davacının kooperatif ortağı olduğunu kabul edildiği, iş bu kararın kesinleşmemekle birlikte kooperatif üyesi olduğunun kabulü halinde de kooperatife karşı parasal yükümlülüklerini yerine getirmesi gerektiği, kooperatife karşı borcunu ödememekte ısrar edilmesinin nedeniyle yasal işlem yapılmasına ilişkin olarak yönetim kurulunca 01.03.2015 tarih ve 711 sayılı alınan karar ile birikmiş borç toplamı olan 8.060 TL ‘nin ödenmesi için kooperatifler kanunu ve ana sözleşme hükümleri doğrultusunda 10 gün ödeme süreyle 1.ihtarname keşide edilmesine karar verildiği, birikmiş aidat borcunun ödenmesi aksi halde bağımsız bölümün satışına ilişkin sözleşmenin feshi ile kooperatif ile ilişiği kesilmesi cihetine gidileceği, tasfiye işlemlerinin de yapılacağı ihtar edilmiştir. 13.04.2015 tarihli 2. İhtarname; Eyüp 1. Noterliği vasıtası ile davalı tarafça davacıya çekilen muaccel olmuş borcun ödenmesi aksi halde sözleşmenin feshedileceğini belirtir 2. İhtarnamede, 1. İhtarnameye rağmen borçlarını ödenmediği ve işbu ihtarnamenin tebliğinden itibaren 30 gün içinde 28.02.2015 tarihi itibariyle ödenmesi gereken 8.060 TL birikmiş borcun kooperatifle yapılan sözleşme doğrultusunda usulüne uygun bir şekilde ödenmesi, aksi takdirde davacıya bağımsız bölümün satışına ilişkin sözleşmenin feshi ile kooperatif ile ilişiği kesilmesi cihetine giderileceği ve tasfiye işlemlerinde kooperatif ile yapılan sözleşme, kooperatifin ana sözleşmesinde yazılı olduğu şekilde yapılacağı ihtar edilmiştir. Davacı tarafça çekilen ihtarnameler ;Beyoğlu … Noterliği vasıtasıyla davacı tarafça davalıya yönelik çekilen ihtarnamede , birçok kişinin üye olarak hazır bulunmadığı genel kurul toplantılarında irade beyanı dikkate alınmayarak ve yok sayılarak usul ve esas hükümlerine aykırı bir şekilde genel kurul toplantısında alınan kararların kanuna aykırı olduğu, ihtarnamenin usulüne aykırı çekildiği, İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2013/221 Esas 2015/59 sayılı kararı ile genel kurul kararı iptal edildiği ve yine aynı mahiyetteki ve bir sonraki genel kurul nedeniyle İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/688 E.sayılı dosyasıyla genel kurul kararının iptali davasının derdest olduğu belirtilmiştir. Eyüp … noterliği vasıtası ile 07.07.2015 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamede davalı tarafça sözleşmenin feshi ve kooperatif ortaklığından çıkarılmanın bildirilmesi konulu davacıya çekilen ihtarnamede kooperatif yönetim kurulunca 02.07.2015 tarih ve 737 sayılı karar ile kooperatifle davacı arasındaki sözleşmenin feshi ve kooperatif ortaklığından çıkarılmasına karar verildiği, hesaplaşma, kararının kesinleşmesine müteakip kooperatifle yapılan sözleşme, yapım taahhütnamesi ve anasözleşmesi hükümlerine göre yapılacağı belirtilmiş , işbu ihtarnamenin tebliği edilememesi nedeniyle yine Eyüp … Noterliği vasıtasıyla 25.08.2015 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamede sözleşmenin feshi ve kooperatif ortaklığından çıkarılmanın bildirimli söz konulu ihtarnamenin davacıya gönderildiği anlaşılmaktadır. Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Başsavcılığı Memur Suçları Soruşturma bürosunca 2017/4181 soruşturma numaralı ile düzenlenen fezlekede davalı kooperatif üyeleri ve kooperatiften daire satın alınan kişilerin şikayetçi olarak yer aldığı, İmar planına göre bodrum katlarının sığınak ve depo, zemin katların 1.ve 2.katlar daire ve 3.kat normal daire ve çatı katı olarak yapı ruhsatlarının tamamlandığı, inşa halindeki binaların bodrum katlarındaki sığınak ve depo alanlarının meskene çevrildiği, buna ilişkin tadilat projelerinin hazırlandığı gibi suçlamalar nedeniyle şüpheli …’ın birden fazla belgede imza atmak suretiyle resmi evrakta sahtecilik, şüpheli …’in resmi evrakta sahtecilik suçundan …’ı azmettirme eylemine uyan eylemleri ve aynı zamanda dolandırıcılık eylemi nedeniyle cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmak üzere fezlekenin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildiği belirtilmiştir. Bilirkişi heyetince düzenlenen kök raporda özetle; 10.09.2011 tarihli ortaklık senedine göre davacıya tahsis edilen daireye karşılık ödenecek tutarın 102.500 TL olup özel ödeme tablosunun bulunduğu, davacı tarafça yapılan ödemeler nazara alındığında Eylül 2014 dönemi itibari ile davacının toplam 4.060 TL borcu göründüğü, bu tarihten sonra 2014 Ekim, Kasım , Aralık dönemlerinde 3000 TL , 2015 Ocak ve Şubat dönemlerinde 2000 TL olmak üzere toplam 5000 TL tutarındaki aidatların ödenmemiş olması nedeniyle 2015 Şubat sonu itibariyle davacının borcunun 8.006 TL olduğu, keşide edilen 03.03.2015 tarihli ihtarnamede 2015 Şubat dönemi itibarı ile bildirilen borcun ise 8.060 TL olarak belirtildiği, davacının aidatlarını ödemediği gerekçesiyle 03.03.2015 tarihli 1. İhtarname, 13. 04.2015 tarihinde de 2. İhtarnamenin gönderildiği ve ihraç kararının ise 22.08.2015 tarihinde verildiği ancak buna rağmen davacının aidat borcunu ödeyemediği ve Kooperatifler Kanunu madde 27 hükmü uyarınca ilk isteğe uymayan ve 2. ihtarnameden sonra da bir ay içinde yükümlülüklerini yerine getirmeyenlerin ortaklığının kendiliğinden düşeceği hükmü uyarınca davacının ortaklığının 2. İhtarnamenin yapıldığı 13.04.2015 tarihinden bir ay sonra yani 13.05.2015 tarihinde kendiliğinden sona erdiği, yönetim kurulunun 22.08.2015 tarihli ihraç kararını açıklayıcı nitelikte olduğu görüş ve tespitinde bulunulmuştur. Bilirkişi heyetince düzenlenen ek raporda özetle; davalı kooperatif yönetim kurulunun 22.08.2015 tarihli ihraç kararını açıklayıcı nitelikte olduğu, davacı tarafından her ne kadar kooperatif yönetiminin birtakım usulsüzlükler yapmış olduğu ve dava konusu taşınmaz ile yıkım kararı bulunduğu, ortak alanların tahsis amacının dışında kullanıldığı veya satıldığı, üye kayıtlarının usulsüz tutulduğu gibi iddiaların ayrı bir davanın konusunu oluşturduğu, kooperatif üyeliğinin devamı için Kooperatifler Kanununun 27. Maddesi uyarınca üye aidatlarının ödenmesi gerektiği, davalının oluşturmuş olduğu ödeme planının uyacağını taahhüt ettiği halde gönderilen ihtarnameye rağmen davacının bu taahhüdünü yerine getirmediği, kooperatifte usulsüzlük yapılmış olması iddiasının ayrı dava konusu oluşturduğu ve haklı bir gerekçe oluşturmadığı belirtilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davacının kooperatif üyeliğinin getirdiği yükümlülükleri ifa etmesinin zorunlu olduğu ve ileri sürülen iddialarının aidat borcumun ödenmemesini haklı gerekçe teşkil etmeyip bu nedenle ihraç kararın iptali istemi davanın yerinde olmadığı ve davanın reddine dair karar verildiği belirtilmiş, bu karara yönelik davacı tarafça istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Yukarıda yer alan bilgiler ışığında ;1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 27 ve Yapı Kooperatifleri tip anasözleşmesinin 14. maddelerinde parasal yükümlülüklerini yerine getirmeyen kooperatif üyelerinin ihraç prosedürü düzenlenmiştir. Bu tür davalarda mahkemece öncelikle, borcun 30 gün geciktirilmesinden sonra ilk ihtarın keşide edilip edilmediği, aidat borcunun ödenmesi için üyeye iki haklı ihtarın gönderilip gönderilmediği ve bu ihtarların usulüne uygun olarak tebliğ edilip edilmediği, borcun ödenmesi için birinci ihtarda 10 gün, ikinci ihtarda bir aylık sürenin verilip verilmediği, süre içinde ödememe halinde müeyyidenin ne olduğunun gösterilip gösterilmediği, ödenmesi istenen borcun miktarının ve neye ilişkin olduğunun açık, anlaşılır olarak belirtilip belirtilmediği tespit edilmelidir. Tüm bu aşamalarda eksiklik bulunmaması halinde ihtarlarda istenen borcun gerçek borç olup olmadığının belirlenmesi gerekmektedir. Davaya konu somut uyuşmazlıkta bilirkişi heyetince düzenlenen kök ve ek raporlar birlikte değerlendirildiğinde 10.09.2011 tarihli ortaklık senedine göre tahsis edilen daireye karşılık davacı tarafça düzenlenen ödeme tablosuna göre ödenecek miktarın 102.500 TL olarak belirlendiği, davacının imzasının bulunduğu ödeme tablosuna tahsis edilen daire bedeline göre yapılan ödemelerin hangi tarihlerde olacağı ve gecikme faizinin de kararlaştırıldığı, davacı tarafça aidat tutarı adı altında yapılan ödemeler nazara alındığında davacının 03.03.2015 tarihli ihtarname ile 2015 Şubat dönemi itibariyle kendisine bildirilen 8.060 TL borç miktarının kayıt ve belgelerle uyumlu olduğu, davacının aidatlarını ödemediği gerekçesiyle 1. Ve 2. İhtarnamenin gönderildiği, iş bu ihtarnamelere rağmen ödeme yapılmadığından bahisle davalı kooperatifçi ihraç kararı alındığı, Kooperatifler Kanununun 27.maddesinde 1.ve 2.ihtarnameden sonra bir ay içinde yükümlülüklerini yerine getirmeyen ortaklıkların ortaklığının kendinden düşeceğinin amir hüküm olarak yer aldığı, davacı tarafça kooperatif yönetiminin yaptığı iddia olunan usulsüzlüklerle ilgili olarak ceza yargılamasının da devam ettiği, üye aidatları ödenmemesinin Kooperatifler Kanunu madde 27 hükmü uyarınca haklı bir gerekçe oluşturmayacağı nazara alınmakla; HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, hükme esas alınan ve denetime elverişli bilirkişi raporuna , yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 27. maddesi hükümlerine göre parasal yükümlülüklerini yerine getirmeyen bir ortağın bu nedenle ve haklı olarak ihracına karar verilebilmesi için ortağa gönderilecek her iki ihtarda da ortağın ödemesi gereken tutarın ana para ve varsa faiz olmak üzere açıkça gösterilmesi, borç miktarlarında tereddüde meydan verilmemesi gerekli olması (Yargıtay 23.Hukuk Dairesi 2011/3099 Esas 2011/2020 Karar sayılı ) nazara alınmakla; davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b.1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b.l bendi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davacı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf başvuru harcının ve Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından, istinaf eden tarafından yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL.’ nin istinaf eden davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 4-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davacıya ilk derece mahkemesince iadesine, 5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 361/1 maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde temyizi kabil olmak üzere oybirliği ile karar verildi.17/11/2021