Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/51 E. 2020/30 K. 01.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/51
KARAR NO: 2020/30
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/10/2017
NUMARASI: 2015/472 Esas, 2017/841 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:15/05/2015
KARAR TARİHİ: 01/10/2020
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirket yazılım danışmanlığı işi ile iştigal olup bu suretle davalı yana … Danışmanlık Hizmeti verdiğini, taraflar arasındaki muhasebe ilişkisinin cari hesap şeklinde işlediğini, davalı yanın kesilen fatura bedellerinin 2962,84 TL’lik kısmını ödemediğini, bu nedenle icra takibi başlattıklarını,borçlu vekilince takibe itiraz edildiğini, davalının borcunun aşikar olduğunu, yapılan itirazların haksız ve kötü niyetli olduğunu, itirazın iptali ile takibin devamına ve davalı borçlu hakkında %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davacı arasında, stok kontrolü yazılımı işi sebebi ile ticari ilişki olduğunu, davacı tarafından taahhüt edilen çalışmaların tamamlanmadığını, işin alacaklı tarafından yarıda bırakıldığını işin düzeltilmesi, hizmet ayıplarının giderilmesi, stok kontrolü sisteminin düzeltilmesi yönündeki taleplerinin karşılanmadığını, hizmetin bir türlü gerektiği gibi verilmediğini, bu nedenle davacı şirkete, aradaki ticari ilişkiyi sonlandırma kararı alan müvekkili şirketin Beyoğlu … Noterliği’nin 04/07/2014 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi gönderilerek ödenen bedellerin iadesinin talep edildiğini, ihtarname yolu ile sonuç alınamayınca, müvekkil şirket tarafından Kasım 2014’te alınamayan hizmete karşılık ödenmiş bulunan 14.967,00 TL tutarındaki bedelin tahsili için icra takibine girişilerek alacağın İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından icra takibi yolu ile tahsil edildiğini, davacı tarafça bu esnada girişilen iş bu dava konusu icra takibine ise müvekkili şirketçe itiraz edildiğini, davacı hizmeti layıkı ile yerine getirmediği için, müvekkili şirketçe defalarca uyarıldığını, sonuç alamayınca ilişkiyi sonlandırma kararı aldığını, hizmet başlangıcında kesilen faturalara, hizmetin görüleceği beklentisi ve davacı tarafın da bu yöndeki telkinleri sebebi ile itiraz edilmediğini ve faturaların iade edilmediğini ancak davacı tarafından taahhüt edilen çalışmalar tamamlanmadığından, iş yarıda bırakıldığından, davacı tarafın icra takibine yapılan itirazın haklı ve yerinde olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; “davacının sözleşme gereği ifayı sağladığı gerekçesiyle davanın kabulü ile, Bakırköy … icra müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin 2962,84 lira asıl alacak üzerinden devamına, davada ki ihtilaf sözleşmeden doğmakla likidite koşulu sağlanmadığı gerekçesiyle icra inkar tazminatına yer olmadığına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ İlk Derece Mahkemesince gerekçeli kararın davacı vekiline 21/11/2017 tarihinde tebliğ edildiği, davacı vekili 04/12/2017 tarihinde süresi içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülen 2015/472 E, 2017/841 K Sayılı itirazın iptali davası neticesinde; müvekkil şirketin fatura alacağını konu etmiş olduğu Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine davalı şirketçe yapılan itirazın iptaline ancak ihtilaf sözleşmeden doğmakla likidite koşulu sağlanmadığı gerekçesiyle icra inkar tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına karar verildiğini, davaya konu icra takibi, fatura alacağına dayanmakta olup, bu faturaların davalı şirket ticari defter ve kayıtlarına da işlenmiş, herhangi biri itiraza uğramamış olması sebebiyle alacağın likit olduğunu belirterek, Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/10/2017 tarihli kararının icra inkar tazminatı talebinin reddine dair kısmının kaldırılarak, icra inkar tazminatı talebinin kabulüne, kararın diğer kısımlarının aynen onanmasına, tüm yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince gerekçeli kararın davalı vekiline 20/11/2017 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekili 04/12/2017 tarihinde süresi içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davacı arasında, stok kontrolü yazılımı işi sebebi ile ticari ilişki olduğunu, davacı tarafından taahhüt edilen çalışmaların tamamlanmadığını, işin alacaklı tarafından yarıda bırakıldığını işin düzeltilmesi, hizmet ayıplarının giderilmesi, stok kontrolü sisteminin düzeltilmesi yönündeki taleplerinin karşılanmadığını, hizmetin bir türlü gerektiği gibi verilmediğini, bu nedenle davacı şirkete, aradaki ticari ilişkiyi sonlandırma kararı alan müvekkili şirketin Beyoğlu … Noterliği’nin 04/07/2014 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi gönderilerek ödenen bedellerin iadesinin talep edildiğini, ihtarname yolu ile sonuç alınamayınca, müvekkil şirket tarafından Kasım 2014’te alınamayan hizmete karşılık ödenmiş bulunan 14.967,00 TL tutarındaki bedelin tahsili için icra takibine girişilerek alacağın İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından icra takibi yolu ile tahsil edildiğini, davacı tarafça bu esnada girişilen iş bu dava konusu icra takibine ise müvekkili şirketçe itiraz edildiğini, davacı hizmeti layıkı ile yerine getirmediği için, müvekkili şirketçe defalarca uyarıldığını, sonuç alamayınca ilişkiyi sonlandırma kararı aldığını, hizmet başlangıcında kesilen faturalara, hizmetin görüleceği beklentisi ve davacı tarafın da bu yöndeki telkinleri sebebi ile itiraz edilmediğini ve faturaların iade edilmediğini, ancak 2014 yılı başında hizmetin artık görülemeyeceği kanaatine varan müvekkili şirketin ödeme yapmayı bu sebeple durdurduğunu, bu hususlara bilirkişi raporlarında yer verilmediğini, faturaya itiraz edilmediği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmesinin yerinde olmadığını, kararın hatalı olduğunu belirterek saymış olduğu gerekçeler ve resen dikkate alınacak nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılarak davanın reddi yönünde karar tesis edilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılmıştır. Dava itirazın iptali istemine ilişkin olup, Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasının yapılan incelemesinde davacı tarafından 2.962,84 TL cari hesap alacağının tahsili istemiyle icra takibi başlatıldığı, davalı tarafça takibe itiraz edilmesi sebebiyle itirazın iptali davası açıldığı, ilk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde 30/10/2017 tarihinde davanın kabulüne, icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verildiği anlaşılmıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 341/2 .maddesinde ” Miktar veya degeri üç bin Türk Lirasını geçmeyen malvarlıgı davalarına iliskin kararlar kesindir. Ancak manevi tazminat davalarında verilen kararlara karşı, miktar veya değere bakılmaksızın istinaf yoluna başvurulabilir.”, aynı yasanın “Parasal sınırların artırılması” üst başlığı ile Ek Madde 1’de, “(1) 200 üncü, 201 inci, 341 inci, 362 nci ve 369 uncu maddelerdeki parasal sınırlar her takvim yılı basından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların; o yıl için 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlıgınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden degerleme oranında artırılması suretiyle uygulanır. Bu sekilde belirlenen sınırların on Türk lirasını asmayan kısımları dikkate alınmaz. (2) 200 üncü ve 201 inci maddelerdeki parasal sınırların uygulanmasında hukuki islemin yapıldıgı, 341 inci, 362 nci ve 369 uncu maddelerdeki parasal sınırların uygulanmasında hükmün verildigi tarihteki miktar esas alınır.” hükümleri yer almaktadır. İstinaf incelemesine konu kararın verildiği tarih 30/10/2017, dava değeri ise 2.962,84 TL’dir. Ancak 2017 yılında istinaf kanun yoluna başvuru için parasal sınır 3.110,00 TL olarak belirlenmiştir. Yani bu miktarın altında olan kararlar kesin olup, istinafa konu kararın verildiği tarih itibariyle kararın kesin olduğu tespit edilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 346.maddesi gereğince kesin karara yönelik istinaf başvurusu ile ilgili ilk derece mahkemesince karar verilebileceği gibi, bu konuda olumlu ya da olumsuz bir karar oluşturulmadan, istinaf incelemesine gönderilen dava dosyaları ile ilgili olarak aynı yasanın 352/1.b maddesi gereğince, istinaf mahkemesince karar verilir. Açıklanan yasal düzenlemeler ışığında, kanun yolu başvurusuna konu edilen kararın, karar tarihi itibariyle her iki taraf yönünden kesin nitelikte olması nedeniyle, istinafı kabil bir karar olmadığı anlaşılmakla, davacı vekili ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK 341/2 ve 352/1.b maddeleri uyarınca reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1- Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/472 Esas, 2017/841 Karar sayılı ve 30/10/2017 tarihli kararı her iki taraf yönünden kesin olduğundan, davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.’nın 341/2, 352/1.b maddesi uyarınca USULDEN REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcının davacı tarafından yatırılan 136,30 TL harçtan mahsubu ile bakiye 52,80 TL harcın talep halinde davacıya İADESİNE, 3-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcının davalı tarafından yatırılan 288,03 TL harçtan mahsubu ile bakiye 204,53 TL harcın talep halinde davalıya İADESİNE, 4-İstinaf yoluna başvuran davacı ve davalı tarafça yapılan masrafların, taraflar üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341/2 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 01/10/2020