Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/493 E. 2021/1177 K. 17.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/493
KARAR NO: 2021/1177
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2015/641 Esas
KARAR NO: 2018/761
KARAR TARİHİ: 06/06/2018
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan), İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 17/11/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalı veya davalı adına vekilleri aracılığıyla davacı firma arasında … Mah adresinde dava dilekçesinde ayrıntılı pafta, ada ve parsel numarası belirtilen arsalar üzerinde yapılacak inşaatların proje ve yapı denetimi için 103 adet Yapı Denetim Hizmet Sözleşmesi imzalandığını, davalının işbu inşaatın yapı sahiplerinden olduğunu, bu sözleşme kapsamında davacı firmanın sözleşmeleri, yapı denetimine ilişkin bilgi formlarını, yapı denetim izin belgesini, belediyesine sunarak söz konusu yapıların denetim işlerini üstlendiğini, bu işle alakalı Bayındırlık ve İskan Bakanlığı ilgili idaresine taahhütname sunduklarını ve yapı ruhsatları alındığını, davalının icra dosyasına yapmış olduğu itirazda, takibe dayanak olarak ileri sürdüğü işler nedeniyle davalı kooperatiften herhangi bir alacağı olmadığını, ödenmiş olan hizmet bedelleri için geriye dönük fak tahakkuk ettirilemeyeceğini belirttiğini ve borca kötü niyetle itiraz ettiklerini, davacının sözleşmelerinin imzalandığı tarihten itibaren işi üzerine aldığını ve inşaatın yasalara uygun bir şekilde yapılmasını sağladığını, yapı denetim uygulama yönetmeliğinin 8.maddesinde yapı sahibinin görev ve sorumluluklarının sayıldığını, yapı sahibi yada onun yetkilendirdiği kişinin yapı denetim hizmet bedeli taksitlerini zamanında idareye yatırması gerektiğini, ancak davalı … sahibinin bu sorumluklarını yerine getirmediğini, ayrıca iş bitirme almadan ve iskan almadan dava konusu yapıları oturuma açmış durumda olduğunu, yapı sahibinin kanun ve yönetmeliklerdeki tüm yükümlülüklerine aykırı hareket ettiğini, davalı tarafından 30/09/2014 tarihinde Kartal …Noterliğinin … yevmiye nolu ihtarnamesi ile adı geçen inşatlara ilişkin ödenmeyen yapı denetim hizmet bedellerinin ödenmesinin talep edildiğini, bu ihtar sonucunda davalı … sahibinin bir kısım hak ediş ödemelerini ilgili idareye yatırdığını, ancak Gaziosmanpaşa …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takibi ile talep edilen ve dava dilekçesinde sunulu hak ediş miktarlarını ödemediğini, her yıl Bakanlık nezdinde her sınıf yapı için yeniden değerleme oranları açıklanmakta ve bu oranlar üzerinden hak edişler belirlenmekte olduğunu, icra takibinin başlanma tarihi itibariyle yapı denetim hizmet bedelinin 379.783,73TL olduğunu, Bakanlık resmi internet sitesinden alınan bu hak edişi, davalının ilgili idarenin yapı denetim hesabına yatırmadığını, yatırılmayan bedellere ilişkin başlattıkları Gaziosmanpaşa …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına haksız olarak itiraz ettiklerini beyanla, davalı kooperatifin menkul ve gayrimenkul mallarının devrinin önlenmesine ilişkin ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davanın kabulü ile haksız itirazın iptaline, icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacı ile davalı kooperatif arasında yapılan yapı denetim sözleşmelerine göre davacının, yapı denetim şirketinin tüm hak edişleri davacıya ödediğini, davacının hizmet bedelini aldığı yapı seviyeleri için 2012, 2013 ve 2014 yılları için fark ücret talep ettiğini, 01/07/2011 tarihi öncesinde uzayan her yıl için işin tamamını kapsayacak şekilde fark ücretlerin de davacı şirkete ödendiğini, bu konularda bir ihtilaf olmadığını, 01/07/2011 tarih ve 27981 sayılı resmi gazetede yayınlanan yapı denetim hizmet yönetmeliğinde değişiklik yapıldığını, yapı denetim hizmet bedellerini düzenleyen 26.maddenin 4.fıkrasında”Yapı denetim hizmet sözleşmesinde belirtilen hizmet süresinin, herhangi bir sebeple uzadığı takdirde, uzayan sürenin her altı ayın için üçüncü fıkrada belirtilen hizmet oranlarına göre işin kalan kısmını kapsayacak şekilde ilave hizmet bedeli ödenir” şeklinde düzenleme yapıldığını, bu düzenleme sonrasında tarafların bir araya gelerek bundan böyle fark ödemelerinin sadece işin kalan kısmı için olacağı konusunda mutabakata vardıklarını, devlet otoritesinin, yapı denetim hizmet sözleşmesinin yapılmasını zorunlu kılmakta ve yapı denetim hizmet bedellerinin ne kadar olacağını yönetmelikle belirlemekte olduğunu, yönetmelikte yapılan değişiklik karşısında, davacının hizmet bedeli ödenmiş inşaat kısımları için geriye dönük olarak ilave fark isteyemeyeceğini, 31/12/2011 tarihine kadarki süreler için geçmişe yönelik bütün fiyat farkları işin tamamı üzerinden davacıya ödendiğini, bu konuda da bir ihtilaf olmadığını, yapılan hak ediş ve hak ediş ödemelerinin yönetmeliğin 26.maddesi 3.fıkrasına uygun olarak yapılmış olduğu halde davacının yönetmelikteki değişikliği yok sayarak değişiklikten önceki yönetmelik düzenlemesine göre fiyat farkı tahakkuk ettirmekte ve talep etmekte olduğunu, davacının yapı denetim hizmet yönetmeliğinde yapılan bu değişikliğini yok sayarak yönetmeliğin değişmeden önceki hali ile uygulanması ile fiyat farkı çıkmakta olduğunu, buna hakkı olmadığını, davacının haklı çıkma ihtimali olmadığından davacının ihtiyati tedbir talebinin reddini, mahkemenin farklı düşünmesi durumunda 2 yada 3 adet bağımsız bölümün değerinin davacı talebini fazlası ile karşılayacağından kendisinden teminat alınmak sureti ile dairelerden 2 veya 3 adedinin kaydına tedbir konulmasına, davacının tüm hak ediş bedelleri kendisinde ödenmiş olduğundan ve yapı denetim hizmet yönetmeliğinin 26/4 maddesine göre geçmişe yönelik fark ücret talep edemeyeceğinden davanın tümden reddine, davacının kötü niyetli olduğu tartışmasız olduğundan davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemek kaydıyla, davacının hizmet vermediği ve istifa ettiği yapılarla ilgili olarak da hiçbir şekilde geçmişe yönelik fark talep edemeyeceğinden bu yöndeki taleplerinin reddine, kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, “Yapılan yargılama davacı tarafın iddiaları, davalıların beyanları, yıl sonu seviye tespit tutanakları, fesih seviye tespit tutanakları, taraflar arasında akdedilen sözleşme, Arnavutköy belediye başkanlığının cevabi yazılı imar işlem dosyaları ve tüm dosya kapsamı dikkate alındığında davacı ile davalı arasında yapı denetim sözleşmesinin imzalandığı, bu sözleşmenin 4. Maddesinde hizmet bedelinin öngörüldüğü yine son fıkrada hizmet sözleşmesinde ” belirtilen hizmet süresinin herhangi bir sebeple uzadığı takdirde uzayan sürenin her 6 ay için yapı denetimi uygulama yönetmeliği 26. Maddesinde yer alan hizmet oranlarına göre işin tamamını kapsayacak şekilde ilave hizmet bedeli ödenir.” Sözleşmede belirtilen hizmet süresi herhangi bir nedenle kısaldığı takdirde işin tamamı üzerinden kısalan sürenin her 6 ayı için söz konusu hizmet oranları %5 oranında azaltılarak ödenir hükmünün düzenlendiği, davacının davalıya çeşitli taşınmazlar için yapı denetim hizmetinin verdiği, yapı denetim ücretinin ödenmesinin yasa gereği inşaatın seviyeleri esas alınmak suretiyle yapılacak tespitler sonrası ilgili idare yetkilisi tarafından (belediye yetkilisi tarafından) kontrol ve denetim sonucunda yapı sahibi tarafından öncelikle ilgili belediyeye, ilgili belediye tarafından da yapı denetim şirketine ödendiği, uygulamanın bu şekilde yapıldığı bilinmektedir. Somut olaya bakıldığında inşaat süreleri dolan yapı denetimler için davacının hizmet süresinin uzadığı ancak davalı tarafça hizmet süresi uzayan taşınmazlar için yapı denetim bedelinin yatırılmadığı, taraflar arasındaki ihtilafın bu nedenle kaynaklandığı görülmüştür. Yine davacı taraf devam eden ve hizmet süresi uzayan yapı denetimleri için sözleşmenin 4/ son maddesi uyarınca inşaatın tamamının bedeli üzerinden ilave ücret takdirinin gerektiğini ileri sürmüş, davalı taraf ise 01/07/2011 tarihli 27981 sayılı resmi gazetede yayımlanan yapı denetim hizmet yönetmeliğinde değişiklik yapılmış olduğunu, buna göre yapı denetim hizmet bedelleri düzenleyen yönetmeliğin 26. Maddesinin 4. Fıkrasının değiştiğini, yeni şekline göre “yapı denetim hizmet sözleşmesinde belirtilen hizmet süresi herhangi bir sebeple uzadığı takdirde uzayan sürenin her 6 ayı 3. Fıkrada belirtilen hizmet oranlarına göre işin kalan kısmını kapsayacak şekilde ilave hizmet bedeli ödenir.” söz konusu düzenlemeden sonra tarafların bir araya gelerek ödemelerin sadece işin kalan kısmı için yapılacağının kararlaştırıldığını ileri sürmüş olup taraflar arasındaki sözleşmelerin 2008 yılında akdedildiği inşaat süresinin 12 ay olduğu, belirtilen süre içerisinde inşaatların tamamlanamadığı, yönetmelik değişikliğine kadar taraflar arasındaki ilişkinin sorunsuz devam ettiği, yönetmelik değişikliğinden sonra uzayan süre için ödenecek ücret konusunda taraflar arasında anlaşmazlık çıktığı, davacı tarafın sözleşme uyarınca uzayan sürede toplam inşaat bedeli üzerinden yapı denetim ücretinin ödenmesi gerektiği ileri sürüldüğü, davalı tarafça ise yönetmelik değişikliği kapsamında uzayan süre için kalan inşaat seviyesine göre bu seviyeyi kapsayacak şekilde ilave hizmet bedelinin ödenmesi gerektiğinin ileri sürüldüğü, mahkememizce yapılan değerlendirmeye göre taraflar arasında akdedilen hizmet sözleşmelerinin 4/ son maddesinde açıkça uzayan süreler için ödenecek ilave hizmet bedelinin inşaatın tamamı üzerinden ödenmesi gerektiğinin açıkça düzenlendiği, bu açık düzenleme göz önüne alındığında sonradan yönetmelikte yapılan değişiklikle her ne kadar ödenecek ilave hizmet bedeli inşaat değerinin tamamı üzerinden değilde tamamlanmayan kısım üzerinden yapılacağı belirtilmiş ise de, yönetmelik değişikliğinin sözleşmeyi ortadan kaldırıcı bir niteliğinin bulunmadığı, tarafların yönetmelikte belirtilen düzenlemenin aksini her halükarda sözleşme ile kararlaştırabilecekleri, yine yönetmelik değişikliğinin ve yönetmeliğin 26. Maddesindeki düzenlemenin emredici nitelik taşımadığı, aksinin her zaman için kararlaştırılabileceği, keza yine yönetmelik değişikliğinin sözleşme hükmünü ortadan kaldırıcı niteliğinin bulunmadığı, bu bağlamda tarafların ortak iradesi ile sözleşmede ön görülen şekilde tüm inşaat seviyesi üzerine uzayan süre için hizmet bedelinin hesaplanması gerektiği, ayrıca davalı tarafça her ne kadar yönetmelik değişikliğinden sonra tarafların yönetmelik hükümlerine göre kalan inşaat seviyesi üzerinden hizmet bedeli ödeneceğine yönelik yeni bir anlaşma yaptıkları iddiasını da ispatlayamadığı, ayrıca her ne kadar davalı tarafça davacı tarafından bitmiş inşaatlar ya da davacının istifa ettiği inşaatlar için hizmet bedeli talebinde bulunduğu ileri sürülmüş ise de, bitmiş inşaatların denetimi yapıldıktan sonra belediyedeki ve bakanlıktaki sayfası kapatıldığı için davacının denetim hizmeti sunmasının ve yine aynı şekilde istifa etmesi halinde bu istifanında belediye ve bakanlık kayıtlarına girdiği tarihten sonra davacının denetim hizmeti sunması ve buna yönelik bedel talep etmesi ya da buna yönelik hak ediş düzenlemesinin teknik olarak mümkün olamamasının sebebiyle davalının buna yönelik itirazlara da itibar edilmemiş mahkeme tarafından atanan bilirkişilerce hesaplanan 379.783,73 TL denetim hizmet bedeline davacının hak ettiği kanaati” ile davanın kabulüne karar verilmiştir
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; İcra takibine ve davaya dayanak yapılan hak ediş raporlarının Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bilgisayarından alındığı ve bakanlık görevlerince onaylanmış olduğu şeklindeki davacının iddiası hükme esas alındığını ancak bilgisayara farklı veriler girilirse sonuçlarında farklı olacağını, bu husustaki itirazlarının ve sundukları teknik mütalaa raporunun dikkate alınmadığını, 01.07.2011 tarihinde yapı denetim hizmet yönetmeliği değiştiğini, yönetmelik değişmeden önce hizmet süresinin uzaması durumunda işin tamamı üzerinden fark ücret ödenmekte iken 01.07.2011 tarihinde yürürlüğe giren yeni yönetmelik ile gecikme halinde işin tamamı üzerinden değil, kalan kısmı üzerinden fark ücret tahakkuk ettirilmesi düzenlemesi getirildiğini, Yapı denetim hizmet yönetmeliği emredici bir düzenleme olmasına rağmen mahkemece sözleşmenin yapıldığı tarihteki düzenlemeye göre hak ediş düzenlenmesi gerektiğini kabul ettiğini, bu değerlendirmenin hatalı olduğunu, sözleşmenin, değişen yönetmeliği uymak zorunda olduğunu, bunun için sözleşmenin tadili gerekmediğini, kaldı ki yapı denetim sözleşmeleri Ruhsat süreleri ile sınırlı olup ruhsatların temdit edilmesi durumunda yeni yapı denetim sözleşmesi yapılması ve yapılacak bu sözleşmelerinde zorunlu olarak yönetmeliğin yeni şekline uygun olmak zorunda olduğu kuralı da görmezden gelindiğini, tüm inşaat ruhsatlarının süreleri 2012 yılında sona erdiğini, böylece davacı ile yapılan yapı denetim hizmet sözleşmeleri de sona erdiğini, ruhsatı sona eren ve ruhsatı yenilenmeyen bir takım parsellerdeki inşaatlar için ruhsat süresinin dolmasından sonraki 2013 yılı için yapı denetim hizmeti fark ücreti tahakkuk ettirildiğini, ruhsatı olmayan inşaat faaliyeti için düzenlenen hakediş belgesinin haksız olduğunu, ayrıca davacı şirket ruhsat sürelerinin dolduğundan bahisle bir kısım sözleşmeleri fesh ettiğini ve sözleşmesini fesh ettiği yerler ve sözleşmeler için de istifa tarihinden sonraki süreler için de fark ücret tahakkuk ettirdiğini, oysa bu yerler için davalı kooperatif başka bir yapı denetim şirketi ile sözleşme yapmış ve ücret ödediğini, davacı şirketin hizmet vermediği yerler için hiçbir şekilde ücret hak edemeyeceği ve talep edemeyeceğini, davacı şirket tüm ücretleri en üst orandan zaten tahsil ettiğini, ruhsatları veren Taşoluk Belediyesi ile sonradan bölgenin dahil olduğu Arnavutköy Belediyesinin uygulama farklılıkları, imar planı değişiklikleri gibi sebeplerle bir çok binada mühürleme yapılarak inşaat faaliyetleri durdurulduğunu, inşaat faaliyeti durdurulan yer için yapı denetim hizmet bedeli istenemeyeceği, davacı şirketin istifa ettiği yerler için müvekkil kooperatifin … yapı şirketi ile sözleşme yaptığını, ona ödemeler yaptığını, davacı şirketin istifa ettiği bu yerler için de geriye doğru fiyat farkı isteyemeyeceğini, bilirkişilerce hak ediş bedelleri hesaplanmadığını, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ilgili birimlerince belirlenen mevzuatlar ve uygulanan katsıyalar çerçevesinde yapılan hesaplamanın dahi kontrol edilmediğini, alacak likit olmamasına rağmen icra inkar tazminatına hükmedilmesi hatalı olduğunu belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, yapı denetim hizmet sözleşmesinden kaynaklanan hakediş alacağına dayalı başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Gaziosmanpaşa … İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyası incelendiğinde; davacının, davalı aleyhine dava konusu sözlemelerden kaynaklı yapı denetim hizmet bedeli hakediş raporlarına istinaden 379.783,73 TL asıl alacağın tahsili için takip başlattığı, davalının yasal süresinde ödeme emrine itiraz ettiği, davanın yasal 1 yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Mahkemece, bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup inşaat bilirkişi ve mimar bilirkişisinden alınan kök raporda özetle; ” Yapı denetim hizmet yönetmeliğinde değişikliğin yapıldığı 01/07/2011 tarihinde davacı … Ltd. Şti ile davalı … Konut Yapı Koop. arasında herhangi bir sözleşme tadilatı veya yeni bir sözleşmenin yapılmadığını, taraflar arasındaki 08/10/2008 tarihli “yapı denetim hizmet sözleşmesi” kapsamında davacı firma tarafından gerçekleştirilen yapı denetim hizmetine ilişkin hakediş miktarları, resmi olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yapılan kontroller ve hesaplar neticesinde belirlenmiş olduğundan hakediş miktarlarında hata olmasının mümkün olmadığı, 08/10/2008 sözleşme tarihinde geçerli olan yapı denetim hizmet yönetmeliğine ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hazırlanan resmi hakedişlere göre davalı … Konut Yapı Koop tarafından 379.783,73 TL (KDV dahil) toplam hakediş miktarının davacı … Ltd. Şti’ne ödenmesi gerektiği” tespiti yapılmıştır. Arnavutköy Belediye Başkanlığının ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığından müzekkere cevapları ile a) Yönetmeliğin eski şekline göre yönetmeliğin değişikliğinden önce uzayan süre için uzama bedellerinin düzenlenen hakedişlere dahil edilip edilmediğinin tespiti, (inşaatın ruhsatta ön görülen süreden sonraki dönem için yönetmelik değişikilğine kadar, yönetmeliğin değişiklikten önceki şekline kadar işin tamamını kapsayacak şekilde ilave hizmet bedeli hesaplamasının yapılarak söz konusu hesaplamanın hakedişlere dahil edilip edilmediğinin tesipti,) b) Söz konusu uzayan sürelere ilişkin süre uzatım bedellerinin hesaplamalara dahil edilmemiş ise yönetmelik değişikliğine kadar olan süre için daha önce istifa edilen ve yapı ruhsat süresi dolup yeniden davacı ile yapılmış bir yapı denetim sözleşmesi bulunmayan taşınmazlar ile bitirilen taşınmazlar kapsam dışında bırakılarak fiilen devam eden sözleşmeler için yönetmeliğin eski şekil olan işin tamamını kapsayacak şekilde ilave hizmet bedelinin hesaplanmasına, c) Yönetmelik değişikliğinden sonraki dönem için fiilen devam eden sözleşmeler yönünden (istifa edilen, tamamlanan ve ruhsat süresi dolup yenilenmeyen sözleşmeler kapsam dışı bırakılarak) 1-Yönetmeliğin eski şekline ve sözleşmeye göre işin tamamını kapsayacak şekilde ilave hizmet bedelinin hesaplanması, 2-Yönetmeliğin yeni şekline göre sadece kalan iş mıktarına göre ilave hizmet bedelinin hesaplanması yönünde alınan ek raporda özetle; “Tüm hakediş raporlarının hazırlanıp onaylanan tarihleri itibari ile Yapı Denetim Hizmet Bedeli olarak ödenecek miktara, ilave hizmet bedellerinin kademeli olarak dahi edildiği, 08/10/2008 sözleşme tarihinde geçerli olan Yapı Denetim Hizmet Yönetmeliğine (“… Yapı hizmet sözleşmesinde belirtilen hizmet süresi, herhangi bir sebep ile uzadığı takdirde uzayan sürenin her altı ayı için Yapı Denetimi Uygulama Yönetmeliği’nin 26. Maddesinde yer alan hizmet oranlarına göre işin tamamını kapsayacak şekilde hizmet bedeli ödenir) ve davacı … Ltd. Şti tarafından hazırlanıp Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından onaylanan resmi hakediş raporlarına göre davalı … Tarafından 379.783,73 TL (KDV dahil) toplam hakediş miktarının davacı … Den. Ltd Şti’ne ödenmesi gerektiği” tespit edilmiştir. Dosya kapsamına göre; taraflar arasasında, davalı kooperatife ait arsalar üzerinde yapılacak inşaatların, proje ve yapı denetimi için 08/10/2008 tarihli yapı denetim hizmet sözleşmesi düzenlendiği, sözleşmeye göre davacı … firmasının, proje ve yapı denetimini üstlendiği, inşaatın 12 ay içerisinde tamamlanacağı öngörülerek sözleşme süresinin 12 ay kararlaştırıldığı, ancak davalı kooperatif tarafından üstlenilen inşaat yapım işi 12 süre zarfında tamamlanmadığından, işin uzaması nedeniyle Yapı Denetim Hizmet Yönetmeliğine göre, ilave hizmet bedeli talep edilmiştir. Hizmet bedelinin kararlaştırıldığı sözleşmenin 4. Maddesi “belirtilen hizmet süresinin herhangi bir sebeple uzadığı takdirde uzayan sürenin her 6 ay için yapı denetimi uygulama yönetmeliği 26. Maddesinde yer alan hizmet oranlarına göre işin tamamını kapsayacak şekilde ilave hizmet bedeli ödenir. ” şeklinde düzenlendiği, 01/07/2011 tarihli 27981 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Yapı Denetim Hizmet Yönetmeliği’nin 26/4 maddesinde yapılan değişiklik ile “yapı denetim hizmet sözleşmesinde belirtilen hizmet süresi herhangi bir sebeple uzadığı takdirde uzayan sürenin her 6 ayı 3. Fıkrada belirtilen hizmet oranlarına göre işin kalan kısmını kapsayacak şekilde ilave hizmet bedeli ödenir.” şeklinde düzenlendiği görülmüştür. Davalı, 01/07/2011 tarihinde değiştirilen yönetmeliğin emredici nitelikte olduğu, söz konusu sözleşmeye de uygulanması gerektiği bu nedenle sözleşme kapsamında uzayan süre için kalan inşaat seviyesine göre ilave hizmet bedelinin ödenmesi gerektiğini ileri sürmüş ise de mahkeme gerekçesinde ifade edildiği gibi, yönetmelik değişikliğinin ve yönetmeliğin 26. Maddesindeki düzenlemenin geriye etkili olarak, yönetmelik değişikliği öncesi düzenlenen sözleşme hükümlerini ortadan kaldırmayacağı, kaldı ki hizmet bedeline ilişkin yönetmeliğin 26. Maddesindeki düzenlemenin emredici nitelik taşımadığı, taraflar sözleşmede, inşat seviyesi üzerine uzayan süre için hizmet bedelini serbestçe kararlaştırabileceğinden davalının bu yöndeki savunması yerinde görülmemiştir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda karar verilmiş ise de hükme esas alınan bilirkişi raporunun eksiksiz ve yeter derecede kanaat verici olması, varılan sonucun hukuki dayanakları, dökümleri ve ayrıntılarını göstermesi, tarafların itirazlarını karşılaması ve Yargıtay denetimine elverişli bulunması gerekir. Kanaat verici olmayan, yetersiz ve denetime elverişsiz bulunan rapora dayanılarak hüküm verilemez. Bilirkişi raporunda 08/10/2008 tarihli yapı denetim sözleşmesi kapsamında davacı firma tarafından gerçekleştirilen yapı denetim hizmetine ait hakediş miktarları, resmi olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yapılan kontroller ve hesaplar neticesinde belirlendiği, hak ediş miktarlarında hata olması mümkün olmadığını, hazırlanan resmi hak edişlere göre davacının toplam 379.783,73 TL hak ediş alacağı tespiti yapılmış ise de tüm hak ediş raporları tek tek kontrol edilmediği, davalının itirazları noktasında hak ediş raporlarında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yetkililerin onayı bulunup bulunmadığı, ruhsat süresi sona erip ruhsatı yenilenmeyen inşaatlar var ise bunlar ile faaliyeti ilgili belediyece durdurulan inşaatlar için için ileriye dönük hak ediş raporları düzenlenip düzenlenmediği, davacı şirketin kendisinden önce görev yapan yapı denetim şirketine yapılmış olan ödemelerin mükerrer talep edilip edilmediği konusunda bir inceleme yapılmamış olup bilirkişi raporu bu haliyle denetimden uzak hüküm kurmaya elverişli bulunmadığı görülmüştür. O halde mahkemece yapılacak iş; bilirkişi kurulundan alınacak ek rapor ile tüm hak ediş raporları tek tek incelenerek yukarda detayları açıklanan ve davalının itirazlarını karşılayacak şekilde davacının hak ediş alacağını belirleyen denetime elverişli rapor alınarak sonuca gidilmesi gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; kararın açıklanan gerekçeler doğrultusunda kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için 6100 sayılı HMK’nın 353-(1).a.6 maddesi gereğince dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/641 E. 2018/761 K. sayılı 06/06/2018 tarihli kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1.a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 4-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılamak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İADESİNE, 5-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı tarafça yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının Hazineye gelir kaydına, istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine, 6-Davalı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 7-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 8-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-g bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.17/11/2021