Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/483 E. 2021/917 K. 29.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/483
KARAR NO: 2021/917
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2015/245
KARAR NO: 2018/72
KARAR TARİHİ: 23/01/2018
DAVA: Alacak (Simsarlık Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 29/09/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında 29/04/2013 tarihinde komisyon sözleşmesi akdedildiğini, sözleşmeye göre davacının komisyoncu olarak yurt dışında çalıştığı firmalar ile davalının ithalat ihracat yapmasını sağlayacağı, bunun kaşılığında toplam brüt ihracat bedeli üzerinden komisyon alacağı, sözleşmenin 3.maddesine göre komisyon ücretinin fatura tutarının %10’u +KDV olduğu, yine sözleşmenin 4.maddesine göre sözleşmenin imzalanmasından sonra davalının müşteri firmalar ile arasındaki ihracat ithalat ya da işbirliğinin komisyoncunun hizmeti ile gerçekleştiğini tarafların peşinen kabul ettikleri, davalının müşteri firma ile faturalandırdığı her bir ihracat işleminde her defasında %10 komisyon ödeyeceği, müşteri firma ile komisyoncu olmadan hiçbir şekilde ticari görüşme yapmayacağı ancak davalının sözleşmede adı geçen bir kısım firmalar ile ihracat yaptığı, yaptığı ihracatın bedelini tahsil eden davalının bilgileri davacıya vermediği ve komisyon borcunu ödemekten imtina ettiğini, davalının davacı firmayı saf dışı bırakarak müşterilerle doğrudan irtibata geçtiğini, bu hususun davalı şirketin ithalat, ihracat, gümrük kayıtlarının, banka hesapları ve ticari defterlerinin incelenmesi neticesinde ortaya çıkacağını, taraflar arasındaki komisyon sözleşmesine göre, sözleşme süresince sözleşmede belirtilen firmalarla davalının yapacağı tüm ihracatın, ticaretin davacı/komisyoncu tarafından gerçekleştirilmiş sayılarak, davacının % 10 oranında komisyonu hak edeceğinin açık olduğunu beyanla, Müvekkili şirketin, davalı şirket ile akdettiği komisyon sözleşmesi uyarınca (davalı şirketin sözleşmede adı geçen 3.kişi konumundaki müşteri firmalar …, …, …, …, …, …, … unvanlı firmalarla yapmış olduğu tüm ihracat vs ticari faaliyetlerin miktarı ile bu faaliyetlere göre) tahakkuk eden komisyon alacağının tespiti ve dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Dava, 1.000,00 TL üzerinden belirsiz alacak davası olarak açılmıştır.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının bugüne kadar ihracatını gerçekleştirip ödemesini aldığı tüm bedellerin %10’u tutarındaki komisyon bedelini ödediğini, bakiye borcu kalmadığını, Almanya’da bulunan … firması ile vesaik mukabili şartı ile ihracat yapıldığını, şartın gümrük beyannamelerinde yazılı olduğunu, vesaik mukabili şartına göre ihracatın olmasının paranın ödenmesine bağlandığını, bu nedenle komisyon sözleşmesinin 4/a maddesinde ödeme şartı bulunduğunu ve yabancı şirket ile yazılı bir anlaşma yapmadan davalının ihracatı gerçekleştirebildiği, bu uygulamalara rağmen yurt dışında bulunan davacı müşterisi … şirketinden bir ödeme yapıldığına ilişkin bilgi ve belge verilmeden, davacı şirketin 05/09/2014 tarih ve … seri numaralı 5796,93 Euro bedelli faturayı düzenleyerek gönderdiğini, ödemenin olmaması nedeni ile faturanın iade edildiğini, bu kez davacının Bakırköy … Noterliği’nin 11/09/2014 tarih ve … yevmiye sayılı ve 22/09/2014 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarları ile faturayı tekrar gönderdiğini, kendilerince İzmir … Noterliği’nin 1609/2014 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ve 26/09/2014 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesiyle faturanın iade edildiğini, davacının bu fatura dışında düzenlendiği tüm faturaların ödendiğini, davalı şirketin iade ettiği, davacının düzenlediği son faturaya ilişkin yurt dışı şirketinden 30.1450,40 Euro alacağı bulunduğunu, yurt dışı … şirketinin gerek önceki ihracatların doğurduğu güven gerekse verdiği ödeme sözlerine ve ısrarına binaen müvekkilinden vesaik mukabilini bir defaya mahsus uygulanmamasını istediğini, müvekkili davalının iyiniyetle bu talebi kabul ettiğini ve şartı bankadan kaldırdığını bu nedenle alacağını alamadığını, davacının kesmiş olduğu ve kendisine edilen faturanın ise bu ödenmeyen alacağın %10’una ilişkin olduğunu ancak davalı şirket ödeme almadığından davacı talebinin sözleşmenin 4a maddesine, taraflar arasında bu zamana kadar kabul görmüş uygulamaya ticari teamüllere ve hukuka uygun olmadığını ayrıca davalının yurt dışı şirketten olan alacağı nedeniyle yurt dışında anlaştığı avukat aracılığıyla dava açtığını, borçlu şirketin uzlaşma teklif ettiğini ödeme teklifi ve noterden ödeme taahhüdü verdiğini ancak buna rağmen ödeme yapmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; “…Tekmil dosya kapsamı birlikte incelenip değerlendirilmekle davacı şirket ile davalı şirket arasında 29/04/2013 tarihli “Komisyon Sözleşmesi” adı ile sözleşme akdedilmiş olup Sözleşmenin “Konu” başlıklı 2.maddesine göre, sözleşme, komisyoncunun yurt dışında çalıştığı müşteri firmalar ile ihracatçı firma arasında koordinasyon sağlamak sureti ile ihracat yapmalarını sağlamasından kaynaklanan komisyonculuk hizmeti karşılığında ödenecek ücret ve şartların düzenlenmesi olarak tanımlanmıştır. Sözleşmenin 3.maddesine göre ücret, ihracatçı firmanın komisyoncunun aracılık hizmeti sonrasında alınan siparişlerin üretilip ihraç/ithal edilen malın brüt toplam tutarının %10’u olarak belirlenmiştir. Paranın müşteri firma tarafından ihracatçı firmaya ödenmesini takip eden 7 iş günü içinde komisyoncuya Euro olarak ücreti ödenecektir. Sözleşmenin imzalanmasından sonra ihracatçı firma ile müşteri firma arasındaki ithalat ihracat işbirliğinin komisyoncunun hizmeti nedeni gerçekleştiğini taraflar peşinen kabul etmişler ve faturalandırılan her bir ihracat işleminde her defasında %10 komisyon ödeyeceğini kararlaştırmışlardır. Davacı eldeki dava ile, davalının … firması ile davalının, kendisin saf dışı bırakarak ticari alış veriş yaptığını ve fakat kendisinin komisyon ücretinin ödenmediğini beyanla tahsilini talep etmektedir. Davalı ise müşteri firmadan ödemesini alıp da davacıya komisyon ücretini ödemediği işlem bulunmadığı, … firmasından ödemesini alamadığı işlem nedeni ile davacının komisyon ücreti talep edemeyeceğini beyanla davanın reddini talep etmektedir. Davacı ve davalının defterleri bilirkişi eli ile incelenmiş olup, davalının, sözleşmede ve davacının replik ve rapora itiraz dilekçesinde belirttiği firma ile yapılan ihracatler, bu işlemlerde davalının yurt dışı şirketinden aldığı ödemeler, bunlar karşılığında davacının davalıya tanzim ettiği faturalar ile aldığı komisyon ücretleri tespit edilmiştir. Bu tespite göre davacının önceki dönem komisyon alacakları için 2013 ve 2014 yıllarında davalıya KDV hariç 5144,40 (KDV dahil 6070,39) Euro eksik fatura tanzim ettiği anlaşılmaktadır. Ancak bu husus eldeki davada talep edilen alacak olmadığından değerlendirme konusu yapılmamıştır. Bunun dışında davalının dava dışı … firmasından 30.145,40 Euro alacağı olduğu, bu satışa isabet eden komisyon bedelinin ise KDV hariç 3014,54 Euro olduğu anlaşılmaktadır. Buna mukabil davacı davalıya, KDV hariç 4912,64 Euro tutarlı fatura tanzim etmiş, ancak davalı faturayı iade etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık bu miktarın talep edilebilir olup olmadığı noktasındadır. Bu kapsamda taraflar arasında akdedilen sözleşme hükümlerinden hareket etmek gerekmekle, sözleşmeye göre davalının davacıya ödeme yapması davalının dava dışı şirketten alacağını tahsil etmesi koşuluna bağlanmış olup davalının dava dışı şirketten tahsil etmediği ihracat bedeline isabet eden KDV hariç komisyon bedelinin talep edilmesi sözleşme hükmüne uygun bulunmamıştır. Her ne kadar davacı, davalının kendisini saf dışı bırakmak ve komisyon ücretini ödememek için vesait mukabili uygulamasını terk ettiğini, aldığı bir kısım ödemeleri yakınları, ortağı ve yöneticisi hesabına yatırttığını iddia etmiş ise somut dosya kapsamında bu iddiaları destekleyen hiçbir delil bulunmamaktadır. Sonuç olarak davacı, imzalanan sözleşme hükmü gereğince, henüz ücrete hak kazanmamış olup davanın reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süre içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Sözleşmeye aykırı olarak davalının cevap dilekçesinde ikrar ve ifade ettiği gibi müvekkilini saf dışı bırakarak yurt dışı firması … ile doğrudan görüştüğünü, sırf müvekkilinin komisyon/hizmet bedeli ücretini alamaması için o güne kadar taraflar arasında uygulanan vesaik mukabili uygulamasının terk edildiğini ve … şirketinin ödemeyi doğrudan davalıya yaptığını, davalı şirket Almanya’da …’dan olan alacaklarının ödenmesi için dava açtığını ve tarafların aralarında anlaşarak sulhen dosyayı kapattıklarını ifade etmiş ise de herhangi bir bedel almaksızın sulh olduğu iddiasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davalı şirketin bu sulh işleminde … şirketinden dava konusu alacağını tahsil ettiğinin açık olduğunu, mahkemece itiraz edilen rapora dayanılarak eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu, bilirkişi tarafından ek raporunda da KDV’lerin dikkate alınmadığını, hesaplamaların EURO değil TL ile yapıldığını, raporda davalı taraf banka hesaplarına yatan paraların eksik hesaplandığını, bankalarca alınan komisyonun rakama dahil edilmediğini, bu sayede davalının hem banka komisyonlarını masraf olarak gösterdiğini, hem de müvekkilinin alacağının eksik ödediğini, raporda davalı tarafın tahsilatlarının ve buna bağlı olarak da müvekkilinin komisyon alacakları/hak edişlerinin eksik olduğunu, davalının müvekkili şirkete ödeme yapmamak için bir kısım ödemeleri şirket ortağı, yöneticisi, çalışanları ve akrabalarının hesaplarına gönderttiğini ancak bu hususun rapora yansıtılmadığını, ek rapora itiraz edilerek davalının aldığı ödemeleri, yakınları, ortağı ve yöneticisi adına yatırttığına ilişkin dava dosyasına dekontlar sunulmuşsa da mahkemece ve bilirkişi tarafından gözardı edildiğini, davalı tarafın yurt dışından tahsil ettiği ve müvekkilince belirlenebilen miktarın 718.000,00 EURO civarında olup; buna göre davacı müvekkili şirketin hak ettiği komisyon miktarının ise 71.800,00 EURO + % 18 KDV olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmenin 5.c maddesi gereği davacının komisyon ücretine hak kazanması için ödemenin yapılması şart olmadığından davalı tarafın yapmış olduğu tüm ihracaat bedeli üzerinden müvekkili şirketin alacağa hak kazandığını beyanla kararın kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılmıştır. Dava, 6098 sayılı TBK’nun 520 vd maddelerinde düzenlenen simsarlık sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Taraflar arasında imzalanan 29/04/2013 tarihli “komisyon sözleşmesi” başlıklı sözleşmede; davacı “Komisyoncu”, davalı ise “İhracatçı Firma” adıyla anılmakta olup, sözleşme 2 yıl süre ile geçerli olacak şekilde imzalanmıştır. Sözleşmenin Konu başlıklı 2.maddesinde; “Komisyoncunun yurt dışında çalıştığı …, …, …, …, …, …, … (bundan böyle yurt dışındaki bu şirketler Müşteri Firma olarak tanımlanacaktır) Müşteri Firmalar ile İhracatçı Firma arasında koordinasyon sağlamak suretiyle, İhracatçı Firma ile Müşteri Firmanın ithalat/ihracat yapmalarını sağlamasından kaynaklanan Komisyonculuk Hizmeti karşılığında ödenecek ücret ve şartların düzenlemesidir.”, Ücret başlıklı 3.maddesinde; “İhracatçı Firma,Komisyoncunun aracılık hizmeti sonrasında alınan siparişlerin üretilip ihraç/ithal edilen malın brüt toplam tutarından (yani toplam fatura üzerinden kesilen vergiler ve masraflar düşülmemiş olan tutar) % 10 (EURO olarak) tutarında komisyon ödeyecektir.” Ödeme Şekli başlıklı 4.maddesinin a bendinde; “Paranın, Müşteri Firma tarafından İhracatçı Firmaya ödenmesini takip eden yedi (7) gün içerisinde Komisyoncuya ücreti ödenecektir.” Aynı maddenin d bendinde; “İşbu sözleşmenin imzalanmasından sonra İhracatçı Firma ile Müşteri Firma arasındaki ihracat, ithalat yada işbirliğinin Komisyoncunun hizmeti sebebiyle gerçekleştiğini taraflar peşinen kabul ve beyan ederler. İhracatçı Firma, Müşteri Firma ile faturalandırdığı her bir ihracat işlemlerinde her defasında % 10 oranında komisyon ödeyecektir. İhracatçı Firma, Müşteri Firma ile Komisyoncu aracı olmadan hiçbir şekilde ithalat yada ihracat, irtibata geçme ticari görüşme yapmayacaktır.” Diğer Hükümler başlıklı 5.maddesinin a bendinde; “İhracatçı Firma ile Müşteri Firma arasındaki tüm yazışmaları, görüşmeleri, bağlantıyı ve takibini Komisyoncu yapacaktır. İhracatçı Firma, Müşteri Firma ile Komisyoncunun dışında direkt irtibata geçemez, yazışamaz.”
Aynı maddenin b bendinde; “Sipariş alınması ile birlikte Komisyoncu ücrete hak kazanacaktır. Sipariş iptali söz konusu olmayacaktır. Aksi takdirde İhracatçı Firma, Müşteri Firmanın her türlü zararını karşılamayı ve sipariş konusu tutar üzerinden komisyon ücretini ödemeyi kabul, beyan ve taahhüt etmektedir.” hükümleri yer almaktadır. Bakırköy … Noterliğinin 11/09/2014 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinin davacı tarafından davalıya keşide edildiği, komisyon sözleşmesi uyarınca, yurt dışındaki müşterinin taleplerine göre ihraç edilmek üzere davacı şirketin siparişi olan bir kısım tekstil malzemesinin taşeron/fason olarak üretilmesi ve teslimi işinin davalıya verildiği, ürünlerin sözleşmeye aykırı olarak gecikmeli ve ayıplı olarak teslim edilmesi nedeniyle yurt dışındaki müşteri tarafından debit tahakkuk ettirildiği, bu nedenle ihtarname ekindeki reklamasyon faturasının düzenlendiği belirtilerek, faturanın 3 iş günü içerisinde ödenmesi talep edilmiştir. İhtarname ekinde yer alan faturanın, 05/09/2014 tarih ve … no’lu “hizmet bedeli” açıklamalı, … no’lu faturaya istinaden 2.539,99 Euro ve … no’lu faturaya istinaden 2.372,65 Euro olmak üzere 4.912,64 Euro bedeline % 18 KDV eklenmesi ile 5.796,92 Euro üzerinden düzenlendiği anlaşılmıştır. İzmir … Noterliğinin 16/09/2014 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinin davalı tarafından davacıya keşide edildiği, davacı şirket aracılığıyla … (…) firması ile ihracat anlaşması sağlandığı ancak anlaşmanın vesaik mukabili (ihracat evrakları bankaya gidecek para peşin ödendikten mal serbest kalacak) olmasına rağmen söz konusu faturalara ilişkin müşterinin kısmi ödeme yaptığı, davacı aracı firma ve müşteri tarafından anlaşmaya tam olarak uyulmadığı, ödenen mal bedellerine ilişkin komisyon ödemelerinin ise eksiksiz yapıldığı, müşteri firmadan gelen herhangi bir reklamasyon olmadığı bu nedenle ihtarname ile reklamasyon adı altında gönderilen faturanın davalı şirketle ilgisi bulunmadığı, müşteri firmanın ödeme yapması halinde kesilecek komisyon faturasının ise ödenmesinde ihtilaf bulunmadığı ayrıca gönderilen ihtarnamede reklamasyon olarak beyan edilmesine rağmen faturada hizmet bedeli açıklamasının yer aldığı belirtilerek fatura iade edilmiştir. Bakırköy … Noterliğinin 22/09/2014 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinin davacı tarafından davalıya keşide edildiği, Bakırköy … Noterliğinin 11/09/2014 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinde “yurt dışındaki müşteri tarafından debit tahakkuk ettirildiği, bu nedenle ihtarname ekindeki reklamasyon faturasının düzenlendiği” belirtilmiş ise de bu açıklamanın maddi hataya dayalı olduğu, fatura muhteviyatının “komisyon sözleşmesi uyarınca davalının mal imal ederek satış yaptığı yurt dışı müşteri ile olan ticaretten kaynaklı komisyon alacağı olduğu” belirtilmiş ve faturanın 3 iş günü içerisinde ödenmesi talep edilerek, 05/09/2014 tarih ve … no’lu fatura davalı şirkete yeniden gönderilmiştir. İzmir … Noterliğinin 26/09/2014 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinin davalı tarafından davacıya keşide edildiği, önceki ihtarnamede belirtilen hususlar tekrar edilerek, müşteri … (…) firması tarafından ödeme yapılması halinde kesilecek komisyon faturasının ödeneceği ancak şuan için gönderilen fatura bedelinin doğmamış bir alacağa ilişkin olup haksız ve hukuka aykırı olduğu belirtilerek fatura yeniden iade edilmiştir. Mahkemece, bankadan hesap özetlerinin istenilmesine ve müzekkere cevabı geldiğinde banka kayıtları ve taraf ticari defterlerinde inceleme yapılarak “dava dışı … firmasının onaylı ve davalı ile ticari ilişkisine ait ve ödenmeyen davalı alacağı olduğu bildirilen alışverişe ait sunulacak ticari defter kayıtları incelenerek davacının davalıdan davaya konu ödenmeyen komisyon fatura alacağının bulunup bulunmadığı, varsa miktarının tespiti” yönünden mali müşavir bilirkişi …’tan rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişinin dosyaya ibraz ettiği raporda; her iki tarafa ait ticari defterlerin usulüne uygun olarak açılış kapanış tasdiklerinin yapıldığı, davalı kayıtlarına göre sözleşme kapsamındaki firmalara davalının 2013 ve 2014 yıllarında 654.876,91 TL miktarlı satış yaptığı, davalının bu satışlardan kur farkı hariç 618.247,90 TL tahsil ettiği, davalı tahsilatlarının %10’unun 61.824,79 TL olduğu, davacı kayıtlarına göre ise TL üzerinden davacının davalıdan aynı yıllar için komisyon bedeli olarak tahsil ettiği miktarın 65.476,12 TL olduğu, bu durumda TL olarak davacının kendi hesap ve kayıtlarına göre hak ettiği komisyon bedelinden daha fazlasını davalıdan tahsil etmiş olması nedeni ile TL olarak talep edilebilir alacağı bulunmadığı, sözleşmede komisyon bedeli ödemesinin Euro olarak yapılması kararlaştırılmakla banka kayıtlarının ve dekontların celbi halinde Euro üzerinden hesap yapılabileceğine dair görüş sunulmuştur. Bilirkişinin davalı defterlerinde incelediği müşteriye mal satışı ve tahsilata ilişkin kayıtların sadece … firmasına ilişkin olduğu, rapor içeriğinde yer alan davalı şirkete ait hesap hareketlerindeki açıklamalardan anlaşılmaktadır. Davacı vekili rapora karşı itiraz dilekçesinde, hesaplamaların farklı para birimi üzerinden yapılmasının hataya neden olduğunu, müvekkilinin komisyon alacağının fatura bedeli üzerinden Euro olarak hesaplanması gerektiğini, davalının banka hesaplarına sözleşmede yer alan yabancı şirketlerce yapılan ödemeler listelenirken banka tarafından kesilen komisyonların düşüldüğünü ancak sözleşmeye göre komisyon alacağının kesiti yapılmadan fatura bedeli üzerinden hesaplanması gerektiğini, bu nedenle eksik hesaplama yapıldığnı, sözleşmede yer alan müşteri şirketler tarafından yapılan bazı ödemelerin tabloda yer almadığını örnek olarak 13/05/2015 tarihli 4.448,84 Euro’luk ödeme ile 24/09/2014 tarihli 5.030,00 Euro’luk ödemelerin bu tabloda yer almadığını, davalının bir kısım ödemeleri yakınları, ortağı, yöneticisi, çalışanları ve akrabalarının hesabına göndertmiş olup bu hususun rapora yansıtılmadığını, örnek olarak şirket yetkilisi/hissedarı olan … adlı kişinin hesabına sözleşmede geçen yurt dışı şirketlerden toplam 33.250,00 Euro ödeme yapıldığını, bu kişi adına yapılan ödemelere ilişkin ayrıntılı listenin dilekçe ekinde ibraz edildiğini, davalının yurt dışından tahsil ettiği ve müvekkilince belirlenen miktarın 718.000,00 Euro civarında olduğunu beyanla … ile davalı arasında yapılan ticari işlemlerin doğru tam ve eksiksiz olarak tespiti ile sözleşmeye doğmuş ve doğacak komisyon bedellerinin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece “davacının replik dilekçesi ve bugün dosyaya giren rapora karşı beyan dilekçesindeki talebine göre taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan ve dosyaya yansıyan siparişlerin tespiti ile davalının davacıyı aracı kılmadan replik dilelkçesinde bildirilen şirket ile yaptığı alışveriş olup olmadığı var ise bu sözleşmeye göre davalının tahsil ettiği fatura bedeli ile tahsil etmediği fatura bedellerinin ayrı ayrı belirlenmesi, her biri için davacıya ödeme yapılıp yapılmadığının, her iki tarafın defter ve kayıtlarına göre ayrıca ihtiyaç duyulması halinde banka kayıtları üzerinde de inceleme yapılarak belirlenmesi suretiyle ek rapor tanzimi için dosyanın yeniden bilirkişiye tevdiine” karar verilmiştir. Sunulan ek raporda; -Davalının … firmasına 2013 yılında 97.277,22 Euro, 2014 yılında 155.268,23 Euro olmak üzere toplam 252.545,45 Euro mal ihraç ettiği, 2013 yılında 97.130,82 Euro, 2014 yılında 125.269,23 Euro olmak üzere toplam 222.400,05 Euro tahsilat yaptığı, aradaki farkın 30.145,40 Euro olduğu, -2013 yılında ihraç edilen ve tahsil edilen bedel farkının 97.277,22 – 97.130,82 = 146,40 Euro olup ayrıca 2013 yılında tahsil edilen 97.130,82 Euro’nun, 430 Euro’sunun ise banka tarafından masraf olarak tahsil edilen tutar olduğu, 146,40 Euro fark bedelin ise dava dışı … firması tarafından davalıya ödenip ödenmediği hususunun dosyadan tespit edilemediği, -2014 yılında ihraç edilen ve tahsil edilen bedel farkının 155.268,23 – 125.269,23 = 29.999,00 Euro olduğu, -Davalının yaptığı ihracat tutarına göre, davacının 2013 yılı komisyon bedelinin 9.727,72 Euro (97.277,22 Euro’nun % 10’u) + KDV olduğu ve davacı tarafından davalıya KDV dahil (5.103,67 + 6.204,68) 11.308,35 Euro, KDV dahil edilmeden ise 9.583,34 Euro komisyon faturası düzenlediği, bu durumda 9.727,72-9.583,34 = 144,38 Euro KDV hariç fark olup, bu fark nedeniyle davacı tarafından düzenlenebilecek fatura bedelinin ise 144,38 + % 18 KDV = 170,37 Euro olduğu -Davalının yaptığı ihracat tutarına göre, davacının 2014 yılı komisyon bedelinin 15.526,82 Euro (155.268,23 Euro’nun % 10’u) + KDV olduğu ve davacı tarafından davalıya KDV dahil (10.000,15 + 2.421,50) 12.421,65 Euro, KDV dahil edilmeden ise 10.526,80 Euro komisyon faturası düzenlediği, bu durumda 15.526,82 – 10.526,80 = 5.000,02 Euro KDV hariç fark olup, bu fark nedeniyle davacı tarafından düzenlenebilecek fatura bedelinin ise 5.000,02 + % 18 KDV = 5.900,02 Euro olduğu, -Davalının 2013 ve 2014 yıllarında davacıya yapmış olduğu toplam ödemenin 23.721,85 Euro olduğu, davacının 2013 ve 2014 yıllarında kestiği fatura toplamının ise 11.308,35 Euro (2013 KDV dahil) + 12.421,65 Euro (2014 KDV dahil) = 23.730,00 Euro olduğu, bu durumda fark tutarın 23.730,00 – 23.721,85 = 8,15 Euro olduğu, -Davacının 2013 yılı için KDV hariç 144,38 Euro, KDV dahil 170,37 Euro ve 2014 yılı için KDV hariç 5.000,02 Euro, KDV dahil 5.900,02 Euro fatura düzenleyebileceği tespit edildiğinden, davacı tarafından eksik düzenlenen toplam fatura tutarının KDV hariç (144,38 + 5.000,02) 5.144,40 Euro, KDV dahil edildiğinde ise (170,37+5.900,02) 6.070,39 Euro olduğu, -Davalının … firmasından tahsil edemediği 30.145,40 Euro yönünden ise sözleşmenin 4/a maddesindeki ödeme koşulu nedeniyle henüz muaccel hale gelmiş bir alacaktan söz edilemeyeceği, -Bu nedenle davacının fatura kesebileceği miktar olarak hesap edilen KDV hariç 5.144,40 Euro içerisinde 30.145,40 Euro bedelli ihracata ilişkin komisyon bedeli de bulunduğundan, bu bedele isabet eden (30.145,40 Euro’nun % 10’u) 3.014,54 Euro komisyon tutarının indirilmesi gerektiği ve nihai olarak davacının düzenleyebileceği fatura tutarının KDV hariç 5.144,40 Euro – 3.014,54 Euro = 2.129,86 Euro olduğu, davacının dava öncesinde davalıya gönderdiği ve davalı tarafından iade edilen 05/09/2014 tarih ve … no’lu faturanın ise KDV hariç 4.912,64 Euro olarak düzenlenmiş olması karşısında, davacının bu fatura ile fazladan talepte bulunduğu belirtilmiştir. Davacı vekili tarafından kök rapora itiraz dilekçesinde ifade edilen hususlar tekrar edilerek ek rapora da itiraz edilmiştir. Davacı vekilinin bilirkişi kök raporuna itiraz dilekçesinde ifade ettiği … adlı kişinin hesabına yapılan ödemelere ilişkin kayıtlar fiziki olarak dosya kapsamına alınmamıştır. UYAP sisteminde yapılan incelemede dilekçe ekinde …’a ait Almanca bir kısım hesap kayıtlarını sunmuş olduğu ancak Türkçe çevirilerinin bulunmadığı anlaşılmıştır. İstinaf dilekçesinde “ek rapora itiraz edilerek davalının aldığı ödemeleri, yakınları, ortağı ve yöneticisi adına yatırttığına ilişkin dava dosyasına dekontlar sunulmuşsa da mahkemece ve bilirkişi tarafından gözardı edildiği” belirtilmiş ise de, davacı vekilinin dava ve cevaba cevap dilekçesinde, yapılan ön inceleme duruşmasında davalının aldığı ödemeleri, yakınları, ortağı ve yöneticisi adına yatırttığı şeklinde bir iddiası bulunamamaktadır. Yine bu hususa ilişkin ödeme belgeleri delil listesinde yer almamaktadır. 6100 sayılı HMK’nun “İddia ve savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi” başlıklı 141/1 maddesi 28/07/2020 tarihli ve 7251 sayılı Kanun’un 15. maddesi ile yapılan değişiklikten önceki haliyle; “Taraflar, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe; ön inceleme aşamasında ise ancak karşı tarafın açık muvafakati ile iddia veya savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Ön inceleme duruşmasına taraflardan biri mazeretsiz olarak gelmezse, gelen taraf onun muvafakati aranmaksızın iddia veya savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilir. Ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra iddia veya savunma genişletilemez yahut değiştirilemez” şeklindedir. Buna göre tarafların karşılıklı dilekçelerini verdikleri aşamada, herhangi bir sınırlamaya bağlı olmaksızın uyuşmazlığın genel çerçevesi içinde iddia ve savunmalarını değiştirebilecekleri kabul edilmiştir. HMK’nun 145.maddesinde ise ” Taraflar, Kanunda belirtilen süreden sonra delil gösteremezler. Ancak bir delilin sonradan ileri sürülmesi yargılamayı geciktirme amacı taşımıyorsa veya süresinde ileri sürülememesi ilgili tarafın kusurundan kaynaklanmıyorsa, mahkeme o delilin sonradan gösterilmesine izin verebilir.” düzenlemesine yer verilmiştir. Yasal düzenlemeler uyarınca, davacının bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde ileri sürdüğü yeni iddialarının ve delillerinin değerlendirilmesi mümkün olmadığından bu yöndeki istinaf istemi yerinde değildir. Ancak davacı tarafından dava dilekçesinde müvekkili şirketin, davalı şirket ile akdettiği komisyon sözleşmesi uyarınca, davalı şirketin sözleşmede adı geçen 3.kişi konumundaki müşteri firmalar …, …, …, …, …, …, … unvanlı firmalarla yapmış olduğu tüm ihracat vs ticari faaliyetlerin miktarı ile bu faaliyetlere göre tahakkuk eden komisyon alacağının tespiti ve tahsilini talep ettiğinden, talebi sadece … firması ile sınırlı değildir. Buna rağmen mahkemenin bilirkişi inceleme ara kararı ve bu ara karar uyarınca tanzim olunan bilirkişi raporu, davalı şirketin sadece … firması ile olan hesap hareketleri üzerinden oluşturulduğundan eksik incelemeye dayalıdır.Davalının sözleşmede belirtilen tüm müşterilerle sözleşme süresi içerisinde yapmış olduğu tüm ithalat miktarının tespit edilmesi, sözleşmenin 3.maddesi uyarınca kesilen vergiler ve masraflar düşülmeksizin toplam fatura üzerinden komisyon tutarının hesap edilmesi, davacıya ödenen komisyon bedellerinin, davacının varsa bakiye alacak miktarının tespit edilmesi gerekmektedir. Sözleşmeye göre; davacının siparişin alınması ile birlikte komisyona hak kazanacağı, sözleşme imzalandıktan sonra müşteri firma ile yapılan ithalat/ihracatın davacının verdiği hizmet nedeniyle gerçekleştiğinin kabul edileceği, müşteri firma ile davacının aracılığı olmaksızın davalının hiçbir şekilde ticari görüşme yapmayacağı düzenlenmiştir. Davacının iddiası, davalının komisyon ödememek için kendisinin haberi olmadan … firmasına ithalat yaptığı yönündedir. Davalının savunması ise yapılan ithalatın davacı bilgisi dahilinde olduğu, vesaik mukabilinin bir kereye mahsus uygulanmamasının müşteri tarafından talep edilmesi üzerine müşterinin önceki ihracatlarda doğurduğu güven nedeniyle bankadan bu şartın kaldırıldığı ancak müşteri tarafından bakiye 30.145,40 Euro borcun ödenmediği yönündedir. Dosyada bu husus netliğe kavuşmamıştır. Yani bu ihracatın davacı aracılığı dahilinde mi yoksa aracılığı olmaksızın davalının direkt müşteri ile irtibata geçmesi neticesinde mi gerçekleştiği belli değildir. Bu hususun netliğe kavuşturulması gerekmektedir. Bedeli tam olarak ödenmeyen ihracat miktarının tespit edilmesi, bu ihracata ilişkin yurt dışı müşterinin kısmen ödeme yaptığı davalı tarafından belirtildiğinden, ödeme yapılan kısma ilişkin davacı tarafından fatura düzenlenip düzenlenmediği ve bu faturaya istinaden davalı tarafından ödeme yapılıp yapılmadığının belirlenmesi ve yine bu hususun netliğe kavuşması açısından her iki şirket yetkililerinin isticvap edilerek beyanlarının alınması gerekmektedir. Ayrıca davalı vekili tarafından … firması ile yapılan işlemlere yönelik Almanca bir kısım evraklar sunulmuş ise de bu evrakların da tercümeleri dosyada bulunmamaktadır, tercüme evrakların dosyaya sunulması sağlanmalıdır. Yine davalı şirket tarafından yapılan ihracat işlemlerine ilişkin gümrük kayıtlarının getirtilerek dosya kapsamına alınması ve incelenmesi gerekmektedir. Mahkemece açıklanan hususlarda yapılacak inceleme neticesinde, … firması ile yapılan ve bedeli ödenmeyen ihracatın, vesaik mukabili şartının kaldırıldığının davacı bilgisi ve aracılığı dahilinde olduğu tespit edildiği takdirde, davalı tarafından bedel tahsil edildikten sonra ödeme yapılacağına dair sözleşmenin 4/a maddesi uyarınca davacının komisyon ücretinin muaccel hale gelmeyeceği açıktır. Ancak ihracatın davacının iddia ettiği gibi davacının aracılığı olmaksızın vesaik mukabili şartının kaldırılması suretiyle yapıldığının tespiti halinde ise bu durumda vesaik mukabili olan ticari ilişkide banka şartının davalı tarafından kaldırılması nedeniyle ödeme alınamaması, davalının işlemi ve kusurundan kaynaklandığından, davacının komisyon alacağı hakkının muaccel olmadığından söz edilemeyecektir. Açıklanan nedenlerle, mahkemece yukarıda ifade edilen eksikliklerin ikmal edilmesi, davalı şirket tarafından yapılan ithalat işlemlerine ilişkin gümrük kayıtlarının getirtilmesi, gümrük uzmanı ve mali müşavir bilirkişi heyetinden rapor alınarak karar verilmesi gerektiğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK 353/1.a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına, dairemizin kararına uygun şekilde yargılama yapıldıktan sonra yeniden karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine iadesine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/245 E. 2018/72 K. sayılı 23/01/2018 tarihli kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1.a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahal mahkemesine İADESİNE, 3-Davacı tarafça yatırılan 98,10 TL istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına, 4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine, 5-Davacının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1.g bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 29/09/2021