Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/477 E. 2021/886 K. 15.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/477
KARAR NO: 2021/886
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/425 Esas
KARAR NO: 2018/652
KARAR TARİHİ: 21/06/2018
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
KARAR TARİHİ: 15/09/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; avacı sigorta şirketine sigortalı dava dışı şirketin … sayılı işyeri poliçesi ile sigortalı bulununan işyerinde su baskını nedeniyle hasar oluştuğunu, ekspertiz raporunda su baskınına davalı şirketin satmış olduğu su pompasının sebebiyet verdiğini bu nedenle dava dışı sigortalıya yapılan 36.853,55 TL’nin davalıdan rücuen tahsili için İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını davalının takibe itiraz ettiğini davalının yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacı tarafından davaya dayanak olarak gösterilen ekspertiz raporunda spiral hortumun patlamasının sebebiyet verdiği belirtilen su baskını hadisesinde hortumun patlamasıyla ilgili hiç bir teknik analizin bulunmadığını ve farazi bir değerlendirme yapıldığını, davacının bu iddiasını ispatlaması gerektiğini bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, ” Somut olayda davalıdan kaynaklı bir kusur ortaya net olarak ortaya konamamıştır. Öte yandan su baskının olduğu fabrikanın boş ve kullanım dışı olduğu da, 15/06/2016 tarihli “olay oluş raporu”ndan açıkça anlaşılmaktadır. Hortumun zaman içinde okside olması, çürümesi bakımsız kalan bir fabrika için olağandır. Olayın 14/06/2016 tarihinde fark edildiği belirtilmişse de gerçekte olayın kendisinin ne zaman olduğu, spiral hortumun ne zaman patladığı belli değildir. Hasardan itibaren yasal süre içinde sigorta şirketine ihbar olup olmadığı da belli değildir. Sigorta şirketi ihbarın süresinde olduğunu ve hasarın poliçe dahilinde olduğunu varsayarak ödeme yapmıştır. Ancak davacının yaptığı bu ödemeyi davalıya rücu edebilmesi için, davalının kusurlu hareketi sonucunda hasarın meydana geldiğini ispatlaması gerekir ki eldeki davada bu ispatlanamamıştır. Bu itibarla yapılan ödemenin davalıdan talep edilemeyeceği ” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; olay yerinde yapılan incelemelere binaen hazırlanan eskpertiz raporu ile bilirkişi raporu arasında hasarın kaynağına/sebebine yönelik çelişki oluştuğunu, ekspertiz raporunda patlayan spiral hortumun kusurlu üretilmesi neticesinde yırtılmış olduğu tespiti yapıldığını, bu nedenle çelişkinin giderilmesi ve dava konusu hasarın sebebinin somut bir şekilde tespit edilmesi amacıyla başka bir bilirkişi heyetinden rapor alınmadan karar verilmesi hatalı olduğunu, hiç bir şekilde kabul anlamına gelmemek kaydıyla davalının, hortumun kullanımı konusunda dava dışı sigortalıyı bilgilendirmek ve gerekli talimatları vermek mecburiyetinde olduğunu, ancak bu konuda gerekli bilgi verilmediğinden davalının müterafik kusuru bulunduğunu belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını, talepleri konusunda karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, sigortalanan fabrikada oluşan dahili su baskını nedeniyle sigortalıya ödenen hasar bedelinin, 6102 Sayılı TTK’nın 1472 maddesi uyarınca rücuen tazmini amacıyla başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, davacı … şirketi ile dava dışı … şirketi arasında, başlangıç tarihi 15/01/2016, bitiş tarihi 15/01/2017 olan işyeri sigorta poliçesi düzenlendiği, sel ve su baskının da teminat kapsamına alındığı, 14/06/2016 tarihinde sigortalıya ait boş fabrikanın su faturasının çok yüksek gelmesi neticesinde yapılan araştırmada sigortalı iş yerinde su baskınından kaynaklanan hasar nedeniyle sigortalıya yapılan ödemenin rücuen tazmini amacıyla davalı amacıyla davalı aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyası ile 36.853,55 TL TL asıl alacak, 424,07 TL işlemiş faiz olmak üzere toplamda 37.277,62 TL alacak üzerinden icra takibi başlatıldığı, davalının bu takibe itiraz üzerine takibin iptali amacıyla işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. 17/06/2016 tarihli ekspertiz raporuna göre; Sigortalının, olaydan sonra pompa dairesindeki suyu tahliye ettiğini, pompa dairesine inildiğinde, kullanım suyu hidroforu ile genleşme tankı arasında bulunan spiral borunun patlamış/yırtılmış olduğu görüldüğü, buradan boşalan temiz sular pompa dairesine dolduğunu, borunun ne zaman patladığı tam olarak bilinmemekle birlikte 2-3 hafta önce patlamış olabileceği, pompa dairesine dolan sulan nedeni ile burada bulunan elektrik yangın pompası, joker pompa, kullanım suyu hidroforu ve elektrik panoları ve aydınlatma tesisatı vb. Kıymetlerin sular altında kaldığı, patlayan spiral hortumun kusurlu üretilmesi neticesinde yırtılmış olabileceği değerlendirmesi yapılmıştır. Olayın teknik boyutu bulunması nedeniyle mahkemece makine mühendisi ve sigorta uzmanı bilirkişisinden rapor aldırılmış olup alınan 14/03/2018 tarihli müşterek raporda özetle; olay yerinde yapılan inceleme raporunda, pompa dairesi içinde bulunan kullanım suyu hidroforunun genleşme tankı hortumunun patlaması nedeni ile su baskının meydana geldiği ifade edildiğini, söz konusu hortumunun halen saklanıp saklanmadığı, akıbeti ile ilgili bilgi alınamadığını, olay yerine ait fotoğraflar incelendiğinde, patlayan fleks hortumun paslanmaz çelik alaşımlı dış örgüye sahip, içi kauçuk malzemeden imal hortum olduğunu, patlamanın meydana geldiği bölgenin yassılaşmış olduğu ve patlama izlerinin hortumun yere bakan kısmında olduğunu, yer ile temas halinde olduğu görüldüğünü, patlama sonrası hortumun patlayan kısmında oluşan hasar motifi, öncelikle, içinde statik basınç bulunan, fleks hortumun iç kauçuk hortumunu gergin bir halde tutarken, oksitlenme sebebi ile yapısal olarak zayıflayan, dış paslanmaz koruyucu (basınca dayanımı arttırma) sargının kırılarak, kauçuk hortumdaki basıncı sınırlama-çevreleme-muhafaza etme etkisinin ortadan kalkmasıyla patlaması neticesinde meydana gelmiş olduğunu, ayrıca meydana gelen oksitlenmeyi yaratan sebep tespit edilememiş olsa da, pompa odasının yer seviyesinin altında olması ve çevre sularının sızması, pompa odasında dış ortam ve iç ortam ısı farkından dolayı nem oluşması ya da cihazlardan zemine su sızması, oksitlenmeye sebebiyet verebilecek unsurlar arasında düşünüldüğünü, ancak, olayın tümden oluş şekli ile fotoğraflar üzerinden edinilen gözlemler, başka bir etken olmadan fleks hortumun salt sistemdeki basınç sebebi ile patlamış olması ihtimalini düşündürmediği zira, fleks hortumu çevreleyen paslanmaz örgü materyal üzerinde herhangi bir oksitlenme meydana gelmediği düşünülse dahi, kauçuk hortumda meydana gelme ihtimali düşünülecek bir imalat hatası nedeni ile patlamanın, dış paslanmaz örgü materyali saçaklanma şeklinde parçalamayacağı, zaten örgü materyalin ara boşluklarının, kauçuk hortumda olası bir imalat hatası nedeniyle meydana gelebilecek patlamadan kaynaklı su kaçağını, tel örgü materyalin parçalanmasına gerek kalmadan rahatlıkla gerçekleştirebilecek yapıda olduğunu, özetle, meydana gelen su basması hadisesinin, genleşme tankına bağlı hortumun dış örgü materyalinin okside olması neticesinde zayıflaması, bunun neticesinde hortum içerisinde sistem basıncını statik olarak hapsetmiş olan kauçuk hortumun çürüyen dış örgü materyalin zaman içerisinde yavaşça parçalanması ve kauçuk hortumun da genleşme imkanı bularak esneklik sınırlarını aşması sonucu patlamanın meydana gelip su basma hadisesinin gerçekleştiği,meydana gelen olayda davalı firmanın herhangi bir sorumluluğunun bulunamayacağı kanaatine varıldığı beyan edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; olay yerinde yapılan incelemelere binaen hazırlanan eskpertiz raporu ile bilirkişi raporu arasında hasarın kaynağına/sebebine yönelik çelişki oluştuğunu, ekspertiz raporunda patlayan spiral hortumun kusurlu üretilmesi neticesinde yırtılmış olduğu tespiti yapıldığını, bu nedenle çelişkinin giderilmesini talep etmiş ise de ekspertiz raporunda, hasarın çıkış nedeni (spiral borunun patlaması) gösterilmiş ancak spiral borunun patlama nedenleri üzerinde tespit ve değerlendirme yapılmadığından imalat hatasına dayanılmıştır. Ancak bilirkişi raporunda spiral borunun patlama nedenleri üzerinde durularak davalının firmanın imalat hatası olup olmadığı değerlendirilmiş olmakla raporlar arasında bir çelişki olduğu söylenemez. Somut olayda alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli ve denetime açık olduğu, bilirkişi raporuna göre spiral borunun patlaması nedeniyle meydana gelen su baskında davalıdan kaynaklı bir kusur (imalat hatası) net olarak ortaya koyulamamıştır. Mahkemenin gerekçesinde ifade edildiği gibi, su baskının olduğu fabrikanın boş ve kullanım dışı olduğundan hasara sebep olan genleşme tankına bağlı hortumun dış örgü materyalinin zaman içinde okside olması neticesinde çürümesi, bakımsız kalan bir fabrika için olağan olduğu, raporda belirtilen dış etkenler bulunabileceği gibi parçalanmanın/yırtılmanın oluş şekli değerlendirildiğinde davalının kusurlu hareketi sonucunda hasarın meydana geldiği ispatlanamadığından davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesinin kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, HMK 353/1.b.1 bendi uyarınca davacı vekilinin istinaf başvusunun esastan reddine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınan 98,10 TL’nın başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL’nın istinaf karar harcından, davacı tarafından yatırılan 35,90 TL’nın harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL’nın istinaf eden davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 5-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davacıya ilk derece mahkemesince iadesine, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1.a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.15/09/2021