Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/472 E. 2021/1076 K. 27.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/472
KARAR NO: 2021/1076
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2014/337 Esas
KARAR NO: 2017/481
KARAR TARİHİ: 24/05/2017
DAVA: Tazminat
KARAR TARİHİ: 27/10/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalılardan … A.Ş.nin servis hizmetlerini yerine getirmekteyken 2006 yılı başlarında kendilerine artık diğer davalının servisi olarak faaliyet göstereceklerinin bildirildiğini, bunun için, bazı hazırlıklar yapılmasının talep edildiğini, bu bağlamda yeni araç gereçler, taşıt ve personel alınması istendiğini, kendilerinin bunları yerine getirdiğini, bu sayede davalı … ile aralarında fiili servis ilişkisi başladığını, ancak davalıların bu sözleşmeyi bozmak amacıyla girişimlere başladığını, kurulan sözleşmeyi yazılı hale getirmekten kaçındığını, çeşitli yükümlülükler empoze edildiğini, davalılara çektikleri ihtarnameler ile açıklama ve tazminat talep ettiklerini, bu nedenlerle; fazlaya dair hakların saklı kalması kaydı ile şimdilik 8.000,00 TL maddi zararın ve 10.000,00 TL manevi zararın ihtar tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsil alınarak davacıya ödenmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davacı vekili sunmuş olduğu 14/04/2017 tarihli ıslah dilekçesi ile; 1.000,00 TL olarak talep ettiği yoksun kalınan kar mahrumiyeti tazminatı talebini 65.000,00 TL daha artırarak 66.000,00 TL ‘ye yükseltmiş eksik harcı ikmal etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili cevap dilekçesi ile; … A.Ş.nin diğer davalı … ile TTK.md.451 uyarınca birleştiğini, böylece tüm hak ve borçlarının külli halefıyet gereği … A.Ş. ye ait olduğunu, davacının her iki firma ile de servis sözleşmesinin bulunduğunu, davacı ile aralarında uzun süreli bir yazılı akit olmadığını, davalıdan herhangi bir yatırım yapmasının talep edilmediğini, davacının çeşitli tarihlerde dürüstlük kurallarına aykırı ve usulsüz işlemlerinin tespit edildiğini, davacının servis sözleşmesinin ifasında yetersizlik gösterdiğini, bu nedenle davacının yetkili servis sözleşmesinin sona erdirildiğini, bu nedenlerle taleplerin haksız ve hukuka aykırı olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, ” Taraflar arasındaki uyuşmazlık sözleşmenin davalı yanca feshinin haklı olup olmadığı ve davacının dava konusu ettiği maddi ve manevi tazminat taleplerini talep edip edemeyeceği, edebilecek ise miktarlarının tespiti noktasında toplanmaktadır.Feshin haklı olduğunu ispat etmek T.M.K nun 6. Maddesi uyarınca davalıya aittir. Çünkü taraflardan herbiri hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür. Davalı sözleşmeyi haklı sebeple feshettiğini savunmaktadır. Davalı cevap dilekçesinde ve çektiği ihtarda, davacının yetkili servis hizmetini iyi çalışma ilkeleri ve davalı şirketin tüketici memnuniyeti ve marka imajını koruyacak şekilde yerine getirmek konusunda yetersiz kaldığını, davalı şirketin marka imajına uygun düşmeyecek bir konumda olduğunu fesih sebepleri olarak bildirmiştir. Davalı taraf bunu destekleyen somut bir delil ortaya koymamış, tanık beyanları ve şirket kayıtlarına dayanmıştır. Mahkememizce dinlenen tanıklar feshin haklılığını ortaya koyacak mahiyette somut bir beyanda bulunmamışlardır. Feshin haklılığı yönünden davalı şirket kayıtları ve dosyaya sunulan belgeler incelenmesinde davalının ekip ve ekipman yetersizliğine ilişkin ve bu sebeple verilmeyen ve hizmet teslim edilmemiş ürünün varlığı belirlenememiş olup, davalının iddialarını destekleyen somut bir delil elde edilememiştir. Bu nedenlerle mahkememizce feshin haklı olduğu iddiasının davalı tarafça ispat edilemediği kanaatine varılmıştır. Davaya konu belirsiz süreli yetkili servis sözleşmesinin feshi halinde öncelikle davacının emsal bir iş bulup bulamayacağının tespit edilmesi, bulabileceğinin kabul edilmesi halinde hangi sürede bulabileceğinin belirlenerek, belirlenecek makul süre için kazanç kaybı zararının hesaplanması; bulamayacağının kabul edilmesi halinde ise bu durumda da ne kadarlık bir süre için söz konusu zararı isteyebileceğinin belirlenmesi, sonrasında ise belirlenen bu sürede özel servis olarak çalışması halinde elde edebileceği kazanç ile davalının yetkili servisi olarak çalışması halinde elde edebileceği kazancın tespit edilerek, davalının yetkili servisi olarak çalışması halinde kazancının daha fazla olacağının anlaşılması halinde özel servis olarak çalışması halinde elde edeceği miktarın yetkili servis olarak çalışması halinde elde edeceği miktardan mahsubunun yapılarak aradaki kazanç farkının davacının uğradığı kazanç kaybına ilişkin zarar olarak tespiti yönünden sektör uzmanı bilirkişiden rapor alınmış olup bilirkişi istenilen hususlardaki raporunu dosyaya sunmuş ve davacının kazanç kaybını hesaplamış ve bu miktarın 12.000,00 TL olarak tespit etmiş olup bu miktar ve rapor içeriği mahkememizce de uygun görülerek benimsenmiş ve bu miktar üzerinden davanın maddi tazminat yönünden kabulüne, manev tazminat yönünden kısmen kabul kısmen reddi ile 2.000,00 TL manevi tazminatın kabulüne ” karar verilmiştir
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; sektör bilirkişisi … tarafından dosyaya sunulan kök bilirkişi raporu ile davacının yoksun kaldığı aylık karı 5.000 TL, ek raporunda ise özel servis olarak çalışılması halinde elde edilecek geliri 3.000,00 TL olarak hesaplandığını, 3.000 TL’yi 5.000 TL’den çıkardığımızda kalan tutar ; 5.000 TL – 3.000 TL = 2.000 TL aylık yoksun kalınan kar mahrumiyeti oluştuğunu, buna göre davacının yetkili servis sözleşmesinin bitim tarihi olan 01.10.2009 tarihine 33 ay kala yetkili servis sözleşmesinin haksız feshi sebebiyle, 33 ay X 2.000 TL = 66.000 TL kar mahrumiyeti oluştuğu gözetilerek bu miktar üzerinden maddi tazminat talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini, manevi tazminatın eksik hükmedildiğini, mahkemenin 2.000 TL gibi az bir manevi tazminata hükmetmesi hakkaniyete uygun olmadığını, davalılar yararına hem maddi tazminatl hem de manevi tazminatla ilgili talebimizin reddedilen kısmıyla ilgili ayrı ayrı 2 tane vekalet ücretine hükmedilmesine rağme müvekkili lehine sadece 1 tane vekalet ücretine hükmedilmesi hatalı olduğunu belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını talepleri doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, taraflar arasındaki yetkili servis sözleşmesinin haksız feshedildiği iddiasına dayalı kazanç kaybından kaynaklanan maddi tazminat ile manevi tazminat istemine ilişkindir. Somut olayda; davacının, davalı … ile birleşen … şirketi ile aralarında 01/10/2004 tarihli 5 yıl süreli yetkili servis sözleşmesi düzenlendiği, davacının, geçmiş dönemden itibaren … şirketinin yetkili servisi olarak çalıştığı, … servisi olarak çalışan davacının, … ile sözleşmesinin feshinden ve birleşme kararı sonrasında … servisi olarak çalışmaya devam ettiği, ancak … tarafından sözleşmenin haklı gerekçe sunulmaksızın feshedildiği, davacının yoksun kalınan kazancını istemekte haklı olduğu görülmüştür. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, belirsiz süreli olan bu sözleşmenin haksız feshi nedeniyle davacının talep edebileceği müspet zararın tutarı noktasında toplanmaktadır. Uyuşmazlığın çözülmesi için, öncelikle taraflar arasında belirsiz süreli ve sözlü olarak yapılan servis sözleşmesinin haksız feshi halinde kazanç kaybına ilişkin zararın hesabının hangi süre için yapılacağı ve hesaplama yöntemi, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 30/03/2016 tarih 2015/8486 Esas 2016/3473 Karar sayılı ilamı ve davalı …’in benzer dosyalardaki emsal yargıtay kararlarında ” … davaya konu belirsiz süreli yetkili servis sözleşmesinin feshi halinde öncelikle davacının emsal bir iş bulup bulamayacağının tespit edilmesi, bulabileceğinin kabul edilmesi halinde hangi sürede bulabileceğinin belirlenerek, belirlenecek makul süre için kazanç kaybı zararının hesaplanması; bulamayacağının kabul edilmesi halinde ise bu durumda da ne kadarlık bir süre için (makul süre) söz konusu zararı isteyebileceğinin belirlenmesi, sonrasında ise belirlenen bu sürede özel servis olarak çalışması halinde elde edebileceği kazanç ile davalının yetkili servisi olarak çalışması halinde elde edebileceği kazancın tespit edilerek, davalının yetkili servisi olarak çalışması halinde kazancının daha fazla olacağının anlaşılması halinde özel servis olarak çalışması halinde elde edeceği miktarın yetkili servis olarak çalışması halinde elde edeceği miktardan mahsubunun yapılarak aradaki farkın davacının uğradığı kazanç kaybına ilişkin zarar olarak hüküm altına alınması gerektiği” ifade edilmiştir. Mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup alınan kök ve ek raporda, davacının yeni bir şirket ile anlaşması ve işini düzene koymak için geçecek makul sürenin 6 ay olarak kabulü ile davacının talep edebileceği kar mahrumiyet tutarı davalı ile arasındaki ticari ilişkinin sorunsuz olarak devam ettiği 2006 yılı faaliyet karı 6.430,38 TL esas alınmak suretiyle davacının yoksun kaldığı kazanç tutarı 3.215,19 TL olarak hesaplanmıştır. Akabinde sektör bilirkişisinden rapor aldırılmış hükme esas alınan sektör bilirkişisi kök ve ek raporuna göre özel servis olarak çalışması halinde elde edeceği miktarın yetkili servis olarak çalışması halinde elde edeceği miktardan mahsubu yapılarak aylık 2000,00 TL’den makul süre olarak belirlenen 6 aylık üzerinden maddi tazminat miktarı belirlenmiştir. Davacı vekili her ne kadar yetkili servis sözleşmesinin bitim tarihi olan 01/01/2009 tarihine kadar 33 ay üzerinden tazminata hükmedilmesini talep etmiş ise de taraflar arasında düzenlenmiş bir yazılı sözleşme bulunmadığı, davacının, birleşme sonrasında belirsiz süreli olarak davalı …’in yetkili servisi olarak çalışmaya devam ettiği emsal yargıtay kararlarında ifade edildiği gibi davaya konu belirsiz süreli yetkili servis sözleşmesinin feshi halinde öncelikle davacının emsal bir iş bulup bulamayacağının tespiti ile, belirlenecek makul süre için kazanç kaybı zararının hesaplanması gerektiğinden bu noktada bilirkişi heyetince belirlenen 6 aylık makul süre üzerinden hesaplanan maddi tazminata hükmedilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Davacı diğer bir istinaf nedeni olarak hükmedilen manevi tazminatın eksik, hakkaniyete uygun olmadığını ileri sürmüş ise de fesih ile davacının kişiliğine, ticari itibarına veya piyasadaki imajına zarar verildiğine ilişkin herhangi bir delil bulunmadığından manevi tazminata hükmedilmesi doğru görülmemiş ise de bu husus istinaf konusu edilmediğinden bu yanlışlığa işaret edilmekle davacının bu yöndeki istinaf nedeni yerinde görülmemiştirHer ne kadar davacı lehine hükmedilen manevi tazminat hatalı ise de bu husus istinaf konusu edilmediği ve davacı lehine kazanılmış hak oluşturduğundan maddi ve manevi tazminat talepleri yönünden ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken tek vekalet ücretine hükmedilmesi de hatalı olmuştur. Kabule göre de dava tarihi itibariyle … A.Ş. ile birleşerek tüzel kişiliği sona ermiş olan … A.Ş’ye dava yöneltilemeyecek olup, davada taraf ehliyeti bulunmayan davalı … A.Ş aleyhine açılan davanın HMK’nın 114/1.d ve 115/2. maddeleri uyarınca usulden reddine karar vermek gerekirken, “…davalıdan alınarak davacıya ödenmesine” yönünde hüküm kurulması ve dosyada iki davalı bulunduğundan tereddüte yol açaçak nitelikte olup HMK 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık teşkil ettiğinden hükmün düzeltilmesi cihetine gidilmiştir. Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun, vekalet ücreti yönünden kabulü HMK 353/1.b.2 ve 355/1 bendi gereğince hükmün düzeltilmesi cihetine gidilerek ve usulü kazanılmış haklar gözetilerek esas hakkında hüküm tesis edilmesine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE, HMK’ nın 353/1-b-2 bendi uyarınca İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/337 Esas, 201 7/481 Karar ve 24/05/2017 tarihli kararının KALDIRILMASINA ve YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE, 2- Davalı … yönünden açılan davanın taraf ehliyeti yokluğundan HMK’nın 114/1.d ve 115/2. maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE, 2-a-Davalı … yönünden açılan davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile 12.000,00 TL maddi zararın dava tarihi itibari ile reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, b-Davacının manevi tazminat talebinin KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile 2.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, c-Maddi ve manevi tazminat talebi yönünden alınması gerekli olan toplam Peşin alınan ve ıslah harcı toplamı 1.354,00 TL harçtan alınması gereken 956,34.-TL karar ilam harcın peşin ve ıslah harcıyla birlikte alınan toplam 1.354,00 TL’den mahsubu ile arta kalan 397,66.-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, ç-Maddi tazminat talebi yönünden davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden karar tarihindeki …Ü.T. ne göre hesaplanan 4.080,00.-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, d-Manevi tazminat talebi yönünden davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden karar tarihindeki …Ü.T. ne göre hesaplanan 2.000,00.-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, e-Maddi tazminat talebi yönünden davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden karar tarihindeki …Ü.T. ne göre hesaplanan 7.820,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, f-Manevi tazminat talebi yönünden davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden karar tarihindeki …Ü.T. ne göre hesaplanan 2.000,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, g-Davacı tarafça sarf edilen kabul-red oranına göre hesaplanan 742,75 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, h-HMK 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde artan gider avansının yatıranlara resen iadesine, İstinaf İncelemesi Yönünden; 3-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 4-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf maktu karar harcının istinaf eden davacı tarafça peşin olarak yatırılan 35,90 TL harçtan eksik kalan 23,40 TL harcın harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 5- Davacı tarafça sarf edilen 134,00 TL istinaf harcı, 32,50 TL posta davetiye gideri olmak üzere toplam 166,50 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilemesine,6- İstinaf yargılaması duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 7- Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 362/1.a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.27/10/2021