Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/47 E. 2020/13 K. 24.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/47
KARAR NO : 2020/13
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 01/06/2017
NUMARASI : 2014/263 Esas, 2017/600 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 19/06/2014
KARAR TARİHİ: 24/09/2020
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; alacaklı müvekkil şirketin davalı aleyhine İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, takibin TTK 1472.maddesi gereğince rücu alacağına ilişkin olduğunu, sigortalıya ait binada 12/11/2012 tarihinde alınan ve 13/11/2012 tarihinde montajı yapılan Baymak marka klimanın emniyet şarterinin teknik servisçe takılmaması neticesinde patladığını ve çıkan yangının sigortalının evindeki bir kısım eşyaları kullanılamaz hale getirdiğini, müvekkilinin sigortalıya ödeme yaparak zararı karşıladığını, rücu istemiyle davalı hakkında icra takibi başlatıldığını, icra takibine davalı tarafından itiraz edilerek takibin durduğunu, durdurulan takibin devamına, %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; söz konusu cihazda üretimden kaynaklanan bir sorun olmadığını, müvekkilinin montaj sorumluluğunun ise bulunmadığını belirterek öncelikle davanın husumetten reddini talep ettiği, yangın raporunda yangının çıkış nedeni hakkında bir tespit yapılamadığını, klimanın patlamasının teknik açıdan mümkün olmadığını, klimanın iç ünitesinin hiçbir yerinde patlama emaresinin bulunmadığını, sadece klimanın plastik dış kısmının yüksek ısıdan yandığını, bu durumun ise yangının dış kaynaklı bir sebepten meydana geldiğine işaret ettiğini belirterek, öncelikle davanın husumetten reddini, aksi halde esastan reddini, icra inkar tazminatı isteminin reddini ve alacaklının kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; davacı … A.Ş.’nin meydana gelen yangında dava dışı sigortalısına ödediği sigorta tazminatının 6102 Sayılı TTK’nun 1472.maddesi gereğince zarar sorumlusu olduğunu iddia ettiği davalıdan halefiyet yoluyla rücu etmesine ilişkin itirazın iptaline yönelik davada, davacının sigortalısına ödeme yapmakla zarar sorumlusuna karşı dava açma hakkının bulunduğunu, davacı … şirketinin meydana gelen yangında 7.450,00 TL tutarındaki sigorta tazminatını 28/12/2012 tarihinde sigortalısına ödediğini, davalının bu tazminattan sorumlu tutulabilmesi için hasarın meydana gelmesinde sorumluluğunu tespit etmek gerektiğini, makina yüksek mühendisi bilirkişinin “yangının klimadan başlamadığı, davalının sattığı sitlip klimaların kendi içinde sigortalarının bulunduğunu, klimanın bağlantı kablosunda veya prizinde kısa devre olduğu halinde bile daire girişindeki sigortanın atmış olması gerektiği, bu itibarla yangın başlangıç nedeninin klima olmadığı ve belirsiz olduğu” şeklindeki raporu çerçevesinde davalı … San. Tic. A.Ş. ‘yi zarar sorumlusu olarak sorumlu tutmanın mümkün olmadığı, halefiyetin şartları gerçekleşmediği gerekçesiyle açılan davanın reddine, davacının takibe geçmekte kötüniyetli olduğu kanıtlanmadığı için davalı yanın kötüniyet tazminatı isteminin yasal koşulları bulunmadığından reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ İlk Derece Mahkemesince gerekçeli kararın davacı vekiline 13/11/2017 tarihinde tebliğ edildiği, davacı vekili 27/11/2017 tarihinde süresi içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/263 Esas sayılı dosyası kapsamında yapılan yargılama neticesinde eksik inceleme ile karar verdiğini, davalı yanın üretimden kaynaklı bir arıza olmaması sebebiyle kendilerinin sorumlu tutulamayacağı yönündeki beyanının, emsal yargıtay kararları ve doktrin görüşleri uyarınca yasal dayanağının bulunmadığını, dosya kapsamında yer alan itfaiye raporunda yangının çıkış nedeninin “…klimanın patlamış ve dağılmış durumda olduğu, odanın farklı noktalarının yanmış olması sebebiyle bu durumun patlayan klima parçalarının düştükleri yerlerde yangını başlatmış olduğunun düşünüldüğü…” şeklinde belirtildiğini, bilirkişi raporundaki yangının çıkış nedeninin belirsiz olduğu şeklindeki değerlendirmenin gerçeklikle bağdaşmadığını ve raporun hükme esas alınamayacağını, eksik incelemeye dayalı olarak düzenlenen rapora karşı ek rapor talebinde bulunmalarına rağmen bu talebin reddedilmesinin adalete ve hakkaniyete aykırı olduğunu, yetersiz bilirkişi raporuna dayalı olarak hüküm tesis edilmesinin yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre bozma sebebi olduğunu belirterek, saymış olduğu gerekçeler İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/263 Esas, 2017/600 Karar sayılı kararının kaldırılmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılmıştır.Dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 1472 (6762 sayılı TTK’nın 1301) maddesi uyarınca sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen tazminatın, haksız fiile sebebiyet verdiği iddia edilen davalıdan rücuen tahsili istemine ilişkindir.Hasara konu … Mahallesi … Sitesi No:… Gömeç/Balıkesir adresinde, dava dışı sigortalı … ait konutun 12/04/2012-12/04/2013 tarihleri arasında 4212803 numaralı Özel Konut Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğu, sigorta bedelinin 65.000,00 TL olduğu, hasarın gerçekleştiği sigortalı konutun dava dışı sigortalı … tarafından 09/09/2012 kira başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli kira sözleşmesi ile dava dışı … kiralandığı, kiracı … tarafından 12/11/2012 tarihli faturaya konu “… 12 CH5 Premium I” marka/model klimanın satın alınarak kiralanana montajının yaptırıldığı, hasara konu yangının ise 21/11/2012 tarihinde meydana geldiği dosya kapsamında yer alan kayıtlardan tespit edilmiştir. Dava, rücuan tazminat istemiyle açılmış olup, rücu ve halefiyet Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 22/03/1944 Tarih E. 37, K. 9, R.G. 3.7.1944 sayılı kararında “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava olmayıp; aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmaktadır. 6102 sayılı TTK’nun “Halefiyet” başlığı altındaki 1472.maddesinde ise “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder.” hükmüne yer verilmiştir. Buna göre; davacı … şirketinin sigortalısı hangi görevli ve yetkili mahkemede dava açacak idi ise, sigorta şirketinin de halefiyet gereğince, aynen sigortalı gibi o mahkemede dava açabileceğine işaret edilmiştir. Dava tarihi olan 19/06/2014 tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1 maddesinde, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın 4/1-a bendinde Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususlar ile diğer alt bendlerde belirtilen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı ve TTK’nın 5/1. maddesi gereği ticari davalara bakmakla görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğu belirtilmiştir. Hasarın tarafı tüketici olan ancak, 6502 sayılı TKHK’nun yürürlüğe girdiği 07/11/2013 tarihinden önce ve 12/04/2012-12/03/2013 tarihlerini kapsar bir konut poliçesi yapıldığı, o tarihte yürürlükte bulunan 4077 sayılı TKHK’nu uyaryınca bu tür işlerde 6502 sayılı yasanın 3,73 ve 83 maddeleri bulunmadığından ve davacı da tacir olmayan sigortalısına halefen bu rücu davasını açtığından, yerine halef olunan dava dışı sigortalının dava açma tarihinden davayı açması halinde görevli mahkemenin o tarih itibariyle Asliye Hukuk Mahkemesi olacağı sabit olacağından davacıda temlik hukuku gereği temlik edenin hukukuna tabi olduğundan onun yönünden de davaya bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemesinin ait olacağı sabittir. Nitekim 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden itibaren Yasa’nın 5/3. maddesi gereği asliye hukuk mahkemeleri ile asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki işbölümü olmaktan çıkmış görev ilişkisi haline gelmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 1.maddesinde; “Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir.” hükmü yer almaktadır. HMK 114/1-c maddesi uyarınca “Mahkemenin görevli olması” dava şartlarından olup, HMK 138 maddesi dikkate alınarak dava şartlarının öncelikle karara bağlanması gerekmektedir. HMK 115.maddesinde ise “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir…” düzenlemesi yer almaktadır. Somut olaya bakıldığında; davacı … Türk Ticaret Kanunu anlamında tacir olmasına karşın, sigortalısı … gerçek kişidir ve düzenlenen poliçe Özel Konut Sigorta Poliçesidir. Uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanmakta olup, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 1472.maddesi gereğince davanın, genel mahkeme olan asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Mahkemenin görevsizliği nedeniyle HMK’nun 114-115 maddesi uyarınca davanın usulden reddine karar vermesi gerekirken; yazılı olduğu biçimde işin esası hakkında karar vermiş olması, 6100 sayılı HMK’nun 353/1.a.3 maddesine aykırı olduğundan, istinaf sebebi olarak gösterilmese de bu husus re’sen incelenerek kararın kaldırılmasına ve görevsizlik kararı verilmek üzere dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE,2-İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01/06/2017 tarih, 2014/263 Esas 2017/600 Karar sayılı kararının HMK 353/1.a.3 maddesi gereği KALDIRILMASINA,3-HMK’nın 114/1-c maddesindeki görev dava şartının yokluğundan HMK’nın 115/2.maddesi uyarınca görevsizlik kararı (davanın usulden reddi) verilerek dosyanın görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesi için mahkemesine İADESİNE,4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcının davalı tarafından yatırılan 117,10 TL harçtan mahsubu ile bakiye 33,60 TL harcın talep halinde davacıya İADESİNE 5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.a.3 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.24/09/2020