Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/464 E. 2021/933 K. 06.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/464
KARAR NO: 2021/933
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2016/724
KARAR NO: 2018/746
KARAR TARİHİ: 29/06/2018
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 06/10/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin, online (çevrimiçi) reklamcılık sektöründe hizmet vermekte olup, bu kapsamda davalıya ait internet sitesinin arama motoru optimizasyonu, davalıya ait internet sitesinin arama motorlarında üst sıralarda ve doğru bir metinle yer almasının sağlanmasına yönelik danışmanlık hizmeti ile davalıya ait internet sitesinin iştigal konusunun, içeriğinin, alt başlıklarının ve diğer tüm detaylarının arama motoru tarafından doğru şekilde algılanabilmesi için teknik işlemler uygulama hizmeti verilmesine yönelik taraflar arasında anlaşma yapıldığını, bu hizmetlerin karşılığında aylık danışmanlık bedeli olarak KDV dahil 3.540,00 TL ödeme yapmayı davalının kabul ettiğini, 31/03/2015 tarihli … seri nolu 3.540,00 TL tutarlı, 31/03/2015 tarihli … seri nolu 3.540,00 TL tutarlı, 30/04/2015 tarihli … seri nolu 3.540,00 TL tutarlı, 30/05/2015 tarihli … seri nolu 3.540,00 TL tutarlı, 30/06/2015 tarihli … seri nolu 3.540,00 TL tutarlı, 31/07/2015 tarihli … seri nolu 3.540,00 TL tutarlı, 31/08/2015 tarihli … seri nolu 3.540,00 TL tutarlı, 30/10/2015 tarihli … seri nolu 3.540,00 TL tutarlı faturaların düzenlenerek davalıya tebliğ edildiğini, davalı tarafından söz konusu fatura bedelleri zamanında ödemediği gibi yapılan ödemelerin eksik olduğunu, davalının yalnızca 15/07/2015 tarihinde 6.000,00 TL tutarında ve 01/09/2015 tarihinde 4.000,00 TL tutarında ödeme yaptığını ve halihazırda davalının cari hesaptan kaynaklanan 18.320,00 TL tutarında borcu bulunduğunu, davalı şirket genel müdürü … tarafından 15/07/2015 tarihinde saat 16.09’da müvekkili şirket çalışanı ..’a gönderilen e-postada “Merhaba … hanım, Bugün kısmi ödeme yapılıyor olacak. Teşekkürler” denilerek borcun kabul edildiğini ancak buna rağmen ödeme yapılmadığını, müvekkili tarafından edimin eksiksiz olarak ifa edildiğini, borç ödenmediği için davalı hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasıyla başlatılan icra takibine davalı tarafından haksız olarak itiraz edildiğini beyan ederek itirazın iptalini ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Taraflar arasında yazılı bir anlaşmanın olmadığını ve danışmanlık hizmetinin Mart 2015’de başladığını, davacının davalıya ait internet sitesinin iştigal konusunun, içeriğinin, alt başlıklarının ve diğer tüm detaylarının arama motoru tarafından doğru şekilde algılanabilmesi için teknik işlemler uygulayacak olup bu hizmeti 4 uzman ve ayda 30 saate kadar sürecek çalışma ile sağlayacağı, davalı müvekkil şirketin/yazılımcısı olarak görev yapan çalışanın taraflar arasındaki sözlü anlaşmaya istinaden sadece Mart 2015’den Haziran 2015 tarihine kadar operatif olarak davacı şirketten danışmanlık hizmeti aldığını, bu tarihten sonra çalışan davalı şirketten ayrıldığı için davalının bu durumu derhal davacıya bildirdiğini ve tarafların davalı şirket bünyesinde yeni bir yazılımcının işe başlamasına kadar hizmetin durdurulması yönünde sözlü olarak anlaştıklarını, buna rağmen bu tarihten sonra davacının fatura düzenlemeye devam ettiğini, bu hususu davalı şirket yetkilisi …’nun tespit ederek, davacı şirkete mail gönderdiğini, davacının mail cevabında Eylül ayı faturasının sistemsel yanlışlıktan kaynaklı kesildiğini belirterek iadesini talep ettiğini ve Temmuz Ağustos aylarında da hizmet vermediğini kabul ettiğini, ancak daha sonra bu faturaların performans faturası olarak kabul edilmesini talep ettiğini, o tarihe davacı tarafından kadar performans faturası olarak bir fatura kesilmediğini, davacının çekişmeli aylara ilişkin hizmet verdiğini ispatlaması gerektiğini beyan ederek, davanın reddini ve kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; “…Tüm dosya ve deliller birlikte değerlendirildiğinde açılan dava itirazın iptali davası olup taraflar arasında teknik ve özel bilgi gerektiren konuda danışmanlık hizmeti için anlaşma yapıldığı, takibin cari hesap alacağı dayanak yapılarak başlatıldığı, Haziran 2015’ten sonra danışmanlık hizmeti verilmediğinden düzenlenen faturaların sehven düzenlendiğini belirterek davacı tarafın cevaba cevap dilekçesinde ve duruşmadaki beyanlarında takibindeki miktarın 10.620,00 TL’lik kısmından feragat edildiğinin beyan edilmiş olduğu, bu nedenle takibe konu cari alacağının 10.620,00 TL’sinden feragat edildiğinden bu kısma ilişkin davanın REDDİNE karar vermek gerekmiş bakiye kalan 7.700,00 TL yönünden tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda yapılan tahsilatlar mahsup edildiğinde davacının feragat edilen kısım hariç 7.700,00 TL alacaklı olduğu anlaşılmış olup bu miktar üzerinden davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve ayrıca dava konusu likit yani belirlenebilir olup davacı tarafça talep edilip davalı da haksız olduğundan kabul edilen asıl alacağın %20 oranında icra inkar tazminatına hükmetmek gerekmiş…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili yasal süre içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; müvekkil davalının defterinde kayıtlı olmayan faturalara ilişkin davacı tarafından verildiği iddia edilen hizmetlerin tespiti yapılmadığı, davacı yanca hizmetin verildiğine kanıtlayan bir delil sunulmadığı, hizmet verildiğinin ispatlanması gerektiğini, dosyaya sunulu davacı şirketçe müvekkili şirkete 11/05/2015 tarihinde gönderilmiş cari hesap mutabakatnamesinde 30/04/2015 tarihine kadar bakiye borcun 10.620,00 TL olduğunun bildirildiğini, müvekkil şirketin ise mutabık olmadıklarını belirterek “Nisan ayında sistemlerin yenilenmesi sonucu 4 hafta çalışmamızı beklemeye alma durumunda kaldık. Bu durumda toplam faturanın 7.080,00 TL olmasını sağlayalım” şeklinde itirazda bulunduğunu, müvekkil, şirketin Mart 2015- Mayıs 2015-15 Haziran 2015 tarihine kadar alınan hizmet bedelini ödediğini ve davacı şirkete bir borcu kalmadığını beyanla, kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılmıştır. Dava, tacirlerarası hizmet sözleşmesinden kaynaklanan fatura alacağının tahsili istemiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı takip dosyasında; davacı tarafından 18.320 TL asıl alacağın (cari hesap alacağı) % 10,50 ticari temerrüt faizi ile birlikte tahsili istemiyle 13/05/2016 tarihinde davalı aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalının 24/05/2016 tarihinde itirazı üzerine takibin durduğu, davanın İİK’nun 67.maddesi uyarınca 1 yıllık yasal süre içerisinde açıldığı belirlenmiştir. Takip talebine 31/03/2015 tarihli 049970 seri nolu 3.540,00 TL bedelli, 31/03/2015 tarihli … seri nolu 3.540,00 TL bedelli, 30/04/2015 tarihli … seri nolu 3.540,00 TL bedelli, 30/05/2015 tarihli … seri nolu 3.540,00 TL bedelli, 30/06/2015 tarihli … seri nolu 3.540,00 TL bedelli, 31/07/2015 tarihli … seri nolu 3.540,00 TL bedelli, 31/08/2015 tarihli … seri nolu 3.540,00 TL bedelli, 30/10/2015 tarihli … seri nolu 3.540,00 TL bedelli faturalar eklenmiş olup 31/03/2015 tarihli … seri nolu 3.540,00 TL bedelli faturada “şubat arama motoru optimizasyonu” açıklaması, diğer tüm faturalarda “arama motoru optimizasyonu” açıklamasının yer almaktadır. Mahkemece mali müşavir bilirkişiden alınan raporda; davacı şirket defterlerinin gerekli tasdiklerinin yapıldığı, davalı şirket defterlerinin açılış tasdiklerinin yapıldığı ancak yevmiye defterinin kapanış tasdikinin yapılmadığı, davacı defter ve kayıtlarında yapılan incelemede takibe konu edilen tüm faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olduğu, davalının 15/07/2015 tarihinde yaptığı 6.000,00 TL ve 01/09/2015 tarihinde yaptığı 4.000,00 TL ödeme neticesinde davacının 18.320,31 TL alacaklı olduğu, davalı defterler ve kayıtlarında yapılan incelemede ise 31/03/2015 tarihli … seri nolu 3.540,00 TL bedelli faturanın 101 yevmiye maddesi ile, 31/03/2015 tarihli … seri nolu 3.540,00 TL bedelli faturanın 102 yevmiye maddesi ile, 30/04/2015 tarihli … seri nolu 3.540,00 TL bedelli faturanın 103 yevmiye maddesi ile kayıtlı olduğu, davalının 15/07/2015 tarihinde 6.000,00 TL ve 01/09/2015 tarihinde 4.000,00 TL ödeme yaptığı, davalı kayıtlarına göre davacının alacak bakiyesinin olmadığı takibe konu edilen 30/05/2015 tarihli … seri nolu 3.540,00 TL bedelli, 30/06/2015 tarihli … seri nolu 3.540,00 TL bedelli, 31/07/2015 tarihli … seri nolu 3.540,00 TL bedelli, 31/08/2015 tarihli … seri nolu 3.540,00 TL bedelli, 30/10/2015 tarihli … seri nolu 3.540,00 TL bedelli faturaların ise davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı, inceleme gününde davacıya faturaların teslim şekli sorulduğunda .. Kargo firması ile gönderildiğini beyan ettiği ve kargo teslim tutanaklarını daha e-posta yolu ile tarafına (bilirkişiye) gönderdiği belirtilmiştir. Alınan ek raporda ise; davacı tarafından faturaların teslimine ilişkin kargo teslim tutanaklarının rapora eklendiği, hizmeti verilip verilmediği teknik bilgi ve uzmanlık gerektirdiğinden bu yönde değerlendirme yapılamadığı ifade edilmiş ve davacı davasını 7.700,00 TL üzerinden devam ettirdiğinden bu bedel üzerinden faiz hesabı yapılmıştır. Dava konusu uyuşmazlık, takibe konu edilen (yargılama aşamasında vazgeçildiği ifade edilen faturalar dışında kalan) faturalar nedeniyle davacının alacaklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. İtirazın iptali davasının konusu, icra takibine konu edilen alacaklar olup, davanın amacı itirazla duran takibin devamını sağlamaktır. Bu dava, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir ve ispat külfeti normal bir alacak davasındaki ile aynıdır. İtirazın iptali davası, icra takibine sıkı sıkıya bağlı; itiraz üzerine duran icra takibinin devam edebilmesini sağlayan ve takip hukuku içinde olmakla birlikte, maddi hukuk ilişkisinin incelenerek uyuşmazlığı kesin hükümle sonuçlandıran bir davadır. Davanın takibe bağlılığı alacağın miktarı bakımından söz konusu olduğu gibi alacağın kaynağı bakımından da geçerlidir. Takibe sıkı sıkıya bağlı olan itirazın iptali davasında, mahkemece tarafların iddia, savunma ve delillerinin yalnızca takibe konu belgeler çerçevesinde değerlendirilip incelenerek varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekmektedir. Davacının alacağı takip talebinde cari hesap alacağı olarak belirtilmiş, dava dilekçesi ekinde bu alacağa esas teşkil eden faturalar ibraz edilmiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 17/09/2019 tarihli 2017/19-919 E. 2019/886 K. sayılı “…6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 89. (6762 sayılı TTK’nın 87) maddesine göre iki kişinin herhangi bir hukuki sebep veya ilişkiden doğan alacaklarını teker teker ve ayrı ayrı istemekten karşılıklı olarak vazgeçip bunları kalem kalem alacak ve borç şekline çevirerek hesabın kesilmesinden sonra çıkacak artan tutarı isteyebileceklerine ilişkin sözleşme cari hesap sözleşmesi olarak tanımlanmıştır. Aynı maddelerde cari hesap sözleşmelerinin yazılı yapılmadıkça geçerli olmayacağı belirtilmiştir. Buna göre, taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadıkça TTK’nın cari hesaba ilişkin hükümleri uygulanamayacaktır. Açık hesap ilişkisi ise önceki borçlar tahsil edilmemesine rağmen taraflar arasındaki ticari ilişkinin devam etmesi durumudur. Açık hesap ilişkisinde taraflar tek taraflı ya da karşılıklı olarak alacaklarını hesaba kaydedip belirli hesap dönemlerine bağlı kalmaksızın hesaplaşma yaptıklarından, bu ilişkiye TTK’daki cari hesaba ilişkin hükümleri uygulanamaz…” açıklamalı ilamı ile cari hesap/ açık hesap arasındaki farklar, yapılan ödemelerin hangi borca mahsup edileceği hususları anlatılmıştır. Davacının talebi ödenmeyen faturalardan kaynaklanan açık hesap alacağıdır. Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 08/02/2016 tarihli 2015/4521 E. 2016/549 K. sayılı ilamı; “…Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 27/062003 tarih ve 2001/1 E., 2003/1 K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere; Bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içerdiği bilgilere itiraz etme hakkına sahiptir. Aksi taktirde faturanın içeriğini kabul etmiş sayılır. (Faturalar ve dava tarihinde yürürlükte olan 6102 sayılı TTK’nın m. 21/2.) Bu hüküm, fatura içeriğinden kabul edilen hususlara ilişkin olarak, faturayı düzenleyenin lehine; adına fatura düzenlenenin aleyhine bir karine getirmektedir. Bu karine, faturanın ispat gücüne yönelik bir düzenlemeyi ortaya koymaktadır… borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi (faturaları deftere kayıt öncesinde ya da sonrasında süresi geçtikten sonra itiraz ve iade etmiş olması) halinde alacaklının (hizmet vermiş olsun ya da olmasın) HMK’nın 222. (6762 sayılı TTK’nın 84. ve 85.) maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği gözetilmelidir..” şeklindedir. Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 10/02/2016 tarihli 2015/4576 E. 2016/621 K. sayılı, Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 08/02/2016 tarihli 2015/5485 E. 2016/550 K. sayılı, Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 09/12/2015 tarihli 2015/2467 E. 2015/7975 K. sayılı, Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 11/01/2016 tarihli 2015/4473 E. 2016/19 K. sayılı ilamları da aynı mahiyettedir. Bilirkişi incelemesi neticesinde, dava konusu olan 31/03/2015 tarihli … seri nolu 3.540,00 TL bedelli faturanın 101 yevmiye maddesi ile, 31/03/2015 tarihli … seri nolu 3.540,00 TL bedelli faturanın 102 yevmiye maddesi ile, 30/04/2015 tarihli … seri nolu 3.540,00 TL bedelli faturanın 103 yevmiye maddesi ile davalı defterlerinde kayıtlı olduğu tespit edilmiştir. Emsal ilamlar da dikkate alındığında, davalının süresinde itiraz etmediği, iade etmediği ve defterlerine kaydettiği bu faturalar nedeniyle borçlu olduğu sabittir. 30/05/2015 tarihli … seri nolu 3.540,00 TL bedelli, 30/06/2015 tarihli … seri nolu 3.540,00 TL bedelli faturaların ise davacı defterlerinde yer almasına rağmen, davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı yine bilirkişi raporuyla tespit edilmiştir. Ancak davalı taraf cevap dilekçesinde Mart 2015-Haziran 2015 arasında hizmet aldığını açıkça beyan etmiş ayrıca bu aylarda hizmetin verildiğine dair taraflar arasındaki e-posta yazışmaları dosyaya ibraz edilmiştir. İncelenen kayıtlara göre de davacının Mayıs ve Haziran aylarında da hizmet verdiği, bu hizmete ilişkin taraflar arasında e-posta yazışmaları yapıldığı açıktır. Davacı bu faturalar nedeniyle de hizmet bedeline hak kazanmıştır. Beş adet faturadan kaynaklı davacının alacaklı olduğu bedel 3.540,00 X 5 = 17.700,00 TL olup, davalı tarafından 10.000,00 TL ödeme yapıldığından, davacının bakiye 7.700,00 TL alacaklı olduğu sabittir. Açıklanan nedenlerle, Mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olup resen yapılan incelemede kamu düzenine aykırı herhangi bir husus tespit edilemediğinden, 6100 sayılı HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b.l bendi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davalı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına, 3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 525,98 TL istinaf karar harcından, davalı tarafından yatırılan 131,50 TL’nin mahsubu ile bakiye 394,48 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, 5-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davalıya ilk derece mahkemesince iadesine, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1.a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 06/10/2021