Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/459 E. 2021/1075 K. 27.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/459
KARAR NO: 2021/1075
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2016/1280
KARAR NO: 2018/647
KARAR TARİHİ: 28/06/2018
DAVA: TAZMİNAT
KARAR TARİHİ: 27/10/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkil şirketin, … poliçe numarası ile sigortalı … A.Ş’nin depo olarak kullandığı işyerinde 08/12/2015 tarihinde hırsızlık olayının gerçekleştiğini, bu hususta … nolu hasar dosyası oluşturulduğunu, hırsızlığın meydana gelen adresin, Danışmanlık Hizmet Sözleşmesi uyarınca sabotaja, hırsızlığa, soyguna, yağmaya, vb. karşı korunması görev ve sorumluluğunun davalı şirkete ait olduğunu, hırsızlığın meydana geldiği tarihte davalı şirket çalışanının, dava dışı … giriş kapısındaki güvenlik kulübesinde iken giriş kapısından giren ve olay sonrası terk edilmiş olarak bulunduğunda plakası tespit olunan bir aracın giriş yaparak bu araçtaki kişilerce hırsızlık olayının gerçekleştiğini, müvekkil şirketin, söz konusu hırsızlık akabinde oluşan hasar karşılığı sigortalısına 252.900,00 TL ödeme yapıldığını ileri sürerek, bu tutarın 11/03/2016 ödeme tarihiden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte rücuen davalıdan tazminini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile; hırsızlık olayın meydana geldiği söz konusu adreste bulunan … iş merkezinde, birden fazla değişik firmanın faaliyet gösterdiği 6 hangar olup, … A.Ş ye ait bir depo ve atıl durumda bulunan yemekhane ile koğuştan teşekkül eden bir alan mevcut olduğunu, çelik işyerinde faaliyet gösteren firmalara gelen misafir yada araçlara nereye geldiği sorulduktan sonra geçişine müsaade edildiğini, iş merkezine / alana giriş çıkışların aynı kapıdan yapıldığını, çelik iş merkezinde bulunan firmalarla gerektiğinde irtibata geçmek için herhangi bir telefon bağlantısı yada telsiz irtibatı olmadığından gelen araç yada misafirlerin belirttiği kişi yada firmalardan teyit alınmasının mümkün olmadığını, bu durumda … A.Ş nin alt taşeronu olan … iş merkezinde faaliyet gösteren … idare amirliğinin de bilgisi dahilinde olduğunu, Hırsızlık olayının meydana geldiği 08.12.2015 tarihinden önceki 16.10.2015 tarihine kadar … iş merkezinde görevlendirilen personel sayısının, her vardiyada ikişer kişi olmak üzere toplamda 6 olduğunu, ancak … A.Ş’nin alt taşeronu olan ve … iş merkezinde faaliyet gösteren …’nun idare amin …’nın müvekkil firmaya mail atarak 6 adet personel sayısının 3’e düşürülmesini talep ettiğim, bunun üzerine müvekkil firmanın … iş merkezinde görev alan 6 personel sayısını 3’e düşürdüğünü, müvekkil firmanın hırsızlık olayından önce daha sıkı tedbirlerin alınması konusunda ve özellikle de personel sayısının düşürülmesinden sonra güvenlik açısından ciddi zafiyetler geleceğinin ilgili yetkililere bildirildiğini, ancak uyarıların dikkate alınmadığını, … iş merkezinin yönetimini … tarafından yapıldığım, … A.Ş’nin alt taşeronu olan ve … iş merkezinin yönetimini devralan …’nın gerekli tedbirleri almayarak güvenlik zafiyetine sebebiyet verdiğini, müvekkilinin bir sorumluluğunun bulunmadığını, hırsızlık olayı sonrası hazırlanan tutanaklar ve mal bedeline ilişkin kayıtlar … A.Ş’nin beyanlarına ve kayıtlarına göre hazırlandığını, kesin kabul edilebilecek bir kayıt sunulmadığını, depoda çalındığı iddia edilen malzemelere ilişkin olarak taraflar arasında ilgili malzemelerin ne olduğuna dair ne bir bilgi ne de belge verildiğini, depodaki malzemelerle ilgili hazırlanmış ya da imza altına alınmış teslim- tesellüm tutanağı bulunmadığını, söz konusu zararın belirlenebilir ya da tespit edilebilir olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, “Her ne kadar davalı, kendilerinin sadece danışma hizmeti verdiğini, iş yerinin güvenliğinden sorumlu olmadıklarını iddia etmiş ise de, davalı şirket ile, İşveren Anadolu … A.Ş. Arasında 01/01/2015 tarihinde “Danışmanlık Hizmet Sözleşmesi” düzenlenmiştir. Sözleşmenin konusu, davalı şirketin Sancaktepe/İstanbul adresinde bulunan Köyceğiz İnşaat Projesinde danışman personelleri ile danışma hizmeti verme işini kapsamaktadır. Ayrıca işverenin, sabotaja, hırsızlığa, soyguna, yağmaya, yıkım ve yangına karşı korunması, işveren dahilindeki can, mal, alet, edevat, ekipman güvenliği ve korunması, işveren giriş ve çıkışlardaki araç, insan, malzeme ve her türlü faaliyetin kontrolü ile ilgili tüm kayıtların tutulması ve muhafazası davalı şirkete verilmiştir. Bu durumda davalının, hırsızlık olaylarından sorumlu olmadıklarına dair savunması yerinde görülmemiştir. Bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen ve mahkememizce de kabul gören bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, dava dışı şirketin hırsızlık olayının gerçekleştiği gün itibariyle stoklarında 4127446,58 TL değerinde mal olduğu, depo kapısını birden fazla kilitle kilitleyerek üzerine düşen görevi yerine getirdiği, sözleşme uyarınca dava dışı şirkete ait iş yerinin hırsızlık olayları da dahil olmak üzere güvenliğini sağlamakla görevli olan davalı firmanın ise görev ve sorumluluklarını yeri getirmemesi nedeniyle rizikonun oluşumunda tamamen kusurlu olduğu ” gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili tarafından cevap dilekçesindeki nedenler tekrarlanarak istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, “ İşyeri Sigorta Poliçesi “ kapsamında ödenen hasar bedelinin rücuen tahsili amacı ile başlatılan icra takibine karşı itirazın iptali davasıdır. Dosya kapsamından, davacı sigorta şirketi ile dava dışı … arasında, başlangıç tarihi 02/11/2015, bitiş tarihi 02/11/2016 olan sigorta poliçesi düzenlendiği, emtia hırsızlığın teminat kapsamına alındığı, 08/12/2015 günü sigortalı iş yerinde(depoda) meydana gelen hırsızlık olayında dava dışı sigortalıya ait malların çalındığı, hasar bedeli olarak 252900,00 TL davacı sigorta şirketi tarafından ödendiği, davalı şirketçe gerekli güvenlik tedbirleri alınmadığı, malların çalınmasında kusuru olduğu iddiası ile hasarın rücuen tahsili amacı ile iş bu davanın açıldığı anlaşılmıştır. 01/12/2016 tarihli ekspertiz raporunda; sigortalı iş yeri deposunun yer aldığı saha girişinde kamera sisteminin bulunduğu ve hırsızlığın meydana geldiği aracın giriş anını görüntülemiş olduğu, sigortalı işyeri depo binasında alarm ve kamera sisteminin bulunmadığı, sigortalı işyerinin yer aldığı çalışma sahasına gelen ve sahada faaliyet gösteren … firmasına ait aracın saha giriş kapısından bekçi gözetiminde giriş yaptığı, bu aracın giriş yapmasını fırsat bilen kimliği meçhul şahısların da beyaz renkli … marka araç ile arkasından giriş yapmak istedikleri, kapıda bekleyen görevlinin aracı durdurarak firma adı sorduğu, ancak kimliği meçhul şahısların “…” demesi üzerine herhangi bir müdahalede bulunmadan araç girişini serbest bıraktığı, aracın sahaya giriş yaptıktan sonra sahada mevcut sigortalı işyeri prefabrik depo binasının kapı kilidini sert bir cisim yardımı ile zorlamak suretiyle açarak içeriye girdikleri, depoda mevcut malzeme raflarında bulunduğu beyan edilen malları alıp araca yükleyerek olay yerinden uzaklaştıkları, sigortalı yetkililerin çalındığı beyan edilen tüm emtealarına ilişkin giriş faturalarını ibraz ettiği, bu faturalar üzerinden, işyerinden çalındığı beyan edilen emteaların hasar tarihine yakın dönemdeki giriş hareketleri incelenerek, faturalarda mevcut KDV hariç ve var ise iskonto oranları uygulanarak birim fiyatlarına istinaden tazminat miktarı hesaplandığı belirtilmiştir. Mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup muhasebe, güvenlik uzmanı ve sigorta uzmanından oluşan üç kişilik heyetinden alınan raporda özetle; ” Taraflar arasındaki Danışmanlık Hizmet Sözleşmesinin 2. Maddesinde, sözleşme konusu başlığı altında, şirketin projede danışmanlık hizmeti vermesi kararlaştırıldığı ayrıca “işverenin sabotaj hırsızlık, soygun, yağma, yıkıma, yangına vb….” konularda güvenliği koruması ve işyerine giren her türlü araç ve kişilerin kayıtlarının tutulmasına ve kontrolünü sağlaması konusunda garanti verildiği, buna göre … Şirket görevlisi, yukarıda verilen taahhütte karşılık, gelen aracı kontrol edip nereye gittiğini teyit ederek gerekli onayları aldıktan sonra içeriye göndermesi gerekirken aracı kapıda sorgulayıp teyidini almadan içeriye girişine müsaade ederek hırsızlık olayının meydana gelmesine sebep olduğu, depo sahibi “… A.Ş. depo kapısını demir kapı olarak üzerini birden fazla kilitle kilitleyerek o an üzerine üzerine düşen görevleri yerine getirdiği için herhangi bir kusurunun olmadığı, Ekspertiz raporunda, ibraz edilen mizan kayıtlarının incelendiğini, 01/12/2015 tarihinde düzenlenen ticari mal stokunun son sayım listesi ile hasardan 4 gün sonra 12/12/2015 tarihinde düzenlenen stok sayım listesi incelendiğinde emtea hasar miktarının 335.009,45 TL olduğu, talep listesinde belirtilen iskontonun 41.790,10 olduğu ve hasar tutarının giriş faturaları üzerinden 252.290,48 emtianın noksan olduğu tespitine varıldığı görülmekle bu kayıtlara itibar edilmesi gerektiği ” şeklinde görüş bildirilmiştir. Somut olay incelendiğinde; 08/12/2015 günü sigortalı iş yerinin depo binasının kapı kilidinin kırılarak hırsızlık olayının gerçekleştiği, çalınan emtialar nedeniyle hasar bedeli olarak davacı sigorta şirketi tarafından sigortalı …’a 11/03/2016 tarihinde 252.900,00 TL ödeme yapıldığı, sigortalı iş yerinde güvenlik hizmeti veren davalı şirketin güvenlik ve gözetim hizmetini yerine getirmediği, hizmet sırasında gerekli dikkat ve özeni göstermediği, hırsızlık olayından sorumlu olduğu iddiası ile hasarın rücuen tahsili amacı ile iş bu davanın açıldığı, davalı şirket ile işveren … şirketi arasında 01/01/2015 tarihli bir yıl süreli danışmanlık hizmet sözleşmesi imzalandığı dosya kapsamı ile sabittir. Davalı vekili, müvekkil şirket tarafından sunulan hizmetin güvenlik hizmeti olmadığını, müvekkil şirket çalışanları ilgili iş merkezinde danışman personel olarak hizmet verdiğini, iş merkezi güvenliğinin, iş merkezini idare eden yönetimde olduğunu iddia etmiş ise de sözleşmenin konusu başlıklı 2. Maddede davalı, danışman personelleri ile danışmanlık hizmeti vermesi dışında ayrıca “işverenin sabotaj hırsızlık, soygun, yağma, yıkıma, yangına vb….” konularda güvenliği koruması ve işyerine giren her türlü araç ve kişilerin kayıtlarının tutulmasına ve kontrolünü sağlaması konusunda” hizmet vermeyi taahhüt ettiği, davalı çalışanın polise verdiği “… firmasına ait bir aracın giriş yaptığını, peşinden beyaz renkli plakasını görmediği … marka aracın geldiğini, aracı durdurduğunu nereye gidiyorsun diye sorduğunda araç sürücüsünün de … firmasına deyince teyit yapmadan gönderdiğini ” şeklindeki beyanından anlaşıldığı üzere davalının, hırsızlığa karşı işyerinin güvenliğini üstlendiği, davalı çalışanının, iş yerine giren her türlü araç ve kişilerin kaydını tutması ve kontrolünü sağlaması gerekirken bu yükümlülüklerini yerine getirmeden hırsızlık olayını gerçekleştiren aracın içeriye girişine müsaade ederek hırsızlık olayının meydana gelmesine tam kusuru ile sebebiyet verdiği anlaşıldığından davalı vekilinin kusura yönelik istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. Davalı vekili diğer bir istinaf nedeni olarak hırsızlık olayı sonrası hazırlanan tutanaklar ve mal bedeline ilişkin kayıtlar … A.Ş’nin beyanlarına ve kayıtlarına göre hazırlandığını, kesin kabul edilebilecek bir kayıt sunulmadığını, depoda çalındığı iddia edilen malzemelere ilişkin olarak taraflar arasında ilgili malzemelerin ne olduğuna dair ne bir bilgi ne de belge verildiğini, depodaki malzemelerle ilgili hazırlanmış ya da imza altına alınmış teslim- tesellüm tutanağı bulunmadığı ileri sürmüştür. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 18/01/2021 tarih 2019/2740 Esas 2021/65 Karar sayılı ilamında ifade edildiği şekilde “Kural olarak geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sigortacı sorumlu olduğu gibi rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın da sigortacı tarafından ispat edilmesi gerekmektedir. Ancak, sigortalı da rizikonun meydana geldiğini ve riziko sonucu oluşan zarar miktarını ispatlamalıdır. Özellikle ticarethanelerde ticari defterler, fatura, irsaliye gibi belgeler ve diğer kanıtlarla ispat külfeti yerine getirilmelidir. Ayrıca, çalınan emtiaların değeri de Hırsızlık Sigortası Genel Şartlarının B.4. maddesi uyarınca, rizikonun gerçekleşmesinden bir önceki iş günü piyasa alım fiyatının esas alınarak belirlenmesi gerekmektedir. Bununla birlikte, sigorta ettirenin olayın hemen sonrasında işyerinde bulunan mallarının mevcudiyetini mahkemece veya zabıtaca veyahut sigorta şirketine tespit ettirmek gibi bir zorunluluğu bulunmamaktadır. Buna rağmen, işyerinde meydana gelen hırsızlık sonucu zararın ne olduğunun belirlenmesi için hırsızlık öncesi işyerindeki mal mevcudunun ve hırsızlık sonrası işyerinde kalan mal mevcudunun ne olduğunun da bilinmesi gerekmektedir.” Hükme esas alınan bilirkişi raporunda dayanak yapılan ekspertiz raporunda, çalındığı beyan edilen tüm emtialara ilişkin faturalar ibraz edildiği, davalı tarafça faturalara yönelik sahtelik iddiasında bulunulmadığından faturaların gerçek ve yasal olduğu konusunda mahkemece ayrıca bir araştırma yapılmasına gerek olmadığı, 01/12/2015 tarihinde düzenlenen ticari mal stokunun son sayım listesi ile hasardan 4 gün sonra 12/12/2015 tarihinde düzenlenen stok sayım listesi incelenerek faturalarda mevcut KDV hariç ve var ise iskonto oranları uygulanarak birim fiyatlarına istinaden hesaplanan tazminat miktarı, davacının gerçek zararını tespit ettiği gözetildiğinde davalı vekilinin tazminata yönelik istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesinin kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, HMK 353/1.b.1 bendi uyarınca davalı vekilinin istinaf başvusunun esastan reddine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-HMK’ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2- Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının Hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 17.275,60 TL istinaf karar harcından, davalı tarafından yatırılan 4.319,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 12.956,60 TL’ nin istinaf eden davalı taraftan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 4-Davalı yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 / 1-b/1 bendi ile aynı kanunun 361.1 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta süre içerisinde Temyiz Kanun Yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.27/10/2021