Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/457 E. 2021/909 K. 22.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/457
KARAR NO: 2021/909
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/696 Esas
KARAR NO: 2018/619
KARAR TARİHİ: 30/05/2018
DAVA: Genel Kurul Kararının İptali
KARAR TARİHİ: 22/09/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili tarafından verilen dava dilekçesinde özetle; davacı üyesi olduğu davalı kooperatifin 11/06/2017 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısının (6). maddesindeki kararın, toplantı yeter nisabı olmaksızın alındığını; bu nedenle, bu kararın, mutlak butlanla batıl olduğunun tespiti ile iptaline, karar verilmesini; talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekilince verilen davaya cevap dilekçesinde özetle; davalı kooperatifin 11/06/2017 tarihli olağan genel kurulunun usul ve kanununa uygun olarak bakanlık temsilcisi nezaretinde yapılarak kararların alındığını; kooperatifin üye sayısının (218) olduğunu; ana sözleşmenin 33. maddesine göre toplantı nisabının (55) olduğunu; bakanlık temsilcisinin gözetiminde asaleten ve vekaleten (61) üyenin katılımıyla toplantının açıldığını; toplantı yeter nisabının tespiti ile toplanan genel kurulda alınan kararların tamamının kooperatifler kanunun 51. ve ana sözleşmenin 33. maddesine göre oyların yarısından bir fazlasıyla alındığını; davacının toplantı nisabının 1/4’ün altında kaldığını iddia ettiğini; oysa üyelerin bir kısmının toplantıda çekimser kaldığını; davacının bakanlık temsilcisinin toplantı boyunca toplantı ve karar nisabını gözetmekle yükümlü olduğunu iddia etmesinin suçlamak olduğunu; toplantı esnasında böyle bir durum var ise temsilciyi uyararak toplantının devam etmesi gerektiğini engellediğini; buna ilişkin tespitini toplantı tutanağına geçirmesi gerektiği halde davacının iptalini istediği maddeye ilişkin itiraz şerhlerinin tutanağa yazıldığını; davacının bunu görmezlikten gelerek toplantının sürdüğü sırada nisabının düştüğünü ileri sürmesinin kötüniyetli olduğu gibi sonradan düzenlendiğini iddia ettiği tutanağın bakanlık temsilcisine verilmemesinin de kötüniyetli olduğunu; davacının esasen kooperatifi ile yaşadığı bir takım davalar neticesinde husumetten kaynaklandığını; bu nedenlerle, haksız ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesini; talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece ”…Taraflar arasında; davacının, davalı kooperatifin üyesi olduğu; davalı kooperatifin 11/06/2017 tarihinde genel kurul toplantısı yaptığı; hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davalı kooperatifin 11/06/2017 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında alınan (6) nolu kararın, mutlak butlanla batıl olup olmadığı; aksi takdirde 11/06/2017 tarihli genel kurulun (6) nolu kararının, kooperatif ana sözleşmesine, kanuna ve/ veya iyiniyet kurallarına aykırı bulunup bulunmadığı; noktalarında toplanmaktadır. Kural olarak; 1163 sayılı Kooperatifler Kanunun 45/2. maddesi, “Genel kurul sözleşmede gösterilen şekil ve suretle toplantıya çağrılır. Toplantı nisabı sözleşmede gösterilir. Ancak, yapı kooperatiflerinin genel kurul toplantısında ortakların en az 1/4’ünün şahsen veya temsilen hazır bulunmaları şarttır.” hükmünü içermektedir. Aynı Kanunun 51/1. maddesine göre ise “kanunun veya ana sözleşmede aykırı hüküm bulunmadıkça, genel kurul kararlarında ve seçimlerde oyların yarıdan bir fazlasına itibar olunur.” hükmünü içermektedir. Dosyada mevcut ana sözleşmenin 33. maddesinin 1.fıkrasında “genel kurulun toplanabilmesi ve gündemdeki konuların görüşebilmesi için, kooperatife kayıtlı ortakların en az 1/4’ünün şahsen veya temsilen toplantıda hazır bulunması şarttır. İlk ve müteakip toplantılarda aynı nisap aranır.” hükmüne, 2. fıkrada ise “genel kurulda kararlar, ortaklar cetvelinde imzası bulunanların yarıdan fazlasının oyu ile alınır.” hükmüne yer verilmiştir. Anılan hükümler emredici nitelikte olup, bu hükümlere aykırılık teşkil eden genel kurul kararları TBK. 26 ve 27. maddeleri hükümlerine göre mutlak butlanla batıldır. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişilerden alınan denetime elverişli rapor içeriklerine göre; somut olayda, 11/06/2017 tarihli olağan genel kurul toplantısına (218) kayıtlı ortağı bulunan davalı kooperatifin (61) ortağının katılımı ile başlanmış olup, toplantı nisabının (55) gerçekleştiği; gündemin (6). maddesinin görüşmelerine sayım yapılmadan başlanıldığına göre, (6). maddenin görüşmelerine (61) ortak ile başlanıldığının kabulü gerekirse de (6). maddenin görüşmelerine toplam katılan sayısı belirtilmeden yönetim kurulu üyelerinin ibrasının oya sunulduğu; (34) kabul, (10) red oyu kullanıldığı; yönetim kurulu üyelerinin oy çokluğu ile ibra edildiğine ilişkin karar alındığı; red oyu verenlerin, …, …, …, …, …, … olduğu toplantı tutanağına kaydedildiği; denetim kurulu üyelerinin ibrasının oylanmasında (37) kabul (7) red oyu kullanıldığı, oylama öncesinde veya sırasında toplantıyı terk edenler olduğu ve (44) ortağın oy kullandığı, bu durumda; karar yeter sayısı bulunmakla birlikte görüşmeler sırasında hazır bulunan üye sayısı üzerinden hesaplanmasının gerektiğinden toplantı yeter sayısının bulunmadığı; her alınan karar için bulunması gereken toplantı nisabına (55 ortak) (6). madde de ulaşılamadığından alınan bu kararın, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunun 45/2. maddesi ve davalı kooperatif ana sözleşmenin 33/1. maddesi uyarınca, mutlak butlan ile batıl olduğu; bu nedenlerle, davacı tarafından davacı aleyhine açılan işbu davanın sübut bulduğundan kabulü ile davalı .. Bankası Mensupları Konut Yapı Kooperatifi (Sicil No: …)’nin, 11/06/2017 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan (6) nolu kararın, mutlak butlanla batıl olduğunun tespitine” dair karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Genel kurul toplantısı tutanağı ve hazırun cetveli hükümet komiseri nezaretinde hazırlanıp imzalandığından resmi belge niteliğinde olduğu, aksinin yazılı delil ile ispatlanması gerektiği, genel kurul toplantısı tutanağında ortak beyanlar ve muhalefet şerhleri yazıldığı halde 6. madde görüşülürken davacının nisabının düşmüş olduğunu ileri sürmediği gibi böyle bir itirazı ve şerhinde bulunmadığı, ana sözleşmenin 33. Maddesi uyarınca toplantı nisabı için 55 üyenin hazır bulunmasına yeterli olduğu ancak asaleten ve temsilen 61 üyenin tamamının Kooperatifler Kanunu 51. Maddesi ve ana sözleşme hükümleri uyarınca oyların yarıdan bir fazlası ile alınmış olduğu, mahkemece oylama öncesinde veya sonrasında toplantıyı terk edenler olduğu ve 44 ortağın oy kullandığı kabul edilirken çekimser oy kullananlar nazara alınmadığı, ancak mahkemece karar yeter sayısı bulunduğunu kabul ettiği belirtilerek bu şekilde çelişki oluştuğu belirtilerek mahkemece verilen kararın kaldırılması talep edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılmıştır. Dava; davalı kooperatifin 11/06/2017 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan (6) nolu kararın mutlak butlanla batıl olduğunun tespiti veya iptali istemine ilişkindir. İstanbul Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünün 31.07.2017 tarihli yazı ekinde davaya konu 11.06.2017 tarihli genel kurul toplantısına ait bilgi ve belgelerin birer örnekleri mahkemeye gönderilmiş ve kooperatif genel kurul toplantısına ilişkin çağrı mektuplarının 11.05.2017 tarihinde 76 ortağın PTT Acıbadem şubesinden taahhütlü olarak gönderildiği, 142 ortağa ise 09.05.2017 tarihinde imza karşılığı elden tebliğ edildiği, kooperatifin kayıt defterindeki kayıtlara uygun olarak genel kurul hazirunun cetvelinin incelenmesinde, 218 ortaktan 40 ortağın asaleten 21 ortağın vekaleten olmak üzere toplam 61 ortağın hazirun cetvelini imzaladığı ve hiçbir ortağın itirazı olmaksızın bakanlık temsilcisi tarafından genel kurul toplantısının açılması için gerekli çoğunluğun mevcut olduğunun anlaşılması üzerine gündem maddelerinin oylamasına geçildiği mahkemece düzenlenen bilirkişi raporu ile tespit edilmiştir. Toplantı tutanağının incelenmesinde; davalı kooperatifin 2016 olağan genel kurul toplantısı yapabilmek amacıyla 11.06.2017 tarihinde saat 12:00’de … mahallesi … Sokak No … … sitesi Üsküdar /İstanbul adresinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı temsilcisi … gözetiminde toplantıya başlanıldığı, 6 no lu gündem maddesinin ” yönetim kurulu üyelerinin ibrası oya sunuldu, 34 kabul 10 ret oyu aldığı bu sonuçla yönetim kurulu üyeleri oy çokluğu ile ibra edildi. … ret oyu verenlerin isimlerinin belirtilmesini istedi. Ret oyu verenler …, …, …, …, …, … olarak tutanağa geçti. Denetim kurulu üyelerinin ibrası oya sunuldu. 37 kabul ve 7 ret oyu aldığı bu sonuçla denetim kurulu üyeleri oy çokluğuyla ibra edildi. ” şeklindedir. Kooperatif ana sözleşmesinin 33. Maddesinde görüşme ve karar nisabının belirtildiği ve buna göre; genel kurulun toplanabilmesi ve gündemdeki konuların görüşebilmesi için kooperatife kayıtlı ortakların en az 1/4’ünün şahsen veya temsilen toplantıda hazır bulunmasının şart olduğu, ilk ve müteakip toplantılarda aynı nisabın arandığı, genel kurulda kararlar ortaklar cetvelinde imzası bulunanların yarıdan fazlasının oyuyla alındığı, ancak kooperatifin dağılması, diğer bir kooperatifle birleşmesi veya ana sözleşmede değişiklik yapılması ile ilgili kararlarının ortaklar cetvelinde imzası bulunanların 2/3 çoğunluğu ile verileceği belirtilmiştir. İstanbul Ticaret Odasının portal sayfasından alınan 21/05/2018 tarihli firma sicil bilgisine göre, davalı kooperatifin (Sicil No: …)’nin, “… Mah. … Cad. No:… D…. Üsküdar” adresinde faaliyet gösterdiği belirtilmektedir. Mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen raporda özetle; davalı kooperatifin üye sayısını 218 olup, toplantıda 40 ortağın asaleten, 21 ortağın vekaleten olmak üzere toplam 61 ortağın katıldığının anlaşıldığı, davacının toplantının hesabına ilişkin davacı ve diğer ret oyu veren 5 kişinin imzası bulunan tutanaktan görüleceği üzere davacının toplantı hesabına ilişkin herhangi bir tespitte bulunmadığı gibi davacının ret oyu verenlerin isimlerinin tutanağa geçirmesine rağmen toplantı nisabının düştüğüne dair iddiasının de tutanağa geçirilmediği ve tespitinin mahkemeye ait olduğu, 6 nolu genel kurul kararının karar nisabı 30 olup yönetim kurulu üyeleri ibrasında 34 kabul oyu ve denetim kurulu üyeleri ibrasında 37 kabul oyu ile karar nisabı sağlandığı görüş ve tespitte bulunulmuştur. TTK madde 422/1 maddesi uyarınca, genel kurulda alınan kararların geçerli olabilmesi için toplantı ve karar nisabına uyularak karar alınması gerekmektedir. Toplantı ve karar nisabı sağlanmadan alınan kararlar hukuken geçersiz olan kararlardır. Genel kurulda alınan her karar için kullanılan olumlu ve olumsuz oyların sayılarının tutanağa geçirilmesi gerekmektedir. Kooperatif genel kurulu kararları aleyhine açılacak iptal davasında ortakların dava açma ehliyeti bulunmaktadır. Bir kısım kararların iptalinin ortaklar tarafından istenebilmesi için ortağın, kararın alındığı genel kurulda bizzat veya temsilci aracılığıyla hazır bulunması gerekmekte ise de, bir kısım kararların iptali için örneğin toplantıya çağrının usulüne uygun yapılmadığı, gündemin gereği gibi ilan veya tebliğ edilmediği, toplantıya katılmaya yetkili olmayan kişilerin toplantıda karara katılması gibi konularda ortağın genel kurulda hazır bulunmasına gerek bulunmaksızın iptal davası açma hakkı bulunmaktadır. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 45/2. maddesi, “Genel kurul sözleşmede gösterilen şekil ve surette toplantıya çağrılır. Toplantı nisabı sözleşmede gösterilir. Ancak yapı kooperatiflerinin genel kurul toplantısında ortakların en az 1/4 ünün şahsen veya temsilen hazır bulunmaları şarttır.” hükmünü; aynı Kanun’un 51/1. maddesi ise, “Kanun veya anasözleşmede aykırı hüküm bulunmadıkça, genel kurul kararlarında ve seçimlerde oyların yarıdan bir fazlasına itibar olunur.” hükmünü içermektedir. Öte yandan 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 53. maddesi uyarınca, genel kurulda alınan kararların, oyunu kullanmasına haksız yere izin verilmemesi, çağrılmama, çağrının usulsüzlüğü, gündemin gereği gibi ilan veya tebliğ edilmemesi veya toplantıya ve karara yetkili olmayan kimselerin iştirak etmesi iddiaları dışında yasa, anasözleşme ve afaki iyiniyet kurallarına aykırılık halleri ileri sürülerek iptalleri isteminde bulunabilmek için, toplantıya katılan üyenin ret oyu vermesi ve karara muhalif kalarak keyfiyeti zapta geçirmesi ve davanın bu iddiaların tümü bakımından toplantıyı izleyen bir ayın içinde açılması gerekmektedir. Aynı hüküm uyarınca, genel kurulda alınan kararların, yasaya, anasözleşmeye ve iyiniyet kurallarına aykırı olduğu iddiasıyla, toplantıda bulunan ortaklar ret oyu kullanıp, alınan kararlara muhalif kalarak, keyfiyeti tutanağa geçirdikten sonra kararın iptali için toplantıyı kovalayan günden başlamak üzere bir ay içinde dava açabilir. Ancak, anılan hüküm uyarınca, genel kurul toplantısına katılmaya yetkili olmayan kimselerin karara katılmış bulunmaları halinde alınan kararların yasaya, anasözleşmeye ve iyiniyet kurallarına aykırı oldukları ileri sürülerek iptalleri için açılacak davada genel kurulda muhalefette bulunmuş olma şartı aranmaz ise de bir aylık hak düşürücü süre içinde davanın açılması zorunludur. Aynı Yasa’nın 98. maddesi yollamasıyla TTK’nun 361/son maddesi hükmüne göre, oylama sonucuna etkisi olabilecek kişiler, somut olayda iddia edildiği gibi, katılmaması gerekipte katılan ve olumlu oy kullanan kimseler olup, davalı kooperatif bu iştirakin karara müessir olmadığını ispatlarsa, bu katılım sonuca etkili olmayacağından, bu halde iptal isteminin aynı madde uyarınca reddi gerekir. Diğer anlatımla, katılmaması gerekenlerin karara katılması sonucu etkiler ise butlan nedeni değil, iptal nedenidir. Somut olayda, dava süresinde açılmış olup, toplantıya katılmamaları gereken kişilerin karara katılımının tüm kararlarda sonuca etkisi bulunduğu iddia edildiğinden, muhalefet şerhi koşulu aranmamalıdır. (Yargıtay 23.Hukuk Dairesi 2015/6627 E 2015/5858 K sayılı ilamı ) Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2015/4093 E 2016/1678 K sayılı ilamı ”….1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 45/2. maddesi, ‘Genel kurul sözleşmede gösterilen şekil ve surette toplantıya çağrılır. Toplantı nisabı sözleşmede gösterilir. Ancak yapı kooperatiflerinin genel kurul toplantısında ortakların en az 1/4′ ünün şahsen veya temsilen hazır bulunmaları şarttır.’ hükmünü; aynı Kanun’un 51/1. maddesi ise ‘Kanun veya anasözleşmede aykırı hüküm bulunmadıkça, genel kurul kararlarında ve seçimlerde oyların yarıdan bir fazlasına itibar olunur’ hükmünü; anasözleşmenin 33. maddesinin 1. fıkrası, ‘Genel kurulun toplanabilmesi ve gündemdeki konuları görüşebilmesi için, kooperatife kayıtlı ortakların en az 1/4’ünün şahsen veya temsilen toplantıda hazır bulunması şarttır. İlk ve müteakip toplantılarda aynı nisap aranır’ hükmünü; 2. fıkrada ise ‘Genel kurulda alınan kararlar, ortakların en az 1/4’nün hazır olması şartıyla oylama sırasındaki mevcudun yarıdan fazlasının oyu ile alınır’ hükmünü içermektedir. Anılan hükümler emredici nitelikte olup, bu hükümlere aykırılık teşkil eden genel kurul kararları, yok hükmünde olup, bu kararlar baştan beri hüküm ifade etmezler ve bunların yok hükmünde olduğunun tespiti için açılacak davalarda genel kurulda muhalefette bulunmuş olma şartı aranmayacağı gibi, bir aylık hak düşürücü süre içinde açılmış olmaları da dinlenmeleri yönünden zorunlu değildir.” yönündedir. Genel kurul kararları aleyhine toplantıyı takip eden günden itibaren bir ay içerisinde dava açılması gerekmekte ise de, mutlak butlanla batıl olan kararlar aleyhine dava açılması için bir aylık süreyi riayet etmek gerekli değildir. Nitekim davaya konu somut olayda da toplantı karar nisabına uyulmadığı iddia edildiğinden davanın bir aylık hak düşürücü bir süre içerisinde açılmasına gerek bulunmamaktadır. Kooperatifler Kanunu madde 51. maddesinde kanun veya sözleşmede aykırı hüküm bulunmadıkça genel kurul kararlarında ve seçimlerde oyların yarıdan bir fazlasına itibar olunacağı belirtilmiştir. Toplantı nisabında (KK m 45, f2 ) karar nisabının belirlenmesinde de ana sözleşmeye yetki verilmiştir. Alınacak kararlar ve seçimler hakkında eğer kanunda özel bir düzenleme yapılmamış ise; Genel Kurul kararlarında oyların yarıdan bir fazlasına itibar edilecektir. Genel kurul karar yeter sayısı yönünden ; kanunda veya sözleşmede ayrıca farklı bir karar nisabı belirlenmemişse genel kurulda oyların yarıdan bir fazlasının oyu gerekmektedir. Toplantı nisabı mevcut olmak kaydıyla , oylama sırasında toplantıda hazır bulunan ve oylamaya katılanların yarıdan bir fazlası ile karar alınır.( Mahmut Coşkun, Kooperatifler Hukuku kitabı, 1.Baskı shf 714 ) Genel Kurulda alınan kararların geçerli olabilmesi için toplantı ve karar sayısına uyularak karar alınması gerekmektedir. TTK madde 442/1 maddesinde de belirtildiği üzere Genel Kurulda alınan her karar için olumlu/olumsuz oyların sayılarının tutanağa yazılması gerekmektedir. Genel Kurulda görüşülen her gündem maddesinin oylaması sırasında salonda mevcut ortakların, ret, kabul ve çekimser oy sayılarının ayrı ayrı yazılması gerekir. Öte yandan toplantıyı terk eden ortakların salonu terk ettikleri saatin yazılmasında da büyük fayda ve zaruret vardır. Zira, alınan kararlarda karar yeter sayısının bulunup bulunmadığı bu tespitlere göre yapılacaktır.( Coşkun Mahmut, Kooperatifler Hukuku kitabı, 1.Baskı., sayfa: 715 ) Yasa ve anasözleşmede belirlenen toplantı nisabını etkilememek kaydıyla toplantıya katılan ortakların bir bölümünün genel kuruldan ayrılması mümkün bulunduğundan, karar nisabının da her gündem maddesinin oylamasına katılan kişilerin sayısı esas alınarak belirlenmesi gerekmektedir. Bu durumda karar nisabının her madde için ayrı ayrı o madde oylamasına katılan ortak sayısına göre değerlendirilmesi gerekmektedir. İncelenen tüm dosya kapsamına göre; yönetim kurulu üyeleri ibrasının oya sunulması sonucunda 34 kabul 10 ret oyu ile yönetim kurulu üyelerinin oy çokluğu ile ibra edildiği, denetim kurulu üyelerinin ibrasının oyun sunması sonucunda ise, 37 kabul 7 ret oyu ile denetim kurulu üyelerinin oy çokluğuyla ibra edildiği davalı kooperatifin 2016 yılı olağan genel kurul toplantısının yapılması amacıyla 11.06.2017 tarihli Çevre ve Şehircilik Bakanlığı temsilcisi gözetiminde yapılan toplantı tutanağında belirtilmiştir . Bu haliyle mevcut ortakların kabul ve ret oyu kullananların sayısı yazılmış ancak çekimser oy kullanıldığını dair herhangi bir belirtme yapılmamıştır. Davalı tarafça sunulan istinaf dilekçesindeki istinaf sebeplerinden biri de çekimser oy kullananların mahkemece nazara alınmadığı iddiasıdır .Genel kurul toplantısının 6. maddenin oylamasında çekimser oy kullanıldığı belirtilmediğinden, toplantı nisabı yönünden çekimser oy kullanan kişilerin hesaplamada nazara alınmamasının yerinde olduğu anlaşılmaktadır. Aynı zamanda Kooperatifler Kanunun 45. Maddesi, kooperatif ana sözleşmesinin 33. Maddesi ve Yargıtay içtihatları kapsamında , 218 üyesi bulunan davalı kooperatifin toplantı yeter sayısının 55 olduğu , istinafa konu edilen 6. Madde oylamasında kabul ve red oyu veren ortak sayısının toplam 44 ( yönetim kurulu üyelerinin ibrasında 34+10, denetim kurulu üyelerinin ibrasında 37+7 ) olduğu ve bu haliyle toplantı yeter sayısının sağlanamadığı anlaşılmaktadır. Karar yeter sayısı yönünden mahkemece çelişkiye mahal bırakılacak şekilde karar yeter sayısının sağlandığı yönündeki gerekçenin dosya kapsamına uymadığı yönünde istinaf sebebi ileri sürülmüş ise de; mahkeme gerekçesinde de belirtildiği üzere karar yeter sayısı görüşmeler sırasında hazır bulunan üye sayısı üzerinden hesaplanması gerektiğinden toplantıda 6. maddenin oylamasında hazır bulunan 44 üye sayısı üzerinden yapılan hesaplamada karar yeter sayısının sağlandığı anlaşılmaktadır. İş bu nedenle bu yönde yapılan istinaf sebepleri de yerinde görülmemiştir. Bu haliyle HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b.1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince davalıdan alınan 98,10 TL’nın başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL’nın istinaf karar harcından, davalı tarafından yatırılan 35,90 TL’nın harcın mahsubu ile bakiye 24,30 TL’nın istinaf eden davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, 5-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davalıya ilk derece mahkemesince iadesine, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 361.1 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta süre içerisinde Temyiz Kanun Yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi .22/09/2021