Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/454 E. 2021/889 K. 15.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/454
KARAR NO: 2021/889
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/281 Esas
KARAR NO: 2018/200
KARAR TARİHİ: 22/03/2018
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 15/09/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirkete Ortak Kullanım Alanları Sigorta Poliçesi ile sigortalı … AŞ’nin … Mah. … Cad. … Apt. Bina No:… Esenyurt/İSTANBUL adresli projesinde, davalı … Ltd. Şti’nin taşeron olarak görevlendirildiğini, müvekkilinin sigortalısı … Aş’nin … projesinin … bloğunda, depo kısmında geçen su tesisatının ek yerindeki bir kaçtan sızan suların asansör kovanına akması sonucunda blok asansör kabinine su girdiği ve asansörün elektrik aksanının zarar gördüğü, hasarın gerçekleştiği binanın inşaatının yeni tamamlanmış olduğu ve patlayan tesisatın imalatının davalı firma tarafından yapıldığının eksper incelemesi ile tespit edildiğini, müvekkili sigortalısı firma yetkilileri tarafından tutulan tutanak ve sigorta ekspertiz raporunun, dava konusu hasarın gerçekleşmesinde davalı tarafın %100 kusuru olduğunu ortaya koyduğunu, söz konusu hasarlar nedeniyle … İnş AŞ’ne 11.255,43 TL hasar tazminatı ödendiğini, davalı yanın kusuru ile müvekkili şirketin ödediği hasar tazminatının tahsili için davalılara müvekkili şirket tarafından 09/03/2016 tarihli rücu mektubu gönderildiğini, ancak rücu mektubu gereği davalılar tarafından yerine getirilmediğini, bu nedenle Kocaeli …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın dosyaya kötü niyetli olarak itiraz ettiğini beyanla itirazın iptali ile davalı tarafın %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili firmanın dava dışı … İnş. AŞ firmasının … Projesi kapsamında İstanbul Esenyurt’ta 940 konutunun mekanik tesisat işini üstlendiğini ve söz konusu işi dava dışı İnanlar firmasının inşaattaki gecikmeleri sebebiyle 10/08/2015 tarihinde teslim edildiğini, müvekkili firmanın işi bitirdikten sonra dava dışı İnanlar firmasının yetkilileri ile tüm üniteleri tek tek gezip kontrolleri yaptıktan sonra geçici kabul protokolünü tanzim ettiklerini, müvekkili firma binalarda yapılan tüm mekanik ileri verdikleri projelere uygun şekilde ve standartların üzerindeki malzeme kalitesi ile yaptığını, müvekkili firmanın üstüne düşen edimi tam ve eksiksiz yerine getirdiğini ve bu hususta geçici kabul belgesi tanzim edildiğini, geçici kabul tarihinden sonra müvekkili firmanın bilgisi dışında temiz su giriş hatlarının söküldüğü ve elektrikli şamandıra ilavesi yapıldığı bu ilavenin de dava dışı … AŞ tarafından yapıldığının görüldüğü beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece ”… davaya konu zararın davacının sigortalısı olan … şirketinin kusuru sonucunda meydana geldiği, zira taşkın suyu tahliye eden boruyu kuyu suyu borusuna bağlamak sureti ile suyun havuz penceresinden açıktan dış ortama serbestçe akmasına … AŞ’nin sebep olduğunu, sisteme ilaveler yapıldığını, ilavelere bağlı olması gereken seviye göstergesi otomasyon sistemini kurmadığı, sistemin emniyetsiz olarak havuzu doldurmaya devam ettiği, bunun keşif gününde site teknik personeli ile girilen ilgili bölümde su taşkınının o anda devam ettiğinin bilirkişi raporunda tespit edildiği görüldüğünden, bilimsel ve denetlenebilir uzman raporu dayanak alınarak davacının sigortalısının tam kusurlu olmasından dolayı davanın reddine ” dair karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece eksik ve yetersiz incelemeye dayalı olarak karar verildiği, bilirkişi raporuna yapılan itirazının dikkate alınmadığı, davaya konu zarara sebebiyet veren patlama için dava dışı sigortalının inşaat bitiminde imzaladığı geçici kabul belgesine dayanarak davalının herhangi bir sorumluluk durumunun bulunmadığının iddia edilmesinin dosya kapsamına uygun olmadığı, nitekim geçici kabul belgesinin sorumluluğu ortadan kaldıran bir belge olmayarak sadece yapının teslim alındığını ve göz atarak anlaşabilecek kusurların olmadığını ispatlayan bir belge olduğu, hasara sebebiyet veren olayın kabulün gerçekleşmesinden 90 gün sonra gerçekleşmiş bulunduğu ve burada TBK 223/2 hükmünde düzenlenen gizli ayıbın söz konusu olduğu, mahkemece hiçbir gerekçe gösterilmeksizin farklı bir bilirkişiden rapor alınması taleplerinde reddedildiği ve eksik incelemeye dayalı karar verildiği belirtilerek verilen kararın kaldırılması talep edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılmıştır. Dava; sigortacının, dava dışı sigortalısına aralarındaki sigorta poliçesine dayanarak ödediği hasar bedelinin, hasardan sorumlu olduğunu iddia ettiği davalıdan 6102 Sayılı TTK’nun 1472. maddesi uyarınca rücuen tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Kocaeli … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı takip dosyasında, davacı tarafından 11.255,43 TL asıl alacak ve 703,46 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 11.958,89 TL alacağın tahsili istemiyle 10/05/2016 tarihinde başlatılan icra takibine ilişkin ödeme emri davalıya 13/05/2016 tarihinde tebliğ edilmiş olup, davalı vekilince 13/05/2016 tarihinde itiraz dilekçesi sunulmuş ve dava yasal süre içerisinde açılmıştır. Davacı sigorta şirketi tarafından, dava dışı sigortalı … A.Ş. isimli işyeri için 01.06.2015/01.06.2016 tarihlerini kapsayan, Ortak Kullanım Alanları Sigorta Poliçesi düzenlenmiş, dava konusu hasar 19/08/2015 tarihinde meydana gelmiş, dosya kapsamında yer alan ödeme belgesine göre davacı sigorta şirketi tarafından sigortalısına 12/01/2016 tarihinde ” hasar ödemesi” açıklamalı 11.255,43TL hasar ödemesi yapılmıştır. Rücu ve halefiyet, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 22/03/1944 Tarih E. 37, K. 9, R.G. 03/07/1944 sayılı kararında “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava olmayıp; aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmıştır. 6102 sayılı TTK’nun “Halefiyet” başlığı altındaki 1472.maddesinde ise “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder.” hükmüne yer verilmiştir. Dosya kapsamında yer alan sigorta sözleşmesi ve ödeme belgesi dikkate alındığında, davacının aktif dava ehliyetinin bulunduğu anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık; dava konusu hasarın hangi nedenden kaynaklandığı, oluşan zarardan davalının kusur ve sorumluluğunun yada kusursuz sorumluluğunun bulunup bulunmadığı ve zararın miktarı noktalarında toplanmaktadır. Hasar dosyası kapsamında bulunan 28/12/2015 tarihli ekspertiz raporunda; 24.08.2015 tarihinde riziko mahalline gidildiği ve proje sorumlusu ile yapılan görüşmede ve incelemelerde projenin f bloğunda depo kısmından geçen su tesisatının ek yerindeki bir kaçaktan sızan suların asansör kovanına akması sonucunda blok asansör kabinine girdiği ve suyun asansörün elektrik ve elektronik aksamına zarar verdiği, sigortalı binanın inşaatının yeni tamamlandığı, … taşeronun davalı şirket olup patlayan tesisatın imalatının da bu firma tarafından yapıldığı ve patlayanın su tesisatından sızan suların etkisi ile asansörde meydana gelen hasar maliyetinin KDV hariç 11.255,33 TL olarak hesap edildiği belirtilmiştir. Mahkemece yapılan keşif sonucunda makine mühendisi bilirkişisince düzenlenen raporda özetle ;olay mahallinde … blok su deposu bölümünde su deposu havuzunun taşmakta olduğu, havuzda taşan suyun da ortamı zemine doğrudan serbestçe yanılmak suretiyle aktığı, bir zeminde olması gereken eğimin olmadığı, taşan suyun aslında direkt drenaj kuyusuna boru vasıtasıyla tahliye edilmesi gerekirken tahliye borusunun olmadığı, tüm bu eksikliklerin dava dışı sigortalının kusurundan kaynaklandığı, havuzdaki taşan suyun drenaj kuyusuna doğrudan verilmesi için davalı tarafından böyle bir borunun yerine konulduğu, geçici kabul sırasında da tahliye borusunun yerinde olduğu, ancak dava dışı sigortalı tarafından geçici kabul sonrasında bu borunun iptal edildiği, sigortalının zemindeki yeraltı suyunu alarak ikinci bir giriş suyu temin amacıyla yani bahçe suyu sulama havuzunu doldurabilmek amacıyla kuyudan gelen su borusunun belirli yerden kesmek suretiyle iptal ettiği ve önceki tahliye borusunun sabitlendiği, havuz betonunu dışarıda açıkta kalan kısmına bağlandığının tespit edildiği, davalı tarafından imal edilen tahliye borusunun iptal edilmesi sonucunda olay yerinde incelemede hidrofor su merkezi odasında da suyun taşmakta olduğu ve serbestçe yere akmakta olduğu, zeminin su ile doldurmaya başladığının görüldüğü ve tespit edildiği, betonun zeminin eğitimsiz hatalı inşaat imalatı yapılmış olmasının sorumlusunun da dava dışı sigortalı şirketin inşaat uygulamasıyla ilgili hatasından kaynaklandığı, beton zeminde muhtelif elektrik kablolarını da bulunduğu ve elektrik kabloların her an yaratacağı çeşitli tehlikelere karşı hiçbir önlemin alınmadığı, hidrofor odası dışındaki diğer odalarda da binanın elektrik sistemine ilişkin kabloların bulunduğu ve çok sayıda – uzunluktaki kablolarının yerde serbestçe atılı serili olarak yer aldığı ,dava dava dışı sigortalının su deposunda bulunan tahliye borusunu iptal etmemesi gerektiği, selenoid vana ilavesinde ise ilave ek tedbir seviye gösterge cihazının yerini almadığı, montajını yapmadığı, bu işlemleri yaparken olası risk analizi yapmadığı ve teknik bakımdan gerekli tedbirleri almadığı, gerek süzgeç ve tahliye kanallarının yer zeminde olmadığından ve gerekse su deposu sisteminde yaptığı ilave değişiklikleri olumsuz sonuçlarını öngörmediğinden kusurlu bulunduğu, iş bu nedenle teknik açıdan sisteme uygun olmayan harici ve yanlış müdahaleleri, ayrıca tedbirsiz davranması nedeniyle su taşkınına neden olduğu sabit olduğu ve su tesisatında olduğu patlamanın da ekspertiz raporunda sebepleri ve nedenleriyle açıklanmadığı iş bu nedenlerle dava dışı sigortalının olayda 1. Derecede ve tam kusurlu olduğu belirtilmiştir. Davaya konu somut olayda ;19.08.2015 tarihinde meydana gelen hasar nedeniyle dava dışı sigortalıya ortak kullanım alanları sigorta poliçesinden kaynaklı olarak 12.01.2016 tarihinde yapılan 11.255,43 TL hasar ödemesinin … mahallesi. … caddesi. … apartmanı bina no … Esenyurt/ İstanbul adresi projesinde taşeron olarak görevlendirilen davalı şirketin kusurunun bulunduğu iddiasıyla Kocaeli … İcra Dairesinin … sayılı takip dosyasıyla davalı aleyhine başlatılan takibe yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talep edilmiş ise de; tüm dosya kapsamı, mahallinde düzenlenen keşif sonucunda teknik bilirkişi tarafından düzenlenen ve hükme esas alınan bilirkişi raporu, davacı tarafça sunulan beyan ve itiraz dilekçeleri nazara alındığında, olay mahalli olan F blok su deposu bölümünde su deposu havuzunun taşmakta olduğunun ihtilafsız olduğu anlaşılmaktadır. Davalıya isnat edilen kusurunun incelenmesinde ise dava dışı sigortalı şirketin su deposunda geçici kabulden sonra bilirkişi raporunda ayrıntılı olarak açıklanan ve yukarıda belirtilen değişiklikler ve eklemeler yapması, ekspertiz raporunda davaya konu hasarın detaylı olarak hangi sebepten kaynaklandığının belirtilmemiş olması, ortak kullanım alanındaki sistemin emniyetsiz olarak çalıştığını tespit eden bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde davalıya kusur izafe edilemeyeceği açıktır. HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, hükme esas alınan ve denetime elverişli bilirkişi raporuna, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına ve davalının kusurundan kaynaklı zarar meydana geldiği yönündeki iddianın ispatlanamadığı anlaşılmakla; kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b.1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınan 98,10 TL’nın başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL’nın istinaf karar harcından, davacı tarafından yatırılan 35,90 TL’nın harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL’nın istinaf eden davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 5-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davacıya ilk derece mahkemesince iadesine, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1.a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.15/09/2021