Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/447 E. 2021/1025 K. 20.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/447
KARAR NO: 2021/1025
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2015/521
KARAR NO: 2018/499
DAVA TARİHİ: 20/05/2015
KARAR TARİHİ: 10/05/2018
DAVA: Kooperatif Üyeliğinden İhraç Kararının İptali
KARAR TARİHİ: 20/10/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline 20/04/2015 tarihinde tebliğ edilen noter ihtarıyla, davalı kooperatifin 11/04/2015 tarihli Genel Kurul toplantısında alınan 6 nolu kararla kooperatif üyeliğinden ihraç edildiğinin bildirildiğini, söz konusu ihraç kararının Kooperatif Ana Sözleşmesinin 14. maddesine dayandırıldığını, ihraç sebebinin müvekkiline ait dükkanın eklerinde yer alan bir kısım müştemilatlar olduğunu, bunların müvekkilince inşa edilmediğini, müvekkilinin yıllar önce bu dükkanları hali hazırdaki haliyle kooperatifin müteahhitinden satın aldığını, ihraç kararının hukuka aykırı olduğunu, Genel Kurul tutanağının 6. maddesine ilişkin gündem maddesinin; “müvekkilinin yapılan ihtara kayıtsız kaldığı, işgalle ilgili hiç bir değişiklik yapmamak ve uzlaşmaya girmemek nedenleriyle, yönetim kuruluna geriye dönük ecrimisil alınması, işgalin bitirilmesi, yıkım yapılması; aksi takdirde üyeliğin sona erdirilmesi yetkisi verilmesi” olmasına rağmen Yönetim kuruluna yetki verilmesine ilişkin gündemin genel kurulda ihraca dönüştürüldüğünü, sırf bu sebebin bile ihraç kararının iptalini gerektirdiğini, Müvekkilinin ihraç edilmesinin dayanağı gösterilen ana sözleşmenin 14/4 maddesinde, üyelerden konutlarında tadilat yada tahribat yapanlardan, ihtara rağmen düzeltmeyenlerin ihraç edileceğinin yazılı olduğunu, müvekkilinin konut değil, dükkan sahibi olduğunu, bu sebeple ihraç kararı verilemeyeceğini, kaldı ki ihraç için ihtarın şart koşulduğunu, müvekkiline ilk önce 10/03/2005 tarihinde bir ihtar keşide edildiğini, ihtardan sonra Üsküdar 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2009/866 esas nolu dosyasında “müdahalenin meni” davası açıldığını, bilahare takip edilmediği için açılmamış sayılmasına karar verildiğini, sonrada 09/10/2012 tarihinde bir ihtar keşide edilip 11/07/2014’de tebliğ olunduğunu, dava konusu yerin müvekkili tarafından satın alındığında, Kooperatifin 2002 tarihli Genel Kurulunda alınmış bir kararla bu dükkanın müteahhite aidiyetinin kayda geçirilmiş olduğunu, aynı zamanda müteahhit … tarafından halihazırdaki kiracısına kiralanmış olduğunu, o kiracının yeri halen kullandığını ve eklentilerin halen aynı olduğunu ancak davalı kooperatifin uzun yıllardan beri devam eden bu kullanıma yıllarca sessiz kaldıktan, kabullendikten sonra ihraç kararı almasının iyiniyetli olmadığını, Müvekkiline çekilen ihtarlarda “projeye aykırı eklerden” bahsedilmişse de; kooperatifin bir projesinin bulunmadığını bu sebeple projeye aykırılıktan söz edilemeyeceğini ve ihraçın bu sebeple de haksız olduğunu, kooperatifin ferdi mülkiyetinin ve yönetim planının bulunmadığını şu andaki mülkiyetlerin çıkacak imar düzenlemeleri ile legal hale gelebileceğini; Davalı kooperatifin gerçek amacının sitede faaliyet gösteren dükkanlardan ekonomik menfaat elde etmek olduğunu beyan ederek; ihraç kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili kooperatifin bulunduğu sitenin İstanbul İli, Üsküdar İlçesi, … Mahallesi, … ada, … ve … parsel, … ada …, …, … ve … parsel, … ada …, …, …, …, …, … ve … parsel, … ada … ve … parsellerde inşa edildiğini, davacının maliki olduğu ve ihraça konu edilen dükkana ilişkin 01/07/2002 tarihli 30 sayılı kararla …’ın üye yapıldığını, bu kişinin üyeliğinin …’e devrinin kooperatifin 30/04/2002 tarihli ve 46 sayılı kararıyla onayladığını, davacının da 27/09/2002 tarihli ve 52 nolu kooperatif kararıyla üyeliğini …’ten devralarak kooperatif üyesi olduğunu, davacıya ait dükkana mimari projeye aykırı şekilde jenaratör odası, pastane ve manav deposu, büfe, manav reyonu, balık reyonu ve konteyner olarak 7 adet eklentinin yapıldığını, bunun İstanbul Anadolu 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/12 D.İş dosyasında mahallinde keşif yapılarak tespit ettirildiğini, davacıya derhal bu ekleri yıkması aksi takdirde ihraç edileceğinin ihtar edildiğini ancak sonuç alınamaması üzerine Genel Kurulda usulünce oylama yapılarak ihraç kararı verildiğini, davacının ana sözleşmenin 14. maddesinde konut sahiplerinin ihraç edilebileceğine ilişkin düzenlemenin dükkan sahiplerine uygulanamayacağına ilişkin savunmasının hakkaniyete aykırı olduğunu, kooperatifin henüz tapu maliki olmaması ve kat mülkiyetine geçilmemiş olmasının, mevcut eklentileri maruz gösteremeyeceğini, davacı dükkanı halihazırdaki ekleri ile satın almış olsa dahi, ihtar üzerine bu eklentileri yıkması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; “Dava, Kooperatif Kanunu 16. maddeye dayalı olarak açılan; ihraç kararının iptali davasıdır. Davalı Kooperatifin 11/04/2015 tarihli olağan Genel Kurul Toplantısında alınan 6 nolu kararla; davacının ihracına karar verildiği; bu madde görüşülürken, hazır olan davacının hangi projeye aykırılığın açıklanmasını istemesi üzerine; davacının 1’e karşı 28 oyla ihraçına karar verildiği; kendi ihracına sadece davacının karşı oy kullandığı ve muhalefetinin karar altına şerh düşüldüğü; davanın 3 aylık süre içinde 20/05/2015 tarihinde açıldığı; davacıya Kadıköy … Noterliğinden 09/10/2012 tarihinde düzenlenen … yevmiye numaralı ihtarda açıkça dükkanına yaptığı eklentiler sıralanarak 7 gün içinde kaldırılmazsa ihraç edileceğinin bildirildiği; davacının bu dükkanından ötürü kooperatif üyeliğine karar verildiği ve üyeliğe kaydının yapıldığı; kooperatiften getirtilen belgelerle anlaşılmıştır. Mahkemece taraf vekilleri toplanmış; kooperatif ana sözleşmesi, kooperatifçe sunulan davacının üyeliğine ilişkin belgeler, yere ilişkin projeler ve ihraç ihtarıyla, ihraç kararının alındığı genel kurul kararı ve hazurun cetveli incelenmiş; mahallinde inceleme yetkisi verilerek hazırlatılan uzman bilirkişi raporu ve ek raporu alınmış; tüm deliller değerlendirilmek suretiyle sonuca gidilmiştir. Davacı, davalı kooperatifin ortağı olup; üyeliğine düşen ve kendisine ait dükkanın eklentileri olan Jenaratör odası, pastene ve manav deposu, büfe, Manav reyonu, Balık reyonu ve Konteyner’ın halihazırda mevcut olduğu; esasen çok uzun bir süreden beri de fiilen bulundukları sabittir. Davacı her ne kadar kooperatif ana sözleşmesinin 14. maddesinde düzenlenen ihraç nedeninin sadece konutlara uygulanacağı; dükkanlara uygulanamayacağını bildirmişse de, 11. H.D’nin 22/03/1977 Tarih, 801 esas, 1389 karar sayılı hükmünde de vurgulandığı üzere söze değil öze bakılması gerektiği; konut sahiplerine uygulanacak olan bu sebebin dükkan sahiplerine uygulanmamasının hak ve nesafete aykırı düşeceği; Davacı aleyhine yıllar önce açılan meni müdahale davasının takip edilmemesi sebebiyle açılmamış sayılmasına karar verilmiş olmasının; davacıya bir hak vermeyeceği; zira ihraçtan kısa süre önce tebliğ olunan ihtarla, ilaveleri terk etmesi aksi takdirde ihraç edileceğinin ihtar edildiği; Kooperatifin içinde bulunduğu sitenin tasdikli ve yasal bir projesinin olmaması ve kat mülkiyetine geçilmemiş bulunmasının da davacıyı haklı kulmayacağı; zira, “ana sözleşmeye “ aykırılığında ihraç sebebi olduğu; mutaka projeye aykırılığın gerekmediği; Davacının, dükkanı mevcut eklentileri ile ve halen kullanan kiracısı ile beraber aldığı iddiasının da doğru olmasına rağmen ihracını önlemeyeceği; zira önceki malikin bayisi olarak eskiden var olan sözleşmeye aykırılığın kendisini bağlayacağı; ilk yapımda bulunmayan eklentileri yıktıktan sonra kendisine üyelik devir eden eski sahibe rücu edebileceği; Davacının, kendisinin ihraçı hususunda gündem bulunmamasına rağmen, toplantıda ihraç kararı alınmasına yönelik iptal sebebinin de yerinde olmadığı; kendisinin eklentileri yıkmamasının, ihraç konusu ile beraber gündem sebebi olduğunun Genel Kurulun 6 nolu kararında yazılı olduğu; Bunun K.K 46. maddeye aykırılık teşkil etmediği; Davacının esas olarak, dava dilekçesinde ileri sürdüğü iptal sebepleri ile bağlı olduğu; tahkikata geçildikten sonraki celse de (2 nolu celsede) ileri sürdüğü eşitsizlik ilkesi gereğince de bir araştırma yaptırıldığı; çok geniş olan ve çok sayıda parsel üzerinde kurulu sitede, eki olan 1 adet dükkanın bulunduğu; davacının da kabulünde olduğu gibi buna da ihtar gönderildiği; henüz ihraç edilmemiş olmasının davacıyı haklı kılmayacağı; davacının sahip olduğu dükkana çok sayıda eklenti bulunduğu; yapılaşma ve görüntüyü bozduğu fotoğraflarından da anlaşıldığından; ihraç haklı bulunmuş; davanın reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süre içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Davalı Kooperatifin 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu’nun düzenlediği şekilde kurulmuş ve işlemiş bir kooperatif olmayıp, şeklen paravan olarak tesis edilmiş bir kooperatif olduğu, bu nedenle 1163 S.K. Md. 4/4 hükmünden başlayarak, Md. 58’de düzenlenen arsa alımı, Md.59 gereği konutların planlanması, M.60 gereği proje ve inşaat için karar alınması, Md.62’ye göre kura çekilmesi, Md.63 gereği bedel ödenmesi hususlarında karar alınması, Md. 61 gereği (konut dışı tesis olmakla, müvekkili ve benzeri dükkanlar için alınmış “bedel tespiti”) kararı gibi hükümlerin uygulama ortamı bulmadığını ve hayata geçmediğini, müvekkiline ait olan dükkanında bulunduğu 7 adet dükkanla birlikte konutların kat karşılığı inşaat sözleşmesi hükmü olarak arz maliki ile müteahhit arasındaki anlaşma gereği yapılarak 2002 yılındaki Kooperatif genel kurulunda hangilerinin müteahhit ve hangilerinin arz malikine ait olacağının karar altına alındığını, müvekkili tarafından müteahhit …’ten içinde halihazır kiracısı mevcut iken satın alınan bu dükkanın Kooperatif bünyesinde mütalaa edildiğini, kooperatif bünyesinde yer almakla birlikte dava konusu dükkanın 94 kayıtlı Kooperatif ortağı ile doğrudan bir bağlantısının bulunmadığını ve bu üyelerin hak ve menfaatlerine tecavüz eden bir durum olmadığını, Her ne kadar dava safahatında yer alan -bilirkişi raporlarında sarahaten izah edilen- projesizlik durumu nedeniyle plan projeye aykırılıktan da söz edilemez ise de; davalı Kooperatifin bir an için bu nedene istinaden müvekkilini üyelikten ihraç ettiği takdirde de Kooperatif haricinde edinmiş olduğu tapu harici mülkiyeti elinden alma hususunda bir menfaati olmadığını, Yargıtay 18. H.D.’nin 2000/8852 E. ve 2000/11165 K. sayılı içtihadında “niteliği gereği maliklerin yoğun biçimde kullanmaları söz konusu olmayan bir yerin kullanımının bir veya birkaç bağımsız bölüme bırakılması olanaklıdır.” denildiğini, Kat Mülkiyeti Kanunu Md.4/a hükmüne göre dükkan önü ortak yer sayılmakla birlikte ana yapıya ait zemin net olarak bilinmediğinden, eklenti ve çıkıntıların kamuya (yani belediyeye) ait olup olmadığı da net olmadığından kat mülkiyetinin teşekkül ettiği mülkiyetlerde dahi yasal zeminin bu olduğunu,Şayet iyi niyetle vaki ruhsatsız eklentilerin -ana yapının da ruhsatsız olduğunu nazara almadan- Kooperatif üyelerinin hak ve menfaatlerine aykırılık teşkil ettiği ve ortadan kaldırılması saiki ile hareket edilse idi; daha önce tevessül edilerek vazgeçilmiş bulunan meni müdahale-kal davası ikamesi yolu ile bunun temin edilmesi mümkün olup halen de bunun yapılabileceğini, bu yola tevessül edilmemesinin, edildiği halde bu yoldan vazgeçilmesinin ise müvekkilinin mülkiyetinin haksız yolla yok edilmesi saiki ile hareket edildiğini açık göstergesi olduğunu, plan ve projelere aykırılık hususu açılacak böyle bir davada daha etraflı incelenebileceği gibi, vaki tecavüz hakkında da kesin bir hüküm elde edilebileceğini, Ayrıca; şu anda yürürlüğe girmiş bulunan imar barışı yönünden de bakılırsa öncelikle imar barışı kapsamında müvekkilinin dava konusu eklentiler üzerinde bir hak sahibi olması yani Kooperatif aleyhine ve kendi lehine bir sonuç elde etmesinin mümkün olmadığını hatta, imar barışı kapsamında bir netice elde etmek istiyorsa, zaten dava konusu eklentileri ortadan kaldırması gerektiğini, zira sabit bir yapı olmayıp sundurma, camekan, reyon, jeneratör gibi eklentiler bulunduğunu, Yine imar barışı kapsamında yapılacak incelemede, dava safahatında net olarak ortaya konulamayan ortak yerlere tecavüz söz konusu olup olmadığının da net olarak ortaya çıkacağını, zira şu anda iddia olunan tecavüzün Kooperatif alanına değil de kamu alanına tecavüz olduğu ortaya çıkacak olup bu durumda da, davalının işleminde hukuki bir yarar olmadığının tespit edileceğini, Davalı Kooperatif’in aynı durumda olan ve benzer eylemlerde bulunan dükkan sahibi üyeler arasında açıkça ayırım yaparak, müvekkili hakkında yapılan işlemlerin diğer dükkan sahibi paydaşlar hakkında yapılmayarak, eşitlik ilkesine aykırı davranıldığını, bu hususun gerekçeli kararda yazıldığı gibi tahkikata geçildikten sonraki celse değil, 26/05/2016 tarihli celsede zapta geçtiğini, Mahkemenin 08/02/2018 tarihli bilirkişi görevlendirmesinde de açıkça incelenmesinin istenildiğini ve müvekkili lehine usuli kazanılmış hak doğduğunu, buna rağmen hükümde gözardı edilmesinin usule aykırı olduğunu, davalı tarafın bu hususta verdiği müphem cevapların yeterli sayıldığını, İhraç kararı verilen genel kurul gündemine aykırı olarak, ihracın toplantı esnasında gündem maddesi gibi oylanması ve ihraç kararı verilmesinin de usule ve yasaya aykırı olup, hükümde bu hususun da gözardı edildiğini, ihraç hakkında karar verilmesinin gündemde olmayıp aksine ihraç dışında çözümlerin (ecrimisil, alınması vb.) gündemde yer almasına rağmen ihraca karar verildiğini, hükümde; Koop.K. Md. 46/3’te yer alan “çıkan veya çıkarılan ortaklar hakkında karar alınması” hükmünden, gündemde yer almayan ihraç hususunun gündeme alınmasının usule uygun olduğu sonucunun çıkarılmasının yanlış olduğunu, Müvekkili tarafından yapılmayıp, kiracısı tarafından yapılan bu eklentilerin müvekkili tarafından teşvik edildiği ve müsamaha ile karşılandığı, tasvip edildiğinin de vaki olmadığını, müvekkili tarafından bu husustaki uyarı ve ihtarların 2004 tarihinden itibaren kiracısına yapılarak dava yoluna gidileceğinin bildirildiğini, bu eklentilerden müvekkilinin hiçbir menfaati bulunmadığını, halihazır kiracının tahliyesi halinde hiçbirinin yerinde kalmayacağının da açık olduğunu beyanla, kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılmıştır. Dava, kooperatifin 11/04/2015 tarihli olağan genel kurul toplantısının 6 no’lu kararı ile alınan, davacının kooperatif üyeliğinden ihracına yönelik kararın iptali istemine ilişkindir. Kadıköy … Noterliği’nin 09/10/2012 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi; davalı kooperatif tarafından, davacıya keşide edildiği, davacının maliki bulunduğu ve kiracısı olan … tarafından kullanılan dükkanda binanın mimari ve statik projesine aykırı olarak jenaratör odası, pastane ve manav deposu olarak kullanılan 3 adet eklenti yapıldığı, Kooperatifin projeye aykırı olarak yapılan bu eklentilere kesinlikle muvafakat etmediği, ihtarnamenin tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde 2. blok zemin katta bulunan dükkanda mimari ve staik projeye aykırı olarak yapılan 3 adet eklentinin kaldırılarak projeye uygun hale getirilmemesi durumunda projeye aykırılık nedeniyle Belediye ve diğer kurumlar tarafından keşideci Kooperatife gelecek her türlü ceza ve harçtan, projeye aykırı tadilat nedeniyle Belediye tarafından iskan işlemleri ile ilgili olarak bir zarara sebebiyet verdiği takdirde bu nedenle diğer mal sahiplerinin uğrayacağı zarar ve ziyandan davacının sorumlu tutulacağı, projeye aykırı tadilatın ortadan kaldırılması için dava açılacağı ve projeye aykırı tadilatın ortadan kaldırılması ve projeye uygun hale getirilmesi için sarf edilecek tüm masraflardan, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinden davacının sorumlu olacağı, Kooperatifin muvafakatinin olmamasına rağmen projeye aykırı tadilat ve eklentiler nedeni ile Kooperatif Ana Sözleşmesinin 14. maddesinin 4.fıkrası gereğince … Evleri Konut Yapı Kooperatifi Yönetim Kurulunca alınacak karar ile ortaklıktan çıkartılacağı ihtar edilmiş, ihtarname 14/07/2014 tarihinde tebliğ edilmiştir. Kooperatif 11/04/2015 tarihli olağan genel kurul toplantısı; Toplantıya ilişkin çağrı mektuplarının kayıtlı 93 ortağa tebliğ edildiği, ortaklık defterine kayıtlı 93 ortaktan 17 ortağın asaleten ve 12 ortağın vekaleten katılımı ile 29 ortağın hazır olduğu tutanakta belirtilmiştir. 6 no’lu karar; “Yönetim kurulu başkanı Uğur Demir söz aldı; …konut yapı kooperatifi ana sözleşmesinin ortaklıktan çıkartma başlıklı 14.maddesinin 4.bendinde yer alan “Tapuda kendi adlarına tescilinden önce konutlarında yaptıkları tahribat veya tadilatı yazılı ihtara rağmen düzeltmeyenler” ortaklıktan çıkartılır hükmü gereğince üye …’un kendisine 9 Ekim 2012 tarihinde … yevmiye numarası ile Kadıköy … Noterliği marifetiyle gönderilen ihtara kayıtsız kalması ve işgal ile ilgili hiçbir değişiklik yapmamak ile herhangi bir uzlaşmaya girmediğinden, yönetim kuruluna bu işgal için geriye yönelik ecrimisil alınması, işgalin bitirilmesi ve yıkım yapılması için gerekli tüm prosedürleri yerine getirebilmek için yetkilendirilmesi söz konusu işgal ve ecrimisil ortadan kaldırılmaz ise üye …’un üyeliğinin bitirilme yetkisinin yönetim kuruluna yetki verilmesine talep edilmesi istenmiştir. … söz alarak; toplantının asıl amacı kooperatif üyelerinin menfaati doğrultusunda … Bey’in üyeliği haricindeki işgal etmiş olduğu yerlerin ilk önce bedelinin kiralanması, kooperatif adına kayıt altına alınmasıdır aksi takdirde üyeliğinin fesih istemidir. … söz alarak; Avukatım genel kurul kararı ile toplantıya alınmamıştır, söz konusu işgallerin hangi projeye göre yapıldığının tespiti gerekir, 6.maddeye şerh düşerek itiraz ediyorum demiştir. Yapılan müzakereler sonucunda 6.madde gereği … isimli üye ile uzlaşma sağlanamadığından dolayı 1 (bir) red oyuna karşılık 28 (yirmi sekiz) kabul oyu ile … isimli üyenin ihracına karar verilmiştir.” şeklinde tutanağa geçmiştir. İstanbul Anadolu 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/12 D.iş sayılı tespit dosyası; Davalı Kooperatif tarafından, davacıya ait dükkanın pastane, jeneratör odası ve manav deposu olarak kullanılan 3 adet eklentinin ortak mahallere tecavüz niteliğinde olduğu belirtilerek projeye aykırılığın ve aykırılığın kaldırılması için yapılacak masrafların, ecrimisil bedelinin tespitinin talep edilmiş, inşaat mühendisi … tarafından düzenlenen 05/05/2015 tarihli raporda, projeye aykırı olarak yapılan imalatların eski hale getirme bedelinin toplam 32.750,00 TL (büfe 3.500,00 TL, manav reyonu 750,00 TL, balık reyonu 500,00 TL, depo 750,00 TL, market 25.000,00 TL, jeneratör odası 750,00 TL, konteyner 1.500,00 TL) olduğu, 10 gün içerisinde eski hale getirilebileceği, kira getirisinin ise 3.300,00 TL (büfe 500,00 TL, manav reyonu 250,00 TL, balık reyonu 200,00 TL, depo 200,00 TL, market 2.000,00 TL, jeneratör odası 100,00 TL, konteyner 50,00 TL) olduğu belirtilmiştir. Davacının ihracına karar verilen kooperatif genel kurul toplantısı 11/04/2015 tarihinde yapılmış olmasına rağmen, tespit raporu ihraç kararından sonra 05/05/2015 tarihinde düzenlenmiştir.
Bilirkişi raporu: Mahkemece yapı kooperatifleri uzmanı ve inşaat mühendisi bilirkişi heyetinden alınan raporda özetle; İstanbul Anadolu 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/12 sayılı tespit dosyasında inşaat mühendisi … tarafından düzenlenen raporda çizeni, nereye ait olduğu belli olmayan, onaysız sadece çizgilerden ibaret basit bir taslağın esas alındığı ancak Belediyeden gelen yazı cevabına göre davacıya ait dükkanın olduğu taşınmazın imar işlem dosyasının bulunmadığı, tapu kayıtlarına göre kooperatifin sahip olduğu taşınmazların tamamının arsa ve tarla vasfında olduğu, Ortaklıktan çıkarma ile ilgili ana sözleşmenin 14. maddesinin 1. fıkrasının 4. bendine göre; tapuda kendi adlarına tescilinden önce konutlarında yaptıkları tahribat ve tadilatı yazılı isteğe rağmen düzeltmeyenlerin yönetim kurulu kararı ile ortaklıktan çıkarılabildiği, Kooperatifin dağılması ile ilgili Kooperatifler Kanunu 81. maddenin 2. fıkrasında da “Amacına ulaşılarak dağılma sürecine girmiş kooperatiflerden çıkan veya çıkarılan ortağın konutu veya işyeri çıkma veya çıkarılma sebebi ile geri alınamaz; ancak bu eski ortaklar daha sonra oluşabilecek tasfiye masraflarına katılırlar.” düzenlemesinin yer aldığı, Kooperatif ortağı davacının 31/05/2004’de Üsküdar Belediyesi’ne ibraz ettiği emlak vergisi beyannamesinin incelenmesinde inşaatın 01/01/2001 tarihinde bitiği, dükkanın 01/03/2003 tarihi itibariyle davacıya intikal ettiği, Üsküdar Tapu Sicil Müdürlüğü’nün mahkemeye ibraz ettiği tapu kayıtlarında kooperatife ait taşınmazların tarla ve arsa vasfını taşıdıkları, bina, mesken, iş yeri gibi yapılaşmalara dönüşmediği, Üsküdar Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğü nezdinde söz konusu dükkan ile ilgili imar işlem dosyasının bulunmadığının beyan edildiği, Kooperatiflerin inşaata başlamadan önce belediyeden inşaat ruhsatı (izni) alması gerektiği, sonrasında mimari gruplara çizdirdikleri mimari projeler ile statik bürolara çizdirdikleri ve hesap ettirdikleri statik projelerin onaylatılmak üzere Belediyeye ibraz edildiği, Belediyelerce onaylanan mimari ve statik projelerin birer nüshasının belediyelerin arşivlerinde muhafaza edildiği, bu arada yapı denetim şirketlerince de inşaatın tüm projelere uygunluğunun denetlendiği, Belediyelerce onaylanan ve yapı denetim firmalarından geçen statik ve mimari projelerin tapu ve kadastro müdürlüğüne ibrazı ile tapu müdürlüklerinde kat irtifak işlemlerinin yapıldığı, kat irtifakı işleminin ardından tapu müdürlüklerinde ortaklara binaların bağımsız bölümlerinin kat irtifakı intikallerinin yapılarak kat irtifak tapularının verildiği, böylelikle Kooperatifler Kanunu’nun 81. maddesinde belirtilen ferdi mülkiyete geçirilip konutların ortaklar adına tescil edilmesi ile kooperatifin amacına ulaşarak nihayetinde dağıldığı açıklanarak, eldeki dosyada tapu kayıtları, belediyenin beyanı ve bilirkişi …’ın raporuna dayanak yaptığı hukuken geçersiz mimari proje taslağı bir arada incelendiğinde; kooperatifin belediyenin bilgisi dahilinde olmayan mimari belirsiz proje taslakları ışığında inşaatı kaçak olarak yaptığı, 2001 yılında inşaatın bitirildiği, 16 yıldan bu yana tamamlanan binaların bağımsız bölümlerine yerleşen ortakların ferdi olarak belediyeye emlak vergisi beyanında bulundukları, bu bilgilerin ışığı altında hukuken geçersiz projeye dayalı olarak yapılan inşaata ilişkin ana sözleşmenin 14/4 maddesi uyarınca davacı ortağa yasal müeyyide uygulanmasının doğru olamayacağı yönünde görüş sunulmuştur.
Ek rapor; Davalı vekilinin itirazlarının değerlendirilmesi için alınan ek raporda özetle; Davalı vekilinin yapıların bir projesinin bulunduğu iddiasının, imzalı ve onaylı bir proje sunulmadığı takdirde teknik olarak kabul edilemeyeceği, hiçbir geçerliliği olmayan, dosyaya ibraz edilmiş bulunan plan-proje adı altındaki gayri resmi-tasdiksiz, kayıtsız, müellifi belirsiz çizimlerdeki sınırlar, kontürler, gabariler baz alınarak projeye aykırı yada projeye uygun denilmesinin teknik olarak mümkün olmadığı ayrıca davalının iddia ettiği imar affı geldiğinde bu yapıların legal bir statü kazanacağı hususunun hukuki değerlendirmesinin mahkemeye ait olduğu, davalı kooperatif yetkilisinin katılımı ile yerinde yapılan incelemede davacı tarafın kullandığı market binasının kooperatife ait apartman bloğunun hemen önünde ve bitişiğinde yapıldığı, market binasının kooperatifle aynı zamanda yapıldığı bilgisinin her iki taraftan da alındığı, uyuşmazlık konusu yapıların ise yoldan bakıldığında hemen marketin solunda bulunan …, cafenin arkasında bulunan jeneratör odası, marketin yine yoldan bakıldığında sağında bulunan manav reyonu, balık reyonu ve sağ tarafında bulunan ısıtma soğutma sisteminin ana cihazların bulunduğu bir eklenti olduğu, sağ taraftaki bu cihazları hemen yanındaki bloktaki ticari işletme ile beraber kullandıkları, aynı zamanda yol cephesine bakan, zemin katında ticari işletmelerin olduğu diğer bloklar gezildiğinde oto servisin olduğu binaya sonradan eklenti olarak yapılan “Profesyonel Oto Yıkama” tabelalı bir oto yıkama servisinin olduğu, oto yıkamanın daha ilerisinde yine yol cephesinden bakıldığında sitenin en sağında bulunan ve kafeterya olarak işletilen prefabrik yapının da sonradan yapılmış olduğu, bu yapıların proje olsa da olmasa da sonradan yapılan yapılar olup görüntü kirliliği yarattığı ancak kooperatif içerisinde aynı şekilde sonradan eklenti yapan dükkanların var olduğu belirtilmiştir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun, “ortaklıktan çıkarılma esasları ve itiraz” başlıklı 16.maddesinde; “Kooperatif ortaklığından çıkarılmayı gerektiren sebepler anasözleşmede açıkça gösterilir. Ortaklar anasözleşmede açıkça gösterilmeyen sebeplerle ortaklıktan çıkarılamazlar. Ortaklıktan çıkarılmaya yönetim kurulunun teklifi ile genel kurulca karar verilir. Anasözleşme,çıkarılanın genel kurula başvurma hakkı saklı kalmak üzere, bu hususta yönetim kurulunu da yetkili kılabilir. Çıkarılma kararı gerekçeli olarak tutanağa geçirileceği gibi, ortaklar defterine de yazılır. Kararın onaylı örneği, çıkarılan ortağa tebliğ edilmek üzere, on gün içinde notere tevdi edilir. Bu ortak tebliğ tarihinden itibaren üç ay içinde itiraz davası açabilir. Tebliğ edilen karar, yönetim kurulunca verilmiş ise ortak, üç aylık süre içinde genel kurula da itiraz edebilir. Bu itiraz, ilk toplanacak genel kurula sunulmak üzere, yönetim kuruluna noter aracılığı ile tebliğ ettirilecek bir yazı ile yapılır. Genel kurula itiraz edildiği takdirde, yönetim kurulunun çıkarma kararı aleyhine itiraz davası açılamaz. İtiraz üzerine genel kurulca verilecek karara karşı itiraz davası hakkı saklıdır. Üç aylık süre içinde, genel kurula veya mahkemeye başvurmak suretiyle itiraz edilmeyen çıkarılma kararları kesinleşir. Haklarındaki çıkarma kararı kesinleşmeyen ortakların yerine yeni ortak alınamaz. Bu kişilerin ortaklık hak ve yükümlülükleri, çıkarılma kararı kesinleşinceye kadar devam eder.” düzenlemesi yer almaktadır. Kooperatif ana sözleşmesinin 14. maddesinde ortaklıktan çıkarma hükümleri düzenlenmiş, hangi hallerde ortaklıktan çıkarma kararı verilebileceği sınırlı olarak sayılmış, 4. bendinde “Tapuda kendi adlarına tescilinden önce konutlarında yaptıkları tahribat veya tadilatı yazılı ihtara rağmen düzeltmeyenlerin” ortaklıktan çıkarılacağı belirtilmiştir. Somut dosyada uyuşmazlık; 11/04/2015 tarihli olağan genel kurul toplantısında davacının ortaklıktan çıkartılmasına ilişkin gündem maddesi olup olmadığı, ihraç kararının usulüne uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. 1163 sayılı Kooperatif Kanunu’nun 45/4 maddesinde; “Genel kurul toplantı tarihi, yeri ve gündemi toplantıdan en az 15 gün önce ilgili bakanlığa ve mülki idare amirliğine yazılı olarak bildirilir.”, Kooperatif Kanunu’nun 46.maddesinde; “Toplantı çağrısına ve ilana gündem yazılır. Anasözleşmenin değiştirilmesi bahis konusu ise, yapılacak ilanda değiştirilecek maddelerin numaralarının yazılması ile yetinilir. Dörtten az olmamak üzere ortakların en az 1/10’u tarafından genel kurul toplantısından en az 20 gün önce yazılı olarak bildirilecek hususların gündeme konulması zorunludur. Gümdemde olmayan hususlar gürüşülemez. Ancak, kooperatife kayıtlı ortakların en az 1/10’unun gündem maddelerinin görüşülmesine geçilmeden önce yazılı teklifte bulunmaları halinde, hesap tetkik komisyonunun seçilmesi, bilanço incelemesinin ve ibranın geriye bırakılması, çıkan veya çıkarılan ortaklar hakkında karar alınması, genel kurulun yeni bir toplantıya çağrılması ve kanun, anasözleşme ve iyiniyet esasları ile genel kurul kararlarına aykırı olduğu ileri sürülen yönetim kurulu kararlarının iptali, yönetim kurulu üyeleri ile denetçilerin azli ve yerlerine yenilerinin seçilmesi ile ilgili hususlar, genel kurula katılanların yarıdan bir fazlasının kabulü ile gündeme alınır.” hükümleri yer almaktadır. Kooperatif ana sözleşmesinin 28. maddesinde; “…Çağrının toplantı gününden en az 30 (Otuz) gün önce ve en çok 2 (İki) ay içinde yapılması, toplantının gün ve saati ile yerinin ve gündem maddelerinin bildirilmesi zorunludur…”, 30. maddesinde; “Genel kurul tarihi ile yeri ve gündemi, toplantıdan en az 15 (Onbeş) gün önce kooperatif merkezinin bulunduğu yerdeki Valiliğe (Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü) yazılı olarak bildirilir.” düzenlemesi yer almaktadır. Gündem başlıklı 31. maddesinde ise; Olağan genel kurul gündemine yer alacak hususlar 8 madde halinde sayılarak, bu maddelere ek olarak görüşülmesi gerekli görülen diğer konuların açıkça yazılması gerektiği, görüşülecek konu tespit edilmeyerek, “Gerekli görülecek diğer hususlar” şeklinde genel bir gündem maddesi belirlenemeyeceği, Kanun ve anasözleşme gereği genel kurulun yetkisinde olan ve olağanüstü genel kurul toplantı gündemini oluşturan her türlü konunun olağan genel kurul toplantı gündemine yazılabileceği, dörtten az olmamak üzere ortakların en az 1/10’u tarafından genel kurul toplantı tarihinden en az 20 (Yirmi) gün önce müştereken ve noter tebligatı ile bildirilecek hususların gündeme konulmasının zorunlu olduğu, bu şekilde bildirilecek hususların gündemde yer almaması durumunda noter tebligatında imzası bulunanlardan birinin divan heyetine müracaatı üzerine divan heyetinin tebliğdeki ortak sayısı ve tebliğ süresinin uygun olması halinde konuyu gündeme alacağı ifade edilmiş, devamında ise “Gündemde olmayan hususlar görüşülemez. Ancak, kooperatife kayıtlı ortakların en az 1/10 unun gündem maddelerinin görüşülmesine geçilmeden önce yazılı teklifte bulunmaları halinde, hesap tetkik komisyonunun seçilmesi, bilanço incelemesinin ve ibranın geriye bırakılması, çıkan veya çıkarılan ortaklar hakkında karar alınması, Genel Kurulun yeni bir toplantıya çağrılması ve Kanun, anasözleşme ve iyi niyet esasları ile genel kurul kararlarına aykırı olduğu ileri sürülen yönetim kurulu kararlarının iptali, yönetim kurulu üyeleri ile denetçilerin azli ve yerlerine yenilerinin seçilmesi ile ilgili hususlar, genel kurula katılanların yarıdan bir fazlasının kabulü ile gündeme alınır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Davacının ihracına genel kurul toplantısında karar verildiğinden, toplantıya ilişkin ilan edilen gündem maddeleri arasında yer alması zorunludur. Davacı tarafından gündemde ihraç hususunun yer almadığı iddia edilmiş olup, davalı kooperatif tarafından gündemin belirlendiği kayıtlar ibraz edilmiş ise de, davacının itirazlarının Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünden 11/04/2015 tarihli olağan genel kurul toplantısının bildirilen gündemine ilişkin kayıtlar getirtilerek değerlendirilmesi gerekmektedir. Genel kurul veya yönetim kurulu tarafından verilen çıkarma kararının, gerekçeli olarak tutanağa (genel kurul veya yönetim kurulu karar defterine) ve ortaklar defterine yazılması gerekir. Gerekçede mutlaka ana sözleşmedeki çıkarılma nedenlerinden hangisine istinaden çıkarma kararı verildiği belirtilmelidir. Çıkarılma kararının kooperatif temsilcilerince onaylanmış bir sureti, çıkarılan ortağa tebliğ edilmek üzere on gün içinde notere verilir. On günlük süre çıkarma kararının alındığı günü takip eden günden itibaren başlar. Ortağın çıkartılmasına ilişkin karar, ortağa tebliğ edilmemişse ortağın yargılama sırasında, çıkarılma kararını öğrenmesi, bu usulü eksikliği gidermez. Bu durumda tebligat işlemi yapılıncaya kadar ortağın kooperatifteki ortaklığının devam ettiğinin kabulü gerekir. Çıkarma kararlarının onaylı örneğinin çıkarılan ortağa tebliğ edilmesindeki amaç, çıkarma kararının tüm gerekçesinin belirlenmesi ve çıkarılan ortağın kendi hukuki durumunu tespit edebilmesi ve davranışını ona göre saptamasıdır. Ancak çıkarma kararının örneği yerine tüm gerekçelerinin belirlendiği bir yazının tebliğinin de kabulü mümkündür (Kooperatifler Hukuku, Mahmut Coşkun, sayfa 259, 260). Ortak, genel kurulca çıkarılmış ise, bu karara muhalif kalmadan dahi çıkarma kararının iptali davası açabilir (Yargıtay 11. HD 04/05/1992 tarih, 7912/5863). Keza ortak genel kurula katılmış olmasına rağmen alınan karar şahsi hakka ilişkin olduğundan genel kurul kararının ortağa tebliğ edilmesi zorunludur. Aksi halde dava açma süresi başlamaz (Kooperatifler Hukuku, Mahmut Coşkun, sayfa 275). Dosyada genel kurul toplantısında alınan karar sonrasında, ihraç kararının davacıya tebliğ edildiğine ilişkin noter ihtarı bulunmamaktadır. Bu eksikliğinde ikmali gerekmektedir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 21/04/2011 tarihli 2009/5301 E. 2011/4794 K. sayılı ilamı; “… asıl dava, davacı hakkında davalı kooperatifin 30/05/2007 tarihli genel kurulda almış olduğu ihraç kararının iptali istemine ilişkindir. Davacı hakkında anasözleşmenin 14/4. maddesine dayalı olarak çıkarılan 30/04/2007 tarihli ihtarname esas alınarak ortaklıktan ihraç kararı verilmiştir. Söz konusu ihtarnamede davacıya taşınmazdaki aykırılıkları gidermesi için 10 günlük süre tanınmıştır. Ancak, taşınmazların doğrudan davacının zilyedliğinde olmayıp, kiracının kullanımında bulunması nedeniyle davacı tarafından kendisine tanınan süre içinde kooperatif tarafından kendisine gönderilen ihtarname de eklenmek suretiyle kiracıya yapıdaki aykırılıkları gidermesi için ihtarda bulunulmuştur. Davacının kendi kullanımında olmayan bir yere doğrudan müdahale ederek belirtilen aykırılıkları gidermesi mümkün olmayıp ancak kiracıya karşı yasal yolları takip etmek suretiyle ihtarnamede yazılı hususları yerine getirmesi gerektiğinden somut olayın bu özellikleri karşısında aykırılıkları gidermesi için davacıya ihtarname ile tanınan süre yeterli değildir…” denilmiştir. Kooperatif ortağı hakkında ihraç kararı alınabilmesi için ihraca mesnet alınan ihtarlarda aykırılıkların ayrıntılı olarak belirtilmesi, ihtarın usulüne uygun tebliğ edilmiş olması ve ihtarda tanınan sürelerin makul olması gerekmektedir. Üsküdar Tapu Sicil Müdürlüğü’nden gelen cevabi yazıda kooperatife ait taşınmazların tarla ve arsa vasfını taşıdıkları, Üsküdar Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğü’nden gelen cevabi yazıda ise davacıya ait dükkan ile ilgili imar işlem dosyasının bulunmadığı bildirildiğinden, kooperatif tarafından yapılan konut ve iş yerlerinin Belediye tarafından onaylanan bir plan ve proje kapsamında yapılmadığı açıktır. İhtarnamede ise binanın mimari ve statik projesine aykırı olarak jenaratör odası, pastane ve manav deposu olarak kullanılan 3 adet eklenti yapıldığı, mimari ve staik projeye aykırı olarak yapılan 3 adet eklentinin kaldırılarak projeye uygun hale getirilmemesi durumunda projeye aykırı tadilat ve eklentiler nedeni ile Kooperatif Ana Sözleşmesinin 14. maddesinin 4.fıkrası gereğince … Evleri Konut Yapı Kooperatifi Yönetim Kurulunca alınacak karar ile ortaklıktan çıkartılacağı ihtar edilmiş olup, bu durumda gönderilen ihtarın gerek içerik gerekse tanınan sürenin makul olup olmadığı yönünden de değerlendirilmesi gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünden 11/04/2015 tarihli olağan genel kurul toplantısının bildirilen gündemine ilişkin kayıtlar getirtilmesi, ihraç kararının davacıya tebliğ edildiğine ilişkin noter ihtarının dosya kapsamına alınması, yukarıda açıklanan hususlar değerlendirilerek karar vermesi gerektiğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK 353/1.a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına, Dairemizin kararına uygun şekilde yargılama yapıldıktan sonra yeniden karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine iadesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/521 E. 2018/499 K. sayılı 10/05/2018 tarihli kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1.a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahal mahkemesine İADESİNE, 3-Davacı tarafça yatırılan 98,10 TL istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına, 4-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine, 5-Davacının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1.g bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 20/10/2021