Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/444 E. 2021/1031 K. 20.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/444
KARAR NO: 2021/1031
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2016/848
KARAR NO: 2018/278
KARAR TARİHİ: 01/03/2018
DAVA: Kayıt Kabul
KARAR TARİHİ: 20/10/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili banka ile … A.Ş. arasında … hisselerinin satışı hakkında 21.06.1993 tarihli Sözleşme imzalanmak suretiyle hisselerin taksitle satılmış olduğunu, anılan Sözleşme kapsamında peşinat bedeli olarak Sözleşme tarihinde alıcı tarafından Bankalarına 75.000.000,00 USD ödendiğini, Bankalar Yeminli Murakıpları ve Maliye Müfettişlerince yürütülen soruşturmalar sonucunda, … A.Ş.’nin, … A.Ş. yönetiminde kaldığı dönemde zarara uğratıldığının ortaya çıkarılması üzerine, Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı tarafından 30.03.1994 tarihi itibariyle, … yönetiminin 3182 sayılı Bankalar Kanunu’nun 64’üncü maddesi kapsamına alınmış olduğunu, … A.Ş., nin banka yönetiminden uzaklaştırılmış olduğunu, Banka hisselerinin bakiye satış bedelinin alıcı … A.Ş. tarafından ödenemeyeceği anlaşılarak alıcı … A.Ş. ile müvekkil Banka arasında 22.04.1994 tarihli Sözleşme imzalandığını, Müvekkili Bankanın tarafı olduğu 22.04.1994 tarihli Sözleşme çerçevesinde; … A.Ş. ile …nın …tan olan alacaklarının müvekkili bankaca ivazlı olarak temlik alınmış olduğunu, Temlik Bedeli olan 72.600.000.-USD müvekkil Banka tarafından, adı geçen bankalara (… ve … ) ödenmiş, böylelikle peşinat bedelinin müvekkili Banka uhdesinde kalmamış olduğunu, Temlik alınan alacaklar ile yine müvekkili Bankanın …’tan olan alacaklarına … A.Ş. kefil olmuş olduğunu, 21.06.1993 tarihli Hisse Satım Sözleşmesi kapsamında müvekkil Bankaya peşinat bedeli olarak ödenen ve müvekkili Bankaca iyiniyetli olarak iktisap edilen 75.000.000.-USD, … A.Ş.’nin kefili olduğunu, … A.Ş.’nin müvekkili Bankaya olan aynı tutardaki borçlarına karşılık takas/mahsup edildiğini, 21.06.1993 tarihli sözleşme kapsamında müvekkil Bankaya peşinat bedeli olarak ödenen 75.000.000.-USD’nin 52.600.000.-USD’lik kısmının, alıcı … A.Ş. tarafından … A.Ş. kaynaklarından karşılandığı iddiası çerçevesinde, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (…) tarafından müvekkili Banka aleyhine 2006/46 sayılı dosya üzerinden 26 Ağustos 2008 tarihinde 6183 sayılı Kanun uyarınca takip yapılmış olduğunu, müvekkili Banka hakkında takip yapan …, yukarıda numarası yazılı dosyadan iflas idaresi tarafından alınan 05.03.2008 tarih ve 2092 sayılı kararı ile sözü edilen peşinat bedeli için dava ve takip hakkı verilen masa alacaklılarından biri olduğunu, söz konusu 52.600.000.-USD’nin müvekkili Bankadan tahsili için … tarafından alınan haksız ve dayanaksız Fon Kurulu Kararı ile bu karar dayanak alınarak hazırlanan ödemeye çağrı yazılarının ve ödeme emrinin iptali için müvekkili Banka tarafından Danıştay.13. Dairesi’nin 2008/9492 Esas (Yenileme ile 2015/2873), 2008/14103 Esas (Yenileme ile 2015/2875) ve 2009/1021 Esas (Yenileme ile 2015/2866) sayılı dosyaları üzerinden davalar açılmış olduğunu, Danıştay 13. Dairesi tarafından yapılan yargılamalar sonucunda …’nin söz konusu işlemlerinin iptaline karar verilmiş olduğunu, …’nirı temyizi üzerine anılan kararlar Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu tarafından bozulmuş olduğunu, Danıştay 13. Dairesi tarafından bozma kararına uyularak açılan davaların reddine karar verilmiş olduğunu, söz konusu red kararları müvekkil Banka tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olduğunu, diğer taraftan, müvekkili Bankanın kendisine ödenen peşinat bedeli nedeniyle (idari yargıda devam eden davalara konu aynı alacak iddiası ile ilgili olarak) borçlu olmadığının tespiti için … ve Müflis … A.Ş. İflas İdaresi aleyhine İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyası üzerinden Müvekkili Banka tarafından menfi tespit davası açılmış olduğunu, … tarafından da müvekkil banka aleyhine İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/24 E. sayılı Dosyası üzerinden 22.04.1994 tarihli Sözleşmenin muvazaalı olduğu iddiası ile hükümsüzlüğüne, takas mahsup işleminin iptaline ve geçersiz olduğu iddia edilen 22.04.1994 tarihli Sözleşme nedeniyle ödenen yukarıda anılan peşinat bedeli 75.000.000 USD’nin tahsili talebiyle dava açılmış olduğunu, Dava ve takip hakkı verilen … yargılamalar halen devam etmesine rağmen, 03.03.2016 tarih, … sayılı yazısı ile hukuka aykırı bir şekilde ödeme talep etmiş olduğunu, 15 gün içerisinde ödeme yapılmaması halinde cebri icra yapılacağı yönünde ihtaratta bulunmuş olduğunu, nihai olarak müvekkili Bankanın itirazlarına rağmen verilen 15 günlük ödeme süresinin geçmesinden sonra 6183 sayılı Kanun kapsamında takibe konu ettikleri 52.600.000 USD lık kısmının karşılığı olarak 298.465.757,01 TL yı 23.03.2016 tarihinde cebri icra yolu ile müvekkili bankadan tahsil ettiğini, yukarıda yer verilen yargılamalar halen devam etmekte olup, İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/469 E. sayılı dosyası üzerinden görülen menfi tespit davası cebri icra yoluyla ödenmek durumunda kalınan 52.600.000.-USD yönünden İstirdat davası ve 22.400.000.-USD’lik kısım açısından ise menfi tespit davası olarak devam etmekte olduğunu, İflas masasına alacak kaydı talebi hususunda da ; Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulumun ve Danıştay 13. Dairesi’nin mevcut gerekçeli kararları çerçevesinde, İflas İdaresi tarafından dava ve takip yetkisi verilen masa alacaklılarından … tarafından Müvekkili Bankadan cebri icra yoluyla yapılan tahsilat sonucunda, 22.04.1994 tarihli sözleşmenin diğer tarafı olan alıcı … A.Ş.’nin, müvekkili Bankanın … A.Ş.’den olan alacaklarına karşılık kefil sıfatıyla ve takas yoluyla yapmış olduğu 75.000.000.-USD’lik peşinat ödemesinin 52.600.000.-USD’lik kısmını ve sonuçlarını -yargı kararına bağlı olarak-ödeme tarihi olan 25.03.2016 tarihi itibariyle ortadan kaldırmış ve bunun üzerine de müvekkili Banka … A.Ş.’den yeniden alacaklı hale gelmiş olduğunu, bu nedenle müvekkili Bankanın … A.Ş.’den olan 298.465.757,01-TL tutarındaki alacaklarının, İcra ve İflas Kanunu’nun ilgili hükümleri uyarınca alacak olarak Müflis … A.Ş. iflas masasına kayıt ve kabulüne karar verilmesini teminen İstanbul … İfLas Müdürlüğü’ne başvuru yapılmış olduğunu, İflas idaresinin, alacak kayıt taleplerinin reddine ilişkin kararının gerekçelerinin ; Müvekkili Bankanın 22.04.1994 tarihinde (… A.Ş. ile …’dan temlik alınan alacaklar dahil) …’tan en az 75.000.000 USD alacaklı olduğunda herhangi bir tartışma bulunmamakta olup, esasen bu husus Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Resmi Raporları ile tespitli ve taraflar devam eden yargılamalarda kesinleşmiş, zaten Müflis … A.Ş. İflas İdaresi’nin de kabulünde olduğunu, Müflis … A.Ş. İflas İdaresi, mevcut ve kabullerinde olan alacağımızın kaydı yönündeki taleplerinin reddini; Alacak kaydı yapılması talep olunan tutarın, taraflar arasında görülen davalarda banka kaynağı olduğunun tespit edildiği ve …’a iadesine karar verildiğini, Müvekkili Bankanın, kendisine ödenen peşinat bedelini iade yükümlülüğü altına girdiğini, peşinat bedeli ile …’ın borçlarının kapatıldığı ve … A.Ş.’nin halef edilmesi nedeniyle müvekkili Bankanın alacaklı sıfatının kalmadığını, Borçlar Kanunu’nun 146’ncı maddesi uyarınca alacağın zamanaşımına uğradığını, Alacak kaydında talep edilen anapara miktarının, İİK md 198 birinci fıkrası uyarınca kaydının mümkün olmadığını, İİK’nun 196’ncı maddesi hükmünün varlığına rağmen fahiş faiz talep edildiğini belirterek bu hususlara dayanarak taleplerini reddettiğini, bu nedenlerle davalı iflas idaresi tarafından reddedilen müvekkili bankanın 298.465.757,01 TL alacağının müfis … iflas masasına alacak kaydına karar verilmesi dava ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile; … Bankası ile … arasında imzalanan 22.04.1994 tarihli sözleşmenin özünü iki alacak oluşturduğunu, bunlardan; Birincisinin, … A.Ş.nin … A.Ş. hisselerinin alımı için … A.Ş. kaynaklarını kullanarak … Bankası’na aktardığı 75.000.000.-USD, İkincisinin ise, … Bankasının, … Banka el konulduğu 11.04.1994 tarihi itibariyle alacaklı olduğunu iddia ettiği ancak … Bankası tarafından muhasebe kayıtları kapatıldığı için banka hesaplarında görülemeyen, … Bankasının 2.000.000.- USD, … Bankası GMBH’ in 10.145.016.- DEM (6.002.968,05-USD), 2.028.699.-USD ve … A.Ş’nin 62.660.000.-USD olmak üzere toplam 72.691.667.-USD olduğunu, Birinci alacakla ilgili olarak, …’ nin başlatmış olduğu takibe karşı, … Bankası A.Ş tarafından … ve … aleyhine İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2008/621 E. (İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2011/69) Sayılı dosyasında 75.000.000.-USD borçlu olmadığına dair açılan menfi tespit davasında mahkeme 23.09.2013 tarihli kararıyla; davanın kısmen kabulüne, davacı … Bankası A.Ş.’ nin iflas masasına 52.650.000- USD borçlu olduğunun, 22.350.000.-USD ise borçlu olmadığının tespitine karar verdiğini, yerel mahkeme kararı taraflarca temyiz edilmiş, Yargıtay 11. Hukuk Dairesince 52.650.000 USD’ lik kısmına ilişkin kararın onandığını, 22.350.000.-USD’lik kısmı ile ilgili yeterli inceleme yapılmadığı gerekçesiyle kararın bozulduğunu, kararın kesinleşen 52.650.000 USD’ lik kısmı nedeniyle … Bankası, …’ na TL karşılığı 298.465.757,01 TL. ödendiğini, bu ödemenin sebebinin yukarıda belirtildiği gibi …, banka kaynağının, … Bankası ve iştiraklerinin aciz halinde bulunan …tan olan alacaklarının tahsili için kullanılmış olması olduğunu, aslında söz konusu ödeme ile gerçekleşen şeyin Müflis Bankaya ait banka kaynağının işbu dava ile yeniden banka hesaplarına dönmesinin sağlanması olduğunu, İkinci alacak ise, kabul anlamına gelmemek üzere, masaya yapılacak alacak kaydının konusunu oluşturabilecek miktar olup, geçici yönetim döneminde … Bankası tarafından muhasebe kayıtları “ödendiği” düşünülerek kapatılan, bu nedenle iflas idaresince muhasebe kayıtlarında görülemeyen, … ile … Bankası arasında imzalanan 22.04.1994 tarihli sözleşmede bahsi geçen miktarlar olduğunu, bilindiği üzere, aciz halinde bulunan bankanın borçluları iflas halinde borçlarını masaya tam olarak ödeyecekler iken borçlunun alacaklıları iflas masasında paylarına düşecek oranda alacaklarını alabileceklerini, … Bankası A.Ş tarafından … ve … aleyhine açılan davaların sonucunda, … Bankasının …’ın alımı nedeniyle ödenen 75.000 000-USD’ yi tasfiye ederken aynı zamanda yönetim ve denetimi geçici alarak kendisine devredilen …’ın da kendisine olan borçlarını tasfiye ettiğini, diğer bir deyişle, mahkeme kararında geçici yönetimin iflasa ilişkin kanun hükümlerine aykırı olan takas işlemi yapmak suretiyle alacaklarını tahsil ettiğinin ortaya çıktığını, bu itibarla, mahkeme kararları sonucunda toplam 298.465.757,01 TL borcunu ödeyen … bankasının, sözkonusu ödemeyi değil, iflas tarihi itibariyle varsa alacaklarını kaydettirmesinin gerektiğini, nitekim, önemli görevlerinden birisi de alacakların araştırılması işlemi olan iflas idaresinin iflasın açıldığı tarihte banka kayıtlarında görünmeyen sözleşme konusu diğer alacakları kabul etmesinin de hukuken mümkün olmadığını, bu nedenle, .. Bankasının zaten …a ait olan bu parayı …’ na ödediği gerekçesi ile alacak kayıt talebinde bulunmasının haksız ve yersiz olduğunu, Davacı yanın taraf sıfatının bulunmadığını, … Bankası satış bedeli olarak aldığı 75.000.000.-USD’yi … A.Ş.ye geri ödemeyip, … A.Ş.; … A.Ş.’nin, … Bankasına olan 2.000.000.-USD, … Bankası GMBH’a olan 10.145.016.-DEM, 2.028.699.-USD ve … A.Ş’ne olan 62.660.000.-USD borçlarının tamamı olan toplam 72.691.667.- USD borca müşterek borçlu, müteselsil kefil yapılmak suretiyle … A.Ş.’nin borçlarından kefaleten sorumlu hale getirildiğini, bakiye 2.314.000.- USD ise … A.Ş.’ ne ödenmeyip, … Bankasına rehnedildiğini, akabinde … A.Ş., … Bankasından temlik aldığı alacaklarla … A.Ş.’nin … Bankası uhdesinde toplanmış olan tüm borçlarını ödediğini beyan ederek, … Bankasının kanuni halefi sıfatıyla …’tan alacaklı olduğunu, bu alacağı ile … A.Ş.’nin … Grubu firmalara kullandırdığı kredilere vermiş olduğu kefaletlerinden kaynaklanan borçlarının takas mahsubunu … Geçici Yönetimi olan … Bankasından talep ettiğini, bilindiği gibi, alacağın devri tasarrufi bir işlemi olup, yeni borç doğuran bir işlem olmadığını, alacağı devreden sözleşmenin yapılması ile birlikte başka bir işleme gerek kalmadan, alacağı talep hakkı, yeni alacaklıya geçip, alacağın devrinin borçlunun rızasına bağlı olmadığını, ancak yeni alacaklının alacağın devredildiğini borçluya bildirmesinin gerektiğini, alacağın devri ile birlikte alacak hakkının, eski alacaklının mal varlığından çıkıp, yeni alacaklının mal varlığına geçtiğini, nitekim, alacağın devrinin sebepten soyut bir işlem olduğunu, devrin geçerli olması için, hukuken geçerli bir sebebin varlığı şartının aranmayacağını, alacağı devreden sebep geçerli olmasa veya ortadan kalkmış bile olsa devrin geçerli olduğunu, keza sözleşmenin tarafları arasında belli bir şart kararlaştırılmış olsa dahi, bu şartın sözleşmeye taraf olmayan üçüncü kişiyi bağlamayacağını, ayrıca takasların iptal edilmesinin halefıyete bir etkisi bulunmayıp yapılan temlik işlemlerinin hala geçerliliğini koruduğunu, bu nedenle temlik alan ancak alacak kayıt talebinde bulunabileceğini, kaldı ki; bu güne kadar temliklerin iptal edildiğine dair iflas idaresine herhangi bir bildirimde bulunulmadığı da dikkate alındığında, temlik alacaklısının … olan bir sözleşmenin kanuni halefinin … Bankası olduğunu iddia etmenin hiçbir hukuki dayanağı olmadığını, bu itibarla, … Bankasının halefıyet iddialarının da yerinde olmadığını, bir kişinin zarara kendisinin kusuru ile sebebiyet vermesi halinde, zarara o kişinin kendisinin katlanması gerektiğinin genel hukuk ilkelerinden olduğunu, Yargıtay 17.Hukuk Dairesi 2009/8778 E.-2010/1726 K. İçtihatında, kısaca ” B.K.nun 44/1 maddesi uyarınca, hiç kimse kendi kusurundan yararlanamaz ilkesine dayanmaktadır. Zararın artmasına veya doğmasına sebep olan kişi sonuçlarına katlanmalıdır.” şeklinde olup, yapılan sözleşmenin ve sonrasında gerçekleştirilen takas mahsupların hukuka aykırı olduğu ve ileride oluşacak iflas idaresinin bu duruma itiraz edebileceği sözleşmenin taraflarınca bilindiğini, bu amaçla 22.04.1994 tarihli sözleşmenin 10 ncu maddesinin konulduğunu, yani takas-mahsup işlemleri gerçekleşmezse 75.000.000.-USD … alım satım zararına sayılarak, tabiri caizse, biri tutmazsa diğer yoldan paranın elden çıkmamasının sağlanmak istendiğini, … hisselerinin alımı ve devrine ilişkin olarak düzenlenen 06.10.1994 tarih, R-7-7-3 sayılı Bankalar Yeminli Murakıpları Raporunda 22.04.1994 tarihli sözleşmede sözü edilen ve sonuçta … Bankası A.Ş. uhdesinde kalan 75.000.000- USD’ nin gerçekte … AŞ.’ ne aidiyetine ilişkin mütalaa verildiğini, … A.Ş.’nin yönetim ve denetiminin geçici olarak … Bankası A.Ş.’ye verildiğini ve bu banka tarafından takas mahsup işlemlerinin gerçekleştirildiği tarihlerde konu hakkında Bankalar Yeminli Murakıplan tarafindan düzenlenen 18.05.1994 tarihli, M-3/15, M-9/23 sayılı mütaalada sonuç olarak, … Bankası A.Ş. ile … A.Ş. arasında yapılan sözleşmenin; T.C Anayasasının ” Kanunlar önünde herkesin eşitliği” ilkesi, Borçlar Kanunumun 20. maddesinde düzenlenen genel ahlak ve adaba aykırı mugayir sözleşmelerin mutlak butlanla sakatlanacağı hükmü çerçevesinde mevzuata uygun olmadığı kanaatine varıldığını, … Bankasının yaptığı muvazaalı ve kusurlu işlemlerinin sonucuna katlanmak zorunda olduğunu, kaldı ki yaptığı muvazaalı işlemlerin mahkeme kararları ile iptal edildiğini, takas mahsup davalarındaki kararların huzurdaki davada kesin delil niteliğinde olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla; halefiyet takas mahsup davaları ile sona ermiş olsa bile davacı … Bankasının alacağının zamanaşımına uğradığını, davacı yanın dava dilekçesinde takas mahsup davalarının kararı ile halefiyetin sona erdiğinden bahsettiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla bir an için öyle olduğu varsayılsa bile … Bankası A.Ş.’nin … bu davalara ıttıla tarihi 2003 yılı olup alacak kayıt talebi 2016 yılı olduğunu, alacağın bu nedenle zamanaşımına uğradığını, söz konusu davalara örnek verilecek olursa; … tarafından açılan takasa itiraz davasında (İst.9.ATM 1999/467) … ve kefili … A.Ş. tarafından yapılan takas- mahsup işlemleri İİK. 201 inci maddesine aykırı olduğu için iptal edilen dava olduğunu, bu dava iflas masası lehine kesinleştiğini, takas- mahsubun iptali üzerine ilamın icraya konulduğu … aciz halinde olduğu için tahsilat yapılamamışsa da … A.Ş borcunu ödediğini, sonrasında işbu mahkeme kararına istinaden … A.Ş tarafından, İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2003/1419 E(2009/346 Yeni No.) sayılı dosyasıyla … Bankası aleyhine 17.12.2003 tarihinde dava açılmış olduğundan, … Bankasının takas mahsupların iptal edildiğine ilişkin ıttıla tarihi 17.12.2003 tür. Bu nedenle 5411 sayılı Bankacılık Kanunun 62. maddesi ve Borçlar Kanununun 146. maddesi gereği alacak zamanaşımına uğradığını, kaldı ki bir alacağın varlığı ve yokluğu araştırılırken banka kayıtlarının esas alınacağını, … Bankası … Bankın geçici yönetimi olarak kendisinin ve iştiraklerinin alacaklarının muhasebe kayıtlarını kapatmış, ancak diğer takas mahsup işlemlerinde karar ve değerlendirme yapmadığını, bu nedenle davacının kendisi tarafından hazırlanan ve iflas idaresine teslim edilen banka kayıtlarında davacı tarafın herhangi bir alacağının görünmediğini, … Bankasının talep tarihindeki döviz kuru üzerinden alacağını masaya kaydı ile faiz talebi İİK.na ve yerleşik Yargıtay kararlarına aykırılık teşkil ettiğini, … Bankası alacak kayıt dilekçesinde talep ettiği alacağını 25.03.2016 tarihli döviz kuru üzerinden TL’ye çevirerek Masa’ya kaydını ve İİK’nın 196. Maddesi gereğince temerrüt faizi yürütülmesini talep ettiğini, İcra ve İflas Kanunu’un 198. maddesinin 1. fıkrasında, konusu para olmayan alacakların ona eşit bir kıymette para alacağına çevrileceğinin öngörüldüğünü, bu hüküm nedeniyle doktrinde konusu yabancı para olan alacakların da iflasın açıldığı andaki döviz kuru üzerinden Türk Parası’na çevrilerek iflas masasına yazdırılabileceğinin kabul edildiğini, İcra ve İflas Kanunu’nun 195. maddesinde, iflasın açılması ile müflisin borçlarının muaccel olacağı ve iflasın açıldığı güne kadar işlemiş faiz ve takip masraflarının anaparaya ilave edilerek masaya kaydedileceği hükme bağlandığını, bu hükmün amacının, iflas tarihinde masanın aktif ve pasiflerinin eşit şekilde ve aynı zamanda belirlenerek müflisin tüm alacaklılarına eşit ödeme yapılması olduğunu, bunu sağlamak için de yabancı para alacaklarının aynı paraya ( Türk Parası’na ) çevrilmesinin gerektiğini, çeviri zamanının ise, yabancı para alacakları ve konusu para olmayan alacaklar için iflas kararının verildiği tarih olması gerektiğini, yine İİK.’nın 196 inci maddesinde “rehinle temin edilmemiş alacaklarda ticari olmayan işlerdeki faiz oranı uygulanır” şeklinde olduğunu, tüm bu açıklanan nedenlerle ve kesinleşmiş Mahkeme kararları dikkate alınarak davacının açtığı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda ” 3182 sayılı bankalar Kanunu uyarınca mali bünyesinin güçlenmesine imkan görülmeyen …’ın bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul etme izni 3182 sayılı Kanun’un 12. ve 68. maddeleri uyarınca Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı’nın bağlı bulunduğu Devlet Bakanlığı’nın teklifi üzerine, Bakanlar Kurulunun almış olduğu 11.04.1994 tarihli kararı ile kaldırılmıştır.. Bakanlık Makamının 11.04.1994 tarihli onayı ile geçici yönetim ve denetimi görevi ise Bankalar Kanunu hükümlerine göre mevduat sahiplerine gerekli ödemelerin yapılmasını sağlamak üzere … Bankasına devredilmiştir. Geçici yönetimle görevli davacı … Bankası devletin garantisi altında olan mevduatları tespit etmek ve hak sahiplerine ödeme görevi gibi son derece sınırlı konuda görevli iken, …’ın hisselerinin satışı hakkında … Grubu ile yapmış olduğu 21.06.1993 tarihli Hisse satış Sözleşmesinin feshi maksadıyla 22.04.1994 tarihinde yeni bir sözleşme imzalamak suretiyle, … Hisselerini geri aldıktan sonra hisse satışına mahsuben peşin aldığı ( sonradan işbu tutarın 52.650.000 USD tutarının … kaynaklarından ödenmiş olduğu Mahkeme kararı ile sübut bulmuştur.) 75.000.000 USD nin …e iade edilmesini önleyecek ve … Bankasının müflis Bankadan olan alacaklarını iflas masası dışında tahsil edilmesi ,diğer masa alacaklarının aleyhine neticelenecek şekilde imzalamış olduğu temlik sözleşmesinin hükümsüzlüğü hakkında Müflis … İflas İdaresi tarafından 22.04.1994 tarihi itibariyle icra edilen takas mahsup işlemlerinin hükümsüzlüğü ve iptali (İİK md 201) ve alacağın tahsili istemiyle İstanbul Ticaret Mahkemeleri nezdinde kredi borçlusu firmalar ve kefili … A.Ş. aleyhine açmış bulunduğu takasa itiraz ve alacağın tahsiline yönelik İstanbul Ticaret Mahkemelerinde açılan davaların hemen tamamı iflas idaresi lehine neticelenmiş olduğu ,Danıştay 13.Dairesinde 2009/1021 E.Dosya ile ödeme emrinin iptali için … aleyhine davacının açtığı davanın da Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 2013/4186 E.sayılı Kararı ile … lehine sonuçlanmış olduğu çekişmesizdir. Davacı … Bankası tarafından yapılmış olan alacak temliki sözleşmesi ile buna istinaden yapılan işlemlerin İİK 201.maddesi ve Bankalar Kanununa aykırı olduğu ve işlemin geçersizliği ,yoklukla malul olduğu derecattan geçerek kesinleşen Mahkeme kararları ile tespit edilmiştir. Müflis … İflas İdaresi lehine neticelenmiş olan mahkeme kararlarıyla, Davacı … Bankası nın … A.Ş. nin geçici yönetim ve denetimini elinde bulundurduğu dönemde … ile imzaladığı 22.04.1994 tarihli sözleşme çerçevesinde, … A.Ş. hisselerinin … A.Ş.’ne satışı nedeniyle düzenlenen 21.06.1993 tarihli Sözleşmeye istinaden … Bankasına peşinat olarak ödenmiş olan 75.000.000.-USD”nin … A.Ş. kaynaklarından karşılanmış olduğu, davacının …’a 52.650.000 USD borçlu olduğu, bu hususun Mahkeme kararıyla sabit olduğu, Müflis … iflas masasınca bu alacağın davacı … Bankasından tahsilini engellemek, … Bankası’nın … A.Ş.’den olan alacaklarını iflas masası dışında tahsil etmesine matuf olarak alacak temliki sözleşmesine dayanarak işlemlerin icra edilmiş olduğu, icra edilen işlemlerin hukuken geçersiz olduklarının Mahkeme kararı ile hüküm altına alınmış olduğu, davacı Bankanın … kaynaklı peşinatı tahsil ederken iyi niyet iddiasını da ileri süremeyeceği hususları göz önüne alındığında, davacı … Bankası A.Ş: nin müflis … İflas Masasına alacak kaydı talebinde bulunmasının yasal dayanağı bulunmadığı anlaşılmakla davacının açtığı davanın yasal dayanağı bulunmadığı ve bu nedenle İstanbul … İflas Müdürlüğünün … sayılı dosyasından verilen 29/06/2016 tarihli red kararında belirtilen gerekçelerin belirtilen dosya içeriklerine İİK ve BK nun ilgili maddelerine uygun olduğu ” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; ilk derece mahkemesi, müvekkil bankanın tarafı olduğu sözleşmenin (veya sözleşmelerin) geçersizliği veya yoklukla malul olduğu konusunda verilmiş bir mahkeme kararının bulunmadığı gerçeğini gözden kaçırdığını, gerek karşı tarafın yanıltıcı nitelikte beyanlarının gerekse bilirkişi raporunda yer alan hatalı hususların doğruluğunu dahi araştırmaksızın, doğruymuş gibi kabul ederek gerçeklere aykırı karar oluşturduğunu, gerçekten de, müvekkil Bankanın … A.Ş.’den en az 75 milyon USD alacaklı olduğu Türkiye Cumhuriyeti Devletinin raporları ile tespitli olup, iflas idaresinin de tarafı olduğu süregelen yargılamalarda da kesinleştiğini, zaten iflas idaresi kararında, bu kesin gerçekten yola çıkarak müvekkil Bankanın 75 milyon USD alacağının varlığını kabul ettiğini, yani iflas idaresi, müvekkil bankanın mevcut ve reddetmediği alacağının zaman aşımı vb. çeşitli nedenlerle sona erdiği gerekçesiyle alacak kaydı talebimizi reddettiğini, ilk derece mahkemesi, sanki müvekkil bankanın 75 milyon USD’lik alacağı reddedilmiş yanılgısı ile son derece hatalı bir karar verdiğini, tam tersine, red kararının içeriğinde müvekkil bankanın alacaklı olduğu açıkça ikrar edildiğini, her şeyden öte, müvekkil banka kayıtları üzerinde herhangi bir inceleme yapılmadan tümüyle afaki bir şekilde hazırlanan raporun hükme esas alınması başlı başına hukuka aykırılık oluşturduğunu, Mahkemece, takas-mahsup işlemlerinin birbirine karıştırıldığı, müvekkil bankanın tarafı olmadığı takas / mahsup işlemlerinin esas alınarak oluşturulduğu apaçık olan hatalı bilirkişi raporunu, hiçbir muhakeme ve değerlendirme yapılmadan, dosya kapsamındaki belgeleri incelenmeden hükme esas aldığını, bilirkişi heyeti, … A.Ş. ve grup firmalarının … A.Ş. ile yapmış oldukları takas mahsup işlemleri ile müvekkil banka ile … A.Ş. arasında imzalanan 22.04.1994 tarihli sözleşmeden kaynaklanan ve yerine getirilmesi hukuken gerekli olan edimi/ifayı birbirine karıştırdığını, müvekkil Bankanın tarafı olduğu birinci takas mahsup işlemi ile ilgili olarak, müvekkil banka ile … A.Ş. arasında gerçekleştirilen tek bir takas-mahsup işlemi bulunmakta olup, bu işlem de 22.04.1994 tarihli sözleşmeden kaynaklanan ve yerine getirilmesi gereken bir edim olduğunu, dolayısıyla bu işlemin müvekkil bankanın zorunlu geçici yönetici sıfatı ile bir ilgisi bulunmamakta olup, bunun yerine getirilmesi için hiçbir makamdan onay almasına gerek olmadığını, müvekkil bankanın tarafı olmadığı ikinci takas mahsup işlemi ile ilgili olarak ise; … A.Ş. ve diğer … borçluları tarafından …’a karşı yöneltilen takas mahsup beyanları, müvekkil bankanın iradesi dışında ve tarafı olmadığı bir hukuki ilişki olduğunu, müvekkil bankanın hiç tarafı olmadığı bu ikinci takas mahsup işlemlerini ve bu işlemler çerçevesinde yürüyen hukuki süreç ve sonuçları esas alarak -sanki müvekkil banka bu takas mahsup işlemlerine tarafmış gibi- müvekkil banka aleyhine rapor düzenlediğini, ilk derece mahkemesi de bu gerçeklerle örtüşmeyen ifadeyi aynen alarak karar vermek yoluna gittiğini, Müvekkil bankanın tarafı olduğu 22.04.1994 tarihli sözleşme kapsamında yapmış olduğu takas ve mahsup işlemi ile alacaklı diğer üçüncü kişilerin önüne geçilmesi asla söz konusu olmadığını, zira bir an için 22.04.1994 tarihli sözleşmenin hiç imzalanmamış olduğu düşünülecek olur ise, müvekkil banka …’tan olan alacaklarını iflas masasına kaydedebileceğini, anılan sözleşmenin imzalanması ile birlikte bu kez müvekkil banka yerine … A.Ş. iflas masasına alacak yazdırarak sadece aynı koşullarla …’ın alacaklısı müvekkil Banka yerine … A.Ş. olacağını, eş anlatımla bu isim değişikliği ne …’ın borçlarında ve alacaklılarında ne de …’ın iflas masasında kayıtlı olan alacaklarda bir değişiklik yaratmadığını, bu çerçevede, 22.04.1994 tarihli sözleşmenin yapılması nedeniyle müvekkil bankanın …’ın diğer alacaklılarının önüne geçmesi hukuken mümkün olmadığını, ayrıca mahkemenin gerekçesinde geçen tespitlerin hatalı olduğunu belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, İİK 235. maddesi gereğince açılmış olan sıra cetveline itiraz ( kayıt kabul) davasıdır. İİK 235. maddede, sıra cetveline itiraz edenlerin, cetvelin ilanından itibaren 15 gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecbur oldukları, 223’üncü maddenin üçüncü fıkrası hükmünün mahfuz olduğu belirtilmiştir. Maddede düzenlendiği üzere, sıra cetveline itiraz davası açma süresi 15 gündür. Süre, sıra cetvelinin ilanından itibaren başlar. İİK 166. maddedeki gazetelerde yapılan ilanlardan en son ilan tarihinden itibaren işlemeye başlar. İflas masasına alacak yazdırırken, tebligatı kabulü elverişli adres gösterilerek, Adalet Bakanlığınca çıkarılan tarifede gösterilen yazı ve tebliğ giderlerini avans olarak vermek suretiyle, İflas idaresince alınacak kararların kendisine tebliğ edilmesini istemiş olan alacaklılara, alacaklarının kabul veya ret edildiği ayrıca tebliğ edilir (İİK 223. M). Bu alacaklılar için sıra cetveline itiraz davası açma süresi, sıra cetvelinin ilanından itibaren değil, bu tebligatın yapıldığı tarihten itibaren işlemeye başlar. Dosya kapsamına göre; müflis … ve Dış Ticaret Bankası hakkında İstanbul … İflas Müdürlüğünün … sayılı İflas dosyası açıldığı, iflas dosyasında düzenlenen ek sıra cetveli kararı 25/07/2016 tarihinde … Gazetesi ve Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiği, davacı tarafça müflis şirket masanına 948 kayıt numarası ile 298.465.757,01 TL tutarında alacak kayıt talebinde bulunulduğu, iflas idaresince alacağın tamamı reddedildiği, ret kararı 02/08/2016 tarihinde davacı vekiline tebliğ edildiği, tebliğ masrafları yatırıldığı, işbu davanın yasal 15 günlük hak düşürücü süre içerisinde 17/08/2016 tarihinde açıldığının anlaşılması üzerine işin esasının incelenmesine geçilmiştir. Somut olayda; davacı bankanın iştiraki olan … A.Ş’ nin hisselerinin müflis … A.Ş.’nin hakim hissedarı … A.Ş. ye satışı hususunda, … Bankası A.Ş. ile … A.Ş. arasında 21.06.1993 tarihli sözleşme düzenlenmiş ve peşinat olarak davacı bankaya 75.000.000 USD ödenmiş, müflis …’ın, Bakanlar Kurulu’nun 11/04/1994 tarihli kararı ile faaliyet izninin kaldırılması ve T.C. Başbakanlık Hazine ve Dış Tic. Müsteşarlığı’nın 11/04/1994 tarihli yazısı ile yönetim ve denetimin geçici olarak davacı … bankası’na verilmesinden sonra … Bankası ile … arasında 22/04/1994 tarihli yeni bir sözleşme akdedilmiş, …’ın …’e satımıyla ilgili akdedilen 21/06/1993 tarihli sözleşme feshedilerek, …’ın hisselerinin … Bankası’na devri sağlanmıştır. Bu devir sonucunda … Bankası satış bedeli olarak aldığı 75.000.000 USD’yi …’e geri ödememiş, … Holding, …’ın, … Bankası grubuna olan tüm borçlarına kefil yapılmak suretiyle …’ın borçlarından kefaleten sorumlu hale getirilmiş, akabinde …, …’ın, … Bankası uhdesinde toplanmış olan tüm borçlarını ödediğini beyan ederek … Bankası’nın kanuni halefi sıfatıyla ..’tan alacaklı olduğunu, bu alacağı ile … A.Ş.’nin, … firmalarına kullandırdığı kredilere vermiş olduğu kefaletlerinden kaynaklanan borçlarının takas mahsubunu, … Bankası’nın geçici yönetim ve denetiminde bulunduğu …’dan talep etmiş, bankaca 22/04/1994 tarihi itibariyle takas mahsup işlemleri yapılmış böylece, …’in davacı … Bankasına peşin olarak ödemiş olduğu 75.000.000.-USD, … A.Ş.’nin kefil olduğu … A.Ş.’nin davacı … Bankasına olan aynı tutardaki borçlarına karşılık takas-mahsup edilmiştir. … İflas İdaresi’nin 05/03/2008 tarihli kararı ile … Bankasından olan 75.000.000 USD’nin faizi ile birlikte dava ve takip hakkının, yapılacak tahsilatların müflis iflas idaresi hesaplarına ödenmesi kaydıyla devrine karar verilmiş, bu kapsamda davacı banka aleyhine 6183 sayılı kanun uyarınca takip başlatılması üzerine diğer taraftan davacı bankanın kendisine ödenen peşinat bedeli nedeniyle borçlu olmadığının tespiti için … ve müflis … iflas idaresi aleyhine İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/69 esas ( 2015/669 yeni esas numarası) sayılı dosyası üzerinden menfi tespit davası, … tarafından da davacı banka aleyhine İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/24 esas sayılı dosyası üzerinden 22/04/1994 tarihli sözleşmenin muvazaalı olduğu iddiası ile takas mahsup işleminin iptaline ve sözleşme nedeniyle ödenene peşinat bedeli 75.000.000 USD’din tahsilini talepli dava açılmıştır. 21/06/2013 tarihli hisse satım sözleşme kapsamında davacı bankaya peşinat bedeli olarak ödenen 75.000.000 USD’nin 52.600.000 USD’lik kısmın, alıcı … tarafından …’ın kaynaklarından karşılandığı iddiası ile … tarafından cebri icra yoluyla tahsil edilmiş, davacı, 22/04/1994 tarihli sözleşmenin diğer tarafı olan …’in davacı bankanın, … A.Ş.’den olan alacaklarına karşılık kefil sıfatıyla ve takas yoluyla yapmış olduğu 75.000.000 USD’lik peşinat ödemesinin 52.600.000 USD’lik kısmının haksız şekilde cebri icra yoluyla tahsil edildiği iddiasına dayanarak kayıt kabul talebinde bulunmuştur. Davacı … Bankası tarafından açılan İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/69 esas sayılı dosyasında yapılan yargılamada mahkemece ” 21/06/1993 tarihli hisse senedi satış ve devir sözleşmesini geçmişe etkili olarak sona erdiren 22.04.1994 tarihli sözleşme ile …’in … Bankasından olan 75.000.000 ABD Doları alacağının, … Bankası’na sözleşmenin 1, 3, 4, 5, 6. maddelerindeki müşterek ve müteselsil kefaletine karşılık takas ve mahsup edildiği, …’in 1994 tarihli sözleşme ile hakim ortağı olduğu …’ın … Bankası’nın temlik yolu ile devraldığı alacağına kefil olmayı kabul ettiği, … Bankası borçlu bulunduğu 75.000.000 ABD Doları borcunu tasfiye ederken yönetim ve denetimi kendisine geçici olarak devredilen …’ın kendisine olan borçlarını da bu suretle tasfiye ettiği, 1994 tarihli sözleşmenin yapılmasının ve 1993 tarihli sözleşmenin feshinin gerçek amacının …’ın … Bankası’na olan borçlarının tasfiyesi olduğunun anlaşıldığı, geçici yönetim ve denetimin davacı bankaya devrinden sadece 10 gün sonra düzenlenen sözleşmenin muvazaalı olduğunun kabul edilmesi gerektiği, yapılan sözleşmede tarafların gerçek amacının …’in, … borçlarına kefaletini sağlamak ve 75.000.000 ABD Dolarının hakim ortak Lapis’e iadesini önlemek olduğu, bu miktarın içerisinde bulunan ve … kaynaklarından sağlanan 52.650.000 ABD Doları yönünden davacı bankanın iyi niyet iddiasında bulunamayacağı, bu nedenle davacı bankanın belirtilen 52.650.000 ABD Doları üzerinden açmış olduğu davanın haklı ve yerinde olmadığı, 75.000.000 ABD Dolarının bakiyesi 22.350.000 ABD Doları yönünden ise borçlu olmadığı, bilirkişi kurulunun aykırı yönde olan görüşlerine itibar edilmemesi gerektiği sonucuna varılarak, davanın kısmen kabulü ile, davacının Müflis … A.Ş’nin iflas masasına 22.350.000 ABD Doları borçlu olmadığının tespitine, fazlaya dair istemin ise reddine” karar verilmiştir. Verilen kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2014/15 Karar 2014/9384 Karar 20/05/2014 tarihli kararı ile ” davacı … Bankasının tüm temyiz itirazlarının reddine, davalıların temyiz itirazına gelince davalılar, davacı banka ile dava dışı … A.Ş. arasında yapılan 22.04.1994 tarihli sözleşme ile davacının, davalı banka kaynaklarından alınan 75.000.000 ABD Dolarını iade etme borcundan kurtulduğunu savunmuş olmalarına göre, davalıların bu yönde dayandıkları delillerin de incelenerek, dava dışı … A.Ş. tarafından hisse devir bedeli karşılığı olarak davacıya ödenen ve davacı tarafından iade edilmesi gereken 75.000.000 ABD Dolarının tamamının davalı … kaynaklarından sağlanıp sağlanmadığı, bu paranın anılan bankanın parası olup olmadığının incelenerek, davalıların bu yöndeki savunmasının yerinde olup olmadığının tespiti gerekirken, 22.350.000 ABD Doları kısım yönünden anılan şekilde bir inceleme yapılmadan yazılı şekilde kısmen kabul kararı verilmesi doğru görülmemiş, eksik incelemeye dayalı olarak verilen kararın bu nedenle davalılar yararına bozulmasına ” karar verilmiş, tarafların karar düzeltme talebinin Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 20/03/2015 tarih 2014/13542 Esas 2015/3936 Karar sayılı ilamı ile reddine karar verilmiştir. Öte yandan, davacı banka ödemeye çağrı yazılarının ve ödeme emrinin iptali için müvekkil Banka tarafından Danıstay.13. Dairesi’nin 2008/9492 Esas (Yenileme ile 2015/2873), 2008/14103 Esas (Yenileme ile 2015/2875) ve 2009/1021 Esas (Yenileme ile 2015/2866) sayılı dosyaları üzerinden davalar açmıştır. Danıştay 13. Dairesi tarafından yapılan yargılamalar sonucunda …’nin söz konusu işlemlerinin iptaline karar verilmiş ise de, …’nin temyizi üzerine anılan kararlar Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu tarafından bozulmuş ve Danıştay 13. Dairesi tarafından bozma kararına uyularak davacının açtığı iptal davaların reddine karar verilmiştir. Davacı yan, 22/04/1994 tarihli sözleşmenin geçersizliğine ilişkin herhangi bir mahkeme kararı bulunmadığını ileri sürmüş ise de davacı bankanın, ödemeye çağrı yazılarının ve ödeme emrinin iptali için … aleyhine idari yargıda açmış olduğu iptal davalarında Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 2010/2654 E. 2013/1488 K. Sayılı kararında ” … Görüldüğü üzere, 21/06/1993 tarihli sözleşmenin feshi üzerine … hisselerinin … Bankası ve … Bankası Grubu firmalarına devri nedeniyle … Bankası … A.Ş.’ne borçlu bulunduğu 75.000.000.-USD’yi tasfiye ederken yönetimi ve denetimi geçici olarak kendisine devredilen …’ın yine kendisine olan borçlarını da tasfiye etmiş bulunmaktadır. Oysa yukarıda da belirtildiği üzere …’ın, Bakanlar Kurulu kararıyla mevduat kabulü ve bankacılık işlemleri yapma yetkisinin kaldırılması ve 11/04/1994 tarihinde yönetim ve denetiminin … Bankasına geçici olarak devredilmesiyle birlikte; …, …’ın ortak ve mensupları, … Bankası, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu ve …’tan alacaklı üçüncü şahıslar açısından mülga 3182 sayılı Bankalar Kanunun 68. maddesi uyarınca yasal bir süreç başlamış bulunmaktadır. … Bankası açısından bu süreç, geçici olarak yönetimini ve denetimini üstlendiği …’ın hesaplarının dökümünün yapılması, tasarruf mevduatının tespit edilmesi ve bu tespitin Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na bildirimiyle sınırlı olmasına rağmen, sözü edilen takas – mahsup işlemiyle … Bankası …’tan alacaklı diğer üçüncü kişilerin önüne geçmiş ve … A.Ş. ile imzaladığı 22/04/1994 tarihli sözleşme ile anılan Holdingin kendi Bankalarından olan 75.000.000.- USD’lik alacağını tasfiye etmiştir. …in … Bankasından olan 75.000.000.- USD’lik alacağının anılan Bankanın …’tan olan alacakları karşılığında bu şekilde tasfiye edilmesi, geçici olarak yönetimi … Bankasına geçmiş … kaynaklarının … Bankası ve … A.Ş. tarafından kullanıldığı sonucunu doğurduğu tartışmasızdır. Bu durumda, geçici yönetimi … Bankasına devredilen … kaynaklarının, anılan Banka tarafından, … hisselerinin devri nedeniyle doğan borcun tasfiyesi amacıyla takas – mahsup işlemine konu edilmesinde mevzuata uyarlık bulunmamaktadır.” şeklinde ifade edilmiştir. Dosya kapsamından anlaşıldığı üzere; davacı bankanın iştiraki olan … A.Ş’ nin hisselerinin müflis … A.Ş.’nin hakim hissedarı … A.Ş. ye satışında davacı bankaya peşinat bedeli olarak ödenen 75.000.000 USD”nin 52.600.000 USD’lik kısmının …’ın banka kaynağı olduğu, Bankalar Yeminli Murakıpları tarafından düzenlenen 06.10.1994 tarih, R-7-7-3 sayılı Bankalar Yeminli Murakıpları Raporundan ve Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 20/05/2014 tarihli 2014/15 Karar 2014/9384 Karar sayılı davacının temyiz isteminin reddi ve karar düzeltme talebinin reddine istinaden kesinleşmiş mahkeme kararından anlaşılmakta olup, bakiye 22.400.000 USD kısmına ilişkin yargılamanın devam ettiği, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 2010/2654 E. 2013/1488 K. Sayılı kararında ifade edildiği gibi geçici olarak …’ın yönetimini ve denetimini üstlenen … Bankası’nın, …’ın hesaplarının dökümünün yapmak, tasarruf mevduatını tespit ederek bu tespiti, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na bildirmekle sınırlı olmasına rağmen Bankalar Kanunu’nun verdiği yetkiyi aşarak söz konusu 22/04/1994 tarihli sözleşmeye istinaden takas mahsup işlemi ile …’in … Bankası’ndan olan 75.000.000 USD alacağının, … Bankasının …’tan olan alacakları karşılığında tasfiye etmiş olduğu, bu şekilde takas mahsup işlemi ile davacı … Bankası’nın, …’tan alacaklı olan kişilerin haksız şekilde önüne geçmiş olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle …’ın kaynakları ile hisse satış bedelinin peşinatı olarak davacı bankaya ödenen bedelin iadesinin … tarafından talep edilmesinde diğer bir ifade ile müflis bankaya ait kaynağın tekrar bankanın aktifleri içeresinde yer almasında hukuka aykırılık görülmemiştir. Bu itibarla davacı bankanın, iflas tarihi itibariyle müflis …’tan varsa alacaklarını belgeleriyle birlikte alacak kayıt talebinde bulunması gerekirken …’ın kaynakları ile hisse satış bedelinin peşinatı olarak ödenen ve müflis idaresince iadesi için cebren tahsil edilen bu bedeli talep etmesi hukuka uygun bulunmamıştır. Mahkemece her ne kadar gerekçesi açıklandıktan sonra sonuç bölümünde İstanbul … İflas Müdürlüğünün … sayılı dosyasından verilen 29/06/2016 tarihli red kararında belirtilen gerekçelerin belirtilen dosya içeriklerine İİK ve BK nun ilgili maddelerine uygun olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de İflas İdaresinin kayıt kabul talebini red etme gerekçeleri şunlardır: a-Alacak kaydı yapılması talep olunan tutar , taraflar arasında görülen davalarda banka kaynağı olduğu tespit edilmiş ve …’a iadesine karar verilmiştir. b-Davacı Banka, …’in kendisine ödediği 75.000.000 USD peşinat bedelini iade yükümlülüğü altına girmiş, …’in …’ın … Bankasına olan borçları için kefil edilmiş , …’ın borçları … Bankasına ödenen 75.000.000 USD peşinat bedeli kapatılmış ve … Bankasının …’dan olan alacaklarına … A.Ş.’nin halef edilmesi nedeniyle … Bankası’nın alacaklı sıfatı kalmamıştır. c-Borçlar Kanunu’nun 146’ncı maddesi uyarınca alacak 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğundan zamanaşımına uğramıştır. d-Talep edilen faizin fahiş olduğu, ayrıca İİK md 198 birinci fıkrası uyarınca alacak kaydında talep edilen anapara miktarının bu haliyle masaya alacak kaydının mümkün olmadığı belirtilmiştir. Mahkemenin gerekçesinin sonuç bölümünde iflas idaresinin red kararında belirtilen tüm gerekçeleri uygun olduğu tespiti hatalıdır. Böyle bir tespit dava konusu edilmeyen davacı bankanın, takas mahsup işleminden önceki … Bankasındaki alacaklarını da kapsamaktadır. Oysa dava konusu, davacının alacak kayıt talebinin dayanağını oluşturan … ile yapılan sözleşmeler kapsamında …’ın kaynakları ile hisse satış bedelinin peşinatı olarak ödenen ve müflis idaresince iadesi için cebren tahsil edilen bedeldir. Gerekçenin içeriği doğru ise de sonuç kısmında iflas idaresinin red kararında belirtilen tüm gerekçeleri uygun olduğu tespiti davacının, …’tan olan alacaklarını da etkilediğinden bu kısma yönelik tespit hatalı olmuştur. Nitekim yukarıda açıklandığı üzere davacı bankanın, iflas tarihi itibariyle müflis …’tan varsa alacaklarını belgeleriyle birlikte talep etmesinde bir engel bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesinin kararı doğru ise de gerekçesindeki “iflas idaresinin red kararında belirtilen tüm gerekçeleri uygun olduğu tespiti” hatalı olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun gerekçe yönünden kabulü ile HMK’nın 353/1-b.2 bendi gereğince gerekçenin düzeltilmesi cihetine gidilerek ve usuli kazanılmış haklar gözetilerek yeniden hüküm tesis edilmesine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun gerekçe yönünden KABULÜNE, HMK 353/1.b.2 maddesi uyarınca İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/848 Esas, 2018/278 Karar sayılı ve 01/03/2018 tarihli kararının KALDIRILMASINA ve YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE, 2-Davanın Reddine, a-Peşin alınan harç yeterli olduğundan başkaca harç alınmasına gerek olmadığına, b-Davalı iflas idaresi vekil ile temsil edildiğinden A.A.Ü.T.ne göre hesaplanan 2.180,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, c-Davacı tarafın yapmış olduğu yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına, ç-Davacı ve davalı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleşmesinden sonra HMK’nın 333.Maddesi uyarınca yatırana iadesine,
İstinaf Giderleri Yönünden; 3-İstinaf başvurusunun kabul sebebine göre 98,10 TL başvurma harcının Hazineye irat kaydına, 35,90 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 4-İstinaf başvurusunun kabul sebebine göre istinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 5-İstinaf yargılaması duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361/1 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.20/10/2021