Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/432 E. 2021/944 K. 06.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/432
KARAR NO: 2021/944
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/613 Esas
KARAR NO: 2018/815
KARAR TARİHİ: 04/07/2018
DAVA: Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali)
KARAR TARİHİ: 06/10/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin davalı kooperatif üyesi olduğunu, davalı kooperatife ait 30/05/2017 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında alınan 3-4-5-6-7-9-10 ve 11 nolu kararların kanuna, kooperatif ana sözleşmesine ve iyiniyet kurallarına aykırı olması nedeniyle iptallerine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesi ile,davacı tarafından sürekli olarak kooperatif aleyhine genel kurulda alınan kararların iptali için davalar açtığı, dava dilekçesinde belirtilen ve iptali istenen kararların iptalini gerektirir herhangi bir neden bulunmadığını, bu bağlamda yasal dayanağı bulunmayan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, ” davacı tarafından dava konusu yapılan 30/05/2017 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan ve yönetim kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin 7 nolu kararın; kaç oyla alındığı, kabul-ret ve çekimser oyların ne miktarda olduğu hususunun kararda belirtilmediği, bu nedenlerle iş bu kararın kullanılan oyların niteliği ve sayısı belirtilmemiş olması nedeniyle iptal edilmesi gerektiği, 9 nolu kararın; … ada … nolu parsel üzerinde bulunan … sarayının kiralanmasına ilişkin yönetim kuruluna yetki verilmesine ilişkin kararın da taşınmazın hangi koşullarda hangi kira bedeli karşılığında hangi süreyle kiralanacağı hususunun açıkça belirtilmediği, dolayısıyla söz konusu yetkinin ucu açık sınırları belirlenmeyen yetki olması ve söz konusu yetkinin üyeler aleyhine kullanılma ihtimali bulunduğu ve bu yöndeki yetkinin genel kurul tarafından kullanılmasının hakkaniyete uygun olacağı değerlendirilerek iptal edilmesi gerektiği, 10 nolu kararın da bankalardan teminat mektubu alınması, rehin sözleşmesi düzenlenmesine ilişkin yetkinin de keza sınırları belirlenmemiş açık ve geniş bir yetki niteliğinde bulunması söz konusu yetkinin kooperatif üyeleri aleyhine kullanılma ihtimali bulunduğu, bu yöndeki geniş yetkinin genel kurul tarafından kullanılmasının uygun olacağı dikkate alınarak keza iptal edilmesi gerektiği; dava konusu yapılan diğer kararların iptalini gerektirir yasaya, şirket ana sözleşmesine ve iyiniyet kurallarına aykırı bir hususun bulunmadığı, özellikle ortak alanların kullanılmasında yönetim kuruluna tanınan para cezası uygulamasının Yargıtayın yerleşmiş içtihatlarına göre ceza müeyyidesi olmayıp işgaliye bedeli olarak kabul edilmesi gerektiği, bu bağlamda bilirkişi heyetinin 11 nolu kararın iptali yönündeki görüşü mahkememizce kabul edilmeyerek davacı tarafın davasının kısmen kabulü ile ” davalı kooperatif tarafından 30/05/2017 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısına alınan 7-9 ve 10 nolu kararların iptaline karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; Bilirkişi raporunda iptali istenen 3,4,5,6,7,9 ve 10. Maddelerin iptalini gerektirecek bir husus olmadığı yalnızca 11. Maddenin iptali gerektiği şeklinde görüş belirtilmesine karşın tam tersi şeklinde karar tesis edildiğini, yerel mahkeme gerekçesinin aksine 7. Madde içeriğinde yönetim ve denetim kurullarının da ayrı ayrı ibraya sunulduğu, yapılan ibranın da oy çokluğu olduğu ve sözkonusu oylamanın bu şekil ile yasa ve kooperatif ana sözleşmesine uygun olduğu bilirkişi raporunda detayları ile izah edildiğini, zira ilgili madde oylamasında red ve çekimser oy sayılarının belli olmadığı şeklindeki gerekçesi yapılan inceleme ve mahkeme kararinin eksik ve hatalı inceleme sonucu ihdas edildiğini, ilgili madde oylaması bakımından oy kullanma ile ilgili bilirkişilerin oy kullanım üye listelerini incelemediği ve bu konudaki raporlarını düzenlemeleri gerekmekteyken oy kullanım üye listeleri / cetvelleri incelenmeden rapor tanzimi ve bu rapordaki olumlu görüşe rağmen yerel mahkemenin maddenin iptaline gitmesi eksik ve hatalı olduğunu, kooperatif oy kullanım üye listeleri incelense idi oylamaya katılan üye sayısı tespit edilebileceğini ayrıca davacının muhalefetinde, oy kullanan, kullanmayan, kabul, red, çekimser vb. sayısına bir itirazı olmadığı açık olmakla bu hususu kabul ettiğini, … olarak tabir edilen mahal bir alışveriş merkezi ve otel inşaatı olarak müvekkil kooperatif malvarlığı ile müvekkil kooperatif arazisi üzerinde inşaatı yapılan ve hafen devam eden … olup halen yapının tüm üyelerin gözü önünde yükselen bir yapı olduğu ve aynı zamanda … kooperatifinde üyelerin çoğunluğunun esnaf kimliğine haiz olduğu dolayısı ile yapının ederinin ve yaklaşık kiralama bedellerinin ancak piyasa koşullarında talep ile oluşacağını, kooperatifin malik olması sebebi ile kiracıların talep öncesi binanın m2si, konumu ve büyüklüğü gereği asgari 7-10 yıl arasında kiralama süresi istenmesi ve yine talep sebebi ile bu süre içinde yönetim değişikliği v.s. ile kiracının kusurundan kaynaklanmayan hallerden dolayı tahliye tehdidine maruz kalmaması için tapuya şerh verilmesi yetkisi muhtemel kiralama görüşmelerinde sorulduğundan bu yetki izah ile genel kuruldan istenerek ve genel kurula katılan üyelerin teveccüh ve tercihleri ile oy çokluğu ile kabul edildiğini, kaldı ki Yönetim Kurulunun yönetim tecrübesi ve her birinin ayrı ayrı alanlannda son derece başarılı işadamlarından oluştuğu, Türkiye nin en büyük kooperatifinin yönetim sorumluluğuna vakıf oldukları ve bu güne kadar doğru ve şeffaf kararları sebebi ile kooperatifin herkes tarafından tercih ve üyelik kaydı için yoğun talebe maruz kalan bir yapı olduğu sabit olup … kooperatifinde olası bir kötü yönetiminin gerek 1163 sayılı yasa gerekse ilgili yasalar çerçevesinde denetim ve mesuliyete haiz olduğu izahtan vareste olup davacının yetkinin sınırının belirlenmediği yolundaki itirazı esasen 3897 üyenin böyle bir sınır belirlemeye gerek duymaması sebebi ile ve yukarıda izah edilen çerçevede kabul edilemeyeceğini, nitekim kooperatif yönetim kurulu üyeleri hakkında geçmişte de kiralama yetkisi aldıkları değerlendirildiğinde hiç bir suç duyurusu, dava soruşturması vb olmadığını, keza 10 nolu genel kurul kararı bakımından da aynı gerekçe ile iptal kararı verildiğini, yerel mahkemenin kendisini genel kurulun yerine koyduğunu ancak genel kurulun, yönetim kurulu üyelerine duyduğu güven, ilgi ve bu teveccühü bu süreçte hiç dikkate almadığını, henüz oluşmamış ve olması muhtemel bir sonuca dayalı olarak karar vermesi haksız ve dayanaktan yoksun olduğunu, dosyada mübrez bilirkişi raporunda açıkça davacının muhalefet şerhlerinin ve madde oylamalarının maddelerin iptaline esas bir özellik arz etmediği, muhalefet şerhlerinin içeriği dikkate alındığında yerel mahkemenin gerekçelerinde yer alan hususlarda muhalefet olmadığını belirterek davanın kısmen kabulüne ilişkin kararın kaldırılarak davanın tümü ile reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususları da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, davalı kooperatif genel kurul kararının iptali istemine ilişkindir. İptali talep edilen genel kurul kararları, davalı kooperatifin 30/05/2017 tarihli olağan genel kurulda toplantısında alınan 3,4,5,6,7,9,10 ve 11 nolu gündem maddelerine ilişkin kararlardır. 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 53 .maddesinde, kanuna, ana sözleşmeye ve iyi niyet esaslarına aykırı olduğu iddiası ile genel kurul kararları aleyhine bir ay içinde iptal davası açılabileceği düzenlenmiştir. Bir aylık süre hak düşürücü süredir.Bu nedenle mahkemece doğrudan dikkate alınması gerekmektedir. Somut dava bu anlamda değerlendirilmiş ve 30/05/2017 tarihli genel kurulda alınan kararların iptali için 29/06/2017 tarihinde, bir aylık hak düşürücü süre içerisinde davanın açılmış olduğu anlaşılmıştır. Davanın hak düşürücü süre içerisinde açıldığının tespiti üzerine işin esasının incelenmesi uygun görülmüştür. Toplantıya çağrılanları ihtiva eden hazirun cetvelinde 3094 ortağın toplantıya çağrıldığı, 487 ortağın asaleten 1097 ortağın vekaleten olmak üzere toplam 1584 ortağın toplantıya bizzat veya temsilen katıldığı tespit edildiği, toplantının açılması için gerekli çoğunluğun mevcut olduğu görülmüştür. Genel kurul kararının iptali için aranan koşullar, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunun 53. maddesinde düzenlenmiştir. İptali talep edilen gündem maddelerine ilişkin kararların her birine davacılarca muhalefet edildiği ve muhalefet şerhinin tutanağa geçilmiş olduğu, red oyunun kullanıldığı, dava açma koşulunun yerine getirildiği anlaşılmıştır. Uyuşmazlık, 30/05/2017 tarihli genel kurulda alınan iptali talep edilen kararların kanun, ana sözleşme ve iyiniyet kurallarına aykırı olup olmadığı, iptal şartları gerçekleşip gerçekleşmediği noktasındadır.İstinafa konu iptaline karar verilen gündem maddeleri incelendiğinde, 7. Maddenin; yönetim ve denetim kurulunun ibralarına ilişkin olup, yönetim ve denetim kurulunun oy çokluğu ile ibralarına karar verilmiştir. 1163 sayılı Kanunun 51. Maddesi” Kanun veya ana sözleşmede aykırı hüküm bulunmadıkça genel kurul kararlarının da ve seçimlerde oyların yarıdan bir fazlasına itibar olunur.” Ana sözleşmenin 33. Maddesi. “Genel Kurulda kararlar, ortakların en az 1/4 ünün hazır olma şartıyla oylama sırasında mevcudun yarıdan bir fazlasının oyu ile alınır.” amir hükmüne göre; genel kurul 1584 üye ile yasaya uygun toplandığı, karar yeter sayısının ise yasaya göre 1584/2 + 1 = 793 olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda, yönetim ve denetim kurullarının ayrı ayrı ibralarının yapılan oylamada oy çokluğu ile ibra edilmelerinde kaç oy kabul kaç oy red için kullanıldığı, genel kurul toplantısında o anda salondan ayrılabilecek üyelerinde olabileceği dikkate alınarak karar yeter sayısı aranması gerekmektedir. Oy çokluğu şeklinde alınan kararda kabul-ret ve çekimser oylar belirtilmeden karar yeter sayısının tespiti mümkün olmaması nedeniyle alınan ibra kararının hukuken geçerli olduğu söylenemeyeceğinden iptali gerekmektedir. Davacı üyenin her ne kadar muhalefet şerhinde oylamaya ilişkin itirazı bulunmasa da yönetim ve denetim kurulunun ibralarına ilişkin alınan kararın kooperatif Ana Sözleşmesinin ve Kooperatifler Kanunun emredici normlarına aykırıdır. Emredici normdaki aykırılık, sonuçları itibariyle, diğer aykırılıktan ağır olacaktır. İşlemin ana unsurlarında ve emredici norma aykırılıkta mutlak butlan söz konusudur. Mutlak butlanda ( kesin hükümsüzlük), işlemin, başta Kooperatif Kanunu, Ticaret Kanunu ile ilgili kanunların emredici hükümlerine aykırı olmasıdır. Bu nedenle hukuki varlık kazanmamış mutlak butlanla geçersiz kooperatif işlemi hukuki sonuç doğurmayacağından davacının bu hususta muhalefet şerhinin bulunması da zorunlu değildir. Gündemin 9. Maddesi, … ada … nolu parsel üzerinde bulunan … sarayının kiralanmasına, gündemin 10. Maddesi bankalardan teminat mektubu alınması, rehin sözleşmesi düzenlenmesine ilişkin yönetim kuruluna yetki verilmesine ilişkin olup bu hususta yönetim kuruluna yetki verilmesi oy çokluğu ile karar verilmiş ise de yönetim ve denetim kurulunun ibralarında olduğu gibi oy çokluğu şeklinde alınan kararlarda kabul-ret ve çekimser oylar belirtilmediğinden yukarıda açıklandığı gibi alınan karar mutlak butlanla geçersiz olduğu gibi mahkeme kararında açıklandığı üzere kararda, taşınmazın hangi koşullarda hangi kira bedeli karşılığında hangi süreyle kiralanacağı hususunun açıkça belirtilmediği, keza bankalardan teminat mektubu alınması, rehin sözleşmesi düzenlenmesine ilişkin yetkinin sınırları belirlenmediği, dolayısıyla söz konusu yetkilerin ucu açık sınırları belirlenmeyen yetkiler olması nedeniyle hakkaniyete aykırı olduğundan iptali gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesinin kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, HMK 353/1.b.1 bendi uyarınca davalı vekilinin istinaf başvusunun esastan reddine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-HMK’ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2- Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından, davalı tarafından yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL’ nin istinaf eden davalı taraftan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-Davalı yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 / 1-b/1 bendi ile aynı kanunun 361.1 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta süre içerisinde Temyiz Kanun Yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.06/10/2021