Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/430 E. 2021/1082 K. 27.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/430
KARAR NO: 2021/1082
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2015/997 Esas
KARAR NO: 2018/442
KARAR TARİHİ: 17/04/2018
DAVA: Tapu İptali Ve Tescil (Satın Almaya Dayalı)
KARAR TARİHİ: 27/10/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekilinin 27.10.2015 tarihli dava dilekçesinde özetle; Beylikdüzü Belediyesinin Pınarkule Konut Yapı Kooperatifleri Birliği’ne Beylikdüzü, … ada, .. parsel sayılı taşınmazı tahsis ettiğini, … Konut Yapı Kooperatifleri birliğinin de kendisine tahsis edilen bu taşınmazı üyesi olan … Konut Yapı Kooperatifine konut ve işyeri yapmak üzere tahsis ederek vermiş ve bedelini de bu kooperatiften aldığını, davalı … Konut Yapı Kooperatifi bu taşınmazı üzerinde inşaa edilecek konut ve işyerlerini kendisi yapmayarak kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile …. Ltd. Şti’ne yaptırdığını, davalı … ile …arasında yapılan sözleşme ve ek protokol gereğince inşaa edilecek 928 adet bağımsız bölümde davalı kooperatife düşen bağımsız bölümlerin satılması, kooperatife üye kaydedilmesi konusunda Jetpa’ya yetki verildiğini, …’nın bu daireleri bu sözleşmeye dayanarak inşaata başladığını, inşaatı bitirdiğini ve kooperatife üye bulup kaydettiğini ve daireleri hak sahiplerine teslim ettiğini, müvekkilinin söz konusu daireyi 23.10.2000 tarihinde 12.708.000.000 TL karşılığı davalılar îhlas … A.Ş. İsimli şirketlerden satın almış ve bedelini bu şirketlere ödediğini müvekkilinin söz konusu bağımsız bölümü tasarrufu altından bulundurduğunu ve bu yerde ikamet etmeye başladığını ve 2005 tarihinde evlenmesi üzerine söz konusu daireyi müvekkili tarafından kira sözleşmesi ile kiraya verdiğini, 08.02.2001 tarihli sözleşme esnasında müvekkiline altı ay içinde tapuda kat mülkiyeti tesisi edildiğini, kat irtifakı tapusu verileceğinin belirtildiğini, müvekkili adına tahsisi edilen … Sitesi … Blok … …(kat irtifakı tesis edilip tapu kayıtları çıktığında …) sayılı dairenin satıcı Jetpa tarafından alıcı …ye devredildiğine ilişkin sözleşme ve imza sirkülerinin de müvekkiline verildiğini, müvekkilinin altı ay geçtikten sonra tapusunu istediğinde tapu kaydının halen Gürpınar Belediyesi adında olmasına rağmen … hakkında Bağcılar Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kara paranın aklanmasının önlenmesi yasası çerçevesinde ihtiyati tedbir konulduğunu bu sebeple bu tedbir ilgili mahkemece kaldırılana kadar tapu devrinin mümkün olmadığının belirtildiğini ve müvekkilinin … Konut Yapı Kooperatifi yöneticisi tarafından bizzat götürülerek belediye yetkilileri ile görüştürüldüğünü, müvekkilinin ödemelerini tamamlaması halinde ileride belediyece direkt olarak kendisine tapu devri sağlanacağının belirtildiğini, müvekkilinin tapunun kendisine devrinin yapılmasını beklerken tapuda malik görülen … Konut Yapı Kooperatifleri birliği yöneticilerinin müvekkiline önce devir için gereken belgeleri hazırlamasını istediğini, ayrıca 24.000 TL miktarından çevre düzenleme, alt yapı ve Emlak vergileri(müvekkili tarafından daha önce ödenmiş olmasına rağmen) ödemeleri içinde para talep edilerek devrin yapılacağının belirtildiğini, müvekkilinin davalı kooperatif birliğinin istediği evrak ve parayı temin ederek kendilerine başvurduğunda ise bu defa Jetpa tarafından kendisine tapu kaydının verilmesinin engellendiğini, bu sebeple yasal yollardan hakkını aramaya çalıştığını, davalıların iş ve eylem birliği halinde hareket ederek müvekkilinin satın aldığı, tasarruf ettiği ve kendisine teslim edilerek şimdiye kadar kat maliki olarak toplantılarına iştirak ettiği davalı kooperatif ve Jetpa yetkililerinin hakkın kötüye kullanılması teşkil eden iş ve eylemleri neticesinde zarara uğratıldığını belirtmiş olup, davalılardan … Konut Yapı Kooperatifler Birliği adına tapuda kayıtlı olan ve diğer davalı … Konut Yapı Kooperatifine tahsis edilen İstanbul ili, Beylikdüzü ilçesi, … ada, … nolu parselde kain eski … şimdiki … nolu bağımsız bölümdeki davalı adına olan tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tapuya tesciline, teminatsız veya mahkemece uygun görülecek banka teminat mektubu ile temin edilmiş teminat karşılığı dava konusu taşınmazın 3. Kişilere devrinin engellenmesi açısından tapu kaydına satılamaz devredilemez şerhini içerir ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini, bu talebin reddi halinde terditli olarak fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla şimdilik davalıların dava konusu dairenin bilirkişi incelemesi neticesinde belirlenecek (dava açıldığı tarihteki tahmini) piyasa rayici olan 250.000 TL’nin dava tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsili ile müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı …Konut Yapı Kooperatifleri Birliği’nin 16.12.2015 tarihli cevap dilekçesi özetle; Dava konusu meskenin üzerinde yer aldığı … ada, … parsel sayılı taşınmazın müvekkili tarafından birlik ortağı olan .. . … Konut Yapı Kooperatifi’ne tahsis edildiğini, dava konusu taşınmaz arsasını, sözü geçen kooperatife tahsis eden … konut yapı Kooperatifleri Birliği’nin bu taşınmazın tahsis işleminden dolayı, alt yapı katılım payı ve aidat giderleri nedeniyle, sözü geçen kooperatiften, genel kurulun yapıldığı tarih itibariyle 11.084.454,00 TL tutarında alacağı olduğunu, yüklenici sıfatı ile söz geçen firmanın bu taahhüdünü yerine getirmediğini, buna rağmen sözleşmeye göre kendisine bırakılan daireleri, 3. Şahıslara haricen sattığını, davacının da bu şekilde daire satın alanlardan biri olduğunu, Gerek Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı, gerekse yerleşik daire kararları kapsamında, davacının birliğe olan borç ödenmedikçe tapu talep etme hakkı doğmamış durumda olduğunu, ayrıca birlik alacağının, taşınmazın aynı ile ilgili olduğundan ve … Konut Yapı Kooperatifi ile yapılan sözleşmeye ve alınan taahhütlere göre bu paranın, birliğe ödenmesi kabul edildiğinden ve yine …Konut Yapı Kooperatifi ile yüklenici … Ltd. Şti. arasında yapılan Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesine göre bu ödemelerin, yüklenici tarafından yerine getirileceği kabul edildiğinden, esas itibari ile Birlik alacağının tamamı olan 11.084.454,00 TL’nin bir bütün olarak ödenmesi zorunluluğu olduğunu, birliğince hak sahiplerinin haklarını elde edebilmelerini kolaylaştırmak amacı ile, Genel Kurulunda aldığı bir karar ile hak sahipleri lehine iyileştirme düzenlemesi yapıldığını ve hak sahiplerinden her birinin sahibi bulunduğu meskene isabet eden katılım ve aidat bedelini ödemesi halinde ilk etapta, tapu kaydının ilgili kooperatif adına devri hakkında, yönetim kurulana yetki verildiğini, bu karar kapsamında, yönetim tarafından her bir meskene isabet eden borç tutarı tespit edilerek, ilgili kooperatife bildirildiğini, bu tapuların, kendilerince alt yapı katılım payları ödenmiş olsa bile, talepte bulunan 3.şahsa değil, öncelikle akitleri olan kooperatife devredildiğini, kooperatifin aynı usulle, yüklenicisine devir yaptığını, o da kendi müşterisine devir işlemini gerçekleştirdiğini, alt yapı katılım payı ve aidat alacağının 01.11.2015 tarihi itibariyle 49 tahsis no.lu taşınmaz için 25.093,70 TL olduğunu, davacı tarafından birliğe ödenmesi gerektiğini, davanın reddi halinde yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekilinin bila tarihli cevap dilekçesi özetle; Huzurdaki dava ile müvekkilinden talep edilen hak ve alacakların Borçlar Kanunu uyarınca zamanaşımına uğramış olduğundan davacının tüm taleplerine yönelik olarak zamanaşımı itirazında bulunduklarını, davada her ne kadar … A.Ş. ayrı taraf olarak gösterilmiş ise de bu tüzel kişiliğin müvekkili … A.Ş. ile birleşmiş olduğu, tüzel kişiliği kalmadığını, müvekkilinin … Ltd. Şti.’den dava konusu daireyi 28.01.2000 tarihinde satın aldığını, bedelini sözleşme şartları dairesinde ödediğini, sözleşme ile satıcının müvekkiline altı ay içerisinde tapu işlemlerini gerçekleştireceğini taahhüt ettiğini, müvekkilinin satın aldığı dairelerden davaya konu olan daireyi davacı sattığını bedelini taksitler halinde davacıdan tahsil ettiğini, bu sırada sözleşme ile beraber taşınmazı davacıya teslim ettiğini, ancak tapu için tarih taahhüdünde bulunulmadığını, müvekkili ile diğer davalı arasında akdedilen satım sözleşmesini ibraz ile yetindiğini, davacıya tapu devri yapılamadığı için dairenin rayiç bedelinden çok daha az bir bedelle satışını gerçekleştirdiğini, davacının daireyi tapu devri olmadan aldığını bildiğini ve bu durumu kabul ederek satın almaya gerçekleştirdiğini, satım bedelinin de bu nispette düşük olarak belirlendiğini, geçen sürede davacı tarafında zikrettiği üzere davalı … Grubunun yaşadığı olumsuzluklar nedeniyle tapu devrinin mümkün olmadığını, ancak davacının dairesindeki kullanım ve tasarruf hakimiyetinin sorunsuz devam ettiğini, davacının bu süreç içerisinde müvekkiline hiçbir ihtarname vs. bildirimde de bulunmadığını, davacının karşılaştığı bu durumdan dava ile haberdar olduğunu, dava konusu eylemden dolayı müvekkilinin kusuru olmadığı gibi davacı tarafça müvekkiline zamanaşımı sürelerinde ihbarda ve ihtarda da bulunulmadığından müvekkiline herhangi bir sorumluluk yükletilmesinin kanun hükümleri uyarınca mümkün olmadığını, davacının davasının diğer davalılar nezdindeki haklılığı ise tartışmasız olduğunu, bu hususta davacının tapu tescil talebinin muhatabının da halihazırdaki tapu sahipleri olduğunu müvekkilinin olmadığını belirtmiş olup, haksız hukuka aykırı davanın evvela müvekkili yönünden zamanaşımı nedeniyle usulden reddine, davanın esastan reddine ve yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı Tasfiye Halinde… Konut Yapı Koop, vekilinin 28.12.2015 tarihli cevap dilekçesinde; davacı ve haklarını devraldığını iddia ettiği kişilerin müvekkili kooperatifin üyesi olmadığını, bu doğrultuda Kooperatif ortağı olmayan birisinin üyeymiş gibi üyelikten kaynaklanan haklarının mevcut olduğu gerekçesiyle kooperatife dava açmasının da mümkün olmadığını, dairenin davacı tarafından kullanılıyor olmasının, vergiler ve diğer ödemelerin yapılıyor olmasının davanın haklılığına delalet etmediğini, sonuç itibariyle davacının ve haklarını devraldığını iddia ettiği kişilerin müvekkili kooperatifle doğrudan hukuki bir ilişkisinin bulunmadığını, bu nedenle müvekkili kooperatif aleyhine tapu iptal davası açmasının şartlarının oluşmadığını, davacının ancak haklarını devraldığını iddia ettiği kişilere karşı sözleşmeye aykırılık nedeniyle tazminat talebinde bulunmasının mümkün olduğunu, davanın tapu iptal ve tescil talebinin hem tapulu taşınmazların devrine ilişkin şekil şartlarına hem de ayni ve şahsi hakkın kime karşı ileri sürülebileceğini düzenleyen hukuk kurallarına aykırı olduğunu belirtmiş olup, öncelikle tedbir kararının kaldırılması ile kesin tespitlere dayanmayan ve faraziyeler üzerinden zorlama değerlendirmeler ile Kooperatifler Hukukunun usul ve esasları ile yasal düzenlemeleri, üyelik hak ve yükümlülükleri de nazara alınmadan, ileri sürülen iddialara dayanan davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Ltd. Sti vekilinin 11.03.2016 tarihli cevap dilekçesinde; Dava konusu taşınmazın bulunduğu arsanın, davalılardan … Yapı Kooperatifleri Birliği ile Gürpınar Belediyesi(şimdi Beylikdüzü Belediyesi) arasında imzalanan 03.12.1994 protokol ile birliğe tahsis olunduğunu, Birlik tarafından da arsanın diğer davalı Sınırlı Sorumlu… Konut Yapı Kooperatifi’ne tahsis edildiğini, bu davalının Kooperatif ile müvekkili arasında imzalanan kat karşılığı inşaat sözleşmesi ve bu sözleşmenin eki olan protokol ile dava konusu dairelerin bulunduğu sitenin kat karşılığı inşası verildiğini ve müvekkili tarafından da sözleşmeye ve ek protokole uygun biçimde site inşası tamamlanarak kooperatife teslim edildiğini, bu sözleşme ve ek protokol gereğince sitede yer alan bir kısım dairelerin mülkiyet hakkının müvekkili şirkete bırakıldığını, birtakım hukuki ve fiili imkansızlıklar ve dava dışı Belediye ile yaşanan ihtilaflar neticesinde bu taşınmazların mülkiyetlerinin intikalinin henüz gerçekleşmediğini, dava konusu taşınmazın dava tarihi itibariyle davalı … adına kayıtlı olduğunu, davanın muhattabınm kooperatifler birliği ve diğer davalı şirketler olduğunu, müvekkilinin davanın pasif husumet yokluğu sebebiyle reddi gerektiğini, davanın zamanaşımı sebebiyle reddi gerektiğini, dava konusu dairenin kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereği müvekkiline verilen dairelerden biri olduğunu, diğer davalı şirketlerin ve davacının bu daire üzerinde hakkı olmadığını, ne tapuda yapılmış bir sözleşme ne de taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin olmadığını, böyle bir durumda ancak tarafların verdiklerini geri isteyebileceklerini, bir an için taraflar arasında geçerli bir satış vaadi sözleşmesinin var olduğu, davacının halef sıfatıyla bu sözleşmeye dayanarak hak talep edebileceği ve müvekkiline husumet yönetilmesinin mümkün olduğunun düşünülse dahi, bu tür sözleşmeler için mevcut zamanaşımı süresinin de dolduğunu, davacının tapunun adına tescili talebinin bu nedenle haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacının açtığı davanın hiçbir hukuki dayanağının olmadığını belirtmiş olup, huzurdaki davanın öncelikle pasif husumet yokluğu nedeniyle, bunun uygun bulunmaması durumunda zamanaşımı sebebiyle, bu taleplerinin de kabul edilmemesi halinde ise haksız ve hukuki mesnetten yoksun davanın esastan reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece ”….davacının fiili ve hukuki tasarrufunda bulunduğu ve Barter sistemi ile sözleşme tarafı olan … Ltd. Şti’nin sisteme sunduğu ilgili daireyi satın aldığı, mali yükümlülüklerini yerine getirdiği, katılım payını ödediği bu nedenle talebinin kabulü gerektiğinden sözleşme, protokol gereğince tapunun adına tesciline hak kazandığı görüldüğünden talebinin kabulü gerekmiş; Dava konusu taşınmazın birlik adına olan tapu kayıtlarının iptaliyle davacı adına tesciline, davalı … Konut Yapı Kooperatifleri Birliği’nin davanın açılmasına sebebiyet vermediği ve ayrıca davacının birliğe olan katılım payı borcunu ödemek suretiyle tapu iptal ve tescil talebine bir itirazlarının bulunmadığını da beyan etmesi karşısında yargılama giderlerinden muaf tutulması yönünde” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ 1- Davalılardan… Koop. vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle;konu bağımsız bölümün kooperatifin uhdesinde olduğu, kooperatifin gerek davacıya ve gerekse diğer davalılara , bağımsız bölüm yönünden hiçbir taahhüdünün bulunmadığı, bu sebeple davacının hukuki ilişki içine girdiği kişilerin kooperatifi bağlayıcı işlem yetkisi bulunmadığından bu kişiler tarafından yapılan tasarruflar silsilesi yoluyla kooperatifin yükümlülük altına sokulmasının mümkün olmadığı, bilirkişi ilk heyet raporunda davacının ancak davalılardan Jetpa şirketinden tazminat talep edebileceğinin belirtildiği ancak buna rağmen mahkemece bu raporun hükme esas alınmadığı, dava konusu dairenin Büyükçekmece 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2017/181 Esas sayılı dosyasıyla yüklenici …’ya değil davalı kooperatife bırakılan daireler olduğu ve bu daire üzerinde yüklenicinin tasarruf yapamayacağı gözetildiğinde tapu tescil karar verilmesinde mümkün olmadığı, davaya konu uyuşmazlık konusunun ancak davalı …’ya karşı tazminat ile ileri sürülebileceği, netice itibariyle davacının ve hakkın devraldığını iddia eden kişilerin kooperatifle doğrudan hukuk ilişkide bulunmayıp bu nedenle kooperatif aleyhine tapu iptal ve tescil davası açılabilmesi şartlarının oluşmadığı, davanın tapu iptal ve tescil talebinin hem tapulu taşınmazın devrine ilişkin şekil şartlarını hem de ayni ve şahsi hakkın kime karşı ile ileri sürülebileceğini düzenleyen hukuk kurallarının aykırı olarak bu dava açıldığı belirtilerek mahkemece verilen kararın kaldırılması talep edilmiştir. 2- Davalılardan … A.Ş. vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; iş bu davada ileri sürülen sözleşmeden kaynaklı zaman aşımı itirazları dikkate alınmadığı, davanın açılmasında iş bu davalının kusuru olmadığı ve kusurun bizatihi davacıya ait olduğu, hal böyleyken maktu karar ve ilan harcı ile ve vekalet ücretinden davalının sorumlu olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu, dava sırasında davaya konu borcu ödemeyi kabul eden davacı lehine tapu iptali için karar verilmesinde üst birliğin itirazının olmadığına dair beyanının önemli bir unsur olduğu , taşınmazın satın alındıktan sonra doğan aidat borcunu ödememekte ısrar eden davacı taraf olduğu, mahkemece delil ve açıklamaların dikkate alınmadığı ve dava konusu olayda sanki işbu davalının borcunu yerine getirmemiş gibi hüküm kurulduğu, davacının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun açtığı dava neticesinde harç ve avukatlık ücretine mahkum edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek mahkemece verilen kararın bu sebeple kaldırılması talep edilmiştir. 3- Davalılardan …Ltd.Şti vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Davalının, davacıya karşı hiçbir sorumluluğunun bulunmadığı, taşınmazın dava tarihinde davalılardan … Konut Yapı Kooperatifi birliği adına kayıtlı olduğu ve davacının satış sözleşmeleri ve ödemelerin de diğer davalı şirketlere yaptığı bu durumun bilirkişi raporları sabit olduğu, mahkemece işbu davalı yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği, dava konusu dairenin kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile müvekkili şirkete verildiği, diğer davalı şirketlerin ve davacının bu daire üzerinde hakkı bulunmadığı ve dolayısıyla davacı ve diğer davalı şirket arasında yapılmış olduğu belirtilen satış işleminin hukuki geçerliliği ve davalıyı bağlayan bir yönünde bulunmadığı, bu daire yönünden gayri resmi satış sözleşmesine dayalı olarak tapu iptal ya da rayiç değer talep etmesinin talep edilmesinin hukuka aykırı olduğu, adi yazılı bir sözleşmeye dayanarak tapu tescil davasının açılmasının mümkün olmadığı, bu mümkün olsa dahi davacının sözleşme konusu taşınmaz üzerinde hak iddia edebilmesi için selefi olan diğer davalı şirketlerin edimlerini tam olarak yerine getirmiş olduğunun hukuken geçerli bir şekilde ispatlanması gerektiği ancak davalı şirket ile diğer davalı … arasında yapılmış sözleşmenin şirket kayıtlarında mevcut bulunmadığı, ayrıca taraflarının tebliğ edilen bir sözleşme olmadığından bunu inceleyip beyanda da bulunamadıklarını ve savunma hakkının kısıtlandığını, müvekkili şirkete dava konusu bağımsız bölüm için yapılmış herhangi bir ödemenin de bulunmadı belirterek mahkemece verilen kararın kaldırılması talep edilmiştir. Davalılardan …Konut Yapı Birliğince gerekçe kısmında işbu davalının yargılama giderlerinden muaf tutulması yönünde karar ihdas edildiği, ancak 4 nolu hüküm fıkrasında harçlar kanununa göre belirlenen ilam harcının dan bakiye kalan miktarın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline dair ara karar oluşturulduğu nazara alınarak 4 nolu maddenin tavzihine karar verilmesi talep edilmiş ve mahkemece 25.05.2018 tarihli tavzih kararında ” harçlar kanununa göre belirlenen 17.077 , 50 TL ilam harcından peşin alınan 4.269, 38 TL harç mahsubu ile bakiye 12.808,12 TL’nin davalılar( … Konut Yapı Kooperatifi Birliği hariç tutulmak kaydıyla ) müştereken ve müteselsil alınarak hazineye irat kaydına ” şeklinde tavzihine karar verildiği belirtilmiştir .
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, davalılardan… Konut Yapı Kooperatif Birliği adına kayıtlı olan … no lu (eski …) bağımsız bölümün davacı adına tescili olmadığı taktirde 250.000 TL’ nin faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesi istemine ilişkindir. Davaya konu edilen Beylikdüzü ilesi … Ada … parselde kayıtlı taşınmazın Beylikdüzü Belediyesi ( Eski Gürpınar Belediyesi) tarafından davalılardan… Konut…. Kooperatifine ve ….. Kooperatifince de birliğe üye olan diğer davalı…. Kooperatifine tahsis edildiği anlaşılmaktadır. Bu şekilde birlik ortaklarına tahsis edilen arsalar üzerinde fiili olarak 6668 adet konut ve 84 adet iş yeri yapıldığı belirtilmektedir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 1.maddesinde; “Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir.” hükmü yer almaktadır. HMK 114/1-c maddesi uyarınca “Mahkemenin görevli olması” dava şartlarından olup, HMK 138 maddesi dikkate alınarak dava şartlarının öncelikle karara bağlanması gerekmektedir. HMK 115. maddesinde ise “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir…” düzenlemesi yer almaktadır.Tarafların istinaf sebeplerinin incelenmesinden, taraflar arasındaki esasa ilişkin uyuşmazlığın çözümünden önce, davada HMK’nın 355. maddesi gereğince kamu düzeni nedeniyle re’sen dikkate alınması gereken usule ilişkin aykırılıkların mevcut olup olmadığının tespiti gereklidir. Usule ilişkin aykırılıklar konusunda da öncelikli olarak ve mahkemece re’sen dikkate alınması gereken husus ise, mahkemenin görevli olup olmadığı sorunudur. Zira görev, kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece kendiliğinden dikkate alınabileceği gibi, taraflarca da davanın her aşamasında ileri sürülebilir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’ndan kaynaklanması halinde, K.K. 99/1 maddesi uyarınca doğan hukuk davalarının tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın ticari dava sayılacağı belirtilmiştir. Bu halde ilgili davalarda görevli mahkeme ticaret mahkemesidir. Davaya konu uyuşmazlıkta, davacı vekilince sunulan dava dilekçesinde, davalı …Yapı Koop. adına kayıtlı ve diğer davalı . ….Koop. Tahsisi edilen 52 no lu bağımsız bölümün davacı adına kayıt ve tescilinin talep edildiği, davalı ….. Koop. Vekilince mahkemeye sunulan 02.03.2018 havale tarihli beyan dilekçesinde mesken için tahakkuk etmiş ve birikmiş borç tutarı olarak belirtilen 31.518,83 TL birlik alacağı bedelinin üyelik aidat bedeli olup olmadığının anlaşılamadığı ve davacının kooperatif üyeliğinin tespiti yönünde talebi de bulunmadığı nazara alındığında öncelikle mahkemece görevli olup olunmadığının incelenmesi gerekmektedir.Dava, 26/10/2015 tarihinde açılmış olup, davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6502 sayılı Yasa ile Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 2. maddesinde; “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemin ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar. Aynı kanunun 3/1-h maddesinde; “Mal: Alışverişe konu olan ; taşınır eşya, konut veya tatil amaçlı taşınmaz mallar ile elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri her türlü gayri maddi malları, ” 3/1-k maddesinde, “Tüketici: Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi,” hükmünü; aynı kanunun 3/i maddesinde, “Satıcı: Kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi,” hükmünü; aynı kanunun 3/1-l maddesinde ise, “Tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve her türlü hukuki işlemi,” ifade ettiği düzenlenmiştir. 6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca, tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda, tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında, Kanunun 83. maddesinde de, taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir. Diğer taraftan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1. maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı hüküm altına alınmıştır. Buna göre, bir uyuşmazlığın ticari nitelikte olabilmesi için, her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendirmesi yahut aynı maddenin alt bentlerinde düzenlenen istisnalardan birine dahil olması gerekmektedir. 6502 sayılı Kanun’un 3.maddesinde tanımlandığı üzere davacı tüketici, taraflar arasındaki ilişki konut niteliğindeki bağımsız bölümün alım- satım ilişkisi olduğundan tüketici işlemidir. Bu durumda davanın Tüketici Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğinden, mahkemenin görevsizliği nedeniyle 6100 sayılı HMK’nun 114/1.c ve 115 maddeleri uyarınca davanın usulden reddi yerine yazılı olduğu biçimde işin esası hakkında karar vermiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Açıklanan nedenlerle davalılar vekillerinin sair istinaf sebepleri şimdilik incelenmeksizin kararın 6100 sayılı HMK’nun 353/1.a.3 maddesi uyarınca kaldırılması dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalılar … Koop., … A.Ş., … Ltd.Şti., tarafın istinaf başvurusunun sair istinaf sebepler incelenmeksizin KABULÜ ile Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin, 2015/997 Esas, 2018/442 Karar ve 17/04/2018 tarihli kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1.a.3 bendi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dairemizin kararı doğrultusunda işlem yapılması için dosyanın mahkemesine İADESİNE, 3-İstinafa başvuran davalılar tarafından ayrı ayrı yatırılan 98,10 TL istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına, 4-İstinafa başvuran davalılar tarafından yatırılan istinaf karar harcının ilk derece mahkemesince iadesine, 5-İstinafa başvuran davalılar tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 7-Yatırılan gider avansından kalan kısmın istinafa başvuran davalılara ilk derece mahkemesince iadesine, 8-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.a.3 ve 362/1.g bendi uyarınca kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.27/10/2021