Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/408 E. 2021/952 K. 06.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/408
KARAR NO: 2021/952
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2016/541
KARAR NO: 2018/210
KARAR TARİHİ: 13/03/2018
DAVA:İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 06/10/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Borçlu aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasıyla icra takibi yapıldığını, borçlu kendisine gönderilen ilamsız takipte ödeme emrine karşı, borca haksız olarak itiraz ettiğini, borçlunun itirazlarının yersiz olduğunu, sözleşme ile kararlaştırılan edim müvekkil şirket tarafından sözleşme hükümlerine uygun olarak ifa edilmesine ve davalı tarafından da kullanılmış olmasına rağmen, sözleşmede kararlaştırılan bedel davalı tarafından haksız ve kötüniyetli olarak ödenmediğini, davalının takibe ve borca itirazlarının iptali ile takibin devamına karar verilmesini, borçlunun alacak likit olduğundan %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının davası haksız ve kötüniyetli olduğunu, davacı ile müvekkil arasında 18/12/2013 tarihli sözleşme yapıldığını, itiraz dilekçesine sehven aralarında ticari ilişki yoktur diye yazıldığını, davacı şirket sözleşme ile üstlendiği yükümlülükleri yerine getirmediğini, yaptığı işlerin dökümünü verilerini ve belgelerini ve de en önemlisi faturasını müvekkil şirkete göndermediğini, müvekkil şirket reklam ajansı ve siyasi partilerin seçim kampanyası işlerini yapan bir firma olduğunu, yapılan işin verileri dökümü ve belgeler ve de faturası kendisine ibraz edilmemesi halinde ödeme yapması mümkün olmadığını, çünkü kendisi de kampanyasını yaptığı parti veya adaya bunları ibraz edeceğinden bu nedenle borcu olmadığını, davacının haksız ve kötüniyetli davasının reddini, davacının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece ”… Davacı tarafın ticari defter ve belgelerin usulüne uygun olarak tutulduğu, davalı taraf defter tasdik bilgilerini dosyaya sunduğu ancak muhasebe kayıtlarının dosyaya ibraz edilmediği, dava dışı … Ltd. Şti tarafından davacı firma adına düzenlenmiş 30/12/2013 tarihli 23.924,50-TL bedelli ve 12/02/2014 tarihli 19.729,60-TL bedelli olmak üzere toplam 43.654,10-TL üzerinden davacı defterlerinde kayda alındığı, davacı firmanın davalı tarafa sözleşme çerçevesinde sunduğu hizmet ile ilgili fatura düzenlenmediğinden herhangi bir muhasebe kaydının defterlerinde bulunmadığı, davacı tarafça dosyaya sunulan CD içeriklerinde Sivas ili Yerel Seçim Seçmen Algısı Saha Araştırması olarak Aralık 2013 ve Şubat 2014 tarihlerine ait bölgesel anket çalışmaları sonuçları ve bunlara ait sunum dosyalarının bulunduğu, ilgili çalışmaların davacı tarafından dava dışı Sivas Belediyesine hitaben hazırlamış olduğu, her ne kadar davalı tarafça davacı şirketin sözleşme ile üstlendiği yükümlülükleri yerine getirmediği iddia edilmiş ise de; 26/09/2014 keşide tarihli … çek numaralı 35.000,00-TL bedelli ve 23/10/2014 keşide tarihli … çek numaralı 40.000,00-TL bedelli çeklerin davacı taraf çalışanı … tarafından teslim alındığı ve bu çeklerden … çek numaralı 35.000,00-TL bedelli çekin 03/10/2014 tarihinde dava dışı …’a ödenerek davacı şirket adına tahsil edildiği, davalının dava açılmadan önce sözleşme de belirlenen edimleri yerine getirilmediğine dair herhangi bir iddiası ya da ihtarı bulunmadığı gibi kısmi ödemede bulunduğu, 23/10/2014 keşide tarihli 4520474 çek numaralı 40.000,00-TL bedelli çekin ise davacı tarafça Mahkememiz dosyasına ibraz edilerek delil olarak saklanmak suretiyle Mahkememiz Yazı İşleri Müdürlüğü kasasına alındığı, davacı tarafça … çek numaralı 35.000,00-TL bedelli çekin tahsil edilmesi nedeniyle toplam 88.500,00-TL alacak taleplinin 35.000,00-TL’lik kısmından vazgeçtiğini bildirdiği, davalı tarafça 35.000,00-TL yönünden davacının vazgeçmesine muvafakat edildiği, yine davalı tarafça fatura düzenlenmediğinden KDV’de talep edilemeyeceği iddia edilmiş ise de; Fatura düzenlenip düzenlenmemesi vergi hukuku ile ilgili olup davacının KDV alacağını talep ve dava etmesine engel teşkil etmeyeceği nazara alınarak anlatılan nedenlerle; davacı tarafın davasının kısmen kabulü ile İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında takibin 53.500,00TL asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin kısım yönünden HMK’nun 123. Maddesi gereğince esası hakkında hüküm tesisine yer olmadığına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına, koşulları oluştuğundan alacağın %20’si üzerinden hesap edilecek icra inkar tazminatının davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine karar vermek gerekmiştir. Her ne kadar davalı taraf kötüniyet tazminatı talebinde bulunulmuş ise de; ödenen miktara ilişkin talebin geri alınmasına davalı tarafça muvafakat edildiğinden ve bu miktar hakkında hüküm tesisine yer olmadığına karar verildiğinden buna ilişkin kötüniyet tazminat talebi hakkında da hüküm tesisine yer olmadığına dair ” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Dava konusu olayda davacı tarafça yapıldığı iddia edilen işin davacı şekilde teslim edilmediği, teslim edilmeyen işlerle ilgili bir fatura düzenlenmediği ve düzenlenmeyen fatura üzerinden KDV işletildiği, dosyada işin teslim edildiğine dair sunulan herhangi bir bilgi ve belgelerin bulunmadığı, fatura dahi kesilmeyen bir işin yapılma olasılığının düşük olduğu, ispat yükünün davacıya ait olduğu belirtilerek ilk derece mahkemesinin yargılama masrafını ve vekalet ücretine ilişkin bölümün iptal edilmesini talep edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nun 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, taraflar arasında imzalanan 18.12.3013 tarihli hizmet sözleşmesinden kaynaklanan hizmet bedelinin tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. İstanbul … İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyası incelendiğinde; davacının, davalı aleyhine “18.12.2013 tarihli sözleşmeye istinaden” istinaden 88.500 TL alacağın tahsili için 22/03//2016 tarihinde başlatılan icra takibine ilişkin ödeme emri davalıya 29/03/2016 tarihinde tebliğ edilmiş olup, davalı vekilince 30/03/2016 tarihinde itiraz dilekçesi sunulmuş ve dava yasal süre içerisinde açılmıştır. 18.12.2013 tarihli sözleşmenin incelenmesinde; sözleşme taraflarının davacı ve davalı şirket olduğunu, Sivas ili vatandaş algı ve beklentilerin tespiti konulu sözleşmede proje kapsamında Sivas ili merkez ilçesinde toplam 63 mahallede proje başlangıcında 2.500 kişiyi kapsayan bir araştırmanın 20-23 Aralık tarihinde yapılacağı ve 30 Aralık’ta araştırma sonucunun sunulacağı, bu aşamanın fiyatının 45.000 KDV olduğu, Şubat ayı başında 2.000 kişiyi kapsayan bir araştırmanın 03-06 Şubat tarihinde yapılacağı ve 26 Şubat’ta araştırmanın sonucunun sunulacağı, bu araştırmanın fiyatının 30.000+KDV olduğu, son aşamanın ise 01-04 Mart tarihinde 1500 kişiyle yapılacağı ve sonuçlarının 11 Mart tarihine sunulacağı bu araştırmanın fiyatının 25.000+KDV olduğu belirtilmiştir. İş bu sözleşmeye göre davacının sorumluluğu proje süresince faaliyet planına uyarak sözleşmede belirtilen yükümlülükleri yerine getirileceği yönünde taahhütte bulunmak ve sözleşmede davacı taraftan kaynaklanan gecikmelerden davalının sorumlu tutunamayacağı, davalıdan kaynaklanmayan sebeplerden dolayı projenin uzaması durumunda davacının herhangi bir ücret talep etmeyeceği belirtilmiştir. Buna karşılık davalının da yükümlülüklerini yerine getirememesinden dolayı yaşanan gecikmelerden dolayı davacıya sorumlu tutamayacağı ve uygulanacak faaliyetleri haklı gerekçe göstermedikçe yada karşılıklı mutabakat sağlanmadıkça erteleme veya değişim talep edemeyeceği belirtilmiştir. Sözleşmenin 9. maddesinde proje kapsamında yapılacak 60.000 anket ve bunların analizi, raporlanması ve sunumu dahil toplam miktarın 100.000+KDV olduğu belirtilmiş olup proje hizmet tutarı ödeme planına göre 1. aşamada ödeme tarihinin 30.01.2014 ve miktarın 45000 TL + KDV, 2. aşamada ödeme tarihinin 28.02.2014 ve ödenecek miktar 30000+KDV , 3. aşamada ödeme tarihinin 31.03.2014 ve ödenecek miktarın 25000 TL+ KDV olduğu belirtilmiştir. Sözleşme süresinin sözleşmenin imzalaması ile işe başlama tarihinden itibaren son araştırma sunumunun yapılmasına kadar süreceği ve 11.03.2014 tarihinde tamamlanacağı, davalının 3 aşamadan herhangi birinde sözleşmeyi tek taraflı feshedebileceği de belirtilmektedir. Dava dilekçesine ekli ve dava dışı … şirketi tarafından düzenlenen 30.12.2013 tarihli faturanın 3.924,50 TL bedelli, 12.02.2014 tarihli faturanın 19.729,60 TL bedelli olduğu ve faturalarının davacı şirkete yönelik düzenlendiği, açıklama kısmında Sivas vatandaş algı ve beklenti anketi araştırması, fotokopi bedeli, birim giriş hizmeti yazdığı anlaşılmaktadır. Mali müşavir bilirkişince düzenlenen raporda özetle; davacının 2013 ve 2014 yılı ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin zamanında yapıldığı, davalı tarafın 2013 ve 2014 yılı açılış tasdiklerinin zamanında yapıldığı, 2013 yılı açılış tasdikinin dosya ibraz edilmekle birlikte 2014 yılı yevmiye defterinin kapanış tasdikinin dosyaya sunulmadığı, davacı tarafın muhasebe kayıtları üzerinde yapılan incelemede 30.12.2013 tarihinde dava dışı … şirketi tarafından davacı adına düzenlenmiş 17959 nolu 1 adet faturanın KDV dahil 23.924,50 TL üzerinden, 12.02.2014 tarihinde de yine dava dışı … şirketi tarafından davacı adına düzenlenmiş … nolu 1 adet faturanın KDV dahil 19.729,60 TL üzerinden kayda alındığı , faturaların toplam miktarının 43. 654,10 TL olduğu ve davacı firmanın davalı tarafı sözleşme çerçevesinde sunduğu hizmetlerle ilgili herhangi bir muhasebe kaydı sunmadığı belirtilmektedir. Bilirkişi raporunda ayrıca davacı tarafça sunulan CD içeriğinde Sivas ili yerel Seçim seçmen algısı saha araştırması olarak Aralık 2013 ve Şubat 2014 tarihlerine ait bölgesel anket çalışmaları sonuçları ve bunlara ait sunum dosyalarının bulunduğu, ilgili çalışmaların davacı tarafça Sivas belediyesine hitaben hazırlandığı, davacı firma dilekçesinde de sözleşme kapsamındaki işin teslim edildikten sonra Sivas’ta asıl iş sahiplerine bir sunum gerçekleştirmiş olunduğu ve bu doğrultuda işin asıl sahibi ve halihazırdaki Sivas belediye başkanı ve parti temsilcilerini 03.01.2014 tarihinde Sivas büyük otelde sunum yapıldığı, sunuma davacı şirket ortağı ile davalı şirket ortakları da katılarak hava yolu ile sağlanan ulaşımın davalı şirket tarafından tedarik edildiği belirtilmiştir. Davacının herhangi bir fatura düzenlemediği belirtilmekle, kayıtları işi yaptırdığı dava dışı … şirketi tarafından davacı adına düzenlenmiş faturalar olduğu ve dava konusu alacak için davacı tarafça davalı adına düzenlenmiş bir faturanın bulunmadığı, davalı tarafça dosyaya 2 adet çek sunulduğu, bunların muhatabının … Dudullu şubesi, keşidecisi …, keşide tarihi 26.09.2014 olan … nolu 35.000 TL ve … nolu 40000 TL bedelli ve keşide tarihi 23.10.2014 olduğu, … isimli kişinin davalı şirketin %60 ortağı olduğu çekleri teslim alan dava dışı … adlı şahsın ise davacı şirket çalışanı olup olmadığının SGK il müdürlüğüne yazılan müzekkere cevabı gelmediğinden tespit edilemediği ve bu bilgiler doğrultusunda; işin saha çalışması … adlı dava dışı firmaya yaptırıldığı ve faturalarında bu şirket tarafından kesildiği, çeklerin davacıya ödenmiş olması ve dava dışı … isimli kişinin davacı şirket çalışanı olduğunun anlaşılması halinde sözleşmeye göre davacının toplam alacağının 45000+35000 ve %18 KDV (13.500TL) olmak üzere toplam 88.500 TL olduğu, 35000+45 40000 TL bedelli olmak üzere toplam 75.000 TL bedelli çek miktarlarının tenzili ve birlikte davacının alacağının 13.500 TL olduğu kanaatine varıldığı belirtilmiştir. Davalı tarafça sunulan cevap dilekçesinde, sehven icra takip dosyasının sunulan itiraz dilekçesinde ticari ilişki bulunmadığı belirtilmiş ise de, taraflar arasında ticari ilişkinin bulunduğu ve davacı şirketin sözleşmenin istenilen yükümlülükleri yerine getirmediği, yaptığı işin dökümünü ve en önemlisi faturaları tebliğ etmediği ve davacı şirket yetkililerince iş bedelinin ödenmesi konusunda davalı şirketin ikna edildiği yapılan iş yerin ve dökümanlarının getirileceği de söylendiğinden davalı şirket yetkilisi … şahsi hesabından 40.000+35.000 TL bedeli çekler olmak üzere toplamda 75.000 TL miktarda çeklerin teslim edildiği ve bu çekleri … isimli kişinin teslim aldığı bir davacının yaptığı işin dökümünü ve faturaları getirmemesi üzerine diğer çeklerin ödenmediği iddia edilmiştir. Muhatabı … Dudullu şubesi, keşidecisi …, keşide tarihi 26.09.2014 olan … nolu 35.000 TL ve … nolu 40.000 TL bedelli ve keşide tarihi 23.10.2014 olan çek görüntüsü dosya arasına alınmıştır. … sicil numaranın davalı şirketin firma sicil bilgilerinin bir örneği İstanbul Ticaret Odası sitesinden alınmış olup yapılan incelemede davalı şirket ortaklarının … ve … olarak ve yine münferiden yetkilisi … olarak belirtilmiştir. İstanbul Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığınca mahkemeye gönderilen yazı ile dava dışı …’nin davacı şirkete 11.04.2013 tarihinde başladığını belirten işe giriş bildirgesi, 21.08.2015 tarihinde ayrıldığını belirten işten ayrılış bildirgesi ile 1096166 sıra no lu davacı şirkette bu tarihlerde çalıştığını gösterir SGK hizmet dökümünü bir örneği mahkemeye sunulmuştur. 20.02.2018 tarihli celsede davacı vekilince 35.000 TL’lik çekin davacı şirket çalışanı … tarafından alındığı ve 40.000 TL’lik çekin mahkemeye ibraz edildiği, bu haliyle 35.000 TL kısım tahsil edildiğinden bu miktar yönünden taleplerinden vazgeçtiklerini ve kalan 53.500 TL üzerinden davanın kabulüne karar verilmesini talep ettiğini belirtmiş, huzurda bulunan davalı vekili, beyanında davacı tarafın 35.000 TL yönünden vazgeçmesine muvafakatlerinin bulunduğunu belirtmiştir. Davalı taraf düzenlenen sözleşmenin gereği gibi ifa edilmediği iddiasında bulunmaktadır. İş bu nedenle öncelikle ispat yükü üzerinde durulması gerekmektedir. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK’nun birinci bölümünde borç ilişkileri, birinci ayrımında, sözleşmeden doğan borç ilişkileri ve 1. maddede ise sözleşmenin kurulması düzenlenmiştir. Aynı yasanın 12. maddesinde, sözleşmelerin şekli üst başlığı ile sözleşmelerin geçerliliğinin kanunda aksi öngörülmedikçe hiçbir şekle bağlı olmadığına yer verilmiştir. Somut olayda olduğu gibi, yasa koyucu tarafından, tacirler arası hizmet alım sözleşmesi konusunda herhangi bir şekil şartı getirilmemiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 190. maddesinde, ispat yükünün, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa ait olduğu, TMK’nun 6. maddesinde ise, taraflardan her birinin hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü olduğu belirtilmiştir. Davaya konu somut olayda, Sivas ili vatandaş algı ve beklentilerin tespiti konulu sözleşmede proje kapsamında ilk araştırmanın Sivas ili merkez ilçesinde toplam 63 mahallede proje başlangıcında 2.500 kişiyi kapsayan bir araştırmanın 20 -23 Aralık tarihinde yapılacağı ve 30 Aralıkta araştırma sonucunun sunulacağı, bu aşamanın fiyatının 45.000+ KDV olduğu , Şubat ayı başında 2.000 kişiyi kapsayan bir araştırmanın 03-06 Şubat tarihinde yapılacağı ve 26 Şubatta araştırmanın sonucunun sunulacağı, bu araştırmanın fiyatının 30.000+KDV olduğu ve takibe konu alacak miktarının 75.000+KDV olması karşısında , davacının ilk iki aşamaya ilişkin hizmetlere karşılık gelen bedelin ödenmesini talep ettiği anlaşılmaktadır. Sunulan tüm deliller nazara alınmalı, tartışılmalı ve değerlendirilmelidir. Bu haliyle, her bir tarafın dayandığı olguların varlığını ispat ve yükümlü olması nazara alındığında, mahkemece taraflarca sunulan tüm deliller ve davacı tarafça sunulduğu belirtilen CD nin içerikleri de incelenmeli ve ”bulvar iletişim danışmanlık sözleşmesi”nin 4. maddesindeki iş tanımı ve hizmet içeriğinde belirtilen edimlerin (taleple bağlı kalınarak) ilk iki etap yönünden gereği gibi yerine getirip getirilmediği hususunda taraflarının yükümlendiği edimlerde nazara alınarak inceleme yapılması gerekmektedir. Varılan sonuç itibariyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1.a.6 bendi gereğince kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına, dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılmak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal mahkemesine iadesine dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalı tarafın istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin, 2016/541 Esas, 2018/210 Karar ve 13/03/2018tarihli kararının HMK’nun 353/1-a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılamak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İadesine, 4-Harçlar Kanunu gereğince davalı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye Gelir Kaydına, istinaf karar harcının talep halinde davalıya İadesine, 5-Davalının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-g bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.06/10/2021