Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/406 E. 2021/1040 K. 20.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/406
KARAR NO: 2021/1040
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2016/1202 Esas
KARAR NO: 2018/346
KARAR TARİHİ: 19/04/2018
DAVA: Tazminat (Rücuen Tazminat)
KARAR TARİHİ: 20/10/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili sigorta şirketi ile sigorta ettiren … A.Ş arasında Grup Sağlık Sigorta sözleşmesi akdedildiğini, akdedilen sözleşme uyarınca …’ın menfaatleri 01/07/2012 başlangıç, 01/07/2013 bitiş tarihli … nolu poliçe ile poliçede yer alan menfaat ve teminatlar dahilinde poliçe genel ve özel şartları kapsamında teminat altına alındığını, 05/03/2013 tarihinde sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu araç yolun solunda bulunan orta refüjdeki ağaca çarparak savrulduğunu, orta refüjde kalarak tek araçlı ve yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, iş bu kaza neticesinde müvekkili şirket sigortalısı … yaralandığını, kaza esnasında yaralanan müvekkili şirket sigortalısı …’ın tedavi giderleri toplamı 14.263,46 TL tuttuğunu, anılan poliçe kapsamında müvekkili şirket tarafından karşılandığını, davalı …da 611 sayılı kanunun 59’uncu maddesi ile değişik KTK’nun 98’inci maddesi “Trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmi ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde kaynaklanan tedavi giderlerinden sorumlu olduğunu, bu nedenle dava konusu tedavi giderlerinin müvekkili şirket tarafından karşılanan …’ın bu giderlerini Sosyal Sigortalar Kurumundan talep ettiklerini, davalının borca vaki itirazının iptaline ve sevk icranın devamına % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kurum tarafından verilen sağlık hizmetleri ile ilgili olarak sağlık hizmeti sunucuları ve sağlık hizmeti alanlarının kuruma yönelik bu talep hakkının özel sağlık sigorta poliçesi yada Mecburi Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesine istinaden, sigorta şirketlerine halefiyet yolu ile geçmesi mümkün olmadığını, kurumun genel sağlık sigortası kapsamında sağladığı sağlık hizmet bedelleri ile ilgili olarak sağlık hizmeti sunucularının ve sigortalıların kuruma karşı talep hakları hiçbir şekilde üçüncü kişilere, bu kapsamda zararı gideren sigorta şirketlere geçemediğini, 5510 Sayılı Kanun’a göre bir sağlık hizmeti sunucusunun sağlık hizmeti bedeli olarak kuruma karşı sahip olduğu alacağın devri, aynı Kanun’un 93/1 maddesiyle yasaklandığını, bu alacakların Türk Ticaret Kanunu’nun halefiyete ilişkin hükümlerine istinaden sigorta şirketine geçmesi ve kurumdan sigorta şirketi tarafından talep edilmesi mümkün bulunmadığını, davanın dava şartı noksanlığı nedeniyle reddini, iş bu davada İş Mahkemelerinin görevli olduğunu, davanın görev yönünden reddinin gerektiğini, rücuen tazminat talebinin zamanaşımına uğradığını, davanın zamanaşımı yönünden reddinin gerektiğini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece ”… Davaya konu ödemeye yol açan trafik kazası 05/03/2013 tarihinde meydana gelmiş olup, her ne kadar … aracın maliki ve işleteni olsa da SGK tarafından üstlenilen trafik kazalarında ilgililere sunulan sağlık hizmeti, zarar görenin kusuru, zarar görenin herhangi bir sosyal güvencesi olup olmadığı, ya da araç işletenin zarardan sorumlu olup olmadığı dikkate alınmaksızın tamamen sosyal fayda üzerine oturtulmuş bir sorumluluk olarak düzenlediği, 5510 sayılı Kanunun 60. Md. gereğince tüm yurttaşların maddenin muhtelif bentleri kapsamında genel sağlık sigortalısı oldukları, KTK 98. Md. konusu trafik kazası mağdurlarının da kurum yönünden Genel Sağlık Sigortalı sayıldıklarına ilişkin madde düzenlemesi de dikkate alındığında, kurum sorumluluğunun zarar görenin kusuru ve sıfatına (malik ya da 3. Şahıs) bakılmaksızın, trafik kazasında yaralanması şartıyla başladığını tereddütsüz ortaya koyduğu dolayısıyla tedavisi ile ilgili belgeye bağlı faturalandırılmış giderlerin rücuen SGK Başkanlığından talep edilebileceği, yasadaki düzenleme biçimi itibari ile bu sorumluluk yaralananın kusurundan bağımsız olarak tüm zarar yönünden geçerli olduğu, (Emsal; Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2014/9600 Esas 2016/11753 karar sayılı 20.12.2016 tarihli kararı), davacı 06.03.2013 tarihinden takibin yapıldığı 04.03.2015 tarihine kadar avans faizi talep etmiş ise de, sunulan ödeme dekontuna göre tedavi gideri ödemesinin 29.05.2013 tarihinde yapıldığı, SGK Başkanlığına gönderilen rücu yazısının 02.09.2014 tarihinde tebliğ edildiği ve 12.09.2014 tarihine kadar ödeme yapılması konusunda süre verilmiş olmakla davalının 12.09.2014 tarihinde temerrüde düştüğü, davacı tarafın temerrüt tarihinden takip tarihine kadar işlemiş faiz talep edebileceği, bilirkişi raporunda işlemiş faizin hesaplandığı, hesaplamanın doğru olduğu anlaşıldığından davalının İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın 14.263,46 TL asıl alacak, 719,71 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 14.983,17 TL yönünden iptaline, işlemiş faize ilişkin bakiye talebin reddine, asıl alacağı takip tarihinden itibaren yıllık %10,5 oranında ve değişen oranlarda ticari avans faiz işletilmesine, Alacak yargılamayı gerektirdiğinden ve likit olmadığından inkar tazminat talebinin reddine ”dair karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; trafik kazası sonucu yapılan tedavilerle ilgili olarak sağlık hizmeti sunucuları ile sigortalılar lehine davalı … nezdinde oluşan alacaklının halefiyet yolu ile 3. Kişilere geçmesinin mümkün olmadığı, davacı şirketin sigortalısının davaya konu trafik kazasında 3. Kişi olmayıp araç işleteni ve maliki olması nedeniyle oluşan zarardan mali sorumluluk sigortacısı veya Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumlu olmadığı, 6111 sayılı yasa uyarınca trafik kazası nedeniyle sunulan sağlık hizmeti bedellerinin SUT kapsamınca kurumca karşılandığını, kurumca karşılanmayan talepler yönünden sigorta şirketlerinin sorumluluklarının devam ettiğini, davada tek heyetin 2 bilirkişi raporuyla sonuçlandırıldığını oysa ki SUT alanında uzman bilirkişinin incelemesinin gerektiğini, sigortalının tedavi gördüğü hastanenin kurum ile anlaşması bulunmadığını ve zarara kurum sebebiyet vermediğinden aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek mahkemece verilen kararın kaldırılması talep edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nun 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, trafik kazası sonucu cismani zarara uğrayan sigortalısı için tedavi gideri ödeyen davacı sağlık sigortacısının ödediği bedelin, rücuen tahsili istemine ilişkin başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, dava dışı sigortalının davacı şirket nezdinde kurumsal grup sağlık sigorta poliçesi ile sigortalı olduğu, sigortalı …’un 05/03/2013 tarihinde kendi idaresindeki, dava dışı …’ın sevkindeki … plakalı araç ile seyir halindeyken meydana gelen tek taraflı ve yaralamalı trafik kazası sonucunda hastanede tedavi görmesi nedeniyle hastaneye ödenen toplam 14.263,46 TL’nın davalıdan tazmini amacıyla İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı takip dosyasında, davacı tarafından 14.263,46 TL asıl alacak ve 3.547,69 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 17.811,15 TL alacağın tahsili istemiyle 04.03.2015 tarihinde başlatılan icra takibine takip başlatıldığı anlaşılmaktadır. Dava dışı sigortalı ile davacı sigorta şirketi arasında düzenlenen … numaralı poliçede sigortalı … A.Ş. Grup Sigortası içinde 01.07.2012/2013 dönemlerine ilişkin olarak sigortalanmıştır. Rücu ve halefiyet, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 22/03/1944 Tarih E. 37, K. 9, R.G. 03/07/1944 sayılı kararında “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava olmayıp; aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmıştır. 6102 sayılı TTK’nun “Halefiyet” başlığı altındaki 1472.maddesinde ise “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder.” hükmüne yer verilmiştir. Dosya kapsamında yer alan sigorta sözleşmesi ve ödeme belgesi dikkate alındığında, davacının aktif dava ehliyetinin bulunduğu anlaşılmıştır. Davanın Asliye Ticaret mahkemesinde açıldığı ve İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret mahkemesince 22.10.2015 tarih ve 2015/1131 Esas 2015/392 Karar sayılı ilamı ile davaya bakmaya iş mahkemelerinin görevli olduğu belirtilerek verilen görevsizlik kararı uyarınca dosyanın tevzi edildiği İstanbul Anadolu 19. İş mahkemesince 29.03.2016 tarih ve 2015/663 Esas 2016/140 Karar sayılı ilamı ile görevli mahkemenin Asliye Hukuk mahkemeleri olduğu belirtilerek dava şartı noksanlığından dava dilekçesinin reddine dair karar verildiği, işbu görevsizlik kararından sonra dosyanın tevzi edildiği İstanbul Anadolu 20. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce 08.09.2016 tarih ve 2016/206 Esas 2016/297 Karar sayılı ilamı ile görevli mahkemenin İstanbul Anadolu Ticaret mahkemesi olduğu ve bu yüzden daha önce İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret mahkemesince de görevsizlik kararı verilmiş olduğundan istinaf yoluna başvurmadığı takdirde dosyanın mercii tayini için İstanbul Bölge Adliye mahkemesine gönderilmesine dair karar verilmiştir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk dairesince 02.11.2016 tarih ve 2016/ 20 Esas 2016/ 23 Karar sayılı ilamı ile davacının sigorta şirketi olmasına göre ticari dava niteliğindeki uyuşmazlıkta ticaret mahkemelerinin görevli olduğu belirtilerek HMK’nun 21 ve 22. Maddeleri gereğince İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret mahkemesinin yargı yeri olarak belirlenmesine dair verilen karar üzerine yargılamaya İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret mahkemesinin 2016/1202 esas sayılı dosyası üzerinden devam edilmiştir. Dava dışı sigortalı …’ın … hastanesinde 05.03.2016 tarihinden itibaren görmüş olduğu tedaviler ve tedavi masraflarını ilişkin evrakların onaylı bir örneği dosya alınmış ve sigorta uzmanı ile ortopedi ve travmatoloji uzmanı doktor bilirkişiden davaya konu uyuşmazlıkta davacı tarafça davalı aleyhine başlatılan takipte haklılık durum ve oranının araştırmasına yönelik rapor alınmıştır. Bilirkişice düzenlenen kök raporda özetle, dava dışı sigortanın trafik kazasından kaynaklanan tedavi giderinin 14.263,46 TL olduğu, yapılan tedavinin trafik kazasındaki yaralanma ile uyumlu ve yerinde olduğu, davaya konu tedavi giderlerinin SUT dikkate alındığında karşılığının 3.538,08 TL olduğu, davalının üstlendiği sorumluluğunun genel sağlık sigortası kapsamında değerlendirilmesi nedeniyle sigortalının aracın maliki ve işleten olmasının sorumluluğa herhangi bir etkisinin olmayacağı, kaza tarihinin KTK 98 maddesinde yapılan 04.04.2015 tarihli 6645 sayılı değişiklik tarihinden önce olduğu dikkate alındığında SUT hükümlerinin uygulama alanı olmayacağı, davacının davalıya gönderdiği rücu yazısının 02.09.2014 tarihinde tebliğ edildiği ve yazıda 12.09.2014 tarihine kadar mehil verildiği dikkate alındığında, faizin 12.09.2014 tarihinden takip tarihi olan 04.03.2015 tarihine kadar hesaplanacağı ve bu nedenle işlemiş faizin 719,71 TL olmak üzere toplamda davacının 14.983,17 TL alacak talep ile edebileceği, SUT tarifesine göre yapılan hesaplamaya göre ise 3.717, 08 TL toplam alacak talep edebileceği görüş ve tespitinde bulunulmuştur. Bilirkişice düzenlenen ek raporda özetle; davacı sigorta şirketi tarafından sağlık sigortası genel şartları ile … holding grup şirketiyle imzalanan Grup Sağlık Sigorta sözleşmesi ve ek protokollerin incelenmesinde, incelenen grup sağlık sigortasının 01.07.2012-2013 vadeli olarak düzenlendiği, kazada yaralanan dava dışı sigortalının 05.03.2013 tarihli trafik kazasında yaralanmasının poliçe teminat süresi içerisinde olduğu ve bu kişinin … A.Ş. personeli olarak grup içinde sigortalandığı, gönderilen sözleşme ve protokollerin içerisinde anlaşmalı sağlık kuruluşlarının listesinin yer almadığı ancak tazminat ödeme emrinde tedavinin yapıldığı … hastanesinin anlaşmalı kurum olduğu bilgisine yer verildiği, davacı sigorta şirketinin sağlık sigorta poliçesi kapsamında yapmış olduğu ödemelerin belgelenmiş gideri olması faturaya bağlı bulunması nedeniyle 6111 sayılı yasaya göre SGK başkanlığından kazanın meydana geldiği tarihte yürürlükte olan yasal mevzuata göre rücu hakkının bulunduğu, bu nedenle kök raporda olan görüşte herhangi bir değişiklik bulunmadığı belirtilmiştir. İzmir Valiliği İl Emniyet Müdürlüğünce mahkemeye gönderilen 24.06.2015 tarihli cevabı yazıda davaya konu … plakalı araç bilgisinin gönderildiği ve yapılan incelemede dava dışı sigortalı …’in aracın malikinin olarak belirtildiği anlaşılmaktadır. 13.02.2011 tarih 6111 sayılı kanunun 59. maddesi ile 2918 sayılı KTK nun 98. maddesi değiştirilmiş ,anılan değişiklikle trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşların sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın …tarafından karşılanacağı belirtilmiştir. 2918 sayılı KTK nun 98. maddesi sağlık hizmet bedellerinin ödenmesine ilişkindir.2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 85. maddesinde bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa motorlu aracın işleteninin doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, aynı Kanunun 91. maddesinde ise işletenlerin , bu Kanunun 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmalarının zorunlu olduğu düzenlenmiştir.Zorunlu mali sorumluluk sigortacısı , sigortacının uğradığı zararı karşılamakla sorumludur. ”…. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85. maddesinde bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa motorlu aracın işleteninin doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, aynı kanunun 91. Maddesinde ise işletenlerin, bu Kanunun 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmalarının zorunlu olduğu düzenlenmiştir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 6111 sayılı kanunla değişik 98. maddesinde Trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın …tarafından karşılanacağı hüküm altına alınmıştır. Zorunlu mali sorumluluk sigortacısı, sigortalı aracın neden olduğu trafik kazası neticesinde zarar görenlerin uğradığı zararı limit dahilinde karşılamakla sorumludur. Somut olayda, davacıya sigortalı olan … aracın sürücüsü olup üçüncü kişi değildir. Sigortalı üçüncü kişi olmadığından meydana gelen zarardan zorunlu mali sorumluluk sigortacısı veya …sorumlu değildir. Bu nedenle davalı …nun husumet ehliyeti yoktur. Bu durumda mahkemece davalı yönünden husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması doğru olmasa da verilen karar sonuç itibariyle doğrudur. Mahkemece verilen karar sonuç itibariyle doğru olduğundan hükmün, gerekçesi değiştirilerek yukarıda açıklanan gerekçeyle düzeltilmek suretiyle onanmasına karar verilmesi gerekmiştir. (Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 17.03.2016 tarih ve 2016/3872 E . 2016/3419 K. Sayılı ilamı) Davaya konu somut olayda ise, sigortalı üçüncü kişi değildir. Sigortalı 3. kişi olmadığından meydana gelen zarardan …sorumlu olmayacağı nazara alınmak suretiyle ; İlk Derece Mahkemesi kararının HMK 353 1/b2 maddesi uyarınca kaldırılarak, davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalı tarafın istinaf başvurusunun kabulü ile, 6100 sayılı HMK’nun 353/1.b.2 bendi uyarınca İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi, 2016/1202 Esas, 2018/346 Karar ve 19/04/2018 tarihli kararının KALDIRILMASINA ve YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE, 2-Davanın REDDİNE İlk derece mahkemesi yönünden: 3-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcının, davacı tarafça yatırılan 215,11 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 155,81 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya İDESİNE, 4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA, 5-Davalı SGK tarafından yapılan tebligat ve posta gideri 17,50 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE, 6-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE, 7-HMK’nın 333.maddesi gereğince, taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde ilgili tarafa İADESİNE,
İstinaf yönünden: 8-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 98,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı ve 59,30 TL istinaf karar harcı olmak üzere toplam 157,40 TL harcın davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 9-İstinaf başvurusunun kabul sebebine göre istinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA, davalının istinaf yargılama aşamasında tebligat ve posta masrafından oluşan 86,80 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE, 10-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 11-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1.a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 20/10/2021