Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/393 E. 2021/1035 K. 20.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/393
KARAR NO: 2021/1035
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2014/1348 Esas
KARAR NO: 2018/468
KARAR TARİHİ: 23/05/2018
DAVA: Kayıt Kabul
KARAR TARİHİ: 20/10/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalı yanın İstanbul … İflas Müdürlüğü’nün … numaralı dosyası ile iflası açıldığını, davalı müflis ile … Ltd. Şti.’nin birlikte çok uzun yıllardır çalıştıklarını, davalı müflis şirketin, bu ticari ilişkiden kaynaklı borçları bazen senet ile bazen ise nakit ile ödeme yaptığını, davalı müflisin, … Ltd. Şti’ne 2008 yılı sonu itibari ile 74.057,69TL borcunun kaldığını, borcunun bir kısmını ödemek için keşide edilen 07.07.2009 vadeli toplam 15.000 Euro bedelli 2 adet sene verildiğini, geriye kalan 47.735.69TL’nin ödenmediğini, … Ltd. Şti 28.12.2012 tarihinde cari hesap bakiyesi olan 47.735,69TL alacağını, müvekkiline Beyoğlu … Noterliği’nin 28.12.2012 tarih ve … yevmiye numarası ile temlik ediliğini, müflis … Ltd. Şti’ye verdiği senetlerin ciro yoluyla müvekkiline geçtiğini, alacağın tahsili için takip yapıldığını, yapılan takipten herhangi bir sonuç çıkmadığını, işbu senetler için müvekkili tarafından iflas masasına … nolu kayıt numarası ile müracaat edildiğini, Müvekkilinin müflis şirketten aldığı cari hesap bakiyesi 47.735,69TL alacağı ile ilgili … nolu kayıt numarası ile mücraat edildiğini ancak … no.lu bakiyelerinin kaydı … nolu alacak ile mükerrer olduğu gerekçesi ile rededildiğini, kombiyo senetlerinin tutarları müflis şirket tarafından cari hesap bakiyesinden düşüldüğünü, müvekkilinin, … nolu kayıt numarası ile talep ettiği cari hesap bakiyesi olan 47.735,69TL alacağının iflas masasına kaydı yönünde karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile; müvekkili şirketin, İstanbul 10.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013-134 E. Sayılı dosyasından 2014-80 karar sayısı ile 14.04.2014 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere iflasına karar verildiğini, tasfiye işlemlerinin İstanbul …İflas Dairesi’nin … E sayılı dosyası üzerinden yürütüldüğünü, davacı yan alacağının iflas idaresi tarafından incelendiğini, kayıtlı alacağın 42.737,89 TL’lik kısmın kabul edildiğini, 17.119,93 TL’lik kısmın ise usülsüz ve fahiş faiz isteminden, takip dosyasında kur farkı talep edilmemesine karşın kapak hesabında kur farkı hesaplanması ile iflas tasfiyesinde vekalet ücreti, tahsil harcı istenmeyeceği ve işin hali muhakemeyi gerektirdiği gerekçesi ile reddedildiğini, kayıt kabul davalarında, ispat yükünün alacağı olduğu iddia edene ait olduğunu alacaklının borcun doğumu ve varlığını usülüne uygun şekilde ortaya koyan hukuki ilişkiyi ispat eden delil ve belgelere dayandırması gerektirdiğini, davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, “… bilirkişi raporunda özetle; dava dışı … Ltd. Şti’nin sunduğu ticari defterlerin TTK hükümlerine göre gerekli açılış onayına sahip olduğu, kapanış onayının ise bulunmadığı, kebir ve envanter defterlerin ibraz edilmediği, dava dışı … Ltd. Şti’ye ait defterlerin HMK 222’ye göre delil niteliğinde olup olmadığı hususunun Sayın Mahkememizin takdirinde bulunduğu, dava dışı şirketin ticari defterlerinde, davalı yandan kaydi olarak 110.125.50TL alacaklı göründüğü takip talebinde alacağın 47.735.69TL olarak tespit ediliği aradaki fark nedeniyle detayı yukarıda açıklandığı üzere dava dışı … şirketin 2010-2011-2012 yıllarına ait alacağının detayını gösterir muavin kayıt dökümlerini sunması gerektiği, davalı müflis şirkete ait kayyum raporunda; davalı müflisin dava dışı … şirketine 47.735,69TL borçlu olduğu hususunun tespit edildiği, bu borcun müflis şirket yetkililerince de deiflas idaresinde alınan beyanlarında mevcut olduğu, yukarıda belirtilen eksikliklerin tamamlanması ile davalıların olası alacağı hakkında hanaat oluşabileceği yönünde kanaatini mahkememize sunmuştur. Mahkememizce görevlendirilen bilirkişi ek raporunda özetle; davacı yan tarafından sunulan dava dışı … Ltd. Şti’nin 2010-2011 ve 2012 yıllarına ait muavin kayıtlarının incelenmesi sonucunda, dava dışı şirketin davalıdan 47.735,69TL bakiye alacağının göründüğü, dolayısıyla dava dışı şirketin davalı müflis şirketten 47.735,69TL bakiye alacağının olduğu anlaşıldığı, bununla birlikte, tarafların itirzlarında, görüşlerimizi değiştirecek herhangi bir unsurun bulunmadığı, davacı yanın dava konusu senetlerden dolayı, takip tarihi ve iflas tarihi arasında geçen süre için 2.683,97 Euro faiz talep edebileceği yönünde kanaatini mahkememize sunmuştur. Mahkememizce görevlendirilen birlişkişi 2. Ek raporunda özetle; kök ve önceki ek rapordaki görüşleri aynen koruyarak; davalının İstanbul … İflas İdaresi’nde bulunan kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonunda davacının cari hesap içeriğinde yer alan 15.000,00 Euro bedelli 2 adet senedin iflas idaresince kabul edilidğine dair herhangi bir kayda rastlanılmadığı, bu nedenle aynı alacak ile ilgili mükerriyetlik iddiasının kaydi anlamda yerinde olmadığı, ve bahse konu iki adet senetten dolayı davacının faiz talep edemeyeceği yönünde oluşan kanaatini mahkememize sunmuştur.
Tüm dosya muhteviyatı ticari defterler incelemesi sonucunda tanzim edilen bilirkişi raporları, mübrez deliller hep birlikte incelendiğinde; davacının iflas masasına kayıt başvurusuna konu ettiği dava dışı şirketin müflis şirketten alacağına karşılık almış olduğu senet bedelleri tenzili sonucunda alacaklı olduğu ve alacağın temlikname uyarınca kendilerine devredildiği iddiası bakımından dava dışı … işimli şirket defter ve kayıtları ile muavin kayıtlarının davacı iddiasını doğruladığı dava dışı şirketin müflis şirketten alacaklı olduğu, müflis şirket iflas masası temsilcisi tarafından ticari defterlerin inceleme günü hazır edilmediği, davalı defter ibrazından kaçınmakla davacı defterleri ve dosyadaki delillerin esas alınması gerektiği, davalının bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını mahkememizce kabul etmiş sayılması ( Aynı yönde bkz Yargıtay 11. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/2759, Karar No: 2017/5005 sayılı ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Esas No: 2014/11-1159 Karar No: 2016/967, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi Esas No : 2016/3858 , Karar No: 2017/2944 sayılı ilamları ) sebepleriyle davacının davasını ispat ettiği ve alacağın iflas masasına kaydı gerektiği kanaatine varılarak ” davanın kabulüne karar verilmiştir
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesi’nce 15.05.2017 tarihli duruşma tutanağında ve 06.10.2017 tarihli Bilirkişi Yemin ve Teslim Tutanağı’nda davalı müflisin hem İflas Müdürlüğü’nde bulunan defter ve kayıtlarında (iflastan önceki son 3 yıl) inceleme yapması için yetki verilmiş hem de yerinde inceleme (iflas tarihinden önceki son 3 yıl hariç diğer defterler için) yetkisi verildiğini, ilk derece mahkemesinin bu ara kararlarında davalı müflisin iflas masası temsilcisi tarafından ticari defterlerin inceleme günü hazır edilmesi gerektiği yönünde bir görevi bulunmadığını, dolayısıyla, ara kararlar doğrultusunda davalı müflisin iflas idaresi temsilcisine yüklenen böyle bir görev yok iken tesis edilen hükmün gerekçesini olmayan bir ara kararın yerine getirilmemesine dayanarak kurulduğunu, yargılama sırasında ek rapor için bilirkişiye verilen görev eksik ve hatalı yerine getirildiğini, bilirkişi ticari defterler üzerinde inceleme yapmak yerine iflas defterleri üzerinde inceleme yaptığını, iflas defterinde yer alan sadece iflas masası alacaklılar sıra cetveli incelenmek suretiyle itiraz konusu yapılan hususların aydınlatılması mümkün olmadığını, Davalı ile dava dışı şirket arasında ticari ilişkinin bulunması nedeniyle iflas defterleri değil de ticari defterler gereği gibi incelenerek hüküm tesis edilmesi gerektiğini belirterek mahkeme kararının kaldırılmasına talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, İİK 235. maddesi gereğince açılmış olan sıra cetveline itiraz ( kayıt kabul) davasıdır. İİK 235. maddede, sıra cetveline itiraz edenlerin, cetvelin ilanından itibaren 15 gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecbur oldukları, 223’üncü maddenin üçüncü fıkrası hükmünün mahfuz olduğu belirtilmiştir. Maddede düzenlendiği üzere, sıra cetveline itiraz davası açma süresi 15 gündür. Süre, sıra cetvelinin ilanından itibaren başlar. İİK 166. maddedeki gazetelerde yapılan ilanlardan en son ilan tarihinden itibaren işlemeye başlar. İflas masasına alacak yazdırırken, tebligatı kabulü elverişli adres gösterilerek, Adalet Bakanlığınca çıkarılan tarifede gösterilen yazı ve tebliğ giderlerini avans olarak vermek suretiyle, İflas idaresince alınacak kararların kendisine tebliğ edilmesini istemiş olan alacaklılara, alacaklarının kabul veya ret edildiği ayrıca tebliğ edilir (İİK 223. M). Bu alacaklılar için sıra cetveline itiraz davası açma süresi, sıra cetvelinin ilanından itibaren değil, bu tebligatın yapıldığı tarihten itibaren işlemeye başlar. Somut olayda, İstanbul … İflas Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile ilgili vermiş olduğu 25/11/2014 tarihli cevabı yazıda, müflis … A.Ş’ne ilişkin iflas dosyasında düzenlenen sıra cetveli kararı 30/10/2014 tarihinde … Gazetesinde, 04/11/2014 tarihinde Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiği, davacının 168 numaralı alacak kaydı kısmen kabul edildiği, her ne kadar davaya konu … kayıt numarası ile talep edilen 47.735,69 TL alacak kaydı ile ilgili bilgi verilmemiş ise de ekindeki sıra cetveli kararına göre davaya konu … kayıt numarası ile 47.735,69 TL alacak kaydı talebi reddedildiği görülmüş olup red kararının 24/10/2014 tarihinde davacı tarafa tebliğ edildiği, ancak alacaklı tarafından masraf yatırılmadığı bildirilmiştir. Davacı vekili tarafından masraf yatırılmadığından en son ilan tarihi olan 04/11/2014 tarihinden itibaren yasal 15 günlük hak düşürücü süre içerisinde 07/11/2014 tarihinde davanın açıldığının anlaşılması üzerine işin esasının incelenmesine geçilmiştir. Davacının temlik aldığı … şirketi ile müflis şirket arasındaki ticari ilişkinin belirlenmesi ve iflas tarihi itibariyle davacının alacağının tespiti noktasında mali müşavir bilirkişinden, mahkemenin gerekçesinde açıklandığı üzere kök ve ek rapor aldırılmıştır. Dosya kapsamına göre; davacı taraf, davalı müflis şirketin, temlik eden dava dışı … şirketine 74.057,69 TL borçlu olduğunu, bundan dolayı müflis tarafından dava dışı şirkete toplam 15.000,00 Euro bedelinde 2 adet senet verildiğini, bu senetlerin cari hesaptan mahsubu ile davalı müflis şirketin 47.732,69 TL bakiye borcu bulunduğunu, davalı şirketin 2 senet bedeli ile bakiye cari hesap borcunu ödemediğinden bahisle senetlerden kaynaklanan takip konusu alacak için … kayıt numarası ile 59.857,82 TL, bakiye cari hesap alacağı için 169 kayıt numarası ile 47.735,69 TL alacak kayıt talebinde bulunduğu, davalı iflas idaresince … nolu alacak talebi kısmen kabul edildiği ancak … nolu alacak talebinin ise mükerrer alacak olması nedeniyle reddedildiği anlaşılmıştır. Dava dışı temlik eden … şirketinin 2010-2011 ve 2012 yıllarına ait ticari defterleri incelenmiş ise de dosyaya sunulan hesap özetinden anlaşıldığı üzere taraflar arasındaki ticari ilişki 2009 yılı itibari ile nihayet bulduğu, bu hesap özetinde dava dışı şirketin 74.057,69 TL alacağına karşılık verilen 10.000 ve 5.000 Euro bedelli senetler karşılığında 07/07/2009 tarihi itibariyle bakiye borcun 47.735,69 olduğu, davacı yanın, dava dışı … şirketinin, davalı müflis şirketten olan 47.735,69 TL olan alacağı temlik aldığı, bilirkişi incelemesi yapılan dava dışı şirketin 2010-2011 ve 2012 yıllarına ait ticari defterleri ve muavin kayıtları üzerinde dava dışı şirketin 47.735,69 TL bakiye alacağı olduğu anlaşılmıştır. Ancak müflis şirketin ticari defterleri incelenmemiş, alınan 2. Ek raporda davalının iflas idaresinde bulunan kayıtları üzerinde inceleme yapılmış, davalı nezdindeki davacı cari hesap içeriğinde yer alan toplam 15.000,00 Euro bedelli 2 adet senedin iflas idaresince kabul edildiğine dair herhangi bir kayda rastlanılmadığı, bu nedenle aynı alacak ile ilgili mükerrerlik iddiasının kaydi anlamda yerinde olmadığı yönünde görüş bildirilmiştir. Mahkemece her ne kadar ” dava dışı … işimli şirket defter ve kayıtları ile muavin kayıtlarının davacı iddiasını doğruladığı dava dışı şirketin müflis şirketten alacaklı olduğu, müflis şirket iflas masası temsilcisi tarafından ticari defterlerin inceleme günü hazır edilmediği, davalı defter ibrazından kaçınmakla davacı defterleri ve dosyadaki delillerin esas alınması gerektiği, davacının sunmuş olduğu ticari defter ve kayıtlara göre davasını ispat ettiği ” gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de davalı iflas idaresine, taraflar arasındaki ticari ilişkinin kapsadığı dönemlere ait ticari defter ve kayıtları sunması için süre verilmediği, 15/05/2017 tarihli ara karar ile bilirkişiye, davalı defterleri üzerinde iflas müdürlüğü kayıtları için araştırma konusunda yetki verilmiş, bilirkişi tarafından sadece davalının iflas idaresinde bulunan iflas defteri incelenmiştir. İddia ve savunma hakkı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun hukuki dinlenilme haklı başlıklı 27. maddesi ile usul hukukumuza yansıtılmıştır. Anılan maddenin birinci fıkrasında davanın taraflarının kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip oldukları belirtildikten sonra maddenin ikinci fıkrasında bu hakkın “açıklama ve ispat hakkı”nı da içerdiği vurgulanmıştır. Davanın taraflarının usul hukuku hükümlerine aykırı olarak açıklama ve ispat hakkını kullanmalarının kısıtlanması, iddia ve savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğurur. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 27. maddesinde yer bulan “Hukuki Dinlenilme Hakkı” gereğince davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir. Mahkeme, iki tarafa eşit şekilde hukukî dinlenilme hakkı tanıyarak hükmünü vermelidir. Anayasanın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olan hukukî dinlenilme hakkı, adil yargılanma hakkı içinde teminat altına alınmıştır. Bu hakka, tarafın, hâkime meramını anlatma hakkı ya da iddia ve savunma hakkı da denilmektedir. Ancak, hukukî dinlenilme hakkı, bu ifadeleri de kapsayan daha geniş bir anlama sahiptir. Bu hak çerçevesinde, tarafların gerek yargı organlarınca gerekse karşı tarafça yapılan işlemler konusunda bilgilendirilmeleri zorunludur. Kişinin kendisinden habersiz yargılama yapılarak karar verilmesi, kural olarak mümkün değildir. Bu kapsamda hukuki dinlenilme hakkı, bilgilenme/bilgilendirme, açıklama yapma, yargı organlarınca dikkate alınma ve kararların gerekçeli olması gibi hususları içerdiği açıktır. Bilgilenme hakkı, yargılamanın içeriğine dair tam bir bilgi sahibi olmanın yanında gerek karşı tarafın gerekse de yargı organlarının dosya içeriğine yapmış oldukları işlemleri öğrenmelerini kapsar. Bilgilenme/bilgilendirme hakkının etkin biçimde kullanılabilmesi için gönderilecek tebligat ve davetiyelerde kanunda öngörülmüş şekil şartlarına sıkı sıkıya uyulması gerekmektedir. Ayrıca bu hak sadece davanın başındaki iddia ve savunmalar açısından değil yargılamanın her aşamasında dikkate alınmalıdır. Bu kapsamda devam eden bir yargılamada, tarafların açıklamaları için bilgilendirme yeterli olmayıp yargılamada yer alan diğer kişilerin (tanık, bilirkişi gibi) açıklamaları açısından da önemlidir. Bilgilenme hakkının usulüne uygun kullanımı ile tarafların haklarında öğrendikleri isnat ve iddialara karşı beyanda bulunabilme, davaya yönelik bilgi ve belge verebilme yani açıklama yapma hakkı da hukuki güvenceye bağlanmaktadır. Böylece davanın her iki tarafına eşit şekilde açıklama yapma hakkı tanınması ile adaletin görünür kılınması sağlanacaktır. Açıklamada bulunma hakkı, tarafların, yazılı veya sözlü şekilde iddia ve savunmalara karşı itirazda bulunabilme, davaya ilişkin beyanda bulunmalarını sağlar. ( Yargıtay 22. H.D. 22/06/2020 tarih 2017/29720 E. 2020/6157 K. Sayılı ilamı) Somut olayda, davalı taraf ticari defterlerin ibrazından kaçındığından dolayı davacının sunmuş olduğu ticari defter ve kayıtlar esas alınarak davanın kabulüne karar verilmiş ise de bilirkişi incelemesi için ticari defter ve kayıtlarını sunması için davalıya usulüne uygun ihtar çıkartılmamıştır. Bu sebeple davalıya, bilirkişi incelemesi için davalı müflis ile dava dışı temlik eden şirketin aralarındaki ticari ilişkinin son bulduğu 2009 dönemi de dahil 2012 yılına kadar ticari defter ve kayıtlarını hazır etmesi yönünde usulüne uygun ihtar yapılmadan, davalının ticari defter kayıtları incelenmeden hüküm kurulması davalının hukuki dinlenilme hakkının ihlali niteliğindedir. Açıklanan nedenlerle tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yönteminde usule aykırılık bulunduğu anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun bu yönden kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK 353.1.a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına, dairemizin kararına uygun şekilde yargılama yapıldıktan sonra yeniden karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalı tarafın istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE, 2-İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin, 2014/1348 Esas, 2018/468 Karar ve 23/05/2018 tarihli kararının HMK’nun 353/1a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılmak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İADESİNE, 4-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 35,90 TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine, 5-Davalının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-g bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.20/10/2021