Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/386 E. 2021/876 K. 15.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/386
KARAR NO: 2021/876
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2016/830
KARAR NO: 2017/986
KARAR TARİHİ: 18/12/2017
DAVA: Kayıt Kabul
KARAR TARİHİ: 15/09/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Bakırköy … İcra İflas Müdürlüğü … İflas sayılı dosyasında 09/03/2016 tarihinde 41.036,80 TL amme alacağının iflas masasına kaydının talep edildiğini, iflas müdürlüğünün 10/08/2016 tarihli yazısı ile alacağı kanıtlayan belge olmadığından ve alacak zamanaşımına uğradığından reddine karar verildiğini, bu kararın 19/08/2016 tarihinde tebliğ ve 18/08/2016 tarihinde ilan edildiğini, 6183 sayılı Kanunun 103. maddesinde amme alacağının tahsil zamanaşımını kesen hallerin düzenlendiğini, aynı kanunun 104. maddesine göre borçlunun yabancı memlekette bulunması, hileli iflas etmesi veya terekesinin tasfiyesi dolayısıyla hakkında takibat yapılmasına imkan yoksa bu hallerin devamı müddetince zamanaşımının işlemediğini, 6183 sayılı Kanunun 103. maddesinde yer alan hükümlere göre zamanaşımını kesen veya durduran maddeler çerçevesinde talebin yeniden değerlendirilmesi gerektiğini beyanla, 41.036,80 TL kamu alacağının tamamının iflas masasına kaydına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı cevap dilekçesi sunmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; “Dava basit usüle tabi kayıt kabul davasıdır. Davacı yanın ilan tarihinden itibaren öngörülen yasal sürede dava açtığı sabittir. 15/09/2017 tarihli ara karar gereğince dosya bilirkişiye verilerek 21/11/2017 tarihli rapor alınmıştır. Bu rapordan; menşe beyannamesinin yetkili makam tarafından düzenlenmemesi üzerine ek tahakkuk yapılarak ek gümrük vergisi ve cezası olarak 41.036,80 TL nin tebliğinin ilanen yapıldığı, müflis şirketin yasa yoluna başvurmadığı ve cezanın kesinleştiği, şirketin iflas ettiği, davacının 41.036,80 TL üzerinden yaptığı kayıt kabul talebinin zaman aşığımı nedeniyle reddedildiği, eldeki dosyada sehven yazılan 27/09/2005 tarihli değil, 21/02/2012 tarihli ek beyannamenin talep konusu olmakla 4485 s.y. mad. 197 uyarınca beyannamenin 3 yıl içinde yani en geç 21/02/2015 de tebliği gerektiği bu hususun bu dava için gerçekleşmemesi nedeniyle tahakkuk zaman aşımının dolduğu (ilanen tebligat tarihi 13/02/2016 dır.) anlaşılmıştır. Bu durumda davanın davacı yanın alacağı kamu alacağı olduğundan 21/02/2012’de muaccel statüte olup 3 yıllık sürenin bu tarihten başlayacağı iddiası açık yasal düzenleme gözetilerek reddedilmiş aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süre içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek Müflis … Ltd. Şti. firması adına düzenlenen ve alacak kaydına konu 21/07/2015 tarihli ek tahakkuk ve para cezası kararının 21/02/2012 tarihinde (gümrük yükümlülüğünün doğduğu tarih) tescil edilen beyannameden kaynaklandığını bu sebeple kamu alacağının 21/02/2012 tarihi itibariyle muaccel statüde olduğunu ve tahakkuk zamanaşımı olan 3 yıllık sürenin bu tarihten itibaren başlayacağını, bahsi geçen şirketin 09/07/2013 tarihinde iflas ettiğini, İcra İflas Kanununun 195. maddesinde yer alan; “Borçlunun gayri taşınır mallarının rehni suretiyle temin edilmiş olan alacaklar müstesna olmak üzere iflasın açılması müflisin borçlarını muaccel kılar. İflasın açıldığı güne kadar işlemiş faiz ile takip masrafları anaya zammolunur.” hükmü gereğince de alacağın muaccel hale gelmiş olması nedeniyle bu tarih itibariyle alacağın artık 6183 sayılı yasada yer alan tahsil zamanaşımına tabi olduğu, 6183 sayılı yasanın ilgili 102. maddesinin “Amme alacağı, vadesinin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren 5 yıl içinde tahsil edilmezse zamanaşımına uğrar. Para cezalarına ait hususi kanunlarındaki zamanaşımı hükümleri mahfuzdur.” hükmü gereğince de 09/07/2013 tarihinde muaccel hale gelen alacağın 31/12/2018 tarihinde zamanaşımına uğrayacağını, bu nedenlerle kamu alacağının zamanaşımına uğradığı yönündeki tespitin hatalı olduğunu beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılmıştır. Dava, İİK 235. maddesi gereğince açılmış olan sıra cetveline itiraz (kayıt kabul) davasıdır. İİK 235. maddede, sıra cetveline itiraz edenlerin, cetvelin ilanından itibaren 15 gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecbur oldukları, 223. maddenin üçüncü fıkrası hükmünün mahfuz olduğu belirtilmiştir. Maddede düzenlendiği üzere, sıra cetveline itiraz davası açma süresi 15 gündür. Süre, sıra cetvelinin ilanından itibaren başlar. İİK 166. maddedeki gazetelerde yapılan ilanlardan en son ilan tarihinden itibaren işlemeye başlar. İflas masasına alacak yazdırırken, tebligatı kabule elverişli adres gösterilerek, Adalet Bakanlığınca çıkarılan tarifede gösterilen yazı ve tebliğ giderlerini avans olarak vermek suretiyle, İflas idaresince alınacak kararların kendisine tebliğ edilmesini istemiş olan alacaklılara, alacaklarının kabul veya ret edildiği ayrıca tebliğ edilir (İİK 223). Bu alacaklılar için sıra cetveline itiraz davası açma süresi, sıra cetvelinin ilanından itibaren değil, bu tebligatın yapıldığı tarihten itibaren işlemeye başlar. Somut olayda, Bakırköy … İcra Dairesinin … İflas sayılı dosyası ile ilgili vermiş olduğu 17/03/2017 tarihli cevabı yazısına göre, davacı vekilinin iflas masasına 09/03/2016 tarihinde 41.036,80 TL TL alacak kaydı yaptırdığı, alacağı kanıtlayan belge olmadığı ve alacağın zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle iflas masası tarafından talebin reddine karar verildiği, düzenlenen ek sıra cetvelinin davacı vekiline 19/08/2016 tarihinde tebliğ edildiği, her ne kadar tebligat masrafının yatırılıp yatırılmadığı yönünde bir bilgi verilmemiş ise de, ek sıra cetvelinin 20/08/2016 tarihinde … Gazetesinde, 22/08/2016 tarihinde ise Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiği ve davanın 31/08/2016 tarihinde 15 günlük hak düşürücü süre içerisinde davanın açıldığı anlaşılmakla işin esasının incelenmesine geçilmiştir. Bakırköy 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 09/07/2013 tarihli 2012/738 E. 2013/376 K. sayılı kararı ile …. Ltd. Şti.’nin iflasına karar verildiği, Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 26/03/2014 tarihli 2013/8283 E. 2014/2317 K. sayılı ilamı ile onanması üzerine karar düzeltme yoluna başvurulmadığından 10/06/2014 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Ambarlı Gümrük Müdürlüğü’nün …/07/2015 tarih, … ek tahakkuk, … para caza karar sayılı ek tahakkuk ve/veya para ceza kararına göre; … Ltd. Şti. adına tescilli 21/02/2012 tarih … sayılı serbest dolaşıma giriş beyannameleri eki Form A menşe belgesinin, Endonezya’da menşe belgesi düzenlemeye yetkili bölgesel idareler listesi kapsamı 86 yetkili makam dışındaki … tarafından düzenlendiğinin tespit edilerek fark vergiler hesaplandığı, buna göre ek vergi tutarının 1.564,96 TL KDV + 8.259,20 TL gümrük vergisi = 10.259,20 TL olduğu, para cezası tutarının ise KDV üzerinden 4.694,96 TL + gümrük vergisi üzerinden 26.082,72 TL = 30.777,60 TL olduğu anlaşılmıştır. Bu kararın borçlu şirkete posta yoluyla tebliğ edilememesi üzerine 31/01/2016 tarihli … Gazetesinde ilanen tebligat yapılmıştır. Mali müşavir (emekli vergi dairesi müdürü) …’ın düzenlediği bilirkişi raporunda; “-Müflis şirket adına tescilli 21/02/2012 tarih … sayılı serbest dolaşıma giriş beyannameleri A menşe belgesinin Endonezya’da menşe belgesi düzenlemeye yetkili makamlar dışı makam tarafından düzenlendiğinin tespiti üzerine Ambarlı Gümrük Müdürlüğü tarafından …/07/2015 tarih 1318 sayılı tahakkuk kararı ile 1.564,96 TL KDV + 8.259,20 TL gümrük vergisi = 10.259,20 TL ek vergi hesaplandığı ayrıca bu hesaplanan vergiler üzerinden aynı tarih ve 7510 sayılı para cezası kararı ile KDV üzerinden 4.694,96 TL + gümrük vergisi üzerinden 26.082,72 TL = 30.777,60 TL ceza hesaplandığı, 10.259,20 TL + 30.777,60 TL = 41.036,80 TL ek vergi ve ceza toplamını içeren ek tahakkuk ve/veya para ceza kararının posta yoluyla tebliğ edilememesi nedeniyle 31/01/2016 tarihli … Gazetesinde ilanen tebliğ edildiği, 15 gün içerisinde borçlu şirket tarafından itiraz edilmediğinden ilanen tebliğden itibaren 15 günün sonunda kesinleştiği, -Borçlu şirketin iflas masasına yapılan başvuruda her ne kadar 27/09/2005 tarih 76167 sayılı beyannameden bahsedilmekte ise de yazı ekinde 21/02/2012 tarih IM 025958 sayılı gümrük beyannamesi üzerinden hesaplanan 41.036,80 TL ek vergi ve ceza miktarını içeren …/07/2015 tarih 1318 sayılı tahakkuk kararının yer aldığı, bu nedenle 27/09/2005 tarih 76167 sayılı beyannamenin sehven yazıldığı, -6183 sayılı yasanın 1.maddesine göre talep edilen alacağın amme alacağı kapsamında olduğu, 4458 sayılı Gümrük Kanununu 197.maddesinde gümrük idarelerince alınan vergilere ilişkin tahakkuk zamanaşımının düzenlendiği, bu düzenlemeye göre gümrük vergileri gümrük yükümlüğünün doğduğu tarihten (örneğin gümrük beyannamesinin tescil tarihinden) itibaren 3 yıl içerisinde tebliğ edilmediği takdirde tahakkuk zamanaşımına uğradığı, aynı kanunun 201.maddesinde ise süresi içinde ödenmeyen gümrük vergileri hakkında 6183 sayılı kanun hükümlerinin uygulanacağı düzenlemesine yer verildiği, bu nedenle tahakkuk zamanaşımı yönünden 4458 sayılı kanunun, tahsil zamanaşımı yönünden ise 6183 sayılı kanunun dikkate alınması gerektiği, -Dava konusu vergi yükümlülüğünün gümrük beyannamesinin tescil olunduğu 21/02/2012 tarihinde doğduğu ve 3 yıllık zamanaşımı süresinin bu tarihte başlayıp, 21/02/2015 tarihinde sona erdiği, tebligat ise 31/01/2016 tarihinde yapıldığından alacağın 22/02/2015 tarihi itibariyle tahakkuk zamanaşımına uğradığı, zamanaşımı herhangi bir talebe bağlı olmaksızın hüküm ifade edeceğinden tahsil işlemlerine devam edilemeyeceği, dava dilekçesinde ifade edilen maddelerin ise tahakkuk değil tahsil zamanaşımına kesen sebepler olduğu” yönünde görüş ve kanaat sunulmuştur. 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 181.maddesinde; “(1) İthalatta gümrük yükümlülüğü; a) İthalat vergilerine tabi eşyanın serbest dolaşıma girişi, b) İthalat vergilerine tabi eşyanın ithalat vergilerinden kısmi muafiyet suretiyle geçici ithali için verilecek gümrük beyannamesinin tescil tarihinde başlar.” 197.maddesinde; “(1) Gümrük vergileri, tahakkukundan hemen sonra yükümlüye tebliğ edilir. (2) Yapılan denetlemeler sonucunda hiç alınmadığı veya noksan alındığı belirlenen veya 1 inci fıkrada belirtilen şekilde tebliğ edilemeyen gümrük vergilerine ilişkin tebliğat gümrük yükümlülüğünün doğduğu tarihten itibaren üç yıl içinde yapılır. Şu kadar ki, gümrük yükümlülüğünün doğduğu olayla ilgili olarak dava açılması zaman aşımını durdurur…”, 201.maddesinde; “Süresi içinde ödenmeyen kesinleşmiş gümrük vergileri hakkında 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri uygulanır.” hükümleri yer almaktadır. Somut olayda; müflis şirketin vergi yükümlülüğünün 4458 sayılı kanunun 181.maddesi uyarınca gümrük beyannamesinin tescil olunduğu 21/02/2012 tarihinde doğduğu, aynı kanunun 197.maddesi uyarınca bu tarihten itibaren 3 yıl içerisinde yükümlüye tebliğinin gerektiği, müflis şirkete tebligatın ise ilanen tebliğ yoluyla 31/01/2016 tarihinde yapıldığı, bu durumda olay nedeniyle açılmış herhangi bir ceza davası olmadığı da dikkate alındığında tebliğ tarihi itibariyle tahakkuk zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşılmıştır. 4458 sayılı kanunun 201.maddesinde yer alan hüküm uyarınca, 6183 sayılı kanun değerlendirildiğinde ise; 6183 sayılı kanunun 102.maddesinde; “Amme alacağı, vadesinin rasladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren 5 yıl içinde tahsil edilmezse zamanaşımına uğrar. Para cezalarına ait hususi kanunlarındaki zamanaşımı hükümleri mahfuzdur. Zamanaşımından sonra mükellefin rızaen yapacağı ödemeler kabul olunur.” hükmü yer almaktadır ve aynı kanunun 103.maddesinde ise tahsil zamanaşımını kesen sebeplere yer verilmiştir. Ancak eldeki dosyada tahakkuk zamanaşımı dolmuş olduğundan, vergi cezası zamanaşımı nedeniyle tahsil aşamasına gelmediğinden, tahsil zamanaşımına ilişkin hükümlerin somut olaya uygulanması mümkün değildir. Açıklanan nedenlerle, dosya kapsamına göre ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu ulaşılan maddi olay ve hukuki değerlendirme usul ve yasaya uygun olup, bilirkişi raporunun hükme esas alınmasında bir isabetsizlik olmadığından ve resen yapılan incelemede kamu düzenine aykırı herhangi bir husus da tespit edilemediğinden, davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde olmayıp 6100 sayılı HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b.l bendi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davacı … harçtan muaf olduğu için harç alınmasına yer olmadığına, 3-İstinaf yargılaması için davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına ve yatırılan gider avansından kalan kısmın davacı tarafa ilk derece mahkemesince iadesine, 4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1.a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 15/09/2021