Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/378 E. 2021/734 K. 07.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/378
KARAR NO: 2021/734
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2016/442 Esas
KARAR NO: 2018/416
KARAR TARİHİ: 25/04/2018
DAVA: Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali)
KARAR TARİHİ:30/06/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı kooperatifinin üyesi olduğunu 03/04/2016 tarihinde genel kurul toplantısı yapıldığını, toplantıya 3130 üyeden 726 kişinin asaleten, 834 kişinin vekaleten katıldığını, başkanlık divanı seçiminin oy çokluğuyla yapıldığını belirtildiğini, ancak esas sözleşmesinin 39. maddesi gereğince toplantıya katılanların ayrı ayrı gösterilmesi gerekmesine karşın bu durumun belirtilmediğini ve başkanlık divanı seçiminin geçersiz olduğunu, 2014 yılı bilançosu gelir gider tablosu ile denetim kurulu raporunun okunarak oylanması gerekirken okunmadığını, genel kurulda bu itiraz dile getirilmesine karşın talebin dikkate alınmadığını, 2014 yılı bilanço ve gelir gider tablosu genel kurul üyelerine açılmadığını, 2014 yılı bilançosu hakkında ve bu döneme ilişkin yönetim kurulunun ibrası hakkında genel kurulda bir görüşme ve oylama yapılmadığını, yalnızca 2015 yılı bilanço ve hesaplarının görüşüldüğünden toplantının iptali gerektiğini, gündemin 8. maddesi gereğince yönetim kurulu ve denetim kurulu asıl ve yedek üyelerinin seçiminin yapıldığını, ancak alınan kararın iptali gerektiğini, toplantı nisabının bulunmadığını, müvekkilinin seçimi iptali için başkanlık divanına dilekçe verdiğini ancak talebinin dikkate alınmadığını belirterek gündemin 3,4 ve 8 nolu maddelerinin iptaline usulüne uygun toplantı yapılmadığından genel kurulun toplantısının bütün sonuçlarıyla birlikte iptaline karar vermesini talep etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Genel kurul kararının iptali için iptalini talep eden üyenin toplantıya katılması ve karara muhalif kalması gerektiğini, davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, kooperatif esas sözleşmesinin 13. maddesinde toplantı nisabının yer aldığını, 33 ve 39. maddeleri gereğince yeterli çoğunlukta toplantı yapıldığını, başkanlık divanı seçiminin esas sözleşmesinin 34. maddesinde kararlaştırıldığını ve bu maddeye uygun olarak seçim yapıldığını, 2014 yılına ait bilanço gelir gider tablosu ve denetim kurulu raporlarının 2015 yılı genel kurulunda okunmamasının olağan olduğunu, bu raporlarının okunmamasının yönetim ve denetim kurulu için ibra etkisi doğurmayacağını, TTK’nun 424. maddesi hükmününde bu durumu teyit ettiğini, bu hususta 2014 yılına ait olup 06/06/2015 yılında yapılan genel kurulda ileri sürülmesi gereken ihtarlar olduğunu, bu davada dinlenmesinin mümkün olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece”… davalı kooperatifin 03/04/2016 tarihinde yapılan genel kurulunda alınan gündem 3, 4 ve 8 nolu maddelerinin iptali talebi ve genel kurulun genel itibariyle usulüne uygun yapılmadığından bütünüyle iptali talebine ilişkindir. Yargılama devam ederken davalı şirketin 31/03/2018 tarihinde 2016 ve 2017 yıllarına ait genel kurul toplantılarının yapıldığı gündemin 14. maddesi gereğince yönetim ve denetim kurulu asıl ve yedek üyelerinin yeniden belirlendiği bu haliyle dava konusu edilen yönetim ve denetim kurulu üyelerin seçimine ilişkin gündemin 8 nolu maddesinin konusuz kaldığı anlaşılmıştır. Bu madde yönünden açılan davanın konusuz kaldığından reddine karar vermek gerekmiştir ancak dava giderlerinde kimin sorumlu olacağı açısından dava açıldığı tarih itibariyle haklılık durumunun tespiti gerekmektedir. Gündemin 8. maddesi ile ilgili açılan davanın açıldığı tarihte iptali gerekip gerekmediğinin de bu açıdan tespiti gerekmektedir. Yapılan oylamada yönetim kurulu üyelerinin seçimine ilişkin 669 üyenin katıldığı anlaşılmaktadır. 1163 sayılı yasanın 45. maddesi gereğince genel kurul toplantısında ortakların en az 1/4 ünün katılması zorunludur. Bu oran toplantı nisabıdır. Dosya arasında celbedilen üye kayıtlarının incelenmesinde toplam 3130 üyenin bulunduğu, toplantıya asaleten ve vekaleten toplam 1560 ortağın katıldığı, toplantı nisabının 1/4 oranı dikkate alındığında 783 olduğu anlaşılmaktadır. 8. maddesi oylaması sırasında kabulü ret ve geçersiz oy toplamı 669 olmaktadır. Yukarıda belirtildiği gibi toplantı nisabı başlangıçta bulunmakta iken yönetim ve denetim kurulu üyelerinin seçiminde bir kısım üyelerin katılmadığı anlaşılmaktadır. Toplantının katılanlar ve sonrasında oylamalar dikkate alındığında bir kısmının oylama yapılmadan salondan ayrıldığı anlaşılmaktadır. Bu haliyle 8. maddenin oylaması sırasında toplantı nisabının bulunmadığı ve bu madde ilandan kararın kooperatifler kanunu ve esas sözleşmenin 33. maddesi gereğince yok hükmünde olduğu anlaşılmaktadır. Bu madde yönünden dava konusuz kalsa da dava açıldığında davacı haklı olduğundan dava giderlerinden davalının sorumlu olduğuna karar vermek gerekmiştir. Diğer maddeler olan gündemin 3 4 nolu maddeleriyle gelen ihtar istemlerine gelince, genel kurul kararlarının iptal için ortağın toplantıya katılması karara muhalif kalması ve bunu tutanağa geçirmesi gerekmektedir. Davacı bu maddelerde alınan kararlarda toplantı ve karar nisabının bulunmadığını ileri sürmüştür. Yukarıda belirtildiği üzere 1163 sayılı yasanın 45. maddesinde toplantı ve karar nisabı belirtilmiştir. Kooperatifin esas sözleşmesininde 33. maddesinde ortaklar cetvelinde imzası bulunanların çoğunluğuyla karar alınacağı kararlaştırılmıştır. Davalı kooperatifin iptali istenen 03/04/2016 tarihli genel kurulda 3130 ortaktan 1560’ı katılmıştır. İptali talep edilen gündemin 3. maddesinde oy birliğiyle kabul edildiği belirtilmiştir. Maddede kaç kişinin oylamaya katıldığı belirtilmemekle birlikte bu maddeden önceki iki maddenin oylamasında 1560 ortağın katıldığı anlaşılmış olup bu maddenin de oy birliğiyle kabul edildiği dikkate alındığında toplantı ve karar nisabının bulunduğu anlaşılmaktadır. Yine 4. maddenin oy çokluğuyla kabul edildiği anlaşılmaktadır. maddede kaç kişinin oylamaya katıldığı ayrı ayrı belirtilmemekle birlikte bir önceki maddede dikkate alınan hususun bu madde içinde geçerli olduğu anlaşılmaktadır. 1560 üye katılmış 784 üyenin teklifiyle ret kararı alındığı toplantıda karar nisabının bulunduğu anlaşılmaktadır. Toplantının geneliyle ilgili ileri sürülen iddia sebeplerinin de yerinde olmadığı anlaşıldığından 8. madde yönünden açılan dava konusuz kaldığından karar verilmesinin yapılmadığını, diğer maddeler yönünden iptali istemleri yerinde olmadığından davanın reddine ”dair karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; kooperatif ana sözleşmesinin 39. maddesinin açık olduğu ve bu haliyle toplantıya katılanların, kullanılan oy sayısının açıkça belirtilmesi gerektiği bu nedenle o çokluğu ile ibaresinin kooperatif ana sözleşmesine aykırı olduğu, mahkemece 4. Gündem maddesiyle ilgili olarak yeterli toplantı ve kararın hesabı sağlandığı gerekçesi ile talebin reddine karar verilmiş ise de, davacının talebinin 2014 yılı bütçesinin görüşülmeden doğrudan 2015 yılı bütçesinin görüşülmesiyle ilgili olduğu bu nedenle toplantı ve karar nisabı yönünden herhangi bir iddialarının bulunmadığı, 2014 yılı bilançosu ve gelir gider tablosu ile yönetim kurulu raporunun 2015 yılında yapılan genel kurul toplantısında okunmadığı ve oylanmadığı, mahkemenin toplantının geneliyle ilgili ileri sürülen iddia ve sebepleri yerinde olmadığı gerekçesinin yeterince açık olmadığı bu nedenle işbu verilen kararın kaldırılması gerektiği, davacının çeşitli konularda görüş bildirmek için söz istediği ancak kendisine konuşma hakkı verilmediği bu hususu belgelendirmek için toplantıda hazır bulunan hükümet komiserine dilekçe verdiğini, 3. gündem maddesi ilgili olarak toplantı ve karar nisabının açıkça belirtilmesi gerektiği halde oy çokluğu ibaresini kullanıldığı, 4. maddeyle ilgili olarak ise yapılan oylamada karar nisabının sağlandığı gerekçesi ile talebinin reddine karar verilmesi ve kooperatif ana sözleşmesinin 39. maddesi uygun yapılmayan genel kurul toplantısının iptal talebinin hiçbir gerekçe gösterilmeksizin reddine karar verildiği belirtilerek kooperatif ana sözleşme hükümlerine aykırı olduğu iddia olunan genel kurul kararının kaldırılması talep edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nun 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, 03. 04.2016 tarihli genel kurul toplantısının iptali, genel kurul toplantısı iptal edilmediği takdirde toplantıda alınan başkanlık divanı, yönetim kurulu asil ve yedek üyeliği ve denetim kurulu asıl ve yedek üyeliği seçimi kararının iptali istemine ilişkindir. Uyuşmazlığa konu davada 03. 04.2016 tarihinde yapılan genel kurul toplantısının başkanlık divanı seçimi sonucu rakam belirtilmeden oy çokluğu ifadesi kullanarak zapta geçirilmesinin kooperatif ana sözleşmesinin 39. maddesine aykırılık teşkil ettiği, bu haliyle başkanlık divanı seçiminin geçersiz olduğu, 2014 yılı bilançosu ve gelir gider tablosu ile denetim kurulu raporunun 2015 yılında yapılan genel kurul toplantısında okunarak oylanması gerekirken okunmadığı ve oylanmadığı, 2014 yılının bilanço ve gelir gider tablosunun kurulu üyelerine açıklanmadığı ve yönetim kurulunun ibrası hakkında herhangi bir görüşme ve oylama yapılmadığı, bu nedenle 2015 yılı bilanço hesaplarının görüşüldüğü genel kurul toplantısının iptalinin gerektiği, gündemin 8. maddesi gereği yapılan yönetim kurulu, denetim kurulu ve yedek üyelerin seçiminin konusunda seçim öncesi sayım sonucunun yeterli nisap olduğu tutanağa geçirildiği ancak kaç kişinin seçim öncesi toplantıda hazır olduğunun belirtilmediği, davacının çeşitli konularda görüş istemek ve beyanda bulunmak üzere söz istediği ancak kendisine konuşma hakkı verilmediği belirtilerek ana sözleşme gereği bu toplantının iptali gerektiği iddia olunmuştur. Davalı kooperatifin 03.04.2016 tarihli genel kurul hazirun listesi 2015 yılı genel kuruluna ilişkin denetleme kurulu raporu, yönetim kurulu yıllık çalışma raporu, 03.04.2016 tarihli genel kurul toplantısı tutanağın örneği dosya arasında alınmıştır. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı tarafından 07/ 11/ 2016 tarihli Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı Memur Suçları Soruşturma Bürosuna gönderilen yazı cevabında davalı kooperatifin 03.04.2016 tarihli olağan genel kurul toplantısında divan üyeleri ve bakanlık temsilcilerinin görevlerini kötüye kullandıkları iddiasının incelenmesi neticesinde bakanlık başmüfettişi tarafından düzenlenen 23.08.2016 tarihli ve 16 /16-3 sayılı inceleme raporu ve ekleri ile söz konusu rapora dayalı olarak bakanlık makamından alınan olurun örneği Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildiği belirtilmektedir. Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/424 Esas sayılı dava dosyasında, davalı kooperatifin 03.04.2016 tarihli genel kurulunda toplantı ve karar nisabı sağlanmadığı ileri sürülerek genel kurulun mutlak butlanla Batılı olduğunun tespiti ile iptali, bir seçimli olağanüstü genel kurulun toplanabilmesi için çağrı heyeti oluşturulmasının talep ve dava edildiği, anılan iş bu dava dosyasının bekletici mesele yapıldığı, mahkemece 2017/42 karar sayılı ilamı ile genel kurul toplantısında 3,4,5,6 ve 7 nolu gündem maddeleri ile alınan kararların Batıl olmadığından iptal talebinin reddine, 8 nolu gündem maddesinin batı olduğunun tespiti, davacıların TTK ‘nun 410/ 2 maddesi uyarınca davalı kooperatifi genel kurula çağrı için izin verilmesi talebinin şartları oluşmadığından reddine, davalı kooperatifin 03.04.2016 tarihli genel kurulunda yönetim kurulu asil ve 7 yedek üye seçimi ile denetim kurulu asil üyenin seçime ilişkin 8 nolu gündem maddesi ile ilgili alınan kararlarının yürütülmesinin 1163 sayılı Kooperatif Kanununun 98. maddesi yollaması ile 6102 sayılı TTK’nun 449 maddesi uyarınca geri bırakılmasına karar verilmiş, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi’nce yapılan istinaf incelemesi sonucunda davalı kooperatifin 03.04.2016 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında 3,4,5,6 ve 7 nolu gündem maddeleri ile alınan kararların batıl olmaları nedeniyle geçersizliği tespitine ilişkin davada mutlak butlan nedenin bulunmaması karşısında, HMK’nun 114/2 maddesinin yollamasıyla 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 53 ve davalı kooperatif ana sözleşmesinin 38. madde hükmünde aranan muhalefet şerhine ilişkin dava şartı noksanlığı sebebiyle davanın HMK’nun 115/2 maddesi uyarınca usulden reddine, davalı kooperatifin 03. 04.2016 tarihli olağan genel kurulunda yönetim kurulu asil ve yedek üyeleri seçimi ile denetim kurulu asil ve yedek üye seçim ilişkin kararının alındığı 8 nolu gündem maddesi batıl olduğunun tespitine, aleyhine istinaf bulunmadığından davacılar vekilinin davacılara TTK’nun 410/2 maddesi uyarınca davalı kooperatifi genel kurula çağrı için izin verilmesi talebinin şartları oluşmadığından reddine dair verilen kararın Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 2017/1692 esas 2020/2363 karar sayılı ilamı ile 30. 06.2020 tarihinde onanmasına dair karar verilmiştir.Kooperatif genel kurul kararlarının iptaline ilişkin dava, kooperatif merkezinin bulunduğu yerdeki asliye Ticaret mahkemesinde (K.K. M.99; TTK m 5) görülüp sonuçlandırılır. Genel kurulu kararları aleyhine toplantıyı takip eden günden itibaren bir ay içerisinde davanın olması gerekmekte ancak mutlak butlanla batı olan kararlar aleyhine dava açılması için bir aylık süreyi riayet etmek şart değildir. Örneğin karar nisabına uyulmamış olduğu iddia edildiği zaman iş bu davanın bir aylık hak düşürücü süre içerisinde açılmasına gerek yoktur. Nitekim Yargıtay 11 Hukuk Dairesi’nin 31.03.2003 T 2002 /10680 ;3057 sayılı ilamı da bu yöndedir. Yoklukla malul (mutlak butlan) genel kurul kararı ileri sürülüyor olması halinde ise; herkes tarafından, süresiz olarak ve muhalefet şerhi aranmaksızın dava konusu olabilmektedir. Nitekim bir davada açıkça ileri sürülmemiş olsa dahi yok hükmünde olan kararların mahkemece resen nazıra alınması gerekmektedir. Yargıtay 23.Hukuk Dairesi’nin 13.12.2018 tarih ve 2016 /6131 esas 2016/5820 karar ilamında, genel kurulun toplantı ve karar yeter sayısına ilişkin hükümleri emredici nitelikte olup bu hükümlere aykırılık teşkil eden genel kurul kararlarının yok hükmünde olduğu, bu kararının baştan bir hüküm ifade etmeyeceği ve bunun yok hükmünde olduğunun tespiti için açılacak davalarda genel kurulda muhalefette bulunmuş olma şartı aranmayacağı gibi bir aylık hak düşürücü süre içinde açılmış olmaları da dinlenmeleri yönünden zorunlu bir unsur olmadığı belirtilmiştir. Davaya konu uyuşmazlıkta, ana sözleşmeyi uygun yapılmadığı belirtilen 03.04.2016 tarihli genel kurul toplantısının iptaline, mahkemece genel kurul toplantısının iptaline karar verilmediği takdirde ise; genel kurul toplantısında yapılan başkanlık divanı seçiminin sonra sözleşmenin 39. maddesi gereği kaç oyla seçildiğinin belirtilmemesi nedeniyle iptali, yönetim kurulu asil ve yedek üyeliği ve denetim kurulu asil ve yedek üyeliği seçimlerinin, seçildiği bildirilen adayların bu sözleşme 33. maddesinde belirtilen seçilmeyi için gerekli olan 781 oyu alamadığından iptali, kooperatifin yetkisi olmadığı iddia olunan yönetim kurulunun kooperatifi bağlayıcı ve borç altına sokan karar ve işlemleri ile kooperatifin zarara uğratılmaması için kooperatifi ve üyelerini bağlayıcı ve borç altında sokan kararlar almaması ve işlemler yapmaması yönünde tedbir kararı verilmesinin talep edilmektedir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda ”… davalı şirketin 31/03/2018 tarihinde 2016 ve 2017 yıllarına ait genel kurul toplantılarının yapıldığı gündemin 14. maddesi gereğince yönetim ve denetim kurulu asıl ve yedek üyelerinin yeniden belirlendiği bu haliyle dava konusu edilen yönetim ve denetim kurulu üyelerin seçimine ilişkin gündemin 8 nolu maddesinin konusuz kaldığı anlaşılmıştır. Bu madde yönünden açılan davanın konusuz kaldığından reddine karar vermek gerekmiştir’ kararı verilmiştir. Davaya konu taleplerden biri olarak 03. 04.2016 tarihli genel kurul toplantısının 8 no lu gündem maddesinin iptali talebine ilişkin olup bu maddenin batıl olduğuna dair verilen İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17.Hukuk Dairesi’nin 2017/400 E 2017/398 K sayılı ilamın Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 2017/1692 E 2020/2363 K sayılı ilamıyla onamasına dair karar verilmesi nazara alındığında, yönetim ve denetim kurulu asıl ve yedek üyelerinin yeniden belirlenmesi nedeniyle bu talebin konusuz kaldığı yönündeki tespitin dosya kapsamına uygun olmadığı anlaşılmaktadır. İş bu talebin konusuz kalmasız nedeni üyelerin yeniden belirlenmesi sebebi ile değil, aynı talebin başka mahkemece değerlendirilmesi ve bu karara yönelik yasa yoluna başvurulması nedeniyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nce 8 no lu gündem maddesinin batıl olduğunun tespiti ile bu tespit kararının Yargıtay temyiz incelemesinden geçerek onanması sonucudur. 03.04.2016 tarihli genel kurul toplantısının diğer uyuşmazlığa konu maddeleri yönünden ise; mahkemece kooperatif defterlerini ve genel kurul tutanaklarını incelemeye ehil bir kişi vasıtasıyla toplantıda alınan kararların kooperatif ana sözleşmesine aykırılık teşkil edip etmediği, davacının gerek toplantı tutanağında yazılı olan muhalefetin ve gerekse bu toplantı tutanağın eki niteliğindeki belgelerde divan kurulu başkanlığına ve bakanlık temsilcisi hükümet komiserliğine hitaben yazılan beyan dilekçeleri de incelenmek suretiyle toplantı-karar nisabının hiçbir şüpheye mahal bırakılmaksızın tespiti ile davacının bütçe görüşmelerine ilişkin itirazları, bilanço ve gelir gider tablosuna ilişkin itirazları, kooperatif ana sözleşmesi ve uyuşmazlığa konu genel kurul kararın ilişkin tüm kayıtların incelenerek taleplerinin haklılık durumu konusunda ayrıntılı, gerekçeli, mukayeseli ve denetime imkan sağlayacak bir rapor alınıp oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekmektedir.
İş bu nedenle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK 353/1.a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına, Dairemizin kararına uygun şekilde yargılama yapıldıktan sonra yeniden karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine iadesine karar verilerek aşağıdaki şeklide hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı tarafın istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin, 2016/442 Esas, 2018/416 KArar ve 25/04/2018 tarihli kararının HMK’nun 353/1a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılamak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İadesine, 4-Harçlar Kanunu gereğince davacı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye Gelir Kaydına, 35,90 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya İadesine, 5-Davacının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-g bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.07/07/2021