Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/369 E. 2021/721 K. 30.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/369
KARAR NO: 2021/721
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2016/201 Esas
KARAR NO: 2018/443
KARAR TARİHİ: 17/04/2018
DAVA: İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ:30/06/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Dava vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı kooperatifin: Büyükçekmece 3. Asliye Hukuk Mahkemesi 2009/775 Esas sayılı dosyası ile verilen kararda, 04.01.1996 yılında yüklenici olarak sözleşme yaptığı S.S. Billur Altınkent konut yapı kooperatifine karşı tazminat ödemesine karar verildiğini, kooperatif yönetiminin S.S Billur Altınkent ile yapmış olduğu protokol ile tazminat miktarın indirmiş ve yine tarafların anlaşmasına göre kararın tebellüğ edilmediğini ve kesinleştirilmediğini, davacı kooperatifin bu protokoldeki tazminat ve diğer yükümlülükleri yerine getirdiği zaman henüz tapu tahsisi yapamadığı üyelerine tahsis yapacağını ve nihayetinde -yapı kooperatifi olduğu için kendini feshedeceğini, bu tazminatın ödenmesi amacıyla bir dizi olağan/olağanüstü toplantılar yapıldığını ve 20.05.2012 tarihli toplantıda daha evvel tapu tahsisi yapılmış üyelerden de 9.000 TL toplanmasına karar verildiğini, Kooperatif üyesi olup daha önce tapusunu almış olan davalıya anılan karar uyarınca ödemesi gereken borcunu ödemediği için hakkında icra takibi yapıldığını, davalının bu takibe itiraz ettiğini, tapu Sicil Kayıtlarından özellikle akit tablosundan anlaşılacağı gibi davacı kooperatifin hiçbir zaman kendisinin tahsis yapmayıp ancak kendi talimatı gereğince S.S Billur Altınkent Konut yapı Kooperatifi vasıtasıyla tahsis yapılmakta olduğunu, ibraz ettikleri ve celp edilecek zincirleme yazışmalardan sonra bu sistemin daha iyi anlaşılacağını, S.S Billur Altınkent konut Yapı Kooperatifi yazısından da anlaşılacağı gibi hiç bir zaman kooperatif üyesi olmayan kişilere tapu tahsisi yapılmadığını, davalı tarafın kooperatif yöneticilerine karşı şifahi beyanlarında, kooperatif üyesi olmadığını, dolayısıyla bu kararın kendisini bağlamayacağını beyan ettiğini, tapu tahsisinin yanında davalının kooperatif Genel Kurulu Hazırun cetvellerinde ve Üye Kayıt defterinde üye olarak göründüğünü, Kooperatifin geçmiş yönetimlerinin evrak ve defterleri usulüne uygun tutmadıklarını ve büyük bir bölümünü teslim etmedikleri için bir kısım insanların bundan faydalanmaya çalıştığını, Kooperatif üyesi olmadan yukarıda anlatılan tapu tahsislerinin olmasının mümkün olmadığını, davalı tarafın haksız ve kötü niyetli olarak icra takibine itiraz ettiğini, icra takibinin 10579 TL üzerinden başlatıldığını, Davaya dayanak Genel Kurul kararında faize ilişkin karar alınmadığı ve emsal davalarda da bu kısım reddedildiği için takipteki faize ilişkin kısımdan vazgeçip itirazın 9000TL üzerinden iptalin gerektiğini belirterek Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas Sayılı dosyasına yapılan itirazın 9000 TL kısmın iptalini. %20icra inkâr tazminatına hükmedilmesin, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı … cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu icra dosyasının numarasının 2016/1087 olmayıp 2015/10087 olduğunu, davacı tarafın dava açarken göstermiş olduğu … Mah, … Cad. No:… D:… Beylikdüzü/İSTANBUL adresin kendisine ait olmadığını ve hiçbir zaman bu ilgili adreste ikamet etmediğini, davacı S.S. Akabe Konut yapı Kooperatifinde adına kayıtlı hiç bir daire bulunmadığını, bu kooperatifle uzaktan yakından hiçbir bağı olmadığını, davacı vekilinin dava dilekçesinde ifade ettiği SS. Billur Altınkent Yapı Kooperatifleri Birliği ife SS. Akabe Konut Yapı Kooperatifi arasında yapılan 24/02/2011 talihli protokol ve davacının ödeyeceği tazminat ile bir bağı bulunmadığını, cevap dilekçesinin ekinde sunmuş olduğu tapu kaydından SS, Billur Altınkent Yapı Kooperatifleri Birliğinden 08/12/2005 tarihinde satın almış olduğu daireyi 18/06/2008 tarihinde, yani iki kooperatif arasında imzalanmış olan sulh protokolünün tarihi olan 24/02/2011 tarihinden çok önce, sattığının görüleceğini, yine tapu kaydından anlaşılacağı üzere ilgili dairenin davalıdan sonra 3 kez daha başkaca kişilerce satış işlemine tabi tutulduğunu, davacı tarafın dilekçesinde ifada ettiği SS. Akabe Konut Yapı Kooperatifi hazirun cetvellerinde ve üye kayıt defterinde davalının üye olarak geçtiği iddiasının tamamen gerçek dışı olduğunu, dava dosyasında bulunan sözde üye cetvelinde davalının adı geçse de ilgili toplantının davalıya bitirilmediği gibi davarının adının karşısında da imzasının bulunmadığını, bu sebeple ve davacı SS. Akabe Konut Yapı Kooperatifiyle davalı arasında bir bağ bulunmadığı için, bu toplantıda alınan karar doğrultusunda üyelerden toplanacak dan 9,000 TL ile davalının bir ilgisinin bulunmadığını, bu bedelin muhatabı olmadığını belirterek davanın reddini, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davacı tarafa yüklenmesine, yargılama giderlerinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, “Dosyaya sunulan belge ve kayıtlarla birlikte dosya bilirkişi …’a tevdii edilmiş, bilirkişi düzenlemiş olduğu 14/10/2017 havale tarihli raporunda “Tahsise konu bağımsız bölümü (davalının beyanı kapsamında dosyaya sunduğu tapu kaydına göre) devralan …’nin takip dayanağı genel kurul toplantısından önceki yıllarda yapıldığı sanılan 2009 ve 2010 tarihli genel kurul toplantılarına ait toplantı tutanakları ekinde yer alan hazirun cetvellerinde adının kooperatif ortağı olarak yer alması; …’nin adının karşısındaki adres satırında tahsise konu bağımsız bolüm adresinin (davalıya atfedilen adresle aynı) yer alması nedenleri ile davalının davacı kooperatife borçlu bulunduğu tutarın hesabı mümkün olmadığını” teknik kanaati olarak belirtmiştir. Bilirkişi incelemesinde davalı …’nın davacı kooperatife üyelik başvurusu üye kayıt defterinde imzası vs bilgi ve belgenin yer almadığı, taşınmazın tahsis işlemi ile edinildiği ve 18.09.2008 tarihinde …’ye satıldığı, onun tarafından da şu anki maliki …’e satılarak devredildiği, davalı …’nın 2016, 2015, 2014 ve 2013 genel kurul toplantı tutanakları ve hazirun cetvellerinde yer aldığı ancak adının karşısında imzasının bulunmadığı, devralanların da hazirun cetvellerinde isimlerinin geçmediği, ancak 2009 ve 2010 tarihli genel kurul hazirun cetvelinde aidat talebine konu bağımsız bölüm olan … Mah. … Cad. no … Daire … Beylikdüzü adresindeki üye olarak …’nin adının yer aldığı ancak imzasının bulunmadığı tespit edildiğinden; Davalı tarafın kooperatif ortağı olmadığı, 2008 senesinde satın alan …’nin davalıya atfedilen adreste kooperatif ortağı olarak yer aldığı görüldüğünden davalı adına yapılan icra takibinde kooperatif borcunun muhatabı olmaması nedeniyle davacının açtığı davanın reddine” dair karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ 1- Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığı, yargıtay kararlarında hakkında dava açılan kişinin hazirun cetvelinde isminin bulunmasını, kendisine tahsis yapılmasını kooperatif üyeliğinin tespiti noktasında yeterli gördüğünü belirterek mahkemece verilen kararın kaldırılması talep edilmiştir. 2- Davalı yasal süresi içinde sunmuş olduğu katılma yoluyla istinaf dilekçesinde özetle;Yapılacak istinaf incelemesinde lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi talep edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nun 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava kooperatif aidat borcunu başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali ilişkindir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 344. maddesinde “İstinaf dilekçesi verilirken, istinaf kanun yoluna başvuru harcı ve tebliğ giderleri de dâhil olmak üzere tüm giderler ödenir. Bunların hiç ödenmediği veya eksik ödenmiş olduğu sonradan anlaşılırsa, kararı veren mahkeme tarafından verilecek bir haftalık kesin süre içinde tamamlanması, aksi hâlde başvurudan vazgeçmiş sayılacağı hususu başvurana yazılı olarak bildirilir. Verilen kesin süre içinde harç ve giderler tamamlanmadığı takdirde, mahkeme başvurunun yapılmamış sayılmasına karar verir. Bu karara karşı istinaf yoluna başvurulması hâlinde, 346. maddenin ikinci fıkrası hükmü kıyas yoluyla uygulanır.” hükmü yer almaktadır. Davaya konu somut olayda; davalı tarafça katılma yoluyla istinaf yasa yoluna başvurduğundan yatırılması gerekli harçların yatırıldığı dair dekonttun dosyaya ibraz edilmesi gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle, istinaf kanun yoluna başvuran davalıya 6100 sayılı HMK’nun 344. maddesi uyarınca yatırılması gereken istinaf karar harcını ve istinaf kanun yoluna başvurma harcı yatırması/yatırıldığına dair belgeyi sunması için yazılı bildirim yapılarak bir haftalık kesin süre verilmesi ve kesin süre içerisinde yatırılmadığı/sunulmadığı takdirde istinaf başvurusundan vazgeçmiş sayılacağı hususunun ihtar edilmesi, harç ikmal edildiği takdirde dosyanın istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi gerektiğinden, eksikliğin ikmali için dosyanın ilk derece mahkemesine geri çevrilmesine karar verilmesi kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere; 1-Yukarıda belirtilen eksikliğin giderilmesi için HMK’nun 352.maddesi gereğince dosyanın Mahkemesi’ne GERİ ÇEVRİLMESİNE 2-Geri çevirme sebebine göre sunulan istinaf başvurusunun bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile kesin olarak karar verildi.30/06/2021