Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/36 E. 2020/45 K. 01.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/36
KARAR NO: 2020/45
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2014/618
KARAR NO: 2017/74
KARAR TARİHİ: 26/01/2017
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 01/10/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; icra dosyasındaki alacağın dayanağı faturaların Franchise Sözleşmesinden kaynaklandığını, iş bu sözleşmeye dayalı olarak verilen danışmanlık hizmeti bedeli için 19.08.2011 tarihli … numaralı 4.720,00 TL bedelli, 11.09.2011 tarihli … numaralı 4.720,00 TL bedelli, 11.10.2011 tarihli … numaralı 16.874,00 TL bedelli ve 11.12.2011 tarihli … numaralı 28.174,00 TL bedelli olmak üzere toplam 4 adet fatura düzenlediğini, söz konusu faturaların 27.12.2011 tarihinde Kadıköy …Noterliği kanalıyla davalıya gönderildiğini, davalı şirketin bu fatura bedellerini müvekkil şirkete ödemediğini, davalı şirketin işlemiş faizleri ile birlikte toplamda 56.079,91 TL borcu bulunduğunu, bu nedenle davalının haksız ve kötü niyetli itirazının iptaline ve takibin devamına, davalı şirket aleyhine asgari %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacının dayanak gösterdiği fatura içeriğinde geçen hizmetleri ve danışmanlığı müvekkiline vermediğini, sözleşme, fatura ve sair belgelerin taraflarına tebliğ edilmediğini ve dosyaya sunulmadığını, davacı tarafın bahsettiği 4 adet fatura içeriğinde geçen …, …, …, …, … ve … Şubeleri ile ilgili olarak müvekkiline verdiği bir danışmanlık ve hizmeti olmadığını, sözleşmeye göre resmi alımı yapılmış franchise bedelinin %7’sinin danışman firmaya verileceğini, fatura tarihleri ile müvekkili şirketin kayıtları incelendiğinde, müvekkili şirketin franchiselardan fatura tarihleri itibarı ile herhangi bir ücret almadığının görüleceğini, bunun da davacının hiçbir alacağının olmadığının ispatı olduğunu, faturalarla ilgili hizmet verildiği iddiasının ispat yükünün davacıda olduğunu, davacı tarafın talep ettiği franchise hizmet bedellerine ilişkin kestiği faturaların tarihlerinin franchise alım tarihleri ile uyuşmadığını, müvekkili şirketin temerrüde düşmediğinden işlemiş faiz talep edilemeyeceğini bu nedenle davanın reddine ve davacının haksız ve kötü niyetli olarak başlattığı icra takibinde davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, davacının alacağının 10.01.2011 tarihli “Temsilcilik Sözleşmesi” kapsamında davalıya vermiş olduğu hizmet bedeli kapsamında kesilen 4 faturaya dayandığı, taraflar arasındaki sözleşme ve dolayısıyla ticari ilişkinin tarafların kabulünde olduğu, davalı kayıtları ile de teyit edilen davacı kayıtlarına göre 16.874,00 TL davacı alacağının bulunduğunun sabit olduğu, davalı kayıtlarında olmayan 11.12.2011 tarihli ve 28.174,00 TL tutarlı son faturanın davalıya tebliğ edildiği ve karşılığı hizmetin verildiği konusunda dosyaya sunulan hiçbir delilin bulunmadığı anlaşıldığından; davalı kayıtları ile sabit olan ispatlanan alacak bölümü yönünden davanın kısmen kabulüne, faturaların tamamı davalı kabulünde olmadığından ve gerçek alacak hesabının bu nedenle yargılama sonucunda belirlenecek olması nedeniyle itiraz etmekte davalının hukuki yararı bulunduğundan bahisle davalı aleyhine icra inkar tazminatı hükmedilmemesine, davacı tarafından fatura tanzim edilmesi tek başına davalının temerrüdü sonucunu doğurmayacağından, davalının takip öncesi temerrüde düşürüldüğüne dair bir iddia ve/veya delil bulunmadığından, davacının takip öncesi faiz talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; faturanın, davacı tarafından Sahrayı Cedit PTT Şubesi kanalıyla ve “11.12.2011 tarihli fatura” açıklamasıyla … gönderi numarasıyla davalı tarafa yollandığı ve davalı tarafa 20.12.2011 tarihinde tebliğ edildiği PTT kayıtlarıyla sabit olduğu, yargılama esnasında da görüldüğü üzere, davalı taraf önce evrakı kayıtlarına işlediği fatura üzerine “kayıtlara işlendi” kaşesi vurduğunu, daha sonra ödemeden kaçınma amacıyla itiraz süresi de geçtikten sonra faturayı müvekkile iade ettiğini, Ayrıca, mahkeme kararı kendi içinde çelişerek hem davalının ilk 3 faturaya itirazını haksız görmüş, hem de bu kısma dair icra inkar tazminatı talebinin de kabul etmeyerek yargılamanın sonucunun bir kez daha hatalı olmasına yol açtığını belirterek istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava taraflar arasındaki temsilcilik sözleşmesinden kaynaklanan faturaya dayalı başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Uyuşmazlık, takib dayanak yapılan faturalara konu hizmetin verilip verilmediği noktasındadır. Kadıköy … İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyası incelendiğinde; davacının, davalı aleyhine 4 adet fatura alacağına istinaden 54.488,00 TL asıl alacak, 1.591,91işlemiş faiz alacağın tahsili için takip başlattığı, davalının yasal süresinde ödeme emrine itiraz ettiği, davanın yasal 1 yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, icra takibine ve davaya dayanak yapılan faturalara ilişkin hizmetin ifa edilip edilmediği noktasında toplanmaktadır. Davacı tarafın kayıtlarına göre; 19.08.2011 ile 11.12.2011 tarihleri arasında davalıya toplam 54.488,00 TL tutarlı hizmet faturalarının kesildiği, faturalara karşılık davalı ödemesinin bulunmadığı görülmüştür. Talimat aracılığıyla incelenen davalı tarafın kayıtların göre ise; davacı tarafın takibe dayanak gösterdiği 4 faturanın (toplam 26.314,00 TL tutarlı) 3 adedinin davalı defterlerinde kayıtlı olduğu, 11.12.2011 tarihli ve 28.174,00 TL tutarlı son faturanın davalı kayıtlarına işlenmediği tespit edilmiştir. Tüm dosya kapsamı incelendiğinde taraflar arasında 10/01/2011 tarihli temsilcilik sözleşmesi imzalandığı, sözleşmenin iş kapsamı başlıklı 1. Maddesi ” Danışman, şirketin müşterilerinin taleplerine uygun perakende hızlı tüketim ve gıda ürünleri ile ilgili piyasa seçeneklerini araştırmak, tespit etmek, seçenekleri değerlendirmek ve yatırım için en uygun ticari koşullarda şirketin talimatlarına uymak kaydıyla Şirket’in müşterileriyle pazarlık görüşmelerini yürütecek ve şirketi temsilen hareket edecektir ” hizmet bedeli başlıklı 9. Maddesi ” Danışmanlık bedeli 4.000,00 TL+KDV dir. Ödeme aybaşlarında fatura karşılığında yapılır. Danışmanlık sözleşmesinin başladığı tarihten itibaren franchise anlaşması yapılması karşılığında hizmet bedeli olarak franchise giriş bedelinin %7 si talep edilir.(Yatırımcının Danışan yada Danışman tarafından yönlendirilmesi bu bedelin ödenmesini etkilemez) Danışmanlık hizmeti kapsamında çalışacak uzmanların ücret ve giderleri Danışan tarafından karşılanır. ” şeklinde kararlaştırılmıştır. Somut olayda, davacı taraf, davalı tarafa danışmanlık hizmetinde bulunduğu, bu işlerin karşılığı davalı yana toplam bedeli 54.488,00 TL tutarında 4 adet faturanın düzenlediği ancak bu faturalar bedelinin davalı yan tarafından ödenmediğinin tespiti için iş bu davayı ikame ettiği anlaşılmaktadır. Davalı şirket kayıtlarına göre 19/08/2011 tarih 4.720 TL, 11/09/2011 tarih 4.720,00 TL ve 11/10/2011 tarih 16.874,00 TL bedelli toplam 26.314.00 TL tutarında olan 3 adet faturanın kayıt altına alındığını, 11/12/2011 tarih 28.174,00 TL bedelli faturanın kayıtlı olmadığı anlaşılmıştır. Takibe konu edilen borcun kaynağı taraflar arasındaki hizmet ilişkisinden kaynaklanmaktadr. Hizmet akdi iki tarafa borç yükleyen akitlerden olup, hizmet akdinde akdi ilişkinin varlığını ve hizmetin verildiğini hizmet veren davacı, bedelinin ödendiğini ise hizmet alan davalı ispatlamakla yükümlüdür. Buna göre eldeki davada davacının hizmetin verildiğini ispatlaması gerekir. Bu durumda uyuşmazlığın çözümünde öncelikle alacağın dayanağını oluşturan faturalara konu hizmetlerin verildiğinin ispatlanması gerekmektedir. Davacının dayanmış olduğu faturalar tek başına hizmetin verildiğini kanıtlamaya yeterli değildir. Faturalar davacının ticari defterlerinde kaydedilmiş olması da davacı lehine kanıt teşkil etmez. Bu nedenle istinafa konu 11/12/2011 tarih 28.174,00 TL bedelli fatura içeriğindeki hizmetin verildiği davacı tarafça ispata elverişli yasal delillerle kanıtlanamadığından davanın kısmen kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde söz konusu faturaların davalıya tebliği edildiğini iddia etmiş ise de faturaların davalı şirkete tebliğ edildiğine dair bulunması zorunlu olan tebliğ şerhinin bulunmadığı kaldı ki faturanın salt tebliğ hususu hizmetin verilmiş, alacağın hak edilmiş olduğunu da ispatlamamaktadır. Bu sebeple davacı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Davacının diğer bir istinaf itirazında, mahkemece kabul edilen asıl alacak miktarı üzerinden davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmemiş olmasıdır. Davalı şirket kayıtlarına göre 19/08/2011 tarih 4.720 TL, 11/09/2011 tarih 4.720,00 TL ve 11/10/2011 tarih 16.874,00 TL bedelli toplam 26.314.00 TL tutarında olan 3 adet faturanın kayıt altına alındığı anlaşılmıştır. Söz konusu faturaların davalının ticari defterlerinde kayıtlı olması hizmetin verildiğine karine oluşturmaktadır. Aksi davalı tarafça ispatlanması gerekir. Aksi davalı tarafça ispatlanamadığından bu faturalar yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. O halde söz konusu faturaların İİK’nın 67/2. maddesi gereği likit (bilinebilir, hesap edilebilir) olduğundan davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde bu kalem istemin reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Açıklanan nedenle, davacının, kabul edilen alacak miktarı yönünden icra inkar tazminat talebinin kabul edilmesi gerekirken reddine karar verilmesi hatalı olup davacı vekilinin istinaf isteminin HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kısmen kabulü ile hükmün icra inkar tazminatına ilişkin kısmı yönünden kaldırılarak yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ İLE, HMK’ nın 353/1-b-2 bendi uyarınca İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/618 Esas, 2017/74 Karar ve 26/01/2017 tarihli kararının KALDIRILMASINA ve YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE, 2- Davanın KISMEN KABULÜ İLE KISMEN REDDİNE a-Davalının Kadıköy … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 16.874 TL miktar üzerinden devamına, alacağa takip tarihinden itibaren avans faiz uygulanmasına, Fazlaya ilişkin talebin reddine, b-Kabul edilen asıl alacak 16.874 TL’nin % 20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, c-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 1.152,66 TL karar ilam harcından peşin alınan 552,50 TL mahsubu ile bakiye kalan 600,16 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, ç-Davacı tarafından bilirkişi ve tebligat ücreti olarak yatırılan 1.712,00 TL yargılama giderinden kullanılmayan 48,00 TL masrafın mahsubu ile ret ve kabul oranı dikkate alındığında bakiye 500,68 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, arta kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, d-Davalı taraf gider yapmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, e-Hüküm altına alınan miktar üzerinden AAÜT hükümlerine göre davacı lehine 2.024,88 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, f-Reddedilen kısım yönünden AAÜT hükümlerine göre davalı lehine 4.662,65 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, g-HMK 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde artan gider avansının yatıranlara resen iadesine, İstinaf Giderleri Yönünden; 3-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcının Hazineye İRAD KAYDINA, 4- Alınması gereken istinaf kanun yolu karar harcı 148,60 TL’den peşin yatırılan 31,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 117,20 TL’nin davalı tarafından alınarak Hazineye GELİR KAYDINA, 5- Davacı tarafından sarfedilen 117,10 istinaf harcı ile istinaf yargılama aşamasında tebligat posta masrafından oluşan 69,00 TL masraf olmak üzere toplam 186,10 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6- İstinaf yargılaması duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1.b-2 bendi ile aynı kanunun 362/1.a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.01/10/2020