Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2020/316 E. 2021/972 K. 13.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/316
KARAR NO: 2021/972
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2014/359 Esas
KARAR NO: 2017/780
KARAR TARİHİ: 06/11/2017
DAVA: Tazminat
KARAR TARİHİ: 13/10/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; Müvekkil şirket, …’ün kuruluşunun 12. yıldönümü nedeniyle, üyelerinin ve tanınmış oyuncu ve yazarların da davet edildiği, yine Türkiye’de ve dünyada tanınmış müzisyenlerin sahne aldığı büyük bir etkinlik organize ettiğini, 12.02.2011 tarihinde yapılan “…” etkinliğine katılacak olan tahmini davetli sayısı düşünülerek, internet sitesinde kapasite olarak davetli sayısına uygun olduğu görülen … etkinlik mekanı olarak tercih edilmiş ve … Merkezi ABD Türkiye İstanbul Şubesi’yle anlaşma sağladıığını, davalı ile akdedilen sözleşme gereği müvekkil üzerine düşen yükümlülüklerini tam ve eksiksiz olarak verine getirmiş olup, davalı taraf sözleşmeye aykırı tutum ve davranışları ile etkinlikte aksaklıklar yaşanmasına ve müvekkili şirketin gelir ve itibar kaybetmesine neden olduğunu, müvekkil şirket tarafından etkinlik için kiralanan alan …’un internet sitesinde de yayınlanan aynı zamanda tarafına sunulan plan ve ölçütlere göre, … & …’ın her iki katı ile bunlar dışında yemek ve sigara içme alanı olarak 108 m2’lik üç adet çadırın kurulabileceği 3.518 m2 alan olduğunu, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin, “Kira Sözleşmeleri İle İlgili Teknik Konular” bölümünde, salonun kişi kapasitesi ve kullanım alanının neye göre belirleneceği maddeler halinde, şüpheye yer bırakmayacak şekilde sayılmış olup, bu bölümünün 15. Maddesinde “Salonun kişi kapasitesi boş alanda m2 başına iki kişidir.” denilmek suretiyle salon kapasitesine göre, davetli sayısı sınırlandırıldığını, söz konusu etkinlik yemek veya kokteyl gibi masa düzeni gerektiren bir etkinlik olmadığından, metrekare başına davetli hesabı yapılmış, sözleşmenin “Kira Sözleşmelerine İlişkin Teknik Konular” başlıklı bölümün 28. Maddesinde; “İçeriye alınacak misafir sayısı, sahne, dekor, ışık sistemi ve bunun gibi malzemelerden sonra kalan alana metrekareye l,5(Birbuçuk) kişiden fazla alınamaz…” olarak düzenlendiğini, müvekkil şirket tarafından kiralanan toplam alan; üst salon 1344m2, alt salon 1475m2, balkon 126m2, fuaye 465m2 ve çadır alanı 108m2 olmak üzere toplam 3.518m2 olup bu alandan bar, sahne ve sponsor kullanım alanlarının toplamı olan 300m2 düştükten sonra kalan alan 3.218m2 olup, sözleşmenin anılan maddeleri gereğince belirlenen metrekare başına 1.5 kişi üzerinden hesaplandığında kapasite 4827 kişiye tekabül ettiğini, mekan kapasitesi 4827 kişi olarak hesaplanmasına rağmen, etkinlik gecesi herhangi bir bildirimde bulunulmaksızın, davalı tarafın tek taraflı ve tamamen sebepsiz, keyfi tasarrufuyla girişler içerisi henüz boşken kapatıldığını, …’ın güvenlik görevlileri giriş için bekleyen davetlilere, henüz program başlamamış olmasına rağmen, içeride 3000 kişinin bulunduğu ve daha fazla davetlinin girişine izin verilmeyeceğini bildirildiğini, diğer taraftan, etkinlik alanı, sözleşmeye göre 4800 civarı davetli ağırlayabilecek şekilde düzenlenmiş, gerek sponsorlarla gerekse etkinlikte hizmet veren çeşitli firmalarla buna uygun olarak sözleşmeler yapıldığını, Etkinlik alanındaki tüm alışverişler maxi para kartlarıyla yapılmış olup, etkinlikte yiyecek ve içecek satışı yapan … ve …’nin etkinlik cirosuyla etkinliğin tüm geliri belgelenebilir durumda olduğunu, … Bankası tarafından gönderilen etkinlik hasılat raporunda, katılımcılara toplam 2710 adet kart teslim edildiği ve kişi başı harcama tutarının 35,70TL olduğu belirtildiğini, hasılat raporu ve faturalara göre, etkinlik gecesi … 16.385,51 TL ve … 80.773,80TL gelir elde etmiş olup, müvekkil şirket bu gelirlerden … kazancının %15’i olan 2.472,30TL ile … kazancının %33,26’sı olan 26.773,54TL olmak üzere toplam 29.245,84TL gelir elde ettiğini müvekkil şirket 29.245,84TL’lik bu geliri,toplam 2710 davetliden sağladığını, özetlemek gerekirse, müvekkilim etkinliğe katılan her bir davetliden 11,63TL net kar ettiğini, etkinlik alanının kapasitesi 4827 kişi olup, etkinliğin akşam 17:00 ile sabah 04:00 saatleri arasında olduğu düşünüldüğünde, etkinlik süresince yaşanacak sirkülasyon sonucu kiralanan alanda yaklaşık 8000 kişinin ağırlanması mümkün olup buna göre etkinlik alanına girişine izin verilmeyen davetli sayısının yaklaşık 5.000 kişi olduğu göz önünde bulundurulduğunda, içeri giremeyen her kişi başına zararı 11,63 TL’den toplam 58.l50,00TL olduğunu, Sözleşmede, etkinlik sırasında sunulan vestiyer ve temizlik hizmetinin davalı tarafından karşılanacağı düzenlendiğinden, davalıya ödenen 23.600 Euro ücret içerisinde bu hizmetlerin ekipman ve personel bedeli de ödenmiş fakat hizmetin kötü ifa edilmiş olması nedeniyle müvekkil şirket maddi ve manevi olarak zarara uğratıldığını, kiralanan alanın temizlik ihtiyaçları için yaklaşık 25 kişilik bir temizlik ekibi ihtiyacı olduğunu, tuvaletlerin temizliği için sağlanan 2 personel dışında başka hiçbir temizlik elemanı sağlanmadığından, yaklaşık 23 kişilik bir temizlik personelinin vermesi gereken hizmet, bedeli ödendiği halde alınamadığını, bu hizmetlerin ekipman ve personel maliyetinin rayiç bedeli, personel başına 110,00TL+KDV ve ekipman maliyeti olup, etkinlikte söz konusu hizmetleri vermesi gereken toplam 23 personel için 2.530,00TL + 1.000,00TL ekipman ücreti olmak üzere, toplam KDV hariç 3.530,00TL maliyetinin olduğunu, davalı bedele dahil olan bu hizmeti vermemiş olması dolayısıyla davacı bu miktarda zarara uğradığını, Davalının sözleşmeye aykırı olarak neden olduğu zararları tazmini hususunda uzlaşma sağlanması amacıyla müvekkil şirket tarafından davalıya, Beşiktaş … Noterliği aracılığıyla 15.02.2011 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname ile bildirimde bulunulmuş ve hukuka aykırı davranışıyla neden olduğu maddi ve manevi zararları tazmini talep edildiğini, davalı tarafından buna karşı gönderilen 21.02.2011 tarihli ihtarnamede, sözleşmeye aykırı davranışları bakımından herhangi bir hukuka uygunluk sebebi ileri sürülememiş olup, zararın giderilmesi hususunda da herhangi bir girişimde bulunulmadığı görüldüğünden, dava açma gereği doğduğunu, davacı müvekkilinin uğradığı maddi ve manevi zararın giderilmesi için fazlaya dair ve diğer tüm haklarımız saklı kalmak kaydıyla davalı aleyhine; temizlik hizmetlerinin gereği gibi ifa edilmemiş olması nedeniyle 3.530,00 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi tazminata, vestiyer hizmetlerinin gereği gibi ifa edilmemiş olması nedeniyle 3,000.00 TL manevi tazminata, girişleri keyfi olarak kapatması ve çıkan misafirlerin yerine yenilerinin girişlerini keyfî olarak engellemesi nedeniyle oluşan müvekkil şirket zararının giderilmesi için net 58.150,00 TL maddi tazminata, girişe engel olmak, davetlileri kapıdan çevirmek ve katılımcılara güvenlik elemanları aracılığıyla küfür, hakaret ve darp etmek suretiyle müvekkil şirketin hem davetli ve katılımcılar, hem de medyada çıkan haberler nedeniyle tüm ülke huzurunda itibarının zedelenmesine neden olması nedeniyle 20.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalı tarafa yüklenmesi, hükmedilen tutarlara 12/02/2011 tarihinden itibaren ticari faiz uygulamasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesi ile; Davacı şirkete tahsis edilen iki katlı salondan oluşan alanın brüt alanı 3.518 metrekare olup; bu metrekareye giriş, vestiyer alanı, fuaye, tuvaletler ve tüm diğer alanlar da dahil bulunduğunu, dolayısıyla davacı tarafça belirtilen 3.518 metrekarelik alan net alan olmadığını, hayatın olağan akışına göre etkinlik kapsamında davetlilerin bulunacağı alan, şüphesiz tuvalet, vestiyer, giriş gibi alanların düşülmesinden sonra belirlenecek alan olduğunu, diğer taraftan, yukarıda belirtilen alanların düşmesinden sonra kalacak alanın tamamı da davetlilerle doldurulamayacağını, nitekim Taraflar arasındaki sözleşmenin eki olan “Kira Sözleşmesi ile ilgili teknik konular” başlıklı protokolün 28. maddesi, “İçeriye alınacak misafir sayısı, sahne, dekor, ışık sistemi ve bunun gibi malzemelerden sonra kalan alana metrekareye 1,5 kişiden fazla alınamaz. … güvenlik görevlileri girişte numaratörlerle kişi sayısını tespit ederek hesaplanandan fazla kişi olursa içeriye alınmayacak, içeri girecek sayı da dekorasyon ve sahne kurulumu bittikten sonra hesaplanıp organizatör firmaya bildirilecektir.” şeklinde düzenlendiğini, dikkat edileceği üzere, etkinlik olarak kullanılacak net alanın belirlenmesinde, sahne, dekor, ışık sistemi ve bunun gibi malzemelerin işgal ettiği alan dikkate alınması gerektiğini, Davacı şirketin 300 metrekare olarak açıkladığı alanı, davacı şirket tarafından kullanılan malzeme ve sahne ekipmanı ile sponsor firma platformlarının işgal ettiğini, bu bağlamda, davacı şirkete iki kat olarak tahsis edilen alanın sadece birinci katının yarısından fazlası, sponsor bir banka tarafından kullanıldığını, davacı tarafça, etkinlik alanı, güvenliği tehdit edici bir biçimde kullanıldığını, buna göre alanın toplam kapasitesi 4.000 veya 4.500 kişi ise, bu kadar kişinin tek katta bulunması hem mümkün hem de güvenli olmayacağını, ancak davacı tarafça bu şekilde davranılıp, davetlilerini dengesiz biçimde üst katta bulunmaya yönelterek güvenliği tehlikeye soktuğunu, etkinlik öncesi, davacı şirket adına yetkilisi … tarafından müvekkil şirkete gönderilen 25.01.2011 tarihli elektronik posta mesajında açıkça 5.000’e yakın kişinin ziyaret edeceği bir organizasyonsan söz edilmiş olduğu gibi yine etkinlik gecesi ve alanına ilişkin “Organizasyon Programı”nda da kişi sayısının 2500 +2500 max. olduğu açıkça ifade edilmiş, davacı şirketin etkinlik gecesine ilişkin sponsorlarından olan … Aş adına müvekkil şirketin ilgili departmanına gönderilen 01.02.2011 tarihli elektronik posta yazışmasında etkinliğe yaklaşık 8.000 kişinin katılacağı belirtildiğini, dolayısıyla davacı şirketin -üstelik hatalı ve yanlış- hesaplamasına göre dahi 4. 827 kişi kapasiteli olan bir alan için 8.000 kişilik bir planlama ve çağrı yapması karşısında yaşanan yığılmanın sorumlusu davacı şirket olduğunu, Etkinlik gecesi gerçekleşen bomba ihbarı ve güvenlik mensuplarının arama işlemleri karşısında güvenlik gerekçesiyle etkinlik alanına giriş ve çıkışlar bir süre için durdurulmuş; akabinde yaratılan fiili durum sonucu herkes içeriye girdiğini, iki kattan oluşan etkinlik alanı, 12.02.2011 günü saat: 15.30’da “Convention Çenter Teslim Formu” başlıklı tutanakla davacı şirket yetkililerine tam ve eksiksiz olarak teslim edildiğini, salonun kapıları ise, daha önceden belirlendiği gibi saat 17.00’den itibaren açılmış ve davetliler içeriye alınmaya başladığını, taraflar arasındaki sözleşmenin eki olan teknik protokolün 27.maddesi uyarınca müvekkil şirket yetkililerince düzenlenen numaratör sayısına ilişkin tutanaklara göre sat 20.00’ye kadar salona 4.000 kişinin giriş yaptığı saptandığını, hatta bu sayıda davetli yönünden dahi kat geçişleri arasındaki kontrol sağlanmamış ve güvenlik tehdit edildiğini, ancak saat 20.00 – 20.20 sıralarında gerçekleşen bomba ihbarı üzerine, ilgili güvenlik güçleri ve bomba uzmanlarından oluşan üç kişilik polis ekibi otele gelerek gerekli arama işlemini gerçekleştirdiğini, güvenlik güçlerinin patlayıcı madde arama işlemi yaklaşık 1,5 saat sürmüş ve akabinde saat: 21.20’de düzenlenen “Patlayıcı Madde Arama Tutanağı” ile herhangi bir patlayıcı maddeye rastlanmadığı belirtildiğini, doğal olarak bomba ihbarı ve akabinde gerçekleşen arama işlemleri ve dolayısıyla güvenlik nedeniyle bu süre zarfında giriş ve çıkışlar durdurulmak zorunda kalındığını, davacı şirketin alan kapasitesinin çok üzerinde kişiyi davet etmiş olması nedeniyle de bu süre zarfında etkinlik alanı önünde belli bir yığılma olduğunu, ancak bomba ihbarı ile arama işlemi konusunda, panik yaratmamak için herhangi bir açıklama yapılmadığını, etkinlik alanındaki çadır, tamamen davacı şirket tarafından kurulmuş olup; alandaki diğer sistem ve ekipmanlar gibi çadırın temin ve kurulmasında da müvekkil şirketin bir girişim ve dahli olmadığını, Davacının kastettiği yer, tahsis edilen salonun alt katının önünde ver alan teras olup; bu alan da ne 108 metrekare olup ne burada çadır kurulması taahhüt edildiğini ve ne de bu alan 3.518 metrekarelik salon alanına dahil olduğunu, davacı şirket, tamamen afaki ve varsayıma dayalı bir hesaplama ile olası zarar hesapları yaptığını, oysa ki tazminat talebine konu edilecek zararın somut ve doğmuş olması bir yasal gereklilik olduğunu, Hiçbir şekilde taraflar arasındaki sözleşmede temizlik hizmeti için 25 kişilik bir ekip görevlendirileceği yönünde bir düzenleme yer almadığını, davacı tarafın 25 kişilik temizlik personeli gereksinimini nasıl ve neye istinaden gündeme getirdiği anlaşılamadığını, davacı tarafın manevi tazminat talebi usul ve yasaya açıkça aykırı ve temelsiz olduğunu, müvekkil şirketin iddia edildiği şekilde davetli girişine keyfi olarak engel olması ve özellikle katılımcılara küfür ve darp edilmesi şeklinde bir davranış ve yaklaşımı söz konusu olmadığı gibi ne temizlik ne de vestiyer hizmetlerinde müvekkile atfı kabil bir kusur mevcut olmadığını, kapasitesinin çok üzerinde kişiyi etkinlik alanına davet eden, alt ve üst kat ayırımını gereği gibi yapamayan ve dengesiz yığılmalara sebebiyet veren ve üstelik provoke edici anonslarla davetlileri kışkırtarak kişilerin dengesiz ve denetimsiz bir biçimde ve üstelik kapıyı kırarak içeri girmesine sebebiyet veren davacı şirketin, gelinen noktada ticari itibarının zedelendiği ve temizlik ve vestiyer hizmetlerinin gereği gibi yerine getirilmediği iddiasıyla esas yönünden haksız ve mesnetsiz olan davanın reddine, yargılama gideri ve yasal vekalet ücretinin davacı-karşı davalı yana yükletilmesine karar verilmesini, Karşı Davada; Etkinlik sonunda, tahsis edilen alanın Davacı-Karşı davalı şirketten geri teslim alınması sırasında -gece yarısı- düzenlenen tutanakta, anılan alana ilişkin hasar ve eksikliklerin bir kısmı belirlenmiş ve düzenlenen tutanak taraflarca imzalandığını, buna göre tarafların karşılıklı imzalarını içeren “Hasar Tespit Tutanağında yer alan bir kısım hasar ve eksiklikler şöyle özetlenebilir; Üst ve alt salon içindeki duvar kağıtlarındaki yırtılmalar, Ahşaplarda çizikler, Üst kat balkonunda 2 adet kartonpiyer düşmesi, Üst ve alt kat salon duvar panel ahşapları üzerinde bant izleri, Üst salonda 2 adet perde tutacağı kırık, Fuayelerde çizilen ahşapların cila hasarları, Alt salonda 2 adet servis kapısı stoper hasarları, ayrıca, davacı-karşı davalı şirket yetkilerinin anonsları sonucu dışarıda bekleyen davetlilerce alanın giriş kapısı da kırıldığını, ancak etkinlik alanının teslim alınmasından sonra gerçekleştirilen detaylı incelemelerde ise; anılan tutanakta yer almadığı halde davacı şirket ve üyelerinin kötü kullanımından kaynaklanan başkaca zarar ve hasarlara da rastlanmış olup; saptanan tüm hasarlar, müvekkil şirket tarafından ilgili firmalara onartılmış veya gerekli parça/eşya değişimleri gerçekleştirildiğini nitekim davacı … üyelerinin kötü kullanımı nedeniyle, etkinlik alanındaki dokuma yün halı değiştirildiğini, alandaki mobilyaların cila işleri yapıldığını, alt salondaki alçıpanlar tamir edilmiş ve alt ve üst katlarda muhtelif tamirat, boya ve rötuş işlemleri gerçekleştirildiğini, anılan işlemler nedeniyle ilgili firmalara KDV Dahil 122.223,13-TL’lik bir ödeme yapmak durumunda kalındığını, Müvekkil şirkete ait otelde gerçekleştirilen etkinlik sonrası, davacı-karşı davalı şirkete ait www…com isimli internet sitesinde gerek müvekkil şirket gerekse yetkilileri hakkında son derece haksız ve itibar sarsıcı değerlendirme ve ifadelere yer verildiğini, dünyanın ve Türkiye’nin en önemli otel ve turizm markalarından biri olan “…” ve yetkilileri hakkında günlerce dalga geçilmiş, ağza alınmayacak küfürler edilmiş ve özellikle otel ve o dönemdeki sorumlu müdürü hakkında şoven, faşist, nazi gibi yakıştırmalar yapılarak otel müdürü nezdinde müvekkil şirketin itibarı ciddi ve haksız saldırılara muhatap kılındığını, davacı/karşı davalı şirket, günlerce … ve müdürü hakkında ifade edilen ve suç teşkil eden söz ve ifadelerin kendi internet sitesinde serbestçe ve ölçüsüz bir biçimde kullanılmasına ve yer bulmasına seyirci kaldığını, davacı/davalı şirket, müvekkilin ticari itibarı ile isim ve markasını, zedeleyici ve sarsıcı saldırılara sessiz ve tepkisiz kaldığı gibi kendisine ait olup herkesçe ulaşılabilen bir platformda bu saldırıların günlerce sürdürülmesini sağladığını, bu bağlamda sosyal medya ortamında gerçekleştirilen haksız saldırılar , müvekkil şirket nezdinde etkinlik düzenlemeyi düşünen kişi ve oluşumları olumsuz etkilemeye başlamış ve kimi organizasyonlar, sosyal medyada yer bulan söylemler nedeniyle … otelini tercih etmekte belirli bir çekingenlik ve tereddüt yaşadığını, daha da önemlisi, otel müdürünün otelde konakladığı odanın numara ve konumuna kadar açıklanan bilgi ve haksız söylemler nedeniyle otelin ve sorumlu müdürün güvenliği dahi tehdit edilir boyutlara geldiğini, Bu itibarla, müvekkil adına açılan karşı dava yönünden, davacı-karşı davalının sebebiyet verdiği hasar ve zararlardan dolayı fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik 122.223,13-TL maddi tazminatın etkinliğin düzenlendiği 12.02.2011 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davacı-karşı davalıdan tahsiline, davacı-karşı davalıya ait internet sitesinde yer alan açıklamalar nedeniyle müvekkil şirket lehine 100.000,00-TL manevi tazminatın 12.02.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, “Davacının maddi ve manevi tazminat talepleri bakımından; Etkinlik alanının kapasitesinin 4827 kişi olup, etkinlik alanına girişine izin verilmeyen davetli sayısının yaklaşık 5.000 kişi olduğu, … Bankası tarafından gönderilen etkinlik hasılat raporuna göre; katılımcılara toplam 2710 adet kart teslim edildiği ve kişi başı harcama tutarının 35,70 TL olduğu davacı tarafından iddia edilmiştir. Mahkememizce etkinlik gecesi yiyecek içecek satışı yapan …nin 16.385,51 TL ve … nin 80.773,80 TL gelir elde ettikleri dikkate alındığında, davacının … kazancının %15’i olan 2.472,30TL, … kazancının %33,26’sı olan 26.773,54TL olmak üzere toplam 29.245,84 TL gelir elde ettiği, elde edilen 29.245,84 TL’lik gelirin toplam 2710 kişiden sağlandığı, buna göre davacının davetli kişi başına 11,63TL net kar elde ettiği yorumu mahkememizce ( alınan birinci ve üçüncü bilirkişi raporlarıyla) makul hesaplama olarak kabul edilmiştir. Ancak 11,63 TL ye KDV nin dahil olduğu … ve …nin kazançlarından KDV düşüldükten sonra kişi başı 9,18 TL geliri davacının elde edebileceği sabit görülmüştür.(davacının tazminini isteyeceği bedele KDV ödemeyeceği gözetilerek) Etkinlik alanının 2500+2500 kişi için proğramlandığı, ancak 3.518 m2 alanda çadırlar kurulduktan sonra artan kısımda sözleşmenin 28.mad gereğince “sahne dekor ışık sistemi ve bunun gibi malzemelerden sonra kalan alana m2 ye 1,5 kişiden fazla alınamaz” ilkesi gözetilerek ancak 3.913 kişi ( bilirkişi … ve arkadaşlarının 17/04/2014 tarihli raporunda ve üçüncü ek raporda açıklandığı üzere) alınabileceği, sirkülasyonun ise bomba ihbarı, güvenlik gerekçesi, yığılma nedeniyle gerçeklemesinin mümkün olmadığı, etkinlik alanına yapılan kart satışına göre 2710 kişi alındığı, davacının ( 3.913-2.710= 1203) 1203 kişiden elde edebileceği ( 1203×9,18 TL= 11.043,54TL) 11.043,54 TL kardan mahrum kalıp zararının gerçekleştiği sabit görülmüştür. Davacının temizlik hizmetleri için ayrıca ve açıkça bir bedel ödemediği, sözleşmede 25 kişilik temizlik ekibi verileceği konusunda madde bulunmadığı, temizlik hizmetinin de alınan hizmet içinde bulunduğu, eksik ve ayıplı yapılmış olması nedeniyle davacının ayrıca ödediği bir miktar bulunmadığından iade talebinin kabul edilemeyeceği anlaşılmıştır. Dinlenen tanık beyanlarına ve alınan bilirkişi raporlarına göre; davacının üyelerine karşı ticari itibarının zedelendiği sabit görülerek 10.000,00 TL manevi tazminatın, davacının sözleşme kapsamında hizmet olarak istediği; vestiyer hizmetlerinin eksik ve ayıplı olarak yerine getirilmesi nedeni ile 1.000,00 TL, temizlik hizmetlerinin eksik ve ayıplı olarak yerine getirilmesi nedeni ile 4.000,00 TL manevi taminatın davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir. Karşı davada davacının maddi ve manevi tazminat talepleri bakımından; Sözleşmenin 5.maddesinde ” davet sonrasında salon boşaltıldıktan sonra varsa hasar ve kayıplar tutanakla tespit edilir ” hükmü gereğince ; karşı davacı tarafça gecenin sonunda tutanak tutulmuş ve ” Üst ve alt salon içindeki duvar kağıtlarında yırtılmalar, Ahşaplarda çizikler, Üst kat balkonunda 2 adet kartonpiyer düşmesi, Üst ve alt kat salon duvar panel ahşapları üzerinde bant izleri, Üst salonda 2 adet perde tutacağı kırık, Fuayelerde çizilen ahşapların cila hasarları, Alt salonda 2 adet servis kapısı stoper hasarları,alanın giriş kapısında kırık” tespit edilmiştir. Sözleşmenin 6.maddesinde “salona verilecek zarar ve kayıplardan davet sahibi sorumludur” hükmü gereğince; tutanakla belirlenen işlerin tamiri konusunda 15/02/2011 tarih ve … seri numaralı 1.711 TL bedelli fatura düzenlenmiş ve karşı davalıya tebliğ edilmiştir.Ancak bu fatura içinde üst ve alt kat salon duvar panel ahşaplarının muhtelif yerlerindeki çizilmeler, üst ve alt kat salon duvar panel ahşapları üzerindeki bant izleri ve fuayelerdeki çuzulen ahşapların cila hasarlarına ilişkin onarım bedellerinin bulunmadığı, karşı davacı tarafça bu iş için ödenen 9.375 TL bedelli fatura bedelinin karşı davalıdan istenebileceği, mevcut zeminde yapılan iş hacmine uygun olduğu( bilirkişi … ve arkadaşlarının 17/04/2014 tarihli raporunda ve üçüncü ek raporda açıklandığı üzere) sabit görülmüştür.9.375 TL + 1.711 TL= 11.086,00 TL haksız fiil hasar tazminatının karşı davalıdan tahsili gerektiği sonucuna varılmıştır. Karşı davacının diğer talep ettiği tazminat kalemlerinin karşı davalıya tebliğ edilen fatura içeriğinde bulunmadığı, mevcut zemindeki oluşa uygun olmadığı gözetilerek reddine karar verilmiştir.(bilirkişi … ve arkadaşlarının 17/04/2014 tarihli raporunda ve üçüncü ek raporda açıklandığı üzere) Karşı davacının manevi tazminat talebi karşı davalı nın davete katılan üyelerinin internet ortamında yazdığı itibarı sarsıcı kötüleyici reklam yaratan yazıların varlığı, bu yazılara karşı davalının engel olmadığı, yayınlanmasına izin verdiği bu şekilde eyleme katıldığı sabit görülmüş, karşı davacının manevi tazminat talebi 10.000,00 TL üzerinden kısmen kabul edilmiştir. Açıklanan gerekçelerle dava ve karşı davanın kısmen kabulüne, istenen faiz talebinin etkinlik tarihi olan 12/02/2011 den itibaren kabulüne ( maddi tazminat talepleri yönünden) manevi tazminat talepleri yönünden dava tarihinden itibaren kabulüne ” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı-karşı davalı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; bilirkişi incelemesi sonucunda hesaplanan zarar tutarı hatalı olduğunu, etkinlik alanın kapasitesi dikkate alındığında etkinlik süresince yaşanacak sirkülasyon sonucu kiralanan alanda 8.000 kişinin ağırlanması mümkün olduğunu, davalı yaklaşık 5.000 kişinin katılımına engel olduğunu, bilirkişiler hesaplama yaparken kişi başı talep edilebilecek bedeli 9,18 TL olarak belirtmiş ise de KDV’nin müvekkil şirketin uğradığı gelir ve kar kaybına hesaplanmasına dahil edilmesi gerektiğini, kiralanan alanda yaklaşık 25 kişilik bir temizlik ekibine ihtiyaç olduğunu, ancak temizliğin 2 personel tarafından sağlandığını, bu nedenle temizlik hizmetinin gereği gibi yerine getirilemediğini, eksik hizmet nedeniyle 23 personel için ekipman ücreti de dahil olmak üzere toplam 3.530,00 TL maliyetin olduğu, bu hizmetin yerine getirilmemiş olması nedeniyle oluşan zararın tazmini gerektiğini, bu itibarla davacının toplam maddi zararı 61.680,00 TL olduğunu, müvekkil lehine hükmedilen tazminat miktarı az olduğunu, müvekkil şirketin kişilik haklarının ihlalini bir nebze olsun giderebilecek tutarda olmadığını, Karşı dava yönünden hasar tutanağında belirtilen 1.711,00 TL ‘lik ufak tadilat giderleri dışında, davalı-karşı davacı tarafından iddia olunan zararların müvekkil şirket ile doğrudan bağlantısı ve ilgisi tespit edilemediğini, mahkemece esas alınan bilirkişi raporunda, çizilen ahşaplarına cila hasarına ilişkin olarak ” hasar görebilecek 750,00 m2 ahşap yüzeyi mevcut olduğu, zımpara ve cila rötuşu ile hasarların giderilmesi cihetine gidildiği takdirde yaklaşık olarak (750 m2 x12,50 TL) 9.375,00 TL ” olarak belirtilen tespitin son derece afaki olup fuayelerde müvekkil şirketin etkinliğinde ne kadar çizilme gerçekleştiğine ilişkin net bir veri yada tespit olmadan bu şekilde bir hesaplama yapılması hatalı olduğunu, davalı lehine manevi tazminata hükmedilmesi hatalı olduğunu, yer sağlayıcı olan müvekkile yazarların sağladığı içeriklere ilişkin olarak sorumluluk atfedilmesi hukuken mümkün olmadığını, müvekkilin sitede yer alan yazıları yazdırtmadığı gibi 5561 sayılı Kanunun 5. Maddesi gereğince yazıların içeriğini kontrol etmekle de yükümlü olmadığını, kişilik haklarını ihlal ettiğini düşünenler tarafından şikayet gelmesi halinde şikayeti değerlendirmekle yükümlü olduğunu, müvekkil bu sorumluluğunu yerine getirdiğini, bu nedenle müvekkil aleyhine manevi tazminata hükmedilmesini gerektirecek bir durum bulunmadığını belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı-karşı davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; davacının kar mahrumiyeti talebine dair yapılan hesaplamanın hatalı olduğunu, etkinlik alanına saat 20.00 itibariyle 4000 kişinin alındığı dosyaya sunulmuş numaratör tutanağı ve bilirkişi raporu ile sabit olup, dolayısıyla 3.913 kişilik kapasitenin üzerinde kişinin etkinlik alanına girdiği sabit iken, mahkemece giren kişi sayısının 2713 olduğu sonucuna nasıl ulaşıldığı belirsiz ve hatalı olduğunu, aynı şekilde 4bin kişilik bir alana 30bin kişiyi davet eden ve bir izdiham yaratan taraf davacı şirket olup bu husus bilirkişi raporu ile sabit olduğunu, mahkemece hükmedilen 3 ayrı manevi tazminat hükmü yasal sebeplerden yoksun olduğu gibi mükerrerlik içerdiğini, kısaca müvekkil şirketin teknik ve hukuki olarak sözleşmeye aykırı bir davranışının tespit edilmemiş olması nedeniyle davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinin yasal koşullarının oluşmadığını, Karşı dava yönünden, mahkemece hükmedilen maddi tazminat tutarı, müvekkil şirketin gerçek zararının çok altında olduğunu, yargılama süreci içinde sunmuş oldukları beyan ve delillerden anlaşıldığı üzere müvekkil şirketin gerçek zararı 122.223,13 TL olduğunu, müvekkil şirketin tanınırlık ve bilinirliği dikkate alındığında hükmedilen manevi tazminat tutarı çok düşük kaldığını belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava ve karşı dava, 12/02/2011 tarihinde yapılacak etkinlik için taraflar arasında düzenlenen Organizasyon Sözleşmesi’nden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacı-karşı davalı, davete sirkülasyonla birlikte alınacak kişi sayısı yaklaşık 8.000 kişi olmasına rağmen, yaklaşık 3.000 kişinin girişine izin verildiği, etkinlik alanına girişine izin verilmeyen 5.000 davetli için uğradığı kar yoksunluğu, temizlik hizmetlerinin gereği gibi ifa edilmemiş olması nedeniyle maddi ve manevi tazminat, vestiyer hizmetlerin gereği gibi yerine getirilmemiş olması nedeniyle manevi tazminat ile girişe engel olmak, davetlileri kapıdan çevirmek ve katılımcılara güvenlik elemanları aracılığıyla küfür, hakaret ve darp etmek suretiyle müvekkil şirketin hem davetli ve katılımcılar, hem de medyada çıkan haberler nedeniyle tüm ülke nezdinde itibarının zedelenmesine neden olması nedeniyle manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Davalı-karşı davacı, sözleşmenin 6. Maddesi gereğince etkinlik için kiralanan salona verilen zarardan dolayı maddi tazminat ile etkinlik sonrası davacı-karşı davalı şirkete ait www…com isimli internet sitesinde,müvekkilin ticari itibarı ile isim ve markasını, zedeleyici ve sarsıcı saldırılara sessiz ve tepkisiz kaldığı, bu yazılara karşı davalının engel olmadığı, yayınlanmasına izin vermesi nedeniyle manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Mahkemece üç farklı bilirkişi heyetinden kök ve ek rapor alınmış, davacı … davalı tanıkları dinlenmiştir. Davacı-Karşı Davalının Maddi ve Manevi Tazminat Talebi Yönünden Sözleşmenin, kira sözleşmelerine ilişkin teknik konular başlıklı 28. Maddesi ” İçeriye alınacak misafir sayısı, sahne, dekor, ışık sistemi ve bunun gibi malzemelerden sonra kalan alana metrekareye 1,5 kişiden fazla alınamaz. … güvenlik görevlileri girişte numaratörlerle kişi sayısını tespit ederek hesaplanandan fazla kişi olursa içeriye alınmayacak, içeri girecek sayı da dekorasyon ve sahne kurulumu bittikten sonra hesaplanıp organizatör firmaya bildirilecektir.” şeklinde düzenlenmiştir. Davacı-karşı davalı her ne kadar sirkülasyonla birlikte etkinliğe 8.000 kişinin girişine izin verilmesi gerektiğini iddia etmiş ise de hükme esas alınan 1. ve 3. Bilirkişi heyeti raporlarında açıklandığı gibi etkinliğin düzenlendiği toplam kapalı alan 3.409 m2 olduğu, sözleşmenin 28. Maddesi uyarınca düşülmesi gereken podyum alanın yaklaşık 200 m2 olup, davete sponsor olan firmalara ayrılan stant alanların 900 m2 olduğu, bu doğrultuda podyum ve stant alanları hariç toplam alanın yaklaşık 2.309 m2 ve stant alanların 900 m2 olduğu, stant alanları için yapılan kişi hesaplamasında yer alan metrekareye 0.5 kişi hesaplamasının doğru olarak belirlenmiş bir oran olduğu, buna göre sözleşmenin 28. Maddesi uyarınca etkinliğe katılacak kişi sayısının 3.913 kişi olarak belirlenmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Davacı-karşı davalının, düzenlenecek etkinliğe toplam kapasitesinin iki katından fazla katılımcıya davet ederek yığılmaya ve daveti yöneten davacının profesyonel bir yönetim olmadığından organizasyonda karmaşıklığa neden olduğu, bomba ihbarı ve güvenlik gerekçesiyle sirkülasyonun gerçekleşmemesinde davalı- karşı davacının bir kusurunun bulunmadığı görülmüştür. Mahkemece, … Bankası tarafından dosyaya sunulan, katılımcılara 2710 adet kart satışı yapıldığına dair yazısına istinaden etkinlik alanına 2.710 kişi katıldığı tespiti yapılmış ise de etkinliğe katılım için, kart satın alma zorunluluğu bulunmadığı, etkinliğe katılıp da kart satın almayan, herhangi bir alış veriş yapmayan davetlilerin de bulunabileceği gözetildiğinde davalı şirketin güvenlik çalışanların beyanları ve güvenlik görevlilerince giriş kapısında tutulmuş tutanağa göre etkinliğe 4.000 üzerinde katılımcının katıldığı yönündeki tespiti olaya uygun düştüğü ve yukarıda açıklandığı üzere sirkülasyonun gerçekleşmemesinde davalı -karşı davacının bir kusurunun bulunmadığı gözetilerek davacının bu yöndeki maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken talebin kısmen kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur. Davacı karşı davalı, kiralanan alan için 25 kişinin vermesi gereken temizlik hizmetini 2 kişinin vermesi nedeniyle hizmetin kötü ifa edildiğini, bu nedenle yaklaşık 23 kişilik bir temizlik personeli ve ekipmandan oluşan maliyetin sözleşme kapsamında iadesini talep etmiş ise de mahkeme gerekçesinde açıklandığı gibi, sözleşmede 25 kişilik temizlik ekibi verileceği konusunda madde bulunmadığı, temizlik hizmetinde alınan hizmet içinde olduğu, temizlik hizmetinin eksik ve ayıplı yapılmış olması nedeniyle davacının ayrıca ödediği bir bedel bulunmadığından iade talebinin reddine karar verilmesi yerinde görülmüştür. TBK’nın 114/2 maddesinde, haksız fiil sorumluğuna ilişkin hükümler, kıyas yoluyla sözleşmeye aykırılık hallerinde de uygulanacağı düzenlemiş olmakla dinlenen tanık beyanları ve dosya kapsamına göre temizlik ve vestiyer hizmetlerinin gereği gibi yerine getirilmemesi, hizmetin yetersiz kalması, giriş kapısında yaşanan yoğunluktan dolayı meydana gelen arbedede davalı şirkete bağlı güvenlik görevlilerin davetlilere yönelik kötü muamelesi nedeniyle davacı-karşı davalının ticari itibarını zedelediğinden davacının manevi tazminat talep etme hakkı bulunmaktadır. Ancak davacı-karşı davalının da düzenlenecek etkinliğe toplam kapasitesinin çok üzerinde katılımcıyı davet ederek yığılmaya ve organizasyonda karmaşıklığa neden olduğu dikkate alındığında mahkemece hükmedilen toplam 15.000,00 TL manevi tazminat miktarı yüksek olup somut olayın özelliği, zararın niteliği, davalının kusuru, TMK 4. Maddesi uyarınca hak ve nefaset göre takdiren toplam 10.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken daha yüksek manevi tazminata hükmedilmesi doğru görülmemiştir. Davalı-Karşı Davacının Maddi ve Manevi Tazminat Talebi Yönünden Sözleşmenin 5. maddesinde, davet sonrasında salon boşaltıldıktan sonra varsa hasar ve kayıplar tutanakla tespit edileceği ve sözleşmenin 6. maddesinde salona verilecek zarar ve kayıplardan davet sahibi sorumlu olacağı düzenlenmiştir. Sözleşmenin 5. Maddesi gereği düzenlendiği anlaşılan hasar tespit tutanağının taraflarca etkinlik sonrası detaylı olarak hazırlanarak imzalanmış olduğu anlaşılmaktadır. Davalı-karşı davacı tarafça hasar tespit tutanağında belirtilen bir kısım hasar ve zararlar karşılığında düzenlenen 1.711,00 TL tutarlı fatura ile, etkinlik alanındaki halının değiştirilmesi ile ilgili 86.469,13 TL tutarlı fatura, mobilyaların komple cilalanması ile ilgili 30.680,00 TL tutarlı mobilya, salonda yapılan alçıpan tamiri, macun ve boya işleri ile ilgili 3.363,00 TL tutarlı fatura ibraz ederek toplamda 120.512,13 TL ilave iş bedelinden kaynaklanan tazminat talebinde bulunmuştur. Hükme esas alınan bilirkişi raporlarında açıklandığı gibi 1.711,00 TL tutarlı faturanın hasar tespit tutanağında belirtilen zararlardan oluştuğu, ayrıca hasar tespit tutanağında belirtilen, üst ve alt salon içindeki ahşapların muhtelif yerlerindeki çizilmeler, üst ve alt salon duvar panel ahşapları üzerindeki bant izleri, fuayelerdeki çizilen ahşapların cila hasarlarına ilişkin onarım bedelleri 1.711,00 TL faturanın içerisinde yer almadığı ancak salonun sürekli kullanıldığı dikkate alınarak bir günlük etkinlikte komple yeniden cila gerektirecek kadar hasar görmediği, mevcut zeminde yapılan iş hacmine göre hesap edilen 9.375,00 TL hasar bedeli uygun ve geçerli olduğu, hasar tespit tutanağında halılar ile ilgili hiç bir hasarın belirtilmemiş olması ve zemin kaplaması olarak kullanılan dokuma yün halıların tek bir etkinlik ile yıpranıp eskimeyeceği, bir çok etkinlikte kullanıla kullanıla ekonomik ömrünü tamamladığı kanaatine varılmakla davalı-karşı davacının, davaya konu etkinlikten dolayı salonda oluşan hasardan dolayı talep edebileceği tazminat tutarının 11.086,00 TL olarak hesaplanmasında bir isabetsizlik görülmemiştir. Davacı-karşı davalının etkinliğe katılan üyelerce, davacının sahibi olduğu internet sitesinde etkinlik ile ilgili davalı şirket ve müdürü hakkında saldırgan ve aşağılayıcı ifadeler kullanıldığı, davalı-karşı davacının kişilik haklarını ve ticari itibarını zedelediği, denetleme yükümlülüğü bulunan davacı-karşı davalının bu yükümlülüğünü yerine getirmediği, kendisine bildirim yapılmasına rağmen saldırı içeren yazıların yayınlanmasına izin verdiği, bu durumda davalı-karşı davacının kişilik haklarına saldırı teşkil eden davranışlara göz yumması ve 5651 sayılı Kanunun 9. Maddesiyle kendisine yüklenen, içeriği kaldırma zorunluluğunu yerine getirmemesi sebebiyle, davacı-karşı davalı aleyhine hükmedilen tazminat miktarı hukuka ve hakkaniyete uygun bulunmuştur. Açıklanan nedenlerle davacı-karşı davalı vekilinin asıl ve karşı davadaki tüm istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden HMK 353/1.b.1 bendi gereğince esastan reddine, davalı-karşı davacı vekilinin karşı dava yönünden istinaf başvurusunun reddine, asıl davadaki istinaf başvurusunun maddi ve manevi tazminat talebi yönünden kabulü ile HMK 353/1.b.2 bendi gereğince hükmün düzeltilmesi cihetine gidilerek esas hakkında hüküm tesis edilmesine karar verilmesi gerektiği kanaatindeyim.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere 1-Davacı-karşı davalı vekilinin asıl ve karşı dava yönünden tüm istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b.l bendi gereğince REDDİNE, 2-Davalı-karşı davacı vekilinin karşı dava yönünden istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b.l bendi gereğince REDDİNE, 3-Davalı-karşı davacı vekilinin asıl dava yönünden istinaf başvurusunun KABULÜ İLE, HMK’ nın 353/1-b-2 bendi uyarınca İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/359 Esas, 2017/780 Karar ve 06/11/2017 tarihli kararının KALDIRILMASINA ve YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE, Asıl Davada 1-a Davacının asıl davadaki maddi tazminat talebinin REDDİNE, 1-b Davacının asıl davadaki manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ İLE, 10.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin REDDİNE, 1-c Asıl davada maddi tazminat talebi yönünden alınması gerekli olan 59,30 TL maktu red harcı ile manevi tazminat talebi yönünden alınması gerekli olan 683,10 TL karar ilam harcının davacı tarafça peşin yatırılan 1.406,00 TL peşin harçtan mahsubu ile arta kalan 663,60 TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya verilmesine, 1-d Davacı tarafça sarf edilen başvurma harcı bilirkişi ücreti posta davetiye giderleri olmak üzere toplam 5.743,29 TL yargılama giderinin kabul-red oranın göre hesaplanan 600,70 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 1-e Asıl davada maddi tazminat talebi yönünden davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT 13/4 maddesi uyarınca uyarınca hesap ve takdir olunan 4080 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 1-f Asıl davada manevi tazminat talebi yönünden davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden karar tarihindeki AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 1-g Asıl davada manevi tazminat talebi yönünden davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden karar tarihindeki AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 1-h-HMK’nun 333. Maddesi gereğince, taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın talep halinde ilgili tarafa iadesine, Karşı davada ; 2-a Davalı-karşı davacı hasar tazminatına ilişkin talebinin kısmen kabulü ile 11.086,00 TL hasar tazminatının 12/02/2011 tarihinden itibaren avans faizi ile davalıdan alınıp davacıya verilmesine fazlaya dair istemin reddine, 2-b Davalı-karşı davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 10.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan alınıp davacıya verilmesine fazlaya dair istemin reddine 2-c Peşin alınan 3.300,05 TL nisbi harçtan alınması gereken 1.440,38 TL nisbi harcın mahsubuna artan 1.859,67 TL fazla harcın karşı davacıya iadesine 2-d Karşı davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT gereğince maddi tazminat üzerinden 1.980 TL ve manevi tazminat üzerinden 1.980 TL vekalet ücretinin karşı davalıdan alınıp karşı davacıya verilmesine 2-e Karşı davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT gereğince reddedilen maddi tazminat üzerinden AAÜT 13/3 maddesi gereğince davacı lehine hükmedilen maddi tazminata ilişkin vekalet ücretini aşamayacağından 1980 TL ve reddedilen manevi tazminat yönünden ise AAÜT 10/2 maddesi gereğince 1.980 TL vekalet ücretinin karşı davacıdan alınıp karşı davalıya verilmesine 2-f Karşı davacı tarafından yapılan 2.107,25 TL den (başvurma harcı, peşin harç keşif harcı bilirkişi ücreti müzekkere gideri, tebligat gideri,araç ücreti) kabul oranına göre 199,94 TL nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, İstinaf İncelemesi Yönünden; 3-Harçlar Kanunu gereğince asıl ve karşı dava yönünden taraflarca yatırılan 98,10’ar TL istinaf başvuru harcının ayrı ayrı hazineye gelir kaydına, 4-Davacı-karşı davalı yönünden karar tarihi itibariyle asıl davada alınması gereken 59,30 TL maktu karar harcı ile karşı davada alınması gereken 1.440,40 TL nispi karar harcı olmak üzere toplam 1.499,70 TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılan toplam 396,00 TL’den mahsubu ile noksan kalan 1.103,70 TL harcın davacı-karşı davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 5-Davalı-karşı davacı yönünden karar tarihi itibariyle asıl davada alınması gereken 59,30 TL maktu karar harcın davalı karşı tarafça peşin olarak yatırılan 444,76 TL harçtan mahsubu ile arta kalan 385,46 TL’den, karşı davada alınması gerekli olan 59,30 TL maktu karar harcından davalı-karşı davacı tarafça peşin olarak yatırılan 35,90 TL karar harcının mahsubu ile noksan kalan 23,40 TL’nin de düşümü ile arta kalan 362,06 TL ‘nin karar kesinleştiğinden davalı-karşı davacıya verilmesine, 6-Davacı-karşı davalının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 7-Davalı-karşı davacının asıl davada yapmış olduğu 98,10 TL başvurma harcı, 59,30 TL karar harcı ile 68,35 TL posta davetiye gideri olmak üzere toplam 225,75 TL istinaf yargılama giderinin davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya verilmesine 8- İstinaf yargılaması duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361/1 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere birliği ile karar verildi.13/10/2021